Çok sıkıcı olan ve uykuya dalıp
rüyanızda mutluluk içinde olduğunuz
ve milkshake'ler görmeye başladığınız
bir derste hiç bulundunuz mu?
(Gülüşmeler)
Sonra size slaytları okuyan bir profesör
tarafından uyandırıldığınız?
Kurumsal dünyaya girdiğinizde
bu durumun daha iyiye gitmediğini
söylemek için buradayım.
(Gülüşmeler)
İyi haber şu ki daha iyiye gitmesi mümkün.
Kurumsal dünyadaki insanların sorunu şu;
bazen sonuca öyle çok odaklanıyorlar ki,
yalnızca verimliliğe odaklanıyorlar.
Verimliliğe bayılırım,
ben bir mühendisim, buna takıntılıyım.
Hatta üç hafta erken doğdum
çünkü görünüşe göre rahimdeyken bile
"Gitmeye hazırım şu an!" diyordum.
(Gülüşmeler)
Ama sorun şu ki, bir şeyin
yalnızca etkili olması
onun verimli olduğu anlamına gelmiyor.
Bir şeyin sadece zaman kazandırması
gerçekten sonuç elde ettiği
anlamına gelmiyor.
Eğer, "Neden sana inanayım ki
sıska Hugh Jackman?" diye düşünüyorsanız,
(Gülüşmeler)
öncelikle, sıska olduğumu
hatırlatmanıza gerek yok.
Yaşamım boyunca sıskaydım,
3,7 kilo doğdum
ve 15 yaşıma kadar da o kiloda kaldım.
(Gülüşmeler)
İkincisi ise, o yollardan geçmiş olmam.
Üniversitedeki üçüncü ve dördüncü
senem arasındaki yazda
Cincinnati'deki Procter & Gamble
firmasında staj yaptım.
Yaz sonunda, şirkette tam zamanlı
olarak işe alınıp alınamayacağıma dair
son kararı verecek olan
inceleme kuruluna
bir sunum yapmam gerekliydi.
Sonunda katil diye nitelendirdiğim
sunum için çok çalıştım.
Katildi çünkü onları ölümüne bunaltacaktı.
Sunumumdan önceki gece,
Her şeyi değiştirmem
gerektiğine karar verdim.
Böylece yaşamımda yaptığım
en önemli sunum
bu slaytla başladı.
(Gülüşmeler)
Kişisel deneyimimden
yola çıkarak, bütün sunumu
Microsoft Paint ile oluşturmanın pek
verimli olmadığını size söyleyebilirim.
(Gülüşmeler)
Yine de insanların dikkatini çekiyor.
O gün sunumum,'M.C. Escher ile
Keith Haring buluşur.' çizimimi,
inceleme heyetine sunmamla bitti.
(Gülüşmeler)
bu, en büyük baş yapıtım
olduğunu düşündüğüm şeydi.
Evet, bunlar kaderime karar verecek olan
(Gülüşmeler)
her bir kıdemli liderin görsel
nitelikteki çöp adamları.
Sunumumu yaptıktan sonra
oradakilerin her biriyle konuştum
ve müdür yardımcılarından biri
beni kenara çekip
"PowerPoint'te oldukça iyisin."dedi.
(Gülüşmeler)
"Bunda başarılı olduğumu bilmek
güzel olur." dedim.
(Gülüşmeler)
"Bu Microsoft Office
kelime oyunu muydu?"diye sordu.
(Gülüşmeler)
"Aynen öyle." dedim.
(Gülüşmeler)
İki gün sonra işi aldığımı öğrendim.
Çoğu kişinin, mizah ile çalışmanın,
bir doğrunun iki zıt ucunda olduğunu
düşündüğünü hiç fark etmemiştim.
Animaniacs'i kaynak alırsak,
insanlar mizahı Pinky,
işi de Brain olarak düşünüyor.
Gerçekte ise, dünyayı
ele geçirmeyi denemek için
ikisini bir araya getirmeniz gerekir.
Çünkü mizahı işlerinde kullananlar
daha verimli, daha az gergin,
daha çok kazanıyor ve mutlular
bu da, üniversitedeki derslerimden
hiçbirinde öğrenmediğim bir şey.
Çünkü dersler bize işi yapmak için
gereken becerileri öğretir,
ama kimse size işten keyif almak için
gereken becerileri öğretmez.
Ortaya çıkıyor ki, Amerikalılar olarak
bunda pek iyi değiliz.
Amerikalıların %83'ü iş yerinde
aşırı gergin hissediyor.
%55'i işlerinden memnun değil
ve Amerikalıların %47'si
mutlu kalabilmek için mücadele ediyor.
Tabii ki bu, verisel olarak
ele alındığında,
yedi cüceden birinin mutlu olduğu
Disney dünyasında daha da kötü.
(Gülüşmeler)
Yine de iki kişiden biri
ürkütücü bir oran.
Stajımdan birkaç yıl sonra,
New York'taki Procter & Gamble'da
çalışıyordum.
Analiz uzmanlığından
proje yöneticiliğine terfi etmiştim
ve hâlâ iş yerinde mizah kullanıyordum.
Proje müdürü olarak
projelerime istediğim adı verebilirdim.
Standart bir terim olan
"Perakende Satış 2.0" yerine
"Harikalaştırma Projesi" gibi
adlar verdim.
(Gülüşmeler)
Ayrıca liderlik becerilerini
geliştirmeleri
ve başarılı şekilde beyin fırtınası yapıp
daha hızlı düşünmeleri için
tüm ekip üyelerime doğaçlamayı öğrettim.
Ekibime ne zaman yeni biri katılsa
Myers-Briggs gibi bir kişilik
değerlendirme testi veya daha önemli olan
"Hangi Yıldız Savaşları karakterisin?"
testini doldurmasını istedim.
(Gülüşmeler)
Eğer merak ediyorsanız,
benim sonucum bir INTJ R2-D2 çıktı,
(Gülüşmeler)
ki bu hiçbirinize şaşırtıcı gelmez.
(Gülüşmeler)
Ama haftalık durum toplantılarımdan
birinin ardından
iş arkadaşlarımdan Sarah,
-diğer adıyla Ewok- yanıma gelip
(Gülüşmeler)
"Drew, sana teşekkür etmek istedim." dedi.
Neyden bahsettiği hakkında fikrim yoktu,
ben de tabii ki "Tam da zamanı." dedim.
(Gülüşmeler)
"Niye teşekkür ediyorsun?"dedim.
"Proje nedeniyle, çok eğlenceliydi."dedi.
"Nihayet! Bayes olasılık
ve öngörücü analizine
kıymet veren biri daha." dedim.
"Neyden bahsediyorsun?" dedi. (Gülüşmeler)
Hayır, projenin kendisinden değil,
onu yönetme şeklinden bahsediyorum.
Harikalaştırma Projesi'ne
katılmadan önce
istifa etmeyi düşünüyordum
çünkü çok gergindim.
Sonra ekibinize katıldım ve burası
daha farklıydı çünkü eğleniyorduk.
O sırada kimsenin sana mizahı
kullanmanı söylemediğini fark ettim,
buna kendin karar verdin,
bu yüzden sana teşekkür ederim.
Duygulanmıştım.
Çünkü Ewok haklıydı.
(Gülüşmeler)
Kimse bana mizahı kullanmamı söylemedi
ama kimse beni durdurmadı da.
Sarah, diğer birçok insan gibi iş yerinde
mizahı kullanabileceğini hiç düşünmemişti.
Bense daima bunu
yapabileceğimi varsaymıştım.
O an karar verdim.
Artık yalnızca bilgisayar bilimleri
mühendisi olmayacaktım.
Mizah mühendisi olmak istiyordum.
Bunu daha önce hiç duymamış olabilirsiniz,
çünkü bunu ben uydurdum.
Bilgisayar bilimleri mühendisi,insanların
teknolojiyi kullanarak daha etkili
ve verimli olmasına nasıl yardım ediyorsa
mizah mühendisi, mizah yoluyla,daha etkili
ve verimli olmasına yardım eder.
Çünkü ortalama biri günde
112 e-posta alır ve gönderir
ve zamanının %80'ini
bir tür iletişim içinde geçirir.
Mizah mesajınızın
öne çıkmasına yardım eder
ve insanların duraklayıp
dikkat vermelerini sağlar.
(Gülüşmeler)
Ayrıca mizah mesajınızın
akılda kalmasını sağlar.
Anımsatıcı gibi basit şeyler
bir şeyi öğrendikten
çok sonra da hatırlamamıza yardım eder
Yıllardır bir çalgı çalmadım
ama Every Good Boy Deserves Fudge
şarkısını hâlâ anımsıyorum
(Gülüşmeler)
Mizah sorun çözme konusunda
bize daha da çok yardımcı olur
çünkü beyni çalıştırır
ve bizi canlandırır.
Aslında bu basit şakayla
hepinizin birkaç sinir hücresini
canlandırmaya yardımcı olabilirim.
Watson, "Ortaokuldan önceki seviye nedir?"
diye sorsaydı,
Sherlock nasıl yanıtlardı?
Doğal olarak, "Sevgili Watson,
bu soru ilkokul seviyesinde." derdi.
(Gülüşmeler)
Yalnızca basit bir şaka yaparak
beynimiz bağlantı kurmaya başlar
ve bu süreçte, odaklanmamızı
artırmanın yanında
beyin gücümüzü de çoğaltan
bir kimyasal olan serotonini salgılar.
Bu şakaya güldüyseniz, tebrikler,
yarım kalori yaktınız bile.
(Gülüşmeler)
Yarım kalori, tek bir M&M şekerinin
%15'i, ama hiç yoktan iyidir.
Eğer 10 - 15 dakika arası gülerseniz
5 dakikalık bir aerobik çalışması,
10 dakikalık bir dans
ve 15 dakikalık süt sağımı kadar
kalori yakarsınız.
(Gülüşmeler)
Bu çalışmayı yapmak için çiftliklere
gizlice girmeye çalışıyorsanız, yapmayın!
(Gülüşmeler)
Bunun yerine, 10 dakika gülün
ve bunu bir yıl boyunca yapıp
iki kilo kadar zayıflayın;
bunu yaşam boyu yapıp
dayanıklılığınızı artırın,
tansiyonunuzu düşürün
ve kaslarınızı gevşetin.
Yalnızca bu da değil.
Daha üretken ve daha az gergin olduğunuzda
daha fazla para kazanırsınız.
Harvard Business Review
tarafından yapılan bir çalışmada
mizahı kullanan yöneticilerin daha fazla
kazanıp daha hızlı terfi aldığı anlaşıldı.
Para mutluluğu satın alamayabilir
ancak ilişkiler satın alabilir.
Çünkü iş yerinde üç yakın
arkadaşı olanların
yaşamlarından memnun
olma olasılığı %96 daha yüksek.
Yalnızca işlerinden değil,
yaşamlarından da memnunlar.
Peki nasıl yakın arkadaş edinirsiniz?
Parayla.
(Gülüşmeler)
Şaka yapıyorum. Mizahı kullanırsınız.
Çünkü mizah insanları birbirine bağlar.
Güven inşa eder, gerilimi dağıtır
ve insanları birbirine daha da yaklaştıran
olumlu ortak deneyimler oluşturur.
Çevrenizdeki insanların
yalnızca iş arkadaşı,
öğrenci veya profesör değil
insani yaşamları ve duyguları olan
gerçek insanlar olduklarını
fark etmeye başlarsınız.
Mizahın gücü de şu;
yalnızca size değil çevrenizdeki
insanlara da yardım eder.
Sarah (Ewok) ile yaptığımız
konuşmadan birkaç yıl sonra
kendi şirketimi açmak için P&G'deki
işimden ayrılmaya karar verdim.
O zamandan beri mizahı kullanmada
nasıl daha etkili olunacağı konusunda
Birleşik Devletler'deki
yüzlerce kuruluşla çalıştım.
Böylece, insanların yalnızca
üçte birinin, iş yerinde mizahı
düzenli olarak kullandığı öğrendim.
Nedenini anlamaya çalıştım,
kendi web sayfamda bir çalışma yaptım,
ve yaklaşık 400 kişi katıldı.
Mizahı kullanmamanın ilk nedeni;
patron veya iş arkadaşlarının
onaylamayacağını düşünmek.
Mizah, iş gününüzün parçası olmadığında,
bunun istenmeyeceğini sanmaya başlarsınız.
Çalışanların %81'i,
eğlenceli bir iş yerinin onları
daha üretken yapacağını söylüyor
ve CEO'ların %98'i, mizah anlayışı olan
adayları tercih ediyor.
İnsanların mizahı
kullanmamasının ikinci nedeni;
nasıl yapacaklarını bilmemeleri.
Mizahı düşündüğünüzde
aklınıza kahkaha gelir,
bu göz korkutucu gelebilir.
Ama mizah komediden farklıdır.
Mizah, eğlenmeye yol açan, komik, gülünç
veya aykırı bir nitelik olarak tanımlanır.
Kahkaha harikadır
ama gülümsemek de iyidir.
Asıl nokta işi komik hâle değil,
eğlenceli hâle getirmek.
Eğlenceli, olumlu, ve kucaklayıcı
olduğunuzu düşünürseniz,
kurumsal bir yıldız
olma yolundasınız demektir.
Son neden ise, insanların
zamanlarının olmadığını söylemeleri.
Zamanları yok.
Haftada 168 saat var.
Gecede ortalama 7 saat uyursanız,
bunun 49'unu uyuyarak geçirirsiniz.
Bu da haftada 119 saat uyanık
kalıyorsunuz demektir.
Haftada ortalama 40 saat çalışırsanız,
yetişkinlik yaşamınızın
%33,6'sı iş yerinde geçer.
Yetişkinlikteki uyanık yaşamın üçte birini
daha eğlenceli yapmak için zaman yok mu?
Gerçek şu ki; her gün
daha üretken ve daha az gergin
olup olamayacağınızı seçiyorsunuz.
Daha çok para kazanmayı sağlayacak
şeyler yapıp yapmayacağınızı seçiyorsunuz.
Mutlu olup olmayacağınızı seçiyorsunuz.
Önünüzde yaşamın üçte biri varken,
neden iş yerinde mizah kullanmayasınız ki?
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)