1 00:00:00,100 --> 00:00:12,334 Çeviri&Senkronizasyon: Umutcan ÖNER @redlinetheturk 2 00:00:12,584 --> 00:00:18,188 Telif haklarý, sansür, devlet gözetimi, özgür yazýlým 3 00:00:18,213 --> 00:00:24,024 ve benzeri konular için: korsanparti.org , @korsanparti 4 00:00:24,329 --> 00:00:26,529 Adil olmayan yasalar mevcuttur; 5 00:00:26,645 --> 00:00:28,845 Onlara itaat etmekle mi yetinelim, 6 00:00:28,800 --> 00:00:34,000 Deđiţtirmek için mücadele edip, deđiţene dek itaat mi edelim, 7 00:00:34,005 --> 00:00:39,405 yoksa bir an evvel ihlal mi edelim? 8 00:00:49,954 --> 00:00:55,672 Sosyal bir haber ve eđlence sitesi Reddit'in kurucularýndan biri ölü bulundu. 9 00:00:57,619 --> 00:01:01,482 Kendini öyle görmüyor da olsa, kesinlikle bir dahi idi. 10 00:01:01,824 --> 00:01:07,669 Ýţ kurmak ve para kazanmak onu hiç heyecanlandýrmazdý. 11 00:01:10,045 --> 00:01:14,373 Aaron Swartz'ýn dođduđu kasaba Highland Park'a derin bir yas hakim. 12 00:01:14,398 --> 00:01:19,146 Ýnternet'in en parlak ýţýklarýndan birine sevenleri son bir veda etmekte. 13 00:01:18,425 --> 00:01:21,876 ...ve bilgisayar aktivistleri matem tutmakta... 14 00:01:22,120 --> 00:01:24,805 ...tanýyanlarýn ifadesiyle "Ţaţýrtýcý bir deha"... 15 00:01:24,825 --> 00:01:29,426 O'nu devlet öldürdü. MIT ise temel prensiplerinin tamamýna ihanet etti. 16 00:01:29,635 --> 00:01:31,135 ...Ýbret olsun diye O'nu cezalandýrdýlar... 17 00:01:35,189 --> 00:01:38,932 Devletlerin doymak bilmeyen bir kontrol iţtahý vardýr. 18 00:01:39,498 --> 00:01:43,214 35 yýl hapis ve bir milyon dolarlýk bir ceza ile karţý karţýyaydý. 19 00:01:44,198 --> 00:01:49,475 Savcýlýđýn tutumu hevesli hatta görevi suistimal etmekte. 20 00:01:49,500 --> 00:01:53,593 Konuyu inceleyip bir sonuca varabildiniz mi? 21 00:01:57,660 --> 00:02:01,313 Büyürken farkettim ki, etrafýmýzda vuku bulan ţeylerin dođal 22 00:02:01,338 --> 00:02:05,530 olduđunun, insanlarýn dođaldýr, hep bu ţekilde olacaktýr yaklaţýmýnýn 23 00:02:05,682 --> 00:02:08,533 yanlýţ olduđunu, dođal falan olmadýđýný, bazý ţeylerin deđiţebileceđini; 24 00:02:08,559 --> 00:02:10,941 daha önemlisi bazý yanlýţ ţeylerin deđiţmesi gerekliliđiydi. 25 00:02:11,525 --> 00:02:14,353 Bu farkýndalýđýn geri dönüţü yoktu. 26 00:02:24,206 --> 00:02:27,853 Hikaye anlatma saatine hoţgeldiniz. 27 00:02:28,527 --> 00:02:32,149 Kitabýn adý "Paddington at the Fair" 28 00:02:33,567 --> 00:02:36,903 [Babasý] Aaron, Higland Park'ta dođdu ve burada büyüdü. 29 00:02:36,928 --> 00:02:39,608 Her biri sýradýţý zeki üç kardeţten biriydi. 30 00:02:44,205 --> 00:02:51,520 Hiç birimiz o uslu çocuklardan deđildik. Sürekli koţuţturan yaramaz üç ođlan çocuđu. 31 00:02:56,034 --> 00:03:00,706 Ama farkediyorum ki, Aaron, öđrenmeyi çok genç yaţta öđrenmiţti. 32 00:03:01,424 --> 00:03:06,562 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. 33 00:03:06,518 --> 00:03:12,135 -Tak tak. -Kim o? -Aaron. -Hangi Aaron? -Aaron Komikadam 34 00:03:12,613 --> 00:03:16,488 Ne istediđini hep bilirdi. Ýstediđini hep yapmalýydý. Ýstediđini hep yapardý. 35 00:03:18,451 --> 00:03:24,988 Meraký, sýnýrsýzdý. ...Burada da gezegenleri gösteren 36 00:03:25,013 --> 00:03:32,034 küçük bir resim var. Her bir gezegenin sembolleri var... 37 00:03:32,999 --> 00:03:37,370 Bir keresinde Susan'a ţehir merkezindeki parkta ücretsiz aile ţenliđinin ne olduđunu sordu. 38 00:03:40,608 --> 00:03:44,729 O sýrada üç yaţýndaydý. Susan neyden bahsettiđini 39 00:03:44,754 --> 00:03:49,615 anlamayýnca "Bak iţte buzdolabýnýn üzerinde yazýyor" dedi. 40 00:03:50,005 --> 00:03:54,405 Susan, O'nun okuyabildiđini farkedince dumur olmuţtu. 41 00:03:54,635 --> 00:03:59,052 ...Kitabýn adý "My Family Seder"... 42 00:04:04,898 --> 00:04:08,479 Chicago Üniversitesi'nin kütüphaneside olduđumuz günü anýmsýyorum. 43 00:04:10,172 --> 00:04:12,900 Raftan 1900'lü yýllardan kalma bir kitap çýkarttým 44 00:04:12,925 --> 00:04:15,758 ve dedim ki, burasý ilahi derecede sýradýţý bir yer. 45 00:04:15,968 --> 00:04:21,826 Hepimiz meraklý çocuklardýk, ama Aaron hem öđrenmeyi hem de öđretmeyi çok seviyordu. 46 00:04:22,645 --> 00:04:27,053 ...Ţimdi de alfabeyi tersten okumayý öđreneceđiz... 47 00:04:31,990 --> 00:04:34,453 Ýlk matematik dersini gördüđü gün evdeki halini anýmsýyorum. 48 00:04:35,541 --> 00:04:42,752 Noah, dur sana matematik öđreteyim diyordu. Bense matematik ne diyordum. Hep öyle biriydi. 49 00:04:43,662 --> 00:04:48,725 ...ţimdi de klik tuţuna basalým. Ýţte oldu. 50 00:04:52,331 --> 00:04:55,766 Ýki, üç yaţýndayken Bob O'nu bilgisayarla tanýţtýrdý. 51 00:04:55,791 --> 00:04:58,588 O noktadan sonra kendi baţýný alýp götürdü. 52 00:05:03,415 --> 00:05:08,413 Hepimizde bilgisayar vardý, ama Aaron gerçekten kendini adadý. Ýnternet'e adadý. 53 00:05:09,802 --> 00:05:15,382 -Bilgisayar baţýnda mýsýn? -Yoo... Anne neden hiçbirţey çalýţmýyor? 54 00:05:15,886 --> 00:05:17,578 Programlamaya çok erken bir yaţta baţladý. 55 00:05:17,828 --> 00:05:21,211 Benimle birlikte yazdýđý ilk program BASIC dilindeydi. 56 00:05:21,461 --> 00:05:29,414 Star Wars ile ilgili bir bilmece oyunuydu. Bodrumda bilgisayarýn baţýna geçerdik. 57 00:05:30,197 --> 00:05:33,756 Saatlerce bu oyunu programlardýk. 58 00:05:34,686 --> 00:05:40,467 Benim sorunum yapacak daha fazla bir ţey olmadýđýný düţünmemdi. 59 00:05:40,492 --> 00:05:47,332 Oysa o her zaman programlamayla daha fazla ţey yapýlabileceđine inanýyordu. 60 00:05:46,704 --> 00:05:50,147 Aaron, programlamayý büyü gibi görürdü. Bu yolla normal 61 00:05:50,172 --> 00:05:53,860 insanlarýn baţaramayacađý ţeyleri yapabileceđini düţünürdü. 62 00:05:54,265 --> 00:05:57,527 Aaron, karton ve Macintosh ile bir ATM yapmýţtý. 63 00:05:57,777 --> 00:06:01,677 Bir keresinde cadýlar bayramýna ne giyeceđimi bilememiţtim. 64 00:06:01,927 --> 00:06:08,192 O aralar en sevdiđi bilgisayar iMac kýlýđýna girmemin çok havalý olacađýný düţümüţtü. 65 00:06:09,706 --> 00:06:12,629 Kendisi cadýlar bayramý kýyafeti giymekten tiksinirdi, ama 66 00:06:12,654 --> 00:06:15,775 diđer insanlarý sevdiđi ţeyleri giymeye ikna etmeye bayýlýrdý. 67 00:06:24,275 --> 00:06:29,376 The Info adýnda bir web sitesi yapmýţtý. Ýnsanlar içerisine bilgi ekleyebileceklerdi. 68 00:06:31,508 --> 00:06:34,040 Mesela birileri altýn üzerine kapsamlý bilgi sahibi 69 00:06:34,065 --> 00:06:36,645 olabilirdi, neden gelip bu bilgiyi paylaţmasýndý ki? 70 00:06:36,871 --> 00:06:41,138 Sonra baţka insanlar gelip bu bilgiyi okuyup, gerekli 71 00:06:41,163 --> 00:06:46,061 düzenlemeleri yapabilirdi. Wikipedia'dan çok da farklý deđil. 72 00:06:46,287 --> 00:06:49,319 Ve bu olay, Wikipedia baţlamadan önce olmuţtu. 73 00:06:49,344 --> 00:06:53,150 Ve 12 yaţýndaki bir çocuk tarafýndan odasýnda üretilmiţti. 74 00:06:53,376 --> 00:06:58,285 Küçük bir sunucuda, çok eski teknoloji üzerinde çalýţýyordu. 75 00:06:58,535 --> 00:07:02,847 Öđretmenlerden birisi ţu tepkiyi verdi; "Çok kötü bir fikir. 76 00:07:02,872 --> 00:07:06,901 Herhangi birinin ansiklopedi yazmasýna izin veremezsin. 77 00:07:07,127 --> 00:07:10,354 Bilim adamlarýnýn var olmasýnýn tek sebebi bize bu kitaplarý yazmalarý. 78 00:07:10,379 --> 00:07:12,484 Nasýl bu kadar kötü bir fikir üretebilirsin?" 79 00:07:12,710 --> 00:07:19,338 Ben ve kardeţim, "Hee, Wikipedia hoţ ama bizim evde beţ yýldýr var." derdik. 80 00:07:21,660 --> 00:07:26,993 Aaron'ýn sitesi TheInfo.org, Cambridge asýllý ArsDigita'nýn 81 00:07:27,018 --> 00:07:31,373 düzenlediđi okul müsabakasýnda birinci gelmiţti. 82 00:07:34,222 --> 00:07:36,809 Ödülü almak için hep beraber Cambridge'e gitmiţtik. 83 00:07:36,834 --> 00:07:39,371 Aaron'ýn ne yaptýđýna dair hiç bir fikrimiz yoktu. 84 00:07:39,597 --> 00:07:43,637 Ödülün çok mühim olduđu ortadaydý. 85 00:07:44,192 --> 00:07:47,279 Aaron, bir süre sonra online programlama topluluklarýyla içli dýţlý olmaya baţlamýţtý 86 00:07:47,529 --> 00:07:51,125 ...sonra da, web için çok önemli yeni bir aracýn üretim sürecinde. 87 00:07:52,085 --> 00:07:55,070 Sonra yanýma gelip ţunu söyledi, "Ben, acayip süper 88 00:07:55,095 --> 00:07:57,677 bir ţey üzerinde çalýţýyorum, duyman lazým." 89 00:07:57,903 --> 00:08:00,802 "Neymiţ?" diye sordum. "RSS denilen bir ţey" dedi. 90 00:08:03,285 --> 00:08:06,250 RSS'in ne olduđunu açýklamaya baţladý. "Bunun nesi 91 00:08:06,275 --> 00:08:09,123 kullanýţlý, kullanan bir site var mý ki?" dedim. 92 00:08:09,349 --> 00:08:10,941 "Niye bunu kullanmak isteyeyim ki?" 93 00:08:11,191 --> 00:08:13,833 RSS üzerinde çalýţan kiţilerin yazýţtýđý bir mail 94 00:08:13,858 --> 00:08:16,341 listesi vardý, hatta genel olarak XML üzerine. 95 00:08:16,567 --> 00:08:19,671 Aaron Swartz isminde bir üye de vardý, diţli fakat 96 00:08:19,696 --> 00:08:22,738 oldukça zeki biri. Bir çok iyi fikri vardý fakat, 97 00:08:25,109 --> 00:08:32,234 Yüz yüze görüţmelerimize gelmezdi. Bu görüţmelere ne zaman geleceđini sorduđumuzda 98 00:08:32,484 --> 00:08:38,207 "Annemin izin vereceđini sanmýyorum, 14'üme yeni girdim." dedi. Ýlk tepkimiz 99 00:08:38,457 --> 00:08:46,421 bir yýldýr çalýţtýđýmýz bu kiţi, bu iţ arkadaţý 13 yaţýndaymýţ ve henüz 14'üne girmiţ 100 00:08:46,671 --> 00:08:50,772 ve ikinci tepkimiz ise "O'nunla tanýţmamýz lazým. Ne kadar sýradýţý bir durum." oldu. 101 00:08:50,298 --> 00:08:52,489 RSS'in taslađýný hazýrlayan komitedeydi. 102 00:08:52,607 --> 00:08:58,936 Yaptýđý ţey, modern bir hypertext sürümünün tesisatýný döţemeye yardýmcý olmaktý. 103 00:08:59,186 --> 00:09:03,447 Ve O'nun üzerinde çalýţtýđý parça, diđer web 104 00:09:03,472 --> 00:09:08,205 sayfalarýnda olan bitenin özetini çýkaran aletti. 105 00:09:08,431 --> 00:09:11,818 Bunu daha çok bloglarda kullanýrsýnýz. Okumak 106 00:09:11,843 --> 00:09:15,302 istediđiniz 10,20 kiţinin RSS feedlerini alýr, 107 00:09:15,528 --> 00:09:21,805 ve o esnada neler döndüđünün özetini tek bir liste halinde görürsünüz. 108 00:09:22,055 --> 00:09:25,774 Aaron çok gençti, fakat teknolojiyi anlýyordu ve mükemmel 109 00:09:25,799 --> 00:09:29,517 olmadýđýný görüp daha iyi hale getirecek yollar arýyordu. 110 00:09:36,592 --> 00:09:39,771 Annesi Chicago'da uçađa bindirirdi, biz de onu San Fransisco'da alýrdýk 111 00:09:39,771 --> 00:09:43,238 Tartýţabileceđi ilginç insanlarla tanýţtýrýrdýk. Bu 112 00:09:43,263 --> 00:09:46,904 esnada korkunç beslenme alýţkanlýklarýný gözlemlerdik. 113 00:09:46,014 --> 00:09:49,926 Haţlanmýţ pirinç gibi sadece beyaz ţeyler tüketirdi. Kýzarmýţ 114 00:09:49,951 --> 00:09:54,178 pirinç yemezdi zira yeterince beyaz deđildi, beyaz ekmek vesaire. 115 00:09:54,634 --> 00:10:00,281 Tartýţmalarda bu küçük çocuđun ađzýndan çýkan argümanlarýn kalitesine hayret ederdik. 116 00:10:00,306 --> 00:10:04,638 Ýskorbütten ölmezse bu çocuk bir yerlere gelecek diye düţünürdük. 117 00:10:04,768 --> 00:10:08,782 -Aaron sýra sende. -Bana kalýrsa aradaki fark, artýk 118 00:10:08,807 --> 00:10:12,796 internetten, telefondan köpek mamasý satan ţirketler 119 00:10:12,821 --> 00:10:17,328 kuramazsýn. Ancak hala bir çok yenilik oluyor. Yenilikleri 120 00:10:17,353 --> 00:10:21,478 görmüyorsanýz belki de kafanýz kuma gömülü kalmýţtýr. 121 00:10:21,932 --> 00:10:28,900 Alfa nerd kiţiliđine bürünüp "Senden daha zekiyim. Bu yüzden senden daha iyiyim. 122 00:10:28,925 --> 00:10:32,863 Bu yüzden de sana ne yapman gerektiđini söyleyebilirim" kafasýna girerdi. 123 00:10:32,888 --> 00:10:35,228 Çok bilmiţ velet tarafýnýn bir uzantýsýydý. 124 00:10:35,252 --> 00:10:38,929 "...bir çok bilgisayarý bir araya getirip farklý problemler üzerinde 125 00:10:38,954 --> 00:10:43,483 uđraţabiliyorsunuz. Mesela uzaylýlarý aramak ya da kanserin tedavisini bulmak gibi." 126 00:10:44,317 --> 00:10:49,289 [WWW'nin mucidi] IRC üzerinde tanýţmýţtýk. Sadece yazan tiplerden deđildi, 127 00:10:49,314 --> 00:10:54,128 sorularýyla insanlarý heyecanlandýran, birbirine bađlayan biriydi. Özgür 128 00:10:54,153 --> 00:10:58,758 Kültür Hareketi onun enerjisinden bir hayli faydalandý. Bence Aaron, 129 00:10:58,783 --> 00:11:03,788 dünyayý çalýţýr bir hale getirmeye çalýţýyordu, onu tamir etmek istiyordu. 130 00:11:03,812 --> 00:11:10,449 Oldukça güçlü bir kiţiliđi vardý. Zaman zaman baţkalarýnýn tekerine çomak sokardý. 131 00:11:10,474 --> 00:11:15,590 Yani dünyayla karţýlýklý olarak iyi geçinememe sýkýntýsý vardý. 132 00:11:18,860 --> 00:11:22,553 Aaron liseye girdikten sonra bir hayli sýkýlmýţtý. 133 00:11:22,578 --> 00:11:26,173 Verilen dersleri, öđretmenleri pek sevememiţti. O 134 00:11:26,198 --> 00:11:29,951 zaten bilgiye nasýl ulaţacađýný biliyordu."Geometri 135 00:11:29,976 --> 00:11:33,631 öđrenmek için okula gitmeme gerek yok ki, geometri 136 00:11:33,656 --> 00:11:37,566 kitabýný okusam kafi. Amerikan tarihini onlarýn bakýţ 137 00:11:37,591 --> 00:11:41,331 açýsýyla öđrenmek istemiyorum, bak burada üç farklý 138 00:11:41,356 --> 00:11:44,903 tarih cildi var, onlarý okurum daha iyi. Onlarla 139 00:11:44,928 --> 00:11:49,054 ilgilenmiyorum, ben Web ile ilgileniyorum" kafasýndaydý. 140 00:11:49,078 --> 00:11:53,307 "Okuldan bayađý bunalmýţtým. Öđretmenler ne anlattýklarýný 141 00:11:53,332 --> 00:11:56,748 bilmiyordu. Otoriter ve kontrolcü bir tavýrlarý 142 00:11:56,773 --> 00:12:00,344 vardý. Ödevler öylesine veriliyordu. Zaman geçsin 143 00:12:00,369 --> 00:12:03,701 diye iţ yapýlýyordu. Ben de eđitimin tarihiyle 144 00:12:03,726 --> 00:12:07,256 ilgili kitaplar okumaya baţladým; ţimdiki sistem 145 00:12:07,281 --> 00:12:10,859 nasýl geliţtirilmiţti, alternatifleri neydi, ayný 146 00:12:10,884 --> 00:12:14,197 bilgileri geviţ getirmektense nasýl gerçekten 147 00:12:14,222 --> 00:12:17,823 öđrenebilirlerdi. Bu da beni sorgulamalara itti." 148 00:12:17,847 --> 00:12:23,347 ..."Bulunduđum okulu sorgulayýnca, onu inţa eden toplumu da sorgulamaya baţladým. Böyle 149 00:12:23,372 --> 00:12:28,621 bir eđitimle girilen ţirketleri sorguladým. Tüm bu yapýyý kuran devleti sorguladým." 150 00:12:28,645 --> 00:12:31,608 En tutkulu olduđu konulardan biri de telif haklarýydý, özellikle ilk baţlarda. 151 00:12:31,632 --> 00:12:39,295 Telif haklarý, yayýmcýlýk ve okuyucular için hep bir yük olmuţtur. Gerçi, aţýrý 152 00:12:39,320 --> 00:12:46,407 bir yük deđildir. Ýnsanlarýn cebine para girmesi için makul bir oluţumdu. 153 00:12:46,431 --> 00:12:53,839 Aaron'ýn neslinin maruz kaldýđý sýkýntý ise bu antik telif sistemi ve inţa ettiđimiz 154 00:12:53,864 --> 00:13:01,270 bu muhteţem ţey, Ýnternet'in çarpýţmasýydý. Bu çarpýţmadan bize kalan da kaos oldu. 155 00:13:01,929 --> 00:13:04,687 Sonrasýnda Harvard'da hukuk profesörü olan Lawrence 156 00:13:04,712 --> 00:13:07,286 Lessig ile tanýţtý. Kendisi o sýralar anayasa mahkemesinde 157 00:13:07,311 --> 00:13:10,175 telif haklarýna karţý mücadele etmekteydi. Genç Aaron 158 00:13:10,200 --> 00:13:12,851 bu duruţmayý dinlemek üzere Washington'a uçmuţtu. 159 00:13:12,875 --> 00:13:19,455 "Ben Aaron Swartz. Buraya Eldred* argümanýna tanýk olmaya 160 00:13:19,480 --> 00:13:25,808 geldim." "Neden ta Chicago'dan argüman dinlemeye buraya 161 00:13:25,833 --> 00:13:33,268 geldin?" "Bu zor bir soru. Çünkü.. bilmem... anayasa mahkemesini 162 00:13:33,293 --> 00:13:39,469 ve bu kadar meţhur bir davayý canlý izlemek istedim." 163 00:13:42,195 --> 00:13:45,825 Lessig, ayný zamanda telif haklarýnýn internete yansýmasýnda 164 00:13:45,850 --> 00:13:49,062 yeni bir yol da açmaktaydý. Ýsmi Creative Commons idi. 165 00:13:49,086 --> 00:13:53,943 Creative Commons'ýn ardýnda çok basit bir fikir var. Yaratýcýlara, eserlerine imza atarken 166 00:13:53,968 --> 00:13:56,636 kendilerinin de sahip olduđu özgürlük fikirlerine 167 00:13:56,661 --> 00:13:58,954 özen gösterebilecekleri bir yöntem vermek. 168 00:13:58,978 --> 00:14:02,597 Yani telif hakký, "bütün haklarý saklýdýr" derken, 169 00:14:02,622 --> 00:14:05,932 CC "bazý haklarý saklýdýr" ţiarýdýr. "Eserimle 170 00:14:05,957 --> 00:14:09,117 ţunlarý ţunlarý yapabilirsin, ama bazýlarýný 171 00:14:09,142 --> 00:14:12,792 yaparken izin almalýsýn" demenin basit bir yoludur. 172 00:14:12,816 --> 00:14:18,597 Aaron'ýn rolü de bilgisayar kýsmýydý, lisanslarý nasýl makinelerin 173 00:14:18,622 --> 00:14:23,539 üzerinde iţlem yapabileceđi basitliđe indirgeyebilirdik. 174 00:14:23,563 --> 00:14:26,541 Ýnsanlar "Neden spesifikasyonlarý 15 yaţýnda bir 175 00:14:26,566 --> 00:14:29,459 çocuđa yazdýrýyorsunuz, bu büyük bir hata" gibi 176 00:14:29,484 --> 00:14:35,076 tepkiler verdi. O ise yapýlacak en büyük hatanýn o çocuđa aldýrmamak olacađý kanaatindeydi. 177 00:14:35,760 --> 00:14:41,023 Gövdesinin kürsüden görünebileceđi uzunlukta bile deđildi. Ţu hareketli kürsülerden 178 00:14:41,048 --> 00:14:46,378 de olmadýđý için ekraný açtýđýnda yüzünün görünmediđi gülünç bir hale gelmiţti. 179 00:14:46,402 --> 00:14:51,399 "Web sitemize girdiđinizde Lisans Seç'e týklýyorsunuz. Size seçenekler 180 00:14:51,424 --> 00:14:56,044 sunuyor, ne anlama geldiklerini açýklýyor. Üç basit soru soruyor; 181 00:14:56,069 --> 00:15:00,924 Atýf gerekliliđi istiyor musun? Ticari kullanýma izin veriyor musun? 182 00:15:00,949 --> 00:15:05,241 Eserinin üzerinde deđiţiklik yapýlmasýna izin veriyor musun? 183 00:15:05,265 --> 00:15:12,257 Yetiţkinlerin, O'na da yetiţkin gibi davrandýđýný gördüđümde ţoke olmuţtum. Aaron, bir 184 00:15:12,282 --> 00:15:19,491 salon dolusu seyircinin karţýsýna geçip Creative Commons için oluţturduđu bir platformdan 185 00:15:19,516 --> 00:15:26,026 bahsetmeye baţlamýţtý. Ve hepsi ađzýnýn içine bakýyordu. Arkada oturup küçük bir 186 00:15:26,051 --> 00:15:32,721 çocuđu neden dinlediklerini sorguluyordum. Sanýrým ne olup bittiđini anlamamýţtým. 187 00:15:32,745 --> 00:15:36,265 Eleţtirmenler, sanatçýlarýn para kazanmasý adýna pek faydasý 188 00:15:36,290 --> 00:15:39,842 olmadýđýný söyleseler de, Creative Commons bir hayli baţarýlý 189 00:15:39,867 --> 00:15:43,155 oldu. Sadece Flickr'da bile 200 milyonun üzerinde insan, 190 00:15:43,180 --> 00:15:46,814 eserlerinde Creative Commons lisanlarýndan birini kullanmakta. 191 00:15:46,838 --> 00:15:52,095 Teknik yetilerini kullanarak katký yapmýţ olsa da, 192 00:15:52,120 --> 00:15:56,860 bu onun için sadece teknik bir mesele deđildi. 193 00:15:57,157 --> 00:16:01,204 Aaron, kiţisel blogunda açýk bir ţekilde sýk sýk dile getirirdi. 194 00:16:01,229 --> 00:16:04,567 "Bir çok ţey üzerine derin düţünürüm, ve diđerlerinin 195 00:16:04,592 --> 00:16:08,067 de bunu yapmasýný isterim." . .."Fikirler için çalýţýr, 196 00:16:08,092 --> 00:16:11,914 insanlardan öđrenirim. Ýnsanlarý dýţlamam. Mükemmelliyetçiyim, 197 00:16:11,939 --> 00:16:15,379 fakat bunun yayýmlamanýn önüne geçmesine müsade etmem. 198 00:16:15,404 --> 00:16:19,131 Eđitim ve eđlence haricinde benim üzerimde etkisi olmayacak 199 00:16:19,156 --> 00:16:22,283 ţeylerle vakit kaybetmem. Herkesle arkadaţ olmaya 200 00:16:22,308 --> 00:16:25,871 çalýţýrým, fakat beni ciddiye almadýđýnýzda öfkelenirim. 201 00:16:25,895 --> 00:16:30,932 Kin tutmam çünkü yapýcý olmaz. Fakat tecrübelerimden öđrenirim. 202 00:16:30,957 --> 00:16:35,048 Dünyayý daha iyi bir yer haline getirmek istiyorum." 203 00:16:40,681 --> 00:16:45,621 2004 yýlýnda Swartz Highland Park'tan ayrýlýr ve Stanford Üniversitesi'ne girer. 204 00:16:45,645 --> 00:16:52,622 Ülseratif Kolit hastalýđýndan muzdaripti. Ýlaçlarýný düzgün almamasýndan endiţe ediyorduk. 205 00:16:52,646 --> 00:16:58,552 Hastaneye kaldýrýlýrdý ve her gün hap kokteyli içmesi gerekirdi. O haplardan biri steroid 206 00:16:58,577 --> 00:17:04,021 idi, bu da büyümesini durdurdu. Bu yüzden kendini diđerlerinden farklý hissediyordu. 207 00:17:04,046 --> 00:17:09,477 Aaron, Stanford'a bilim insaný olmak üzere girdi ve karţýsýnda çok 208 00:17:09,502 --> 00:17:14,664 baţarýlý lise öđrencileri için çocuk bakýcýlýđý yapýlan bir 209 00:17:14,689 --> 00:17:20,240 program buldu. Bu kiţiler dört yýl sonra endüstriye önderlik edecek 210 00:17:20,265 --> 00:17:25,655 kimselerdi, %1'lik kýsým yani. Ve bana kalýrsa bu onu delirtmiţti. 211 00:17:25,679 --> 00:17:31,390 2005 yýlýnda, sadece bir yýl sonra, Aaron'a bir iţ teklifi geldi. Paul 212 00:17:31,415 --> 00:17:36,794 Graham öncülüđündeki Y Combinator isminde bir giriţim ţirketiydi. 213 00:17:36,818 --> 00:17:41,178 Bir web sitesi fikrim var demiţti, ve Paul Graham O'nu "Tabi neden olmasýn" 214 00:17:41,203 --> 00:17:46,276 diyecek kadar sevmiţti. Okulu sallayýp yeni bir apartman dairesine taţýndý. 215 00:17:46,300 --> 00:17:52,289 Burasý, Aaron'ýn dairesiydi. Babamýn evi ayarlamanýn ne kadar zor 216 00:17:52,314 --> 00:17:58,630 olduđundan bahsettiđini anýmsýyorum, zira kredisi yoktu ve üniversite terkti. 217 00:17:58,654 --> 00:18:04,195 Aaron ţu an salon olan yerde kalýyordu. Duvardaki posterlerden bazýlarý 218 00:18:04,220 --> 00:18:09,529 ondan kalma, kütüphane de öyle. Baţka kitaplar da var, çođu Aaron'ýn. 219 00:18:11,878 --> 00:18:15,326 Aaron'ýn Y-Combinator sitesinin ismi infogami idi. Ýnternet sitesi 220 00:18:15,351 --> 00:18:18,671 yapmak için kullanýlacak bir araç. Fakat site kullanýcý bulmakta 221 00:18:18,696 --> 00:18:21,938 güçlük çekiyordu. Nihayetinde Aaron, sitesini, yardýma ihtiyaç 222 00:18:21,963 --> 00:18:25,101 duyan bir baţka Y-Combinator projesi ile birleţtirdi. 223 00:18:25,125 --> 00:18:30,825 reddit ismindeki projeye Steve Huffman ve Alexis Ohanian öncülük etmekteydi. 224 00:18:30,949 --> 00:18:33,563 "...Her ţeye sýfýrdan baţlamýţtýk. Kullanýcýsý, parasý 225 00:18:33,588 --> 00:18:35,986 ya da kodu yoktu. Gün be gün büyüyerek çok popüler 226 00:18:36,011 --> 00:18:38,672 bir site haline geldi. Yavaţlama eđilimi göstermiyordu. 227 00:18:38,697 --> 00:18:40,976 Baţta bin kullanýcýmýz vardý, sonra onbin oldu. 228 00:18:41,000 --> 00:18:43,274 20 bin derken aldý baţýný gitti. 229 00:18:43,889 --> 00:18:50,961 reddit devasa bir hal aldý, internette geek bir köţe oldu. 230 00:18:52,443 --> 00:19:00,007 Bol miktarda mizah ve sanat vardý. Kullanýcýlar siteye üţüţmeye baţlamýţtý, 231 00:19:00,032 --> 00:19:07,694 ve bir çođu sabah bilgisayarýný açtýđýnda haberleri okuduđu ilk yer yapmýţtý. 232 00:19:07,718 --> 00:19:12,474 Bazý noktalarda reddit kaosun sýnýrýnda diyebiliriz. 233 00:19:12,499 --> 00:19:16,332 Bir yanda insanlarýn siyaset, teknoloji ve 234 00:19:16,357 --> 00:19:20,799 haberleri tartýţtýđý bir mecrayken diđer yanda iţ 235 00:19:20,824 --> 00:19:25,443 yerine uygun olmayan, saldýrgan materyallere de sahip. 236 00:19:25,467 --> 00:19:30,891 Troller'e ev sahipliđi yapan bazý subreddit'ler de var. Bu yüzden bazý 237 00:19:30,916 --> 00:19:36,645 tartýţmalara da meydan veren bir yer diyebiliriz. Kaosun kýyýsýnda duruyor. 238 00:19:36,669 --> 00:19:39,606 reddit, bir süre sonra kurumsal dergi devi Conde 239 00:19:39,631 --> 00:19:42,747 Nast'ýn gözüne takýlýr. Siteyi satýn almak isterler. 240 00:19:42,771 --> 00:19:47,098 Miktarýn ne kadar olduđunu soruyorsanýz, babamýn "Bu kadar çok parayý nerede 241 00:19:47,123 --> 00:19:51,201 tutmalýyým?" gibi sorulara maruz kalacađý kadar diyelim. -Çok para yani? 242 00:19:51,226 --> 00:19:53,333 -Bi'hayli çok. 243 00:19:54,248 --> 00:20:00,128 Büyük ihtimalle, bir milyon dolardan fazla. Ama tam olarak bilmiyorum. 244 00:20:00,152 --> 00:20:03,414 O esnada kaç yaţýnda? -19,20 245 00:20:05,284 --> 00:20:09,023 Bu dairedeydi. Bundan önceki koltuklarda oturup, 246 00:20:09,048 --> 00:20:12,761 reddit ile uđraţýyorlardý. reddit'i sattýklarýnda 247 00:20:12,786 --> 00:20:16,711 devasa bir parti verdiler, ertesi gün California'ya 248 00:20:16,736 --> 00:20:19,980 uçtular ve anahtarlarý da bana býraktýlar. 249 00:20:24,297 --> 00:20:27,089 Ţimdi düţününce biraz komik. Çünkü ţirketini satmýţtý 250 00:20:27,114 --> 00:20:29,985 ve aramýzdaki en zenginin o olduđunu varsayýyorduk. Ama 251 00:20:30,010 --> 00:20:32,776 O ayakkabý kutusu boyutlarýnda bir odayý tercih etti 252 00:20:32,801 --> 00:20:35,565 ve bu kadarý yeterli dedi. Bir gardoptan halliceydi. 253 00:20:35,589 --> 00:20:42,067 Pahalý ývýr zývýra para harcamasý imkansýzdý. 254 00:20:42,091 --> 00:20:47,851 "Apartman dairesinde yaţamayý seviyorum, ţatafatlý bir malikaneye niye para harcayayýmki" 255 00:20:47,876 --> 00:20:51,106 demiţti, "Kot, T-shirt giymeyi seviyorum bu yüzden 256 00:20:51,131 --> 00:20:54,107 yeni kýyafetlere de para harcamaya gerek yok." 257 00:20:55,307 --> 00:20:59,471 Swartz için önemli olan ţey, internet trafiđinin akýţýydý. Dikkatimizi yöneten ţey neydi? 258 00:21:00,095 --> 00:21:04,588 Yayýnlamanýn eski yöntemlerinde hava dalgalarýndaki limitle sýnýrlýydýnýz. Anten ile 259 00:21:04,613 --> 00:21:08,922 en fazla 10 T.V kanalýna yayýn verebilirdiniz. Kablolu ile dahi 500 kadar yeriniz 260 00:21:08,947 --> 00:21:13,533 olurdu. Oysa internette herkesin kendine ait bir kanalý vardýr, isteyen herkes kendine 261 00:21:13,558 --> 00:21:17,802 blog, Myspace sayfasý açabilir. Herkesin kendini ifade edebileceđi bir yer olur. 262 00:21:17,826 --> 00:21:20,321 Bu yüzden artýk problem kimin hava dalgalarýna 263 00:21:20,346 --> 00:21:22,923 eriţimi olduđu deđildir; problem insanlarý bulma 264 00:21:22,948 --> 00:21:25,469 yöntemlerine kimin hükmettiđidir. Gücün, Google 265 00:21:25,494 --> 00:21:27,884 gibi sitelerin tekeline geçtiđini görürsünüz. 266 00:21:27,908 --> 00:21:31,629 Ýnternet üzerinde nereye gitmek istediđinizi söyleyen bekçilerdir bunlar. 267 00:21:31,654 --> 00:21:34,193 Haberleri ve bilgiyi nereden temin edebileceđinizi 268 00:21:34,218 --> 00:21:37,738 gösterirler. Yani artýk belli bir zümrenin konuţma ayrýcalýđý yoktur, 269 00:21:37,763 --> 00:21:41,080 herkes bu ayrýcalýđa sahiptir. Sorun, kimin sesinin duyulduđudur. 270 00:21:45,248 --> 00:21:48,597 Böylece Conde Nast'te çalýţmak üzre San Fransisco'ya geldi. 271 00:21:48,622 --> 00:21:51,945 Ofise girdiđinde, içine bir sürü bok püsürün yüklendiđi bir 272 00:21:51,970 --> 00:21:55,597 bilgisayar verirler. Üzerine baţka bir ţey yükleyemezsin derler, 273 00:21:55,622 --> 00:21:59,024 ki geliţtiriciler için rezaletin bayrak tutaný bir durumdur. 274 00:21:59,048 --> 00:22:02,936 Ýlk günden itibaren bu ţeylerden dert yanmaya baţladý. 275 00:22:05,518 --> 00:22:09,031 Gri duvarlar, gri masalar, gri ses. Geldiđim ilk günden itibaren 276 00:22:09,056 --> 00:22:12,760 katlanmasý güç bir yerdi. Öđle yemeđinde kendimi tuvalete kilitleyip 277 00:22:12,785 --> 00:22:16,323 ađlamaya baţladým. Býrak iţ yapmayý, kulađýmda výzýldayýp duran 278 00:22:16,348 --> 00:22:20,266 birileri olduđu sürece akýl sađlýđýmý koruyabileceđimi dahi sanmýyorum. 279 00:22:21,621 --> 00:22:25,681 Ýţini bitirebilen baţka kimse de yok gibi. Herkes sürekli bizim odamýza gelip takýlýyor, 280 00:22:25,706 --> 00:22:29,720 sohbet ediyor ya da Wired incelemesi için kurulan oyun sistemini denemeye davet ediyor. 281 00:22:32,959 --> 00:22:40,876 O'nun siyasi tatta farklý tutkularý vardý. Silikon Vadisi'nde ise 282 00:22:40,901 --> 00:22:47,693 teknik aktiviteyi, siyasi amaçlar için kullanmak gibi bir kültür yoktu. 283 00:22:47,900 --> 00:22:49,713 Aaron kurumsal bir firmada çalýţmaktan nefret ediyordu. Hepsi 284 00:22:49,737 --> 00:22:53,977 böyle hissediyordu, ama Aaron katlanmayan tek kiţi oldu. 285 00:22:54,002 --> 00:22:57,943 Böylece Aaron hiç iţe uđramayarak kendini kovdurdu. 286 00:23:01,413 --> 00:23:05,327 Söylenene göre sýkýntýlý bir ayrýlýktý. Hem Steve Huffman 287 00:23:05,352 --> 00:23:09,062 hem de Alexis Ohanian belgesel için röportajý reddetti. 288 00:23:09,364 --> 00:23:20,470 Ýţ dünyasýný reddetti. Bu seçimle ilgili hatýrlamamýz gereken önemli ţeylerden biri de, 289 00:23:20,495 --> 00:23:25,900 giriţimcilik kültürünü býraktýđýnda, O'nu meţhur eden, sevdiren 290 00:23:25,925 --> 00:23:31,498 ţeyleri hayranlarýný hayal kýrýklýđýna uđratmak pahasýna býraktý. 291 00:23:31,522 --> 00:23:37,360 Olmasý gereken yere varmýţtý. Bok dađýna týrmanýp gül 292 00:23:37,385 --> 00:23:43,306 dikerken, koku alma duyusunu yitirdiđini itiraf edecek 293 00:23:43,331 --> 00:23:49,709 kadar özfarkýndalýđa sahipti. Orada oturup göründüđü kadar 294 00:23:49,734 --> 00:23:55,570 kötü olmadýđýný iddia etmektense tekrar aţađýya indi. 295 00:23:55,594 --> 00:23:57,594 Bu çok iyi birţeydi. 296 00:23:58,020 --> 00:24:06,680 Aaron programlamayý hep büyü gibi gördü, normal insanlarýn yapamayacađý ţeyleri yapmaktý. 297 00:24:06,705 --> 00:24:14,980 Büyülü güçlerin olsaydý onlarý iyilik için mi kullanýrdýn, yoksa dađlar kadar para mý? 298 00:24:15,425 --> 00:24:18,701 Swartz, çocukluđunda tanýţtýđý bir vizyonerden, 299 00:24:18,726 --> 00:24:22,113 WWW'in mucidi Tim Berners-Lee'den ilham alýyordu. 300 00:24:22,137 --> 00:24:28,934 90'lý yýllarda, Berners-Lee 20.Yüzyýl'ýn en karlý icatlarýndan birinin üzerinde 301 00:24:28,959 --> 00:24:35,501 oturmaktaydý. Fakat bu icattan para kazanmak dururken, bunu ücretsiz dađýttý. 302 00:24:36,290 --> 00:24:40,940 WWW'in bugünkü varlýđýnýn tek sebebi budur. 303 00:24:41,458 --> 00:24:48,777 Aaron, kesinlikle, Tim'den derinden etkilenmiţti. Tim internetin ilk yýllarýndaki en seçkin 304 00:24:48,802 --> 00:24:55,960 dehalarýndan biriydi, ve asla satýp gitmedi. Milyarlarca dolar kazanmakla hiç ilgilenmedi. 305 00:24:55,984 --> 00:25:02,108 Özgür býrakýlmasaydý, bugün kocaman tek bir web yerine bir çok küçük web 306 00:25:02,133 --> 00:25:08,424 olurdu; bu ţekilde iţleyemezdi çünkü bir web'den diđerine geçiţ yapamazdýn. 307 00:25:10,095 --> 00:25:14,007 Düzgün çalýţmasý için kritik kütleye ulaţmasý 308 00:25:14,032 --> 00:25:17,942 gerekliydi, yani tüm gezegen olmadan olamazdý. 309 00:25:17,774 --> 00:25:20,374 (sakallý olan Richard M. Stallman reis) 310 00:25:22,627 --> 00:25:28,917 Dünya'yý olduđu gibi kabullenmemenin çok önemli olduđunu düţünüyorum. Sana verilene 311 00:25:28,942 --> 00:25:35,805 eyvallah demek, yetiţkinlerin, ailenin söylediklerine uymak yerine her zaman sorgulamalýsýn 312 00:25:35,830 --> 00:25:42,158 bence. Her ţeyi sorgularým, bilimsel yöntemle yaklaţýrým, öđrendiklerin geçicidir ve 313 00:25:42,183 --> 00:25:45,830 deđiţime açýktýr; yeni bulgularla çürütülebilir. 314 00:25:45,855 --> 00:25:49,105 Bence ayný yöntem topluma da uygulanabilir. 315 00:25:49,129 --> 00:25:54,365 Temelinde gerçekten ciddi sorunlar olduđunu gördüđümde, 316 00:25:54,390 --> 00:25:58,596 görmezden gelmenin mümkün olmadýđýný anladým. 317 00:26:02,966 --> 00:26:13,483 Birlikte çok vakit geçirmeye baţladýk, arkadaţçaydý. Saatlerce sohbet ederdik. 318 00:26:14,356 --> 00:26:19,255 Bakýnca, benimle flört ettiđini anlamýţ olmam gerekliydi diyorum. Galiba 319 00:26:19,280 --> 00:26:24,044 "Bu kötü bir fikir ve imkansýz" diye düţünüp olmuyormuţ gibi davrandým. 320 00:26:25,216 --> 00:26:32,695 Evliliđim dađýlýyordu, gidecek yerim yoktu; böylece ev arkadaţý olduk. Kýzýmý da götürdüm. 321 00:26:32,720 --> 00:26:36,624 Taţýndýk ve evi döţedik, son derece huzurluydu. 322 00:26:36,649 --> 00:26:40,715 Uzun süredir huzurum yoktu, buna ihtiyacým vardý. 323 00:26:46,384 --> 00:26:55,925 Çok ama çok yakýndýk. Romantik iliţkimizin baţlangýcýndan itibaren 324 00:26:55,950 --> 00:27:04,066 sürekli temas halindeydik. Ama ikimiz de zor insanlardýk. 325 00:27:04,806 --> 00:27:07,949 Ally Mcbeal vari bir tartýţmada bir fon ţarkýsý 326 00:27:07,974 --> 00:27:10,788 olduđunu itiraf etti. Onu çalmaya zorladým. 327 00:27:12,301 --> 00:27:20,412 Fiona Apple'dan Extraordinary Machine'miţ. Sanýrým ţarkýnýn 328 00:27:20,437 --> 00:27:28,141 sýkýţmýţlýđýyla birlikte umut da barýndýran havasýndandý. 329 00:27:36,870 --> 00:27:44,053 Bir çok açýdan, Aaron hayata muazzam bir iyimserlikle bakardý. 330 00:27:44,078 --> 00:27:48,295 Öyle hissetmese bile öyle davranýrdý. 331 00:27:52,955 --> 00:27:59,115 -Napýyorsun? -Flickr'da artýk video da var. 332 00:27:59,930 --> 00:28:04,743 Swartz, enerjisini, kamusal bilgiye eriţime dair bir çok yeni projeye harcýyordu. 333 00:28:04,768 --> 00:28:08,426 Bunlardan biri de hesap sorulabilirlik sitesi Watchdog.net idi. 334 00:28:08,451 --> 00:28:10,622 Bir de Open Library (Açýk Kütüphane). 335 00:28:10,646 --> 00:28:16,596 Açýk Kütüphane projesine openlibrary.org üzerinden eriţebilirsiniz. Altýndaki fikir de, her 336 00:28:16,621 --> 00:28:22,288 kitaba ait bir wiki, düzenlenebilir bir sayfa, adamak. Böylece ţu ana kadar yayýnlanmýţ 337 00:28:22,313 --> 00:28:28,069 bütün kitaplar için, içinde yayýmcý, satan yerler, bulunduđu kütüphaneler gibi bilgilere 338 00:28:28,094 --> 00:28:31,197 eriţip satýn almak, ödünç almak ya da incelemek 339 00:28:31,222 --> 00:28:34,107 için kullanabileceđiniz linkler koyulabilir. 340 00:28:34,131 --> 00:28:37,830 Kütüphaneleri çok severim. Yeni bir ţehre geldiđinde 341 00:28:37,855 --> 00:28:42,297 kütüphaneleri araţtýran o adam benim. Açýk Kütüphane'nin hayali 342 00:28:42,322 --> 00:28:46,148 de bu, kitaptan kitaba, insana, yazara, oradan konuya, 343 00:28:46,173 --> 00:28:50,253 fikre sýçrayabileceđiniz, kütüphanelerde gömülüp kayýplara 344 00:28:50,278 --> 00:28:54,117 karýţmýţ bu bilgi zenginliđine kolayca ulaţabilmek. Bu 345 00:28:54,142 --> 00:28:57,955 çok önemli çünkü kitaplar kültürel mirasýmýz. Kitaplar 346 00:28:57,980 --> 00:29:01,957 insanlarýn yazýmda kullandýđý ţeyler; ve tüm bunlarý bir 347 00:29:01,982 --> 00:29:05,819 ţirketin tekeline býrakamayýz. Korkutucu bir durum bu. 348 00:29:07,092 --> 00:29:13,688 Kamu alanýna, kamusal eriţimi nasýl getirebilirsiniz? Kulađa basit gelebilir ama 349 00:29:13,713 --> 00:29:20,447 kamusal alana kamunun eriţimi yoktur. Kamusal alan, herkes tarafýndan eriţilebilir 350 00:29:20,472 --> 00:29:26,498 olmalýdýr, fakat kilit altýndadýr. Birileri gelip keyfini çýkartmak ister 351 00:29:26,523 --> 00:29:33,362 ihtimaline karţý etrafý makinalý tüfekler ve siperlerle çevrilmiţ bir park gibidir. 352 00:29:33,386 --> 00:29:37,984 Aaron'ýn özellikle ilgilendiđi konulardan biri de, kamusal alana 353 00:29:38,009 --> 00:29:42,748 kamusal eriţim getirmekti. Onu bu kadar çok belaya sokan ţey buydu. 354 00:29:46,574 --> 00:29:53,790 A.B.D'de Federal Mahkeme kayýtlarýna ulaţmaya çalýţýyordum. 355 00:29:54,777 --> 00:29:58,333 Anlaţýlmaz bir sistemle karţý karţýya kaldým. 356 00:29:58,358 --> 00:30:01,966 Açýlýmý Elektronik Mahkeme Kayýtlarýna Kamusal 357 00:30:01,991 --> 00:30:08,870 Eriţim olan PACER diye bir sistemdi. Google'da arama yaparken Carl Malamud'a denk geldim. 358 00:30:08,894 --> 00:30:15,920 ABD'de yasal materyallere eriţim, yýllýk 10 milyar dolarlýk bir ticaret. PACER, inanýlmaz 359 00:30:15,945 --> 00:30:19,601 menfur bir devlet hizmeti. Sayfa baţý 10 sent, 360 00:30:19,626 --> 00:30:23,180 görüp görebileceđiniz en ölü kod. Hiç bir ţey 361 00:30:23,205 --> 00:30:30,071 arayamazsýn, sýk kullanýlanlara atamazsýn, kredi kartýn olmalýdýr ve bunlar kamuya ait 362 00:30:30,096 --> 00:30:33,568 kayýtlardýr. Amerikan yerel mahkemeleri çok 363 00:30:33,593 --> 00:30:37,592 önemlidir, dava takiplerimizin çođu burada baţlar. 364 00:30:37,616 --> 00:30:42,331 Telif davalarý, patent davalarý, bin bir türlüsü. Öđrenciler, gazeteciler, 365 00:30:42,356 --> 00:30:47,234 vatandaţlar, avukatlar; hepsi PACER sistemine eriţmek durumundadýr, ve sistem 366 00:30:47,259 --> 00:30:51,754 her adýmda onlarla kavga eder. Sýradan insanlar, altýn American Express 367 00:30:51,779 --> 00:30:56,460 kartý olanlar kadar rahat eriţemezler, adalete eriţimde bir nevi vergidir. 368 00:30:58,260 --> 00:31:02,646 Yasalar, demokrasimizin iţletim sistemidir, ve görmek 369 00:31:02,671 --> 00:31:07,032 için para vermen gerekmesi? Bu pek demokrasi sayýlmaz. 370 00:31:07,056 --> 00:31:12,027 Yýlda yaklaţýk 120 milyon dolar kazanýyorlar. Ve kendi 371 00:31:12,052 --> 00:31:16,389 kayýtlarýna göre maliyeti buna yakýn bile deđil. 372 00:31:16,413 --> 00:31:23,583 Hatta, yasadýţý. 2002 yýlýnýn e-devlet kanununa göre, mahkemeler 373 00:31:23,608 --> 00:31:31,439 maliyeti karţýlamak üzre yalnýzca gerektiđi miktarda ücret alabilirler. 374 00:31:34,941 --> 00:31:39,086 Public.Resource.Org'un kurucusu Malamud, PACER ücretlerine 375 00:31:39,111 --> 00:31:42,739 protesto etmek istedi. PACER Geri Dönüţüm Projesini 376 00:31:42,764 --> 00:31:46,698 baţlattý. Böylece insanlar, ücretini verip indirdikleri 377 00:31:46,723 --> 00:31:50,867 dökümanlarý bu ücretsiz veritabanýnda paylaţabileceklerdi. 378 00:31:50,891 --> 00:31:55,709 Meclis, PACER iţletmecilerini kamu eriţimi üzerinden topa tutuyordu. 379 00:31:55,734 --> 00:31:59,270 Bunun üzerine ülke çapýnda 17 kütüphanede, PACER'a 380 00:31:59,295 --> 00:32:03,274 ücretsiz eriţim sađlayan bir sistem kurdular. Her 57.000 381 00:32:03,299 --> 00:32:07,557 kilometre kareye bir kütüphane yani. Pek kullanýţlý deđildi. 382 00:32:07,756 --> 00:32:14,829 "Herkesi Flash Bellek Kuvvetleri'ne katýlmaya davet ediyorum. Kütüphanelerdeki veritabanýný 383 00:32:14,854 --> 00:32:21,057 indirin ve PACER Geri Dönüţüm Projesi'ne yükleyin." Ýnsanlar kütüphanelere gidip 384 00:32:21,082 --> 00:32:27,578 dökümanlarý belleklere yüklediler ve bana yolladýlar. Aslýnda bu bir geyikti, sitede 385 00:32:27,603 --> 00:32:34,175 Flash Bellek Kuvvetleri linkine týkladýđýnýzda Oz Büyücüsünden bir sahne açýlýyordu." 386 00:32:35,352 --> 00:32:41,138 Ama tabiki Steve Schultze ve Aaron beni arayýp, Flash Bellek Kuvvetleri'ne 387 00:32:41,163 --> 00:32:47,236 katýlmak istiyoruz dediler. O sýralarda bir konferansta Aaron'la karţýlaţtým. 388 00:32:47,261 --> 00:32:52,577 "Bu, bir çok farklý kiţinin el birliđiyle yapmasý gereken bir ţey." 389 00:32:52,602 --> 00:32:57,995 Ben de ona yaklaţtým ve PACER sorununa müdahale etmemiz gerek dedim. 390 00:33:00,388 --> 00:33:04,510 Schultze, kütüphanelerdeki sistemden otomatik olarak veri çekebilen 391 00:33:04,535 --> 00:33:08,087 bir program geliţtirmiţti bile. Swartz da göz atmak istedi. 392 00:33:08,111 --> 00:33:12,709 Ben de ona kodu gösterdim, ne olacađýný bilmiyordum. 393 00:33:12,734 --> 00:33:16,179 Sonradan anlaţýldýki, Aaron konferansýn 394 00:33:16,204 --> 00:33:23,467 son bir kaç saati boyunca çekildiđi köţede kodu geliţtiriyormuţ. Ayný zamanda da bu 395 00:33:23,492 --> 00:33:30,953 kütüphanelerden birinin yakýnýnda oturan bir arkadaţýný, programýn düzenlenmiţ halini 396 00:33:30,978 --> 00:33:38,611 test etmeye ikna etmiţ. Tabi mahkemedeki bazý insanlar bir problem olduđunu anlamýţlar. 397 00:33:38,635 --> 00:33:43,686 "...Veriler akmaya baţlamýţtý. Kýsa bir zamanda 760gb 398 00:33:43,711 --> 00:33:48,012 boyutunda 20 milyon sayfa PACER dökümaný birikti." 399 00:33:48,934 --> 00:33:52,643 Deneme kütüphanelerinden elde ettiđi bilgilerle, 400 00:33:52,668 --> 00:33:56,049 Swartz bu devasa arţivi paralel yüklemelerle 401 00:33:56,074 --> 00:33:59,706 kaydetmeye baţladý. Yaklaţýk 2.7 milyon mahkeme 402 00:33:59,731 --> 00:34:03,968 belgesini elde etmiţti, neredeyse 20 milyon sayfa yazý. 403 00:34:03,992 --> 00:34:08,780 Pilot eriţim projesini yöneten insanlarýn 20 milyon gibi bir rakam 404 00:34:08,804 --> 00:34:14,449 beklemediklerini kabul ediyorum. Ama bir bürokratý ţaţýrtmak yasadýţý deđildir. 405 00:34:14,473 --> 00:34:20,489 "Aaron ve Carl, olan biteni New York Times'a anlatmaya karar verdi." Ayný zamanda FBI'ýn da 406 00:34:20,514 --> 00:34:26,333 dikkatini çekmiţlerdi. Swartz'ýn ailesinin Ilinois'deki evini gözetlemeye baţlamýţlardý. 407 00:34:26,358 --> 00:34:33,647 ...sonra annesinden "ARA BENÝ" yazan bir tweet geldi. Ne olduđunu anlamadým. 408 00:34:33,672 --> 00:34:39,730 Nihayet Aaron'a ulaţtým. Annesi "FBI FBI FBI" diye sayýklýyordu. 409 00:34:40,204 --> 00:34:46,478 Bir FBI ajaný evimizin yolundan arabayla geçerken Aaron odasýnda mý 410 00:34:46,504 --> 00:34:52,754 diye kolaçan eder. O gün evdeydim ve o adamýn evimizin yolundan bir 411 00:34:52,779 --> 00:34:59,007 aţađý bir yukarý gidiţini garipsediđimi anýmsýyorum. Beţ yýl sonra 412 00:34:59,032 --> 00:35:05,445 bir FBI dosyasýný okurken anladým ki evimin yolundaki o adam ajandý. 413 00:35:05,469 --> 00:35:09,144 Dehţete düţmüţtü. Gerçekten korkuyordu. 414 00:35:09,614 --> 00:35:16,913 FBI O'nu arayýp, yanýnda avukatý olmadan bir kafede buluţmasý için kandýrmaya çalýţtýđýnda 415 00:35:16,938 --> 00:35:24,236 daha da çok korkmuţtu. Eve gidip yatađýna uzandýđýnda zangýr zangýr titrediđini söylemiţti. 416 00:35:25,894 --> 00:35:29,349 Ýndirmeler, mahkemlerin devasa gizlilik ihlallerini 417 00:35:29,374 --> 00:35:32,671 de açýđa çýkarmýţtý. Sonuç olarak mahkemeler bazý 418 00:35:32,696 --> 00:35:35,985 politikalarýný deđiţtirmek zorunda kaldý. FBI ise 419 00:35:36,010 --> 00:35:39,430 soruţturmayý dava açmaksýzýn kapatmaya karar verdi. 420 00:35:39,902 --> 00:35:45,812 Bugün bile ţaţýrdýđým bir konu var. Herhangi bir insanýn, en ýrak köydeki 421 00:35:45,837 --> 00:35:51,643 bir ofiste çalýţan bir FBI ajanýnýn bile, halkýn vergisini hukuku kamuya 422 00:35:51,668 --> 00:35:57,856 açan birine hýrsýzlýk suçlamasý için harcamasýný aklým almýyor. Hukuku kamuya 423 00:35:57,881 --> 00:36:03,671 açan birisiyle uđraţan hangi insan kendini kanun adamý olarak görebilir? 424 00:36:03,695 --> 00:36:09,398 Aaron, davasý için kendini tehlikeye atmýţtý. 425 00:36:09,422 --> 00:36:12,947 Gelir dađýlýmýndaki uçurumdan rahatsýz olduđu için, sýrf teknolojiyle 426 00:36:12,972 --> 00:36:16,043 yetinmedi; farklý siyasi davalara da kendini adamaya baţladý. 427 00:36:16,067 --> 00:36:19,684 [Arkadaţý] Ben meclise girmiţtim, O'nu da yanýmýzda 428 00:36:19,709 --> 00:36:23,649 takýlmasý, staj yapmasý için davet ettim. Böylece siyasi 429 00:36:23,674 --> 00:36:27,326 iţleyiţi öđrenebilirdi. ...yeni bir topluluđu, yeni 430 00:36:27,351 --> 00:36:30,861 maharetleri öđrenip siyaseti hacklemek istiyordu. 431 00:36:30,885 --> 00:36:35,222 Ben evde televizyon izleyip para kazanýrken, bir 432 00:36:35,247 --> 00:36:39,825 madencinin kan ter içinde çukur kazmasý; kazmazsa o 433 00:36:39,850 --> 00:36:44,932 akţam evine ekmek götüremeyecek olmasý çok saçma geliyor. 434 00:36:44,957 --> 00:36:48,636 Ama açýkça ortada ki dünya saçma bir yer. 435 00:36:48,660 --> 00:36:53,515 Yenilikçi Deđiţim Mücadelesi Komitesi adlý bir grubun kuruluţunda yer aldým. Yenilikçi 436 00:36:53,540 --> 00:36:57,812 siyaseti benimseyen ve ülkeye daha yenilikçi bir yol açmak isteyen insanlarý 437 00:36:57,837 --> 00:37:02,161 organize edip, mail listelerimize ve kampanyalarýmýza dahil ettiđimiz böylece 438 00:37:02,186 --> 00:37:06,399 seçimlerde yenilikçi adaylarýn seçilmesine yardýmcý olduđumuz bir sistemdi. 439 00:37:06,423 --> 00:37:09,936 Elizabeth Warren'ýn senatoya girmesini sađlayan kampanyanýn 440 00:37:09,961 --> 00:37:13,624 arkasýnda bu grup vardý. Halihazýrda sistemin aptalca olduđunu 441 00:37:13,649 --> 00:37:17,601 düţünüyordu, fakat geldi ve sistemi öđrenmem gerekli dedi. Zira bu 442 00:37:17,626 --> 00:37:21,459 sistem de herhangi bir sosyal sistem gibi manipule edilebilirdi. 443 00:37:21,483 --> 00:37:26,452 Ayný zamanda kütüphane ve öđrenme tutkusunu da bir kenara býrakmamýţtý. 444 00:37:26,477 --> 00:37:31,030 Akademik makaleleri yayýnlayan kurumlarý da incelemeye baţlamýţtý. 445 00:37:31,208 --> 00:37:36,186 Amerika'nýn büyük üniversitelerinden birinde olduđunuza göre geniţ 446 00:37:36,211 --> 00:37:41,164 bir bilimsel yayýn arţivine eriţiminizin olduđunu varsayýyorum. Bu 447 00:37:41,189 --> 00:37:46,350 büyük üniversitelerin hemen hemen hepsi JSTOR, Thomson gibi firmalara 448 00:37:46,375 --> 00:37:50,945 eriţim için ücretler öderken, dünyanýn geri kalaný göremiyor bile. 449 00:37:50,969 --> 00:37:55,196 Bu akademik yayýnlar ve makaleler, insanlýđýn tüm bilgi birikiminin 450 00:37:55,221 --> 00:37:59,797 depolandýđý online bir kütüphane. Ve çođu, vatandaţlarýn vergisiyle ya da 451 00:37:59,822 --> 00:38:04,391 devletin ayýrdýđý bütçeyle ortaya çýkan ţeyler. Fakat bunlarý okuyabilmek 452 00:38:04,416 --> 00:38:09,045 için Elsevier gibi yaýmcýlara çođu zaman tekrardan ödeme yapmanýz gerekir. 453 00:38:09,069 --> 00:38:15,008 Lisans ücretleri o kadar yüksek ki, Amerika yerine Hindistan'da okuyan kiţiler 454 00:38:15,033 --> 00:38:20,495 bu eriţime sahip deđiller. Bilimsel mirasýmýzýn tamamýndan mahrumlar. Bu 455 00:38:20,520 --> 00:38:26,420 dökümanlardan bazýlarý Aydýnlanma Dönemi'nden kalma. Birisi akademik bir yayýn 456 00:38:26,445 --> 00:38:32,194 ortaya çýkarttýđýnda taranýrlar ve dijital bir ţekilde koleksiyona girerler. 457 00:38:32,218 --> 00:38:38,274 Bu, bize ilginç ve bilimsel iţler ortaya çýkaran insanlardan kalan bir miras. 458 00:38:38,299 --> 00:38:42,156 Halka ait, ulaţýlabilir olmasý gereken bir miras. Fakat bunun 459 00:38:42,181 --> 00:38:47,305 yerine kilitlenip, kar amacý güden ţirketler tarafýndan internete 460 00:38:47,330 --> 00:38:52,608 koyulurlar ve onlar da edebilecekleri en yüksek karý elde etmeye çalýţýrlar. 461 00:38:53,676 --> 00:39:00,250 Üniversite ya da halk tarafýndan parasý ödenen bir araţtýrmacý, makale hazýrlar. Bütün iţ 462 00:39:00,275 --> 00:39:03,696 bittikten sonra, yani asýl araţtýrma, düţünme, 463 00:39:03,721 --> 00:39:07,409 deney gibi süreçlerin tamamý bittikten sonraki son 464 00:39:07,434 --> 00:39:11,285 aţamada araţtýrmacý telif hakkýný bu milyar dolarlýk 465 00:39:11,310 --> 00:39:14,628 ţirkete teslim etmek zorundadýr. Hasta durum. 466 00:39:14,653 --> 00:39:18,199 Tamamen gönüllü emek üzerine kurulmuţ bir ekonomidir, 467 00:39:18,224 --> 00:39:21,506 en tepede yayýmcý ţirket oturur ve kaymađý yer. 468 00:39:22,830 --> 00:39:26,468 Dolandýrýcýlýđýn dik alasý. Ýngiltere'deki yayýmcýlardan 469 00:39:26,493 --> 00:39:30,194 biri geçen yýl 3 milyar dolar kar etti. Ne vurgun ama. 470 00:39:30,218 --> 00:39:41,018 JSTOR, hikayede çok küçük bir rolde aslen. Her nedense, Aaron hedef olarak JSTOR'u seçti. 471 00:39:41,131 --> 00:39:47,001 [Arkadaţý] Açýk eriţim ve açýk yayým üzerine bir konferansa gitmiţti. 472 00:39:47,026 --> 00:39:51,110 JSTOR'dan, kim bilmiyorum, birisine veritabanýný 473 00:39:51,135 --> 00:39:56,207 ebediyen açmanýn ne kadara malolacađýný sormuţtu. 200 milyon 474 00:39:56,232 --> 00:40:00,970 dolar gibi Aaron'ýn da saçma bulduđu bir rakam verdiler. 475 00:40:01,053 --> 00:40:04,164 Harvard'da bursla çalýţtýđýndan, yan komţusu MIT'deki 476 00:40:04,189 --> 00:40:06,986 kullanýcýlarýn açýk ve hýzlý ađýndan haberdardý, 477 00:40:07,011 --> 00:40:12,251 ki yakýn zamanda JSTOR'un zengin arţivine eriţim izni de verilmiţti. Swartz, fýrsatý gördü. 478 00:40:12,275 --> 00:40:16,756 O kapýlarýn anahtarý elinizdeydi. Biraz Shell Script (~kabuk 479 00:40:16,781 --> 00:40:20,746 betiđi) sihriyle yayýnlanmýţ makaleleri alabilirdiniz. 480 00:40:20,770 --> 00:40:28,171 24 Eylül 2010'da, Swartz yeni alýnmýţ bir laptop'ý Gary Host adýyla MIT ađýna 481 00:40:28,196 --> 00:40:35,122 kaydetti. Ýstemci adý olarak da GHost_laptop kullanýldý. (Hayalet_laptop) 482 00:40:35,146 --> 00:40:39,493 JSTOR'u geleneksel kullanýmýyla hackledi diyemeyiz. JSTOR 483 00:40:39,518 --> 00:40:43,914 veritabaný düzenliydi, bütün dökümanlarý indirmek için çok 484 00:40:43,939 --> 00:40:48,322 uđraţmak gerekmiyordu; sadece numaralar atanmýţtý. Örneđin 485 00:40:48,347 --> 00:40:52,506 ///makale444024, makale444025 gibi gibi ilerlemekteydi. 486 00:40:52,530 --> 00:40:55,384 Turtayý Durmadan Al adýnda bir python betiđi 487 00:40:55,409 --> 00:40:58,515 hazýrlamýţtýk, ardý ardýna makaleleri topluyordu. 488 00:40:58,539 --> 00:41:02,224 Ertesi gün Hayalet_laptop makaleleri almaya baţlar. 489 00:41:02,249 --> 00:41:06,193 Fakat kýsa zamanda bilgisayarýn I.P. adresi engellenir. 490 00:41:06,218 --> 00:41:09,723 Tabi bu Swartz için çantada kekliktir. Hemen I.P. 491 00:41:09,748 --> 00:41:12,902 adresini deđiţtirir ve indirmeye devam eder. 492 00:41:12,926 --> 00:41:19,898 JSTOR ve MIT bu olayý durdurmak için farklý adýmlar atarlar. Hafif tedbirler iţe 493 00:41:19,923 --> 00:41:27,386 yaramadýđýnda, JSTOR, MIT'nin tamamýný engeller. Baktýđýnýz zaman, JSTOR veritabanýnýn 494 00:41:27,411 --> 00:41:34,595 etrafýnda geçen bir kedi fare oyunu gibidir. Kedinin Aaron olduđunu söyleyebiliriz, 495 00:41:34,620 --> 00:41:41,119 çünkü JSTOR'daki teknisyenlerden daha yetenekli olduđu ortada. 496 00:41:42,143 --> 00:41:49,255 Sonunda, Wi-Fi üzerinden uđraţmaktansa, kilitlenmemiţ bir malzeme dolabýna girdi ve ađa 497 00:41:49,280 --> 00:41:56,552 direk kabloyla bađlandý. Laptop'ýný harici bir disk ile birlikte makale indirmeye býraktý. 498 00:41:56,576 --> 00:42:02,618 Swarz bilmiyordu, fakat bilgisayarý yetkililer tarafýndan bulunmuţtu. 499 00:42:02,643 --> 00:42:08,425 Ýndirmeyi durdurmaktansa, içeriye güvenlik kamerasý yerleţtirdiler. 500 00:42:10,549 --> 00:42:16,489 Bilgisayarý, MIT binasýnýn bodrumunda bir odada buldular. Fiţini 501 00:42:16,514 --> 00:42:23,435 çekebilirlerdi, gelmesini bekleyip kimsin nesin durdur ţunu diyebilirlerdi. 502 00:42:23,460 --> 00:42:30,444 Ama bunlarý yapmadýlar. Bunun yerine delil oluţturmak için düzenek kurdular. 503 00:42:30,469 --> 00:42:35,638 Böyle bir ţeyi videoya almanýn tek sebebi bu olabilirdi. 504 00:42:38,351 --> 00:42:47,521 Ýlk görüntülerde görünen tek ţey, boţ ţiţeleri odada zulalayan bir adamdý. 505 00:42:53,624 --> 00:42:58,712 Fakat günler sonra Swartz'u da görüntülediler. 506 00:43:06,113 --> 00:43:11,490 Swartz, hard diski deđiţtiriyor. Beţ dakika kadar 507 00:43:11,515 --> 00:43:16,031 karenin dýţýnda kalýyor, sonra terkediyor. 508 00:43:37,549 --> 00:43:44,659 Bir gün MIT'den bisikletle evine geçerken, polisler yolunu 509 00:43:44,684 --> 00:43:50,926 deđiţtirir ve peţine takýlýr. Saldýrgan bir ţekilde 510 00:43:50,951 --> 00:43:57,519 yere yapýţtýrýldýđýný anlatmýţtý. Sanki polis deđil de 511 00:43:57,544 --> 00:44:04,350 saldýrmak için gelen kimseler gibi dövdüklerini söyledi. 512 00:44:08,876 --> 00:44:13,673 Yýkýlmýţtýk. Ailemizdeki herhangi birinin adli takibi o 513 00:44:13,698 --> 00:44:18,322 kadar uzak ve anlaţýlmazdýki, ne yapacađýmý bilemedim. 514 00:44:18,346 --> 00:44:26,849 Ellerindeki arama emrinde Cambridge'deki apartman dairesi ve Harvard'daki ofisi vardý. 515 00:44:27,968 --> 00:44:32,654 Tutuklamadan iki gün evvel, soruţturma JSTOR ve Cambridge'in yerel 516 00:44:32,679 --> 00:44:36,920 polisini aţmýţtý bile. Amerikan Gizli Servisi görevi almýţtý. 517 00:44:36,944 --> 00:44:41,879 Gizli servis bilgisayar ve kredi kartý sahteciliđi gibi ţeyleri soruţturmaya 1984 yýlýnda 518 00:44:41,904 --> 00:44:46,400 baţlamýţtý. Fakat 11 Eylül saldýrýlarýndan altý hafta sonra görev alaný geniţledi. 519 00:44:49,391 --> 00:44:52,488 Baţkan Bush, Patriot Yasasý'ndan faydalanarak 520 00:44:52,513 --> 00:44:55,744 Elektronik Suçlar Görev Kuvvetleri'ni oluţturdu. 521 00:44:55,768 --> 00:44:58,898 "...Ţu an önümde bulunan yasa tasarýsý modern teröristlerin 522 00:44:58,923 --> 00:45:01,426 ortaya çýkardýđý tehlikeleri de hesaba katýyor." 523 00:45:01,450 --> 00:45:06,226 Gizli Servis'in kendi söylemine göre temel görevleri ţunlardý: Ekonomik etkiye sebep 524 00:45:06,251 --> 00:45:10,767 aktiviteler. Organize suç örgütleri. Yeni teknolojileri kullanan komplolar. 525 00:45:10,791 --> 00:45:15,761 Gizli Servis, soruţturmayý Boston savcýlýđýna teslim eder. 526 00:45:15,785 --> 00:45:21,256 "Bilgisayar Suçlarý Görev Ekipleri Amiri" gibi bir unvaný olan bir adam vardý 527 00:45:21,281 --> 00:45:26,306 savcýlýkta. Baţka ne iţle meţguldü bilemem ama, soruţturacak bilgisayar 528 00:45:26,331 --> 00:45:31,195 suçu bulamazsa manasýz bir unvan olacađý kesin. O da balýklama atladý 529 00:45:31,220 --> 00:45:36,336 dosyaya, baţkasýný dahil etmedi ve kendine sakladý. Ýţte Stephen Heymann. 530 00:45:36,360 --> 00:45:39,482 Savcý Stephen Heymann, Aaron Swartz'ýn tutuklanmasýndan 531 00:45:39,507 --> 00:45:42,436 bu yana gözlerden uzak duruyor. Fakat American Greed 532 00:45:42,461 --> 00:45:45,928 adlý televizyon programýnda yaptýđý röportajda görebilirsiniz, 533 00:45:45,953 --> 00:45:48,679 bölüm Aaron'ýn tutuklandýđý sýralarda çekilmiţti. 534 00:45:48,703 --> 00:45:53,990 Önceki soruţturmasý meţhur hacker Albert Gonzalez davasýydý. Bu dava basýnýn 535 00:45:54,015 --> 00:45:59,208 ilgisini bi hayli çekmiţti ve övgüye bođulmuţtu. Gonzalez, 100 milyon kadar 536 00:45:59,233 --> 00:46:04,893 kredi ve banka kartý numarasýný ele geçirmiţti, ki bu tarihin en büyük vurgunuydu. 537 00:46:04,918 --> 00:46:09,623 Burada Heymann, Gonzalez'i ve genel hacker zihin yapýsýný açýklýyor. 538 00:46:10,288 --> 00:46:17,344 "...Böyle kiţileri teţvik eden ţeyler bizimkilerle hemen hemen ayný. Egolarý var. Zorlukla 539 00:46:17,369 --> 00:46:21,205 mücadeleyi severler. Ve elbette, parayý severler; 540 00:46:21,230 --> 00:46:24,759 tabi parayla elde edebileceđiniz ţeyleri de." 541 00:46:25,394 --> 00:46:30,872 Soruţturma kapsamýndaki ţüphelilerden biri de, genç hacker Jonathan James idi. Gonzalez'in 542 00:46:30,897 --> 00:46:35,893 suçlarý kendi üzerine yýkýlacađýna inanan James, soruţturma esnasýnda intihar etti. 543 00:46:35,917 --> 00:46:40,207 Devletin, Aaron Swartz davasýndaki duruţunu açýklayan eski bir 544 00:46:40,232 --> 00:46:44,156 basýn açýklamasýnda Heymann'ýn patronu savcý Carmen Ortiz 545 00:46:44,181 --> 00:46:48,538 ţunlarý söylemiţti: "Hýrsýzlýk, hýrsýzlýktýr. Bilgisayar komutu 546 00:46:48,563 --> 00:46:52,851 ya da levye ile; döküman, veri ya da dolar almak ayný ţeydir." 547 00:46:52,875 --> 00:47:04,470 Tabiki de dođru deđil. Zararsýz olduđunu söylemiyorum, bilgi çalmak suç kapsamýnda olmasýn 548 00:47:04,495 --> 00:47:14,815 da demiyorum. Fakat hangi zararýn gerçekten zararlý olduđunu iyi irdelemelisiniz. 549 00:47:14,839 --> 00:47:20,731 Mesela, levye ile herhangi bir yere girdiđimde ţüphesiz her seferinde 550 00:47:20,756 --> 00:47:26,455 hasar veririm. Fakat Aaron saniyede 100 defa "Ýndir. Ýndir. Ýndir." 551 00:47:26,480 --> 00:47:32,580 diyen bir betik hazýrladýđýnda, kimseye bir zararý yoktur. Hele akademik 552 00:47:32,605 --> 00:47:38,119 araţtýrma için arţivi indirdiđinde, kimseye hiç bir zararý olmaz. 553 00:47:38,143 --> 00:47:42,656 Elde ettiklerini çalmýyor, satmýyor ya da dađýtmýyordu. 554 00:47:42,681 --> 00:47:45,743 Bence meramýný anlatmak için yapmýţtý. 555 00:47:45,767 --> 00:47:47,767 Tutuklama, Aaron'ý bitkin düţürmüţtü. 556 00:47:47,791 --> 00:47:52,317 Bu konuda konuţmazdý. Bi hayli gergindi. Düţünsene, 557 00:47:52,342 --> 00:47:56,931 FBI kapýnýn önünde bitmek için fýrsat kolluyor, sýrf 558 00:47:56,956 --> 00:48:01,351 kapýyý kilitlemeyi unuttuđun için çamaţýr yýkamaya 559 00:48:05,376 --> 00:48:07,453 çýktýđýnda evine giriyorlar Ben bayađý gerilirdim. Bu 560 00:48:07,578 --> 00:48:11,384 yüzden son zamanlarda Aaron hep ekţi bir ruh halindeydi. 561 00:48:18,799 --> 00:48:28,006 O sýralarda konumunu belli edecek hiç bir bilgi paylaţmadý. FBI gelir diye korkuyordu. 562 00:48:31,426 --> 00:48:36,877 Daha önce görülmemiţ çapta sosyal ve politik aktivizmin baţ gösterdiđi bir dönemdi. 563 00:48:36,902 --> 00:48:41,444 Hatta Time dergisi, 2011 yýlýnýn kiţisi olarak "Gösterici"yi seçmiţti. 564 00:48:41,468 --> 00:48:47,203 Her yer hacker eylemlerinin yuvasý haline bürünmüţtü. 565 00:48:47,228 --> 00:48:53,681 Wikileaks, sandýk dolusu diplomatik mesajlaţma ifţa etmiţti. 566 00:48:53,706 --> 00:49:01,230 Manning, sýzýntýnýn kaynađý olduđu kesinleţmediđi halde tutuklanmýţtý. 567 00:49:01,255 --> 00:49:05,681 Anonymous, kadrosunda bir çok hackerýn da 568 00:49:05,706 --> 00:49:12,050 olduđu bir online protesto grubu ayaklanmýţtý. Tüm bunlarýn 569 00:49:12,075 --> 00:49:17,972 olduđu bir zamanda O'nun davasý manasýzdý, JSTOR ve MIT 570 00:49:17,997 --> 00:49:24,129 kendi aralarýnda halletmeliydi. Ceza sisteminin dikkatini 571 00:49:24,154 --> 00:49:30,391 ayýrmamýţ olmasý gereken bir konuydu. Oraya ait deđildi... 572 00:49:36,764 --> 00:49:40,737 Dava açýlmadan önce bir anlaţma teklif edilmiţti; üç 573 00:49:40,762 --> 00:49:44,561 ay hapis, rehabilitasyon evinde bir süre konaklama 574 00:49:44,586 --> 00:49:49,113 ve bir yýl ev hapsi. Hepsinde bilgisayardan mahrum olacaktý. 575 00:49:49,138 --> 00:49:52,032 Tek ţart suçlamalarý kabul etmesiydi. 576 00:49:52,056 --> 00:49:58,347 Bulunduđumuz nokta ţöyleydi; devletin elindeki deliller, iddianame ne derece kuvvetli 577 00:49:58,372 --> 00:50:04,858 bilmiyorduk. Çok zor bir karar vermek durumundaydýk, avukatýmýz kabul etmemiz için baský 578 00:50:04,883 --> 00:50:11,138 yapýyordu. Devlet pazarlýksýz bir talepte bulunmuţtu. Bize söylenene göre galip gelme 579 00:50:11,163 --> 00:50:17,416 ihtimalimiz düţüktü. Suçlu olsan da olmasan da, en hayýrlýsý anlaţmayý kabul etmekti. 580 00:50:18,896 --> 00:50:27,392 Boston'ýn kendine ait bir Bilgisayar Suçlarý Bölümü vardý. Ýhtiyaçlarýndan çok daha fazla 581 00:50:27,417 --> 00:50:35,510 sayýda avukatlarý da mevcuttu. Bu durumu anlamak mümkün, zira zaman zaman karţýlarýna 582 00:50:35,535 --> 00:50:43,702 saati 500-700 dolar olan avukatlara sahip ţirketler, Rus hackerlar çýkardý. Bir de bir 583 00:50:43,727 --> 00:50:48,232 ţeyler yaptýđýný ispatlamanýn çok basit olduđu, 584 00:50:48,257 --> 00:50:52,456 FBI'ýn gözetlediđi çocuđun tekiyle bir dava. 585 00:50:52,480 --> 00:50:57,787 Neden elinden geldiđince kuvvetli saldýrmayasýn ki? Memleketin 586 00:50:57,812 --> 00:51:02,192 de hayrýna, zira o teröristlerle mücadele ediyorsun. 587 00:51:02,216 --> 00:51:09,990 Çok korkmuţtum. Bilgisayarýma el koymalarýndan korkuyordum. Hapse girmekten korkuyordum. 588 00:51:10,015 --> 00:51:17,676 Laptop'ýmýn içinde önceki iţimden kalma gizli kaynaklarým duruyordu. En büyük önceliđim 589 00:51:17,701 --> 00:51:24,982 kaynaklarýmý güvende tutmaktý. Ada'nýn baţýna geleceklerden korkuyordum. Aaron, bir 590 00:51:25,007 --> 00:51:32,350 anlaţma teklif ettiklerini söylemiţti. Eđer ben istersem kabul edeceđini söylemiţti. 591 00:51:32,374 --> 00:51:42,089 Kabul et demeye çok yaklaţmýţtým. Giriţimcilik olaylarýný býraktýđýndan 592 00:51:42,114 --> 00:51:51,804 bu yana çok ciddi siyasi tutkular edinmiţti. Bu politik yaţama sabýkalý 593 00:51:51,829 --> 00:52:00,936 biri olarak devam edemezdi. Bir gün Beyaz Saray'ýn önünden geçerken 594 00:52:00,961 --> 00:52:09,933 "Biliyor musun, burada sabýkasý olanlarý iţe almýyorlar." demiţti. 595 00:52:18,208 --> 00:52:21,341 Hayatýnýn o ţekilde olmasýný içten arzuluyordu. 596 00:52:22,633 --> 00:52:31,681 Kimseyi öldürmedi. Kimseye zarar vermedi. Para çalmadý. Suçlu gösterecek hiç bir 597 00:52:31,706 --> 00:52:40,505 ţey yapmadý. Sabýkalý biri olup oy verme hakkýný elinden almanýn hiç bir tutar 598 00:52:40,530 --> 00:52:49,521 yaný yoktu. Rezil bir durum, para cezasýna çarptýrýlmasý ya da MIT'ye girmesinin 599 00:52:49,546 --> 00:52:58,425 yasaklanmasý gibi ţeyler olsa anlarým. Ama bir suçlu kabul edilip hapsedilmesi? 600 00:53:01,728 --> 00:53:04,061 Swartz, anlaţma teklifini reddetti. 601 00:53:04,085 --> 00:53:12,497 "Heymann iki misli efor sarfetmeye baţladý. Bize her seviyede baský yapmaya baţladý." 602 00:53:12,521 --> 00:53:16,831 Aaron'ýn laptopýnda ele geçirilen fiziksel delillere 603 00:53:16,856 --> 00:53:20,409 rađmen, davacýlarýn, Aaron'ýn niyetine dair 604 00:53:20,434 --> 00:53:24,537 de delile ihtiyaçlarý vardý. Aaron neden JSTOR'dan 605 00:53:24,562 --> 00:53:28,020 makale indiriyordu? Bunlarla ne yapacaktý? 606 00:53:29,287 --> 00:53:37,059 Devlet, bunlarý yayýmlayacađýný iddia ediyordu. Gerçek niyeti bu muydu bilmiyoruz, zira 607 00:53:37,084 --> 00:53:41,313 Aaron'ýn eskiden beri dev makale setlerini analiz 608 00:53:41,338 --> 00:53:45,119 etme huyu vardý. Ýlginç çýkartýmlarý olurdu. 609 00:53:45,143 --> 00:53:49,472 Bunun en iyi kanýtý da ţudur; Stanford'da okuduđu dönemde 610 00:53:49,497 --> 00:53:53,547 Westlaw'ýn hukuk veritabanýnýn tamamýný indirmiţti. 611 00:53:53,905 --> 00:53:56,599 Stanford hukuk öđrencilerinin bir projesinde, Swartz 612 00:53:56,624 --> 00:53:59,089 Westlaw'ýn hukuk veritabanýný indirmiţti. Hukuki 613 00:53:59,114 --> 00:54:01,668 araţtýrmalara fon sađlayanlarla, çýkarlarýna uygun 614 00:54:01,693 --> 00:54:04,222 sonuçlar arasýnda rahatsýz edici bir bađ bulmuţtu. 615 00:54:04,246 --> 00:54:08,212 Hukuk profesörlerine para veren kar amacý güden ţirketler üzerine 616 00:54:08,237 --> 00:54:11,817 müthiţ bir analiz yapmýţlardý. Bu profesörler de Exxon gibi 617 00:54:11,842 --> 00:54:16,134 ţirketlerin zor zamanlarýnda iţine yarayacak makaleler hazýrlýyorlardý. 618 00:54:16,159 --> 00:54:19,556 Ýţe yaramaz araţtýrmalardan ibaret yozlaţmýţ bir sistem. 619 00:54:19,580 --> 00:54:26,566 Swartz, Westlaw dökümanlarýný ifţa etmemiţti. Teoride JSTOR veritabanýyla da ayný 620 00:54:26,591 --> 00:54:33,892 ţeyi yapýyor olabilirdi. Bu gayet olađan karţýlanýrdý. Fakat JSTOR'a rakip bir sistem 621 00:54:33,917 --> 00:54:40,859 kurup ücret karţýlýđý dađýtacak olsaydý, yaptýđý yasadýţý; elindekiler ile haksýz 622 00:54:40,884 --> 00:54:47,655 kazanç sađlýyor derdik. Fakat böyle bir niyetinin olduđunu düţünmek bile saçma. 623 00:54:48,661 --> 00:54:53,113 Bir de arada kalan bir ihtimal var. Ya geliţmekte olan ülkeler için 624 00:54:53,138 --> 00:54:57,761 özgürleţtirdiyse? Bu ihtimale baktýđýmýzda, yargý organýnýn farklý bir 625 00:54:57,786 --> 00:55:02,519 yaklaţým oluţturmasý gerekirdi. Devletse davayý yalnýzca ticari istismar 626 00:55:02,544 --> 00:55:06,992 kapsamýnda deđerlendirmekteydi, kredi kartý numarasý çalmýţ gibiydi. 627 00:55:07,016 --> 00:55:10,913 Veritabanýyla ne yapacaktý bilmiyorum. Fakat Aaron'ýn bir arkadaţýnýn 628 00:55:10,938 --> 00:55:14,865 anlattýđý kadarýyla, verileri analiz edecekti. Böylece ţirketlerin fon 629 00:55:14,890 --> 00:55:18,979 sađladýđý taraflý araţtýrmalarýn Ýklim Deđiţimi konusunda çarpýk sonuçlar 630 00:55:19,004 --> 00:55:22,650 çýkardýđýna dair kanýtlar elde edecekti. Buna kesinlikle inandým. 631 00:55:25,542 --> 00:55:32,112 Steve'in benimle konuţmak istediđini söylediler. Beni bu durumdan kurtaracak bir 632 00:55:32,137 --> 00:55:38,764 ţeydir diye düţündüm. Bilgisayarýma el konulacak korkusuyla yaţamak istemiyordum. 633 00:55:38,789 --> 00:55:44,997 Bilgisayarýmýn ţifresini çözmeye ikna ettikten sonra beni hapse atmalarýndan 634 00:55:45,022 --> 00:55:52,196 korkuyordum. Steve'in benimle konuţmak istediđini söylediklerinde kulađa makul gelmiţti. 635 00:55:53,206 --> 00:55:56,921 Norton'a Bir Günlük Kraliçe mektubu teklif ettiler. 636 00:55:56,946 --> 00:56:00,278 Bu, davacýlarýn dava hakkýnda soru sormalarýna 637 00:56:00,303 --> 00:56:06,445 imkan sađlýyordu; Norton'ýn bu esnada verdiđi bilgilere dair dokunulmazlýđý olacaktý. 638 00:56:06,469 --> 00:56:10,746 Sevmedim. Bir bit yeniđi varmýţ gibiydi. Dokunulmazlýk 639 00:56:10,771 --> 00:56:14,012 istemiyordum, ihtiyacým da yoktu. Bir ţey 640 00:56:14,037 --> 00:56:17,887 yapmamýţtým. Ama avukatlarým dokunulmazlýđý kabul 641 00:56:17,912 --> 00:56:21,991 etmeden onlarla görüţmemem konusunda çok katýydýlar. 642 00:56:22,015 --> 00:56:27,098 -Emin olmak için soruyorum, bu Bir Günlük Kraliçe teklifiydi deđil mi? 643 00:56:27,123 --> 00:56:31,466 - Evet -Yani dokunulmazlýk karţýlýđýnda bilgi verdin. -Bilgi 644 00:56:31,491 --> 00:56:36,324 vermek deđildi, en azýndan ben öyle görmüyordum. Söyleţi, tartýţma 645 00:56:36,349 --> 00:56:41,109 kývamýnda bir ţeydi.-Sonra sana sorular sormaya baţladýlar. -Evet 646 00:56:41,133 --> 00:56:46,297 -Ve ne öđrendikleri ţeylerle seni yargýlayamayacaklardý. -Öyle. 647 00:56:46,322 --> 00:56:50,897 Ben de inatla çýplak girmeye çalýţtým. Defalarca teklifi 648 00:56:50,922 --> 00:56:56,413 reddetmeye çalýţtým. Hastaydým, avukatlarýmýn baskýsý altýndaydým, 649 00:56:56,438 --> 00:57:01,354 kafam karýţýktý. Bu noktada kendimi pek iyi hissetmiyordum. 650 00:57:01,378 --> 00:57:07,557 Karamsardým, korkmuţtum. Neyin içinde olduđumu anlayamamýţtým. Niye bu durumda 651 00:57:07,582 --> 00:57:13,682 olduđumu da anlayamamýţtým. Býrakýn hatalýyý, ilginç bir ţey bile yapmamýţtým. 652 00:57:13,706 --> 00:57:18,920 Aklýmýzý kaybettik. Aaron buna çok ţaţýrmýţtý, avukatlarý çok ţaţýrmýţtý, hepimiz 653 00:57:18,945 --> 00:57:23,523 çok ţaţýrmýţtýk. Quinn'i avukatlarýný deđiţtirmeye ikna etmeye çalýţtýk. 654 00:57:23,547 --> 00:57:30,615 Silahlý, kocaman adamlarla bir dolu bir odada tutulmaya alýţkýn deđildim. Sürekli "Yalan 655 00:57:30,640 --> 00:57:37,922 söylüyorsun" diyorlardý, bir ţeyler yapmýţ olmalýydým. Yargýladýklarý ţeyin suç olmadýđýný, 656 00:57:37,947 --> 00:57:44,897 tarihin yanlýţ tarafýnda durduklarýný söyledim. Aynen bu kelimeleri kullandým, "Tarihin 657 00:57:44,922 --> 00:57:52,265 yanlýţ tarafýndasýnýz." Sýkýlmýţlardý. Kýzgýn falan deđillerdi, bildiđin canlarý sýkýlmýţtý. 658 00:57:52,831 --> 00:57:57,229 Sonradan anladým ki ayný diyalođu sürdürmüyormuţuz. Onlara 659 00:57:57,254 --> 00:58:01,180 insanlarýn neden akademik makale indirebileceklerini 660 00:58:01,205 --> 00:58:05,788 açýklýyordum, arada ne olduđunu anýmsamýyorum ama bir notkada 661 00:58:05,813 --> 00:58:10,174 O'nun bir blog yazýsýndan bahsettim, "Gerilla Açýk Eriţim Manifestosu" 662 00:58:12,995 --> 00:58:18,127 Bu, Gerilla Açýk Eriţim Manifestosu, Temmuz 2008'de Ýtalya'da yazýlmýţ. [I.Barýţ Fidaner'in çevirisidir] Bilgi güçtür. Fakat her 663 00:58:18,152 --> 00:58:23,099 zaman olduđu gibi bu gücü kendine saklamak isteyenler var. Yüzyýllarca dünyanýn her yanýnda, 664 00:58:23,124 --> 00:58:27,977 kitaplar ve dergilerde yayýnlanmýţ bütün bilimsel ve kültürel mirasýn giderek daha fazlasý 665 00:58:28,002 --> 00:58:33,524 sayýsallaţtýrýyor ve bir avuç özel ţirket tarafýndan kilit altýna alýnýyor. Dýţarýda býrakýlanlar, bu 666 00:58:33,549 --> 00:58:36,002 sýrada siz de boţ durmuyordunuz. Çatlaklardan 667 00:58:36,027 --> 00:58:39,041 gözlüyordunuz, çitlerden týrmanýyordunuz ve yayýncýlarýn 668 00:58:39,066 --> 00:58:41,506 kilit altýna aldýđý bilgileri özgürleţtirerek 669 00:58:41,531 --> 00:58:43,999 arkadaţlarýnýzla paylaţýyordunuz. Ama bütün bu 670 00:58:44,024 --> 00:58:46,316 eylemler karanlýkta, yeraltýnda gizlenerek 671 00:58:46,341 --> 00:58:49,302 ilerliyordu.Hýrsýzlýk veya korsanlýk denildi, sanki bir 672 00:58:49,327 --> 00:58:51,673 bilgi hazinesini paylaţmak bir gemiyi soyup 673 00:58:51,698 --> 00:58:54,362 mürettebatý öldürmek ile ahlaken eţdeđermiţ gibi. 674 00:58:54,386 --> 00:58:59,172 Fakat paylaţmak ahlaken yanlýţ deđildir, aksine ahlaki bir buyruktur. Yalnýz açgözlülükten 675 00:58:59,197 --> 00:59:03,221 gözü dönmüţ birisi arkadaţýna istediđi kopyayý vermez. Adil olmayan yasalarý 676 00:59:03,246 --> 00:59:07,637 izlemek adaletli olamaz. Aydýnlýđa çýkmanýn, büyük sivil itaatsizlik geleneđimizle, 677 00:59:07,662 --> 00:59:11,999 kamusal kültürümüzün ţahsi gaspýna karţý olduđumuzu ilan etmenin zamaný gelmiţtir. 678 00:59:12,023 --> 00:59:16,824 Ýddialara göre, manifesto aslýnda dört farklý kiţi tarafýndan yazýlmýţtý 679 00:59:16,849 --> 00:59:21,362 ve Norton tarafýndan düzenlenmiţti. Fakat altýna Swartz imza atmýţtý. 680 00:59:21,386 --> 00:59:26,232 Bittiđinde hemen Aaron'ýn yanýna koţtum ve olan 681 00:59:26,257 --> 00:59:30,598 biten ne hatýrlýyorsam anlattým. Çok sinirlenmiţti. 682 00:59:35,051 --> 00:59:40,223 Yaptýklarýmýn toplamý böyle çýkmamalýydý. Yanlýţ 683 00:59:40,248 --> 00:59:45,103 bir ţey yapmamýţtým, ama her ţey yanlýţ gitti. 684 00:59:48,149 --> 00:59:49,149 Ama hiç... 685 00:59:57,437 --> 01:00:04,194 Hala kýzgýným. Bu insanlarla dođru muhattap olmak için elinden geleni yaparsýn, 686 01:00:04,219 --> 01:00:10,975 ama onlar herţeyi aleyhine çevirirler ve incitebilecekleri her ţeyi kullanýrlar. 687 01:00:15,218 --> 01:00:20,375 Ve o anda, söylediđim ţeyden dolayý piţman oldum. 688 01:00:20,400 --> 01:00:25,120 Ama en büyük piţmanlýđým buna razý olmamýzdý. 689 01:00:25,145 --> 01:00:30,393 Kabul etmemizdi. Ýnsanlara tuzak kurup hayatlarýný 690 01:00:30,418 --> 01:00:35,126 mahveden bu adalet sistemini kabul etmemizdi. 691 01:00:35,151 --> 01:00:41,236 Bu yüzden, evet, keţke söylememiţ olsaydým. Ama asýl öfkem 692 01:00:41,261 --> 01:00:46,727 olduđum yeredir. Buna razý olan bir halk olmamýzdýr. 693 01:00:48,696 --> 01:00:54,137 Aaron'ý zor durumda býrakacak bilgiler edinebilmek için kýzcađýza 694 01:00:54,162 --> 01:00:59,354 hayal edebildikleri bütün fenalýklarý yaptýklarýný düţünüyorum. 695 01:00:59,378 --> 01:01:06,641 Ama, devlete koz verebilecek bir bilgiye sahip olduđunu düţünmüyorum. 696 01:01:08,447 --> 01:01:13,089 Swartz'ýn ailesi ve arkadaţlarý, korkunç iddianameyi beklerken aylar geçer. Bu 697 01:01:13,114 --> 01:01:17,613 esnada, Swartz internetle ilgili sorunlarda aranan bir uzman haline gelmiţti. 698 01:01:17,637 --> 01:01:23,512 ... siz internetin bir insan hakký olduđunu ve devletin buna engel olmamasý gerektiđini 699 01:01:23,537 --> 01:01:28,853 düţünüyor musunuz? - Evet, kesinlikle. Ulusal güvenlik, interneti kapatmak için 700 01:01:28,878 --> 01:01:34,251 bahane edilemez. Mýsýr, Suriye ve diđer ülkelerde duyduđumuzla ayný ţey. Dođru, 701 01:01:34,276 --> 01:01:40,050 Wikileaks gibi siteler Amerika'nýn yaptýđý utanç verici ţeyleri internete koyacaktýr, 702 01:01:40,074 --> 01:01:44,827 insanlar protesto etmek için toplanacaklardýr. Ama bu güzel bir ţey. 703 01:01:44,852 --> 01:01:47,444 Anayasanýn birinci maddesindeki ifade 704 01:01:47,469 --> 01:01:51,291 özgürlüđünün esprisi de budur zaten. Bunlarý engellemek 705 01:01:51,316 --> 01:01:55,068 ve kapatmak Amerika'nýn temel prensiplerine aykýrýdýr. 706 01:01:55,092 --> 01:01:59,571 Kurucu atalarýmýzýn zamanýnda internet olsaydý, anayasaya posta 707 01:01:59,596 --> 01:02:03,654 teţkilatý yerine internet servis sađlayýcýlarý koyarlardý. 708 01:02:05,742 --> 01:02:10,023 Swartz, aktivist Taren Stinebrickner-Kauffman ile tanýţýr ve çýkmaya baţlarlar. 709 01:02:10,048 --> 01:02:12,967 [Online Organizatörlerin Ađzýndan Çýkanlar videosundan] 710 01:02:12,991 --> 01:02:15,239 -Küresel çapta yaygara koparmamýz lazým. -Böyle 711 01:02:15,264 --> 01:02:17,487 bir ţeye gerek yok, bir ţey deđiţtirmeyecek ki. 712 01:02:17,512 --> 01:02:20,350 -Bence bu ţehirden dört kiţi küresel yaygarayý tetiklemeli. 713 01:02:20,375 --> 01:02:22,219 -Bence dilekçe imzalatacak biri lazým. 714 01:02:22,243 --> 01:02:27,635 Ne olduđunu çaktýrmadan, bazý olaylara karýţtýđýndan "Kötü Olay" ţeklinde bahsetmiţti. 715 01:02:27,659 --> 01:02:32,428 Benim aklýma da delice tahminler geliyordu, Elizabeth 716 01:02:32,453 --> 01:02:37,108 Warren ile gayrýmeţru iliţki gibi ţeyler. Ya Hillary 717 01:02:37,133 --> 01:02:41,625 Clinton idi ya da Elizabeth Warren. Temmuz'un sonu 718 01:02:41,650 --> 01:02:46,381 gibi bana telefon açtý ve "Kötü Olay" yarýn haberlere 719 01:02:46,406 --> 01:02:50,887 çýkabilir dedi. "Ben mi anlatayým yoksa haberlerde 720 01:02:50,912 --> 01:02:55,105 mi izlersin?" diye sordu. Tabiki ondan dinlemek 721 01:02:55,130 --> 01:02:59,874 istedim. Çok fazla sayýda akademik makale indirdiđini 722 01:02:59,899 --> 01:03:04,115 söyledi, ve O'nu ibret olsun diye yakacaklardý. 723 01:03:04,139 --> 01:03:08,968 "Bu mu yani?" dedim, "bunca keţmekeţ sýrf bunun için miydi?". 724 01:03:08,993 --> 01:03:11,484 Büyütülecek bir ţey yok gibiydi. 725 01:03:11,508 --> 01:03:18,111 14 Temmuz 2011'de makamlar, Swartz'ý dört farklý maddeyle suçlarlar. 726 01:03:18,136 --> 01:03:23,183 Davanýn açýldýđý gün, Ýngiltere'de lulzsec üyesi iki 727 01:03:23,208 --> 01:03:29,093 kiţi ve bir kaç ciddi hacker tutuklanýr. Aaron da hacker gibi 728 01:03:29,118 --> 01:03:35,097 gözüktüđünden kellesini mýzrađa geçirip surlara dikeceklerdir. 729 01:03:35,121 --> 01:03:41,443 Aaron teslim olmaya gittiđinde O'nu tutukladýlar. Çýplak arama yaptýlar, ayakkabý 730 01:03:41,468 --> 01:03:47,404 bađcýklarýna el koydular, kemerini de aldýlar ve tecrit hücresine kapattýlar. 731 01:03:50,402 --> 01:03:54,411 Massachusetts Savcýlýđý'nýn basýn açýklamasýnda, Swartz'ýn 732 01:03:54,436 --> 01:03:57,740 35 yýl hapis cezasý, üzerine üç yýllýk gözetimli 733 01:03:57,765 --> 01:04:01,469 salýverilme, zararýn karţýlanmasý, haciz ve bir milyon 734 01:04:01,494 --> 01:04:05,534 dolara kadar para cezasý istemiyle yargýlandýđýný bildirdi. 735 01:04:06,655 --> 01:04:10,786 100.000 dolarlýk bir kefaletle serbest býrakýlýr. Ayný gün, davacý JSTOR resmi 736 01:04:10,811 --> 01:04:14,679 olarak bütün suçlamalardan vazgeçtiđini açýklar ve dava takibini reddeder. 737 01:04:18,196 --> 01:04:22,005 JSTOR bizim arkadaţýmýz deđildi, yardýmcý olduđu bir konu da yoktu. 738 01:04:22,030 --> 01:04:24,717 Sadece bu konuyla alakadar olmak istemiyorlardý. 739 01:04:25,502 --> 01:04:31,561 JSTOR ve ait olduđu ţirket ITHAKA, belgeselde temsil edilmekten kaçýndý. Ama o sýralarda 740 01:04:31,586 --> 01:04:37,437 dava açmanýn kendilerine deđil devlete ait bir karar olduđunu açýklamýţlardý. 741 01:04:37,461 --> 01:04:44,070 Hal böyle olunca, dava düţer sanmýţtýk. Steve Heymann davayý býrakýr 742 01:04:44,095 --> 01:04:50,128 ya da makul bir çözüme ulaţýrýz zannettik. Ama devlet reddetti. 743 01:04:51,822 --> 01:04:52,822 -Neden? 744 01:04:55,666 --> 01:05:01,146 Çünkü Aaron'ý ibret olsun diye cezalandýrmak istiyorlardý. Hatta 745 01:05:01,171 --> 01:05:06,373 sabýkasý olmamasýna rađmen hapis cezasýndan vazgeçmemelerinin 746 01:05:06,398 --> 01:05:12,741 sebebinin bu davanýn caydýrýcýlýk teţkil etmesi için olduđunu söylediler. 747 01:05:12,766 --> 01:05:16,622 -Bunu mu söylediler? -Evet -Ýbretlikti yani? 748 01:05:16,646 --> 01:05:18,641 -Evet -O'ndan ibret aldýracaklardý? -Evet 749 01:05:20,605 --> 01:05:21,460 Steve Heymann aynen bunu söyledi. 750 01:05:21,484 --> 01:05:25,638 Kimi caydýrýyorlardý? Etrafta JSTOR'a girip makaleleri indirip 751 01:05:25,663 --> 01:05:29,685 politik duruţ sergileyen insanlar mý vardý? Kimi caydýrdýlar? 752 01:05:29,709 --> 01:05:40,465 Wall Street ekonomik krizine sebep olan, yüz yýlýn en büyük ekonomi suçunu iţleyenleri 753 01:05:40,490 --> 01:05:49,761 yargýlamýţ olsaydý, Obama yönetiminin caydýrýcýlýk duruţu makul olabilirdi. 754 01:05:50,524 --> 01:06:02,757 Caydýrýcýlýk yöntemini seçici kullandýđýnýzda, hukuki yaptýrýmlarý sýrf siyasi ideolojilere 755 01:06:02,782 --> 01:06:09,361 uyguladýđýnýzda, sadece demokrasiye aykýrý olmaz, 756 01:06:09,386 --> 01:06:15,437 Amerika'lýlýđa da aykýrý davranmýţ olursunuz. 757 01:06:19,913 --> 01:06:22,873 Anlatýlana göre, Steve Heymann, MIT danýţmanýna 758 01:06:22,898 --> 01:06:25,648 bardađý taţýran son damlanýn Demand Progress 759 01:06:25,673 --> 01:06:31,013 adlý oluţumun basýn açýklamasý olduđunu söylemiţti. Aaron bu oluţumun kurucularýndandý. 760 01:06:31,037 --> 01:06:34,214 MIT dedikodusuna göre, Heymann bu ufak destek yazýsýna 761 01:06:34,239 --> 01:06:37,622 tepki göstermiţti. "Vahţi Ýnternet Kampanyasý" ve "ahmakça 762 01:06:37,647 --> 01:06:40,853 bir hamle" olarak nitelemiţti. Davayý insancýl, birebir 763 01:06:40,878 --> 01:06:44,082 halinden koparýp kurumsal bir mücadeleye dönüţtürmüţtü. 764 01:06:44,106 --> 01:06:48,521 Bu, zehirli bir karýţýmdý. Önünde siyasi bir kariyer olan ve çehresini yitirmek 765 01:06:48,546 --> 01:06:52,439 istemeyen bir savcý, böyle bir davanýn yoluna taţ koymasýný istemezdi. 766 01:06:52,464 --> 01:06:56,521 Kütüphaneden çok fazla kitap aldý diye yüksek miktarda vergiyi bir çocuđu 767 01:06:56,546 --> 01:07:01,095 tutuklamak için harcadýktan sonra, mahkemede eline vermeleri? Buna müsade etmezdi. 768 01:07:01,119 --> 01:07:10,904 Ben de MIT'nin bu yargýlamaya engel olmasý için harekete geçtim. 769 01:07:10,928 --> 01:07:17,502 -MIT'nin tepkisi ne oldu? - O noktada MIT'den hiç bir tepki yok gibiydi. 770 01:07:23,459 --> 01:07:30,415 MIT, Aaron'ý savunmadý. MIT içerisindeki topluluklarý öfkeye bođmuţtu bu durum. 771 01:07:30,440 --> 01:07:35,898 Çünkü MIT bu tarz hacker aktivitelerini teţvik eden bir yerdi. 772 01:07:35,922 --> 01:07:43,166 Girmenin yasak olduđu odalarda ve tünellerde gezinmek, MIT'de sadece bir geçiţ ayini 773 01:07:43,191 --> 01:07:50,008 deđildi, MIT turunun da bir parçasýydý bu. Kilitleri açmak için ders bile vardý. 774 01:07:51,160 --> 01:07:55,809 MIT'nin bu duruma engel olmak için ahlaki bir yükümlülüđü vardý. 775 01:07:55,833 --> 01:08:01,385 MIT olay boyunca hiç ayađa kalkýp saf tutmadý. Federallere aţýrý tepki 776 01:08:01,410 --> 01:08:07,430 veriyorsunuz, çok sert yükleniyorsunuz bi' durun demedi. Ben böyle biliyorum. 777 01:08:08,792 --> 01:08:16,006 Bir ţirket nasýl davranýrsa öyle davrandýlar. Devlete yardým ettiler, 778 01:08:16,031 --> 01:08:21,760 mecbur kalmadýkça bize etmediler. Ve durdurmaya çalýţmadýlar. 779 01:08:22,599 --> 01:08:25,798 Defalarca rica etmemize rađmen MIT yorum yapmayý reddetti. 780 01:08:25,823 --> 01:08:29,104 Fakat daha sonra yayýnladýklarý açýklamada, tarafsýz kalmaya 781 01:08:29,130 --> 01:08:32,301 çabaladýklarýný söylediler. Savcýlýk ve Heymann'ýn MIT'nin 782 01:08:32,327 --> 01:08:35,551 davayla ilgili düţüncelerini umursamadýklarýný belirttiler. 783 01:08:35,575 --> 01:08:44,645 MIT'nin davranýţlarý, kendi ahlaki deđerleriyle çeliţiyordu. Olan biteni görmezden geldiler 784 01:08:44,671 --> 01:08:52,952 diyebiliriz. Ve aslýnda "tarafsýz" duruţlarý, savcýlýđýn yanýnda olmaktan farksýzdý. 785 01:08:52,975 --> 01:08:57,652 Baktýđýnýz zaman Steve Jobs ve Steve Wozniak iţlerine Blue Box satarak 786 01:08:57,676 --> 01:09:01,801 baţlamýţlardý. Bu cihaz telefon ţirketini dolandýran bir ţeydi. 787 01:09:01,825 --> 01:09:05,136 Bill Gates ve Paul Allen'a baktýđýnýzda iţe Harvard'ýn 788 01:09:05,162 --> 01:09:09,353 bilgisayarlarýný kullanarak baţlamýţlardý, ki bu yasaktý. Bahsettiđim 789 01:09:09,377 --> 01:09:12,961 insanlarla Aaron arasýndaki tek fark Aaron'ýn para kazanmak 790 01:09:12,986 --> 01:09:16,627 yerine dünyayý daha iyi bir yer haline getirmek istemesiydi. 791 01:09:19,448 --> 01:09:23,492 Swartz, internetle ilgili çeţitli sorunlarda dobra olmaya devam etti. 792 01:09:23,517 --> 01:09:27,908 "...internetin iţlevselliđinin nedeni rekabet dolu bir fikir pazarý olmasý. 793 01:09:27,933 --> 01:09:30,970 Odaklanmamýz gereken ţey devletimize dair daha fazla 794 01:09:30,995 --> 01:09:34,519 bilgi edinebilmek, daha fazla eriţebilirlik ve daha fazla tartýţma. 795 01:09:34,544 --> 01:09:38,298 Oysa meclis bir ţeylere engel olmaya odaklanmýţ gibi gözüküyor." 796 01:09:38,322 --> 01:09:41,366 Aaron, insanlara olan biteni açýk ve anlaţýlýr biçimde 797 01:09:41,390 --> 01:09:44,212 izah ederek dünyayý deđiţtirebileceđini düţünmüţtü. 798 01:09:44,236 --> 01:09:48,169 "...FLAME tam anlamýyla bilgisayarýnýza hükmedip sizi izlemesini 799 01:09:48,194 --> 01:09:51,679 sađlayabilir. Programa tekrar hoţgeldin Aaron." "...týpký 800 01:09:51,703 --> 01:09:55,032 casuslarýn eski günlerde mikrofon vb. kullandýđý gibi, 801 01:09:55,057 --> 01:09:58,626 fakat bilgisayarýnýzý kullanarak ayný ţeyleri yapýyorlar." 802 01:09:58,650 --> 01:10:03,267 Swartz'ýn siyasi faaliyetleri devam eder. Dikkatini, internet 803 01:10:03,292 --> 01:10:08,652 korsanlýđýna engel olmak için hazýrlanan yasa tasarýsý SOPA'ya yöneltir. 804 01:10:08,676 --> 01:10:12,079 Peter Eckersley gibi aktivistler bunu ulaţýlabilir olmayan, 805 01:10:12,104 --> 01:10:15,846 internetin teknik bütünlüđünü bozacak bir hareket olarak gördüler. 806 01:10:15,870 --> 01:10:19,098 Yaptýđým ilk ţey Aaron'ý aramak oldu. Buna karţý büyük 807 01:10:19,123 --> 01:10:21,939 bir online kampanya yapabilir miyiz diye sordum. 808 01:10:21,963 --> 01:10:26,989 "Bu yasa tasarýsýnýn telif haklarýyla alakasý yok" dedi. "Yok mu?" dedim. "Hayýr" 809 01:10:27,014 --> 01:10:31,909 dedi, "bu bađlanma özgürlüđü ile ilgili bir ţey." O an dinlemeye baţladým. 810 01:10:31,933 --> 01:10:37,956 Üzerinde biraz düţündü ve evet dedi. Gidip Demand Progress'i (Ýlerleme Talep et) kurdu. 811 01:10:37,980 --> 01:10:42,493 Demand Progress bir online aktivizm topluluđudur. Ţu an bir 812 01:10:42,518 --> 01:10:46,855 buçuk milyon üyemiz var. 2010 sonbaharýnda kuruldu. Aaron 813 01:10:46,880 --> 01:10:51,205 örgütlenmedeki en etkin kiţilerden biriydi, sosyal adalet 814 01:10:51,230 --> 01:10:55,553 kapsamýndaki konulara federal seviyede önderlik ediyordu. 815 01:10:55,577 --> 01:11:01,342 SOPA internet üzerindeki film, müzik gibi yapýtlarýn korsan kullanýmýný azaltma amacý 816 01:11:01,367 --> 01:11:07,199 güden bir yasa tasarýsýydý. Yaptýđý ţey ise neţterlik probleme balyozla vurmak gibiydi. 817 01:11:07,223 --> 01:11:12,257 Yasa geçseydi, firmalara yargý süreci olmaksýzýn sitelere finansal engel koyma imkaný 818 01:11:12,282 --> 01:11:16,905 verecekti. Hatta Google'a ilgili sitelerin linkini silmeye zorlayabileceklerdi. 819 01:11:16,929 --> 01:11:21,610 Tek ihtiyaçlarý telif hakký ihlali olduđunu iddia etmekti. Geleneksel medya 820 01:11:21,635 --> 01:11:26,561 titanlarýný, yeni ve çok daha sofistike remiks kültürüyle ayný çukura sokuyordu. 821 01:11:26,585 --> 01:11:30,224 ...Web sitesi iţleten herkesi polis memuruna konumuna düţürüyor. 822 01:11:30,249 --> 01:11:32,463 Eđer siteyi kullanan herkesi takip edip 823 01:11:32,488 --> 01:11:35,760 yasadýţý olma ihtimali bile olan ţeylere engel olmazlarsa, 824 01:11:35,785 --> 01:11:38,668 sitenin tamamý dava bile açýlmadan kapatýlabiliyor. 825 01:11:38,692 --> 01:11:43,670 Haddini aţan bir ţeydi, bir felaketti. 826 01:11:43,694 --> 01:11:47,822 Bu yasa tasarýsý, internet kullanan her bireyin ifade 827 01:11:47,847 --> 01:11:51,591 ve medeni haklarýna ciddi tehdit oluţturmaktadýr. 828 01:11:51,615 --> 01:11:58,790 [Oregon Senatörü] "Bakýn, biz de korsan yanlýsý deđiliz.Fakat korsanla mücadele uđruna 829 01:11:58,815 --> 01:12:03,058 interneti açýk ve özgür kýlan mimarisini yoketmenin 830 01:12:03,083 --> 01:12:06,591 bir manasý yok" diyebilen çok az kiţiydik. 831 01:12:06,615 --> 01:12:07,353 Ve Aaron bunu hemen anlamýţtý. 832 01:12:07,377 --> 01:12:12,486 Anayasa güvencesindeki özgürlükler, ülkemizi üzerine inţaa ettiđimiz bu 833 01:12:12,511 --> 01:12:17,453 özgürlükler; birden bire silinecek. Bize daha fazla özgürlük getirmesi 834 01:12:17,478 --> 01:12:22,408 gereken teknolojiler, kazanmýţ olduđumuz haklarý elimizden alacaklar. 835 01:12:22,433 --> 01:12:27,080 Ve o gün Peter ile konuţurken, buna müsade edemeyeceđimi anladým. 836 01:12:28,950 --> 01:12:33,611 SOPA, 2011 Ekim'inde duyurulduđunda kaçýnýlmaz gözüküyordu. 837 01:12:33,636 --> 01:12:36,952 O esnadaki stratejimiz yasalaţmasýný biraz 838 01:12:36,977 --> 01:12:40,590 geciktirmek ve belki biraz deđiţtirtmekti. Biz 839 01:12:40,615 --> 01:12:44,535 bile, bu yasayý durdurabileceđimizi düţünmüyorduk. 840 01:12:46,317 --> 01:12:52,263 Washington'da çalýţtýđýnda ţunu öđreniyorsun; yasama üzerine yapýlan 841 01:12:52,288 --> 01:12:57,889 kavgalar, farklý ţirketlerin maddi çýkarlarý üzerine kavgalardýr. 842 01:12:57,913 --> 01:13:05,083 En zorlu kavgalar, ayný seviyede maddi kaynaklara, lobi faaliyetlerine 843 01:13:05,108 --> 01:13:10,941 sahip iki firmanýn çýkar çatýţmasýnýn olduđu kavgalardýr. 844 01:13:10,966 --> 01:13:16,775 Bütün paranýn ve ţirketlerin ayný safta, karţýlarýnda ise 845 01:13:16,800 --> 01:13:23,008 milyonlarca insanýn olduđu kavgalarsa kavgadan sayýlmaz bile. 846 01:13:25,165 --> 01:13:30,184 Kamu hizmetinde geçirdiđim uzun yýllar boyunca PIPA ve SOPA 847 01:13:30,209 --> 01:13:35,120 benzeri ţeyler görmedim bile. Yasa tasarý halindeyken bile 848 01:13:35,145 --> 01:13:39,872 hali hazýrda destek veren 40 senatör vardý. Prosedürleri 849 01:13:39,897 --> 01:13:44,622 halletmek için gereken 60 oyun çođuna ulaţmýţlardý bile. 850 01:13:44,892 --> 01:13:48,092 Zor bir dönemdi, ben bile kendimden ţüphe etmiţtim. 851 01:13:48,155 --> 01:13:51,538 Swartz ve Demand Progress, devasa bir destek oluţturmuţtu bile. 852 01:13:51,563 --> 01:13:53,494 Geleneksel toplumsal öfke ve VoIP'yi 853 01:13:53,519 --> 01:13:56,190 (Internet Üzerinden Ses Protokolü) kullanmýţlardý. 854 01:13:56,215 --> 01:13:59,252 Ýnsanlar çok basit bir ţekilde meclisi arayabiliyorlardý. 855 01:13:59,276 --> 01:14:04,049 Hem hareket stratejisti hem de teknoloji yönünde O'nun 856 01:14:04,074 --> 01:14:08,152 seviyesinde uđraţ veren kimseyle tanýţmamýţtým. 857 01:14:08,176 --> 01:14:11,528 Milyonlarca insan meclisle iletiţime geçti ve SOPA 858 01:14:11,553 --> 01:14:15,036 karţýtý dilekçeler imzaladý. Meclis gafil aflanmýţtý. 859 01:14:15,690 --> 01:14:20,629 Tasarýyý tartýţan bihaber milletvekillerinin ilginç bir hali vardý. 860 01:14:20,654 --> 01:14:25,059 Bir avuç inek onlarýn interneti düzenlemesine engel olamazdý. 861 01:14:25,083 --> 01:14:27,844 -Ýnek deđilim. -... yeterince inek deđilim. -Bu 862 01:14:27,869 --> 01:14:30,893 ţeyin ne iţe yaradýđýný bi' kaç ineđe sormak lazým. 863 01:14:30,917 --> 01:14:32,866 -Bi'kaç inek çađýrýp soralým derim. 864 01:14:36,078 --> 01:14:44,160 Cidden mi? Ýnekler? Galiba aradýđýn kelime uzman olacaktý. Sizi bilgilendirip, 865 01:14:44,185 --> 01:14:52,880 çýkardýđýnýz yasanýn geri tepmemesini, interneti bozmamanýzý sađlayacak olan kiţiler. 866 01:14:53,604 --> 01:14:56,754 Biz "geek" terimini kullanýrýz. Kullanabiliriz, çünkü biz geekiz. 867 01:14:56,778 --> 01:15:00,674 Uzmanlara danýţmadan bu noktaya kadar gelmesi, 868 01:15:00,699 --> 01:15:04,843 kasabamýzda bir sýkýntý olduđu gerçeđini kanýtlar. 869 01:15:04,867 --> 01:15:08,810 Yaptýđýmýz ţeyin hatalý olduđunu, bu kurulun önüne 870 01:15:08,835 --> 01:15:12,212 geçip açýklayabilecek birilerini bekliyorum. 871 01:15:12,236 --> 01:15:16,296 Eskiden bilimsel ve teknolojik danýţmanlýk yapan bir daire vardý. 872 01:15:16,321 --> 01:15:18,880 Üyeler gidip x, y, z'yi anlamamý sađlayýn 873 01:15:18,905 --> 01:15:22,507 diyebiliyorlardý. Fakat para israfý diyerek orayý kapattýlar. 874 01:15:22,532 --> 01:15:25,203 O vakitten beri meclis Orta Çađ'a geri döndü. 875 01:15:26,370 --> 01:15:30,396 Aaron dahil kimse SOPA'yý yeneceđimizi düţünmüyordu. 876 01:15:30,421 --> 01:15:34,573 Denemeye deđerdi, ama kazanýlabilir gibi gözükmüyordu. 877 01:15:34,598 --> 01:15:38,282 Fakat bir kaç ay sonra bana "galiba kazanacađýz" 878 01:15:38,307 --> 01:15:42,141 dediđini anýmsýyorum. Müthiţ olur diye yanýtladým. 879 01:15:44,641 --> 01:15:48,366 Meclise yapýlan çađrýlar devam eder. GoDaddy adlý alan adý 880 01:15:48,391 --> 01:15:52,469 sunucusu, SOPA'ya destek verenler kervanýna katýlýnca onbinlerce 881 01:15:52,494 --> 01:15:56,363 müţterisi protesto amacýyla baţka servislere geçer. Bir hafta 882 01:15:56,388 --> 01:16:00,044 sonrasýnda, daha mütevazý bir GoDaddy duruţunu deđiţtirir. 883 01:16:00,068 --> 01:16:05,104 Plak ve film endüstrisine destekçi vekiller, ters 884 01:16:05,129 --> 01:16:10,163 tepkiyi gördüklerinde tasarýyý biraz törpülediler. 885 01:16:10,187 --> 01:16:15,328 Kývýrmayý görebiliyorduk, iddialarýmýz yankýlanmaya baţlamýţtý. 886 01:16:15,352 --> 01:16:20,581 Sanki Aaron her kibrit çaktýđýnda birisi söndürüyordu. Fakat o 887 01:16:20,606 --> 01:16:26,333 çaktýkça çýkan kývýlcýmlar alev aldý ve koca bir ateţ topuna dönüţtü. 888 01:16:27,439 --> 01:16:34,315 16 Ocak 2012'de Beyaz Saray, tasarýyý desteklemediđine dair bir açýklama yaptý. 889 01:16:34,340 --> 01:16:36,058 Sonra da ţu oldu: 890 01:16:36,082 --> 01:16:41,509 Korsanla mücadeleye deđer veren, buna gerçekten inanan biriyim. 891 01:16:41,534 --> 01:16:44,416 Ama bu tasarý, dođru tasarý deđil. 892 01:16:44,640 --> 01:16:52,188 Jimmy Wales, desteđini Wikipedia'yý karartarak gösterdi. Dünyanýn en popüler 5. 893 01:16:52,213 --> 01:16:59,006 web sitesiydi, internetteki tüm týklamalarýn yüzde birkaçý bu sitedeydi. 894 01:16:59,030 --> 01:17:02,670 Wikipedia karardý, reddit karardý, Craigslist kardý. 895 01:17:02,695 --> 01:17:06,172 Meclis ile aramýzdaki uçurum eridi. Meclis üyeleri 896 01:17:06,197 --> 01:17:10,072 bir kaç gün evvel pohpohladýklarý tasarýdan desteklerini 897 01:17:10,097 --> 01:17:13,087 çektiđini açýklamak için yarýţmaya baţladý. 898 01:17:13,992 --> 01:17:21,247 24 saat içerisinde, tasarýya karţý çýkanlarýn sayýsý 31'den 101'e çýktý. 899 01:17:23,108 --> 01:17:28,693 Meclis üyeleri ve senatörlerin sitelerin karartýldýđý gün içerisinde yavaţça taraf 900 01:17:28,718 --> 01:17:33,831 deđiţtirmelerini izlemek mükemmeldi. 100 kadar temsilci taraf deđiţtirmiţti. 901 01:17:33,855 --> 01:17:42,605 Ýnanmasý her ne kadar güç olsa da, her ţeye rađmen kazanmýţtýk. Herkesin imkansýz olduđunu, 902 01:17:42,630 --> 01:17:47,290 dünyanýn en büyük ţirketlerinin boţ hayal olarak 903 01:17:47,315 --> 01:17:51,974 gördüđü ţey, gerçekleţmiţti. Baţardýk. Kazandýk. 904 01:17:54,976 --> 01:17:55,976 [SOPA öldü, ...] 905 01:17:55,996 --> 01:17:58,902 Ýnternet siyasetinde, hatta Amerikan siyasetinde tarihi bir haftadayýz. 906 01:17:58,926 --> 01:18:03,723 Washington D.C.'de mecliste çalýţanlardan duyduđumuza 907 01:18:03,748 --> 01:18:08,787 göre karartma günkü mail ve telefon trafiđi hiç bu kadar 908 01:18:08,812 --> 01:18:13,288 yođun olmamýţtý. Bence çok heyecanlý bir andý. Bu, 909 01:18:13,313 --> 01:18:18,115 internetin siyasi anlamda yetiţkinliđe eriţtiđi gündü. 910 01:18:18,139 --> 01:18:25,367 Çok neţeli bir zamandý, zira gerçekten olduđuna hala inanamýyorduk. 911 01:18:25,392 --> 01:18:32,194 Arkasýnda bu kadar maddi destek olan bir tasarý geçememiţti, hatta dibi boylamýţtý. 912 01:18:34,610 --> 01:18:38,719 Zaman zaman güçsüz hissetmek normaldir. Yürüyüţ yapar, bađýrýsýn ve 913 01:18:38,744 --> 01:18:42,851 kimse seni duymaz. Ama bugün size güçlü olduđunuzu söylemeye geldim. 914 01:18:46,327 --> 01:18:49,108 Zaman zaman kulak asmadýklarýný düţünürsünüz, 915 01:18:49,133 --> 01:18:51,949 ama bugün size sizi dinlediklerini söylüyorum. 916 01:18:51,974 --> 01:18:57,171 Bir fark yaratýyorsunuz. Mücadele etmeye devam ederseniz, bu tasarýyý durduracaksýnýz. 917 01:19:00,142 --> 01:19:02,535 PIPA'yý dur de, SOPA'ya dur de! 918 01:19:04,807 --> 01:19:09,735 Dev internet ţirketleri, açýk söylemek gerekirse, rekabetin olmadýđý, 919 01:19:09,760 --> 01:19:14,265 sansürlenen bir ortamdan fayda sađlarlar. Buna müsaade edemeyiz. 920 01:19:15,212 --> 01:19:22,031 Büyük bir deđiţimin bir parçasý olmaktansa, küçük bir deđiţimi kesinleţtirmeyi 921 01:19:22,056 --> 01:19:27,321 yeđlerdi. Ama SOPA, devasa bir deđiţimde devasa bir rol oldu. 922 01:19:28,011 --> 01:19:34,865 Bu, onun için kavram ispatý oldu. Yaţamýný dünyayý deđiţtirerek geçirmek istiyordu. 923 01:19:34,890 --> 01:19:42,315 Bilimsel bir tadda incelediđinde, ne derece etkisi olduđunu ölçtü ve mümkün olduđunu gördü. 924 01:19:42,339 --> 01:19:47,075 "Sürdürmek istediđim hayat tarzý mümkün, bunu ispatladým. 925 01:19:47,100 --> 01:19:50,692 Ben, Aaron Swartz, dünyayý deđiţtirebilirim" 926 01:19:50,716 --> 01:19:56,177 Çok da bir ţey yapamadýđýný düţünen bir adama göre, 927 01:19:56,202 --> 01:20:01,323 ki Aaron böyle biriydi, iyi bir ţeyler yaptýđýný 928 01:20:01,348 --> 01:20:06,754 hissettiđi ender anlardandý; bunu görebiliyordunuz. 929 01:20:06,779 --> 01:20:11,873 Hayatýnda zaferini kutladýđý tek an diyebiliriz. 930 01:20:14,129 --> 01:20:19,684 Herkes SOPA'yý durduramazsýnýz diyordu. Durdurduk. Manyak derece güzel üç tane 931 01:20:19,709 --> 01:20:25,052 zafer elde ettik, ve daha yýl bitmedi bile. Ýyimser olma zamaný bu zamandýr. 932 01:20:27,204 --> 01:20:30,311 Tutuklandýktan bir yýl sonra SOPA zaferini tattý, 933 01:20:30,336 --> 01:20:33,417 mutluluđuna ţaţýrmamak gerek. Bir çok olay vardý. 934 01:20:33,441 --> 01:20:40,381 Siyasi sürece o kadar uyum sađlamýţtýki, engellemek mümkün deđildi. 935 01:20:40,405 --> 01:20:43,183 Swartz'ýn kurduđu veya kurucularýndan biri olduđu 936 01:20:43,208 --> 01:20:45,628 organizasyonlarýn listesi devasaydý. Edward 937 01:20:45,653 --> 01:20:50,518 Snowden'ýn internet gözetlemelerini ifţasýndan yýllar önce Swartz bu konuda endiţeliydi. 938 01:20:50,542 --> 01:20:54,943 Hesap verme yükümlülüđünün bu kadar rahat ele alýnmasý ţoke edici. 939 01:20:54,968 --> 01:20:58,161 Casusluk programýnýn ne çapta olduđunu açýklayan 940 01:20:58,186 --> 01:21:02,353 istatistik bile yok. Cevap "Yea o kadar çok insaný gözetliyoruz 941 01:21:02,378 --> 01:21:05,827 ki saymanýn mümkünatý yok." ise, bu çok ciddi bir rakam. 942 01:21:05,851 --> 01:21:08,999 "Dinlediđimiz telefon sayýsýný biliyoruz, ama 943 01:21:09,024 --> 01:21:12,283 kaç kiţiye tekabül ettiđini bilemeyiz." deseler 944 01:21:12,308 --> 01:21:18,124 anlarým, ama yanýtlarda hiç bir zaman sayý vermiyorlar. Bu, bayađý korkutucu bir ţey. 945 01:21:19,193 --> 01:21:25,344 O'na inanýlmaz baský uyguluyorlardý. Bütün parasýný 946 01:21:25,369 --> 01:21:32,442 aldýlar, fiziksel özgürlüđünü almakla tehdit ettiler. Neden 947 01:21:32,467 --> 01:21:40,442 yaptýlar? Neden gerçeđi gün ýţýđýna çýkaranlarýn peţine düţüyorlar? 948 01:21:40,467 --> 01:21:46,212 Bankalardan savaţlara, bu devletin ţeffaflýđý... 949 01:21:46,236 --> 01:21:50,241 Yani, gizlilik; hali hazýrda gücü elinde bulunduranlarýn 950 01:21:50,266 --> 01:21:53,825 iţine yarýyor. Her nasýlsa ayný gizlilik, devletin 951 01:21:53,850 --> 01:21:57,668 muhtemelen yasadýţý ve anayasaya aykýrý ţeyler yaptýđý 952 01:21:57,693 --> 01:22:01,485 zamana denk geliyor. Yani, bu iki ţey rastlantý deđil. 953 01:22:01,509 --> 01:22:05,553 Açýkça ortadadýrki, bu teknoloji deniz aţýrý ufak ülkelere karţý deđil, ABD 954 01:22:05,578 --> 01:22:09,888 devleti tarafýndan kendi sýnýrlarý içerisinde kullanýlmak üzere geliţtirilmiţtir. 955 01:22:09,912 --> 01:22:13,415 Gözetleme programýyla ilgili problem, ta Nixon yönetiminden bu 956 01:22:13,440 --> 01:22:16,863 yana yavaţ yavaţ geniţlemesidir. 11 Eylül sonrasýnda G.W.Bush 957 01:22:16,888 --> 01:22:21,135 zamanýnda devasa bir hale gelmiţtir, Obama da geniţletmeye devam etmektedir. 958 01:22:21,160 --> 01:22:23,806 Sorun gittikçe daha da kötü bir hale gelmiţtir. 959 01:22:23,830 --> 01:22:27,868 Hiç bir zaman "Gün bugündür, ţimdi duruţumuzu 960 01:22:27,893 --> 01:22:32,720 keskinleţtirmemiz gerek." dediđimiz bir an olmamýţtý... 961 01:22:32,620 --> 01:22:39,132 Aaron'ýn hukuki süreci, tahminimce, lazer kadar keskin bir mesaj yollamaktý. 962 01:22:39,157 --> 01:22:45,329 Obama yönetiminin siyasi tehdit olarak gördüđü bir grup insana bir mesaj. 963 01:22:47,294 --> 01:22:54,534 Bu grup; hackerlar, bilgi ve demokrasi aktivistleriydi. Ve Obama yönetiminin 964 01:22:54,559 --> 01:23:01,116 göndermek istediđi mesaj, tahminimce, "Bize dert açacak yetilerinizin 965 01:23:01,141 --> 01:23:08,419 olduđunu biliyoruz. Ve Aaron Swartz'ý size ibret olsun diye cezalandýrýyoruz. 966 01:23:08,444 --> 01:23:13,575 Böylece korkacak ve o derdi baţýmýza açamayacaksýnýz." 967 01:23:13,599 --> 01:23:16,024 ...ve devlet de dedi ki "Gözetim programýný 968 01:23:16,049 --> 01:23:18,779 yasallaţtýrmak için kullandýđýmýz hukuki görüţler 969 01:23:18,804 --> 01:23:23,542 de gizli belgelerdir, bu yüzden sizi gözetlerken kullandýđýmýz yasalarý söyleyemeyiz." 970 01:23:23,566 --> 01:23:26,458 ... her seferinde "siber savaţ halindeyiz, siber suçlular 971 01:23:26,483 --> 01:23:28,902 bize yine saldýrýyor. Hepimiz tehdit altýndayýz, 972 01:23:28,927 --> 01:23:31,842 tehlikedeyiz" diyorlar. Bunlarý da gittikçe daha tehlikeli 973 01:23:31,867 --> 01:23:34,485 hale gelen yasalarý çýkartmak için bahane ediyorlar. 974 01:23:35,684 --> 01:23:42,367 -Mücadelenin gidiţatý hakkýndaki görüţlerin ne? -Sana bađlý! 975 01:23:47,936 --> 01:23:52,049 Ýki farklý kutupta bakýţ açýsý var. Biri, her ţey süper; 976 01:23:52,074 --> 01:23:55,656 internet bize özgürlük verdi ve muhteţem bir ţey. 977 01:23:55,681 --> 01:23:59,040 Diđeri, her ţey felaket durumda, internet bizi 978 01:23:59,065 --> 01:24:03,280 gözetlemeleri ve baský kurmalarý için bir çok aygýt sundu. 979 01:24:03,936 --> 01:24:09,144 Ve ikisi de dođru. Ýnternet her ikisine de sebep oldu. Her ikiside ţaţýrtýcý 980 01:24:09,169 --> 01:24:13,879 ve hayret verici. Uzun vadede hangisinin kazanacađý bize kalmýţ. Biri 981 01:24:13,904 --> 01:24:18,942 diđerinden daha dođru demek gereksiz; ikisi de dođru. Hangisine yođunlaţýp 982 01:24:18,967 --> 01:24:23,937 faydalanacađýmýz ise bize kalmýţ; çünkü her ikisi de hep etrafta kalacak. 983 01:24:29,434 --> 01:24:32,175 12 Eylül 2012'de, federal savcýlýk, eskisini 984 01:24:32,200 --> 01:24:35,098 geçersiz kýlan yeni bir iddianame hazýrladý. Üç 985 01:24:35,123 --> 01:24:37,912 yeni suçlama eklendi; elektronik sahtekarlýk, 986 01:24:37,937 --> 01:24:40,944 korunmuţ bir bilgisayardan hukuksuz bilgi edinimi 987 01:24:40,969 --> 01:24:43,937 ve bilgisayar sahtekarlýđý. Böylece Swartz, dört 988 01:24:43,962 --> 01:24:46,783 yerine on üç maddeden suçlanýyordu. Savcýlýđýn 989 01:24:46,808 --> 01:24:52,076 elindeki kozlar bi hayli çođalmýţtý, Swartz'ýn potansiyel hapis süresi ve cezasý da... 990 01:24:52,100 --> 01:24:55,739 Ayrý bir iddianame ile daha fazla suçlama yönelttiler. 991 01:24:55,764 --> 01:24:58,849 Eyleminin bir kaç tane federal suça neden tabi 992 01:24:58,874 --> 01:25:02,084 olduđuna dair bir teori ürettiler. Yasalara göre 993 01:25:02,109 --> 01:25:05,712 oldukça ciddi bir ceza gerektirebileceđini söylediler. 994 01:25:07,339 --> 01:25:12,345 Bu teori ve savcýlýđýn dava dosyasýndaki bir çok diđer madde, 1986 yýlýnda çýkan 995 01:25:12,370 --> 01:25:16,943 bir yasaya dayalýydý. Adý Bilgisayar Sahtekarlýđý ve Ýstismarý Yasasý idi. 996 01:25:16,967 --> 01:25:19,514 Bu yasa, baţrolünde Matthew Broderick'in olduđu 83 yapýmý 997 01:25:19,539 --> 01:25:22,236 WarGames (SavaţOyunlarý) filminden esinlenmiţti. Güzel filmdi. 998 01:25:22,260 --> 01:25:23,366 "Ţimdi yakaladým." 999 01:25:23,390 --> 01:25:30,515 Filmde, genç bir çocuk sihirli bilgisayar ađlarýný kurcalayarak nükleer saldýrý baţlatma yetisi ediniyor. 1000 01:25:34,095 --> 01:25:39,796 Tabiki böyle bir ţey mümkün deđil, 80lerde de deđildi. Fakat meclis üyeleri için yeterince 1001 01:25:39,821 --> 01:25:44,769 inandýrýcýymýţ ki Bilgisayar Sahtekarlýđý ve Ýstismarý Yasasý'ný geçirmiţlerdi. 1002 01:25:44,793 --> 01:25:50,757 Zamanýmýzýn gerisinde kalmýţ bir yasadýr. "Kullaným Koţullarý" 1003 01:25:50,782 --> 01:25:56,721 gibi anlaţmalarýn maddeleri üzerinden ceza verilebilir. Mesela 1004 01:25:56,746 --> 01:26:03,131 eHarmony gibi bir sitede kendinizi abartýrsanýz, bađlý bulunduđunuz 1005 01:26:03,156 --> 01:26:08,507 yetkili makama göre, baţýnýz yasalarla derde girebilir. 1006 01:26:08,531 --> 01:26:12,483 Hepimiz Kullaným Koţullarý'ndan haberdarýzdýr, fakat çok azýmýz koţullarýn 1007 01:26:12,508 --> 01:26:16,171 ne olduđunu inceler. Bu koţullara uymayarak suç iţliyor olabilirsiniz. 1008 01:26:16,195 --> 01:26:19,517 Web sitelerindeki Kullaným Koţullarý, genellikle 1009 01:26:19,542 --> 01:26:22,975 birbirinize nazik davranýn, uygunsuz davranýţlarda 1010 01:26:23,000 --> 01:26:26,560 bulunmayýn gibi ţeyler söyler. Yetkili makamlarýn bu 1011 01:26:26,585 --> 01:26:30,413 durumda söz sahibi olmasý, bir çok insana aptalca gelir. 1012 01:26:30,437 --> 01:26:33,790 Örnekler, daha da aptallaţmaya baţlar. Mart 2013'te 1013 01:26:33,815 --> 01:26:36,692 deđiţene kadar, seventeen (17) dergisine ait 1014 01:26:36,717 --> 01:26:39,831 internet sitesinin kullaným koţullarýnda "Okumak 1015 01:26:39,856 --> 01:26:42,882 için 18 yaţýndan büyük olmalýsýnýz." yazýyordu. 1016 01:26:42,906 --> 01:26:48,846 Adalet bakanlýđýnýn B.S.Ý.Y yorumuna göre, hepimiz yasalarý çiđniyoruz diyebilirim. 1017 01:26:49,895 --> 01:26:54,360 Belirsiz ve suistimale açýk yapýsýndan ötürü, B.S.Ý.Y, bilgisayarlarla 1018 01:26:54,385 --> 01:26:57,831 alakadar bir çok ihtilafta kullanýlan bir çekiç haline geldi. 1019 01:26:57,855 --> 01:26:58,961 Ýddianamedeki tek etken olmasa da, Swartz'a yönelik 1020 01:26:58,986 --> 01:26:59,879 13 suçlamadan 11'inin dayanađý bu yasaydý. 1021 01:27:07,756 --> 01:27:11,589 "Neden?" sorusu, Aaron Swartz'ýn hikayesinin çođunda asýlýdýr. 1022 01:27:11,614 --> 01:27:15,871 Devlet bunlarý neden yapýyordui? Nasýl bir dava ile karţýmýza çýkacaklardý? 1023 01:27:16,789 --> 01:27:17,303 Adalet Bakanlýđý cevap istemlerimizi geri çevirdi. Fakat 1024 01:27:17,328 --> 01:27:17,813 Profesör Orin Kerr davayý incelemiţ eski bir savcýdýr. 1025 01:27:23,989 --> 01:27:27,558 [Hukuk Profesörü] Bu davaya diđerlerine göre daha deđiţik yaklaţmamýn bir 1026 01:27:27,583 --> 01:27:31,247 kaç sebebi var. Üç yýl boyunca Adalet Bakanlýđý'nda savcýlýk görevi yaptým. 1027 01:27:31,271 --> 01:27:35,384 Eđitmenliđe baţlamadan önce, devlet, hangi suçlarýn iţlendiđine 1028 01:27:35,409 --> 01:27:39,626 dair düţüncelerine dayanan bir iddianame ile geldi. Sadece avukat 1029 01:27:39,651 --> 01:27:43,796 gözünden bakýldýđýnda, önceki davalarla kýyaslayarak, eldekileri 1030 01:27:43,821 --> 01:27:47,965 inceleyerek baktýđýmda, adil bir iddianame olduđunu düţünüyorum. 1031 01:27:47,989 --> 01:27:52,748 Suçlama yapmalýlar mýydý, tartýţmaya açýk. Çok fazla ihtilaf var. 1032 01:27:52,773 --> 01:27:56,593 Bazý insanlar açýk eriţimden yana, bazýlarý da deđil. 1033 01:27:57,571 --> 01:28:02,523 Bana kalýrsa, devlet, Swartz'ýn Açýk Eriţim Manifestosu'nu 1034 01:28:02,548 --> 01:28:06,552 çok ama çok ciddiye aldý. O'nu davasýna sýmsýký 1035 01:28:06,577 --> 01:28:10,818 bađlý, ahlaki zorunluluk hissetmesinden ötürü adil 1036 01:28:10,843 --> 01:28:15,498 görmediđi yasalarý çiđnemeye kararlý biri olarak gördü. 1037 01:28:15,522 --> 01:28:19,081 Ve demokrasilerde bir yasanýn adil olmadýđýný düţünüyorsan, 1038 01:28:19,106 --> 01:28:21,988 onu deđiţtirmenin pek çok yolu vardýr. Swartz'ýn 1039 01:28:22,013 --> 01:28:25,598 SOPA'da ustalýkla uyguladýđý gibi meclise baţvurmak örneđin. 1040 01:28:25,623 --> 01:28:28,620 Ya da o yasayý iţlevsiz kýlmak için ihlal edersin. 1041 01:28:28,644 --> 01:28:34,104 Savcýlýđý böylesine dürten de bu hissiyattý; Swartz bu yasayý sadece 1042 01:28:34,129 --> 01:28:39,090 ihlal etmeye deđil, tamamen yok etmeye kendini adamýţ gibiydi. 1043 01:28:39,115 --> 01:28:44,771 Herkesin bu veritabanýna açýk eriţimi olacaktý. Diţ macununun tüpe geri 1044 01:28:44,796 --> 01:28:50,059 sokulamadýđý gibi, sona erecekti. Ve Swartz'ýn tarafý kazanacaktý. 1045 01:28:52,696 --> 01:28:56,644 Toplumda yasanýn adil olup olmadýđýna dair büyük bir anlaţmazlýk mevcut. Ve 1046 01:28:56,669 --> 01:29:00,460 nihayetinde, meclis yoluyla, bu Amerikan halkýnýn verebileceđi bir karar. 1047 01:29:00,484 --> 01:29:05,222 Ýkinci sorun da ţu; hangi suçlar az ciddi, hangileri çok ciddi. 1048 01:29:05,247 --> 01:29:09,590 Artýk bilgisayarlarýn ve onlarýn suistimalinin olduđu yeni 1049 01:29:09,615 --> 01:29:14,167 bir çevreye adým atýyoruz, ve bu çizgilerin tam olarak nerede 1050 01:29:14,192 --> 01:29:18,596 durmasý gerektiđini bilemiyoruz. Hala üzerinde uđraţýyoruz. 1051 01:29:19,785 --> 01:29:23,326 Bu olay, savcýlýđýn sađduyusunun yetersiz bir kullanýmýdýr. 1052 01:29:23,351 --> 01:29:25,982 Adalet Bakanlýđý'nýn insanlarý korkutma için 1053 01:29:26,007 --> 01:29:29,399 kullandýđý çekiç her geçen gün daha da büyüyor. Bu yüzden 1054 01:29:29,424 --> 01:29:32,581 bir çok insan hayatýný böyle kumarda yitirmek istemiyor. 1055 01:29:32,990 --> 01:29:33,262 Birisinin telefonunu dinlemeli miyiz? Görüntülerini 1056 01:29:33,287 --> 01:29:33,493 kaydetmeli miyiz? Birbirine karţý kýţkýrtýp 1057 01:29:33,518 --> 01:29:33,745 ifade verdirtmeli miyiz? Federal ajanlar ve 1058 01:29:33,770 --> 01:29:34,038 savcýlarýn düţünce tarzý bu. Davalarý inţa ederler. 1059 01:29:47,290 --> 01:29:52,222 Swartz, geri vitesi olmayan zalim bir adalet sisteminin diţlilerine sýkýţmýţtý. 1060 01:29:52,247 --> 01:29:57,054 Amerika'yý dünyadaki en yüksek mahkum oranýna sahip bir makina haline getirdi. 1061 01:29:57,435 --> 01:30:01,727 Kendimizi ülkece korku ve öfke siyasetine teslim ettik. 1062 01:30:01,752 --> 01:30:05,866 Ve korktuđumuz her ţey, mesela internetin geleceđi ve 1063 01:30:05,891 --> 01:30:09,752 eriţimi gibi, öfke duyduđumuz herhangi bir ţey, iç 1064 01:30:09,777 --> 01:30:13,991 güdüsel olarak müdahaleci bir adalet sistemi dođuruyor. 1065 01:30:14,015 --> 01:30:18,404 Tarihte adalet sisteminin ilgilenmesine hiç gerek görülmeyen bir çok 1066 01:30:18,429 --> 01:30:22,944 sorunu çözmek için bugün hapishaner, cezalar gibi ţeyleri kullanýyoruz. 1067 01:30:22,968 --> 01:30:29,037 Tehdit, itham, yargýlama gibi dürtüler, bilgiye internet üzerinden eriţmekteki 1068 01:30:29,062 --> 01:30:34,646 ihtilaf ve tartýţmalarýn temel sebebi oldu. Diđer konularda yaţadýđýmýzi 1069 01:30:34,671 --> 01:30:40,086 sýkýntýlara bir hayli benziyor aslýnda; tek farký bu tarz adil olmayan 1070 01:30:40,111 --> 01:30:45,297 mahkumiyetlerde genelde fakir ve azýnlýk mensubu insanlarýn olmasý. 1071 01:30:47,871 --> 01:30:50,686 Swartz ailesinden ve arkadaţlarýndan daha fazla soyutlanmaya baţladý. 1072 01:30:50,710 --> 01:30:56,963 Baţka bir ţeyle uđraţmaz oldu. Dava bütün hayatýný ele geçirmiţti. 1073 01:30:56,987 --> 01:31:02,061 Aaron'ýn avukatlarýndan biri, savcýlara, Aaron'ýn duygusal anlamda savunmasýz 1074 01:31:02,086 --> 01:31:06,898 olduđunu, buna göre hareket etmelerini söylemiţti. Yani bunu biliyorlardý. 1075 01:31:06,922 --> 01:31:15,135 Gerçekten büyük bir yük altýndaydý. Yapacaklarýnýn ve hareketinin kýsýtlanmasýndan 1076 01:31:15,160 --> 01:31:23,471 nefret ederdi. Sürekli kafasýna kaktýklarý hapis tehditi onun için dehţet vericiydi. 1077 01:31:23,495 --> 01:31:30,677 Maddi kaynaklarýný tamamen tüketmiţti. Bize de çok pahalýya mal olmuţtu. Yüksek bir 1078 01:31:30,702 --> 01:31:35,679 miktarda yardým toplamýţtý. Milyonlarca dolar harcanmýţtý. 1079 01:31:35,704 --> 01:31:39,982 -Hukuki savunma için mi? -Evet. -Milyonlar? -Evet. 1080 01:31:41,704 --> 01:31:45,639 Sanýrým insanlara yük olmak istemiyordu, bu da bir etkendi. Bir 1081 01:31:45,664 --> 01:31:49,390 yanda normal hayatý, öbür yanda uđraţmasý gereken boktan bir 1082 01:31:49,415 --> 01:31:53,318 durum. Elinden geldiđince sýnýrý korumaya çalýţmýţtý. Ama hepsi 1083 01:31:53,343 --> 01:31:57,062 bir araya bulanmaya baţladý ve herţey boktan bir hale geldi. 1084 01:31:59,143 --> 01:32:03,009 Her geçen zaman daha da güçleţen bir kararla karţý karţýyaydý. Suçu kabul 1085 01:32:03,034 --> 01:32:06,847 edip hayatýna devam etmek mi, yoksa bozuk bir sistemle mücadele etmek mi? 1086 01:32:06,871 --> 01:32:12,876 Hukuki dava için cevap basitti; anlaţma yoluna gitmedi ve bir dava tarihi belirlendi. 1087 01:32:12,900 --> 01:32:18,089 Aaron, adil olmadýđýna inandýđý bu durumla mücadele etmekte kararlýydý. 1088 01:32:18,114 --> 01:32:20,780 Bir yandan da korkuyordu. 1089 01:32:32,901 --> 01:32:43,240 Aaron'ý mahkum edeceklerini düţünmüyorum. Mahkemeden ayrýldýđýmýzda O'na sarýlacaktým. Boston'daki o köprünün üzerinde yürüyüp bir kaç bira devirecektik. 1090 01:32:46,400 --> 01:32:50,705 Haklý olduđumuzu düţünüyordum. Davayý kazanabilirdik, kazanacaktýk. 1091 01:32:50,729 --> 01:32:57,555 Pek bahsetmezdi, fakat çok acý çektiđini görebiliyorduk. 1092 01:33:01,800 --> 01:33:05,295 Aaron çocukluđunda ani ruh hali deđiţimi, depresif 1093 01:33:05,320 --> 01:33:08,241 nöbetler gibi ađýr depresyon sayýlabilecek 1094 01:33:08,266 --> 01:33:14,364 ţeyler yaţamadý. O sýrada depresif olabilir, normaldir, herkes zaman zaman depresif olur. 1095 01:33:19,005 --> 01:33:24,035 Ýliţkimiz henüz iki üç haftalýkken, "Sen benden 1096 01:33:24,060 --> 01:33:28,856 daha güçlüsün." dediđini anýmsýyorum. Bir çok 1097 01:33:28,881 --> 01:33:33,650 konuda gaddardý, hayat O'na ve bir çok insana 1098 01:33:33,675 --> 01:33:38,651 sert davranmýţtý. Bu, dehasýnýn bir parçasýydý. 1099 01:33:41,356 --> 01:33:47,628 Galiba 20'li yaţlarýnda klinik depresyon geçirmiţti. Fakat bir birlikteyken böyle 1100 01:33:47,653 --> 01:33:54,230 deđildi. Çok mutlu bir insandý diyemem, fakat bu depresif olduđu anlamýna da gelmiyor. 1101 01:33:56,956 --> 01:34:02,901 Ýki yýl boyunca çok çok ađýr baský altýnda kalmýţtý. Daha fazla uđraţmak istemedi. 1102 01:34:03,956 --> 01:34:07,011 Galiba, çok ađýr gelmiţti. 1103 01:34:14,755 --> 01:34:19,061 Gecenin bir vakti arkadaţým aramýţ. Bir ţeylerin yolunda 1104 01:34:19,086 --> 01:34:23,239 gitmediđini anlamýţtým. Aradým, ve ne olduđunu anladým. 1105 01:34:23,790 --> 01:34:29,561 Sosyal haber ve eđlence sitesi reddit'in kurucularýndan biri, evinde ölü bulundu. 1106 01:34:29,586 --> 01:34:34,934 Polise göre, 26 yaţýndaki Aaron Swartz Brooklyn'deki dairesine intihar etti. 1107 01:34:37,595 --> 01:34:46,670 Neslimizin en yaratýcý beyinlerinden birini kaybettik diye düţündüm. 1108 01:34:46,694 --> 01:34:49,094 O an dünya baţýma yýkýldý. 1109 01:34:57,294 --> 01:34:59,459 Hayatýmdaki en zor gecelerden biriydi. 1110 01:35:00,394 --> 01:35:10,194 Çýđlýk atýyordu, "Ne dediđini anlayamýyorum" dedim... Yeter. Daha fazla devam edemeyeceđim. 1111 01:35:16,994 --> 01:35:25,104 Olan biteni anlamlandýramadým. Hala anlayamýyorum. 1112 01:35:25,294 --> 01:35:27,693 Hüsran içindeydim, öfkeliydim. 1113 01:35:38,493 --> 01:35:40,493 Çocuklarýma açýklamaya çalýţtým. 1114 01:35:43,891 --> 01:35:47,624 Üç yaţýndaki çocuđum, doktorlarýn düzelteceđini söyledi. 1115 01:35:52,395 --> 01:35:56,980 Tanýdýđým pek çok insan öldü, fakat hiç birini bu 1116 01:35:57,005 --> 01:36:01,748 ţekilde kaybetmedim. Ben dahil çođu kiţi bir ţeyler 1117 01:36:01,773 --> 01:36:06,766 yapabilirdik diye düţünüyordu. Ama görememiţtik, böyle 1118 01:36:06,791 --> 01:36:11,148 olduđunu bilmiyorduk, bu kadar acý çektiđini... 1119 01:36:11,172 --> 01:36:19,581 Benim bir parçamdý. Gerçek olmamasýný diledim. Sonra 1120 01:36:19,606 --> 01:36:27,696 Wikipedia sayfasýna baktým ve ölüm tarihini gördüm. 1121 01:36:33,172 --> 01:36:34,872 "... ile 2013 arasýnda yaţadý." 1122 01:36:43,606 --> 01:36:46,626 Aaron öldü. Çivisi çýkmýţ dünyanýn gezginleri, akýl 1123 01:36:46,651 --> 01:36:49,729 hocalarýmýzdan birini, yaţlý bir bilgini kaybettik. 1124 01:36:49,753 --> 01:36:55,928 Dođrunun yolundaki hackerlar, bir eksildik, bizden birini yitirdik. 1125 01:36:57,353 --> 01:37:04,690 Anaçlar, ilgililer, dinleyenler, besleyenler, tüm aileler, çocuklarýmýzdan birini kaybettik. 1126 01:37:04,714 --> 01:37:07,013 Hepimiz ađlayalým. 1127 01:37:15,113 --> 01:37:19,129 Aklýma gelen ilk ţey, ya kimse farketmezse endiţesiydi. 1128 01:37:19,154 --> 01:37:22,739 Çünkü ne kadar dikkat çekici olduđunu bilmiyordum. 1129 01:37:23,854 --> 01:37:29,553 Daha önce hiç bu kadar duygusal taţmaya tanýk olmamýţtým. 1130 01:37:29,577 --> 01:37:31,714 Ýnternet alev aldý. 1131 01:37:31,738 --> 01:37:32,726 Herkesin kendine göre bir izah etmeye çabalýyordu, fakat daha önce hiç kimsenin 1132 01:37:32,751 --> 01:37:33,762 twitter'da yas tuttuđunu görmemiţtim. Ýnsanlar basbayađý internette yas tutuyordu. 1133 01:37:46,636 --> 01:37:51,661 O, internetin öz evladýydý. Ve eski dünya onu katletmiţti. 1134 01:37:55,636 --> 01:37:59,836 Korkunç adaletsizliđe el atýlmayan bir zamanýn ortasýndayýz. 1135 01:38:01,836 --> 01:38:09,749 Ekonomik krizin mimarlarý, baţkanla rahat rahat akţam yemeđi yiyorlar. Böyle 1136 01:38:09,774 --> 01:38:17,685 bir ortamda, devletin böyle bir ţeyi yargýlamýţ olmasý absürdden öte, trajik. 1137 01:38:17,709 --> 01:38:24,065 Asýl soru, baţýmýzdan geçen bunca ţeyden sonra, dünyayý daha iyi bir yer haline getirmek 1138 01:38:24,090 --> 01:38:30,303 bir ţeyler yapabilir miyiz? Bu mirasý nasýl daha ileriye taţýrýz, bu soruyu sormalýyýz. 1139 01:38:33,409 --> 01:38:39,948 Dünyanýn her yerinde hackathonlar, toplanmalar baţladý. Bir anlamda, Aaron Swartz 1140 01:38:39,973 --> 01:38:46,032 içimizdeki iyiyi çýkarttý, "Bu durumu nasýl düzeltiriz?" sorusunu sordurttu. 1141 01:38:47,808 --> 01:38:55,243 Nacizhane görüţüm, O'nun bu ülkenin yetiţtirdiđi en sýradýţý devrimcilerden olduđudur. 1142 01:38:55,267 --> 01:39:00,686 Aaron kazandý mý, kaybetti mi bilemiyorum. Fakat ţu açýktýr ki, 1143 01:39:00,711 --> 01:39:05,706 O'nun mücadelesinde kullandýđý ellerle ţekillenenleriz biz. 1144 01:39:06,567 --> 01:39:10,110 Kolluk kuvvetlerini, bilgiye eriţimi çoađaltmak 1145 01:39:10,135 --> 01:39:13,875 isteyen yurttaţlarýn üzerine saldýđýmýzda, hukukun 1146 01:39:13,900 --> 01:39:18,354 üstünlüđünü bozarýz ve adalet mabedimizi iđfal etmiţ oluruz. 1147 01:39:18,379 --> 01:39:20,715 Aaron Swartz bir suçlu deđildi. 1148 01:39:21,578 --> 01:39:26,520 Deđiţim, kendiliđinden kaçýnýlmaz olarak gelen bir ţey deđildir. 1149 01:39:26,545 --> 01:39:29,053 Sürekli mücadele sayesinde gelir. 1150 01:39:30,579 --> 01:39:33,331 Aaron, hakikaten de sihir yapabiliyordu. Ve kendimi 1151 01:39:33,356 --> 01:39:36,294 yaptýđý sihrin O'nunla birlikte ölmemesine için adadým. 1152 01:39:36,319 --> 01:39:39,123 Dünyayý deđiţtirebileceđine inanýyordu, ve haklýydý. 1153 01:39:40,379 --> 01:39:44,272 Geçen haftadan bu yana, bugün de, fonumuz artmakta. 1154 01:39:46,878 --> 01:39:51,138 Swartz'ýn ölümünden sonra, temsilci Zoe Lofgren ve senatör Ron Wyden, 1155 01:39:51,163 --> 01:39:55,155 Bilgisayar Sahtekarlýđý ve Ýstismarý Yasasý'ný reforme edecek bir 1156 01:39:55,180 --> 01:39:59,335 yönetmelik gündeme getirdiler. Swartz'a yönelik suçlamalarýn çođunun 1157 01:39:59,360 --> 01:40:03,128 dayandýđý eskimiţ yasa buydu. Adýna da, Aaron'ýn Yasasý dendi. 1158 01:40:03,152 --> 01:40:06,691 Aaron, insanýn kendine sürekli "ţu an üzerinde çalýţabileceđim 1159 01:40:06,716 --> 01:40:10,647 dünyanýn en önemli ţeyi nedir" sorusunu sormasý gerektiđine inanýyodu. 1160 01:40:10,671 --> 01:40:12,971 "Eđer onun üzerinde çalýţmýyorsan, neden çalýţmýyorsun?" 1161 01:40:33,560 --> 01:40:39,256 Keţke geçmiţi deđiţtirebilsek, ama deđiţtiremeyiz. Ama geleceđi deđiţtirebiliriz 1162 01:40:39,281 --> 01:40:43,757 ve deđiţtirmeliyiz. Aaron'ýn hatýrasý için yapmalýyýz. Kendimiz 1163 01:40:43,782 --> 01:40:49,719 için yapmalýyýz. Dünyayý daha iyi ve insani bir yer haline getirmek için yapmalýyýz. 1164 01:40:49,744 --> 01:40:54,143 Hukukun iţlediđi ve bilgiye eriţimin insan hakký olduđu bir dünya. 1165 01:40:54,167 --> 01:40:59,176 Geçtiđimiz ţubat ayýnda, Baltimore'lu bir çocuk vardý. 1166 01:40:59,201 --> 01:41:04,276 14 yaţýndaydý. JSTOR'a eriţimi vardý. Bir ţey okuduktan 1167 01:41:04,301 --> 01:41:08,810 sonra JSTOR'u kurcalamaya baţlamýţtý. Ve pankreas 1168 01:41:08,835 --> 01:41:13,614 kanserini erken teţhis edebilen bir test geliţtirdi. 1169 01:41:15,335 --> 01:41:19,326 Pankreas kanseri, çatýr çutur öldürür; çünkü çok 1170 01:41:19,351 --> 01:41:22,910 geç tespit edilir ve tespit edildiđinde bir 1171 01:41:22,935 --> 01:41:30,264 ţeyler yapmak için çok geçtir. Johns Hopkins'in Onkoloji departmanýnýn tamamýna mail atar. 1172 01:41:30,288 --> 01:41:31,888 Çocuk 14 yaţýnda mý? 1173 01:41:31,913 --> 01:41:35,015 Evet 14 yaţýnda bir çocuk. Çođu aldýrmaz bile. Fakat bir tanesi 1174 01:41:35,040 --> 01:41:38,334 beđenir ve "Çok da aptalca bir fikir deđil, gel bir görüţelim" der. 1175 01:41:38,358 --> 01:41:42,675 Çocuk, akţamlarý ve haftasonlarý bu araţtýrmacýyla çalýţmaya devam eder. Aaron öldükten bir 1176 01:41:42,700 --> 01:41:46,782 kaç hafta sonra ţubat ayýnda haberlerde gördüm - o ara sýk sýk Aaron vardý haberlerde-. 1177 01:41:50,858 --> 01:41:51,858 Pardon. 1178 01:41:53,658 --> 01:41:58,711 Ve haberlerde olmasýnýn sebebini açýklýyordu, baţarmýţlardý, pankreas kanserini 1179 01:41:58,736 --> 01:42:03,282 erkenden saptayabilen bu hayat kurtaran testin dađýtýmýna baţlamýţlardý. 1180 01:42:03,836 --> 01:42:06,665 Ve dedi ki, "Aaron'ýn yaptýđý ţey iţte bu yüzden çok önemli." 1181 01:42:06,690 --> 01:42:09,360 [Aaron Swartz, Jack Andraka'nýn devrimsel kanser testininin önünü nasýl açtý] 1182 01:42:10,636 --> 01:42:16,974 Çünkü, geleceđi göremezsiniz deđil mi? Evrenin bu gerçeđi, sadece hýz limitini 1183 01:42:16,999 --> 01:42:22,590 saptayan yetkililerin kullandýđý bir gerçek deđil. Evladýnýn pankreas 1184 01:42:22,615 --> 01:42:29,072 kanserinden ölmesini engelleyen ţey de ayný yerden gelir. Eriţim olmadýđý zaman, 1185 01:42:29,097 --> 01:42:35,234 senin ihtiyaç duyduđun soruna çözüm bulacak kiţi, cevabý asla bulamayabilir. 1186 01:42:35,920 --> 01:42:46,825 o kadav iyi sývýţtýki, ..., uzay gemisine gevi döndüvünde bile... 1187 01:42:48,625 --> 01:42:57,820 -Afferin Aaron! Çok iyiydi. -Tam-mam, ţimdi ţarký vakti!