Ben çocukken,
mevsimlerden anladığım şey
Aralık ve Ocak aylarının çok soğuk
ve karlı olduğu
Nisan'da ve Mayıs'ta
çiçeklerin ortaya çıktığı,
Temmuz'un ve Ağustos'un
sıcak ve güneşli olduğu,
Eylül'de ve Ekim'de ise
değişken renkteki yaprakların olduğuydu.
Bu, dünyanın çalışma sistemiydi
ve sihirliydi.
Eğer o günlerde,
Dünya nüfusunun üçte birinin
hiç kar görmediğini
ya da 4 Temmuz'un bir sahil günü
olmadığını bana söyleseydiniz
delirmiş olduğunuzu düşünürdüm.
Fakat gerçekte, dört farklı
mevsimdeki mevsimsel değişiklik
sadece gezegendeki
iki bölgede meydana gelir.
Bu iki bölgede bile
mevsimler birbirine ters haldedir.
Ama neden?
Birçok insan
Johannes Kepler adındaki astronomu
ve gezegen yörüngelerinin
eliptik şekilde olduğunu,
böylece Güneş'in, yörünge merkezinde
yer almadığını ispat ettiğini duymuştur.
Yüzlerce yıl önce
bunu keşfetmesi çok önemliydi.
Onun keşfi, gezegen yörünge
ölçümleriyle ilgili
astronomların yaşadıkları
birçok matematiksel problemi çözdü.
Yörüngemizin kusursuz bir daire
olmadığı doğru olsa da,
bilim kitaplarındaki, televizyondaki
ve filmlerdeki resimler
yörüngemizin uzatılmış olduğuna dair
abartılı bir izlenim veriyor.
Aslında, Dünya'nın yörüngesi
neredeyse kusursuz bir daire.
Yine de, Dünya'nın yörüngesi
teknik olarak bir elips olduğundan -
öyle görünmese de
ve Güneş tam olarak merkezde olmasa da -
bu, Güneş'e olan uzaklığımızın
yıl boyunca değiştiği anlamına geliyor.
İşte bu!
Yani, Dünya Güneş'ten uzaklaştığında,
kış oluyor!
Hayır, çok hızlı değil.
Aslında Dünya Ocak ayında,
Güneş'e 5 milyon kilometre
uzaklıkta olduğu
Temmuz ayından daha yakın mesafede.
Kuzeyde yaşayan bizler için Ocak ayı,
yılın en soğuk mevsiminin tam ortasında.
Hâlâ ikna olmadınız mı?
Şuna ne dersiniz:
Yaz ve kış, gezegenimizin yüzeyinde
aynı anda oluşurlar.
Connecticut'ta kış iken,
Yeni Zelanda'da yazdır.
Peki, sebebi Güneş'e olan uzaklık değilse
başka ne olabilir?
Şunu da bilmeliyiz ki,
Dünya dik bir biçimde durmuyor.
Aslında eğik biçimde.
Dünya'nın bu eksen eğikliği,
mevsimlerin başlıca var oluş
sebeplerinden biri.
Dünya bir eksen üzerinde döner
ve bu eksen 23.5 derece dikeyden eğiktir.
Aynı zamanda, Dünya Güneş'in
etrafında döner
ve bunu uzayda daima aynı yönü
gösteren eksen yoluyla yapar.
Eğimin yanında,
kendi etrafındaki
ve Güneş'in etrafındaki dönüşü
bir bölgenin yıl içindeki
gün ışığı saatlerinin miktarını belirler
ve yazın daha çok ışık alırken
kışın daha az ışık alır.
Güneş Dünyaya ışık verdiğinde,
Dünya ısınır.
Güneş battıktan sonra, Dünya soğur.
Yani, yaz mevsiminde,
Hartford, Connecticut gibi
ekvatorun 40 derece kuzeyinde
bulunan herhangi bir yer
her gün 15 saat gün ışığı alırken
9 saat de karanlıkta kalır.
Dünya, daha çabuk soğurken
ısınması daha çok zaman alır.
Bu her gün meydana gelir,
yani tam bir ısınma tesiri vardır.
Bu olayı daha sonrası için hatırlayın!
Kışta tam tersi meydana gelir.
Isınma süresine nazaran,
soğuma süresinde
çok daha fazla süre vardır
ve bu durum her gün
soğutma tesiriyle sonuçlanır.
İlginç olan şey ise,
kuzeye çıktıkça
yazdaki gün ışığı saati artar.
Juneau, Alaska aynı yaz gününde
19 saat gün ışı alırken
Tallahassee, Florida
yaklaşık 14 saat alır.
Aslında, Kuzey kutbundaki yaz mevsiminde
Güneş hiç batmaz.
Peki, bunların hepsi
gün ışığı hakkında, anladım!
Aslında öyle değil, bu bulmacanın
önemli olan başka bir parçası da var.
Gün ışı saatleri,
ortalama sıcaklığı belirleyen
tek şey olsaydı
Kuzey Kutbu, kuzeyde yaz iken
Dünyadaki en sıcak yer olmazdı
çünkü Kuzey Kutbu, yaz gün dönümünü
kuşatan aylarda 24 saat ışık alır.
Fakat orası Kuzey Kutbu.
Suda hâlâ buz adaları,
yerde de kar var.
Peki, neler oluyor?
Dünya bir küre,
bu nedenle bir bölgenin aldığı
Güneş enerjisi miktarı,
Güneş'in gökyüzünde ne kadar
yüksekte olduğuna bağlıdır,
bu da -bildiğiniz gibi- gün içindeki
gün doğumu ve gün batımı
aralığında değişir.
Fakat maksimum yükseklik de
en fazla Güneş yüksekliği
ve yaz gün dönümündeki öğle vaktinde
yılın en yüksek seviyesiyle
yaz ayları boyunca yıl içinde değişir,
bu gün dönümü de
kuzey yarım kürede 21 Haziran,
güney yarım kürede 21 Aralık’tır.
Bunun nedeni,
kuzey yarım kürenin dünya döndükçe
kış mevsiminde Güneş'ten
uzaklaşıp eğilmesiyle,
yaz mevsiminde de Güneş'e doğru
eğilmesiyle sonuçlanmasıdır,
bu da Güneş'in tepede
daha doğrudan
ve daha uzun süre boyunca
kalmasını sağlar.
Yaz mevsiminde artan
gün ışığı saatlerini hatırladınız mı?
Güneş gökyüzünde yükseldikçe
kilometrekare başına Güneş enerjisi artar.
Yani, Güneş belli bir açıdayken,
Aydınlık bölgelerin
her bir karesine verilen
enerji miktarı daha azdır.
Bu yüzden, Kuzey Kutbu ısınmak için
24 saat gün ışığı alsa da,
almış olduğu Güneş ışığı oldukça yayılır
ve uzak güneydeki bir yerden
daha az enerji verir,
Güneş güneyde daha yüksektedir
çünkü güney bölgeler
Güneş'e doğru daha çok eğiktir.
Ayrıca, Kuzey Kutbunun
telafi seçenekleri fazladır.
Hiç Güneş ışığı olmadan
6 ay boyunca aralıksız soğur.
Yani, mevsimler değiştikçe
siz nerede olursanız olun,
sadece her bir yeni mevsimin
güzelliğine değil,
onların size getirdiği
muazzam karmaşıklığa da
minnettar olabilirsiniz.