Evrim biyoloğu Julian Huxley’in çok sevdiğim bir sözü vardır. Huxley şöyle der: Bizler evrenin kendi bilincine varmasının aracılarıyız. Bu sözü çok severim çünkü doğanın bir parçası olduğumuzu ifade etmektedir. İnanılmaz yetilere sahibiz ve bu yetiler bize evrenden gelmiştir. Evren bize varlığı öğretir. Bu süreç içerisinde biz toplumumuzu daha ileri taşırız ve geleceğe doğru yol alırız. Bir öğrenme döngüsü vardır. Biz evrenden öğreniriz, varlığı kavrarız ve dolayısıyla evrenin nasıl işlediğini kavrarız. Dünyanın ve doğanın nasıl işlediğini açıklayan temel ilkeleri arayışımız sayesinde bitmez tükenmez bir bilgi birikimine erişiriz ve bu bilgi birikimi geleceğin teknolojilerinin önünü açar. Evrenin bize varlık hakkındaki bilgileri öğretmede çok iyi olduğu görüşündeyim. Ve bunu hep yapageldi; geometriyi öğrenen Antik Yunan’dan mekaniğin kurallarını yerküre üzerine yaptığı çalışmalardan değil Güneş sisteminden öğrenen Newton’a... dolayısıyla Maxwell’e mühendisliği kurdurdu ve ışığın boş uzamdaki hareketi üzerine savlarını ortaya koyan Einstein’a da iyi bir öğretici oldu ve modern iletişimin temellerini attı. Bildiğiniz gibi bilgi şu yolla keşfedilir: Bilgi gerçek problemler üzerine düşünerek keşfedilir... ve bunun bir kez farkına vardığınızda bu size zaman içinde toplumu dönüştürecek yeni teknolojiler yaratmanızın araçlarını sunar. Fizik gerçekten de gelecekten gelen bir mesajdır. Bir ve birin toplamının iki etmesi gibi keşfedilmiş bir mesajdır. Bu öyle derin bir gerçeklik taşır ki biz henüz bunun anlamını tam olarak biliyor değiliz. Bizler halen matematiğin dünyanın işleyişini neden izah ettiğini bilmiyoruz. Bizler halen tam olarak ide ve gerçeklik arasındaki ilişkiyi çözebilmiş değiliz. Bildiğimiz şu ki düşüncelerimiz, özellikle bazıları inanılmaz bir hassasiyetle işliyor ... ve bu gelecekten gelen mesaj, bana göre buna fizik diyebiliriz, bize kim olduğumuz hakkında bir şeyler söylüyor. Ve evrene baktığımızda bu mesajları alabiliyoruz. Bunlar bize Big Bang’te neler yaşandığını yani nereden geldiğimizi ve dünyanın nasıl işlediğini söylüyor. Görünen o ki evreni anlamlandırmaya dair mucizevi diyebilececğimiz bir yeteneğimiz var. Atomun milyar kez büyütülmüş ölçekteki yapısını ve Güneş sisteminin on trilyon kez büyütülmüş ölçekteki yapısını artık çözebiliyoruz. Bu bilgiye evrimsel açıdan daha başarılı olmak için ihtiyacımız yok. Bu bilgi ayağımıza geldi diyebiliriz. Bu inanılmaz derecede güçlü ve doğanın derin idrakinden gelen ve onun nasıl işlediğine dair bir şey. Ve bizi evrende bir yere koyan, konumlanmamıza yardımcı olan şeyin bu olduğunu hissediyorum. Bu bize aslında kim olduğumuzu söylüyor. Eğer insanlık tarihine, yaşamın kendisine ve üstesinden geldiğimiz tüm engellere akılcı bir çerçeveden bakarsanız... ve bugün yüzleştiğimiz problemleri akılcı bir şekilde ele alırsanız... bugün karşılaştığımız tüm problemlerin temelde insan davranışından kaynaklanan, insanların yarattığı problemler olduğunu görürsünüz: Finansal krizler, aşırı tüketim, giderek artan eşitsizlik, milyonlarca insanı öldüren hastalıklarla mücadelede yaşanan başarısızlıklar… Bunlar, üstesinden gelmemiz için gerekli olanaklara sahip olduğumuz problemler. Bunu başarmak için biraz daha duyarlı olmalı ve alışkın olduğumuzdan daha uzun vadeli düşünmeliyiz. Bunu yapabileceğimize inanıyorum. İnsan ırkının ve yaşamının hayatta kalması için asli bir engel olduğunu düşünmüyorum. Yapmayı umduğum şey insanları önemsiz engellerimizi, bencil tavırlarımızı, dogmatik huy ve eğilimlerimizi aşabileceğimizin farkına varmaları için motive etmek. Bizi muazzam bir gelecek bekliyor: Kuantum dünyası, doğaya yaklaşma kabiliyetimiz, dünyayı gerçek işleyişiyle deneyimlememiz... ve bunun bize getireceği hayal etmemizin bile güç olduğu teknolojiler, evreni anlama ve uzayda yolculuk yapma yeteneğimiz… Evreni keşfetme kapasitesine sahip olduğumuza yürekten inanıyorum. Dışarıda koca bir dünya var. Bu dünya bize muazzam imkânlar ve sorumluluklar getiriyor. Varoluşumuzda çok değerli bir şey var. Nasıl aptallık ederek bunu zayi edebiliyoruz ki? Evreni anlayabilecek, onun geleceğinde yer alabilecek kabiliyette canlılar olarak yaşadığımız için çok şanslıyız. Toplumumuzun temelini teşkil etmesi gereken bir mucize bu.