1 00:00:00,296 --> 00:00:04,760 Antik Yunanların nasıl giyindikleri, nasıl yaşadıkları, 2 00:00:04,760 --> 00:00:07,268 nasıl savaştıklarına dair bilgi edinmemizi sağlayan 3 00:00:07,268 --> 00:00:08,980 tarihi kayıtlar var... 4 00:00:09,004 --> 00:00:10,528 Peki nasıl düşünürlerdi? 5 00:00:11,432 --> 00:00:15,872 İnsanın düşünce sisteminin 6 00:00:15,896 --> 00:00:17,768 hayal kurma, 7 00:00:17,792 --> 00:00:19,189 bilinçli olma, 8 00:00:19,213 --> 00:00:21,274 rüya görme yetimiz gibi en derin yönlerinin 9 00:00:21,274 --> 00:00:23,437 hep aynı olduğuna dair genel bir görüş vardır. 10 00:00:23,437 --> 00:00:24,461 Diğer bir ihtimal ise 11 00:00:24,461 --> 00:00:28,118 kültürümüzü şekillendiren sosyal dönüşümlerin 12 00:00:28,142 --> 00:00:31,927 aynı şekilde insanın düşünce kodlarını da değiştirmiş olmasıdır. 13 00:00:32,911 --> 00:00:35,435 Bu konuda hepimizin farklı görüşleri olabilir. 14 00:00:35,459 --> 00:00:38,336 Aslında bu uzun zamandır süregelen felsefi bir tartışmadır. 15 00:00:38,644 --> 00:00:41,371 Peki bu konu bilimle de bağlantılı olabilir mi? 16 00:00:42,834 --> 00:00:45,340 Ben şunu önermek isterim; 17 00:00:45,364 --> 00:00:50,136 aynı şekilde, sadece birkaç kalıntıdan hareketle Antik Yunan şehirlerinin 18 00:00:50,160 --> 00:00:52,548 eski yapısını anlayabiliriz, 19 00:00:52,572 --> 00:00:56,698 çünkü bir kültürün yazma eserleri, insanın düşüncesinin 20 00:00:56,722 --> 00:00:58,865 arkeolojik kayıtları, kalıntılarıdır. 21 00:00:59,905 --> 00:01:01,079 Aslında, 22 00:01:01,103 --> 00:01:03,309 insan kültürüne dair çok eski birkaç kitabın 23 00:01:03,333 --> 00:01:06,701 bir çeşit psikolojik analizlerini yaparak 24 00:01:06,701 --> 00:01:13,146 Julian Jaynes, 70'li yıllarda çok garip ve radikal bir hipotez ortaya attı: 25 00:01:13,146 --> 00:01:15,293 3.000 yıl önce, 26 00:01:15,317 --> 00:01:20,205 insanlar bugünkü tabirle şizofrendi. 27 00:01:21,753 --> 00:01:23,581 Jaynes bu tezini şuna dayandırıyordu: 28 00:01:23,581 --> 00:01:26,586 Bu kitaplarda anlatılan ilk insanlar, 29 00:01:26,610 --> 00:01:28,514 mütemadiyen 30 00:01:28,538 --> 00:01:31,554 farklı geleneklerde ve dünyanın farklı yerlerinde 31 00:01:31,578 --> 00:01:35,110 tanrılardan ya da ilham perilerinden 32 00:01:35,134 --> 00:01:38,174 geldiğini hissettikleri sesler duyuyor ve itaat ediyormuş gibi 33 00:01:38,198 --> 00:01:39,396 davranışlar sergiliyordu, 34 00:01:40,063 --> 00:01:42,832 bugün halüsinasyon dediğimiz şey. 35 00:01:43,888 --> 00:01:46,514 Ancak, zaman geçtikçe 36 00:01:46,538 --> 00:01:50,189 bu iç seslerin sahipleri, yaratıcıları olduklarını 37 00:01:50,213 --> 00:01:52,728 anlamaya başladılar. 38 00:01:53,316 --> 00:01:56,031 Böylece, "iç gözlem" sahibi oldular: 39 00:01:56,055 --> 00:01:58,538 Kendi düşünceleri hakkında düşünme yetisi. 40 00:01:59,785 --> 00:02:03,182 Yani Jaynes'in teorisi bilinçlilik; 41 00:02:03,206 --> 00:02:06,372 en azından bugün bizim anladığımız şekliyle, 42 00:02:06,396 --> 00:02:09,936 kendi öz varlığımızın kılavuzu olduğumuzu hissettiğimiz yer, 43 00:02:09,960 --> 00:02:12,697 oldukça yeni bir kültürel gelişmedir. 44 00:02:13,456 --> 00:02:15,242 Bu çok müthiş bir teoridir, 45 00:02:15,266 --> 00:02:17,079 fakat çok az ve çok spesifik örnekler 46 00:02:17,079 --> 00:02:20,715 üzerine kurulmuş olan bariz bir sorunu var. 47 00:02:21,085 --> 00:02:22,848 İç gözlem teorisinin 48 00:02:22,872 --> 00:02:27,623 insanlık tarihinde 3.000 yıl önce oluşup oluşmadığı 49 00:02:27,647 --> 00:02:30,631 nicel ve nesnel bir yöntemle incelenebilir. 50 00:02:31,543 --> 00:02:35,106 Bunun ele alınma şeklindeki sorun da gayet açık. 51 00:02:35,130 --> 00:02:38,590 Platon bir gün kalkmış ve şunu yazmış değildir: 52 00:02:38,614 --> 00:02:40,273 "Selam, ben Platon, 53 00:02:40,297 --> 00:02:43,186 bugünden itibaren tam bir iç gözlem bilincim var." 54 00:02:43,210 --> 00:02:45,503 (Gülüşmeler) 55 00:02:45,527 --> 00:02:48,860 Aslında bu bize tam olarak problemin esasının ne olduğunu gösteriyor. 56 00:02:49,467 --> 00:02:53,522 Daha önce hiç kullanılmamış bir kavramın ortaya çıkışını bulmamız gerekiyor. 57 00:02:54,434 --> 00:02:58,744 "İç gözlem" kelimesi analiz yapmak istediğimiz kitaplarda 58 00:02:58,768 --> 00:03:00,687 bir kez bulunmadı. 59 00:03:01,728 --> 00:03:05,815 Öyleyse bunu çözmemizin yolu kelimeler alanı oluşturmak. 60 00:03:06,571 --> 00:03:09,858 Bu bütün kelimeleri kapsayan öyle büyüklükte bir alan ki, 61 00:03:09,882 --> 00:03:12,684 herhangi ikisi arasındaki mesafe 62 00:03:12,708 --> 00:03:15,591 ne kadar yakın bağlantılı olduklarının göstergesidir. 63 00:03:16,460 --> 00:03:17,611 Mesela, 64 00:03:17,635 --> 00:03:20,532 "köpek" ve "kedi" kelimelerinin bir arada olmasını, 65 00:03:20,556 --> 00:03:24,387 fakat "greyfurt" ve "algoritma" kelimelerinin uzak olmasını istersiniz. 66 00:03:24,809 --> 00:03:28,705 Bunun alandaki herhangi iki kelime için de geçerli olması gerekir. 67 00:03:29,626 --> 00:03:32,967 Kelimeler alanı oluşturabileceğimiz farklı yollar var. 68 00:03:32,991 --> 00:03:34,634 Bir tanesi, uzmanlara sormak; 69 00:03:34,658 --> 00:03:36,754 sözlüklerle yaptığımızın biraz benzeri gibi. 70 00:03:36,896 --> 00:03:38,324 Diğer bir yol ise, 71 00:03:38,348 --> 00:03:42,063 en basit varsayımı izlemektir; iki kelime bağlantılı ise, 72 00:03:42,087 --> 00:03:44,436 bunların aynı cümlelerde, 73 00:03:44,460 --> 00:03:45,913 aynı paragraflarda, 74 00:03:45,937 --> 00:03:47,707 aynı belgelerde 75 00:03:47,731 --> 00:03:50,913 geçmeleri rastlantısal olmasından daha muhtemeldir. 76 00:03:52,231 --> 00:03:54,281 Bu basit hipotezin, 77 00:03:54,305 --> 00:03:55,611 basit yöntemin de, 78 00:03:55,635 --> 00:03:57,242 bu çok karmaşık 79 00:03:57,266 --> 00:03:58,825 ve büyük boyutlu alan gerçeğiyle 80 00:03:58,825 --> 00:04:01,743 ilgisi olan birkaç sayısal hileyle 81 00:04:01,767 --> 00:04:03,642 gerçekten işe yaradığı ortaya çıkıyor. 82 00:04:04,155 --> 00:04:06,957 Size hemen ne kadar başarılı olduğunu göstereyim, 83 00:04:06,981 --> 00:04:10,893 bu tablo aşina olduğumuz bazı kelimeleri analiz ettiğimizde aldığımız sonuç. 84 00:04:11,607 --> 00:04:12,792 İlk olarak, kelimelerin 85 00:04:12,816 --> 00:04:16,094 otomatik olarak anlamsal gruplara yerleştiğini görebilirsiniz. 86 00:04:16,118 --> 00:04:18,335 Meyveleri görürsünüz, vücudun bölümleri, 87 00:04:18,359 --> 00:04:20,784 bilgisayarın bölümleri, bilimsel terimleri vs. 88 00:04:21,119 --> 00:04:25,341 Bu işlem aynı zamanda kavramları hiyerarşik düzenlediğimizi saptıyor. 89 00:04:25,852 --> 00:04:27,003 Örneğin, 90 00:04:27,027 --> 00:04:30,624 bilimsel terimlerin alt başlıklara ayrıldığını görebilirsiniz; 91 00:04:30,648 --> 00:04:32,748 astronomi ve fizik terimleri gibi. 92 00:04:33,338 --> 00:04:35,584 Sonrasında çok ince şeyler var. 93 00:04:35,608 --> 00:04:37,513 Mesela, astronomi kelimesi, 94 00:04:37,537 --> 00:04:39,352 bulunduğu yer biraz garip duruyor, 95 00:04:39,376 --> 00:04:41,424 aslında tam da olması gereken yerde, 96 00:04:41,448 --> 00:04:43,043 olduğu şey; 97 00:04:43,067 --> 00:04:44,337 gerçek bir bilim 98 00:04:44,361 --> 00:04:45,897 ve tanımladığı şeyler olan 99 00:04:45,921 --> 00:04:47,413 astronomi terimleri arasında. 100 00:04:48,182 --> 00:04:50,073 Bunu böyle devam ettirebiliriz. 101 00:04:50,097 --> 00:04:52,157 Aslında, biraz dikkatli bakarsanız 102 00:04:52,181 --> 00:04:54,039 ve rastlantısal bir yol oluşturursanız, 103 00:04:54,063 --> 00:04:57,229 biraz şiirle uğraşmak gibi gelir. 104 00:04:58,018 --> 00:04:59,900 Çünkü, bu alanda yürümek 105 00:04:59,924 --> 00:05:02,864 zihinde dolaşmak gibidir. 106 00:05:04,027 --> 00:05:05,644 Son olarak, 107 00:05:05,668 --> 00:05:09,708 bu işlem aynı zamanda sezgilerimizi tanımlar; 108 00:05:09,732 --> 00:05:13,628 hangi kelimelerin iç gözlem grubunda yer alması gerektiğini. 109 00:05:13,652 --> 00:05:14,875 Örneğin, 110 00:05:14,899 --> 00:05:18,878 "benlik", "suç", "akıl", "duygu" gibi kelimeler 111 00:05:18,902 --> 00:05:20,791 "iç gözlem" ile çok yakındır, 112 00:05:20,815 --> 00:05:21,966 fakat diğerleri 113 00:05:21,990 --> 00:05:24,267 "kırmızı", "futbol", "mum", "muz" gibi kelimeler 114 00:05:24,267 --> 00:05:25,633 çok daha uzaktır. 115 00:05:26,054 --> 00:05:28,816 Alanı oluşturduğumuzda, 116 00:05:28,840 --> 00:05:31,666 iç gözlemin tarihçesi konusu 117 00:05:31,690 --> 00:05:34,023 veya önceden soyut ve bir şekilde muğlak 118 00:05:34,047 --> 00:05:38,826 görünen herhangi bir kavramın gelişim aşamaları, 119 00:05:38,850 --> 00:05:40,454 somutlaşır, 120 00:05:40,478 --> 00:05:43,216 niceliksel bilgiye uyumlu olur. 121 00:05:44,216 --> 00:05:46,978 Bütün yapmamız gereken, kitapları alıp 122 00:05:47,002 --> 00:05:48,383 sayısallaştırmak 123 00:05:48,407 --> 00:05:51,216 ve bu kelimeler dizisini bir yörünge olarak alıp 124 00:05:51,240 --> 00:05:53,209 alana yansıtmaktı, 125 00:05:53,233 --> 00:05:56,987 sonra da bu yörüngenin iç gözlem kavramının yakınında dolanarak 126 00:05:57,011 --> 00:06:00,003 kayda değer zaman geçirip geçirmediğini sormaktı. 127 00:06:00,760 --> 00:06:01,956 Böylelikle, 128 00:06:01,980 --> 00:06:04,092 Antik Yunan geleneğinde iç gözlemin 129 00:06:04,116 --> 00:06:06,117 gelişim aşamalarını analiz edebilecektik, 130 00:06:06,117 --> 00:06:08,663 bunun için geçerli belgelerimiz mevcuttu. 131 00:06:09,631 --> 00:06:11,886 Bütün kitapları aldık, 132 00:06:11,910 --> 00:06:14,194 tarihsel sıraya koyduk. 133 00:06:14,218 --> 00:06:15,970 Her bir kitabın kelimelerini yazar 134 00:06:15,994 --> 00:06:17,955 ve alana yansıtırız, 135 00:06:17,979 --> 00:06:21,011 sonra da her kelimenin iç gözleme ne kadar yakın olduğunu arar 136 00:06:21,035 --> 00:06:22,415 ve onu ortalarız. 137 00:06:22,590 --> 00:06:25,788 Sonra da süre ilerledikçe 138 00:06:25,812 --> 00:06:29,064 kitapların iç gözlem kavramına 139 00:06:29,088 --> 00:06:30,842 yakınlaşıp yakınlaşmadığına bakarız. 140 00:06:30,866 --> 00:06:34,667 Bu, tam olarak antik Yunan geleneğinde olan şey. 141 00:06:35,698 --> 00:06:38,905 Bunu Homerik gelenekte yazılmış en eski kitaplarda görebilirsiniz; 142 00:06:38,905 --> 00:06:42,261 iç gözleme yaklaşan kitaplarda küçük bir artış var. 143 00:06:42,285 --> 00:06:44,491 Fakat milattan dört yüzyıl kadar önce, 144 00:06:44,515 --> 00:06:49,223 çok hızlı bir şekilde artarak, kitapların neredeyse beş katı 145 00:06:49,247 --> 00:06:51,747 iç gözlem kavramına gittikçe daha fazla 146 00:06:51,771 --> 00:06:53,453 yakınlaşmaya başlıyor. 147 00:06:54,159 --> 00:06:56,583 Bunun güzel bir yanı ise, 148 00:06:56,607 --> 00:06:57,805 şimdi bu işlemin 149 00:06:57,829 --> 00:07:01,976 farklı, bağımsız bir gelenekte geçerli olup olmadığını sorabilmemiz. 150 00:07:02,962 --> 00:07:06,138 Bunun üzerine, aynı analizi Yahudi-Hristiyan geleneğine uyguladık 151 00:07:06,162 --> 00:07:08,883 ve hemen hemen aynı yapıyı gördük. 152 00:07:09,548 --> 00:07:14,183 Yine, Eski Ahit'in en eski kayıtlarında küçük bir yükseliş görürsünüz 153 00:07:14,207 --> 00:07:16,241 ve sonra bu Yeni Ahit'in yeni kayıtlarında 154 00:07:16,241 --> 00:07:17,984 çok daha hızlı bir şekilde yükselir. 155 00:07:18,008 --> 00:07:20,260 Daha sonra milattan yaklaşık dört yüzyıl sonra, 156 00:07:20,260 --> 00:07:22,191 Saint Augustine'in "İtiraflar"ında 157 00:07:22,215 --> 00:07:24,072 iç gözlemin zirvesine ulaşırız. 158 00:07:24,897 --> 00:07:26,841 Bu çok önemliydi, 159 00:07:26,865 --> 00:07:30,238 çünkü Saint Augustine bilim adamları, 160 00:07:30,262 --> 00:07:32,434 dil bilimciler, tarihçiler tarafından 161 00:07:32,458 --> 00:07:34,536 iç gözlemin kurucusu olarak tanınmıştı. 162 00:07:35,060 --> 00:07:38,357 Aslında kimileri modern psikolojinin fikir öncüsü olduğuna inanır. 163 00:07:39,012 --> 00:07:40,851 Niceliksel olma 164 00:07:40,875 --> 00:07:43,717 ve nesnel olma özelliği olan 165 00:07:43,741 --> 00:07:45,004 işlemimiz 166 00:07:45,028 --> 00:07:47,044 ve tabii ki son derece hızlı olarak-- 167 00:07:47,068 --> 00:07:49,465 anında çalışıyor -- 168 00:07:49,489 --> 00:07:52,992 bu uzun gelenek araştırmasına dair 169 00:07:53,016 --> 00:07:55,238 bazı çok önemli sonuçlarını elde edebiliyor. 170 00:07:56,317 --> 00:07:59,968 Bu bir bakıma bilimin güzelliklerinden biri, 171 00:07:59,992 --> 00:08:03,468 öyle ki; bu fikir şu anda pek çok farklı alana 172 00:08:03,492 --> 00:08:06,063 aktarılabilir ve yaygınlaştırılabilir. 173 00:08:06,769 --> 00:08:11,536 Aynı şekilde insan bilincinin geçmişini sorduğumuzda, 174 00:08:11,560 --> 00:08:14,966 belki de kendimize yönelteceğimiz en zorlayıcı soru, 175 00:08:14,990 --> 00:08:19,127 bunun kendi bilincimizin geleceğine dair bir şeyler söyleyip söyleyemeyeceğidir. 176 00:08:19,550 --> 00:08:21,020 Daha kesin konuşursak, 177 00:08:21,044 --> 00:08:23,460 bugün kullandığımız kelimeler 178 00:08:23,484 --> 00:08:28,681 acaba zihinlerimizin birkaç gün, birkaç ay ya da birkaç yıl sonra 179 00:08:28,705 --> 00:08:29,856 nerede olacağını 180 00:08:29,880 --> 00:08:31,062 gösterebilir mi? 181 00:08:31,597 --> 00:08:34,617 Aynı şekilde, pek çoğumuz 182 00:08:34,641 --> 00:08:36,427 kalp atış hızımızı, 183 00:08:36,451 --> 00:08:37,720 solunumumuzu, 184 00:08:37,744 --> 00:08:39,411 genlerimizi 185 00:08:39,435 --> 00:08:43,086 hastalıklardan koruyacağı umuduyla sensörler kullanıyoruz, 186 00:08:43,110 --> 00:08:46,631 söylediğimiz, tweet / e-posta attığımız, yazdığımız kelimeleri 187 00:08:46,655 --> 00:08:49,338 izleme ve incelemenin, zihnimizde bir şeylerin 188 00:08:49,362 --> 00:08:54,170 ters gidip gidemeyeceğini önceden söyleyebilirliğini araştırabiliriz. 189 00:08:55,087 --> 00:08:56,621 Bu maceradaki arkadaşım 190 00:08:56,645 --> 00:08:59,646 Guillermo Cecchi'yle 191 00:08:59,670 --> 00:09:01,225 bu görevi üstlendik. 192 00:09:02,228 --> 00:09:07,760 Bunu şizofreni riski yüksek 34 gencin konuşma kayıtlarını 193 00:09:07,784 --> 00:09:10,585 inceleyerek yaptık. 194 00:09:11,434 --> 00:09:14,315 Yaptığımız şey şuydu; önce konuşma şekline dikkat ettik 195 00:09:14,339 --> 00:09:17,581 sonra da konuşmanın niteliklerinin 196 00:09:17,605 --> 00:09:20,101 yaklaşık üç yıllık bir zaman dilimi içinde 197 00:09:20,125 --> 00:09:22,530 psikoz gelişimi öngörüp göremeyeceğini araştırdık. 198 00:09:23,427 --> 00:09:25,793 Fakat umduğumuzun aksine 199 00:09:25,817 --> 00:09:28,934 hata üstüne hata yaptık. 200 00:09:29,793 --> 00:09:33,675 Anlambilimde zihnin gelecekteki düzenini öngörecek 201 00:09:33,699 --> 00:09:36,492 tam olarak yeterli bilgi yoktu. 202 00:09:36,516 --> 00:09:38,325 Bir grup şizofren ile 203 00:09:38,349 --> 00:09:42,524 kontrol grubunu ayırmak için yeteri kadar iyiydi, 204 00:09:42,548 --> 00:09:45,260 tarihi metinlere yaptığımızın bir benzeriydi, 205 00:09:45,284 --> 00:09:48,278 fakat muhtemel psikoz başlangıcını öngörmek için değildi. 206 00:09:49,164 --> 00:09:50,870 Ama sonra fark ettik ki, 207 00:09:50,894 --> 00:09:54,982 belki de önemli olan şey ne söyledikleri değildi; 208 00:09:55,006 --> 00:09:56,679 söyleme şekilleriydi. 209 00:09:57,679 --> 00:09:58,899 Daha açık konuşursak, 210 00:09:58,923 --> 00:10:01,750 kelimelerin hangi anlamsal grupta oldukları değil, 211 00:10:01,774 --> 00:10:04,374 bir anlamsal gruptan diğerinin 212 00:10:04,398 --> 00:10:06,699 ne kadar uzağına ve ne kadar hızlı geçtikleriydi. 213 00:10:07,247 --> 00:10:08,978 Böylelikle "anlamsal tutarlılık" 214 00:10:09,002 --> 00:10:11,391 adını verdiğimiz, öncelikli olarak 215 00:10:11,415 --> 00:10:16,219 konuşmanın sürerliğini anlambilimsel bir başlık dâhilinde, 216 00:10:16,243 --> 00:10:19,082 anlambilimsel bir kategori içinde ölçen bu kritere ulaştık. 217 00:10:19,294 --> 00:10:23,341 34 kişilik grupta, 218 00:10:23,365 --> 00:10:27,024 anlamsal tutarlılığa dayanan işlemin %100 doğrulukla 219 00:10:27,048 --> 00:10:29,548 kimde psikoz oluştuğunu veya oluşmayacağını 220 00:10:29,572 --> 00:10:32,079 öngörebildiği ortaya çıktı. 221 00:10:32,976 --> 00:10:35,913 Bu, mevcut klinik ölçümlerle 222 00:10:35,937 --> 00:10:37,445 değil başarılmış, 223 00:10:37,469 --> 00:10:40,595 yaklaşılmış bir şey bile değildi. 224 00:10:42,525 --> 00:10:46,104 Çok net hatırlıyorum, bu çalışmayı yaparken 225 00:10:46,128 --> 00:10:48,445 bilgisayar başındaydım 226 00:10:48,469 --> 00:10:51,104 ve Polo'nun birkaç tweetini gördüm-- 227 00:10:51,128 --> 00:10:54,295 kendisi Buenos Aires'teki ilk öğrencimdi 228 00:10:54,319 --> 00:10:56,389 ve o sırada New York'taydı. 229 00:10:56,413 --> 00:10:58,501 Bu tweet'lerde bir şey vardı; 230 00:10:58,525 --> 00:11:02,026 ne olduğunu tam olarak anlayamadım çünkü net bir şey söylemiyordu, 231 00:11:02,050 --> 00:11:04,071 fakat ciddi bir şekilde içime doğdu, 232 00:11:04,095 --> 00:11:07,050 güçlü bir sezgi hissettim, bir şeyler ters gidiyordu. 233 00:11:08,347 --> 00:11:11,070 Telefonu aldım ve Polo'yu aradım 234 00:11:11,094 --> 00:11:13,013 ve gerçekten de keyfi yoktu. 235 00:11:13,362 --> 00:11:15,299 Basit bir yolla; 236 00:11:15,323 --> 00:11:17,814 satır aralarını okuyarak, 237 00:11:17,838 --> 00:11:22,100 kelimeler sayesinde hislerini algılayabiliyordum, 238 00:11:22,124 --> 00:11:24,743 kolay fakat yardım etmek için etkili bir yol. 239 00:11:25,987 --> 00:11:27,625 Bugün size anlattığım şey şu; 240 00:11:27,649 --> 00:11:30,157 hepimizde olan, hepimizin paylaştığı "sezgiyi" 241 00:11:30,181 --> 00:11:34,467 nasıl işleme dönüştürebileceğimizi 242 00:11:34,491 --> 00:11:35,856 anlamaya gittikçe 243 00:11:35,880 --> 00:11:37,077 yakınlaşıyoruz. 244 00:11:38,102 --> 00:11:39,563 Bunu yaparak, 245 00:11:39,587 --> 00:11:44,237 ileride yazdığımız, söylediğimiz kelimelerin 246 00:11:44,261 --> 00:11:49,882 nesnel, niceliksel ve otomatikleştirilmiş analizini baz alarak 247 00:11:49,906 --> 00:11:51,531 çok farklı bir akıl sağlığı türü 248 00:11:51,639 --> 00:11:52,721 görebiliriz. 249 00:11:52,721 --> 00:11:54,351 Teşekkürler. 250 00:11:54,375 --> 00:12:01,258 (Alkışlar)