11 yaşındaki ikizlerimin marihuana
kullandığını söylesem
aklınızdan ne geçer?
"Aman tanrım.
Amerika'daki uyuşturucu sorunu
düşündüğümden de mi kötüymüş?"
mü dersiniz?
11 yaşındaki biri esrarı nasıl bulur?
Belki de bazılarınız,
"Bu çocukların sağlık durumlarını
merak ediyorum." dersiniz.
İşin gerçeği,
çoğumuz "marihuana" kelimesini duyduğunda
aklına ilaç gelmiyor.
Kabul - utanarak kabul ediyorum ki 2 yıl
öncesine kadar ben de böyle düşünüyordum.
Marihuana hakkında tamamen
yanlış yönlendirilmiştim;
tıpkı günümüzdeki birçok insan gibi.
6. sınıfta marihuana hakkında
devlet destekli bir "belgesel"i
izlemeye oditoryuma gittiğimi
çok iyi hatırlıyorum.
Hayatımda izlediğim
en korkunç şeydi.
İnsanlar binalardan atlıyor,
arabalar kaza yapıyor, kaos.
Fakat kenevirin ilaç olarak
kullanılabileceğinden
bir kez bile bahsetmemişlerdi.
Açıkcası geçmişe bakıldığında,
devletin yürüttüğü bu propagandaya
biraz kızgınım.
Bugün bile devam ediyor.
Paylaşılmaya değer bulduğum fikrim şu:
Tıbbi kenevir sağlık sistemimizin
başarı hikâyesi olabilir;
fakat bu sadece biz gerçeği
öğrenmeye devam edersek
ve devletten kenevir yasağını
bitirmesini istersek gerçekleşecek.
Size ikizlerimi tanıtmak isterim:
Addison ve Cassidy.
İster inanın ister inanmayın
ama bugün onların doğum günü.
11 yıl önce bugün,
buradan sadece 1 mil uzaklıkta
doğdular ve hayatımıza girdiler.
Hayatımdaki en mutlu günümdü -
Tarihi de seviyorum: Ocak 23, 2004.
1, 2, 3, 4.
Malesef Addie ve Cassie çok nadir görülen
bir genetik bozukluktan muzdaripti.
Adı Niemann-Pick Tip C.
Bu korkunç hastalığın halk arasındaki adı
ya da bizim söylediğimiz şekli,
çocuk Alzheimer'ı.
Küçük beyinleri kolesterol içinde
boğuluyordu.
Beyin hücrelerinin içinde
ve dışında kolesterolün
işlenmesine yardımcı olan
bir protein onlarda yok.
Bu da nörodejenerasyona sebep oluyor.
Artık yürüyemiyor
ve artık konuşamıyorlar.
Addie ve Cassie'nin 12. doğum günlerini
görürlerse şanslı olacakları söylendi.
(Burun çekmeler)
Bu yıkıcı teşhisin şaşkınlığından sonra
eşim ve ben kendimizi
ikizlerimize tedavi bulmaya adadık.
Silikon Vadisi'ndeki yüksek teknolojili
başarılı işlerimizi bıraktık,
tedavi için hayırseverlerden para
toplamaya başladık
en sonunda da bir bileşik
geliştiren
biyoteknoloji girişimcileri olduk.
Bulduğumuz bileşik siklodekstrindi,
bunu burası, Reno da dâhil olmak üzere
dünyanın her tarafından bilim insanları,
araştırmacılar ve hekimlerden oluşan
harika grupla bulduk.
Her hafta kızlara serum takılıyor.
8 saat sürüyor -
siklodekstrin
kan dolaşımlarını katılıyor.
Her hafta, dünkü gibi,
kızlar hastaneye gidiyor
ve omurgalarından
lomber ponksiyon yapılarak
siklodekstrinin direkt olarak
beyinlerine ulaşması sağlanıyor.
Bu iki yöntemin kombinasyonuyla
nörodejenerasyon sürecini
yavaşlatabileceğimizi,
hatta belki de durdurabileceğimi
düşünüyorduk.
Addie ve Cassie bu korkunç tedavinin
öncüleriydi.
Size bir ebeveyn olarak
şunu söyleyebilirim ki;
daha önce hiç denenmemiş
bir yöntemi denemek
gerçekten de korkunç bir şey.
Neyse ki, Ulusal Sağlık Enstitüsü'nden
birilerini de içeren
dünya çapındaki birkaç düzine çocuk
bu deneysel tedaviyle ilgili
daha fazla araştırma yapıyor.
Ancak tedavi onların nöbetlerine
yardım etmiyor gibi gözüküyordu.
Nörodejenerasyon sebebiyle çocuklarım
neredeyse her gün nöbet geçiriyor.
Birkaç yıl önce,
nöbetleri iyice arttı,
günde birkaç defaydı.
Çocuklara nöbetleri için
geleneksel ağrı kesiciler
vermeye başladık.
İşe yaradılar - bazıları yaradı
bazıları yaramadı,
ama asıl problem
çoğu nöbet ilacının çocukları
birer zombiye çevirmesiydi.
İlaçların bütün amacı
nöbetlere sebep olan stres
veya tetikleyicileri ortadan kaldırmaktır.
Kaliforniya'da bir babanın, sık sık
ve tüm gün süren inatçı nöbetleri olan
küçük oğlunun tedavisinde
ilaç olarak kenevir kullandığını
öğrendik.
İlgimizi çekti.
İletişime geçtik, ilaç hakkında
daha fazla bilgi edindik.
Kenevirle ilgili ciddi bir araştırma
yapmaya karar verdik.
Kenevir bitkisinin MÖ 2900 yıllarında
Çin'de ilaç olarak kullanıldığını
biliyor muydunuz?
1800'lerde 1 yüzyıl boyunca,
kenevirin Amerika'da birçok hastalığın
tedavisinde kullanıldığını
biliyor muydunuz?
Maalesef, 1900'lerin başlarında,
muhtemelen hepinizin bildiği gibi,
kenevir yasaklandı
ve daha sonra şeytanlaştırıldı,
bir savaşa dönüştü.
Bu bir utanç. Gerçekten bir utanç.
Fakat biz yağının da işe yarayacağına
ikna olduk.
Daha sonra yağını tedarik etmeye başladık.
Kenevir Nevada eyaletinde
neredeyse 10 yıldır legal;
tabii biz de gidip yağını satın alabilecek
ve çocuklarımıza verecektik.
Ama maalesef bizim eyaletimizde
kenevir yağı yoktu.
Bu yüzden kendimizi yapmaya koyulduk.
Öncelikle doktora gidip kenevir tedavisi
yapabilmek için doktor onayı aldık;
böylece bizler lisanslı bakıcılar olduk.
Nevada eyaletinde, lisanslı bakıcılar
kenevir bitkisindeki yağı çıkarabilir
ve üretebilir,
böylece biz de çocuklarımıza verebildik.
Her gün, günde 3 kez,
burada da göreceğiniz gibi
kızlarımız biraz yağ alıyorlar.
Bu yağ, kannabidiol (yani CBD)
açısından zengin,
çok özel bir kenevir bitkisinden
elde ediliyor.
Malesef bu yağ tek başına çocuklarımızın
nöbetlerini tamamen geçirmeye yetmiyor;
bu yüzden hala küçük bir miktar
farmasötik ilaç kullanmaya devam ediyoruz.
Ama kullandığımız ilaç sayısı azaldı,
bazı ilaçlarda verdiğimiz dozlar azaldı.
Sonuç olarak sadece geçirdikleri
nöbet sayısı azalmakla kalmayıp
aynı zamanda nöbet süreleri de kısaldı.
Artık küçük zombiler gibi değiller,
gözleri daha canlı
ve yeniden mutlu birer çocuklar.
Bu gerçekten mükemmel bir gelişme
ancak aman Tanrım Amerika'da
2 milyon insan epilepsi
veya nöbet sorunlarıyla uğraşıyor,
bu çocuklara, yetişkinlere
kim yardım edecek diye düşündüm.
Ve o anda
çocuklarımız için öğrendiklerimizi alıp
Nevada eyaletinde ticari bir işe
dönüştürmeye karar verdik,
ki burası da bunun gerçekleşmesine
izin vermeye hazırlanıyordu
ve Kylie'nin de bahsettiği gibi,
biz de bunu yapmaya gayret ettik
ve şimdi, Nevada eyaletinde
kenevir yetiştirmek, özünü çıkarmak
ve satmak için ruhsatlandırıldık.
Bir gün devlet bu yasağa son verecek.
Fakat bu süreçte kaç yaşam sona erecek
ya da bu durumdan ciddi olarak
etkilenecek?
Çocukları benimkiler gibi nöbetler yaşayan
kaç aile yuvalarından Colorado
veya Nevada'ya bu ilaçları almak için
taşınacak?
Kaç kanser hastasının
kemoterapinin yan etkisi olan
ağrı ve bulantıya iyi gelen
bu ucuz ve etkili ilaçlara erişimi
engellenecek?
Kenevirin taşıdığı potansiyeli anlayan
benim gibi bir grup insan daha var
ve bu durumdan çok mutluyum.
İronik olansa kendi ailemiz
ve arkadaşlarımızdan bazıları
hatta özellikle kendi annem
hâlâ ikna olmuş değil.
Annem, kenevire serbestçe erişiminin
aslında toplum için
bir tehdit olabileceğinden endişeleniyor
ve belki de tıbbi değerinin
bu tehditten daha öncelikli olmadığını
düşünüyor.
Tıbbi değerini torunlarında görebiliyor.
Bence asıl problem şu:
Şüphecileri ikna edecek kadar
yeterli önemde bir kanıtımız yok.
İlacın etkisi, çalışma mekanizması
ve ne kadar çok insanın
işine yarayabileceğine dair
yeterli çalışma ve araştırma yok.
Hiçbir araştırma yok demek yanlış olur,
kenevir bitkisinin yararlı olduğunu
gösteren birçok kanıt var.
Fakat etkileri hakkında
klinik araştırmalar az.
Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta
mı tavuktan bilmecesi gibi bir durum.
Kenevir yasağı son bulana kadar
kenevir; metamfetamin, LSD gibi hiçbir
tıbbi değeri olmayan
zararlı ilaçlar listesinden
çıkarılana kadar,
o listeden keneviri çıkarana kadar,
ki o listede olması bile saçmalık,
kenevir hakkında araştırmalar
yapılamayacak.
Yarın Nevada Üniversitesi
Reno Medikal Merkezi'ne
kenevir üzerindeki araştırma yapmaları
için 1 milyon dolar bağışlasam bile
muhtemelen başarılı olamazdım.
Bilim insanları bu bitki üzerinde
çalışmak istemiyor değiller;
sadece federal desteklerini
kaybetmekten korkuyorlar.
Çünkü DEA (Uyuşturucu ile Mücadele Kurumu)
ve diğer federal düzenleyici kurumlarla
uğraşmak zorundalar
ki bu da karmaşık ve pahalı bir süreç.
Kenevir yasağının bir diğer sonucu da
aslında bizi ilerlemekten alıkoymasıdır.
Kenevirle ilgili yaşadığım kendi
kişisel deneyimim,
kanıtlar ve bildiğim bilimle birlikte
sizinle daha önce paylaştığım şeyi
kesinleştiriyor.
Kenevir, yaşamımızın
sağlıkla ilgili büyük başarı hikâyesi olma
potansiyeline sahiptir
ancak buna izin verirsek.
Addie ve Cassie'nin daha yakın tarihli
bir fotoğrafı.
Annem gibi
hâlâ şüphesi olanlar,
hâlâ kenevirin, toplumu
olumsuz etkileyeceğinden endişelenenlerin
bu fotoğrafa bakmalarını
ve şunları düşünmelerini istiyorum:
Benim gibi ebeveynlerin
kenevire ulaşımını kısıtlayarak
beni, çocuklarımın hayatları ile
iyi durumda olmaları
ve benim hapse girmem arasında
seçim yapmaya zorluyorsunuz.
Modern toplumda bu nasıl adil
veya rasyonel bir düşünce şekli olabilir?
16. başkanımızın,
ünlü 16. başkanımızın
bu konuyla ilgili
güçlü duyguları vardı.
"Yasak, bir erkeğin iştahını
yasalarla kontrol etmeyi
ve suç olmayan şeylerden
bir suç çıkarmayı denemesi
nedeniyle aklın sınırlarının
ötesine geçer...
Bir yasaklama yasası hükümetimizin
kuruluş ilkelerine darbe vurur." dedi.
Bunu söyleyen Abraham Lincoln'dü.
Ve bu sözleri, alkol yasağı
veya kenevir yasağı ile yaşadığımız
deneyimlerden önce söylemişti.
Bir gün devlet araştırmalar için
para harcayacak.
Bir gün NIH (Ulusal Sağlık Örgütü) tedavi
amaçlı kenevirin peşine düşecek.
O güne kadar, büyük bir grup bir araya
gelerek akademik kurumları kullanana kadar
özel sektörde kenevirin klinik
araştırmalarını düzenlemek
ve finanse etmek için
bir sivil toplum kuruluşu oluşturdu.
Vakfımıza, benim başıma gelmeden önce
kulak asmadığım şu söylediklerimi
bir süredir savunanlar onuruna
PeopleCann adını verdik.
En çılgın düşüncelerinde bile,
affedersiniz,
eşim bir kenevir savunucusu
olacağını düşünmezdi.
Öğrenmemiz gerekene kadar
bu bitki hakkkında
"yanlış bilgilendirilmişti" diyelim.
Ne ben ne de eşim
küçük çocuklarımızın
yeni nesil kenevir savunucuları
olacağına inanabilirdik.
(İç çekişler)
Sizi onlarla tanıştırmak istiyorum.
Lütfen eşim Chris, affedersiniz,
ve kızlarımız Addie ve Cassie Hempel'a
bir doğum günü kutlaması yapın.
(Alkışlar)
Merhaba.
(Alkışlar)
Doğum günü şarkısını söylemenizi
istesem ayıp mı olur?
(Herkes söyler) İyi ki doğdun.
İyi ki doğdun.
İyi ki doğdun sevgili Cassie.
İyi ki doğdun.
Yaşasın! Aferin kızlar!
(Alkışlar)