WEBVTT 00:00:00.643 --> 00:00:03.058 Eroin bağımlılığı ne yüzünden olur? 00:00:03.508 --> 00:00:05.644 Ne aptalca bir soru, değil mi? 00:00:05.994 --> 00:00:07.446 Çok açık. Hepimiz biliyoruz; 00:00:07.446 --> 00:00:09.695 Eroin bağımlılığı, eroin yüzünden olur. 00:00:10.225 --> 00:00:11.469 İşte şu şekilde: 00:00:11.469 --> 00:00:15.296 20 gün boyunca eroin kullanırsanız 21. günde, 00:00:15.296 --> 00:00:17.904 vücudunuz fiziksel olarak daha fazlasını arzulayacaktır 00:00:17.904 --> 00:00:19.989 çünkü uyuşturucuda bağımlılık yapan kimyasallar vardır. 00:00:20.449 --> 00:00:21.876 Bağımlılık da budur. 00:00:22.416 --> 00:00:24.219 Ancak, bunda bir aldatmaca var. 00:00:24.699 --> 00:00:28.071 Bağımlılık hakkında bildiğimiz neredeyse her şey yanlış. 00:00:35.128 --> 00:00:38.518 Örneğin kalçanızı kırdığınızda hastaneye götürülürsünüz 00:00:38.518 --> 00:00:42.023 ve size haftalarca, belki aylarca yüksek miktarda diamorfin verirler. 00:00:42.483 --> 00:00:44.236 Diamorfin, eroindir. 00:00:44.896 --> 00:00:48.317 Aslında bu, sokakta bulabileceğinizden çok daha güçlü bir eroindir. 00:00:48.317 --> 00:00:51.932 Çünkü uyuşturucu satıcısının sulandırmaya çalıştığı maddelerle kirlenmemiştir 00:00:52.582 --> 00:00:54.200 Şu ânda çevrenizde hastanelerde 00:00:54.200 --> 00:00:56.981 "kaliteli" eroin verilen bir sürü insan var. 00:00:57.501 --> 00:00:59.502 Yani en azından birkaçı bağımlı olmalıydı değil mi ? 00:01:00.272 --> 00:01:03.411 Ama bu yakından incelendi ve öyle bir şey olmuyor. 00:01:03.901 --> 00:01:07.401 Nineniz kalça protezi yüzünden bir eroinmana dönüşmedi ya! 00:01:07.831 --> 00:01:08.654 Peki neden? 00:01:09.394 --> 00:01:12.716 Bağımlılık hakkındaki şu anki teorimiz 20. yüzyılın başlarında yapılan 00:01:12.716 --> 00:01:15.186 birtakım deneyden ilham alınarak oluşturuldu. 00:01:15.576 --> 00:01:16.773 Deney çok basitti: 00:01:16.773 --> 00:01:20.274 Bir deney faresini iki suluklu bir kafese koyuyorsunuz. 00:01:20.814 --> 00:01:24.819 Bunlardan biri sadece su iken diğeri eroin veya kokainli su. 00:01:25.129 --> 00:01:27.128 Bu deneyi her yaptığınızda, 00:01:27.128 --> 00:01:29.509 farenin uyuşturuculu suya kafayı taktığını 00:01:29.509 --> 00:01:33.010 ve kendini öldürünceye dek içmeye devam ettiğini görürsünüz. 00:01:33.800 --> 00:01:37.571 Ama 1970'lerde, bir psikoloji profesörü olan Bruce Alexander, 00:01:37.571 --> 00:01:39.952 bu deneyle ilgili tuhaf bir şeyin farkına vardı: 00:01:39.952 --> 00:01:42.357 Fare kafese her zaman yalnız konuluyordu. 00:01:42.957 --> 00:01:44.925 Uyuşturucu dışında yapacağı bir şey yoktu. 00:01:45.535 --> 00:01:48.473 Bu deney farklı yapılırsa neler olacağını merak etti, Hoca. 00:01:49.323 --> 00:01:53.071 Böylece bir "Fare Parkı" kurdu, esasen bir fare cenneti... 00:01:53.071 --> 00:01:57.021 Farelerin; renkli toplarının ve tünellerinin olduğu, 00:01:57.021 --> 00:02:00.136 oynayacak ve çiftleşecek bir sürü başka farenin olduğu bir kafesti. 00:02:00.136 --> 00:02:02.369 Bir farenin isteyebileceği her şey vardı. 00:02:02.779 --> 00:02:05.756 Tabii yine normal ve uyuşturuculu sulukları vardı. 00:02:06.426 --> 00:02:08.274 Fakat işin ilginç yanı, 00:02:08.274 --> 00:02:11.780 "Fare Parkı"nda, fareler nadiren uyuşturuculu suyu kullandılar. 00:02:11.780 --> 00:02:15.820 Eroinli suya hiçbiri takılmadı, hiçbiri aşırı doz almadı. 00:02:16.550 --> 00:02:18.695 Belki sadece farelerde oluyordur, ne dersiniz? 00:02:19.155 --> 00:02:22.517 Pekala, aslında bunun insanlarla yapılmış bir şekli de var. 00:02:22.517 --> 00:02:23.801 Vietnam Savaşı. 00:02:24.281 --> 00:02:27.768 Amerikalı askerlerin %20'si yüksek dozda eroin kullanıyordu. 00:02:28.228 --> 00:02:29.862 Gerida kalanlar bayağı endişeliydi 00:02:29.862 --> 00:02:32.555 çünkü savaş bitince Amerikan sokaklarında 00:02:32.555 --> 00:02:35.149 yüzbinlerce eroinman olacağını düşündüler. 00:02:35.629 --> 00:02:39.234 Ancak eve dönen askerler incelendi ve çarpıcı bir şey görüldü: 00:02:39.234 --> 00:02:42.603 Askerler rehabilitasyona gitmediler, hatta hiçbir sıkıntı yaşamadılar; 00:02:42.603 --> 00:02:45.652 %95'i eve dönünce uyuşturucu kullanmayı bıraktı. 00:02:45.952 --> 00:02:49.564 Uyuşturucu hakkında eski teorilere göre, bunlar pek mantıklı gelmeyebilir. 00:02:49.564 --> 00:02:53.095 Ama eğer Alexander Hocanın teorisine inanıyorsanız, gayet mantıklı. 00:02:53.095 --> 00:02:56.303 Çünkü yabancı bir ülkede, korkunç bir ormana bırakıldığınızda 00:02:56.303 --> 00:03:00.033 olmak istemediğiniz bir yerde, öldürmeye veya ölmeye zorlandığınız bir anda, 00:03:00.033 --> 00:03:02.748 eroin kullanmak zamanınızı geçirmek için makul gelebilir. 00:03:02.748 --> 00:03:06.058 Ancak güzel evinize, aileniz ve arkadaşlarınızın yanına dönmek, 00:03:06.058 --> 00:03:08.950 o ilk fare kafesinden alınıp insan "Fare Parkı"na 00:03:08.950 --> 00:03:10.721 konulmakla eşdeğer. 00:03:11.561 --> 00:03:13.999 Mesele, kimyasallar değil; mesele, sizin kafesiniz. 00:03:14.539 --> 00:03:16.557 Bağımlılık hakkında daha farklı düşünmeliyiz. 00:03:17.197 --> 00:03:20.031 İnsanoğlunda doğuştan gelen bir bağlanma ihtiyacı var. 00:03:20.421 --> 00:03:23.655 Mutlu veya sağlıklı olduğumuzda, bunu çevremizdekilerle paylaşmak isteriz. 00:03:24.005 --> 00:03:25.000 Ama bunu yapamadığımızda, 00:03:25.000 --> 00:03:28.267 örneğin travma geçirdiğinizde veya soyutlandığınızda... 00:03:28.267 --> 00:03:31.564 Bizi rahatlatan bir şeylerle bağ kurma ihtiyacı duyarız. 00:03:31.784 --> 00:03:34.029 Bu belki akıllı telefonu sonsuza dek kucalamak; 00:03:34.029 --> 00:03:39.909 veya belki video oyunları, kumar ve kokain. 00:03:40.239 --> 00:03:43.686 Ama bir şeylerle bağ kuracağız, çünkü bu doğamızda var. 00:03:44.416 --> 00:03:47.765 Kötü bağlardan iyi bağlara giden yol, 00:03:47.975 --> 00:03:50.535 ...birlikte mutlu olduğunuz insanlarla olmaktan geçer. 00:03:51.265 --> 00:03:54.417 Bağımlılık etrafımızda sürekli olan bağlanamama... 00:03:54.417 --> 00:03:55.704 sorununa bir belirti. 00:03:55.974 --> 00:03:56.918 Hepimiz hissetmişizdir. 00:03:57.258 --> 00:04:01.085 1950' lerden beri ortalama bir Amerikalının yakın arkadaşlarının sayısı... 00:04:01.085 --> 00:04:02.711 ...giderek düşüyor. 00:04:02.881 --> 00:04:05.841 Aynı zamanda evlerindeki boş alan... 00:04:05.841 --> 00:04:07.419 ...giderek artıyor. 00:04:07.749 --> 00:04:11.764 Arkadaşlar arasındaki mesafe ve bu bağlantılar arasındaki engelleri seçmek için. 00:04:12.584 --> 00:04:15.336 Uyuşturucular üzerindeki savaş yüzyıldır devam ediyor, 00:04:15.336 --> 00:04:16.985 ve her şeyi daha kötü hâle getirdi. 00:04:17.395 --> 00:04:20.273 Onlara iyileşmeleri için yardım etmenin yanında... 00:04:20.273 --> 00:04:22.524 ...onları toplumdan dışlıyoruz. 00:04:22.524 --> 00:04:25.655 Onlar için iş bulmayı ve istikrarlı olmalarını daha zor hale getirdik. 00:04:25.655 --> 00:04:29.166 . 00:04:29.166 --> 00:04:32.604 ...ve onları hapislere atıyoruz. Yani kafeslere. 00:04:32.604 --> 00:04:34.774 Zaten iyi durumda olmayan insanları... 00:04:34.774 --> 00:04:39.020 daha kötü hissedecekleri bir duruma sokuyoruz ve kurtulmadan nefret etmelerine neden oluyoruz. 00:04:39.440 --> 00:04:43.355 Şimdiye kadar sadece uyuşturucudan bireysel kurtulmadan bahsettik. 00:04:43.865 --> 00:04:46.309 Ama şimdi sosyal kurtulmadan bahsetmeliyiz. 00:04:46.459 --> 00:04:48.667 Çünkü bize göre bir şeyler yanlış gidiyor. 00:04:49.097 --> 00:04:52.579 Daha "Fare Parkı"na benzeyen kurumlar kurmalıyız. 00:04:52.579 --> 00:04:55.256 Kesinlikle soyutlanmış kafeslere değil. 00:04:55.786 --> 00:04:58.852 Bu yaşadığımız doğal olmayan yolu değiştirmeli, 00:04:58.852 --> 00:05:00.508 ve birbirimizi yeniden keşfetmeliyiz. 00:05:01.178 --> 00:05:06.746 Bağımlılığın tersi itidal değil, bağlantı. 00:05:10.806 --> 00:05:13.152 [Alyazı: Barış Tunahan]