1 00:00:07,039 --> 00:00:11,069 Muhammed Ali, dünyanın en iyi boksörü olmak için 2 00:00:11,069 --> 00:00:13,520 yıllarca çalıştı, ancak 3 00:00:13,520 --> 00:00:17,149 en kısa şiiri yaratması birkaç dakika sürdü. 4 00:00:17,149 --> 00:00:21,250 Ali, 1975 yılında Harvard'dan mezun olan bir sınıfın ilgisini 5 00:00:21,250 --> 00:00:24,680 birlik ve arkadaşlık mesajıyla çekmişti. 6 00:00:24,680 --> 00:00:27,371 Sözü bittiğinde seyirciler daha fazlasını istedi. 7 00:00:27,371 --> 00:00:29,060 Bir şiir istediler. 8 00:00:29,060 --> 00:00:32,962 Ali ise en kısa şiir olduğu düşünülen şeyi söyledi. 9 00:00:32,962 --> 00:00:35,661 "Ben, biz." 10 00:00:35,661 --> 00:00:38,271 Yoksa "ben, biiiiiz" miydi? 11 00:00:38,271 --> 00:00:39,481 Bundan kimse emin değil. 12 00:00:39,481 --> 00:00:45,471 Eğer bu iki kelime bir şiirse, bir şiiri şiir yapan şey tam olarak nedir? 13 00:00:45,471 --> 00:00:48,101 Şairler bu soruyla fazlasıyla mücadele ettiler, 14 00:00:48,101 --> 00:00:51,605 bir tanım oluşturmak için genelde metaforlar kullandılar. 15 00:00:51,605 --> 00:00:53,680 Şiir küçük bir makine midir? 16 00:00:53,680 --> 00:00:54,765 Havai fişek mi? 17 00:00:54,765 --> 00:00:55,821 Yankı mı? 18 00:00:55,821 --> 00:00:57,010 Hayal mi? 19 00:00:57,010 --> 00:01:01,352 Şiirin genel olarak bilinen belirli özellikleri vardır. 20 00:01:01,352 --> 00:01:05,551 Bir - şiirler bir dilin müziksel özelliğini vurgular. 21 00:01:05,551 --> 00:01:08,481 Bu, Shakespeare'in sonelerinde 22 00:01:08,481 --> 00:01:09,979 Konfüçyus'un kasidelerinde ve 23 00:01:09,979 --> 00:01:11,542 Sanskrit vedalarında olduğu gibi, 24 00:01:11,542 --> 00:01:13,852 kafiye, ritm ve ölçüyle elde edilir. 25 00:01:13,852 --> 00:01:16,556 İki - şiirler, tıpkı edebiyattan çıkan 26 00:01:16,556 --> 00:01:20,492 su gibi, yoğun dil kullanır. 27 00:01:20,492 --> 00:01:23,872 Üç - şiirler, Rumi'nin maneviyat şiirlerinden, Pablo Neruda'nın 28 00:01:23,872 --> 00:01:25,875 "Soğana Övgü" şiirine kadar, 29 00:01:25,875 --> 00:01:29,312 genellikle yoğun hisleri ön plana çıkarırlar. 30 00:01:29,312 --> 00:01:33,883 Şiirin de, tıpkı sanat gibi, basit tanımlara meydan okuma biçimleri vardır. 31 00:01:33,883 --> 00:01:36,303 Eski şiirlerin ritmik düzenleri, yazı var olmadan 32 00:01:36,303 --> 00:01:40,163 önce bile, hikayeleri hatırlamanın bir yoluyken, 33 00:01:40,163 --> 00:01:42,703 bir şiirin lirik olması gerekmez. 34 00:01:42,703 --> 00:01:44,251 Reinhard Döhl'ün "Apfel" eseri 35 00:01:44,251 --> 00:01:46,649 ve Eugen Gomringer'in "silencio" eseri, 36 00:01:46,649 --> 00:01:50,160 görsel sanat ve şiir arasındaki çizgiyi ortaya koyuyor. 37 00:01:50,160 --> 00:01:53,556 Bu sırada E.E. Cummings de, şekilleri kelimeler kadar önemli 38 00:01:53,556 --> 00:01:55,420 olan şiirler yazdı, bu durumda 39 00:01:55,420 --> 00:02:01,909 düşen bir yaprağın hüzünlü yalnızlığını güçlendiriyordu. 40 00:02:01,909 --> 00:02:05,569 Şiirin görsel doğası arka planda kalsaydı eğer, belki de 41 00:02:05,569 --> 00:02:07,989 müzikle baş başa kalırdık ve 42 00:02:07,989 --> 00:02:10,600 bu, insanların tartışmayı sevdiği bir konu. 43 00:02:10,600 --> 00:02:12,669 Şarkılar şiir midir? 44 00:02:12,669 --> 00:02:16,189 Çoğu kişi söz yazarlarını edebi anlamda şair olarak kabul etmiyor, 45 00:02:16,189 --> 00:02:18,689 fakat Paul Simon, Bob Dylan ve 46 00:02:18,689 --> 00:02:19,788 Tupac Shakur gibi 47 00:02:19,788 --> 00:02:21,159 sanatçıların sözleri 48 00:02:21,159 --> 00:02:23,829 genellikle müziksiz bile seviliyor. 49 00:02:23,829 --> 00:02:27,049 Rap müzikte kafiye, ritm ve imgelem gibi şiir ögeleri 50 00:02:27,049 --> 00:02:29,529 biçimin ayrılmaz parçalarıdır. 51 00:02:29,529 --> 00:02:32,359 Notorious B.I.G.'nin şu sözlerini ele alalım; 52 00:02:32,359 --> 00:02:34,727 "Duyuyorum, suratından ter akıyor, 53 00:02:34,727 --> 00:02:37,019 Kalbin koca ayak gibi atıyor, 54 00:02:37,019 --> 00:02:39,801 Gürültülü, yeri sarsıyor." 55 00:02:39,801 --> 00:02:43,298 Şimdiye dek gördüğümüz örneklerde satır sonları vardı. 56 00:02:43,298 --> 00:02:48,045 Hatta Ali'nin şiirinde havayı iki kelimenin oluşturduğunu bile görebiliriz - 57 00:02:48,045 --> 00:02:50,258 Ben, Biz. 58 00:02:50,258 --> 00:02:53,304 Şiirin, genelde fark edebileceğimiz bir şekli vardır. 59 00:02:53,304 --> 00:02:57,209 Satır sonları, okuyucuların, şiirin ritmlerini anlamasına yardımcı olur. 60 00:02:57,209 --> 00:02:59,628 Peki bu satır sonları yok olsa ne olurdu? 61 00:02:59,628 --> 00:03:02,118 Şiir olarak özünü kaybeder miydi? 62 00:03:02,118 --> 00:03:03,433 Belki de hayır. 63 00:03:03,433 --> 00:03:05,237 Şimdi düz yazı şiiri geliyor. 64 00:03:05,237 --> 00:03:07,989 Düz yazı şiirleri canlı imge ve kelime oyunu kullanırlar 65 00:03:07,989 --> 00:03:11,271 fakat paragraf gibi biçimlendirilirler. 66 00:03:11,271 --> 00:03:15,343 Şiire, bir biçimden çok, bir kavram gibi bakarsak, 67 00:03:15,343 --> 00:03:18,149 etrafımızdaki şiirselliği görebiliriz: 68 00:03:18,149 --> 00:03:19,378 tinsel ilahiler, 69 00:03:19,378 --> 00:03:22,249 Martin Luther King, Jr., JFK ve Winston Churchill gibi 70 00:03:22,249 --> 00:03:23,179 konuşmacıların 71 00:03:23,179 --> 00:03:24,590 konuşmaları ve 72 00:03:24,590 --> 00:03:27,429 sosyal medya gibi şaşırtıcı yerler. 73 00:03:27,429 --> 00:03:33,140 2010 yılında gazeteci Joanna Smith Haiti'deki depremin haberlerini paylaştı. 74 00:03:33,140 --> 00:03:36,091 "İsmimi duyduğumda arka odada giyiniyordum. 75 00:03:36,091 --> 00:03:38,811 Sarsıntı. Sürgülü kapıdan dışarıya kaçtım. 76 00:03:38,811 --> 00:03:42,531 Şu an sakin. Güvenli. Horozlar ötüyor." 77 00:03:42,531 --> 00:03:46,061 Smith, dili güçlü, doğrudan ve canlı imgelerle doldurarak 78 00:03:46,061 --> 00:03:48,261 kullanıyor. 79 00:03:48,273 --> 00:03:50,723 Yalnızca beş, yedi satır ve beş hece ile 80 00:03:50,723 --> 00:03:55,823 kısa bir yoğunluk patlamasını vurgulayan, antik Japon şiir biçimi 81 00:03:55,823 --> 00:04:00,684 haiku ile Smith'in dilini karşılaştırın. 82 00:04:00,684 --> 00:04:03,632 Şiirin suları derinden ve geniş biçimde akar. 83 00:04:03,632 --> 00:04:05,504 Şiir zamanla gelişmiştir ve şimdilerde 84 00:04:05,504 --> 00:04:07,193 şiir, düz yazı, şarkı, görsel sanat 85 00:04:07,193 --> 00:04:12,854 arasındaki çizgi hiçbir zaman olmadığı kadar bulanıktır. 86 00:04:12,854 --> 00:04:15,234 Ancak değişmeyen bir şey var. 87 00:04:15,234 --> 00:04:18,664 Kelime şiirleri aslında eylem biçimiyle başlamıştı, 88 00:04:18,664 --> 00:04:23,604 bu, antik Yunan'da yaratmak anlamına gelen poiesis kelimesinden geliyor. 89 00:04:23,604 --> 00:04:28,144 Şairler, tıpkı zanaatkarlar gibi, yeni anlayışlar yaratmak ve insan 90 00:04:28,144 --> 00:04:29,992 olmayı, yalnızca insanın yapabileceği 91 00:04:29,992 --> 00:04:36,075 biçimde yorumlamak için, dünyanın ham maddelerini kullanırlar. 92 00:04:36,075 --> 00:04:41,525 Dartmouth araştırmacıları, robotlara şiir yazdırarak, bu fikri test ettiler. 93 00:04:41,525 --> 00:04:45,024 Bir hakim jürisi de, insanlar ve makineler tarafından yazılanları ayırıp 94 00:04:45,024 --> 00:04:49,054 ayıramayacaklarını görmek için, sone yığınlarını sınıflandırdılar. 95 00:04:49,054 --> 00:04:53,012 Bilim adamlarının üretim, tıp ve hatta gazetecilikte bile 96 00:04:53,012 --> 00:04:56,035 yapay zekayı kullanma konusunda başarılı 97 00:04:56,035 --> 00:04:57,035 olmaları sizi mutlu 98 00:04:57,035 --> 00:04:58,575 edebilir, fakat 99 00:04:58,575 --> 00:05:01,255 şiirin başka bir hikayesi var. 100 00:05:01,255 --> 00:05:04,805 Robotlar şiirlerin tümünde suçüstü yakalandılar.