2 Mayıs 2000 sabahı erken saatlerde, toplumumuzun işleyişinde önemli bir değişikliğe neden olan bir şey oldu. İşe bakın ki, o sırada bunu çok az kişi fark etti. Değişim, neyi aradığımızı tam olarak bilmedikçe sessiz ve fark edilemezdi. O sabah, Birleşik Devletler Başkanı Bill Clinton, (GPS) Küresel Konumlama Sistemi'nin yörünge uyduları üzerinde özel bir düğmeye basılmasını emretti. Aniden, dünyadaki tüm sivil GPS alıcılarının futbol sahası büyüklüğünde ki hataları küçük bir oda boyutuna düştü. Kesinlikteki bu değişimin üzerimizdeki etkisini abartmak zor. Bu düğmeye basılmadan önce, her dönüşü tek tek gösteren bir araç içi navigasyon sistemimiz yoktu çünkü o zamanlar, GPS, hangi cadde olduğunu bırakın hangi mahallede olduğunuzu dahi söyleyemezdi. Konum belirleme için kesinlik çok önemlidir ve gelişmeler sadece son 10 yıl içerisinde oldu. Daha fazla baz istasyonu, daha fazla yer istasyonu, daha iyi alıcılar ve daha iyi algoritmalar ile GPS şu an sadece hangi caddede olduğunuzu değil, caddenin hangi kısmında olduğunuzu bile gösterebilir. Bu kesinlik seviyesi, bir yenileşim (inovasyon) fırtınası açığa çıkardı. Hatta, bugün pek çoğunuz TomTom ya da akıllı telefonunuz yardımıyla buraya geldi. Kağıt haritaların süresi dolmaya başlıyor. Fakat şu an konum belirleme duyarlılığında başka bir devrimin eşiğinde duruyoruz. Size cep telefonlarımızın ve TomTomlarımızın bize sunduğu iki metrelik konum belirlemenin ulaşabileceğimizle karşılaştırıldığında, acınası halde olduğunu söylesem? Bir süredir, GPS sinyalinin taşıyıcı fazına dikkat edilirse ve internet bağlantısı varsa, o zaman metre seviyesinden santimetre seviyesine, hatta milimetre seviyesine kadar konum belirlemenin olduğu biliniyor. Peki neden cep telefonlarımızda bu özellik yok? Sanırım bunun sebebi hayal gücü eksikliği. Üreticiler bu taşıyıcı faz tekniğini ucuz GPS çiplerinin içine koymadılar çünkü toplumun genelinin, avuç içindeki kırışıklığa kadar noktalayabilme duyarlılığında olan bir konum belirleme ile ne yapacağından emin değillerdi. Fakat sizler, ben ve diğer yenilikçiler, duyarlılıktaki bir sonraki atılımdaki potansiyeli görebiliriz. Örneğin, fiziksel dünyada milimetrelik bir kesinliği olan sanal dünyada ise büyük bir gerçekliği kaplayan bir uygulamayı hayal edin. Burada sadece sizin ya da evdeki arkadaşlarımın görebileceği milimetrelik doğruluğu olan üç boyutlu bir yapı inşa edebilirim. Konum belirlemenin bu kısmı, neyi aradığımızdır ve inanıyorum ki önümüzdeki birkaç yıl içerisinde, kesin doğruluğu ve taşıyıcı faz merkezli konumlamanın bu türünün, ucuz ve her yerde bulunabileceğini ve sonuçlarının olağanüstü olacağını tahmin ediyorum. Elbette ki kutsal kase GPS noktasıdır. ''Da Vinci'nin Şifresi'' filmini hatırlıyor musunuz? Burada Profesör Langdon, dünya üzerindeki herhangi bir yerde hatasız takip cihazının suç ortağı GPS noktasını koşuşturma içinde araştırıyordu, fakat sanal olmayan bir dünyada, GPS noktasının imkansız olduğunu biliyoruz, değil mi? İlk olarak, GPS kapalı mekanlarda çalışmıyor, ikinci olaraksa, bu cihazları o kadar küçük yapmıyorlar, özellikle bu cihazlar ölçümlerini tekrar ağ üzerinden iletmek zorunda kaldıklarında. Birkaç yıl önce bu engeller oldukça mantıklıydı fakat şimdi işler değişti. Minyatürleşmeye ve daha iyi duyarlılığa karşın, güçlü bir akım var, çok güçlü, birkaç yıl önce, bir GPS takip aleti, kontak anahtarı için işe yaramaz bir kutu gibi gözüktü. Henüz geçtiğimiz ay satışa sunulmuş cihazlarla paketlenmiş olan anahtarlık boyutundakileri karşılaştırın ve tam bir GPS alıcısı için teknoloji harikasına bakarsanız, bir yön üzerinde her zamankinden hassas bir santimetre ölçümü görebilir ve GPS noktasının çok yakında hayal ürünü olmaktan gerçeğe doğru hareket edeceğini farkedebilirsiniz. Bir dünya dolusu GPS noktası ile ne yapabildiğimizi hayal edin. Sadece bir daha asla cüzdanınızı ve anahtarlarınızı ya da Disneyland'da iken çocuklarınızı kaybetmeyecek olmanız değil. Toptan GPS noktalarını satın alacaksınız ve onları sahip olduğunuz birkaç on dolardan fazla değeri olan her şeyin üzerinde bağlanacaksınız. Geçenlerde bir sabah ayakkabılarımı bulamıyordum ve her zamanki gibi eşime ayakkabılarımı görüp görmediğini sormak zorunda kaldım. Fakat böyle önemsiz bir şeyle karımın canını sıkmamalıydım. En iyisi ayakkabılarımın yerini evime sormaktı. (Kahkahalar) Gmail'e dönenleriniz, hatırlayın ne kadar da canlandırıcıydı, hepsini düzenlemekten basitçe aramaya geçmek. GPS noktası da bizim eşyalarımız için aynısını yapacak. Elbette şimdi, GPS noktasının diğer bir tarafı da var. Birkaç ay önce ofisimdeydim ve telefon çaldı. Hattın diğer ucundaki kadı, ona Carol diyelim, telaşlıydı. Anlaşılan, Carol'ın California'dan eski erkek arkadaşı, onu Teksas'ta bulmuş ve peşine düşmüştü. Öyle ki, bu noktada neden beni aradığını sorabilirsiniz. Çünkü, ben sordum. Fakat Carol'ın durumu teknik bir hadiseye dönüştü. Onun eski erkek arkadaşı her an karşısına çıkabilirdi, olmayacak zamanlarda ve olmayacak yerlerde. Açık bir laptop taşıyordu ve zamanla Carol, arabasına sevgilisinin bir GPS takip cihazı koyduğunu fark etti. Bu nedenle cihazı etkisiz hale getirmem için beni aramıştı. ''İyi bir araba tamircisine gitmelisin ve arabana baktırmalısın'' dedim. "Zaten baktırdım." dedi bana. "Tamirci bariz birşey göremedi, ve arabayı parça parça ayırması gerektiğini söyledi." "Peki o halde, polise gitmeniz en iyisi olur'' dedim. ''Zaten gittim'' diye cevapladı. ''Taciz boyuta ulaştığına emin olamıyorlar ve cihazı bulmak için teknik olarak bir şey kurmadılar.'' '' Tamam, ya FBI? '' ''Onlarla da konuştum ve yine aynı hikaye.'' Sonra laboratuvarıma gelişiyle ilgili ve arabasına radyo taraması yapmamız hakkında konuştuk, ama işe yarayacağından bile emin değildim. Tahminen bu cihazların bazıları, sadece güvenli bölgelerdeyken veya araba seyir halindeyken iletim yapacak şekilde yapılandırılmış. İşte bu noktadaydık. Carol ilk değildi ve son da olmayacaktı, kendini bu tarz korkutucu bir çevrede, GPS takibinin neden olduğu böyle can sıkı bir durumda bulanlardan. Hatta, onun durumuna bakarken, sizin, benim ve başkalarının arabalarına koyabileceğim tam olarak yasal olmayan bir takip cihazı keşfetmek benim için süpriz oldu. Anayasa mahkemesi geçen ay, eğer bir polis memuru temdit edilmiş takibi yapmayı isterse, izin almak zorunda olduğu kararını verdi. Fakat yasa, sivillerin bunu bir başkasına yapması konusunda açık değil, yani bu konuda endişe duymamız gereken tek şey 'Büyük Birader' değildi. Büyük Komşuydu. (Kahkahalar) Carol'ın alabileceği çok etkili olan tek bir alternatifi vardı. Bunun adı Wave Bubble. Açık kaynaklı bir GPS sinyal bozucudur (jammer) Limor Fried tarafından geliştirildi. MIT'den mezun bir öğrenci olan Limor, ona ''kişisel alanımızı geri kazandıran bir cihaz'' diyor. Bir düğmesini çevirmenle etrafında GPS sinyalleri olmayan bir balon oluşturursun. Balon sayesinde sinyaller bastırılır. Limor bunu tasarladı çünkü GPS takip cihazı tarafından tehdit edilen Carol gibi hissetti. Sonra tasarımını internette yayınladı ve eğer kendin yapacak zamanı bulamıyorsan, bir tane satın alabilirsin. Artık Çinli üreticiler internette neredeyse aynı olan bu cihazlardan binlerce satıyorlar. Wawe Bubble 'ın kulağa hoş geldiğini düşünüyor olabilirsiniz. Bir tane almalıyım. Birisi arabama takip cihazı koyarsa faydalı olabilir. Fakat Birleşmiş Devletler'de bunu kullanmanın yasa dışı olduğunun farkında olmalısınız. Peki neden? Çünkü tam olarak bir balon değil. Bu sinyal bozucular senin alanında ya da arabanın sınırında durmuyor. Senden millerce uzaktaki masum GPS alıcılarının sinyallerini de bozuyor. (Kahkahalar) Şimdi, Carol ya da Limor, ya da GPS tarafından tehdit edilen kişilerden biriysen, Wawe Bubble'ı kullanmanın yanlış bir tarafı olmadığını hissedebilirsin, fakat aslında, sonuçlar felaket getirebilir. Düşünün ki, yoğun bir sis içinde yolunuzu bulmayı çalışan bir yolcu gemisinin kaptanısınız ve arkadaki bazı yolcular Wawe Buble'ı açmış. Aniden GPS okuyucunuz bozuluyor ve şimdi sadece siz ve sis varsınız, tabi eğer nasıl çalıştığını hatırlarsanız radar sisteminden alabildikleriniz. Onlar -- aslında, deniz fenerlerini artık yenilemiyor ya da onarmıyorlar, GPS'in tek kopyası LORAN ve geçen yıl üretimden kalktı. Modern toplumumuzun GPS ile özel bir ilişkisi var. Neredeyse körü körüne güveniyoruz ona. Sistemimizin ve alt yapımıza derin bir şekilde inşa edilmiş. Bazıları buna ''görünmeyen fayda'' diyor. Yani, Wawe Bubble'ı açmak sadece zorluğa sebep olmayabilir. Bu ölümcül olabilir. Fakat kişisel gizliliğini korumak için kapattığında, genel GPS güvenilirliğinin yayılması ile Wawe Bubble'dan daha fazla tahrip edici ve etkili bir şey var, bu GPS aldatıcı (spoofer). GPS aldatıcının ardındaki düşünce basit. GPS sinyallerini bozmanın yerine, onların sahtesini yaparsınız. Onların taklidini yaparsın ve doğru yaparsan, saldırdığın cihaz aldatıldığını anlamaz bile. Nasıl çalıştığını göstereyim. Her GPS alıcısının içinde, asıl sinyallerle haberleşen bir tepe vardır. Hedef takibini gösteren bu üç kırmızı nokta, kendini tepenin merkezinde tutmaya çalışıyor. Ama sahte bir sinyal gönderirseniz, diğer tepe ortaya çıkar ve bu iki tepeyi mükemmel şekilde hizalayabilirseniz, takip noktaları farkı söyleyemez, gerçek tepe zorla atılarak güçlü sahte sinyal tarafından kaçırılır. Bu noktada oyun biter. Sahte sinyaller GPS alıcısını tamamen kontrol eder. Bu gerçekten mümkün müdür? Biri gerçekten bir sinyal yanıltıcı ile buna benzer bir GPS alıcısının zamanlama ve konumlamasını yönlendirebilir mi? Kısaca evet. Püf nokta; sivil GPS sinyalleri tamamen açıktır. Şifrelemeleri yok. Kimlik doğrulamaları yok. Tamamen açıklar ve aldatma saldırılarına karşı korunmasızlar. Öyle olsa bile, çok yakın zamana kadar, hiç kimse GPS sahteciliği hakkında endişelenmedi. İnsanlar, bilgisayar kosanlarının yapması için çok karmaşık ya da çok pahalı olacağını düşündü. Fakat ben ve üniversiteden bir arkadaşım, bu şekilde düşünmedik. Çok zor olmayacağını biliyorduk ve bunu yapan ilk kişiler olmayı istedik. Bu yüzden problemlerin önüne geçirebilir ve GPS sahteciliğine karşı koruma sağlayabilirdik. Hepsini bileştirdiğimiz haftayı ayrıntılarıyla hatırlıyorum. Benim evimde yaptık ki, bu, üç yaşındaki oğlum Ramon'dan ilave küçük bir yardım aldığım anlamına geliyor. İşte Ramon -- (Kahkahalar) -- o hafta babadan küçük bir ilgi bekliyor. İlk olarak,sinyal aldatıcı kablolar ve bilgisayarlar karmaşası halindeydi ve sonunda onu küçük bir kutunun içine koyduk. Şimdi, Dr. Frankestein zamanı, sinyal aldatıcı nihayetinde canlanmaya başladı ve geç geldiğim bir gece sinyal aldatıcıyı test ettiğimde, IPhone'uma karşı korkunç potansiyelini keşfettim. Bu ilk deneyimden bazı gerçek ölçümleri göstereyim. Bu küçük mavi noktaya ve onun güven veren mavi halkasına tam olarak inanmaya başlamıştım. Benimle konuşuyor gibiydiler. '' Buradasın. Buradasın.'' (Kahkahalar) "Bize güvenebilirsin" dediler. Dünya hakkında bir şeyin çok yanlış olduğunu hissettim. Neredeyse bir çeşit ihanet hissiydi. Bu küçük mavi noktayı evimde çalıştırdığımda, beni ardında bırakarak kuzeye doğru gidiyordu. Ben hareket etmiyordum. Sonra bu hareket eden küçük mavi noktada gördüğüm şey, olası bir karmaşaydı. Bir yanlışlık olduğunu çok geç anlayan kaptan yüzünden, rotadan dönen uçaklar ve gemiler gördüm. New York Borsa'sının GPS zamanlamasının bilgisayar korsanları tarafından manipüle edildiğini gördüm. Eğer bir GPS aldatıcı ile ne yaptığını bilirseniz, ne tür bir karışıklığa neden olabileceğini hemen hemen hayal edebilirsiniz. Fakat GPS aldatıcının, iyi bir tarafı vardır. GPS noktalarının istilasına karşı nihai silahtır. Örneğin, takip edildiğinizi hayal edin. Aslında tatildeyken sanki işteymiş gibi takipçiyi aptal yerine koyabilirsiniz. Ya da Carol gibiyseniz, eski erkek arkadaşınızı polisin onu beklediği boş bir otoparka çekebilirsiniz. Bu çekişmeden çok etkilendim, bir elde gizlilik diğerinde açık bir radyo, spektrum ihtiyacı arasında ki belli belirsiz bir anlaşmazlık. Kolay kolay GPS sinyal bozuculara ve yanıltıcılara müsamaha edemeyiz ve malesef yasal anlamda etkili GPS noktalarında, gizliliğimizi korumadaki eksikliklerle sizce insanları gerçekten onları kullanmak için açmak istemeleri yüzünden suçlayabilir misiniz? Henüz icat edilmemiş bazı teknoloji türleri ile bu anlaşmazlığı uzlaştırabileceğimiz umudunu taşıyorum. Fakat bu sırada,cbiraz patlamış mısır alın çünkü işler ilginç bir hal alacak. Gelecek birkaç yıl içinde, birçoğunuz GPS noktasının gururlu sahipleri olacaksınız. Belki çantalarınız ağzına kadar onlarla dolu olacak. Eşyalarınızın izlerini asla kaybetmeyeceksiniz. GPS noktası yaşamlarınızı yeniden düzenleyecek. Fakat bu yeni dostunuzu takip etme cazibesine karşı koyabilecek misiniz? Ya da kendi gizliliğinizi korumak için bir GPS yanıltıcının ya da Wave Buble'ın cazibesine karşı koyabilecek misiniz? Yani, her zaman olduğu gibi ufuğun ötesinde gördüğümüz şey, sözler ve risklerin tümüdür. Bunların nasıl gerçeğe dönüşeceğini görmek büyüleyici olacaktır. Teşekkürler. (Alkışlar)