Koronavirüs Salgını Sırasında Mooji Cevaplıyor Mooji Baba, dünya çapındaki öğrencileri ve Hakikat'i arayan, kaygılı birçok kişi tarafından ona sorulan soruları yanıtlıyor. İhtiyaç Duymadan Sevmek 3 Nisan 2020 'Sevgili Mooji, Sevgili Sangha.' 'Sangha', aynı sesin çağrısını duyup da bir araya gelmiş insanlar demektir, ki o ses, Hakikat'in şahsi olmayan sesidir daima. 'Şimdi zamanı, bu yaşamda. Gel, gel ve Hakikat'i keşfet,' der. Hakikat'i keşfedebilmemiz için birçok yol var; birçok farklı biçimde, farklı dinler aracılığıyla, farklı uygulamalarda keşfedebiliriz, çünkü Tanrı sonsuzdur, Tanrı sınırsızdır! Tanrı'yı belli bir dine sınırlayıp, 'Tanrı'yı sadece bu din tanır,' diyemezsin. Bunlar şaçma şeylerdir. İnsanlar ne kadar çeşitli olursa olsun, her biri Tanrı'yı bulabilir, bir şekilde. Sadece kendi hayal güçleriyle değil, ama içlerinde o arzu varsa, zaten o arzuyu da Tanrı'nın rahmeti oraya koymuştur, o arzu onları, kendileri için doğru ve uygun olan yola yönlendirecektir. 'Memnunum ve müteşekkirim ...' Affedersiniz, 'Monte Sahaja'ya sağlıcakla dönmüş olduğunuz haberini aldığıma memnunum ve müteşekkirim. Bu mektubu mümkün kıldığın için sana teşekkürler. Bu kriz durumunu böylesi gönül büyüklüğü, özen ve sağduyu ile idare ettiğin için sana teşekkürler. Sevgi dolu varlığın için sana teşekkürler.' Teşekkürler. Kim bu? Katcha. 'Bu zamanı, daha derinleşmek için büyük bir fırsat olarak deneyimliyorum. Rişikeş inzivasına internet üzerinden katılma fırsatı, bu içe dönüşün başlangıç noktasıydı. Şimdi de hayat, günlük yaşamda bir inziva durumu sunuyor.' Evet, bu doğru. 'Bu kriz inzivasında, sorum şöyle: Virüsün yayılmasını önlemek için temasta olmayı reddetmekle, ilişkilerle ilgili her tür mesele ortaya çıkıyor. Bir taraftan, kendimle kaldığıma ne kadar memnun olduğumu fark ediyorum.' Ve 'burası' sadece Ol-uş, ya da sadece Olan. 'Sadece kendi başıma olduğumda, sadece kendimle olduğum gibiyim. Bu çok doğal oluyor. Sadece gerçekten olduğum gibiyim.' 'Bazen ruh hâlleri geliyor, onlara bağlanıyorum, ama bu gözlemleniyor ve geçip gidebiliyor.' 'İşte, bazen ruh hâlleri geliyor ve bir an için, dikkatim dağılıyor, onlara bağlanıyorum ya da müdahil oluyorum, ama sonra yavaş yavaş, onları gözlemleme gücüm ve alışkanlığım geliyor, ve onların geçtiğini görüyorum, böylece onların peşinden koşmam gerekmiyor.' Çok iyi. 'Diğer taraftan ise, özellikle yakın ilişkilerimde, kendimi insanlara bağlamaya dair büyük bir sarmal var, muhtemelen temelde hayata güvenmeme yüzünden, 'kendi başıma yapamama', bu insanlar olmadan hayatta kalamama inancı yüzünden.' Tamam. Burada biraz su istiyorum. Biraz soğuk. Güzel bir Afrika kızıl çayı içeceğim. Yoksa Hint fesleğeni çayı mı? Bakayım şimdi. Hint fesleğeni, bu iyi. Teşekkürler. Şimdi bakalım. İşte, bu uzun bir cümle. 'Diğer taraftan ise, özellikle yakın ilişkilerimde, kendimi insanlara bağlamaya dair büyük bir sarmal var.' 'Kendimi insanlara bağlamaya büyük bir eğilim var.' Bazılarınız bunu bilebilir ve de bu eğilime sahip olabilir. 'Muhtemelen temelde hayata güvenmeme yüzünden.' Hayata güven yok, dolayısıyla kendini dostluk için insanlara bağlıyorsun, ve belki de güvenlik hissi için. ' 'Kendi başıma yapamama', bu insanlar olmadan hayatta kalamama inancı yüzünden.' İşte, burada Katcha diyor ki, 'İnsanlarla ilişkilere büyük bir bağlılığım var, ki bu da muhtemelen temelde hayata güvenmemekten kaynaklanıyor.' Ve birçok insan için bu yaygın bir durum. Hayata güvenleri yok. Hayata karşı güven oluşturmamışlar, varoluşa duyabilecekleri güveni de fark etmemişler, ya bir şartlanma yüzünden, ya da olayları kontrol etmelisin, aksi takdirde bir tür karmaşanın içine düşüverirsin ve her şey dağılır diye bir yanlış anlama yüzünden. Ve bu tarz düşüncelerin, duyguların ve korkuların fazlaca olması, aslında kendi doğal huzur hâlinden keyif alman için sana ancak küçük bir alan yaratabilir. Dolayısıyla çok ilgi talep eder hâle gelirsin, insanların seni rahatlatmasına ve sana bir güvende olma hissi vermesine, vs. ihtiyaç duyarsın. Ve ayrıca da kendi başına yeterince güçlü olmayacağına dair bir hissin olur. Bunlar insanı güçten düşüren düşüncelerdir. Gerçek anlamda kendi başına olduğunda, sen güçlüsündür! Gerçek anlamda kendi başına olmak, hakikatte kim olduğunun farkındasın demektir, kişiliğin getirdiği tüm psikolojik sorunları, huyları ve tuhaflıkları taşıyan bir kişi-kimliği değilsin sadece, fakat onun (kimliğin) ötesine geçtiğinde, saf Farkındalık alanına, saf Varlık, saf akıl, saf sevgiyi-keşfediş ve açıklık alanına geçtiğinde, bu güçlüdür. Güç ... Güçlenmiş olursun, ama bu, insanlar üzerinde uyguladığın bir güç değil de, onlara ihtiyaç duymadan ya da ilgiye muhtaç olmadan, onları gerçekten sevme gücüdür. İşte, bu çok önemli bir şey, Katcha. Bu tür ilişkiler olmadan hayatta kalamayacaksın diye hissediyorsun. İşte, bu büyük bir yanlış anlama, ve bu ihtiyaç hâlini aşman için de iyi bir şey ve aşacaksın da. Çünkü birisiyle bir ilişkide olduğunda ve ilgiye ihtiyaç duyduğunda, onun yaşamına da bir şekilde klostrofobi katarsın. Belki ilk başta egosunun gururu okşanır, birisi ona ihtiyaç duyuyor diye. Fakat hakikat şu ki ona ihtiyacın yoktur. Birisi senin ona ihtiyaç duyduğunu hissederse, seni istismar edebilir. Kendini her tür istismara açarsın. Ve istismarı kabul edeceksin, çünkü, 'İstismarı ve onun benimle olmasını, istismar olmamasına ve onun benimle olmamasına tercih ederim,' diye düşünürsün. Asıl merkezimize yerleşmiş değilsek, bu tuhaflıklar olabilir. 'Ve bu insanlar ben olmadan yapamaz diye de bir inanç var.' İşte bu, bir insan hayatının tabiatında potansiyel olarak ya da aslen var olan güce bir saygısızlıktır. İnsan, sadece bir tür kurulama bezi değildir, masanın üzerinde sırılsıklam bırakılmış. Çok fazla potansiyele sahipsin! Tanrı gücü, muhakeme gücü ve potansiyeli senin içindedir. Bakmak, içgözlem yapmak, tefekkür etmek, görüşünle hemhal olmak, gelişmek, genişlemek, tüm dünyayı kapsayan bir sevgiyi kendi içinde keşfetmek, ve o sevgiden dolayı bitkin düşmekten ziyade sevgiyi, idraki, şefkati ve neşeyi daha yoğun şekilde içine almak. Öyleyse zihnin, senin gerçekte olduğun şeyi küçümsemesine izin verme lütfen, çünkü zihin bunu yaptığında, senden doğal gücünü çalar, ve sonra da seni ızdırap batağına saplar. Bu değişebilir! Bu değişebilir. Birçok insan için bu değişti! Ve uyanmış, aydınlanmış tüm insanlar, yani kendi Hakikatini keşfetmiş olanlar, yol boyunca bu durumları deneyimlediler. Fakat onlar güvendiler! Zihnin bu şeylerle geleceği, onlara daha ilk zamanlarda söylenmişti. Bu yüzden zihne hilekâr denir bazen. Bu yüzden bazen de şeytan denir ona. Zihin, psikolojik boyutuyla ... Faaliyetlerde bulunmak için kullandığın genel akıldan bahsetmiyorum. O harika bir güçtür, Öz'ün bir kısmı odur! Fakat Tanrı'dan kaynaklanan Varlık, beden ile özdeşleşip bir kişi hâlini alır almaz, senin kendi asıl gücünden doğan bir güç psikolojik zihin olarak gelip, hem dostun hem de düşmanın olarak oynamak üzere gelişir. Ve bunu Tanrı bu şekilde yapmıştır, bir şekilde, psikolojik zihnin etkisini aşmak ve kendimizi geri kazanmak için deneyimimizi ve muhakememizi kullanalım diye. 'İlgiye ihtiyaç büyük ve bu ihtiyacı insanlara yansıtınca bir istismar oluyor. Bunu nasıl durdurabilirim? Mooji, lütfen bu süreçten geçmem için bana rehberlik et.' 'İlgiye ihtiyaç büyük ve bu ihtiyacı insanlara yansıtınca bir istismar oluyor.' Peki, sana söyleyeyim. Bunu paylaşmakla, zaten bunun farkında olduğunu gösteriyorsun bana. Zihnin o şekle girdiğinin farkındasın. Sen zihin değilsin. Öyleyse, zihin o şekilde meydana çıktığında, o belli zihin oyununa tanık olarak, içindeki gücü koru ve özdeşleşme, zihnin planına giriş yapma. Güzelliğini ve neşeni bozmaya gelen dünyevi zihinden ziyade, sadece tanık olarak kal, ki o, tarafsızdır ve Tanrı'dandır. Ve bu konuda çok ama çok dürüst olmalısın. Çok ama çok odaklanmalısın ona. Ve rahmetin seninle olduğunu hatırla, ve bunun, hayatındaki en yüce amaç olduğunu. Zihnin psikolojik ya da aldatıcı boyutunun etkisini aşmak için en yüce fırsat olduğunu. Ve Tanrı seninle. Bu yüzden dedim ki, zihnine inanma! Çünkü o, seni önce aldatacak. Fakat aynı zamanda zihin senin için çok ama çok önemli, (zihnini) aşmak ve kendini geri kazanmak için, uyanmış bir varlığın kutsal hâline ulaşmak için. Hepimiz bu süreçten bir şekilde geçmeliyiz. Tanrı evreni bu şekilde tasarladı, yani iyi ve kötünün, doğru ve yanlışın, adaletin ve adaletsizliğin dualite (ikilik) oyununu hepimiz deneyimleyeceğiz, güvenmeye meylettiğimiz ama güvenilir olmayan şeylerin oyununu, lokmayı yutarkan zehri aşma oyununu. Bunların hepsi ve sana ne kadar sorun gelirse gelsin, 'Senin içinde olan, dünyanın içinde olandan büyüktür,' denmiştir. Yani senin içindeki güç oradadır, ama o güce giriş yapmalısın. kalbindeki rahmete ve Tanrı gücüne bağlanmalısın. Ve bu zor değildir. Tüm konuşmalarım aslında seni bu keşfe yönlendiriyor. 'Lütfen bu süreçten geçmem için bana rehberlik et, Mooji. Bu ızdıraplı 'oyun'dan vazgeçmeye hazırım ve gönüllüyüm, ama onun içinde hâlâ bilincinde olmadığım bir şey varmış gibi görünüyor.' İşte, onun içindeki bu şey, alışkanlıktan dolayı orada. Çünkü bazen zihin ya da aldatan, ruhuna çekici gelen şeyler vaad edebilir sana. Bunlar, insani seviyedeki hayallerini, arzularını ve ileriye dönük düşüncelerini tatmin etmeyi vaad eden şeylerdir. Dünyevi seviyede, bu sana keyif verebilir, ama sana mutluluk veremez. Yalnızlığı verebilir, ama huzuru veremez. İnsani seviyede sana başarı sağlayabilir, ama dünyanın saçmalıklarını aşmanı sağlamaz. Bunu hatırla. 'Lütfen bu cehaleti kaldır ve beni daha derin bir teslimiyete yönlendir.' Katcha, seninle paylaştığım her şey, cehaleti aşmakta, ya da kaldırmakta, yok etmekte. Aslında, Tanrı mükemmeldir. Ve senin içindeki Tanrı tohumu, Tanrı ruhu da mükemmeldir. Senin şahsiyetin mükemmel değildir. Çoğu kez şahsiyetimizi mükemmelleştirmeye çalışıyoruz. O büyük bir nehirdir, onu da Tanrı yarattı. Birçok insan, kişilik ile öylesine derinden özdeşleştiği için, kişiliğin tekâmülü yolunda yolculuk edecektir. Bunda sorun yok. Bu olabilir. Tanrı bunu halleder. Ama Tanrı'nın mükemmelen senin içinde de olduğunu söylüyorum. Ve mükemmel olmayan şahsiyeti mükemmel yapmaya çalışmaktan ziyade, diyeceğim o ki, burada bu yolda, eğer kim olduğun hakkındaki cehaleti kaldırırsan, göreceksin ki olduğun Hakikat'i getirmem gerekmiyor, çünkü örtüyü kaldırdığında, cehaletin perdelerini açtığında, Hakikat kendini göstermek için zaten oradadır. Konuşmalarımız sadece onun hakkındadır. Ve bunlar uygulanabilir. Bunlar mümkün olabilir. Bunlara ulaşılabilir. Hayır, 'ulaşmak' iyi bir kelime değil. O hâlin elde edilebilir olması, diyebilirsin. En yüce anlamda aradığın her şey, zaten senin içinde. 'En derin sevgiyle, Katcha.' Bir şey söyleyerek bitirmek istiyorum. Rumi (Mevlana) olarak bilinen büyük Sufi, birçok insan Rumi'yi biliyor. O, konuşmalarımda sıkça paylaştığım bir şey söyledi. Diyor ki, 'Bir kapıyı çalıp duruyordum.' Bir kapıyı çalıyorum. 'Beni içeri al. Beni içeri al,' diye. Bir kapıyı çalıyorum. 'Birdenbire kapı açılıyor. İçeriden çalıp durduğumu fark ediyorum.' Bunu ilk kez duyduğumda, o kadar etkiliydi ki! En gerçek anlamda, hepimiz zaten içerideyiz. Tabiatımız Tanrı'ya aittir. Gerçekte olduğumuz, esas tabiatımız, Tanrı ile uyum içindedir. Birçok gücün oynadığı bir dualite dünyasını ele aldığımızda ve onda yaşamaya mecbur kaldığımızda, elbette unuturuz ve kendimizin sadece etten kemikten olduğunu, şartlanma ve bu dünyadan öğrendiğimiz şeyler olduğunu kabul ederiz. Ve sonra, belli bir noktada, fark ederiz ki bütün çabalarımızla, materyalist anlamda, fiziksel açıdan yaptığımız tüm şeyleri elde etmemiz, bizi huzura, mutluluğa ve bütünlüğe götürmemiştir. Dolayısıyla kendimizi hayatın kapısını çalarken [çalma sesi] buluruz. 'Lütfen beni içeri al. Burası soğuklaştı ve ıssızlaştı. Lütfen beni içeri al. [çalma sesi] Lütfen açıl.' Ve kapı açılır. Sadece kapının açılmasıyla ... Ki bu ne demektir? Tanrı'nın kapısını kalben çaldığında, Tanrı sana onu açar. Zaten içeridesin. Açılan kapı sana gösterir ki, 'Ama sen zaten buradasın, evladım.' Bunu söyler. Ne kadar saçma. Sen her zaman burada oldun, ama gerçek anlamda, burada olduğunun farkında değilsin. Kendini unuttun! Ve Öz'ünün dışında olduğunu hayal ettin ve ızdırap çektin. Ama yine de, ızdırabın seni buraya geri getirdi, 'Beni içeri al,' diye kapıyı çalıyorsun. O çaresizliğe gelmeliydin, 'Lütfen beni içeri al. Lütfen beni kurtar.' Kapı açılır ve fark edersin, 'Ben zaten buradayım.' Bu kapının açılışı, sana hakiki tabiatını gösteren rahmetin açılmasıdır. İnsanlığın bu sorunlu ve zorlayıcı dönemi, bizi kapıyı çalmaya zorluyor. [çalma sesleri] 'Bize yardım et. Bana yardım et. Bana yardım et. Ölmek istemiyorum.' Hür olan ve Tanrı'yı bulmuş olan, ölmekten korkmaz, çünkü bilir ki o ölemez! Beden gidecek. Her beden gidecek! Ama bedenin sen değil! Her beden ayrılacak. Ama bedenin sen değil! Eğer ismin John ise, bedenin, onun isminin John olduğunu bilmez. O sadece bir vasıtadır, bir enstrümandır, canı ve ruhu barındırmak için Tanrı tarafından tasarlanmıştır. Öyleyse, ilahi tertip sayesinde Tanrı'nın nefesi senin içinde yaşar, Tanrı'nın ruhu senin içindedir. O ruh, bilince uyandığında, onun bilincinde olduğun zaman, yaşamında çiçek açmaya, gelişmeye başlarsın. Ve söyleyeceğim şu ki hepimizin daha yüce bir güzelliğe doğru, daha derin bir farkındalığa doğru, Hakikat'in daha yüksek bilincine doğru gelişebilmemiz, yaşama dair harika bir şeydir. Ve bu Hakikat hakkında, 'Seni özgür kılar,' denir. Bu demektir ki senin, Tanrı'nın çocuğu olarak ya da saf bilinç olarak - eğer böyle söylemek istersen - doğuştan gelen özgürlüğünün farkında olmanı sağlar. Öyleyse teşekkürler, teşekkürler, bu birkaç düşünceyi ve işareti paylaşma fırsatı için teşekkürler, ve bize yazdığın ve zamanımızın olduğu bir zamanda bunlara bakma imkânını verdiğin için. Zamanımız var. Burada olduğumuz bu zaman bize sunuldu, ve hissediyorum ki onu bu şekilde kullanmak, en iyi yollardan biri! Zamanı kullanmanın en iyi şekli, Hakikat'i aramaktır, Tanrı'yı aramak, Öz'ünü aramaktır, ona her ne ad vermek istersek isteyelim, o tek Hakikat'tir! Öyleyse bunda devam et. Ve iyilikler seninle olsun. Kendimizin bir nesne olduğuna daha fazla inandıkça, yolculuğumuz daha yavaş ve daha ağır olacaktır. Daha fazla bu şekilde düşündükçe, o daha da ağırlaşacak. Daha fazla bunu fark ettikçe, bir şekilde idrak gerçekleşir, 'Fakat gerçekten kim olduğumu bile bilmiyorum, içimde bir şey genişliyor sadece ve daha fazla neşe ve açıklık var. Daha hafif ve sevecen hissediyorum. Yaşama karşı asi değilim. Yaşamı seviyorum! Ve yaşamayı seviyorum. Ve giderek daha çok göz kulak oluyorum diğerlerine ve kendi insanlarıma. Kendi insanlarım herkes hâline geliyor, bir şekilde.' Hepinize en iyi dileklerimle. İlginiz ve zamanınız için teşekkürler. Allah'ın rahmeti sizinle olsun. Ve bir dahaki sefere buluşmak üzere. Namaste. Telif Hakkı © 2020 Mooji Media Ltd. Her Hakkı Gizlidir. Bu kaydın hiçbir bölümü Mooji Media Ltd.'in açık izni olmadan çoğaltılamaz.