1 00:00:14,870 --> 00:00:20,788 (Şarkı söyleyerek) Ben aya bakıyorum. Ay beni görüyor. 2 00:00:20,788 --> 00:00:26,858 Ay benim görmediklerimi de görüyor. 3 00:00:26,858 --> 00:00:33,393 Tanrı ayı korusun, beni de. 4 00:00:33,393 --> 00:00:40,368 Ve korusun Tanrı o görmediklerimi de. 5 00:00:40,368 --> 00:00:46,050 Eğer senden önce cennete gidersem, 6 00:00:46,050 --> 00:00:52,891 bir delik açıp oraya çekerim seni de. 7 00:00:52,891 --> 00:00:57,782 Ve adını her yıldıza yazarım 8 00:00:57,782 --> 00:01:02,005 dünya biraz daha 9 00:01:02,005 --> 00:01:05,887 yakınlaşır böylece. 10 00:01:05,887 --> 00:01:09,602 Astronot bugün işe gitmeyecek. 11 00:01:09,602 --> 00:01:11,497 Üşütmüş, hasta. 12 00:01:11,497 --> 00:01:16,887 Cebini kapatmış, bilgisayarını ve çağrı cihazıyla beraber alarmını da. 13 00:01:16,887 --> 00:01:19,846 Kanepede büyük sarı bir kedi uyukluyor, 14 00:01:19,846 --> 00:01:21,799 pencereye yağmur damlaları vuruyor, 15 00:01:21,799 --> 00:01:25,014 mutfakta kahve kokusundan eser yok. 16 00:01:25,014 --> 00:01:26,768 Herkes bir telaş içinde. 17 00:01:26,768 --> 00:01:30,708 15. kattaki mühendisler parçacık makinesi üzerinde çalışmayı bıraktı. 18 00:01:30,708 --> 00:01:32,711 Yerçekimsiz odada bir sızıntı var 19 00:01:32,711 --> 00:01:34,319 ve tüm görevi çöpü dışarı çıkarmak olsa da 20 00:01:34,319 --> 00:01:36,835 gözlük takan çilli kız bile o gerginlikle poşetleri düşürüyor, 21 00:01:36,835 --> 00:01:39,777 muz kabuklarını ve kağıt bardakları yerlere saçıyor. 22 00:01:39,777 --> 00:01:41,383 Hiç kimse farketmiyor. 23 00:01:41,383 --> 00:01:44,299 Giden zaman için tüm bunların anlamını yeniden hesaplamakla meşguller. 24 00:01:44,299 --> 00:01:46,866 Saniyede kaç galaksi kaybediyoruz? 25 00:01:46,866 --> 00:01:49,009 Bir sonraki roketin fırlatılmasına ne kadar kaldı? 26 00:01:49,009 --> 00:01:51,743 Bir elektron enerji bulutundan ayrılıyor. 27 00:01:51,743 --> 00:01:53,024 Bir karadelik açılıyor. 28 00:01:53,024 --> 00:01:56,216 Bir anne yemek sofrasını hazırlamayı bitiriyor. 29 00:01:56,216 --> 00:01:57,531 Bir kanun ve düzen maratonu başlıyor. 30 00:01:57,531 --> 00:02:00,037 Astronot hala uyuyor. 31 00:02:00,037 --> 00:02:01,959 Saatini çıkarmayı unutmuş, 32 00:02:01,959 --> 00:02:04,759 bileğinde metal bir nabız gibi tik tak atıyor. 33 00:02:04,759 --> 00:02:06,510 Ama o bunu duymuyor. 34 00:02:06,510 --> 00:02:09,673 O, rüyasında mercan resifleri ve planktonları görüyor. 35 00:02:09,673 --> 00:02:12,675 Parmakları seyahatine eşlik eden yastığını yakalıyor. 36 00:02:12,675 --> 00:02:15,399 Yana dönüyor. Birden gözleri açılıyor. 37 00:02:15,399 --> 00:02:20,668 Dalgıçların dünyadaki en muhteşem işe sahip olduğunu düşünüyor. 38 00:02:20,668 --> 00:02:24,335 İçinde kayıp gidebileceğiniz onca su! 39 00:02:26,381 --> 00:02:30,687 (Alkışlar) 40 00:02:30,687 --> 00:02:32,879 Teşekkürler. 41 00:02:32,879 --> 00:02:37,004 Küçük bir çocukken, sadece bir hayat yaşayabileceğimiz 42 00:02:37,004 --> 00:02:39,771 kavramını anlayamazdım. 43 00:02:39,771 --> 00:02:41,637 Mecazen değil. 44 00:02:41,637 --> 00:02:44,966 Yani bu hayatta yapılabilecek ne varsa 45 00:02:44,966 --> 00:02:47,512 olunabilecek kim varsa hepsini 46 00:02:47,512 --> 00:02:50,027 gerçekten yaşayacağımı sanırdım. 47 00:02:50,027 --> 00:02:51,899 Sadece biraz zaman alacaktı. 48 00:02:51,899 --> 00:02:54,709 Ve bir yaş, cinsiyet, ırk farkı olmadığını, 49 00:02:54,709 --> 00:02:57,659 hatta, zaman uygunluğu gerekmediğini sanırdım. 50 00:02:57,659 --> 00:03:01,009 Gerçekten de bir iç savaşa liderlik etmenin 51 00:03:01,009 --> 00:03:05,523 ne anlama geldiğini göreceğimi ya da 52 00:03:05,523 --> 00:03:08,441 kurak bir arazide 10 yaşında çiftçi bir çocuk ya da Çin'de 53 00:03:08,441 --> 00:03:12,086 Tang hanedanının İmparatoru olabileceğimi sanırdım. 54 00:03:12,086 --> 00:03:14,739 Annemin anlattığına göre, bana büyüyünce ne olacağımı 55 00:03:14,739 --> 00:03:20,333 sorduklarında cevabım hep prenses-balerin-astronot olurmuş. 56 00:03:20,333 --> 00:03:25,442 Ama onun anlamadığı şey, benim süper bir iş icat etmeye çalışmak yerine 57 00:03:25,442 --> 00:03:28,869 olmak istediğim herşeyi sıralıyor olmamdı: 58 00:03:28,869 --> 00:03:31,953 bir prenses, bir balerin ve bir astronot. 59 00:03:31,953 --> 00:03:34,395 Ve eminim ki listem daha da devam ederdi ancak 60 00:03:34,395 --> 00:03:36,592 konuşmamı burada kesiyorlardı. 61 00:03:36,592 --> 00:03:41,876 Kafamdakileri yaşayıp yaşamamam sadece zaman meselesiydi. 62 00:03:41,876 --> 00:03:44,700 Ve eğer herşeyi yapacaksam daha hızlı olmam 63 00:03:44,700 --> 00:03:46,708 gerektiğinden emindim, 64 00:03:46,708 --> 00:03:48,658 çünkü yapılacak onca şey vardı. 65 00:03:48,658 --> 00:03:51,008 Bu yüzden de hayatım hep bir telaş içindeydi. 66 00:03:51,008 --> 00:03:53,019 Geride kalmaktan korkuyordum. 67 00:03:53,019 --> 00:03:56,940 Ve New York'ta büyümüş biri olarak diyebilirim ki, 68 00:03:56,940 --> 00:04:00,112 telaş gayet normaldi. 69 00:04:00,112 --> 00:04:03,926 Ama büyürken, farkına varmaya başladım: 70 00:04:03,926 --> 00:04:08,021 sadece bana ait olan bir hayat vardı. 71 00:04:08,021 --> 00:04:11,016 Sadece New York'ta yaşayan bir genç kız olmanın 72 00:04:11,016 --> 00:04:12,046 anlamını bilecektim, 73 00:04:12,046 --> 00:04:14,934 Yeni Zellanda'da bir delikanlı olmanın anlamını değil, 74 00:04:14,934 --> 00:04:17,821 Kansas'ta bir balo kraliçesi olmanınkini da değil. 75 00:04:17,821 --> 00:04:21,013 Sadece kendi gözlerimden görebileceğimi anladığım o dönemlerde 76 00:04:21,013 --> 00:04:23,089 hikayelere bağlandım 77 00:04:23,089 --> 00:04:25,034 çünkü bu hikayeler sayesinde başkalarının gözünden 78 00:04:25,034 --> 00:04:30,021 bakmayı başarabilirdim, o kadar ayrıntılı olmasa da. 79 00:04:30,021 --> 00:04:33,849 Ve başkalarının deneyimlerini duymak için sabırsızlanıyordum 80 00:04:33,849 --> 00:04:37,052 çünkü asla yaşayamayacağım hayatların varolmasını 81 00:04:37,052 --> 00:04:39,006 çok kıskanıyordum ve kaçırdığım herşeyi 82 00:04:39,006 --> 00:04:41,011 duymak istiyordum. 83 00:04:41,011 --> 00:04:43,328 Ve eğer öykülerimizi değişmezsek, farkettim ki 84 00:04:43,328 --> 00:04:46,073 bazı insanlar da New York'ta bir genç kız olmanın 85 00:04:46,073 --> 00:04:49,052 ne demek olduğunu bilemeyecekler. 86 00:04:49,052 --> 00:04:50,698 Yani asla ilk öpücükten sonra metroyla 87 00:04:50,698 --> 00:04:54,180 eve dönüşün nasıl hissettirdiğini bilemeyecekler 88 00:04:54,180 --> 00:04:57,062 ya da kar yağdığında nasıl sessiz olduğunu 89 00:04:57,062 --> 00:04:58,988 ve ben herkesin bilmesini, bunları onlara anlatmayı istiyordum 90 00:04:58,988 --> 00:05:01,669 Ve bu benim odak noktamı oluşturdu. 91 00:05:01,669 --> 00:05:05,464 Kendimi hikayeler anlatmaya adadım, öyküleri paylaşmaya ve onları biriktirmeye. 92 00:05:05,464 --> 00:05:08,487 Ve çok olmadan anladım ki 93 00:05:08,487 --> 00:05:11,952 şiiri her zaman aceleye getiremezdim. 94 00:05:11,952 --> 00:05:16,108 Ulusal Şiir Ayı için Nisan'da bir hedef belirlenmişti 95 00:05:16,108 --> 00:05:18,669 ve dernekteki şairlerin çoğu buna katılıyordu, 96 00:05:18,669 --> 00:05:21,057 30'da 30 görevi. 97 00:05:21,057 --> 00:05:26,798 Ana fikir, nisan ayı boyunca her gün yeni bir şiir yazmaktı. 98 00:05:26,798 --> 00:05:30,045 Ben de geçen yıl son kez denedim ve 99 00:05:30,045 --> 00:05:34,001 bu hızda şiir yazabilme yeteneğim beni çok şaşırttı. 100 00:05:34,001 --> 00:05:38,309 Ancak ayın sonunda yazdığım 30 şiire baktığımda 101 00:05:38,309 --> 00:05:42,402 aslında hepsinin aynı şeyi anlatmaya çalıştığını gördüm. 102 00:05:42,402 --> 00:05:46,829 Sadece, nasıl anlatmak istediğimi 30 denemeden sonra keşfetmiştim 103 00:05:46,829 --> 00:05:50,662 Ve farkettim ki, daha büyük çaptaki hikayeler için de aynı şey geçerliydi. 104 00:05:50,662 --> 00:05:53,019 Yıllarca anlatmaya çalıştığım hikayelerim var, 105 00:05:53,019 --> 00:05:57,062 defalarca yeniden yazıp doğru sözcükleri arıyorum. 106 00:05:57,062 --> 00:06:01,016 Fransız bir şair ve yazar olan Paul Valery şöyle demiş: 107 00:06:01,016 --> 00:06:04,743 Bir şiir asla bitmiş sayılmaz, sadece olduğu gibi bırakılır. 108 00:06:04,743 --> 00:06:07,263 Ve bu da beni ürkütüyor çünkü şiiri sonsuza dek 109 00:06:07,263 --> 00:06:11,002 tekrar yazıp düzenleyebileceğim anlamına geliyor ve 110 00:06:11,002 --> 00:06:15,763 şiirin bittiğine karar vermek benim üstüme kalıyor. 111 00:06:15,763 --> 00:06:18,039 Bu da benim doğru cevabı, en mükemmel sözleri ve 112 00:06:18,039 --> 00:06:22,313 en doğru tarzı bulmak konusundaki saplantımla tamamen çatışıyor. 113 00:06:22,313 --> 00:06:27,011 Ben şiiri kafam karıştığında yolumu bulabilmek için kullanırım. 114 00:06:27,011 --> 00:06:30,047 Ama bir şiiri bitirmek, kafamı karıştıran şeyi 115 00:06:30,047 --> 00:06:33,144 çözdüğüm anlamına da gelmez. 116 00:06:33,144 --> 00:06:34,764 Eski yazdığım şiirlere geri dönmeyi severim, 117 00:06:34,764 --> 00:06:38,611 çünkü bu sayede o zamanlar tam olarak nerede olduğumu 118 00:06:38,611 --> 00:06:41,197 çözmeye çalıştığım sorunu ve bana yardım etmesi için seçtiğim 119 00:06:41,197 --> 00:06:43,090 sözcükleri görebiliyorum. 120 00:06:43,090 --> 00:06:47,098 Yıllardır karşılaşıp durduğum bir hikaye var 121 00:06:47,098 --> 00:06:50,034 ve hala doğru şekli alıp almadığından emin değilim, 122 00:06:50,034 --> 00:06:52,064 belki de sadece bir deneme bu 123 00:06:52,064 --> 00:06:53,973 ve ben onu anlatmanın daha iyi bir yolunu 124 00:06:53,973 --> 00:06:55,827 bulmak için yeniden yazmayı deneyeceğim. 125 00:06:55,827 --> 00:06:59,106 Ama o şiire yeniden baktığımda 126 00:06:59,106 --> 00:07:01,735 o zamanda nerede olduğumu bileceğim ve 127 00:07:01,735 --> 00:07:05,009 aramaya çalıştığım şey de aslında bu, 128 00:07:05,009 --> 00:07:09,686 bu sözlerle, burada, bu salonda, sizinle. 129 00:07:10,732 --> 00:07:12,925 Bu yüzden -- Gülümseyin. 130 00:07:19,864 --> 00:07:22,521 Her zaman bu kadar kolay değildi. 131 00:07:22,521 --> 00:07:25,011 Ellerinizi kirletmenin gerekli olduğu zamanlar vardır. 132 00:07:25,011 --> 00:07:29,029 Karanlıktayken, çoğu zaman ellerinizle görürsünüz 133 00:07:29,029 --> 00:07:32,076 ve daha çok karşıtlığa, daha çok koyuluğa ihtiyaç duyarsın, 134 00:07:32,076 --> 00:07:35,004 daha koyu karanlıklar, daha parlak aydınlıklar. 135 00:07:35,004 --> 00:07:38,049 Buna genişletilmiş gelişim diyorlar. Kimyasalları daha çok 136 00:07:38,049 --> 00:07:40,901 soluduğunuzu, bileklerinize kadar işe gömüldüğünüzü anlatır. 137 00:07:40,901 --> 00:07:42,363 Her zaman böylesine kolay değildi. 138 00:07:42,363 --> 00:07:45,041 Büyükbabam Stewart bir asker fotoğrafçıydı. 139 00:07:45,041 --> 00:07:48,311 Genç, al yüzlü, gömleğinin kolları yarıya kadar çekik, 140 00:07:48,311 --> 00:07:51,412 bozuk para desteleri gibi kalın parmaklar, 141 00:07:51,412 --> 00:07:54,513 Tıpkı Temel Reis'in dünyaya inmiş haline benziyordu. 142 00:07:54,513 --> 00:07:56,245 Çarpık gülümsemesi, göğsü kıllı, 143 00:07:56,245 --> 00:07:59,771 2. Dünya Savaşına bir gülümseme ve bir hobiyle gitti. 144 00:07:59,771 --> 00:08:02,420 Fotoğrafçılığı bilip bilmediği sorulduğunda 145 00:08:02,420 --> 00:08:06,280 yalan söyledi, Avrupa'yı harita okur gibi öğrendi, 146 00:08:06,280 --> 00:08:09,018 yukarıdan aşağıya, savaş uçağının yüksekliğinden, 147 00:08:09,018 --> 00:08:12,086 kamera şipşakları, göz kırpmaları, en koyu karanlıklar 148 00:08:12,086 --> 00:08:14,009 ve en parlak aydınlıklar. 149 00:08:14,009 --> 00:08:17,019 Savaşmayı evinin yolunu bulur gibi öğrendi. 150 00:08:17,019 --> 00:08:19,046 Diğer askerler döndüklerinde silahlarını bir kenara attılar, 151 00:08:19,046 --> 00:08:22,867 ama o, kamera lenslerini beraberinde eve getirdi. 152 00:08:22,867 --> 00:08:25,650 Bir dükkan açtı, aile işi oluverdi. 153 00:08:25,650 --> 00:08:29,043 Babam bu siyah-beyaz dünyaya doğdu. 154 00:08:29,043 --> 00:08:32,604 Basketbol elleri, küçük düğmeleri ve lensi çerçeveye, 155 00:08:32,604 --> 00:08:35,064 filmi makineye, kimyasalları plastik kutulara 156 00:08:35,064 --> 00:08:37,000 koyma ayarlarını öğrendi. 157 00:08:37,000 --> 00:08:40,014 Babası işin sanatını değil makineleri biliyordu. 158 00:08:40,014 --> 00:08:42,001 Karanlıkları biliyordu ama aydınlıklardan bihaberdi. 159 00:08:42,001 --> 00:08:46,024 Babam işin büyüsünü öğrendi, ışığı takip etti. 160 00:08:46,024 --> 00:08:48,990 Bir defasında bir orman yangınını takip ederek ülkeyi uçtan uca geçti 161 00:08:48,990 --> 00:08:51,968 ve bir hafta boyunca resimlerini çekti. 162 00:08:51,968 --> 00:08:54,299 "Işığı takip et." dedi. 163 00:08:54,299 --> 00:08:55,830 "Işığı takip et." 164 00:08:55,830 --> 00:08:58,293 Bazı anılarımı sadece fotoğraflardan bilirim. 165 00:08:58,293 --> 00:09:01,512 Wooster caddesindeki tıkırdayan tavanarası, 166 00:09:01,512 --> 00:09:04,517 3 metrelik tavanlar, beyaz duvarlar ve soğuk zeminler. 167 00:09:04,517 --> 00:09:07,293 Burası annemin eviydi, o zamanlar daha anne değildi. 168 00:09:07,293 --> 00:09:10,237 Evlenmemişti, bir sanatçıydı. 169 00:09:10,237 --> 00:09:11,960 Ve açılıp kapanan kapılarıyla 170 00:09:11,960 --> 00:09:14,109 duvarları tavana ulaşan evdeki 171 00:09:14,109 --> 00:09:15,736 iki odadan biri banyo 172 00:09:15,736 --> 00:09:18,711 ötekisi karanlık odaydı. 173 00:09:18,711 --> 00:09:21,036 Karanlık odayı kendisi inşa etmişti, ev yapımı 174 00:09:21,036 --> 00:09:25,010 paslanmaz çelik leğenler, koca bir el çarkıyla 175 00:09:25,010 --> 00:09:27,045 gidip gelen 8'e 10luk bir agrandisör, 176 00:09:27,045 --> 00:09:29,056 bir takım renk dengeli ışıklar, 177 00:09:29,056 --> 00:09:31,408 baskıları görmek için camdan bir duvar, 178 00:09:31,408 --> 00:09:33,863 duvarda sallanan kurutma askıları. 179 00:09:33,863 --> 00:09:35,930 Annem kendine bir karanlık oda yapmıştı. 180 00:09:35,930 --> 00:09:37,076 Ve bura yuvası olmuştu. 181 00:09:37,076 --> 00:09:39,985 Basketbol elleri olan bir adama, 182 00:09:39,985 --> 00:09:42,265 onun ışığa bakışına aşık oldu. 183 00:09:42,265 --> 00:09:44,364 Evlendiler. Bebekleri oldu. 184 00:09:44,364 --> 00:09:46,013 Parka yakın bir eve taşındılar. 185 00:09:46,013 --> 00:09:49,008 Ama Wooster caddesindeki evi bırakmadılar, 186 00:09:49,008 --> 00:09:50,867 doğum günleri ve hazine avları için. 187 00:09:50,867 --> 00:09:53,611 Bebek gri skalanın ayarını değiştirdi. 188 00:09:53,611 --> 00:09:56,083 Aile albümlerini kırmızı balonlar ve sarı şekerlemelerle 189 00:09:56,083 --> 00:09:57,073 doldurdu. 190 00:09:57,073 --> 00:09:59,535 Bebek yamuk gülümsemesiyle, çilli bir 191 00:09:59,535 --> 00:10:01,002 genç kıza dönüştü, 192 00:10:01,002 --> 00:10:05,711 neden arkadaşlarının evlerinde karanlık odaların olmadığını anlayamıyordu, 193 00:10:05,711 --> 00:10:07,490 anne ve babasını hiç öpüşürken görmedi, 194 00:10:07,490 --> 00:10:09,449 elele tutuşurken bile görmedi. 195 00:10:09,449 --> 00:10:11,035 Ama bir gün başka bir bebek geliverdi. 196 00:10:11,035 --> 00:10:14,856 Bu seferki dümdüz saçlı, balon yanaklıydı. 197 00:10:14,856 --> 00:10:16,570 Bebeğe tatlı patates dediler. 198 00:10:16,570 --> 00:10:18,023 Güldüğünde o kadar sesli gülerdi ki 199 00:10:18,023 --> 00:10:20,061 yangın çıkışındaki güvercinler kaçışırlardı. 200 00:10:20,061 --> 00:10:23,262 Ve bu dördü parkın yanındaki evlerinde yaşadılar. 201 00:10:23,262 --> 00:10:25,903 Çillerinden kurtulan kız, tatlı patates çocuk, 202 00:10:25,903 --> 00:10:28,030 basketbol baba ve karanlık oda anne. 203 00:10:28,030 --> 00:10:30,872 Mumlarını yaktılar ve dualarını ettiler. 204 00:10:30,872 --> 00:10:33,698 Ve fotoğrafların kenarları kıvrılmaya başladı. 205 00:10:33,698 --> 00:10:35,750 Bir gün bazı kuleler yıkıldı 206 00:10:35,750 --> 00:10:39,853 ve parkın kenarındaki ev küller altında kaldığı için oradan kaçtılar. 207 00:10:39,853 --> 00:10:45,008 Sırt çantalarıyla, bisikletlerine atlayıp karanlık odalı eve gittiler. 208 00:10:45,008 --> 00:10:48,812 Ama Wooster caddesindeki ev bir sanatçı için yapılmıştı, 209 00:10:48,812 --> 00:10:50,775 bir güvercin ailesine uygun değildi ve tavana ulaşmayan duvarlar 210 00:10:50,775 --> 00:10:52,090 bağrışmaları tutamazdı 211 00:10:52,090 --> 00:10:56,745 ve basketbol elli adam teslim olmaya karar verdi. 212 00:10:56,745 --> 00:11:00,008 Bu savaşı, evini gösteren haritalar olmadan kazanamazdı. 213 00:11:00,008 --> 00:11:01,678 Elleri kameraya çok büyük geliyordu, 214 00:11:01,678 --> 00:11:03,360 eşininkilere de, 215 00:11:03,360 --> 00:11:05,858 vücuduna da. 216 00:11:05,858 --> 00:11:08,713 Tatlı patates çocuk söyleyecek birşeyi kalmayana kadar 217 00:11:08,713 --> 00:11:10,229 yumruklarını ağzına sokuşturdu. 218 00:11:10,229 --> 00:11:14,022 Sonra, çilli kız hazine avlarına kendi başına gitti. 219 00:11:14,022 --> 00:11:17,638 Ve Wooster caddesindeki 3 metrelik 220 00:11:17,638 --> 00:11:19,490 tıkırdayan tavanaralı, bir sürü lavabolu 221 00:11:19,490 --> 00:11:21,482 karanlık odası olan evde 222 00:11:21,482 --> 00:11:24,028 renk dengeli ışıkların altında bir not buldu, 223 00:11:24,028 --> 00:11:28,941 duvara yapıştırılmış, yıkılan kulelerin ve doğan bebeklerin 224 00:11:28,941 --> 00:11:31,485 çok öncesinden kalma. 225 00:11:31,485 --> 00:11:37,007 Notta şöyle diyordu: "Karanlık odada çalışan kızı bir adam seviyor." 226 00:11:37,007 --> 00:11:40,944 Bu, babamın kamerayı yeniden eline almasından bir yıl önceydi. 227 00:11:40,944 --> 00:11:43,578 İlk seferinde, Noel ışıklarını takip etmişti, 228 00:11:43,578 --> 00:11:46,013 New York şehrinin ağaçlarına kadar. 229 00:11:46,013 --> 00:11:50,967 Onun küçük ışık noktaları, en koyu karanlıklarda göz kırpıyordu. 230 00:11:50,967 --> 00:11:54,873 Bir yıl sonra bir orman yangınıyla ülkeyi bir uçtan öteki uca geçti, 231 00:11:54,873 --> 00:11:57,527 bir hafta boyunca fotoğraflarını çekti, 232 00:11:57,527 --> 00:11:59,497 yangın Batı Sahili yıkıp geçiyor, 233 00:11:59,497 --> 00:12:01,481 yoluna çıkan 18 tekerlekli tırları yiyordu. 234 00:12:01,481 --> 00:12:03,062 Ülkenin öteki ucunda ben, 235 00:12:03,062 --> 00:12:06,050 derslere girip defterimin kenarlarına şiirler yazıyordum. 236 00:12:06,050 --> 00:12:08,765 İkimizde yakalama sanatını öğrenmiştik. 237 00:12:08,765 --> 00:12:11,398 Belki de kabullenme sanatıydı bu. 238 00:12:11,448 --> 00:12:15,755 Ya da gitmesine izin verme sanatı. 239 00:12:16,005 --> 02:06:07,010 Teşekkürler. (Alkışlar)