Biaz Modern sanatlar Müzesindeyiz (N.Y) 4. katta
soyut ekspresyonizma ayrilmiş odalardayiz ve Mark Rothkonun
No.3/ No.13 adli eserin önündeyiz,1949 da yapilmiş
soyut ekspresyonister ,resimlerini isimlerndirmemeği çok severlerdi :)
sanki bi modernist problem gibiydi ,evet öle
kompozisiyon numara filan ,anliyorum ama
bu belirsizlik 20.yüz yildaki sanatçilar için onemliydi
3/13üncu kismi aceba küratörlerin bu resmin ismi ne vede emin olmamlari gibi bi şey
bu ola bilir, bende emin değilim
evet bu entersan, Rothko ölebir sanatci ki ben
ben soyut resimlerden soğoduğumda bile , Rothko lari severdim
onlarin bi karamsal ağrliği var
o mühteşem melenkoli, evet
ben de neden öle hissetiriyorlardi, bencede
gerçekten Rothko bu söylediklerinden çok mutlu olurdu
"insanlar, resimlerimi anlarlarsa karşisinda gözyaşlarini tutamazdi"demiş
evet, galiba bende de öle bi etki brakti
sanki,katedralda vitray camlara bakarken hissetiğin duygular gibi
nedir ki bu hisleri bizde uyandırıyor?
bu suru şey, yatayliği..
formlarim arkada ve önde her hangi bi formlarin olmamasi mi
enteresan, kenarlarin olmamasi ve de sanki havada yüzüyormüşluğu
sanki Mondrianiden baysediyordun , evet
ve sanki altindakini de görebiliyorsun
boyanin bazen öne
sanki bitmemişlik mevcut, evet bir süreç gibi
Rothkonu kendi çalişmasinin içindeyken bi yol arayişinin eforu
göstermekte,ve , sanki şimdi de Cezanne den bahsediyorsun
Cezanne ve Mondriandan bazi unsurlar mevcut ama,ilk olarak akla gelmiyecek şekilde
evet daha önce dediğin gibi, elerini olyanatirken resimlerin önünde,
seninle ayni fikirdeyim şimdi ,biraz sürdü nihayet
bu resimler alan hakindadirlar , renk değil
renk önemli , ve de çok mühteşemler
bunlar şekillerdir, ve bu mevcut şekiller kendi inşa etikleri alanlarda var olmakta
bu mantıklı,soylediğin yataylik çok ilginç,çunku bunlar yataylar
ama resme bakarsan dikey olaral gözukur
ve çok önemli ve güçlu bir şekilde alanı dolduruyor, ve o ağir
siyah şekil,o siyah dik dörtgen bulutu
çok meşum, ve yüksekte olduğundan , yerçekim merkezi,daha da güçlu
oliyor ve sanki seni resmin içine çekiyor,evet çekiyor değilmi
evet ole düşünüyorum ,ayrietten ,dikey olarak da aşağa doğru
krem beyazın üstüne baskı uygulıyor
ve de ince siya ve yeşil renklerde bundan nasibini aliyorlar
zalimce, bu biraz inanılmaz
parlaklik mevcut , ama
bazı konservatör,Rothkonun renkleri biraz solmuş
bende merak ediyorum
solmasaydi nasil işildak olurdu , evet çok canlilar
bu kavran ki, bitmiş bi şeyin peşinde değilde, sürecin olüşturdunu ....
meşhur bi değim " aksiyon resim çizmek" Rosenberg demişti,biz tabi bunu kastetmiyoruz
Rothkoyu düşünurken, burda yoğunlaşma ve
bi denge mevcut çalişmalarinda,düşündüğünde
aksiyon düşündüğünde akla Pollock ,boya
larin üstünden eğilmiş
,bence de arayış içinde ve bulmakla üraşiliyor,bence
haklisin,bu da sanatcini kendisine ve tecrübesinin dayalı ,bu esri oluşturmasinda
ve bu çalişmanin samimiyeti
arayişin içindeliği,içerir
bulmak ve hisetmek ,esas budur
yani resamin birnevi ruhsal
ve içinde olan bitenle ilgili
komik olanda, sonraki ressam kuşağı,bu düşünceyi komple reddederler
bunu bir tur psikanaliz kahramanlik olarak görulur
,Avrupa sürrealist hareketinden doğan ,Freud ve Yundan oluşan bi hareket
ama tabiki American düşünce ve açiklik(alan) olçek içinde
ve Warhole reaksiyonu , bu çorba kutusuyla
evet ,Jasper (johns),Rauschenberger,evet boyle ifaderler var
sanat yanlız bir içsel ruh durumundan oluşmiyor
ama bu ayni zaman çok güzel ve
etkileyici duygusallık bi ölçüde,değil mi ,evet bence de :)))) e.a.s.