Size depoların envanterlerindeki eşyaların yönetimiyle ilgili çığır açıcı bir yaklaşımdan söz etmek istiyorum. Ayıklayıp paketleyip göndermekten bahsediyorum Bir ipucu verecek olursam bu çözüm depolarımızda dolaşacak olan yüzlerce hatta bazen binlerce mobil robot içeriyor diyebilirim. Şimdi çözüme geleceğim. Ama başlamadan en son verdiğiniz online siparişi bir düşünün. Koltuğunuzda oturuyorsunuz , bir anda o kırmızı tişörtü almaya karar verdiniz, tıkladınız , alışveriş sepetinize eklediniz Ve o yeşil pantolonda gözünüze çok çekici geldi. Tıkladınız! Belki de mavi bir çift ayakkabı. Tıkladınız! O anda siparişinizi tamamladınız Bunun mükemmel bir kıyafet olmayabileceğini düşünmek için durmadınız bile Ama " Siparişi Tamamlaya" tıkladınız İki gün sonra paket kapınıza gelir. Bir bakarsınız içinde bir yapıştırıcı! Daha önce hiç depo envanterindeki o eşyaların o kutuya nasıl girdiğini düşündünüz mü? O adamın bunu yaptığını anlatmak için buradayım. Şu resimin ortasında, derinlerde dağıtımda veya sipariş düzenleme bölümünde çalışan klasik bir toplama-paketleme işçisi görüyorsunuz Genelde bu ayıklama işçileri günlerinin %60-70'ini ortalıkta gezinerek harcarlar. Genelde envanterdeki eşyaları ararken 5-10 mil kadar yürürler. Bu, siparişleri tamamlamak için sadece verimsiz değil ayrıca hiç de tatmin edici olmayan bir yoldur Size bu problemle ilk nerede karşılaştığımı anlatayım. 99-2000'lerde körfez bölgesindeydim, internet şirketlerinde patlama vardı Webvan adında bir başarısızlık abidesi için çalışıyordum Bu şirket online manav siparişlerinin teslimatı için yüz milyonlarca dolar ortaya koydu Ve zamanla bunu uygun maliyetle yapamayacağımız ortaya çıktı Anlaşıldı ki e-ticaret çok zor ve pahalı bir şeydi. Bu işte, envanterdeki 30 eşyayı birkaç sepete toplayıp kamyonetle evlere teslim etmeye çalışıyorduk Düşününce bize 30 dolara mal oluyordu Düşünün, bulunup paketlenmesi bize 1 dolara mal olan çorba konservesinden 89 cent alıyorduk. Ki bu daha eve teslim bile etmeden önceydi Uzun lafın kısası, Webvan'daki bir yılımda malzeme taşıma görevlileriyle konuşarak farkettiğim şey özellikle ayrı ayrı ayıklamak için geliştirilmiş hiç bir çözüm yoktu Kırmızı, yeşil, mavi, üçünü de bir kutuya koymak için. Bunun için daha iyi bir yol olmalı diye düşündük Eldeki malzeme taşıyıcılar paletleri ve yapıştırıcı kutularını perakende dükkanlarına taşımak için kuruluydu Webvan kuşkusuz ki battı ve yaklaşık bir buçuk yıl sonra ben hala bu soruna kafa yoruyordum. Hala beni rahatsız ediyordu Yeniden düşünmeye başladım. ''Bir ayıklama işçisi olarak ne istediğime yada bu işteki vizyonuma odaklanmalıyım'' dedim kendime ''Soruna odaklanayım'' Elimde bir sipariş var ve yapmak istediğim şey kırmızı, yeşil ve maviyi bu kutuya koymak. İhtiyacım olansa ellerimi kullanmayacağım bir sistem ve ürün ortaya çıkar ve ben onu düzene sokarım, şimdi düşünüyoruz, bu, sorunu çözmek için fazla operatör merkezli bir yaklaşım olurdu. İhtiyacım olan şey bu. Bu sorunu çözmek için nasıl bir teknoloji mevcut? Ama görebileceğiniz gibi, siparişlerde ürünlerde gelip geçicidir Bu bizim, ayıklama işçisini sorunun merkezi yapmaya ve ona mümkün olduğunca üretkenleşmesi için gerekli araçları vermeye odaklanmamıza olanak sağlıyor Peki bu kanıya nasıl vardım ? Aslında muhtemelen çoğunuzun kullandığı yöntem olan beyinfırtınasından geldim bu kanıya. Bu fikirlerinizi test etme yoludur Boş bir kağıt alın ama sonra fikirlerinizi sınırlara kadar test edin. Sonsuzluk , sıfır. Bu durumda kendimizi şu fikirle sınadık: Ya piyasanın çok ucuz olduğu Çin'de bir dağıtım merkezi kurarsak ? İşçilik ucuz , toprak ucuz ve özellikle dedik ki: Ya saatlik direkt işgücü maaliyeti sıfır dolar olursa ve bir milyon metre karelik bir dağıtım merkezi inşa edersek ? Doğal olarak bu fikirleri şuna yöneltti: ''Bir sürü insanı depoya koyalım.'' Ve bende dedim ki, ''Durun, saatlik 0 dollarsa yapacağım şey 10.000 işçiyi her sabah 8'de depoya gelip içeriye girip envanterden bir eşyayı alıp orada kalması için kiralamak olurdu. Sen Captain Crunch'ı, sen Mountain Dew'ı sen de Diyet Kola'yı tut. İhtiyacım olursa sizi çağırırım, aksi durumda olduğunuz yerde kalın. Ama Diyet Kola'ya ihtiyacım olduğunda ben seslenirim sizler aranızda konuşursunuz. Diyet Kola öne gelir, alırsın, sepete koyarsın, gitmeye hazırdır.'' Peki ya ürünler kendi başlarına yürüyüp konuşabilirlerse? Bu, potansiyel olarak bu depoyu organize edebilmemiz için çok ilginç ve çok güçlü bir yol. Elbette işçilik bedava değil göze mükemmel gelmiyor da diyemem ama. Biz de onları mobil raflara koyalım dedik. Mobil robotlara koyar envanteri gezdiririz. İşte girdik bu yola, 2008 de koltuğumdayım. Daha önce hiç Pekin Olimpiyatlarının açılışını gördünüz mü ? Ben gördüğümde neredeyse koltuğumdan düşüyordum. Olay buydu! Binlerce insanı deponun -stadyumun- içine koyacağız İlginçtir ki bu, o adamların tamamiyle bilgisayarsız mükemmel güçlü ve etkileyici bir dijital sanat yaptığı fikriyle bağdaşıyordu. Uçtan uca koordinasyon ve iletişim vardı. Sen ayağa kalkınca , ben çökücem. Adamlar inanılmaz bir sanat çıkarıyorlardı ortaya. Onlara konuşmalarına izin verdiğinde ortaya sistemlerdeki oluşumun gücü çıkar Aslında küçük bir yolculuktu bu. Şimdi bu fikrin pratikte gerçekliği ne oldu ? Elimizde bir depo var. Yaklaşık 10.000 kadar farklı SKU'su olan bir ayıklama, paketleme ve gönderme merkezi bu. Onlara kırmızı kalemler, yeşil kalemler ve sarı not kağıtları diyelim. Küçük turuncu robotları mavi rafları alması için gönderiyoruz. Onları binanın diğer ucuna yönlendiriyoruz. Tüm ayıklama işçileri o uçta duruyorlar artık. Olayımız artık rafları alıp yoldan geçirip direkt olarak ayıklama işçisine ulaştırmaktan ibaret. O işçinin hayatı artık komple değişti. Ortalıkta dolanmaktansa olduğu yerde durup her ürünün ayağına gelmesini bekleyecek Artık işlem oldukça üretken. Elini uzat, ürünü al, barkodunu okut ve paketle. Sen arkanı dönene kadar alınıp paketlenmeye hazır bir ürün daha seni bekliyor olacak Tüm boşa harcanan zamanı attık, ürünü lazerle işaret edip UPC barkodunu okutup en son hangi kutuya gireceğini ışıkla işaret edeceğimiz yüksek duyarlılıkta bir yol geliştirdik Daha üretken, daha hatasız ve görünen o ki işçiler için daha ilgi çekici bir ofis ortamı. Tüm siparişleri tamamlıyorlar artık. Siparişin bir kısmını değil, kırmızı, yeşil ve maviyi hepsini yapıyorlar. Ortama biraz daha hakim hisseyorlar artık. Bu yaklaşımın yan etkileriyse bizi gerçekten şaşırttı. Daha üretken olacağını biliyorduk. Ama bunun depodaki diğer fonksiyonları etkileyecek kadar yayılımcı olduğuna dikkat etmemiştik. Bu yaklaşımın dagitim merkezinin içinde etkin olarak yaptığı şey onu büyük ölçüde eşzamanlı işleyen bir motora çeviriyordu. Yine fikirlerin çapraz döllenmesine geldik. Elimizde bir depo var ve biz eşanlı işleyen süperbilgisayar yapısına kafa yoruyoruz. Dikkat etmeniz gereken şey ekranın sağ tarafında on bağımsız otonom işçiniz var. Eğer üç numaralı istasyondaki işçi tuvalete giderse diğer dokuz işçinin üretkenliğine hiçbir kötü etkisi olmayacak. Geleneksel nakliyeci kullanma yöntemiyle karşılaştırın bunu. Birisi siparişi sana uzattığında bir şey ekleyip akışı devam ettiriyorsunuz. Bu seri halindeki işlemin devamı için herkes yerinde olmalı. Bu, depo hakkında düşünmek için daha sağlam bir hal alır ve ürünlerin rağbetini takip ettiğimizden iyice ilginçleşir. Depo zeminini ayarlamak için devimsel ve uyarlanabilir algoritmalar kullanıyoruz. Bildiğiniz gibi sevgililer günü yaklaşıyor. Tüm o pembemsi şekerler binanın önüne gittiler ve siparişlere hazırlanıyorlar. Sevgililer gününden iki gün sonra o artakalan şeker, deponun arkalarına sürüklenip termal haritadaki soğuk kısmın sahibi olacak. Bu eşzamanlı işleme yaklaşımının diğer bir yan etkisi de devasa şeyleri ölçebilmesidir. İster iki, ister yirmi, ister iki yüz istasyon olsun algoritmaların planlama işleri ve tüm envanter algoritmaları çalışmaya devam edecek. Bu örnekte envanterin, toplama istasyonları orada olduğu için binanın çevresini tamamiyla işgal ettiğini görüyorsunuz Kendileri için bu işi hallettiler. Bunun, işçinin hayatında nasıl katlanılabilir bir hal aldığını gösteren bir videoyla bitiricem. Bahsettiğim gibi işlem envanteri yol boyu taşımak ve bu toplama istasyonlarına giden yolu bulmaktan oluşuyor. Arka plandaki yazılımımız her istasyonda olan biteni görüyor ; rafları yol boyu ilerletiyoruz ve işçiye işi sunmak için bir sıraya sokmaya çalışıyoruz. İlginç olansa işçilerin hızını buna göre ayarlayabiliriz. Hızlı olan çok, yavaş olan az raf alır. Bu işçi daha önce bahsettiğimiz şeyi yaşıyor şuan Elini kaldırıyor , ürün eline geliyor. Yada uzanıp alması gerekli. Taratıp sepete koyuyor. Geri kalan tüm teknoloji bir açıdan arkaplanda kalıyor. Onun artık sadece ürünü alıp paketlemeye odaklanması gerekli Ne başıboş gezecek zamanı ne de yerini terketme zorunluluğu var. Aslında bu siparişleri tamamlamak için hem daha üretken hemde daha hatasız bir yol. Bence siparişleri tamamlamak için çok daha tatmin edici bir yol. Gerçi bunun nedeni, bu binalardaki işçiler artık Kiva alanında çalışma hakkı kazanmak için yarışıyorlar. Bazen işten sonra torunlarıyla oynamak için daha fazla enerjileri kaldığını söyleyen videolar görüyoruz. Hatta birisi şöyle demişti: "Kiva alanı o kadar rahat ki kan basıncı ilacımı kullanmayı bıraktım." Bu video bir ecza deposundaydı bu yüzden bunu yaymamamız istendi. Size anlatmak istediğim, birşeylerin kendi başlarına düşünüp yürüyüp ve konuşmalarına izin verdiğinizde ilginç ürünler ortaya çıkabilir Bence bir daha kapınızı açıp online sipariş ettiğiniz kutuyu alıp açtığınızda yapıştırıcıyı içinde görünce, acaba bir robotun bu siparişinde hazırlanmasında yardımı dokunmuş mu diye merak edeceksiniz. Teşekkürler.