WEBVTT 00:00:15.466 --> 00:00:16.963 Vasiyetsiz miras. 00:00:16.963 --> 00:00:21.332 Bu topraklardan bizlere kalan, gelecek kuşaklara da 00:00:21.332 --> 00:00:27.323 ne kan bağı, ne vasiyetname, ne de başka bir unsurla kalacak miras. 00:00:27.323 --> 00:00:31.458 Tamamen bize geçmişimizden gelen bir miras, 00:00:31.458 --> 00:00:33.906 vasiyetsiz miras diye tanımlıyoruz. 00:00:33.906 --> 00:00:35.681 Bugün sizlerle birlikte, 00:00:35.681 --> 00:00:39.304 bilim ve teknolojideki vasiyetsiz mirasımızı konuşacağız 00:00:39.582 --> 00:00:45.078 ve öncesinde, bilim kelimesinin bize nereden miras kaldığına 00:00:45.078 --> 00:00:46.803 belki de bakmamız lazım. 00:00:46.803 --> 00:00:49.463 Bu gördüğünüz resim, Orhun Kitabeleri'ne ait. 00:00:49.778 --> 00:00:51.142 8. yüzyıl. 00:00:51.142 --> 00:00:54.152 Şöyle bir sırtımızı yaslayalım, hayal edelim. 00:00:54.152 --> 00:00:55.421 8. yüzyıl. 00:00:55.421 --> 00:00:58.772 Kaç yüzyıl önce ve bizlerle. 00:00:59.467 --> 00:01:01.596 8. yüzyılda, bu kitabelerde, 00:01:01.596 --> 00:01:05.967 bilim kelimesinin kökü olan bilmek sözcüğü geçiyordu. 00:01:06.360 --> 00:01:11.160 İşte bize vasiyetsiz miras kalan geçmişimizden, bu topraklardan kalan 00:01:11.957 --> 00:01:14.223 ve başarılarıyla bizlere örnek olmuş, 00:01:14.516 --> 00:01:17.483 dört kişiden bugün sizlere bahsedeceğim. 00:01:17.483 --> 00:01:21.315 Ve bu dört kişiyi bizler, gelecek miraslara, 00:01:21.315 --> 00:01:23.530 gelecek kuşaklara nasıl taşıyacağız? 00:01:23.695 --> 00:01:26.562 Belki de ona hep birlikte karar vereceğiz. 00:01:26.837 --> 00:01:28.774 Kimdir bu değerli dört kişi? 00:01:29.115 --> 00:01:31.562 Takiyüddin, Nuri Demirağ, 00:01:31.761 --> 00:01:35.157 Dilhan Eryurt ve Emin Bozoğlu. 00:01:37.881 --> 00:01:39.334 Baktığımız zaman, 00:01:39.580 --> 00:01:44.910 bugün elimizde telefonlarla, tabletlerle, bilgisayarlarla 00:01:44.966 --> 00:01:47.894 bir şekilde geçmişe yolculuk yapabiliyoruz. 00:01:48.319 --> 00:01:54.352 Artık yeni kıtaları, yeni gök bilimini keşfetmemize gerek kalmadı. 00:01:54.531 --> 00:01:58.177 Artık oralarda yaşayıp yaşayamayacağımıza 00:01:58.177 --> 00:01:59.744 karar vermeye çalışıyoruz. 00:02:00.557 --> 00:02:02.574 Yine 1500'lü yıllarda, 00:02:02.971 --> 00:02:09.267 1570 yılında, o dönemin hükümdarına, o dönemin padişahına, 3. Murat'a, 00:02:09.721 --> 00:02:14.021 hocası Saadettin Efendi'nin de bir şekilde ikna etmesiyle 00:02:14.496 --> 00:02:18.822 İstanbul'da bir rasathane kurulması fikri ortaya atılıyor. 00:02:19.240 --> 00:02:23.227 Ve o dönemin, o coğrafyanın en önemli rasathaneleri 00:02:23.818 --> 00:02:25.620 üç tane şehirde var. 00:02:26.089 --> 00:02:29.490 Biri Bağdat, biri Şam ve diğeri de İstanbul. 00:02:29.490 --> 00:02:34.568 Ve o dönemde diyorlar ki bu rasathaneyi İstanbul'da kim yapabilir? 00:02:34.934 --> 00:02:39.030 Tabii ki padişahın müneccimbaşı Takiyüddin akla geliyor. 00:02:39.535 --> 00:02:43.728 Çünkü Takiyüddin'in görevi, gelecek ile ilgili tahminlerde bulunmak, 00:02:43.728 --> 00:02:45.661 öngörülerde bulunmak. 00:02:45.661 --> 00:02:47.916 Padişahtan 10 bin altın alıyor Takiyüddin 00:02:47.916 --> 00:02:51.547 ve 10 bin altınla İstanbul'da, güzel şehirde, 00:02:51.547 --> 00:02:54.025 rasathane kurma çalışmalarına başlıyor. 00:02:54.907 --> 00:02:58.258 Aynı zamanlarda, Galata Kulesi'nin tepesine çıkıp 00:02:58.258 --> 00:03:02.588 Galata Kulesi'nden yıldızları izleyen bir kişi Takiyüddin. 00:03:03.018 --> 00:03:07.107 Ve 1577 yılında, bu hayaline ulaşıyor. 00:03:07.605 --> 00:03:10.171 Ve Takiyüddin, bu hayaliyle birlikte, 00:03:10.401 --> 00:03:14.502 İstanbul'da rasathanesini bizlerle buluşturuyor. 00:03:15.012 --> 00:03:19.746 Gök bilimine olan ilgisi, gök bilimine olan hayranlığı, 00:03:19.746 --> 00:03:21.437 vizyonu, tutkusu, 00:03:21.789 --> 00:03:26.156 bize, Takiyüddin'den kalan aslında bir miras. 00:03:27.064 --> 00:03:29.256 Diğer bir resme bakıyoruz. 00:03:29.462 --> 00:03:34.940 Burası, Sivas-Samsun demir yolu inşaatının fotoğrafı. 00:03:35.148 --> 00:03:36.893 Çocukluğum da Sivas'ta geçtiği için 00:03:36.893 --> 00:03:41.011 Sivas ile ilgili hikâyeler, beni her zaman heyecanlandırmıştır. 00:03:41.433 --> 00:03:45.900 Bu demir yolu inşaatını yapan bir aile var: Nuri Bey. 00:03:46.077 --> 00:03:49.643 Kardeşi ile birlikte bu demir yolunun ihalesine girip, 00:03:49.643 --> 00:03:56.308 ihaleyi alıp demir yollları macerasına giren bir değerimiz yine Nuri Bey. 00:03:56.837 --> 00:03:59.140 Nuri Bey, Sivas'ta 00:03:59.140 --> 00:04:02.858 Samsun-Sivas demir yolunu yapmaya başlamasıyla birlikte 00:04:02.858 --> 00:04:06.793 Türkiye'nin diğer şehirlerinde de demir yolu macerasına başlıyor. 00:04:07.031 --> 00:04:12.459 Ve yaptığı o başarılı çalışmalarıyla, hepimizin bildiği gibi Nuri Bey, 00:04:12.459 --> 00:04:14.251 Demirağ soyadını alıyor. 00:04:14.551 --> 00:04:21.643 Nuri Demirağ'ın Türkiye'ye kazandırdığı demir yolu hattı, 1250 kilometre. 00:04:21.643 --> 00:04:23.397 Bugün bu rakam, 00:04:23.397 --> 00:04:26.909 Türkiye'nin en yüksek üç dağından daha büyük bir rakam. 00:04:27.381 --> 00:04:29.565 Ve yine bugün Türkiye'ye baktığımız zaman, 00:04:29.565 --> 00:04:33.336 ülkemizde 12 bin kilometrelik bir demir yolu ağı var. 00:04:33.539 --> 00:04:35.453 Bunun 1250 kilometresini, 00:04:35.453 --> 00:04:39.271 tek başına Nuri Bey ve kardeşinin kurduğu ekip 00:04:39.271 --> 00:04:41.877 ve çalışma arkadaşları yapmış. 00:04:42.380 --> 00:04:46.953 Ama Nuri Bey'in, baktığımız zaman başka bir özelliği daha var. 00:04:47.148 --> 00:04:51.062 Çünkü Nuri Bey, Takiyüddin'den devam eden bu gök bilimi aşkını 00:04:52.208 --> 00:04:56.119 bizlere, cumhuriyet döneminde de taşıyan insanlardan birisi. 00:04:57.194 --> 00:05:01.317 O dönemde, ülkeler uçak yapmaya başlıyor. 00:05:02.282 --> 00:05:03.673 Türkiye'de de diyorlar ki 00:05:03.673 --> 00:05:06.361 o dönemin mali, ekonomik durumları, 00:05:06.361 --> 00:05:09.012 dünyadaki konjonktürler, Uçak almamız lazım! 00:05:09.012 --> 00:05:12.591 Her şehirde toplanan paralarla uçaklar alınmaya başlanıyor. 00:05:12.794 --> 00:05:16.790 Her alınan şehrin uçağının kanadına da 00:05:16.790 --> 00:05:19.504 kuyruk tarafına da o ilin ismi veriliyor. 00:05:20.199 --> 00:05:24.260 Ve hem şehirden toplanan bağışlar, halkın topladığı bağışlar, 00:05:24.612 --> 00:05:27.477 hem de iş adamlarının topladığı bağışlara göre, 00:05:27.477 --> 00:05:29.092 uçaklar alınmaya başlarken, 00:05:29.092 --> 00:05:30.611 Nuri Demirağ'a da gidiliyor. 00:05:30.611 --> 00:05:34.275 Nuri Demirağ diyor ki: Ben kendim uçak yapmak istiyorum. 00:05:34.275 --> 00:05:37.107 Niye bağış yapıp da bir uçak satın alayım. 00:05:37.107 --> 00:05:40.195 Ve işte o hayalini gerçekleştirmeye çalışıyor. 00:05:40.195 --> 00:05:43.443 Takiyüddin'den bize kalan miras, azimdi. 00:05:43.964 --> 00:05:47.545 Nuri Demirağ'dan ise bize kalan miras, mücadeledir. 00:05:47.545 --> 00:05:52.082 Çünkü Nuri Demirağ, bu hayalini mücadelesi ile süsleyerek 00:05:52.082 --> 00:05:54.812 bugün, o güne baktığımız zaman, 00:05:54.812 --> 00:05:58.587 bugün de yapmaya çalıştığımız hayalleri 00:05:58.587 --> 00:06:01.482 otuzlu yıllarda, kırklı yıllarda hayata geçiriyor. 00:06:02.045 --> 00:06:04.480 Türk Hava Kurumu'nun 65 planör 00:06:04.480 --> 00:06:08.833 ve 25 eğitim uçağı siparişini teslim ediyor Nuri Demirağ ve ekibi. 00:06:09.121 --> 00:06:13.781 Ve Nu.D-38 uçağı, 6 adet üretilen 00:06:13.781 --> 00:06:17.866 ve 6 kişilik bir yolcu kapasitesine sahip 00:06:17.997 --> 00:06:23.606 250 kilometre hıza çıkıp, 5500 metreye yükselebilen bir yolcu uçağını da 00:06:23.917 --> 00:06:26.129 Nuri Demirağ, dünyaya kazandırıyor. 00:06:26.436 --> 00:06:28.188 Tabii sadece uçak yapmıyor. 00:06:28.188 --> 00:06:31.186 O kadar önemli işler var ki arkada, baktığımız zaman. 00:06:31.186 --> 00:06:33.082 Çünkü bir gök okulu kuruyor. 00:06:33.082 --> 00:06:36.363 Bugün Beşiktaş'ta bulunan deniz müzesi, 00:06:36.363 --> 00:06:38.931 gidenlerimiz mutlaka bilir çok güzel bir yerde. 00:06:38.931 --> 00:06:41.634 O dönemde, ilk başta Sivas'ta kurmak istiyor. 00:06:41.634 --> 00:06:45.099 Fakat daha sonra, fabrikasını bu deniz müzesinin orada kuruyor. 00:06:45.285 --> 00:06:48.406 Daha sonra Atatürk Havalimanı'nın bulunduğu Yeşilköy'de 00:06:48.406 --> 00:06:50.434 bir gök okulu kuruyor. 00:06:50.434 --> 00:06:55.025 Ve geçtiğimiz 2011 yılında kaybettik, Mehmet Bey. 00:06:55.231 --> 00:06:58.705 O dönemin ilk mezunlarından bir pilot. 00:06:59.151 --> 00:07:01.305 Ve en yaşlı pilot olarak hayata gözlerini, 00:07:01.305 --> 00:07:03.770 o zaman da Türkiye'nin ilk pilotlarından biri olarak 00:07:03.770 --> 00:07:04.944 yummuştu Mehmet Bey. 00:07:04.944 --> 00:07:08.838 Ve o da yine Nuri Demirağ'ın bu gök okulundan mezun oldu. 00:07:09.518 --> 00:07:12.076 Biz, vasiyetsiz mirasımız olarak, 00:07:12.076 --> 00:07:15.516 Nuri Demirağ'dan aldığımız miras, mücadeleydi. 00:07:15.516 --> 00:07:19.330 Ve o mücadele ile bu başarının nasıl yapılabileceğini, 00:07:19.330 --> 00:07:24.945 o dönemlerde bize Nuri Demirağ, arkadaşları, ekibi gösterdi. 00:07:24.945 --> 00:07:28.956 Bizler için gerçekten bu çok kıymetliydi. 00:07:30.255 --> 00:07:32.470 Bu gördüğümüz resim, Emin Bey. 00:07:33.091 --> 00:07:37.587 Emin Bey, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir yolları Genel Müdür Yardımcısı. 00:07:38.206 --> 00:07:40.846 Tarih, 16 Haziran 1961. 00:07:41.559 --> 00:07:44.101 CAR atölyesindeki mühendislerle beraber, 00:07:44.101 --> 00:07:47.008 kendi ekibiyle 20 kişilik bir toplantı yapıyor. 00:07:47.542 --> 00:07:50.365 Toplantıya davet ettiği arkadaşlarına, 00:07:50.365 --> 00:07:54.478 mühendislerine, dostlarına söylediği cümle şu: 00:07:55.389 --> 00:07:57.618 "Elimde bir mektup var. 00:07:57.618 --> 00:07:59.252 Bu mektup, bizden, 00:07:59.252 --> 00:08:03.896 Türkiye'nin ilk otomobilini yapma arzusu olan bir mektup. 00:08:04.265 --> 00:08:07.270 Ve bizim, Cumhuriyet Bayramı'na, 29 Ekim'e 00:08:07.613 --> 00:08:09.695 bu otomobili yetiştirmemiz lazım." diyor. 00:08:09.695 --> 00:08:11.565 6 ay kadar bir süre var. 00:08:11.565 --> 00:08:13.736 Hikâyeyi zaten bilenleriniz bilir. 00:08:13.736 --> 00:08:16.625 O dönemde, Eskişehir'de, 00:08:16.625 --> 00:08:20.769 Eskişehir'deki tren atölyelerinde, fabrikalarında 00:08:20.769 --> 00:08:22.910 bu araba yapılmaya başlandı. 00:08:22.910 --> 00:08:25.002 İnanılmaz bir hikâye. 00:08:25.002 --> 00:08:27.966 Yani, bugün bizlere film gibi gelecek bir hikâye. 00:08:27.966 --> 00:08:28.966 Filmi de çekildi. 00:08:28.966 --> 00:08:30.782 Ama biraz hayal edelim, 00:08:30.782 --> 00:08:33.172 nasıl bir mücadele, nasıl bir inanç, 00:08:33.172 --> 00:08:35.727 nasıl bir tutku, nasıl bir azim 00:08:35.727 --> 00:08:38.980 ve işte yine bizim vasiyetsiz mirasımız. 00:08:39.454 --> 00:08:44.426 Ve baktığımız zaman 6 aylık bir sürede, 6 aylık bir çalışmada, 00:08:44.885 --> 00:08:47.832 tamamen kendi imkanlarıyla, 00:08:48.145 --> 00:08:50.349 küçük bütçelerle yapılan üretimle, 00:08:50.986 --> 00:08:56.379 bizim tarihimizde, bu gördüğümüz, devrim arabaları geliyor. 00:08:56.972 --> 00:08:59.112 Fakat o kadar enteresandır ki 00:08:59.501 --> 00:09:02.521 aslında, son gün arabalardan biri bitiyor. 00:09:02.521 --> 00:09:05.052 Diğerinin de pasta cilası, 00:09:05.052 --> 00:09:08.216 Eskişehir'den Ankara'ya, törenlere yetiştirilmek üzereyken, 00:09:08.216 --> 00:09:09.631 trende atılıyor. 00:09:10.208 --> 00:09:13.861 Ve o zaman tabii trenlerin teknolojisi şimdiki gibi değil. 00:09:14.193 --> 00:09:18.829 O zamanki trenlerde götürürken, aman kıvılcımlardan arabaya bir şey gelir, 00:09:18.829 --> 00:09:21.177 yangın çıkar, araba hasar görür diye, 00:09:21.177 --> 00:09:23.674 arabaya benzin konulmuyor. 00:09:23.674 --> 00:09:27.149 Araba Ankara'ya vardığında polis eskortları, 00:09:27.149 --> 00:09:32.259 tabii ki benzin konulup konulmadığı iletişimini kurmadıklarından dolayı, 00:09:32.259 --> 00:09:34.962 arabaya, ilk o dönemin cumhurbaşkanı bindiğinde 00:09:34.962 --> 00:09:39.578 100 metre sonra iki numaralı araba maalesef yolda kalıyor. 00:09:39.578 --> 00:09:44.125 Fakat ertesi gün basında, medyada, kamuoyunda haberler: 00:09:44.125 --> 00:09:46.740 "Devrim Arabaları Yolda Kaldı". 00:09:46.740 --> 00:09:47.974 Halbuki hikâye bu değil. 00:09:47.974 --> 00:09:51.078 O dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel iniyor, 00:09:51.078 --> 00:09:55.151 diğer arabaya biniyor ve diğer arabayla önce meclise, 00:09:55.151 --> 00:09:58.176 sonra Anıtkabir'e ve tören alanına gidiyor. 00:09:58.567 --> 00:10:00.465 Aslında araba çalışıyor. 00:10:00.465 --> 00:10:02.036 Diğer arabayı kullanıyorlar. 00:10:02.036 --> 00:10:07.808 İşte bize Emin Bey'den, Emin Bey'in ekibinden kalan harika bir hikâye var. 00:10:08.298 --> 00:10:12.880 Çünkü o dönemde, 60'lı yıllarda bu araba yapıldı. 00:10:13.356 --> 00:10:19.175 Vazgeçilmeseydi, belki devam edilseydi, çok farklı bir dünyada, 00:10:19.738 --> 00:10:23.859 Devrim Arabaları'nın hikâyesini sadece bizler değil, 00:10:23.859 --> 00:10:25.699 tüm dünya bilmiş olacaktı. 00:10:26.045 --> 00:10:29.795 Bize, o dönemden kalan vasiyetsiz miras, 00:10:29.825 --> 00:10:34.180 Emin Beyler'den, Emin Bozoğlu ve ekibinden kalan vasiyetsiz miras, 00:10:34.180 --> 00:10:36.442 tutkudur, inanmaktır. 00:10:37.012 --> 00:10:39.671 Çünkü bu coğrafyada, bu topraklarda, 00:10:39.701 --> 00:10:42.297 bu iki kelime, tutku ve inanmak, 00:10:42.297 --> 00:10:44.737 bizler için çok kıymetli kelimeler ki 00:10:44.737 --> 00:10:50.812 biz bu mirası önümüzdeki dönemlere, önümüzdeki kuşaklara taşıyabilelim. 00:10:52.720 --> 00:10:54.781 20 Temmuz 1969. 00:10:56.922 --> 00:10:58.318 Baktığımız zaman, 00:10:59.247 --> 00:11:02.586 Ay'a insanoğlu ayak bastı. 00:11:02.586 --> 00:11:04.111 Önemli bir tarih. 00:11:04.694 --> 00:11:08.632 Şimdi biz, bu dönemlerde, en azından benim kuşağım, 00:11:08.758 --> 00:11:11.262 internetten, televizyonlardan izledik. 00:11:11.262 --> 00:11:14.444 Ama o dönemde yaşayanlar için muazzam bir olay. 00:11:15.814 --> 00:11:19.344 İnsanoğlu Ay'ı keşfediyor ve Ay'a ayak basıyor. 00:11:19.665 --> 00:11:23.521 Fakat biliyor muyuz, yine o ayak basan ekibe destek olan, 00:11:24.078 --> 00:11:26.634 o ayak basan ekipte yer alan 00:11:26.634 --> 00:11:29.756 bir Türk kadın bilim insanı var. 00:11:30.310 --> 00:11:32.780 İşte bu da bizim bir vasiyetsiz mirasımız. 00:11:33.495 --> 00:11:36.816 Sevgili Dilhan Eryurt var. 00:11:37.480 --> 00:11:38.806 Dilhan Eryurt, 00:11:39.760 --> 00:11:43.248 çocukluğundan beri astronomiye, matematiğe ilgi duyuyor. 00:11:43.834 --> 00:11:47.391 İstanbul'da astronomi ve matematik eğitimini alıyor. 00:11:48.110 --> 00:11:50.474 Daha sonra yaptığı çalışmalarla, 00:11:50.474 --> 00:11:54.505 yurt dışında farklı eğitimler, farklı projelerde yer alıyor. 00:11:54.832 --> 00:11:57.541 Kanada'da Atom Enerjisi Kurumu'na gidiyor. 00:11:58.124 --> 00:12:01.104 Daha sonra orada tanıştığı Profesör Cameron ile, 00:12:01.104 --> 00:12:02.691 farklı projelerde yer alıyor. 00:12:02.691 --> 00:12:08.794 Ama en önemlisi, Güneş'in ilk zamanları ile ilgili bir tespit yapıyorlar. 00:12:10.305 --> 00:12:13.310 Bilinen bilimsel gerçekte 00:12:13.310 --> 00:12:22.274 Güneş'in önce soğumaya başladığı ve bugüne o şekilde geldiği söyleniyordu. 00:12:22.574 --> 00:12:25.930 Ama Dilhan Hanım ve Profesör Cameron, 00:12:25.930 --> 00:12:30.787 bunun tam tersi olduğu bir bilimsel gerçekle karşıya çıkıyorlar. 00:12:30.787 --> 00:12:34.435 Ve Ay'a gidiş, o dönemde bu gerçekten dolayı, 00:12:34.435 --> 00:12:39.139 bu bilgiden dolayı, zamanlaması biraz daha öteleniyor. 00:12:39.139 --> 00:12:42.475 Belki bu bilgi olmasaydı çünkü bilgi en büyük güç. 00:12:43.190 --> 00:12:47.052 Ay'a insanoğlu ayak basamayacaktı ya da daha geç basacaktı. 00:12:47.052 --> 00:12:49.620 Çünkü Güneş'in ısınması, 00:12:49.620 --> 00:12:54.676 Ay'a giden uzay aracı için çok kritik bir bilgi. 00:12:55.146 --> 00:12:57.644 Ve Dilhan Hanım'a, o dönemde, 00:12:57.644 --> 00:12:59.638 yaptığı bu çalışmadan dolayı, 00:12:59.858 --> 00:13:03.654 NASA tarafından, Apollo ödülü veriliyor. 00:13:04.207 --> 00:13:07.830 Ve bunu, o dönemlerde başaran bir Türk kadını, 00:13:08.313 --> 00:13:09.611 bir Türk bilim insanı. 00:13:09.825 --> 00:13:11.821 İşte, Dilhan Hanım'dan, 00:13:11.821 --> 00:13:16.388 Dilhan Eryurt'tan bizim alacağımız miras, 00:13:16.388 --> 00:13:18.222 tabii ki astronomiye olan ilgi, 00:13:18.222 --> 00:13:20.695 tabii ki uzaya olan ilgi, 00:13:20.695 --> 00:13:22.999 tabii ki o dönemde yapılmış bir başarı 00:13:22.999 --> 00:13:29.011 ama en büyük vasiyetsiz mirası, bize Dilhan Hanım'ın, inanmaktı. 00:13:29.259 --> 00:13:31.552 Ve Türk kadınının, Türk insanının, 00:13:31.552 --> 00:13:35.898 isterse tarihe nasıl geçeceğini kanıtlamasıydı. 00:13:35.898 --> 00:13:40.125 Bu bizim için çok kıymetliydi, çok değerliydi. 00:13:40.125 --> 00:13:43.454 Ve bu dört kişiden bizim aldığımız bu mirası, 00:13:43.886 --> 00:13:48.030 mutlaka bir sonraki kuşaklara, bir sonraki dönemlere, 00:13:48.507 --> 00:13:52.892 tutkuyla, azimle, mücadeleyle, başarıyla, 00:13:53.538 --> 00:13:54.992 taşımamız gerekiyor. 00:13:54.992 --> 00:14:00.468 Çünkü bizim geçmişimizde, tarihimizde işte bu miras var, 00:14:00.468 --> 00:14:01.791 bu başarılar var. 00:14:02.004 --> 00:14:03.986 Bu başarıları bilmemiz gerekiyor. 00:14:03.986 --> 00:14:08.052 Bu başarıları sonraki kuşaklara aktarmamız gerekiyor. 00:14:08.052 --> 00:14:13.354 Atlar, tarihimize baktığımızda bizler için çok kıymetli atlar. 00:14:13.848 --> 00:14:18.116 Çünkü Orta Asya'dan beri, at sırtında olan bir toplumuz, milletiz. 00:14:18.900 --> 00:14:20.408 Bilim ve teknoloji, 00:14:20.408 --> 00:14:24.054 işte bu at sırtında gelen insanlarla bizim bu coğrafyamıza geldi. 00:14:24.755 --> 00:14:29.656 Bugün bu arkada çalan eser de Sultan Abdülaziz'in Gondol eseri. 00:14:30.415 --> 00:14:32.360 Avusturya ziyaretinde, 00:14:32.360 --> 00:14:35.260 Avusturya Kraliçesi'ne sunduğu kendi bestesi. 00:14:36.290 --> 00:14:39.372 Baktığımız zaman, atlar özgürlüklerine çok düşkündür. 00:14:39.753 --> 00:14:42.488 Özellikle kamyonlarda giderken, bilenler bilir, 00:14:42.939 --> 00:14:45.657 atların arabalarında bir açıklık vardır. 00:14:45.657 --> 00:14:48.026 Normalde, atların arkası oraya dönük olarak, 00:14:48.026 --> 00:14:52.782 güvenlik olarak gitmesi gerekirken, atlar yüzlerini dönerler. 00:14:53.285 --> 00:14:57.247 Çünkü ufka bakmayı, özgürlüğü seven hayvanlardır. 00:14:58.069 --> 00:14:59.929 Atlar, sosyal hayvanlardır. 00:14:59.929 --> 00:15:02.449 Kesinlikle yalnız kalmak istemezler. 00:15:02.449 --> 00:15:06.513 Ondan dolayı, insanlarla çok güçlü bağlar kurarlar. 00:15:06.513 --> 00:15:11.794 Ve bizim tarihimizde, önemli bir hayvandır atlar. 00:15:12.284 --> 00:15:18.139 Ve işte atlardan bize kalan, atlarla birlikte düşünebileceğimiz birliktelik. 00:15:18.672 --> 00:15:21.609 Biz, bizim için çok önemli kavramlar. 00:15:21.609 --> 00:15:25.993 Eğer biz, birlik olmaya, birlikte bir şeyler yapabileceğimize, 00:15:25.993 --> 00:15:28.385 önümüzdeki kuşakları inandırabilirsek, 00:15:28.385 --> 00:15:31.548 önümüzdeki kuşaklara, gençlere bu hayalleri kurdurabilirsek, 00:15:31.548 --> 00:15:36.848 işte o zaman, vasiyetsiz mirasımıza nasıl sahip çıktığımızı 00:15:37.354 --> 00:15:39.827 hep birlikte görmüş olacağız. 00:15:39.827 --> 00:15:41.183 Çok teşekkür ediyorum. 00:15:41.183 --> 00:15:42.123 Sağ olun. 00:15:42.291 --> 00:15:53.000 (Alkış)