Bir dahaki sefer hava durumunda,
evleri ve ağaçları yıkabilecek güçte
bir kasırga
veya fırtına haberi gördüğünüzde,
''Rüzgâr nasıl bu kadar hızlı esiyor''
diye kendinize sorun.
Şaşırtıcı bir şekilde bu;
5 milyar yıl önce başlamış bir devinim.
Bunun neden ortaya çıktığını anlamak için
ilk olarak dönmeyi anlamalıyız.
Fizikte iki tip hareketten bahsederiz.
Birincisi doğrusal harekettir.
Bir şeyi itersiniz ve ileri gider.
İkinci tip, dönme ise; yuvarlanan
veya kendi ekseni etrafında dönen
bir cisimde görülür.
Doğrusal hareketteki bir cisim;
altındaki zeminin sürtünmesi gibi
onu yavaşlatıp durduracak bir şey
olmadığı sürece,
sonsuza dek
hareket edecektir.
Dönen bir cisimde de
aynı şey söz konusudur.
Bir şey onu durdurana kadar dönmeye
devam edecektir.
Fakat dönüş hızlanabilir.
Eğer bir buz patencisi buzun üzerinde,
kolları içeride ve doğrusal bir şekilde
kayarsa;
aynı hızda kaymaya devam edecektir.
Fakat buzun üzerinde dönerken
kollarını içeri çekerse
daha sonra ne olacağını biliyorsunuz.
Daha hızlı dönecektir.
Bu durum; açısal momentum korunumu olarak
adlandırılır.
Matematiksel olarak açısal momentum,
iki sayının çarpımıdır.
sayılardan biri dönüş oranını verirken;
diğer sayı,
kütlenin eksene olan uzaklığını verir.
Eğer bir şey serbestçe dönüyorsa,
bir numara büyürken,
diğeri küçülür.
Kollar kapalı, daha hızlı dönüş.
Kollar açık, daha yavaş dönüş.
Dönme hareketinin,
başka etkileri de vardır.
Eğer bir atlıkarınca üzerindeyken,
arkadaşınıza bir top fırlatırsanız
top kıvrılmamasına rağmen
eğri bir yol izleyecektir.
Aslında top düz şekilde gitmiştir.
Kıvrımlı yolda olan sizdiniz,
fakat bakış açınızdan dolayı
kıvrılan şey topmuş gibi göründü.
Buna Coriolis Etkisi diyoruz.
Tam olarak şu anda,
hızlanan bir atlıkarıncanın üzerindesiniz.
Bu atlıkarıncaya,
Dünya adını veriyoruz.
Dünya, her gün bir kez
kendi etrafında dönüyor.
Fakat dünya neden dönüyor?
Bu milyarlarca yıl önce başlayan
bir hikâye.
Bir toz bulutu ve gaz
Güneş, Dünya ve gezegenler,
sen ve ben
yerçekiminin hepsini
bir araya getirmesiyle çökmeye başladı.
Yığılmaya başlamadan önce,
bu bulut çok ince bir dönüşe sahipti
ve bu bulut kolları kapalı kayan
bir buz patencisi gibi
gittikçe daha hızlı döndü.
Bu buluttan meydana gelen her şey,
Güneş ve Güneş'in etrafındaki gezegenler
ve aylar bu dönme hareketini devraldı.
Bu miras kalan dönme hareketi bize
günü ve geceyi veren şeydir.
Ve bu gece-gündüz döngüsü
hava durumumuzu yönetir.
Dünya gündüzleri sıcakken,
geceleri soğuktur
ve ekvator kutuplardan daha sıcaktır.
Bu hava sıcaklığı farkı
hava basıncında farklılıklara yol açar
bu hava basıncındaki farklılıklar,
havayı hareket ettirerek
rüzgâr estirir.
Fakat dünya döndüğü için
Kuzey Kutbu'nda hareket eden hava
Coriolis Etkisi sebebiyle
sağa doğru kıvrılır.
Eğer atmosferde alçak basınçlı
bir alan varsa
hava, kanalizasyona akan bir su gibi
oraya doğru itilir.
Fakat hava gittikçe sağa doğru eğimlenir
ve bu ona dönme hareketini verir.
Bir fırtınadaki ani alçak basınç ile
hava gittikçe daha çok sıkıştırılır
ve daha fazla hızlanır.
İşte bu durum, bir kasırganın
nasıl ortaya çıktığını açıklar.
Hava durumlarında bir fırtına gördüğünüzde
şöyle düşünün:
''Dönme hareketi
Dünyanın dönüşünden geldi,
ve bu dönüş bir kalıntı.''
Dünyayı bir kaç milyar yıl önce yaratan
narin bir toz bulutunun
ve sıkışmış bir gaz kütlesinin
ortaya çıkarmış olduğu fosil bir kalıntı.
Çamurdan, taşlardan
ve hatta dünyanın kendisinden daha yaşlı
dönen bir şeyi izliyorsunuz.