WEBVTT 00:00:15.040 --> 00:00:17.640 Bir dizi hareketsiz, ardışık görüntü alın. 00:00:18.360 --> 00:00:20.020 Hadi onlara teker teker bakalım. 00:00:23.760 --> 00:00:24.960 Daha hızlı. 00:00:28.440 --> 00:00:30.256 Şimdi boşlukları kaldıralım, 00:00:30.280 --> 00:00:31.970 daha hızlı gitmeye devam edin. 00:00:32.920 --> 00:00:34.440 Bekleyin... 00:00:36.160 --> 00:00:37.576 İşte! 00:00:37.600 --> 00:00:38.800 Hareket! 00:00:39.520 --> 00:00:40.976 Peki neden? 00:00:41.000 --> 00:00:44.146 Hareketsiz görüntülere baktığımızı biliyoruz 00:00:44.146 --> 00:00:46.496 fakat yeterince hızlı değiştiklerini gördüğümüzde 00:00:46.520 --> 00:00:49.546 bir tane gibi gözüken, giderek şekil ve konum değiştirerek 00:00:49.546 --> 00:00:52.550 kalıcı bir görüntü oluşturan bir göz yanılsaması oluşturuyorlar. 00:00:53.000 --> 00:00:56.456 Bu etki sinema filmi teknolojisinin temelini oluşturuyor. 00:00:56.480 --> 00:00:58.176 Günümüzdeki LED ekranlardan 00:00:58.200 --> 00:01:01.056 20 yy. katot ışını atalarına, 00:01:01.080 --> 00:01:04.215 sinematik film projeksiyonundan yeni oyuncaklara, 00:01:04.239 --> 00:01:07.096 hatta insanların mağara duvarlarını boyamaya başladığı 00:01:07.120 --> 00:01:09.120 taş devrine kadar dayandığı ortaya atıldı. 00:01:09.760 --> 00:01:13.016 Ardışık görüntülerde görünen hareketi algılama fenomeni 00:01:13.040 --> 00:01:15.416 tarihte "görme sürerliği" olarak bilinen 00:01:15.440 --> 00:01:18.576 insan algısının özelliğinden kaynaklanmaktadır. 00:01:18.600 --> 00:01:19.816 Terim, 19. yy. başlarında 00:01:19.840 --> 00:01:22.136 durağan bir nesnenin 00:01:22.136 --> 00:01:24.456 belirli bir hıza ulaştığında 00:01:24.480 --> 00:01:26.666 hareket ediyor gözükmesini 00:01:26.666 --> 00:01:28.976 belirli bir göz kusuru olarak tanımlayan 00:01:29.000 --> 00:01:31.770 İngiliz İsveçli fizikçi Peter Mark Roget'e atfedilmiştir. 00:01:32.400 --> 00:01:35.696 Terim çok geçmeden fenakistiskop'un mucidi Belçikalı fizikçi 00:01:35.720 --> 00:01:38.659 Joseph Plateau tarafından tam tersine hareketsiz görüntülerin 00:01:38.659 --> 00:01:41.520 görünen hareketini tanımlamak için kullanılmıştır. 00:01:42.280 --> 00:01:46.456 Görüşün sürerliğini, retinada korunup sonra birleştirilen 00:01:46.480 --> 00:01:49.216 ve bizi tek bir nesnenin hareketini gördüğümüze inandıran 00:01:49.240 --> 00:01:52.726 ardışık görüntülerin sonucu olarak tanımlamıştır. 00:01:52.960 --> 00:01:55.856 Bu açıklama onyıllarca ve 20. yüzyılın başlarında bazıları 00:01:55.880 --> 00:01:58.640 psikolojik olarak neler olup bittiğini sorgulayana kadar 00:01:58.640 --> 00:02:01.296 çok insan tarafından kabul edilmişti. 00:02:01.320 --> 00:02:04.792 1912'de Alman psikolog Max Wertheimer basit göz yanılmaları kullanarak 00:02:04.792 --> 00:02:06.976 görünen hareketin temel birincil aşamalarının 00:02:07.000 --> 00:02:09.116 ana hatlarını oluşturmuştur. 00:02:09.280 --> 00:02:11.660 Bu deneyler onu, fenomenin retinanın arkasındaki 00:02:11.660 --> 00:02:14.920 süreçlerden kaynaklandığı sonucuna ulaştırmıştır. 00:02:15.630 --> 00:02:18.440 1915'de uygulamalı psikolojide öncü bir Alman-Amerikan olan 00:02:18.440 --> 00:02:21.360 Hugo Münsterberg de ardışık görüntülerin görünen hareketinin 00:02:21.360 --> 00:02:22.936 gözde korunmaları sonucu değil, 00:02:22.960 --> 00:02:25.496 zihnin çalışmasının eklenmesin 00:02:25.520 --> 00:02:28.440 sonucu olduğunu öne sürmüştür. 00:02:29.520 --> 00:02:32.720 Takip eden yüzyılda psikologlar tarafından yapılan deneylerde 00:02:32.720 --> 00:02:34.496 ulaştıkları sonuçlar onaylanmıştır. 00:02:34.520 --> 00:02:37.200 Hareketli görüntü yanılsaması ile ilgili olduğu için 00:02:37.200 --> 00:02:39.576 görüş sürerliği görüşten ziyade 00:02:39.600 --> 00:02:41.856 onun beyinde nasıl algılandığı ile ilgilidir. 00:02:41.880 --> 00:02:45.416 Araştırmalar şekil, renk, derinlik ve hareket gibi 00:02:45.440 --> 00:02:48.696 gözün gördüğü şeylerin farklı yönlerinin, 00:02:48.720 --> 00:02:50.156 retinadan farklı yollarla 00:02:50.156 --> 00:02:53.216 görme merkezinin farklı bölgelerine aktarıldığını göstermiştir. 00:02:53.240 --> 00:02:54.736 Görme merkezindeki 00:02:54.760 --> 00:02:56.856 çeşitli hesaplamaların sürekli etkileşimi 00:02:56.880 --> 00:02:59.136 bu farklı açıları birbirine bağlar 00:02:59.160 --> 00:03:01.056 ve algı ile sonuçlandırır. 00:03:01.080 --> 00:03:02.936 Beyinlerimiz sürekli çalışır. 00:03:02.960 --> 00:03:06.270 Gördüklerimizi, duyduklarımızı, kokladıklarımızı ve dokunduklarımızı 00:03:06.270 --> 00:03:07.600 anlık akışta anbean 00:03:07.600 --> 00:03:09.616 anlamlı bir deneyime senkronize eder. 00:03:09.640 --> 00:03:12.816 Yani, ardışık görüntülerde hareket yanılsaması yaratmak için 00:03:12.840 --> 00:03:14.856 aralıklarımızın zamanlamasını 00:03:14.880 --> 00:03:17.720 beynimizin anı işleme hızına yakın tutmamız gerekir. 00:03:18.410 --> 00:03:21.546 Peki, beynimize göre an ne kadar hızlı gerçekleşir? 00:03:21.546 --> 00:03:23.010 Yanılsamanın işe yaraması için 00:03:23.010 --> 00:03:25.890 görüntülerin ne kadar hızlı değişmesi gerektiğini ölçerek 00:03:25.890 --> 00:03:27.120 bir fikir edinebiliriz. 00:03:27.120 --> 00:03:30.270 Hadi deneyimizi tekrarlayarak bunu çözüp çözemeyeceğimize bakalım. 00:03:30.270 --> 00:03:33.776 Burada, iki saniyede bir kare ile 00:03:33.776 --> 00:03:36.416 aralarında bir saniyelik siyah sunulan dizi verilmiştir. 00:03:36.440 --> 00:03:37.656 Bu değişim oranında 00:03:37.680 --> 00:03:39.776 görüntüleri ayıran boşluk ile 00:03:39.800 --> 00:03:41.936 gözlemlenen gerçek bir hareket yok. 00:03:41.960 --> 00:03:44.256 Boşluğun süresini azaltınca, 00:03:44.280 --> 00:03:47.016 hafif yer değişikliği daha belirgin oluyor 00:03:47.040 --> 00:03:48.916 ve apayrı kareler arasında 00:03:48.916 --> 00:03:50.920 bir hareket hissi sezmeye başlıyorsunuz. 00:03:51.480 --> 00:03:52.720 Saniyede tek kare. 00:03:55.520 --> 00:03:56.800 Saniyede iki kare. 00:03:59.480 --> 00:04:00.920 Saniyede dört kare. 00:04:02.440 --> 00:04:04.616 Şimdi bir hareket hissetmeye başlıyoruz 00:04:04.640 --> 00:04:06.576 ama çok net değil. 00:04:06.600 --> 00:04:09.816 Hala ayrı görüntülere baktığımızın farkındayız. 00:04:09.840 --> 00:04:11.760 Hızlandıralım. Saniyede sekiz kare. 00:04:14.200 --> 00:04:15.680 Saniyede on iki kare. 00:04:16.560 --> 00:04:18.240 Neredeyse olacak. 00:04:21.440 --> 00:04:24.936 Saniyede yirmi dört kare ile hareket daha da net görünüyor. 00:04:24.960 --> 00:04:26.760 Bu strandart tam hızdır. 00:04:28.120 --> 00:04:30.126 Yani aralıkların farkındalığını kaybederek 00:04:30.126 --> 00:04:32.390 görünür hareketi algılamaya başladığımız nokta 00:04:32.390 --> 00:04:35.120 saniyede sekiz ile on iki kare arasında devreye giriyor. 00:04:36.040 --> 00:04:38.776 Bu, bilimin ayrı görüntüleri görme bilincimizin 00:04:38.776 --> 00:04:42.216 genel eşiği olduğunu belirlediği mahalledir. 00:04:42.240 --> 00:04:44.656 Genel anlamda, bu farkındalığı görüntü başı 00:04:44.656 --> 00:04:47.800 100 milisaniye civarında aralıklarda kaybetmeye başlıyoruz, 00:04:47.800 --> 00:04:50.216 bu da saniyede yaklaşık on kare hızına eşittir. 00:04:50.240 --> 00:04:51.616 Kare hızı arttıkça 00:04:51.616 --> 00:04:54.120 aralıkların farkındalığını tamamen kaybediyoruz 00:04:54.120 --> 00:04:56.720 ve yanılsamanın gerçekliğine daha da inanıyoruz.