0:00:01.672,0:00:06.846 Son 38 yılımı görünmez olmaya [br]çalışarak harcadım. 0:00:07.830,0:00:09.259 Ben bir editörüm. 0:00:09.807,0:00:11.507 The New Yorker'da çalışıyorum 0:00:11.531,0:00:15.679 ve The New Yorker'da editörlük yapmak [br]tıpkı beyzbol ana ligindeki 0:00:15.679,0:00:17.963 bir takımda kısa topçu olarak [br]oynamaya benziyor: 0:00:17.967,0:00:21.380 En küçük hareket bile eleştirmenler [br]tarafından kritik ediliyor -- 0:00:21.404,0:00:24.006 bir hatadan Tanrı sakınsın. 0:00:25.086,0:00:29.023 Açıklık kazandırmak için, editörler[br]dergiye ne dâhil edileceğini seçmezler. 0:00:29.530,0:00:31.908 Cümle seviyesinde çalışıyoruz, 0:00:31.932,0:00:33.620 belki paragraf, 0:00:33.644,0:00:35.722 kelimeler, imla. 0:00:36.175,0:00:38.880 İşimiz detaylarla ilgili. 0:00:38.904,0:00:41.591 "Naïve" (naif)'deki "i" üzerine [br]dieresis(ses değiştirme işareti), 0:00:41.591,0:00:44.591 yani iki nokta koyarız. 0:00:44.591,0:00:46.518 Kendi stilimizi dayatırız. 0:00:46.542,0:00:49.228 Her yayınevinin kendi stili vardır. 0:00:49.252,0:00:51.775 The New Yorker'sa özellikle [br]kendine hastır. 0:00:52.503,0:00:55.283 Bazen stilimizle dalga geçilir. 0:00:55.307,0:00:59.647 Düşünün -- hâlâ "teen-ager" (genç) [br]tire işareti ile yazılır, 0:00:59.671,0:01:01.947 sanki o kelime yeni icat edilmiş gibi. 0:01:02.919,0:01:06.519 Ama "teen-age"de o çizgiyi, 0:01:06.543,0:01:09.135 "coöperate"de o dieresisi görürsünüz 0:01:09.159,0:01:11.161 ve The New Yorker okuduğunuzu bilirsiniz. 0:01:11.850,0:01:15.348 The New Yorker'da editörlük [br]mekanik bir süreçtir. 0:01:15.372,0:01:18.571 Bununla ilgili metin düzeltme [br]veya sayfa onaylama 0:01:18.595,0:01:20.451 diye bir rol var. 0:01:20.959,0:01:23.729 Editörlük mekanikken, 0:01:23.753,0:01:26.228 metin düzeltme yorumsaldır. 0:01:26.696,0:01:30.068 Editörler yoluyla yazara bir cümlenin [br]vurgusunu düzeltmek, 0:01:30.092,0:01:32.713 istemeyerek yapılan [br]tekrarlara dikkat çekmek 0:01:32.737,0:01:35.371 ve ikna edici alternatifler sağlamak 0:01:35.395,0:01:39.391 üzere öneriler sunarız. 0:01:40.502,0:01:43.480 Amacımız yazarın iyi görünmesini sağlamak. 0:01:43.504,0:01:46.833 Düzeltmelerimizi doğrudan yazara değil, 0:01:46.857,0:01:48.376 editöre veririz. 0:01:48.400,0:01:52.517 Bu genelde iyi polis/kötü polis [br]dinamiğini yaratır 0:01:52.541,0:01:56.065 ki bu durumda editör -- bunu kapsayıcı [br]bir terim olarak kullanacağım -- 0:01:56.089,0:01:59.096 her zaman kötü polistir. 0:02:00.008,0:02:02.445 Eğer işimizi iyi yaparsak, görünmeziz, 0:02:02.469,0:02:04.541 ama hata yaptığımız anda, 0:02:04.565,0:02:08.381 biz editörler tam anlamıyla [br]görünür hâle geliriz. 0:02:09.426,0:02:12.957 İşte kapıma bırakılan en güncel hata. 0:02:13.931,0:02:17.455 [Geçtiğimiz Salı, Cumhuriyetçi Parti'nin [br]popülist hiç-hiççilik 0:02:17.479,0:02:20.625 Trump öncesi simgesi Sarah Palin 0:02:20.649,0:02:22.096 Trump'ı onayladı.] 0:02:22.935,0:02:27.143 Bir okuyucu, "The New Yorker'ın meşhur [br]editörleri neredeydi?" diye yazdı. 0:02:27.167,0:02:30.333 "Yazar hiççilik bilgisi demek [br]istememiş miydi?" 0:02:30.789,0:02:32.066 Of. 0:02:32.090,0:02:34.762 Hatanın gerekçesi olamaz. 0:02:34.786,0:02:37.875 Ama bunu beğendim: "Hiç-hiççilik". 0:02:37.899,0:02:41.857 "Nihilizm"in Amerikancası olabilir. 0:02:41.881,0:02:45.088 (Gülüşmeler) 0:02:45.112,0:02:48.136 Burada da okuyucu derginin [br]bir bölümünden alıntı yapıyor: 0:02:48.160,0:02:52.197 [Ruby yetmiş altı yaşındaydı, [br]ama otoriter duruşunu koruyordu; 0:02:52.221,0:02:56.199 yaşını sadece titrek yürüyüşü gizliyordu.] 0:02:56.770,0:02:57.915 Şöyle eklemiş: 0:02:57.925,0:03:01.488 "Eminim ki The New Yorker'da biri [br]'belied' (gizliyordu)'in anlamını biliyor 0:03:01.488,0:03:04.260 ve bu cümlede kullanılma [br]şeklinin tersi. 0:03:04.284,0:03:05.958 Haydi! Bunu halledin!" 0:03:06.648,0:03:10.156 Belie: Yanlış bir kanı vermek. 0:03:10.180,0:03:12.227 "Betrayed" (ele veriyordu) olmalıydı. 0:03:13.396,0:03:14.976 E.B. White bir zamanlar [br]The New Yorker'daki 0:03:14.976,0:03:16.335 virgüller hakkında şöyle yazmıştı: 0:03:16.335,0:03:21.189 "Bir bedenin etrafına saplanan [br]bıçakların hassasiyetinde." 0:03:21.213,0:03:22.915 (Gülüşmeler) 0:03:22.939,0:03:25.805 Ve bu doğru -- virgüller hakkında [br]bir sürü şikâyet alıyoruz. 0:03:26.124,0:03:30.120 "Martin Luther King, Jr., Bulvarı'nda [br]gerçekten iki virgül mü var?" 0:03:30.746,0:03:35.827 İşarette olmayabilir, ama evet, [br]New Yorker stilinde "Jr." bu şekilde. 0:03:36.192,0:03:38.157 Bir şakacı şöyle yazmış: 0:03:38.181,0:03:41.617 ["Lütfen, editöryel çalışanlarınız [br]içindeki, virgül-manyağını 0:03:41.617,0:03:44.671 çıkarabilir misiniz veya, en azından, [br]dizginleyebilir misiniz?"] 0:03:44.695,0:03:46.047 (Gülüşmeler) 0:03:46.071,0:03:47.222 Of, peki. 0:03:47.246,0:03:49.490 Bu durumda, o virgüller [br]iyi yerleştirilmiş, 0:03:49.494,0:03:51.405 yalnızca "virgül-manyağı" ile "içindeki" 0:03:51.409,0:03:53.411 arasında virgül olmamalıydı. 0:03:53.435,0:03:54.670 (Gülüşmeler) 0:03:54.694,0:03:58.442 Bir de eğer "en azından"ın [br]yanında virgül olacaksa, 0:03:58.466,0:04:02.506 o ifadenin yanına tire işaretleri [br]koyarak değiştirebiliriz: 0:04:02.530,0:04:05.218 "... -- veya, en azından, [br]dizginleyebilir misiniz--" 0:04:06.392,0:04:07.562 Mükemmel. 0:04:07.586,0:04:09.164 (Alkış) 0:04:09.188,0:04:10.523 Sonra şu var: 0:04:10.547,0:04:11.985 "Sizi seviyorum, derginizi seviyorum, 0:04:12.009,0:04:17.206 ama lütfen büyük sayıları metin olarak [br]yazmayı bırakır mısınız?" 0:04:17.230,0:04:18.784 [iki buçuk milyon ...] 0:04:18.808,0:04:19.967 Hayır. 0:04:19.991,0:04:22.029 (Gülüşmeler) 0:04:22.053,0:04:25.155 Titiz bir imlacıdan son bir itiraz: 0:04:25.179,0:04:30.323 ["O uzun ip gibi şeyler ses telleri[br](vocal cords), akortlar (chords) değil."] 0:04:30.347,0:04:32.496 Öfkeli okuyucu eklemiş, 0:04:32.520,0:04:34.353 "Eminim ki bu korkunç imla hatasına 0:04:34.377,0:04:37.598 dair yazan ilk kişi değilim, 0:04:37.622,0:04:40.028 ama aynı derecede eminim ki [br]son da olmayacağım. 0:04:40.052,0:04:41.272 Yuh!" 0:04:41.296,0:04:43.517 (Gülüşmeler) 0:04:43.541,0:04:45.426 Eskiden posta almayı severdim. 0:04:47.222,0:04:49.818 Yazarlar ve editörler arasında [br]bir anlaşma vardır. 0:04:49.842,0:04:52.221 Editör yazarı hiçbir zaman satmaz, 0:04:52.245,0:04:55.797 çıkarılması gereken kötü şakaları [br]veya fazla uzun hikâyeleri 0:04:55.821,0:04:58.271 toplumla paylaşmaz. 0:04:58.295,0:05:03.153 Çok iyi bir editör yazarı [br]fazlalıklarından kurtarır. 0:05:03.558,0:05:05.586 Kopya editörlerinin de kuralları vardır; 0:05:05.610,0:05:08.093 hatalarımızı ilan etmeyiz. 0:05:08.593,0:05:11.293 Onları burada açıkladığım için [br]sadakatsiz hissediyorum, 0:05:11.317,0:05:14.371 o zaman neleri doğru [br]yaptığımıza bir göz atalım. 0:05:15.570,0:05:18.474 Bir şekilde katılığımla ünlendim. 0:05:19.133,0:05:23.250 Ama benimle geçinmesini bilen [br]yazarlarla çalışıyorum. 0:05:23.741,0:05:27.889 Ian Frazier veya "Sandy"yi 80'lerin [br]başlarından beri tanıyorum. 0:05:27.913,0:05:29.542 Ve kendisi en sevdiklerimden biri, 0:05:29.566,0:05:32.011 zaman zaman editörün duraksamasına 0:05:32.035,0:05:34.131 sebep olan cümleler yazsa da. 0:05:34.846,0:05:37.380 Sandy Kasırgası'ndan sonra [br]Staten Adası hakkında 0:05:37.404,0:05:39.395 bir hikâyesinden: 0:05:40.092,0:05:44.101 [Ortasından kopmuş bir rıhtım[br]ve diğer yarısı 0:05:44.125,0:05:46.509 suya kayarak kaybolmuş, 0:05:46.533,0:05:50.213 destekleyici boruları ve kabloları [br]öne doğru çıkmış, 0:05:50.237,0:05:54.048 sanki bir paket çubuk makarnayı [br]açmışsınız ve dışarı çıkmış gibi.] 0:05:54.072,0:05:55.326 (Gülüşmeler) 0:05:55.350,0:06:00.480 Bu eski zamanlarda gramerciden [br]kesinlikle geçemezdi. 0:06:00.504,0:06:01.743 Fakat ne yapabilirdim? 0:06:01.767,0:06:04.371 Teknik olarak "sanki" (like), [br]"tıpkı" (as) olmalı, 0:06:04.395,0:06:05.839 ama kulağa gülünç geliyor, 0:06:05.863,0:06:09.576 sanki yazar Homeras'a özgü büyük[br]bir mecaza girişmek üzere -- 0:06:10.211,0:06:13.371 "tıpkı bir paket çubuk makarnayı [br]açmışsınız ve dışarı çıkmış gibi." 0:06:13.395,0:06:14.704 (Gülüşmeler) 0:06:14.728,0:06:19.504 Kasırgaya Sandy ile şiirsel adalet[br]verildiğine karar vererek 0:06:19.528,0:06:21.179 cümlenin kalmasına izin verdim. 0:06:21.203,0:06:22.290 (Gülüşmeler) 0:06:22.294,0:06:24.432 Genelde bir şeyin yanlış [br]olduğunu düşünürsem, 0:06:24.432,0:06:25.858 üç kez sorgularım. 0:06:25.862,0:06:29.717 Sandy'ye bir süre önce bunu bir anlık [br]düşüncesizlikle söyledim ve şöyle dedi, 0:06:29.741,0:06:31.252 "Sadece üç?" 0:06:31.276,0:06:33.020 Yani direnmeyi öğrendi. 0:06:33.024,0:06:35.643 Son zamanlarda "Şehrin Konuşması"[br]için bir hikâye yazdı, 0:06:35.643,0:06:37.688 bu bölüm derginin ön tarafında 0:06:37.712,0:06:40.774 Ricky Jay'in Metropolitan [br]Müzesi'ndeki sergisinden 0:06:40.774,0:06:42.439 Fransa'ya artık yemek torbalarının [br] 0:06:42.439,0:06:45.554 gelişine kadar farklı konularda [br]kısa parçalar olan yer. 0:06:45.578,0:06:47.760 Sandy'nin hikâyesi Bronx 0:06:47.760,0:06:50.707 Yüksek Mahkeme Yargıcı [br]Sonia Sotomayor'un dönüşüyle ilgiliydi. 0:06:50.711,0:06:53.260 İçinde sorgulamam gereken üç şey vardı. 0:06:53.284,0:06:54.848 İlki gramer sorgusu. 0:06:54.872,0:06:57.467 Yargıç siyah giyiyordu [br]ve Sandy şöyle yazmıştı, 0:06:57.491,0:07:02.567 [Yüzü ve elleri sanki eski, çoğu siyah [br]bir resimdeki gibi dikkat çekiyordu.] 0:07:03.043,0:07:04.993 Kasırgada olanın aksine, 0:07:05.017,0:07:07.485 bu "sanki" ile yazarın [br]kasırganın zararını 0:07:07.509,0:07:09.316 anlatmak gibi bir özrü yoktu. 0:07:09.340,0:07:13.636 Bu bağlamda sanki bir edat [br]ve bir edat bir nesne alır, 0:07:13.660,0:07:14.853 yani bir isim. 0:07:14.877,0:07:17.409 Bu "sanki", "tıpkı" olmak zorunda. 0:07:17.433,0:07:20.591 "Tıpkı eski, çoğu siyah [br]bir resimdeki gibi." 0:07:20.615,0:07:22.265 İkincisi, imla hatası. 0:07:22.289,0:07:25.284 Yazar yargıca yardımcı olan[br]birinden bahsediyordu: 0:07:25.986,0:07:27.408 ["Sadece bir dakika alacak. 0:07:27.432,0:07:30.073 Yargıca mikrofon koyuyoruz (mic'ed)."] 0:07:31.434,0:07:32.584 Mic'ed? 0:07:32.982,0:07:35.009 Müzik endüstrisi "mic" (mikrofon) [br]olarak söyler. 0:07:35.009,0:07:37.361 Çünkü ekipmanda o şekilde yazılır. 0:07:37.365,0:07:39.882 Bu şekilde yazılarak fiil olarak [br]kullanıldığını hiç görmemiştim 0:07:39.882,0:07:42.366 ve "mic'ed"in benim gözetimimde [br]dergiye gireceği 0:07:42.390,0:07:44.675 düşüncesiyle çılgına dönmüştüm. 0:07:44.699,0:07:45.710 (Gülüşmeler) 0:07:45.734,0:07:49.653 New Yorker stilinde mikrofonun [br]kısaltılmış hâli "mike". 0:07:50.519,0:07:53.176 Son olarak, vıcık vıcık bir gramer [br]ve kullanım meselesi vardı, 0:07:53.176,0:07:56.884 ki zamirin kendisinden önce [br]gelenle aynı gramatik sayıya 0:07:56.908,0:07:58.359 sahip olması gerekiyordu. 0:07:59.292,0:08:02.887 [yakındaki herkes nefeslerini tuttu] 0:08:03.491,0:08:07.686 "-ler" çoğul ve önce gelen[br]"herkes" ise tekil. 0:08:07.710,0:08:10.648 Hiçbir zaman şöyle demezsiniz. [br]"Herkes oradaydılar." 0:08:10.672,0:08:14.513 Herkes oradaydı. Herkes burada. 0:08:14.537,0:08:18.145 Ama insanlar, "Herkes nefeslerini tuttu"[br]gibi şeyleri her zaman söyler. 0:08:18.145,0:08:19.524 Bir meşruluk kazandırmak için 0:08:19.524,0:08:22.841 editörler buna "tekil 'onlar'" derler, 0:08:22.865,0:08:25.930 sanki tekil demek onları [br]artık çoğul yapmıyormuş gibi. 0:08:25.954,0:08:27.348 (Gülüşmeler) 0:08:27.372,0:08:32.571 Baskıda onları gördüğümde [br]elimine etmek benim işim. 0:08:33.370,0:08:35.842 Şöyle yapamam, "Herkes kendi (eril) [br]nefesini tuttu" 0:08:35.842,0:08:37.584 veya "Herkes kendi (dişil) nefesini tuttu" 0:08:37.588,0:08:40.170 veya "Herkes kendi (eril) [br]veya kendi (dişil) nefesini tuttu." 0:08:40.174,0:08:42.994 Önerdiğim şeyin oturması lazım. 0:08:42.998,0:08:44.138 Yazar şu şekilde 0:08:44.138,0:08:46.466 değiştirmek ister mi diye [br]editör aracılığıyla sordum, 0:08:46.470,0:08:49.041 "Yakındaki herkesler nefeslerini tuttu," 0:08:49.065,0:08:50.907 çünkü herkesler çoğuldur. 0:08:50.931,0:08:52.088 Hayır. 0:08:52.112,0:08:55.336 Yeniden denedim: "Orada olan herkesler [br]nefeslerini tuttu?" 0:08:55.336,0:08:57.617 Bunun belli belirsiz [br]tarafsız olduğunu düşündüm. 0:08:57.617,0:08:58.858 Ama editör aynı cümlede 0:08:58.882,0:09:01.287 hem "olan", hem de "bulunan"ın 0:09:01.311,0:09:02.754 olamayacağını söyledi. 0:09:03.108,0:09:04.687 Son düzeltmeler geri geldiğinde, 0:09:04.711,0:09:07.261 yazar "sanki" yerine "tıpkı"yı [br]ve "mic'ed" yerine 0:09:07.261,0:09:09.276 "miked" (mikrofon koymak)'ı kabul etmişti. 0:09:09.276,0:09:12.744 Ama "Yakındaki herkes [br]nefeslerini tuttu"da ısrar etmişti. 0:09:13.490,0:09:14.886 Üçte iki, kötü değil. 0:09:16.010,0:09:17.253 Aynı sayıda 0:09:17.277,0:09:19.799 Fransa'daki artık yemek [br]torbaları hakkındaki yazıda 0:09:19.823,0:09:23.561 Fransız bir adam tarafından [br]s-kelimesinin yersiz kullanımı vardı. 0:09:24.260,0:09:26.864 Posta geldiğinde, hangisinin okuyucuları 0:09:26.888,0:09:29.746 daha fazla rahatsız ettiğini [br]merak ediyorum. 0:09:29.770,0:09:31.443 (Gülüşmeler) 0:09:31.467,0:09:32.618 Teşekkürler. 0:09:32.642,0:09:35.994 (Alkış)