Ben ilk başladığımda, benim için
sürecin doğasını keşfetmek çok önemliydi.
Bu yüzden yaptığım şeylerden biri, bir fiil listesi hazırlamak oldu.
Rulo yapmak, katlamak, kesmek,
sarkıtmak, burkmak, ya da her ne ise.
Ve eserlerimi de, mekan içinde fiziksel olarak,
bu fiil listesiyle ilişkilendirdim.
Şimdi siz bunu yaptığınızda,
yaptığınız şeyin psikolojisiyle içli dışlı olmazsınız.
Ya da, eserin son görünüşüyle.
Yani bu yöntem size, materyalin
vücut hareketiyle ilişkilendirildiği,
yapım süreciyle ilişkilendirildiği bir ilerleme yolu sağlar.
Sizi metaforlardan veya
basit imgelemelerden uzaklaştırır.
Bence ressamların yaptığı şey,
dünyayı önceden görmedikleri bir şekilde görebilmelerini
sağlayan, ya da vizyonlarını genişletebilecek
stratejiler icat etmektir.
Bir çok ressam bunu farklı yolla yapar;
Cézanne kendi yolunu buldu,
Pollock, yatay bir düzlem üzerine
boya damlatarak, kendi yolunu buldu.
Ancak bence ressamların ilginç olmalarının sebebi,
onların sürekli kendilerini eğitmek için yeni yollar keşfetmeleri,
yeni araçlar, teknikler veya süreçler icat ederek
sıradan ya da akademik türden düşüncenin
dışına çıkabilmeleri ve somut dünyayı farklı
şekilde görebilmeleri.
Bu elipslerin burada olmalarının sebebi,
bizim bunları inşa eden türden bir tekerleği keşfetmiş olmamız.
Bizim, tam olarak ne yaptığımızı anlamamıza yardım eden bir tekerlek.
Bu küçük bir icat olmasına rağmen,
bir başka bakış açısından bakarsanız da,
bugüne kadar icat edilmemiş bir form.
Biz bu parçanın dışını, bir armut ya da
lokma gibi çizmiyoruz.
Biz, iç hacminin ne olduğunu,
ve bu hacmin nasıl döndüğünü anlamaya çalışıyoruz.
İşte bunu anlamak için bir tekerlek yaptık,
ve bu tekerlek, dıştaki kabuğa işaret ediyor.
Yani, bu içerden başlayıp, dışa doğru bir çalışma.
Bence bir insan yaptığı şeyleri daha iyi
anlamak için, daima yeni yollar keşfetmeli,
Bu sayede yaptığınız şeyler
birbirini tekrarlayan, aşırı düzenli şeyler olmaktan çıkar.
Ben düşünmeden, alışkanlık haline gelmiş
şekilde çalışmayı önlemek için, yeni stratejiler üretmek zorundayım.