Return to Video

Günlük alışkanlıklarımız politik şiddete nasıl yol açıyor?

  • 0:01 - 0:04
    Konuşmama, tarihi bir
    gizemle başlayacağım.
  • 0:05 - 0:08
    1957'de aynı politik grubun üyesi olan,
  • 0:08 - 0:09
    aynı şehirde yaşayan
  • 0:09 - 0:11
    ve yirmilerinde olan
  • 0:11 - 0:14
    iki genç kadın vardı.
  • 0:15 - 0:19
    O yıl, ikisi de şiddet saldırısı
    işlemeye karar verdi.
  • 0:19 - 0:23
    Bir tanesi silahını aldı ve denetleme
    noktasında bir askere yaklaştı.
  • 0:24 - 0:29
    Diğeri, bir bomba aldı
    ve kalabalık bir kafeye gitti.
  • 0:30 - 0:32
    Ama olay şu ki
  • 0:32 - 0:36
    kızlardan biri saldırıyı gerçekleştirdi
  • 0:37 - 0:40
    ama diğeri vazgeçti.
  • 0:41 - 0:43
    Farklılık yaratan şey neydi?
  • 0:44 - 0:47
    Ben davranışsal tarihçiyim
  • 0:47 - 0:50
    ve toplumsal hareketlerdeki saldırganlık,
  • 0:50 - 0:53
    ahlaki biliş ve karar verme
    üzerine çalışıyorum.
  • 0:53 - 0:55
    Bu söylemesi zor bir kelime. (Güler)
  • 0:55 - 0:57
    Başka bir şekilde söylemek gerekirse
  • 0:57 - 1:02
    bir bireyin tetiği çekmeye
    karar verdiği anı,
  • 1:02 - 1:06
    o ana yol açan gündelik kararları
  • 1:07 - 1:09
    ve o davranışın
    neden haklı olduğuyla alakalı
  • 1:09 - 1:13
    kendilerine anlattıkları
    hikâyeler üzerine çalışıyorum.
  • 1:13 - 1:15
    Bu konu,
  • 1:15 - 1:17
    benim için sadece bilimsel bir şey değil.
  • 1:17 - 1:19
    Aslında biraz kişisel bir konu.
  • 1:19 - 1:23
    Idaho'daki Kootenai County'de büyüdüm
  • 1:23 - 1:25
    ve bu çok önemli.
  • 1:25 - 1:30
    Bu, Idaho'nun patatesiyle
    ünlü olan bölgesi değil.
  • 1:30 - 1:32
    Bu bölgede patates yok.
  • 1:32 - 1:34
    Eğer bana patatesler hakkında
    soru sorarsanız
  • 1:34 - 1:35
    sizi bulurum.
  • 1:36 - 1:37
    (Gülüşmeler)
  • 1:37 - 1:40
    Idaho'nun bu bölgesi dağ gölleriyle,
  • 1:40 - 1:42
    at binmeleriyle,
  • 1:42 - 1:43
    kayakçılığıyla biliniyor.
  • 1:44 - 1:47
    Maalesef 1980'lerden itibaren
  • 1:47 - 1:51
    Aryan milletinin genel merkezlerinin
  • 1:51 - 1:53
    burada olmasıyla da biliniyor.
  • 1:53 - 1:57
    Her yıl neo-Nazi topluluğu gelir
  • 1:57 - 2:00
    ve kasabamızda yürüyüş yapar.
  • 2:00 - 2:05
    Yine her yıl kasabamızın üyeleri gelir
    ve onları protesto eder.
  • 2:05 - 2:08
    2001 yılında liseden mezun oldum
  • 2:08 - 2:13
    ve New York şehrinde
    üniversiteye başladım.
  • 2:13 - 2:17
    2001'in Ağustos'unda oraya gittim
  • 2:17 - 2:20
    ve birçoğunuzun da haberdar olduğu üzere
  • 2:20 - 2:22
    3 hafta sonra
  • 2:22 - 2:24
    İkiz Kuleler yıkıldı.
  • 2:24 - 2:28
    Şok olmuştum,
  • 2:29 - 2:31
    inanılmaz derecede öfkeliydim.
  • 2:33 - 2:34
    Bir şeyler yapmak istiyordum
  • 2:34 - 2:38
    ama o zamanlar yapmayı düşündüğüm tek şey
  • 2:38 - 2:41
    Arapça öğrenmekti.
  • 2:42 - 2:44
    İtiraf etmeliyim ki sınıfta,
  • 2:44 - 2:49
    onların bizden neden nefret ettiklerini
    öğrenmek isteyen o kız bendim.
  • 2:49 - 2:53
    Arapça öğrenmeye
    çok yanlış sebeplerle başladım.
  • 2:53 - 2:55
    Ama beklenmedik bir şey oldu.
  • 2:55 - 2:58
    İsrail'de okumak için burs kazandım.
  • 2:59 - 3:02
    Idaholu kız Orta Doğu'ya gitti.
  • 3:02 - 3:06
    Oradayken Filistinli Müslümanlarla,
  • 3:06 - 3:08
    Filistinli Hristiyanlarla,
  • 3:08 - 3:09
    İsrailli yerleşimcilerle
  • 3:09 - 3:12
    ve İsrailli barış
    aktivistleriyle tanıştım.
  • 3:12 - 3:16
    Her eylemin bir ekolojisi
    olduğunu öğrendim.
  • 3:17 - 3:18
    Hepsinin bir kaynağı var.
  • 3:20 - 3:24
    O zamandan beri dünya çapında dolaştım,
  • 3:24 - 3:28
    şiddet hareketleri üzerine çalıştım,
  • 3:28 - 3:33
    Irak'ta, Suriye'de, Vietnam'da,
    Balkanlar'da ve Küba'da
  • 3:33 - 3:37
    sivil toplum örgütleri
    ve eski mücahitlerle çalıştım.
  • 3:38 - 3:41
    Tarih bölümünde doktora yaptım
  • 3:41 - 3:43
    ve şu anda farklı arşivlere giderek,
  • 3:43 - 3:46
    belgeleri karıştırarak
  • 3:46 - 3:50
    polis itiraflarını, dava dosyalarını,
  • 3:52 - 3:57
    şiddet saldırılarında yer almış bireylerin
    beyanname ve günlüklerini arıyorum.
  • 3:57 - 4:00
    Bütün bu belgeleri
    bir araya topladığınızda
  • 4:00 - 4:02
    size ne söylüyorlar?
  • 4:02 - 4:06
    Öyle görünüyor ki beynimiz,
    bir sebebi olan gizemleri seviyor.
  • 4:06 - 4:09
    Ne zaman bir saldırı haberi görsek
  • 4:09 - 4:12
    tek bir soru sormaya meyilliyiz.
  • 4:12 - 4:13
    "Neden?"
  • 4:13 - 4:14
    "Neden bu oldu?"
  • 4:14 - 4:18
    Binlerce beyanname okudum ve bulduğum şey
  • 4:18 - 4:22
    aslında hepsinin bir taklit olduğu.
  • 4:22 - 4:26
    Güç aldıkları politik hareketi
    taklit ediyorlar.
  • 4:26 - 4:30
    Bu yüzden belirli bir vakayla ilgili
    karar verme konusunda
  • 4:30 - 4:32
    bize çok fazla şey söylemiyorlar.
  • 4:32 - 4:37
    Tamamen farklı sorular sormayı
    kendimize öğretmeliyiz.
  • 4:37 - 4:40
    "Neden?" yerine "Nasıl?" diye sormalıyız.
  • 4:40 - 4:43
    Bireyler bu saldırıları
    nasıl gerçekleştirdi?
  • 4:43 - 4:48
    Karar verme ekolojileri, şiddet içeren
    davranışlarını nasıl etkiledi?
  • 4:49 - 4:54
    Bu tarz soruları sorarak
    öğrendiğim birkaç şey var.
  • 4:54 - 4:56
    Öğrendiğim en önemli şey
  • 4:56 - 4:59
    politik şiddetin kültürel olarak
    yaygın olmadığı.
  • 4:59 - 5:00
    Onu biz yaratıyoruz.
  • 5:00 - 5:03
    Fark etsek de etmesek de
  • 5:03 - 5:10
    gündelik alışkanlıklarımız, çevremizdeki
    şiddetin yaratımını etkiliyor.
  • 5:10 - 5:15
    İşte şiddette payı olduğunu
    öğrendiğim birkaç alışkanlık:
  • 5:16 - 5:20
    Saldırganların, bir şiddet eylemine
    kendilerini hazırlarken
  • 5:20 - 5:23
    yaptıkları ilk şeylerden birisi
  • 5:23 - 5:27
    kendilerini bir bilgi
    baloncuğuyla çevrelemekti.
  • 5:27 - 5:30
    Yalan haberleri duyduk, değil mi?
  • 5:30 - 5:32
    Beni şok eden şey,
  • 5:32 - 5:36
    üzerine çalıştığım her grubun
    bir çeşit yalan haber sloganı olması.
  • 5:36 - 5:39
    Fransız komünistler bunu
    "iğrenç basın" olarak,
  • 5:39 - 5:43
    Fransız aşırı milliyetçiler
    "satılmış basın"
  • 5:43 - 5:45
    ve "hain basın" olarak,
  • 5:45 - 5:49
    Mısır'daki İslamcılar
    "ahlaksız haberler" olarak
  • 5:49 - 5:53
    ve Mısırlı komünistler
    "yalan haber" olarak adlandırdı.
  • 5:53 - 5:58
    Peki neden gruplar bilgi baloncuklarını
    yaratmak için çok fazla zaman harcıyor?
  • 5:58 - 6:01
    Cevap aslında çok basit.
  • 6:01 - 6:05
    Güvendiğimiz bilgilere dayanarak
    kararlar veririz, değil mi?
  • 6:05 - 6:09
    Eğer kötü bilgiye güvenirsek
  • 6:09 - 6:12
    kötü kararlar veririz.
  • 6:12 - 6:15
    Bireylerin şiddet saldırısı
    gerçekleştirmek istediklerinde
  • 6:15 - 6:18
    kullandıkları bir diğer
    ilginç alışkanlık da
  • 6:18 - 6:22
    kurbanlarını bir birey olarak değil,
  • 6:22 - 6:24
    karşı takımın bir üyesi
    olarak görmeleriydi.
  • 6:25 - 6:27
    Bu cidden çok tuhaflaşıyor.
  • 6:28 - 6:32
    Bu tarz bir düşüncenin etkili olmasının
    ardında eğlenceli bir beyin bilimi var.
  • 6:32 - 6:35
    Diyelim ki sizi iki takıma böldüm.
  • 6:35 - 6:37
    Mavi takım
  • 6:37 - 6:38
    ve kırmızı takım.
  • 6:38 - 6:41
    Sizden bir oyunda birbirinize karşı
    yarışmanızı istedim.
  • 6:42 - 6:48
    İşin komik yanı diğer takımın üyelerine
    kötü bir şey olmaya başladığında
  • 6:48 - 6:55
    milisaniyeler içinde
    zevk almaya başlayacaksınız.
  • 6:56 - 7:00
    Bunun komik tarafı da
    eğer mavi takımdan birisine gidip
  • 7:00 - 7:02
    kırmızı takıma katılmasını söylersem
  • 7:03 - 7:05
    beyniniz yeniden kalibre edecek
  • 7:05 - 7:06
    ve milisaniyeler içinde
  • 7:06 - 7:09
    eski takımınızdaki üyelere
    kötü bir şey olmaya başladığında
  • 7:09 - 7:12
    zevk almaya başlayacaksınız.
  • 7:14 - 7:18
    Politik çevremizde biz-onlar düşüncesinin
  • 7:18 - 7:22
    neden tehlikeli olduğuyla alakalı
    güzel bir örnek.
  • 7:22 - 7:27
    Saldırganların bir saldırı için
    kendilerine gaz vermek üzere kullandıkları
  • 7:27 - 7:30
    bir diğer alışkanlık
    farklılıklara odaklanmalarıydı.
  • 7:30 - 7:32
    Başka bir deyişle kurbanlarına baktılar
  • 7:33 - 7:37
    ve "Bu kişiyle hiçbir ortak yanım yok.
    Benden tamamen farklı." diye düşündüler.
  • 7:39 - 7:42
    Kulağa basit bir kavram gibi gelebilir
  • 7:42 - 7:47
    ama bunun işe yaramasının ardında
    büyüleyici bir bilim var.
  • 7:47 - 7:52
    Diyelim ki size farklı renklerdeki eller
    ve bu farklı renklerdeki ellere batırılan
  • 7:52 - 7:56
    sivri raptiyeler içeren
    bir video gösterdim.
  • 7:56 - 7:57
    Tamam mı?
  • 7:58 - 8:00
    Eğer beyaz tenliyseniz
  • 8:00 - 8:06
    muhtemelen en çok sempatik hareketlenmeyi
  • 8:06 - 8:08
    ve en çok acıyı
  • 8:08 - 8:11
    raptiyenin beyaz ele batırıldığını
    gördüğünüzde yaşayacaksınız.
  • 8:12 - 8:15
    Eğer Latin Amerikalı,
    Arap ya da siyahiyseniz
  • 8:15 - 8:19
    en çok sempatik hareketlenmeyi
    muhtemelen raptiyenin
  • 8:19 - 8:24
    sizin elinize en çok benzeyen ele
    batırıldığını gördüğünüzde yaşayacaksınız.
  • 8:27 - 8:31
    İyi haber şu ki bu, biyolojik olarak
    değişmez bir şey değil.
  • 8:31 - 8:33
    Bu, öğrenilmiş davranış.
  • 8:33 - 8:38
    Diğer etnik komitelerle
    ne kadar çok zaman geçirirsek
  • 8:38 - 8:45
    onları o kadar çok kendimize benzer
    ve takımımızın bir parçası olarak görürüz
  • 8:45 - 8:47
    ve o kadar çok acılarını hissederiz.
  • 8:47 - 8:50
    Bahsedeceğim son alışkanlık,
    saldırganların dışarı çıkıp
  • 8:50 - 8:55
    o eylemlerden birini gerçekleştirmek için
    kendilerini hazırladıklarında
  • 8:55 - 8:57
    belirli duygusal ipuçlarına odaklanmaları.
  • 8:57 - 9:03
    Örneğin aylarca öfke işaretlerine
    odaklanıp kendilerini hazırlıyorlar.
  • 9:03 - 9:06
    Bundan bahsediyorum
    çünkü şu sıralar oldukça popüler bir şey.
  • 9:06 - 9:10
    Blogları ve haberleri okursanız
  • 9:10 - 9:14
    laboratuvar biliminden iki konseptin
    konuşulduğunu görürsünüz:
  • 9:14 - 9:17
    amigdala ele geçirmesi
    ve duygusal ele geçirme.
  • 9:17 - 9:22
    Amigdala ele geçirmesi,
    size bir işaret gösterdiğimde,
  • 9:22 - 9:23
    diyelim ki bir silah,
  • 9:24 - 9:29
    beyninizin o işarete otomatik bir
    tehdit yanıtıyla tepki göstermesi.
  • 9:29 - 9:31
    Duygusal ele geçirme
    buna benzer bir konsept.
  • 9:31 - 9:36
    Size bir öfke işareti gösterdiğimde
  • 9:36 - 9:41
    beyninizin o işarete
    otomatik bir öfke yanıtıyla
  • 9:41 - 9:43
    tepki gösterdiği fikri.
  • 9:43 - 9:47
    Bence kadınlar bunu
    erkeklerden daha çok anlıyor. (Güler)
  • 9:47 - 9:48
    (Gülüşmeler)
  • 9:48 - 9:51
    Bu tür bir ele geçirme anlatısı
    dikkatimizi çekiyor,
  • 9:51 - 9:54
    sadece "ele geçirme" kelimesi bile
    dikkatimizi çekiyor.
  • 9:55 - 10:00
    Mesele şu ki çoğunlukla işaretler
    gerçek hayatta bu şekilde işe yaramaz.
  • 10:01 - 10:03
    Eğer tarih üzerine okursanız
    bulduğunuz şey
  • 10:03 - 10:08
    her gün yüz binlerce işaretle
    etrafımızın sarılmış olduğu olur.
  • 10:09 - 10:11
    Yaptığımız şey süzmeyi öğrenmek.
  • 10:11 - 10:13
    Bazı işaretleri görmezden geliyoruz,
  • 10:13 - 10:15
    diğer işaretlere dikkatimizi veriyoruz.
  • 10:15 - 10:19
    Politik şiddet için bu oldukça önemli
  • 10:19 - 10:25
    çünkü saldırganların genellikle
    sadece bir öfke işareti görüp
  • 10:25 - 10:27
    sonra aniden hareket etmediği
    anlamına geliyor.
  • 10:27 - 10:28
    Bunun yerine
  • 10:28 - 10:32
    politikacılar, sosyal aktivistler
  • 10:32 - 10:40
    çevreyi öfke işaretleriyle doldurmak için
    haftalar, aylar, yıllar harcıyor
  • 10:40 - 10:44
    ve saldırganlar bu işaretlere
    dikkat veriyorlar.
  • 10:44 - 10:47
    Bu işaretlere güveniyorlar,
  • 10:47 - 10:48
    onlara odaklanıyorlar
  • 10:49 - 10:51
    hatta o işaretleri ezberliyorlar.
  • 10:51 - 10:58
    Bütün bunlar tarih üzerine okumanın
    ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
  • 10:58 - 11:02
    Görülecek bir şey de işaretlerin
    laboratuvar şartlarında nasıl çalıştığı.
  • 11:02 - 11:05
    O laboratuvar deneyleri
    inanılmaz derecede önemli.
  • 11:05 - 11:09
    Vücudumuzun nasıl çalıştığıyla alakalı
    bize birçok veri veriyorlar.
  • 11:10 - 11:15
    Ama o işaretlerin gerçek hayatta
    nasıl çalıştığını görmek de çok önemli.
  • 11:19 - 11:23
    Peki tüm bunlar bize
    politik şiddet hakkında ne söylüyor?
  • 11:24 - 11:27
    Politik şiddet,
    kültürel olarak yaygın değil.
  • 11:28 - 11:33
    Çevresel uyarıcılara karşı otomatik,
    önceden belirlenmiş bir yanıt değil.
  • 11:34 - 11:35
    Onu biz üretiyoruz.
  • 11:35 - 11:37
    Günlük alışkanlıklarımız üretiyor.
  • 11:39 - 11:43
    Başlangıçta bahsettiğim
    o iki kadına geri dönelim.
  • 11:44 - 11:50
    Birinci kadın o hakaret kampanyalarına
    dikkatini vermişti,
  • 11:50 - 11:51
    bu yüzden silahını aldı
  • 11:51 - 11:53
    ve denetleme noktasında
    bir askere yaklaştı.
  • 11:55 - 11:59
    Ama o anda çok ilginç bir şey oldu.
  • 11:59 - 12:01
    Askere baktı
  • 12:02 - 12:04
    ve kendi kendine
  • 12:06 - 12:09
    "Benimle aynı yaşta.
  • 12:09 - 12:11
    Bana benziyor." diye düşündü.
  • 12:13 - 12:15
    Silahı indirdi ve yürüyüp gitti.
  • 12:16 - 12:19
    Sadece o küçük benzerlik sayesinde.
  • 12:20 - 12:24
    İkinci kız bambaşka bir sonuca vardı.
  • 12:26 - 12:28
    O da hakaret kampanyalarını dinlemişti
  • 12:28 - 12:33
    ama etrafını şiddet destekçisi bireyler,
  • 12:33 - 12:36
    onun şiddetini destekleyen
    akranlarıyla kuşattı.
  • 12:37 - 12:40
    Kendini bir bilgi baloncuğuyla çevreledi.
  • 12:41 - 12:44
    Aylarca belirli
    duygusal ipuçlarına odaklandı.
  • 12:44 - 12:50
    Kendine şiddete karşı olan belirli
    kültürel engelleri umursamamayı öğretti.
  • 12:50 - 12:52
    Planına çalıştı,
  • 12:52 - 12:54
    kendine yeni alışkanlıklar edindi,
  • 12:54 - 12:58
    zamanı geldiğinde
    bombayı alıp kafeye gitti
  • 12:58 - 13:01
    ve saldırıyı gerçekleştirdi.
  • 13:04 - 13:06
    Bu bir tepki değildi.
  • 13:07 - 13:09
    Bu öğrenmeydi.
  • 13:10 - 13:14
    Toplumumuzdaki kutuplaşma bir tepki değil,
  • 13:14 - 13:16
    öğrenme.
  • 13:16 - 13:19
    Her gün kendimize
  • 13:19 - 13:21
    tıkladığımız haberleri,
  • 13:21 - 13:23
    odaklandığımız duyguları,
  • 13:23 - 13:28
    kırmızı takım ya da mavi takım hakkında
    bulundurduğumuz düşünceleri öğretiyoruz.
  • 13:28 - 13:31
    Fark etsek de etmesek de
  • 13:31 - 13:33
    bütün bunlar öğrenmeye katkı sağlıyor.
  • 13:33 - 13:34
    İyi haber şu ki
  • 13:36 - 13:41
    üzerine çalıştığım bireyler çoktan
    kararlarını vermiş olsalar da
  • 13:41 - 13:44
    yörüngemizi hâlâ değiştirebiliriz.
  • 13:45 - 13:49
    Onların verdiği kararları
    asla vermeyebiliriz
  • 13:49 - 13:53
    ama şiddet ekolojilerine
    katkı sağlamayı durdurabiliriz.
  • 13:54 - 13:58
    İçinde bulunduğumuz
    haber baloncuğundan çıkabilir,
  • 13:58 - 14:02
    odaklandığımız duygusal ipuçları
  • 14:02 - 14:04
    ve tıkladığımız hakaret tuzakları hakkında
  • 14:04 - 14:06
    daha dikkatli olabiliriz.
  • 14:06 - 14:08
    Ama en önemlisi
  • 14:08 - 14:12
    birbirimizi sadece kırmızı takımın
    ya da mavi takımın üyesi olarak
  • 14:12 - 14:14
    görmeyi bırakabiliriz.
  • 14:14 - 14:20
    Çünkü Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Ateist,
  • 14:20 - 14:22
    Demokrat ya da Cumhuriyetçi de olsak
  • 14:22 - 14:24
    biz insanız.
  • 14:24 - 14:25
    Biz insanoğluyuz.
  • 14:26 - 14:29
    Sıklıkla oldukça benzer
    alışkanlıklar paylaşıyoruz.
  • 14:30 - 14:32
    Farklılıklarımız var.
  • 14:32 - 14:34
    O farklılıklar güzel
  • 14:34 - 14:37
    ve oldukça önemli.
  • 14:37 - 14:44
    Ama geleceğimiz, diğer tarafla
    ortak görüş bulabilmemize bağlı.
  • 14:46 - 14:49
    Beyinlerimizi yeniden eğitmemizin
  • 14:49 - 14:52
    ve şiddet ekolojilerine katkıda
    bulunmayı bırakmamızın
  • 14:52 - 14:56
    bu kadar önemli olmasının sebebi de bu.
  • 14:56 - 14:57
    Teşekkür ederim.
  • 14:57 - 14:59
    (Alkış)
Title:
Günlük alışkanlıklarımız politik şiddete nasıl yol açıyor?
Speaker:
Christiane Marie Abu Sarah
Description:

Birisini politik olarak gerekçeli şiddet işlemek için ne harekete geçiriyor? Sarsıcı cevap günlük alışkanlıklarımızda yatıyor. Davranışsal tarihçi Christiane-Marie Abu Sarah, görünüşte sıradan olan seçimlerin nasıl aşırı hatta ölümcül davranışlara yol açan kutuplaşmayı beslediğini ürkütücü içgörüleriyle paylaşıyor. Bu davranışları ortak görüşü tekrar keşfedebilmek için nasıl tanımlamamızı ve umursamamamızı açıklıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
15:13

Turkish subtitles

Revisions