Balık sürüleri nasıl uyum içinde yüzüyor? Beyninizdeki küçücük hücreler sizi siz yapan karışık düşünceleri, anıları ve bilinci nasıl meydana getirir? Şaşırtıcı bir şekilde bu soruların aynı genel cevabı var: Belirme ya da basit elementlerin geniş gruplarından komplike davranışların ve işlevlerin kendiliğinden yaratışı. Birçok hayvan gibi balıklar da sürü halinde yaşıyorlar ama bunun nedeni birbirlerinin arkadaşlığını sevdikleri için değil. Hayatta kalma meselesi. Balık sürüleri, aç avcı hayvanlardan sakınmalarına yardımcı olan karışık sürü davranışları gösterirken yalnız bir balık hızlıca kolay yem olarak seçilir. Peki hangi zeki balık lider yetkili? Aslında kimse değil ve herkes öyle. Peki bu ne anlama geliyor? Balık sürüleri, planlı koordinasyon gibi görünen hareketlerle görkemli bir şekilde kıvrılır, döner ve köpek balıklarından kaçarken her balık aslında sadece köpek balıklarıyla hiç alakası olmayan iki temel kuralı takip ediyorlar: Birincisi, komşunuza yakın ama çok da yakın durmayın ve ikincisi de yüzmeye devam edin. Canlılar olarak, balıklar bu yerel etkileşimlerin ufak ayrıntılarına odaklı ama yeteri kadar balık gruba katılırsa dikkate değer bir şey gerçekleşiyor. Tek bir balığın hareketi, tümüyle yeni bir varlık tarafından belirleniyor: Kendine özgü bir takım eşsiz davranışları olan bir sürü. Sürü, tek bir balık tarafından kontrol edilmiyor. Bu durum sadece doğru bir takım yerel kuralları takip eden yeteri kadar balığınız varsa ortaya çıkıyor. Tekrar tekrar gerçekleşen bir kaza gibi tüm okyanustaki balıkların güvenilir bir şekilde av olmaktan kaçınmalarını sağlıyor. Sadece balıklar için de geçerli değil. Belirme, karşılıklı etkileşen elementlerin birçok karışık sistemlerinin temel bir özelliği. Örneğin, milyonlarca kum tanesinin birbirine çarpması ve karışma şekli neredeyse her zaman dalgalanmanın aynı temel desenini üretiyor. Atmosferde nem donduğunda su moleküllerinin belli bağlama özellikleri eksiksiz biçimde çok güzel kar taneleri oluşturan yayılan örgüler oluşturuyor. Belirmeyi bu kadar karışık yapan şey ise bir arabanın motoru gibi basit bir şekilde parçalara ayırarak anlayamamanız. Bir şeyleri parçalarına ayırmak karışık bir sistemi anlamanın ilk iyi adımıdır. Ama eğer bir balık sürüsünü tek bir balığa indirgerseniz avcı hayvanlardan sakınma becerisini kaybeder ve geriye üzerine çalışılacak hiçbir şey kalmaz. Eğer beyni tekil nöronlarla indirgerseniz adı çıkmış güvenilmez bir şeyle baş başa kalırsınız ve düşündüğümüz ve davrandığımız gibi bir şeyle alakası olmaz, en azından çoğu zaman. Yine de şu anda düşündüğünüz her neyse beyninizin köşesinde bulunan tek bir nörona bağlı değil. Aksine akıl birçok nöronun toplu faaliyetlerinden doğar. İnsan beyninde milyarlarca nöron ve tüm bu nöronlar arasında trilyonlarca bağlantı bulunuyor. Bunun gibi oldukça komplike bir sistemi başlattığınızda her tür garip şekilde davranabilir ama öyle olmuyor. Beynimizdeki nöronlar tıpkı balıklar gibi basit kuralları takip ediyorlar böylelikle bir grup olarak faaliyetleri; simaları tanıma, aynı işi başarılı bir şekilde sürekli tekrarlamana ve herkesin sende sevdiği tüm o saçma sapan alışkanlıklara sahip olman gibi şeyleri yapmanı sağlayan güvenilir modellere kendini örgütlüyor. O halde mesele beyin olduğunda basit kurallar neler? Beyindeki her nöronun temel işlevi diğer nöronları ya uyarmak ya da durdurmak. Eğer birkaç nöronu basit bir devre içinde birbirine bağlarsanız ritmik faaliyet modelleri oluşturabilir, bir sinyali arttıran veya durduran döngüleri, çakışan dedektörleri ve engelleyici frenleri kaldırarak iki engelleyici nöronun başka bir nöronu etkinleştirebildiği disinhibisyonu geri bildirebilirsiniz. Gitgide daha fazla nöron bağlandıkça ağdan giderek daha çok ritmik faaliyet modelleri ortaya çıkar. Kısa süre içinde aynı anda o kadar çok nöron birçok farklı şekilde etkileşmeye başlar ki sistem kaotik bir hale gelir. Ağ faaliyetinin yörüngesi, daha evvel açıklanan basit yerel devrelerle kolay bir şekilde açıklanamaz. Yine de bu kaostan modeller ortaya çıkabilir ve daha sonrasında tekrarlanabilir bir şekilde defalarca ortaya çıkmaya devam eder. Bir noktada bu faaliyet modellerinin ortaya çıkışı yeterince karışık ve kendi biyolojik kökenlerini araştırmaya başlayacak kadar meraklı hale gelirler ki belirmeyi saymıyorum bile. Çok farklı ölçeklerde belirme olgusunda bulduğumuz şey ise balıkların sergilediği aynı göze çarpan özelliğin olması. Bu belirme başka birinin veya bir şeyin başta olmasını gerektirmiyor. Eğer doğru kurallar geçerliyse ve bazı temel şartlar karşılanırsa karışık sistem sürekli aynı alışkanlıklara geri dönecek, kaosu düzene dönüştürecektir. Bu, hücrelerinizin çalışmasına izin veren moleküler kargaşa, düşüncelerinizi ve kimliğinizi oluşturan karışık nöronlar, aile ve arkadaş ağınız, gezegenimizdeki şehirlerimizin ekonomisi ve yapıları açısından çok doğru.