Ortaklaşa yaratıcılık ruhuyla
yapacağım şey,
aslında benden önce konuşan üç kişinin
söylediklerinin birçoğunun tekrarı olacak,
ancak bunlar
aslında ortaklaşa yaratıcılık denen
gerçekte ödünç almaktır--
ama bunu özel bir bakış açısıyla yapıp
Jimmy ve diğerlerinin hakkında konuştuğu,
bu yeni ortaya çıkan
ortak yaratıcılık dünyasında
kullanıcı ve tüketicilerin
rolünü sormaktır.
İzninizle, şu basit soruyla
başlayayım:
dağ bisikletini kim icat etti?
Çünkü geleneksel ekonomik teori
muhtemelen derdi ki
dağ bisikletini muhtemelen
sürekli yeni projelerin çıktığı
büyük bir ARGE
laboratuvarı bulunan
büyük bir bisiklet şirketi bulmuştur,
ancak öyle olmadı.
Diğer bir yanıt, garajında yalnız
başına çalışan
değişik bisikletlerle çalıştıktan sonra
hafif bir bisiklet
ile ortaya çıktı.
Buradan gelmedi. Dağ bisikleti
kullanıcılardan geldi, Kuzey Carolina'dan
geleneksel bisikletler hani Eddy Merckx
ya da büyük ağabeyinizin kullandığı
görkemli bisikletler tarafından hayal
kırıklığına
uğratılan gençler tarafından bulundu.
Ancak ayrıca babanızın bindiği
büyük gidonları olana bisikletler
tarafından da hayal kırıklığına
uğramışlardı.
Böylece gövdesini bu büyük bisikletlerden
alarak yarış bisikleti
vitesleri koydular,
frenlerini motosikletlerden aldılar ve
başka bir çok malzemeyi karıştırdılar.
İlk başlarda ilk 3-5 yılda
dağ biskletlerine
külüstürler deniliyordu.
Bunlar sadece çoğunlukla Kuzey Kaliforniya
bisikletçilerinden
bir grupta yapıldı.
Sonra külüstürler için parça ithal eden
firmalardan biri
başka kişilere satmaya başladı ve
sonra başka bir firma çıktı, Marin,
bu emin değilim ama sanırım
büyük bisiklet firmalarının
bir pazar olduğunun farkına varmalarından
10-15 sene önceydi.
30 sene sonra, dağ bisikleti ve
dağ bisikleti ekipmanları satışı,
tüm bisiklet satışlarının
yüzde 65'ini oluşturuyordu.
Bu da 58 milyar dolar demekti.
Bu kategori tamamıyla tüketiciler
tarafından yaratıldı çünkü
ana bisiklet üreticileri
bu ihtiyacı
fırsatı göremediler;
yaratmak için öncü olamadılar.
Yochai'nin sunumu ile ilgili olarak
sanırım katılmadığım bir şey
internetin, yaratıcılığın
dağıtımcı kapasitesini ortaya çıkardığını
söylediği zamandı.
Bu, internetin bu tarz tutkulu
bilgili, yarı-profesyonellerle
birleştirdiğindeydi
icat etmeye teşvik edilmişlerdi;
araçları vardı; istekliydiler--
ki bu şekilde yaratıcı birliğin
patlamasını elde edersiniz.
Bunun sonunda Jimmy'nin bahsettiği
türden şeylerin ihtiyacını alırsınız,
yeni çeşit düzenlerimizin
ya da daha iyi bir ifadeyle:
Organizasyonlar olmadan
kendimizi nasıl organize ederiz?
Bu artık mümkün; organize olmak için
organizasyonlara ihtiyacınız yok,
yeni yazılımlar geliştirmek gibi
büyük ve karmaşık görevler için.
Bu yaratıcılığın geldiğini düşündüğümüz
yol için büyük bir meydan okumadır.
Geleneksel görüş halen yücelterek
bizim yaratıcılığı düşündüğümüz şekildeydi
--organizasyonlarda, hükümette--
yaratıcılık özel insanlara özgüdür:
beyzbol şapkasını ters tak,
konferanslara bu şekilde gel,
özel yerlerde,
seçkin üniversitelerde,
ormanlarda, suda, ARGE laboratuvarlarında,
belki şirketlerin komik boyalı odalarında
hani fasulye çuvalları ya da langırt
masası şeklinde masalarda.
Özel insanlar, özel yerlerde
özel fikirler düşünüyor,
sonra fikirleri pasif bir şekilde
bekleyen müşterilere taşıyan
bir hattınız oluyor.
Buluşa ''evet'' ya da
''hayır'' diyebilen.
Bu yaratıcılık düşüncesidir.
Buna göre, hükümette iseniz ya da
büyük bir şirket yönetiyorsanız
kural ne olmalıdır?
Daha özel insanlar, daha özel yerler.
Şehirlerde yaratıcı gruplar inşa et;
daha çok ARGE parkları yarat, vesaire.
Hattı müşterilere doğru genişlet.
Bu görüş, bana göre, fazlaca yanlış.
Bence hep yanlıştı
çünkü bence yaratıcılık
oldukça işbirliği demekti ve
muhtemelen de geniş
bir şekilde interaktifti.
Ancak artarak yanlış olmaktaydı ve
nedeni de fikirlerin yine
geldiği noktaya geri dönmesiydi.
Bu fikirler müşterilerden geri gelir ve
genellikle de üreticilerin
ilerisindedirler.
Neden?
Bir nedeni
radikal buluşlar
büyük miktarda teknoloji ya da insanları
etkileyen fikirleriniz olduğunda
fazlaca belirsizlik de içermeleridir.
Belirsizliğin en fazla olduğu zamanlarda
buluşların ödülleri en büyüktür.
Radikal bir buluşunuz olduğunda,
nasıl kullanılacağı pek belirgin değildir.
Telefonun tüm geçmişi
belirsizliklerle mücadelenin hikayesidir.
Mucitleri,
sabit telefonların ilk başlarda
insaların West End tiyatrolarındaki
canlı performansları dinlemeleri
için kullanılacağını düşünmüşlerdi.
Cep telefonu firmaları SMS'i bulduğunda
gençler tarafından
kullanılmaya başlayana dek
ne işe yaracağına dair
hiçbir fikirleri yoktu.
Yani buluş ne kadar radikal olursa
belirsizlik o kadar fazla olur
buluşu daha fazla kullanarak
teknolojinin ne işe yaradığını
anlamanız gerekir.
Tüm patentlerimiz, patentlere ve buluşlara
karşı tüm yaklaşımımız
mucitlerin icat ettiklerinin
ne olduğunu, ne için olduğunu
bildikleri fikrine dayanıyordu.
Gitgide, bir şeyler icat edenler
bunu önceden söyleyemeyecektir.
Kullanıcılarla ile birlikte
kullanıldıkça ortaya çıkacaktır.
İcadın bir tür yaradış anı
olduğuna inanmak isteriz:
Biri fikirle geldiğinde bir
doğum gerçekleşir.
Gerçek şudur ki, yaratıcılığın çoğu
kümülatif ve ortaklaşadır;
aynı uzun bir zaman zarfında
gelişen Wikipedia gibi.
Kullanıcıların gittikçe daha çok
önem kazanmasının ikinci nedeni
büyük ve yıkıcı buluşların
kaynağı olmalarıdır.
Yeni, büyük fikirler bulmak istiyorsanız
ana pazarlarda, büyük organizasyonlarda
bulmak genellikle zordur.
Sadece büyük organizasyonların
içine bakın,
neden böyle olduğunu anlayacaksınız.
Yani büyük bir organizasyondasınız.
Doğal olarak şirket basamaklarını
çıkmaya heveslisiniz.
Yönetim Kurulu'na gidip
''Bakın harika bir fikrim var
marjinal bir market için
sıradışı bir ürün,
daha önce hiç hitap
etmediğimiz müşteriler için
sonucunu hemen alamayabiliriz ama
gelecekte çok büyük olabilir?
Hayır, yapacağınız gidip
''Sıradışı bir buluş için
halihazırdaki kanallar aracılığıyla
mevcut müşterilere yönelik
satışa sunacağımız
harika bir sıradışı ürün teklifim var ve
üç yıl içinde geridönüşünü
garanti edebilirim.''
Büyük şirketlerin geçmiş başarıları
takviye etme eğilimi vardır.
O kadar buna gömülmüşlerdir ki
yeni gelişen pazarları
farketmeleri çok zordur.
Yeni pazarlarda bu durumda
tutkulu kullanıcıları besleyen alanlardır.
En iyi örnek:
Müzik endüstrisinden
30 yıl önce densin ki,
''Hadi öyle bir müzik yapalım ki
yolsuk mahallelerde yaşayan dışlanmış
siyahlerin hayal kırıklığını
dünyaya bir çok insanın dinlemede
zorlanacağı bir müzikle anlatsın.
Harika bir fikir hemen yapalım''
(Gülüşmeler)
Sonuçta ne oldu? Rap müzik
kullanıcıları tarafından bulundu.
Kendi bantları ve kayıt
cihazları ile yaptılar,
kendileri dağıttılar.
30 yıl sonra,
rap popüler kültürün
baskın bir müzik türü
asla büyük firmalardan ortaya çıkmazdı.
Bu yarı profesyoneller ile
başlamak zorundaydı-- bu üçüncü noktadır--
Bu Londra'da Demos olarak adlandırılan
düşünce havuzunda yaptığım bazı şeylerde
kullandığım ifade idi,
bu amatör olarak adlandırdığımız kişilere
yani sadece sevdikleri için yapan
ama çok yüksek standartta yapan kişilere
Tüm farkli alanlarda
yazılımdan astronomiye,
doğal bilimlere,
uçurtma sörfü vs. gibi
eğlence ve kültürün farklı alanlarında
sadece sevdikleri için yapan insanlar ama
gerçekten yüksek standartta
yapmak isteyenlere rastlarsınız.
İsterseniz boş zamanlarında çalışırlar.
Boş zamanları çok ciddiye alırlar:
yeni beceriler edinirler, zaman ayırırlar,
giderek ucuzlayan teknolojiyi kullanırlar,
sadece internet değil:
kameralar, dizayn teknolojisi
dinlence teknolojisi, sörf tahtaları vs.
Globalleşme sayesinde
bu ekipmanlar ucuzlaşıyor.
Daha bilgili, daha eğitimli tüketiciler,
birbirleriyle daha fazla bağlanabilen
beraber daha çok şeyler yapabilen.
Tüketim, bu anlamda üretici
potansiyellerinin ifadesidir.
İnsanların bununla ilgilenme nedeni
işte kendilerini ifade ettiklerini
düşünmeyişleridir.
Yaptıklarının kendileri için
önemli görmedikleriden
bu tip aktiviteleri seçmektediler.
Bu hayatın bir çok alanında
önemli organizasyonel etkilere sahiptir.
Örnek olarak Yochai'nin bahsettiği
astronomiyi düşünün.
20 yıl , 30 yıl önce
sadece büyük astronomlar
çok büyük teleskoplarla uzayın
derinliklerini görebilirlerdi.
Ben çocukken Kuzey İngiltere'de
Jodrell bank denilen
büyük bir teleskop vardı.
Raylar üzerinde hareket edebilir
ay çekimleri yapabilirdi.
Çok büyüktü, kesinlikle muazzamdı.
Şimdilerde bir nevi açık kaynak olan
Dobsonian dijital teleskoplarıyla
bazı ışık kaynaklarıyla
internette çalışan
6 amatör astronom
30 yıl önce sadece Jodrell Bank'ın
yapabildiğini 10 yılda geliştirdiler.
Böylece, burada astronomide,
yeni üretken kaynakların
büyük patlamasını yaşarsınız.
Kullanıcılar üreticiler olabilir.
Bunun organizasyonel manzaramız için
anlamı nedir?
Bir an için iki kampa bölünmüş
bir dünya düşünün.
Burada eski, geleneksel şirket modeliniz:
özel insanlar, özel mekanlar;
patenti al, piyasaya
genellikle bekleyen pasif müşteriler sun.
Burada da farz edelim ki
Wikipedia, Linux ve ötesi--açık kaynak.
Bu açık; bu kapalı.
Bu yeni; bu geleneksel.
Evet ilk söyleyebileceğiniz sanırım, kesin
Yochai'nin söylediğidir--
bu iki organizasyonel form arasında
büyük muhteşem bir mücadele olduğudur.
Buradaki insanlar bu tarz
organizasyonel başarıları
durdurmak için ellerinden geleni yaparlar
çünkü onlar tarafından tehdit edilirler.
Yani bütün telif, dijital hak vb.
hakkındaki tartışmalar
bana göre tamamıyla
bu tür organizasyonları bastırmak içindir.
Gördüğümüz telif hakları ve
patent fikrinin yozlaşmasıdır.
Buluşu teşvik yolu olarak
bilginin yayılmasını yöneterek
büyük şirketler tarafından
buluşları önlemek için
patent kalabalığı yaratmaktır.
İki örnek vereyim.
İlki: Bir yatırımcıya gidip diyin ki
''Muhteşem bir fikrim'var.
Microsoft Outlook'dan çok çok daha iyi
bu harika programı buldum.''
Hangi girişimci yatırımcı size para verip
Microsoft ile rekabete girer? Hiçbiri.
Bu nedenledir ki Microsoft ile rekabet
ancak
açık kaynaklı bir projeden gelecektir.
Açık kaynak ve tüketici kaynaklı icatlar
için büyük bir rekabetçi tartışma vardır
çünkü bu tekele karşı
en büyük
rekabetçi araçlardan biridir.
Büyük profesyonel
tartışmalar da olacaktır.
Çünkü bu kapalı organizasyonlardaki
profesyoneller
belki akademisyenler; belki programcılar;
belki doktorlar; belki gazeteciler
--benim eski mesleğim--derler ki
''Hayır, hayır--bu insanlara
güvenebilirsiniz.''
Gazeteciliğe başladığımda
--20 yıl önce Finacial Times'da--
birini gazeteyi okurken görmek
çok heyecan vericiydi.
Metro'da giderken birinin omzundan
sizin makalenizi mi okuyorlar
diye bakmak isterdinız.
Genellikle hisse fiyatlarını okurlardı
sizin makalenizin olduğu parça
yerdedir ya da onun gibi birşey
siz de ''Allah aşkına
ne yapıyor bunlar'!
Benim harika makalemi okumuyorlar!''
Kullanıcılara, okurlara gazetede
iki yerde katkıda bulunma imkanı sağladık:
mektup yazabilecekleri sayfada
kısaltıp, yarıya düşürüp
üç gün sonra basardık.
Ya da eğer editörü tanıyorlarsa --
aynı okula gitmişlerse,
eşiyle yatmışlarsa--
serbest kürsü sayfasında yazabilirlerdi.
Bunlar iki yerdi.
Şok, dehşet: artık okurlar
yazar ve yayıncı olmak istiyor.
Onların görevi bu değil;
onların görevi yazdıklarımızı okumak.
Blogerların gazeteci
olmak istediğini düşünseler de
onların tek istediği seslerini duyurmak.
Jimmy'nin de dediği gibi
diyalog istiyorlar, konuşma istiyorlar.
Bilgi akışının bir parçası
olmak istiyorlar.
Orada olan tüm yaratıcılık
alanının genişlemesiydi.
Muazzam bir mücadele olacak.
Ancak aynı zamanda açıktan kapalıya
muazzam bir hareket de olacak.
Sanırım göreceğiniz kritik olan iki şey,
ve bunlar, sanırım, açık hareketin
iki ana engelidir.
İlki:
gönüllülerle hayatta kalabilecek miyiz?
Bu çok kritikse,
bunu daha iyi bir şekilde
fonlamamız, organize etmemiz
desteklememiz gerekmez mi?
Kızıl Haç'ın bilgi için yaratılma
düşüncesi harika bir fikirdir,
ancak bunu sadece gönüllülerle
organize edebilir miyiz?
Bunun için sosyal politika ve fonlarda
neleri değiştirmemiz gerekir?
Mesela bu dünyada
BBC'nin görevi nedir?
Kamu politikalarının rolü ne olmalıdır?
Sonuçta sanırım göreceksiniz ki
zeki, kapalı organizasyonlar
hızla kapalı yönünde ilerliyorlar.
Yani bu iki kamp arasında
bir yarış olmayacak,
ancak ikisinin arasında
insanların işgal edeceği
her türden ilginç yerler bulacaksınız.
Yeni organizasyon modeller açık ve
kapalıyı kurnazca karıştıracaklar.
Çok belirgin olmayacak;
Microsoft Linux'a karşı gibi olmayacak--
Her türlü şey arada olacak.
Anlaşıldı ki bu organizasyonlar
inanılmaz güçlü ve
onları anlayabilenler
çok çok güçlü olacaklar.
Bunun ne anlama geldiği
ile ilgili bir örnek vereyim.
Şanghay'daydım,
beş yıl önce bir pirinç tarlası olan--
Son 10 yılda Şanghay'da inşa edilen
2500 gökdelenden birinde
bir ofis binasındaydım.
Timothy Chan isimli bey ile
akşam yemeğindeydim.
Timothy Chan 2000 yılında
Internet şirketi kurmuştu.
Internete girmeden parasını saklayarak
bilgisayar oyunlarına girmeye karar verdi.
Çin'de en büyük bilgisayar oyunları
şirketi olan Shanda'yı yönetiyordu.
Tüm Çin'de dokuzbin sunucu,
250 milyon üye.
Her an oyunlarından birini
oynayan dört milyon kişi var.
Bu kadar nüfüsa hizmet etmek için
kaç personel çalışıyor?
500 kişi.
Pekiyi 250 milyon kişiye
500 personelle nasıl hizmet verebilir?
Çünkü aslında onlara hizmet vermiyor.
Onlara bir platform veriyor;
bazı kurallar koyuyor; araçlar veriyor ve
sonra konuşmaları
orkestra şefi gibi yönetiyor;
hareketleri orkestra şefi
gibi yönetiyor.
Ancak aslında içeriğin çoğu
kullanıcılar tarafından yaratılıyor.
Bu da şirket ve toplum arasında
çok çok kuvvetli
bir bağ kuruyor
Bunun en iyi göstergesi:
oyunlarından birine giriyor,
oyun içerisinde gelişirdiğiniz
bir karakter yaratıyorsunuz.
Eğer bir nedenden
kredi kartınızda bir sorun olursa
ya da başka bir problem olursa
karakteri kaybediyorsunuz.
İki seçeneğiniz var.
Birinci seçenek: sıfırdan yenibir
karakter yaratabilirsiniz
ancak oyuncunuzun hiçbir geçmişi olmaz.
Bu yaklaşık 100 dolara malolur.
Ya da uçağa binip Şanghay'a gider,
--yaklaşık 600-700 dolara malolur,
Shanda'nın ofisinin önündeki
kuyruğa girer ve
karakterinizi geri ister ve
geçmişini geri alırsınız.
Her sabah ofislerinin önünde
600 kişi kuyruğa girip
karakterlerini geri
istiyorlar. (Gülüşmeler)
Bu topluluklar üzerine
kurulmuş şirketlerle ilgilidir.
topluluklara paylaşabilecekleri
araçlar, platformlar, kaynaklar sağlarlar.
Açık kaynak değildir,
ancak çok çok güçlüdür.
Sanırım bu benim gibi
devlet ile çok iş yapanların
en büyük engellerinden biri.
Eğer bir oyun şirketiyseniz ve
oyununuzda milyonlarca oyuncu varsa
yardımcı-yaratıcı, fikirlere
katkı sağlamaları
için sadece yüzde birine
ihtiyacınız var ve
geliştirme işgücü olarak
10.000 kişiniz var.
Düşünün İngiltere'de okullardaki
tüm öğrencileri alıyorsunuz ve yüzde biri
yardımcı geliştiriciler oluyorlar.
Bunun eğitim sistemindeki
kaynaklara etkisi ne olurdu?
Ya da NHS'deki hastaların
yüzde biri bir çeşit yardımcı
sağlık sağlayıcısı olsaydı.
Tüm engellemelere,
kısıtlamalara, geri çekmelere rağmen
neden hala bu açık modellerin
hala büyük bir güçle
ortaya çıkmalarının nedeni
üretken kaynaklarımızı
çoğaltmalarıdır.
Bu yapmalarının bir nedeni de
kullanıcıları üretcilere,
tüketicileri tasarımcıya
dönüştürmeleridir.
Çok teşekkür ederim.