Güçlü bir şifre , parmak izinizi gizleyebilen şifredir. Daha silik bir parmak izi, harf sıklıklarının dağılımını düzleştirmeyle olur. On beşinci yüzyılın ortalarında Bunu başarabilmek için çok-alfabeli şifreleri geliştirdik. Heval ile Baran'ın birbirlerine ilettiği şifreli bir kelime var diyelim. Önce, Heval kelimeyi, alfabedeki sıralarına göre numaralara çeviriyor. Sonra, rakamların bu sıklığı mesajda tekrar etmektedir. Sonra, her ileti altındaki rakama göre kaydırılarak şifrelenir. Sonra, her ileti altındaki rakama göre kaydırılarak şifrelenir. Şimdi, Sezar'ın daha önce yaptığı gibi tek bir kaydırma yerine birden çok kaydırma kullanıyor. Sonra, şifreli mesaj Baran'a açık bir şekilde gönderilir. Baran, kendisinde de olan şifreli kelimeye göre kaymaları çıkartarak mesajı çözer. Evîn adında bir şifre-kırıcının bazı mesajları eline geçirdiğini ve harf sıklıklarını hesapladığını düşünün. Daha düz bir dağılım, ya da daha silik bir parmak izine ulaşacaktır. Peki, bunu nasıl çözebilir? Unutmayın, şifre kırıcılar sızmış bilgi ararlar, Tıpkı yarım bir parmak izi bulmakta olduğu gibi. Ne zaman harf sıklıklarında bir farklılık olursa, Bilgi sızması gözlemlenir. Bu farklılık, şifreli mesajdaki tekrarlardan kaynaklanmaktadır. Bu durumda, Heval'in şifresinde tekrar eden bir kod kelime var. Şifrelemeyi kırabilmesi için, Evin'in kelimenin uzunluğuna karar vermesi lazım kelimenin kendisinin ne olduğuna değil. Bunun için gidip farklı aralıkların sıklıklarının dağılımlarına bakması gerekiyor. her beşinci kelimenin sıklığını kontrol ettiğinde parmak izi kendini ifşa edecektir. Şimdi ise tekrar eden bir dizide beş Sezar şifresi kırması gerekiyor. Biresel anlamda bu gereksiz bir görev daha önce gördüğümüz üzre Şifrenin zorluğu kilit kelimenin uzunluğunu bulmaya ayrılan zamanı belirliyor. Bu kelime ne kadar uzun olursa, şifre o kadar zor olur.