0:00:14.870,0:00:20.788 (Şarkı söyleyerek) Ben aya bakıyorum. Ay beni görüyor. 0:00:20.788,0:00:26.858 Ay benim görmediklerimi de görüyor. 0:00:26.858,0:00:33.393 Tanrı ayı korusun, beni de. 0:00:33.393,0:00:40.368 Ve korusun Tanrı o görmediklerimi de. 0:00:40.368,0:00:46.050 Eğer senden önce cennete gidersem, 0:00:46.050,0:00:52.891 bir delik açıp oraya çekerim seni de. 0:00:52.891,0:00:57.782 Ve adını her yıldıza yazarım 0:00:57.782,0:01:02.005 dünya biraz daha 0:01:02.005,0:01:05.887 yakınlaşır böylece. 0:01:05.887,0:01:09.602 Astronot bugün işe gitmeyecek. 0:01:09.602,0:01:11.497 Üşütmüş, hasta. 0:01:11.497,0:01:16.887 Cebini kapatmış, bilgisayarını ve çağrı cihazıyla beraber alarmını da. 0:01:16.887,0:01:19.846 Kanepede büyük sarı bir kedi uyukluyor, 0:01:19.846,0:01:21.799 pencereye yağmur damlaları vuruyor, 0:01:21.799,0:01:25.014 mutfakta kahve kokusundan eser yok. 0:01:25.014,0:01:26.768 Herkes bir telaş içinde. 0:01:26.768,0:01:30.708 15. kattaki mühendisler parçacık makinesi üzerinde çalışmayı bıraktı. 0:01:30.708,0:01:32.711 Yerçekimsiz odada bir sızıntı var 0:01:32.711,0:01:34.319 ve tüm görevi çöpü dışarı çıkarmak olsa da 0:01:34.319,0:01:36.835 gözlük takan çilli kız bile o gerginlikle poşetleri düşürüyor, 0:01:36.835,0:01:39.777 muz kabuklarını ve kağıt bardakları yerlere saçıyor. 0:01:39.777,0:01:41.383 Hiç kimse farketmiyor. 0:01:41.383,0:01:44.299 Giden zaman için tüm bunların anlamını yeniden hesaplamakla meşguller. 0:01:44.299,0:01:46.866 Saniyede kaç galaksi kaybediyoruz? 0:01:46.866,0:01:49.009 Bir sonraki roketin fırlatılmasına ne kadar kaldı? 0:01:49.009,0:01:51.743 Bir elektron enerji bulutundan ayrılıyor. 0:01:51.743,0:01:53.024 Bir karadelik açılıyor. 0:01:53.024,0:01:56.216 Bir anne yemek sofrasını hazırlamayı bitiriyor. 0:01:56.216,0:01:57.531 Bir kanun ve düzen maratonu başlıyor. 0:01:57.531,0:02:00.037 Astronot hala uyuyor. 0:02:00.037,0:02:01.959 Saatini çıkarmayı unutmuş, 0:02:01.959,0:02:04.759 bileğinde metal bir nabız gibi tik tak atıyor. 0:02:04.759,0:02:06.510 Ama o bunu duymuyor. 0:02:06.510,0:02:09.673 O, rüyasında mercan resifleri ve planktonları görüyor. 0:02:09.673,0:02:12.675 Parmakları seyahatine eşlik eden yastığını yakalıyor. 0:02:12.675,0:02:15.399 Yana dönüyor. Birden gözleri açılıyor. 0:02:15.399,0:02:20.668 Dalgıçların dünyadaki en muhteşem işe sahip olduğunu düşünüyor. 0:02:20.668,0:02:24.335 İçinde kayıp gidebileceğiniz onca su! 0:02:26.381,0:02:30.687 (Alkışlar) 0:02:30.687,0:02:32.879 Teşekkürler. 0:02:32.879,0:02:37.004 Küçük bir çocukken, sadece bir hayat yaşayabileceğimiz 0:02:37.004,0:02:39.771 kavramını anlayamazdım. 0:02:39.771,0:02:41.637 Mecazen değil. 0:02:41.637,0:02:44.966 Yani bu hayatta yapılabilecek ne varsa 0:02:44.966,0:02:47.512 olunabilecek kim varsa hepsini 0:02:47.512,0:02:50.027 gerçekten yaşayacağımı sanırdım. 0:02:50.027,0:02:51.899 Sadece biraz zaman alacaktı. 0:02:51.899,0:02:54.709 Ve bir yaş, cinsiyet, ırk farkı olmadığını, 0:02:54.709,0:02:57.659 hatta, zaman uygunluğu gerekmediğini sanırdım. 0:02:57.659,0:03:01.009 Gerçekten de bir iç savaşa liderlik etmenin 0:03:01.009,0:03:05.523 ne anlama geldiğini göreceğimi ya da 0:03:05.523,0:03:08.441 kurak bir arazide 10 yaşında çiftçi bir çocuk ya da Çin'de 0:03:08.441,0:03:12.086 Tang hanedanının İmparatoru olabileceğimi sanırdım. 0:03:12.086,0:03:14.739 Annemin anlattığına göre, bana büyüyünce ne olacağımı 0:03:14.739,0:03:20.333 sorduklarında cevabım hep prenses-balerin-astronot olurmuş. 0:03:20.333,0:03:25.442 Ama onun anlamadığı şey, benim süper bir iş icat etmeye çalışmak yerine 0:03:25.442,0:03:28.869 olmak istediğim herşeyi sıralıyor olmamdı: 0:03:28.869,0:03:31.953 bir prenses, bir balerin ve bir astronot. 0:03:31.953,0:03:34.395 Ve eminim ki listem daha da devam ederdi ancak 0:03:34.395,0:03:36.592 konuşmamı burada kesiyorlardı. 0:03:36.592,0:03:41.876 Kafamdakileri yaşayıp yaşamamam sadece zaman meselesiydi. 0:03:41.876,0:03:44.700 Ve eğer herşeyi yapacaksam daha hızlı olmam 0:03:44.700,0:03:46.708 gerektiğinden emindim, 0:03:46.708,0:03:48.658 çünkü yapılacak onca şey vardı. 0:03:48.658,0:03:51.008 Bu yüzden de hayatım hep bir telaş içindeydi. 0:03:51.008,0:03:53.019 Geride kalmaktan korkuyordum. 0:03:53.019,0:03:56.940 Ve New York'ta büyümüş biri olarak diyebilirim ki, 0:03:56.940,0:04:00.112 telaş gayet normaldi. 0:04:00.112,0:04:03.926 Ama büyürken, farkına varmaya başladım: 0:04:03.926,0:04:08.021 sadece bana ait olan bir hayat vardı. 0:04:08.021,0:04:11.016 Sadece New York'ta yaşayan bir genç kız olmanın 0:04:11.016,0:04:12.046 anlamını bilecektim, 0:04:12.046,0:04:14.934 Yeni Zellanda'da bir delikanlı olmanın anlamını değil, 0:04:14.934,0:04:17.821 Kansas'ta bir balo kraliçesi olmanınkini da değil. 0:04:17.821,0:04:21.013 Sadece kendi gözlerimden görebileceğimi anladığım o dönemlerde 0:04:21.013,0:04:23.089 hikayelere bağlandım 0:04:23.089,0:04:25.034 çünkü bu hikayeler sayesinde başkalarının gözünden 0:04:25.034,0:04:30.021 bakmayı başarabilirdim, o kadar ayrıntılı olmasa da. 0:04:30.021,0:04:33.849 Ve başkalarının deneyimlerini duymak için sabırsızlanıyordum 0:04:33.849,0:04:37.052 çünkü asla yaşayamayacağım hayatların varolmasını 0:04:37.052,0:04:39.006 çok kıskanıyordum ve kaçırdığım herşeyi 0:04:39.006,0:04:41.011 duymak istiyordum. 0:04:41.011,0:04:43.328 Ve eğer öykülerimizi değişmezsek, farkettim ki 0:04:43.328,0:04:46.073 bazı insanlar da New York'ta bir genç kız olmanın 0:04:46.073,0:04:49.052 ne demek olduğunu bilemeyecekler. 0:04:49.052,0:04:50.698 Yani asla ilk öpücükten sonra metroyla 0:04:50.698,0:04:54.180 eve dönüşün nasıl hissettirdiğini bilemeyecekler 0:04:54.180,0:04:57.062 ya da kar yağdığında nasıl sessiz olduğunu 0:04:57.062,0:04:58.988 ve ben herkesin bilmesini, bunları onlara anlatmayı istiyordum 0:04:58.988,0:05:01.669 Ve bu benim odak noktamı oluşturdu. 0:05:01.669,0:05:05.464 Kendimi hikayeler anlatmaya adadım, öyküleri paylaşmaya ve onları biriktirmeye. 0:05:05.464,0:05:08.487 Ve çok olmadan anladım ki 0:05:08.487,0:05:11.952 şiiri her zaman aceleye getiremezdim. 0:05:11.952,0:05:16.108 Ulusal Şiir Ayı için Nisan'da bir hedef belirlenmişti 0:05:16.108,0:05:18.669 ve dernekteki şairlerin çoğu buna katılıyordu, 0:05:18.669,0:05:21.057 30'da 30 görevi. 0:05:21.057,0:05:26.798 Ana fikir, nisan ayı boyunca her gün yeni bir şiir yazmaktı. 0:05:26.798,0:05:30.045 Ben de geçen yıl son kez denedim ve 0:05:30.045,0:05:34.001 bu hızda şiir yazabilme yeteneğim beni çok şaşırttı. 0:05:34.001,0:05:38.309 Ancak ayın sonunda yazdığım 30 şiire baktığımda 0:05:38.309,0:05:42.402 aslında hepsinin aynı şeyi anlatmaya çalıştığını gördüm. 0:05:42.402,0:05:46.829 Sadece, nasıl anlatmak istediğimi 30 denemeden sonra keşfetmiştim 0:05:46.829,0:05:50.662 Ve farkettim ki, daha büyük çaptaki hikayeler için de aynı şey geçerliydi. 0:05:50.662,0:05:53.019 Yıllarca anlatmaya çalıştığım hikayelerim var, 0:05:53.019,0:05:57.062 defalarca yeniden yazıp doğru sözcükleri arıyorum. 0:05:57.062,0:06:01.016 Fransız bir şair ve yazar olan Paul Valery şöyle demiş: 0:06:01.016,0:06:04.743 Bir şiir asla bitmiş sayılmaz, sadece olduğu gibi bırakılır. 0:06:04.743,0:06:07.263 Ve bu da beni ürkütüyor çünkü şiiri sonsuza dek 0:06:07.263,0:06:11.002 tekrar yazıp düzenleyebileceğim anlamına geliyor ve 0:06:11.002,0:06:15.763 şiirin bittiğine karar vermek benim üstüme kalıyor. 0:06:15.763,0:06:18.039 Bu da benim doğru cevabı, en mükemmel sözleri ve 0:06:18.039,0:06:22.313 en doğru tarzı bulmak konusundaki saplantımla tamamen çatışıyor. 0:06:22.313,0:06:27.011 Ben şiiri kafam karıştığında yolumu bulabilmek için kullanırım. 0:06:27.011,0:06:30.047 Ama bir şiiri bitirmek, kafamı karıştıran şeyi 0:06:30.047,0:06:33.144 çözdüğüm anlamına da gelmez. 0:06:33.144,0:06:34.764 Eski yazdığım şiirlere geri dönmeyi severim, 0:06:34.764,0:06:38.611 çünkü bu sayede o zamanlar tam olarak nerede olduğumu 0:06:38.611,0:06:41.197 çözmeye çalıştığım sorunu ve bana yardım etmesi için seçtiğim 0:06:41.197,0:06:43.090 sözcükleri görebiliyorum. 0:06:43.090,0:06:47.098 Yıllardır karşılaşıp durduğum bir hikaye var 0:06:47.098,0:06:50.034 ve hala doğru şekli alıp almadığından emin değilim, 0:06:50.034,0:06:52.064 belki de sadece bir deneme bu 0:06:52.064,0:06:53.973 ve ben onu anlatmanın daha iyi bir yolunu 0:06:53.973,0:06:55.827 bulmak için yeniden yazmayı deneyeceğim. 0:06:55.827,0:06:59.106 Ama o şiire yeniden baktığımda 0:06:59.106,0:07:01.735 o zamanda nerede olduğumu bileceğim ve 0:07:01.735,0:07:05.009 aramaya çalıştığım şey de aslında bu, 0:07:05.009,0:07:09.686 bu sözlerle, burada, bu salonda, sizinle. 0:07:10.732,0:07:12.925 Bu yüzden -- Gülümseyin. 0:07:19.864,0:07:22.521 Her zaman bu kadar kolay değildi. 0:07:22.521,0:07:25.011 Ellerinizi kirletmenin gerekli olduğu zamanlar vardır. 0:07:25.011,0:07:29.029 Karanlıktayken, çoğu zaman ellerinizle görürsünüz 0:07:29.029,0:07:32.076 ve daha çok karşıtlığa, daha çok koyuluğa ihtiyaç duyarsın, 0:07:32.076,0:07:35.004 daha koyu karanlıklar, daha parlak aydınlıklar. 0:07:35.004,0:07:38.049 Buna genişletilmiş gelişim diyorlar. Kimyasalları daha çok 0:07:38.049,0:07:40.901 soluduğunuzu, bileklerinize kadar işe gömüldüğünüzü anlatır. 0:07:40.901,0:07:42.363 Her zaman böylesine kolay değildi. 0:07:42.363,0:07:45.041 Büyükbabam Stewart bir asker fotoğrafçıydı. 0:07:45.041,0:07:48.311 Genç, al yüzlü, gömleğinin kolları yarıya kadar çekik, 0:07:48.311,0:07:51.412 bozuk para desteleri gibi kalın parmaklar, 0:07:51.412,0:07:54.513 Tıpkı Temel Reis'in dünyaya inmiş haline benziyordu. 0:07:54.513,0:07:56.245 Çarpık gülümsemesi, göğsü kıllı, 0:07:56.245,0:07:59.771 2. Dünya Savaşına bir gülümseme ve bir hobiyle gitti. 0:07:59.771,0:08:02.420 Fotoğrafçılığı bilip bilmediği sorulduğunda 0:08:02.420,0:08:06.280 yalan söyledi, Avrupa'yı harita okur gibi öğrendi, 0:08:06.280,0:08:09.018 yukarıdan aşağıya, savaş uçağının yüksekliğinden, 0:08:09.018,0:08:12.086 kamera şipşakları, göz kırpmaları, en koyu karanlıklar 0:08:12.086,0:08:14.009 ve en parlak aydınlıklar. 0:08:14.009,0:08:17.019 Savaşmayı evinin yolunu bulur gibi öğrendi. 0:08:17.019,0:08:19.046 Diğer askerler döndüklerinde silahlarını bir kenara attılar, 0:08:19.046,0:08:22.867 ama o, kamera lenslerini beraberinde eve getirdi. 0:08:22.867,0:08:25.650 Bir dükkan açtı, aile işi oluverdi. 0:08:25.650,0:08:29.043 Babam bu siyah-beyaz dünyaya doğdu. 0:08:29.043,0:08:32.604 Basketbol elleri, küçük düğmeleri ve lensi çerçeveye, 0:08:32.604,0:08:35.064 filmi makineye, kimyasalları plastik kutulara 0:08:35.064,0:08:37.000 koyma ayarlarını öğrendi. 0:08:37.000,0:08:40.014 Babası işin sanatını değil makineleri biliyordu. 0:08:40.014,0:08:42.001 Karanlıkları biliyordu ama aydınlıklardan bihaberdi. 0:08:42.001,0:08:46.024 Babam işin büyüsünü öğrendi, ışığı takip etti. 0:08:46.024,0:08:48.990 Bir defasında bir orman yangınını takip ederek ülkeyi uçtan uca geçti 0:08:48.990,0:08:51.968 ve bir hafta boyunca resimlerini çekti. 0:08:51.968,0:08:54.299 "Işığı takip et." dedi. 0:08:54.299,0:08:55.830 "Işığı takip et." 0:08:55.830,0:08:58.293 Bazı anılarımı sadece fotoğraflardan bilirim. 0:08:58.293,0:09:01.512 Wooster caddesindeki tıkırdayan tavanarası, 0:09:01.512,0:09:04.517 3 metrelik tavanlar, beyaz duvarlar ve soğuk zeminler. 0:09:04.517,0:09:07.293 Burası annemin eviydi, o zamanlar daha anne değildi. 0:09:07.293,0:09:10.237 Evlenmemişti, bir sanatçıydı. 0:09:10.237,0:09:11.960 Ve açılıp kapanan kapılarıyla 0:09:11.960,0:09:14.109 duvarları tavana ulaşan evdeki 0:09:14.109,0:09:15.736 iki odadan biri banyo 0:09:15.736,0:09:18.711 ötekisi karanlık odaydı. 0:09:18.711,0:09:21.036 Karanlık odayı kendisi inşa etmişti, ev yapımı 0:09:21.036,0:09:25.010 paslanmaz çelik leğenler, koca bir el çarkıyla 0:09:25.010,0:09:27.045 gidip gelen 8'e 10luk bir agrandisör, 0:09:27.045,0:09:29.056 bir takım renk dengeli ışıklar, 0:09:29.056,0:09:31.408 baskıları görmek için camdan bir duvar, 0:09:31.408,0:09:33.863 duvarda sallanan kurutma askıları. 0:09:33.863,0:09:35.930 Annem kendine bir karanlık oda yapmıştı. 0:09:35.930,0:09:37.076 Ve bura yuvası olmuştu. 0:09:37.076,0:09:39.985 Basketbol elleri olan bir adama, 0:09:39.985,0:09:42.265 onun ışığa bakışına aşık oldu. 0:09:42.265,0:09:44.364 Evlendiler. Bebekleri oldu. 0:09:44.364,0:09:46.013 Parka yakın bir eve taşındılar. 0:09:46.013,0:09:49.008 Ama Wooster caddesindeki evi bırakmadılar, 0:09:49.008,0:09:50.867 doğum günleri ve hazine avları için. 0:09:50.867,0:09:53.611 Bebek gri skalanın ayarını değiştirdi. 0:09:53.611,0:09:56.083 Aile albümlerini kırmızı balonlar ve sarı şekerlemelerle 0:09:56.083,0:09:57.073 doldurdu. 0:09:57.073,0:09:59.535 Bebek yamuk gülümsemesiyle, çilli bir 0:09:59.535,0:10:01.002 genç kıza dönüştü, 0:10:01.002,0:10:05.711 neden arkadaşlarının evlerinde karanlık odaların olmadığını anlayamıyordu, 0:10:05.711,0:10:07.490 anne ve babasını hiç öpüşürken görmedi, 0:10:07.490,0:10:09.449 elele tutuşurken bile görmedi. 0:10:09.449,0:10:11.035 Ama bir gün başka bir bebek geliverdi. 0:10:11.035,0:10:14.856 Bu seferki dümdüz saçlı, balon yanaklıydı. 0:10:14.856,0:10:16.570 Bebeğe tatlı patates dediler. 0:10:16.570,0:10:18.023 Güldüğünde o kadar sesli gülerdi ki 0:10:18.023,0:10:20.061 yangın çıkışındaki güvercinler kaçışırlardı. 0:10:20.061,0:10:23.262 Ve bu dördü parkın yanındaki evlerinde yaşadılar. 0:10:23.262,0:10:25.903 Çillerinden kurtulan kız, tatlı patates çocuk, 0:10:25.903,0:10:28.030 basketbol baba ve karanlık oda anne. 0:10:28.030,0:10:30.872 Mumlarını yaktılar ve dualarını ettiler. 0:10:30.872,0:10:33.698 Ve fotoğrafların kenarları kıvrılmaya başladı. 0:10:33.698,0:10:35.750 Bir gün bazı kuleler yıkıldı 0:10:35.750,0:10:39.853 ve parkın kenarındaki ev küller altında kaldığı için oradan kaçtılar. 0:10:39.853,0:10:45.008 Sırt çantalarıyla, bisikletlerine atlayıp karanlık odalı eve gittiler. 0:10:45.008,0:10:48.812 Ama Wooster caddesindeki ev bir sanatçı için yapılmıştı, 0:10:48.812,0:10:50.775 bir güvercin ailesine uygun değildi ve tavana ulaşmayan duvarlar 0:10:50.775,0:10:52.090 bağrışmaları tutamazdı 0:10:52.090,0:10:56.745 ve basketbol elli adam teslim olmaya karar verdi. 0:10:56.745,0:11:00.008 Bu savaşı, evini gösteren haritalar olmadan kazanamazdı. 0:11:00.008,0:11:01.678 Elleri kameraya çok büyük geliyordu, 0:11:01.678,0:11:03.360 eşininkilere de, 0:11:03.360,0:11:05.858 vücuduna da. 0:11:05.858,0:11:08.713 Tatlı patates çocuk söyleyecek birşeyi kalmayana kadar 0:11:08.713,0:11:10.229 yumruklarını ağzına sokuşturdu. 0:11:10.229,0:11:14.022 Sonra, çilli kız hazine avlarına kendi başına gitti. 0:11:14.022,0:11:17.638 Ve Wooster caddesindeki 3 metrelik 0:11:17.638,0:11:19.490 tıkırdayan tavanaralı, bir sürü lavabolu 0:11:19.490,0:11:21.482 karanlık odası olan evde 0:11:21.482,0:11:24.028 renk dengeli ışıkların altında bir not buldu, 0:11:24.028,0:11:28.941 duvara yapıştırılmış, yıkılan kulelerin ve doğan bebeklerin 0:11:28.941,0:11:31.485 çok öncesinden kalma. 0:11:31.485,0:11:37.007 Notta şöyle diyordu: "Karanlık odada çalışan kızı bir adam seviyor." 0:11:37.007,0:11:40.944 Bu, babamın kamerayı yeniden eline almasından bir yıl önceydi. 0:11:40.944,0:11:43.578 İlk seferinde, Noel ışıklarını takip etmişti, 0:11:43.578,0:11:46.013 New York şehrinin ağaçlarına kadar. 0:11:46.013,0:11:50.967 Onun küçük ışık noktaları, en koyu karanlıklarda göz kırpıyordu. 0:11:50.967,0:11:54.873 Bir yıl sonra bir orman yangınıyla ülkeyi bir uçtan öteki uca geçti, 0:11:54.873,0:11:57.527 bir hafta boyunca fotoğraflarını çekti, 0:11:57.527,0:11:59.497 yangın Batı Sahili yıkıp geçiyor, 0:11:59.497,0:12:01.481 yoluna çıkan 18 tekerlekli tırları yiyordu. 0:12:01.481,0:12:03.062 Ülkenin öteki ucunda ben, 0:12:03.062,0:12:06.050 derslere girip defterimin kenarlarına şiirler yazıyordum. 0:12:06.050,0:12:08.765 İkimizde yakalama sanatını öğrenmiştik. 0:12:08.765,0:12:11.398 Belki de kabullenme sanatıydı bu. 0:12:11.448,0:12:15.755 Ya da gitmesine izin verme sanatı. 0:12:16.005,2:06:07.010 Teşekkürler. (Alkışlar)