Yaşadığınız her gün gezegeni etkiliyorsunuz
-
0:02 - 0:04Chris Anderson:
Dr. Jane Goodall, hoş geldiniz. -
0:05 - 0:06Jane Goodall: Teşekkürler
-
0:06 - 0:10ve öyle sanıyorum ki
bunun tam bir röportaj olabilmesi için -
0:10 - 0:12insanlar, Mr. H'nin de
burada olduğunu bilmeli -
0:12 - 0:14çünkü herkes Mr. H'yi tanıyor.
-
0:16 - 0:18CA: Selam, Mr. H.
-
0:19 - 0:21Bundan 17 yıl önceki TED konuşmanızda
-
0:21 - 0:27doğal dünyayı kalabalık hale getirmemizin
tehlikelerini anlattın. -
0:27 - 0:29Sence şu anki pandemi süreci
-
0:29 - 0:32doğanın karşı savaşı olabilir mi?
-
0:32 - 0:38JG: Şurası oldukça net,
tüm bu zoonotik hastalıklar, -
0:38 - 0:43koronavirüs ve HIV/AIDS
-
0:43 - 0:47ve hayvanlardan bulaşan
tüm diğer tür hastalıklar, -
0:47 - 0:50kısmen doğanın yok edilmesiyle ilgili.
-
0:50 - 0:54Hayvanlar yaşam alanlarını kaybediyor,
kalabalıklaşıyorlar -
0:54 - 0:58ve bazen bunun sonucunda
reservuarda olan bir türe ait bir virüs, -
0:58 - 1:01ki bu tür belki de yüzlerce yıl
uyum içinde yaşadı, -
1:01 - 1:03başka bir türe geçiş yapıyor.
-
1:04 - 1:09Sonra da hayvanlar insanlarla
daha da yakın temasa itiliyor. -
1:09 - 1:15Virüs kapmış olan bu hayvanlardan biri
-
1:15 - 1:19bu virüsü insanlara aktarma
fırsatı yakalıyor, -
1:19 - 1:23bunun da sonucu COVID-19 gibi
yeni bir hastalık. -
1:23 - 1:25Buna ek olarak
-
1:25 - 1:28Son derece saygısız bir türüz.
-
1:28 - 1:30Hayvanları avlıyoruz,
-
1:30 - 1:32öldürüyoruz, yiyoruz,
-
1:32 - 1:33satışını yapıyoruz,
-
1:33 - 1:40onları vahşi hayvan
pazarlarına gönderiyoruz, -
1:40 - 1:41Asya'ya,
-
1:41 - 1:44küçücük kafeslerde sıkışık
ve korkunç koşullarda yaşıyorlar. -
1:44 - 1:49Bu hayvanların kanı, idrarı ve dışkısı
insanlara bulaşıyor, -
1:49 - 1:55bunlar da bir virüsün hayvandan hayvana
ya da insana geçişi için ideal şartlar. -
1:55 - 1:59CA: Bunun öncesinde
biraz geçmişe gitmek istiyorum. -
2:00 - 2:01Çünkü geçmişin harikulade.
-
2:01 - 2:061960'ların cinsiyetçi tavırlarına rağmen
-
2:06 - 2:08bir şekilde zorlukları aşabildin
-
2:08 - 2:12ve dünyanın önce gelen
bilim insanlarından birine dönüştün, -
2:12 - 2:15şempanzelerle ilgili inanılmaz
şeyler keşfettin; -
2:15 - 2:18onların alet kullanımı ve daha da fazlası.
-
2:18 - 2:24Böylesi bir çığır açabilmen
nasıl gerçekleşti? -
2:24 - 2:27JG: Hayvanları severek doğdum.
-
2:27 - 2:30En önemlisi de
çok destekçi bir annem vardı. -
2:30 - 2:33Yatağımda solucanlar
bulduğunda bana kızmazdı, -
2:33 - 2:36sadece onları bahçeye çıkarmamı söylerdi.
-
2:36 - 2:38Dört saat boyunca ortadan kaybolduğumda
-
2:38 - 2:41polisi aradıktan sonra
beni tavuk kümesinde bulunca kızmazdı -
2:41 - 2:45çünkü kimse bana yumurtanın
nereden çıktığını söylemiyordu. -
2:45 - 2:47Bilim insanı olmak gibi bir hayalim yoktu
-
2:47 - 2:49çünkü zamanımda bu,
kadınlara göre bir şey değildi. -
2:50 - 2:53Aslında o zamanlar
pek erkeklere göre de değildi. -
2:53 - 2:55Annem dışında herkes bana gülüyordu,
-
2:55 - 2:58''Bunu gerçekten istiyorsan
çok çok çalışman gerek'' diyordu annem, -
2:58 - 3:00''Her fırsatı kullan,
-
3:00 - 3:02eğer vazgeçmezsen, bir yolunu bulursun.''
-
3:02 - 3:10CA: Belki de kimsenin yapamadığı şekilde
şempanzelerin güvenini kazandın. -
3:11 - 3:16Geriye baktığında keşfettiğin
en önemli anlar nelerdi? -
3:16 - 3:19İnsanların hâlâ şempanzelerle ilgili
anlamadıkları şeyler neler? -
3:20 - 3:24JG: Az önce dedin ki
''Kimsenin yapamadığı şekilde -
3:24 - 3:26güvenlerini kazanmak.''
-
3:26 - 3:27Hiç kimse denemedi ki.
-
3:27 - 3:29Hakikaten öyle.
-
3:29 - 3:34Benim de yaptığım, temel olarak
-
3:34 - 3:39küçükken evimin çevresindeki hayvanlarla
kullandığım aynı teknikleri kullanmaktı. -
3:39 - 3:40Sabırla bekleyerek,
-
3:40 - 3:43fevri bir şekilde yakınlaşmamaya çalışarak
-
3:43 - 3:47ama çok kötüydü çünkü yalnızca
altı aylık fon almıştım. -
3:47 - 3:50Bunun ne kadar
zor olduğunu tahmin ediyorsunuzdur; -
3:50 - 3:52lisans derecesi olmayan bir genç kız
-
3:52 - 3:55ormanda oturmuş tuhaf bir şeyler yapıyor.
-
3:55 - 4:01Sonunda Amerikalı bir hayırsever
altı aylık para yardımı yaptı. -
4:01 - 4:05Zamanla şempanzelerin güvenini
kazanacağımı biliyordum, -
4:05 - 4:06peki zamanım var mıydı?
-
4:06 - 4:11Haftalar aylara dönüştü
ve sonunda, dört ay kadar sonra -
4:11 - 4:14bir şempanze korkusunu yenmeye başladı.
-
4:14 - 4:17Daha önce de fark ettiğim bir şempanzeydi.
-
4:17 - 4:20Çok yakınında değildm
ama dürbünümle gözlem yapıyordum -- -
4:20 - 4:25Termitleri yakalamak için alet yaparken
ve kullanırken görmüştüm. -
4:25 - 4:28Aslında öyle çok şaşırmamıştım
-
4:28 - 4:32çünkü yakalanan şempanzelerin
neler yapabildiğini okumuştum -- -
4:32 - 4:34ancak biliyordum ki bilime göre
-
4:34 - 4:38yalnızca ve yalnızca insanlar
alet yapıp kullanabiliyordu. -
4:38 - 4:41Dr. Leakey'nin bunu öğrenince
nasıl heyecanlanacağını düşündüm. -
4:41 - 4:43İşte bu gözlem
-
4:43 - 4:46onun National Geographic'e
gitmesine olanak sağladı -
4:46 - 4:50ve onlar da bu araştırmayı desteklemeye
devam edeceklerini söylediler. -
4:50 - 4:54Fotoğrafçı ve film yapımcısı
Hugo van Lawick'i gönderdiler, -
4:54 - 4:57gördüklerimi çekecekti.
-
4:57 - 5:01Yani pek çok bilim insanı
bu alet kullanma işine inanmak istemedi. -
5:01 - 5:04Hatta bir tanesi dedi ki
onlara bunu ben öğretmişim. -
5:04 - 5:06(Kahkahalar)
-
5:06 - 5:09Yakınlarına gidemediğim için
bu ancak bir mucize olurdu. -
5:09 - 5:12Neyse, Hugo'nun filmini görünce
-
5:12 - 5:16ve anlattığım davranışlarını görünce
-
5:16 - 5:19bilim insanları fikirlerini
değiştirmeye başladılar. -
5:19 - 5:22CA: O zamandan beri
insanların inanamayacağı ölçüde -
5:22 - 5:27onları bize çok daha
yakınlaştıran keşifler oldu. -
5:27 - 5:30Sanırım bir keresinde
mizah anlayışları olduğunu söylemiştin. -
5:30 - 5:33Böyle bir şeye nasıl tanık oldun?
-
5:33 - 5:37JG: Oyun oynarlarken,
-
5:37 - 5:39daha büyük bir tanesi
küçük bir tanesiyle oynuyorsa, -
5:39 - 5:42büyük olan ağaçtan bir dal sarkıtıyor.
-
5:42 - 5:45Küçük olan bunu
her yakalamaya çalıştığında -
5:45 - 5:47büyük olan geri çekiyor
-
5:47 - 5:48ve küçük olan ağlamaya başlıyor,
-
5:48 - 5:50büyük olan da gülmeye.
-
5:50 - 5:52Öyle işte.
-
5:54 - 6:00CA: Daha da rahatsız edici
bir şey gözlemledin, -
6:00 - 6:05şempanze çeteleri,
-
6:05 - 6:11kabileleri, grupları birbirlerine
aşırı vahşi davranıyorlar. -
6:11 - 6:14Bunu nasıl yorumladığını merak ediyorum.
-
6:14 - 6:18Bu durum, biz insanlar için
üzülmene yol açmış olabilir, -
6:18 - 6:20onlara yakınız,
-
6:20 - 6:28sence bu şiddet eğilimi
tüm büyük apeler için kaçınılmaz mı? -
6:28 - 6:31JG: Görünen o ki evet.
-
6:31 - 6:36Benim insan türüyle ilk karşılaşmam,
ki ben buna şeytani diyorum, -
6:36 - 6:37savaşın sonuydu
-
6:37 - 6:40ve Soykırım'a dair fotoğraflar vardı.
-
6:40 - 6:43Bu beni gerçekten şok etmişti.
-
6:43 - 6:44Benliğim değişmişti.
-
6:44 - 6:46Sanırım o zaman 10 yaşındaydım.
-
6:46 - 6:52Şempanzelerde de bu karanlık,
acımasız yan olsa da -
6:52 - 6:55Bizim gibi ama bizden daha nazik
olduklarını düşünürdüm. -
6:55 - 6:57Sonra fark ettim ki
-
6:57 - 6:59sandığımdan daha çok
benziyorlar bize. -
6:59 - 7:03O zamanlar, 70'li yılların başıydı
-
7:03 - 7:04ve tuhaf bir durum vardı,
-
7:04 - 7:10agresifliğin doğuştan mı yoksa
öğrenilmiş mi olduğuna dair konuşmalar. -
7:10 - 7:12Sonra konu siyasi bir hâl aldı.
-
7:12 - 7:16Çok tuhaf zamanlardı
-
7:16 - 7:18ve ben de şunu söylemiştim:
-
7:18 - 7:24''Hayır, agresiflik kesinlikle
kalıtımlı davranışlarımızın bir parçası.'' -
7:24 - 7:30Çok saygıdeğer bir bilim insanına
gerçekten ne düşündüğünü sordum -
7:30 - 7:34çünkü hiç kuşkusuz agresifliğin
öğrenilmiş olduğunu savunuyordu -
7:34 - 7:38ve bana dedi ki ''Jane, gerçekten
ne düşündüğümü konuşmak istemiyorum.'' -
7:38 - 7:42Bilim açısından
bu benim için büyük bir şoktu. -
7:43 - 7:47CA: Bana büyürken dünyadaki
her güzel şeye inanmam öğretildi. -
7:47 - 7:53Sınırsız sayıda çiçekler böcekler,
-
7:53 - 7:56bu muhteşem görünümlü doğa.
-
7:56 - 8:02Çoğu çevreci de
genellikle aynı tutumu sergiliyor, -
8:02 - 8:06''Evet, doğa saf ve çok güzel.
İnsanlar kötü ama.'' -
8:06 - 8:09Sonra senin yaptığın türden
bir gözlem yapınca, -
8:09 - 8:12doğanın herhangi bir parçasına
detaylı bir inceleme yapınca -
8:12 - 8:14korkunç şeyler olduğunu da görüyorsun.
-
8:14 - 8:16Senin doğaya bakış açın nasıl?
-
8:16 - 8:19Bizim bakış açımız nasıl olmalı?
-
8:19 - 8:25JG: Evrimin tüm spektrumunu düşününce
-
8:25 - 8:29ve el değmemiş topraklara gidince,
-
8:29 - 8:33Afrika da ben küçükken hiç bozulmamıştı.
-
8:33 - 8:36Hayvanlar her yerdeydi.
-
8:36 - 8:40Aslanların öldürücü olması
hiç hoşuma gitmemişti, -
8:40 - 8:43ama öldürmek zorundalar.
-
8:43 - 8:46Öldürmezlerse kendiler ölecek.
-
8:46 - 8:50Bence onlarla bizim aramızdaki büyük fark,
-
8:50 - 8:56onlar mecbur oldukları için
bunu yapıyorlar. -
8:56 - 8:59Ama biz planlıyoruz.
-
8:59 - 9:01Bizim planlarımız bir hayli farklı.
-
9:01 - 9:05Koca bir ormanı yok etmeyi planlayabiliriz
-
9:05 - 9:08çünkü odun satmak istiyoruz
-
9:08 - 9:10veya başka bir AVM inşa etmek istiyoruz,
-
9:10 - 9:11bunun gibi şeyler.
-
9:11 - 9:16Yani bizim doğayı
yıkışımız ve savaşlarımızı düşününce -
9:16 - 9:20biz kötülük yapabiliyoruz
çünkü oturduğumuz yerden -
9:20 - 9:23çok uzaktaki birine
eziyet etmeyi planlayabiliyoruz. -
9:23 - 9:24İşte bu kötülük.
-
9:24 - 9:28Şempanzelerin ilkel bir savaşı var
-
9:28 - 9:29ve çok saldırgan olabilirler
-
9:30 - 9:31ama bunlar anlık.
-
9:31 - 9:32Hissettikleriyle ilgili.
-
9:32 - 9:35Bir duyguya tepki veriyorlar.
-
9:35 - 9:38CA: Yani şempanzelerin
sofistike hayatına dair gözlemlerin -
9:38 - 9:42kimi insanların bunun bir tür
insani süper güç olduğunu savunmasından -
9:42 - 9:44daha öteye gitmiyor,
-
9:44 - 9:50yani geleceği ayrıntıyla
akıllarında tasvir edebilmek -
9:50 - 9:52ve uzun vadeli planlar yapmak.
-
9:52 - 9:58Ve birbirlerini bu uzun vadeli planları
gerçekleştirmek için teşvik etmek. -
9:58 - 10:01Şempanzelerle bu kadar
zaman geçiren biri için bile -
10:01 - 10:04bu tamamen farklı bir yetenek seti,
-
10:04 - 10:07bunun için sorumluluk almalı
-
10:07 - 10:09ve şu ankinden çok daha
akıllıca kullanmamız lazım. -
10:09 - 10:11JG: Ben şöyle düşünüyorum,
-
10:11 - 10:14buna dair çok tartışma var
-
10:14 - 10:19ama şu bir gerçek ki kullandığımız
iletişim aracını biz kendimiz geliştirdik. -
10:19 - 10:22Sözcüklerle iletişim kurduğumuz için...
-
10:22 - 10:26Demek istediğim, hayvan iletişimi
sandığımızdan çok daha sofistike. -
10:26 - 10:32Şempanze, goril ve orangutanlar
işaret dilini öğrenebiliyorlar. -
10:33 - 10:38Ama biz ana dilimizi konuşarak büyüyoruz.
-
10:38 - 10:42Yani ben sana hiç duymadığın
şeyler söyleyebilirim. -
10:42 - 10:44Ama bir şempanze bunu yapamaz.
-
10:44 - 10:50Çocuklarımıza soyut kavramlar
öğretebiliyoruz. -
10:50 - 10:52Ama şempanzeler bunu yapamaz.
-
10:52 - 10:55Evet, şempanzeler bir dizi
zekice şey yapabiliyor, -
10:55 - 11:00filler, kargalar ve ahtapotlar da öyle
-
11:00 - 11:04ama biz başka bir gezegene giden
roketler tasarlıyoruz, -
11:04 - 11:06fotoğraf çeken minik robotlar.
-
11:06 - 11:11Dünyanın farklı bölgelerinden
konuşmamızı sağlayan -
11:11 - 11:13bu olağanüstü teknolojiyi tasarladık.
-
11:13 - 11:15Ben gençken, büyürken
-
11:15 - 11:18TV yoktu, cep telefonları yoktu,
-
11:18 - 11:19bilgisayar yoktu.
-
11:19 - 11:21Çok farklı bir dünyaydı.
-
11:21 - 11:25Bir kalemim ve defterim vardı, hepsi bu.
-
11:25 - 11:27CA: Doğayla ilgili bu soruya geri dönersem
-
11:27 - 11:29çünkü bunu çok düşünüyorum
-
11:29 - 11:32ve kendim de mücadelesini veriyorum.
-
11:33 - 11:37İşinin büyük kısmı,
saygı duyduğum pek çok kişinin büyük kısmı -
11:37 - 11:44doğal dünyayı mahvetmemek için
hırsla çabalıyor. -
11:44 - 11:47Aynı anda doğanın birçok yönünün
korkunç olduğunu kabul etmek -
11:47 - 11:54mümkün mü, sağlıklı mı veya gerekli mi?
-
11:54 - 11:57Ayrıca doğa muhteşem
-
11:57 - 12:02ve bu muhteşemliğin bir kısmı
korkutucu potansiyelinden geliyor -
12:02 - 12:07ve bu da onu çok daha güzel yapıyor.
-
12:07 - 12:11Bu biz olamayız
çünkü biz de doğanın parçasıyız, -
12:11 - 12:17peki sence doğayı kucaklayıp
onun parçası olmadan bütün olabilir miyiz? -
12:17 - 12:22İnsan-doğa ilişkisi nasıl olmalı, Jane?
-
12:22 - 12:26JG: Sanırım problemlerden biri şu ki
biz zekamızı geliştirdikçe -
12:26 - 12:32çevreyi lehimize değiştirme konusunda
git gide daha iyi olduk. -
12:32 - 12:35Ormanlık olması gereken yerlerde
-
12:35 - 12:38Tarlalar oluşturup ürün yetiştirdik,
-
12:38 - 12:41şimdi bunu detaylandırmayacağım
-
12:41 - 12:45ama doğayı değiştirme yeteneğimiz var.
-
12:45 - 12:49Şehirlere doğru ilerledikçe
-
12:49 - 12:53teknolojiye daha çok bağlandık,
-
12:53 - 12:57çok sayıda insan doğal dünyadan koptu.
-
12:57 - 13:04Şehirlerin içinde binlerce çocuk
hiç doğanın olmadığı yerlerde büyüyor, -
13:04 - 13:09işte bu yüzden şehirlerimizi
yeşillendirme hareketi çok önemli. -
13:09 - 13:12Bazı denemeler de yapıldı,
-
13:12 - 13:15sanırım Chicago'du, emin değilim,
-
13:15 - 13:22şehrin çok yabani bir kısmında
çeşitli boş araziler vardı. -
13:22 - 13:25Bu alanların bazılarını yeşillendirdiler,
-
13:25 - 13:30o boş araziler ağaçlar, çiçekler
ve çimlerle dolduruldu. -
13:30 - 13:33Akabinde suç oranı düştü.
-
13:33 - 13:36Sonra da diğer yarıyı ağaçlandırdılar.
-
13:37 - 13:39Yani görünen ortada,
-
13:39 - 13:42ayrıca bazı çalışmalar gösteriyor ki
-
13:42 - 13:46çocukların sağlıklı psikolojik
gelişimi için yeşil doğa bir gereklilik. -
13:47 - 13:50Ama dediğin gibi biz de doğanın parçasıyız
-
13:50 - 13:54ve şu an ona saygısızlık yapıyoruz.
-
13:54 - 13:57Bu, çocuklarımız için korkunç bir durum,
-
13:57 - 13:59onların çocukları için de
-
13:59 - 14:03çünkü temiz hava, temiz su,
iklim ve yağmurun düzenlenmesi için -
14:03 - 14:06doğaya ihtiyacımız var.
-
14:06 - 14:09Ne yaptığımıza bir bak,
ilkim krizine. -
14:09 - 14:11İşte biz buyuz. Bunu biz yaptık.
-
14:12 - 14:13CA: 30 yıldan biraz uzun bir süre önce
-
14:13 - 14:19bilim insanından aktivistliğe doğru
bir geçiş yaşadın sanırım. -
14:19 - 14:20Niçin?
-
14:21 - 14:27JG: 1986'da bilimsel bir konferanstaydım,
doktoramı da tamamlamıştım -
14:27 - 14:32ve konu, şempanze davranışlarının
çevrelere göre nasıl değiştiğiydi. -
14:32 - 14:35Afrika'dan altı araştırma sahası vardı.
-
14:35 - 14:38Bu bilim insanları bir araya getirip
-
14:38 - 14:40bu konuyu araştıralım dendi,
-
14:40 - 14:41bu da harika bir haberdi.
-
14:41 - 14:44Korunmalarına dair bir oturum yaptık
-
14:44 - 14:48ve yakalandıkları takdirde
yapılacaklara dair bir oturum yaptık, -
14:48 - 14:50tıbbi araştırma gibi.
-
14:50 - 14:54Bu iki oturum da bende şok etkisi yarattı.
-
14:54 - 14:57Konferansa bilim insanı olarak gittim
-
14:57 - 14:58ve aktivist olarak döndüm.
-
14:58 - 15:02Bir karar vermedim,
içimde bir şeyler oldu. -
15:02 - 15:06CA: Yani son 34 yılı
-
15:06 - 15:08doğa ve insan arasındaki ilişkiyi
daha iyi kılmak için -
15:08 - 15:12yorulmadan çalışarak geçirdin.
-
15:13 - 15:18Bu ilişki sence nasıl olmalı?
-
15:19 - 15:24JG: Yine tüm bu sorunlar baş gösteriyor.
-
15:24 - 15:27İnsanların yaşamak için alanları olmalı.
-
15:28 - 15:33Ama problem şu ki
biz çok varlıklı toplumlara dönüştük, -
15:33 - 15:35çok açgözlüyüz.
-
15:35 - 15:40Kim kocaman bahçeli
dört eve ihtiyaç duyar ki? -
15:40 - 15:44Bir tane daha AVM'ye gerek var mı?
-
15:44 - 15:45Bunun gibi şeyler.
-
15:45 - 15:50Sürekli kısa vadeli
ekonomik getiriye bakıyoruz. -
15:50 - 15:54Para, tapılacak bir tanrıya dönüştü,
-
15:54 - 15:58biz de doğal dünyayla olan
ruhani bağımızı kaybediyoruz. -
15:58 - 16:03Bu yüzden kısa vadeli
parasal kazanca bakıyoruz, -
16:03 - 16:08gezegenin iyiliğine
veya çocuklarımızın geleceğine değil. -
16:09 - 16:12Bunları artık önemsemiyor gibiyiz.
-
16:12 - 16:15İşte bu yüzden savaşı bırakmayacağım.
-
16:15 - 16:19CA: Özellikle şempanze korunması için
yaptığın çalışmalar -
16:19 - 16:26yerel halkı, onlarla kaynaşmaları için
çalışmanın merkezine koydu, -
16:26 - 16:28Bu süreç nasıl oldu
-
16:28 - 16:33ve gezegeni korumayı başarmak adına
bu gerekli bir fikir mi? -
16:33 - 16:35JG: O bahsettiğim konferans sonrasında
-
16:35 - 16:38şempanzelerin neden Afrika'da yok olduğunu
-
16:38 - 16:41ve ormana ne olduğunu
bulmalıyım diye düşündüm. -
16:41 - 16:46Bir miktar parayı toparladım
ve ilgili altı ülkeyi ziyaret ettim. -
16:46 - 16:50Şempanzelerin karşılaştığı
sorunlar hakkında çok şey öğrendim; -
16:50 - 16:53vahşi hayvan eti avı,
canlı hayvan ticareti, -
16:53 - 16:55tuzaklarla yakalamalar,
-
16:55 - 16:59insan nüfusu artışı ve dolayısıyla
ekinler, çiftlik hayvanları -
16:59 - 17:03ve köyleri için daha fazla
alana ihtiyaç duymaları. -
17:03 - 17:07İnsanların bu zor durumu
hakkında da bilgi ediniyordum. -
17:07 - 17:11Mutlak yoksulluk,
sağlık ve eğitim yetersizliği, -
17:11 - 17:14arazilerin yok edilmesi.
-
17:14 - 17:19Küçük Gombe Ulusal Parkı'na gittiğimde de
artık göz ardı edilemez bir duruma geldi. -
17:19 - 17:24Afrika'nın hemen batı kıyısına doğru
ekvator boyunca uzanan bir orman kuşağı. -
17:24 - 17:251990 yılında,
-
17:25 - 17:29küçük bir orman adasıydı,
küçük bir ulusal park. -
17:29 - 17:31Tüm çevresinde tepeler çıplaktı.
-
17:31 - 17:33İşte o zaman fark ettim.
-
17:33 - 17:40İnsanlara çevrelerini yok etmeden
yaşamaları için yardım etmezsek -
17:40 - 17:42şempanzeleri korumanın bahsi bile olamaz.
-
17:42 - 17:46Jane Goodall Enstitüsü de
''Take Care'' isimle bu programa başladı, -
17:46 - 17:48biz ''TACARE'' diyoruz.
-
17:48 - 17:52Yöntemimiz topluluk bazlı koruma,
-
17:52 - 17:54tamamen holistik.
-
17:54 - 17:59Artık koruma araçlarını
yerli halkın ellerine bıraktık -
17:59 - 18:04çünkü Tanzanya vahşi şempanzelerinin çoğu
korunmuş alanlarda değiller, -
18:04 - 18:07köylerin orman rezervlerindeler.
-
18:07 - 18:12O yüzden gidip ormanlarının
sağlığını kontrol ediyorlar. -
18:12 - 18:15Artık şunu anladılar ki
-
18:15 - 18:18ormanı korumak yalnızca
vahşi hayatı korumak demek değil, -
18:18 - 18:20bu kendi gelecekleri için.
-
18:20 - 18:22Ormana ihtiyaçları var.
-
18:22 - 18:24Ve çok gururlular.
-
18:24 - 18:26Gönüllüler çalıştaylara gidiyor,
-
18:26 - 18:28akıllı telefonları
kullanmayı öğreniyorlar, -
18:28 - 18:33platforma ve buluta
yüklemeyi öğreniyorlar. -
18:33 - 18:35Her şey şeffaf.
-
18:36 - 18:38Yeniden ağaçlar var,
-
18:38 - 18:40tepeler artık ağaçsız değil.
-
18:40 - 18:44Gombe çevresinde bir koruma alanı
yapmayı kabul ettiler, -
18:44 - 18:48böylece şempanzelerin 1990 yılına göre
daha çok orman alanı olacak. -
18:48 - 18:50Dağılmış şempanze grupları için
-
18:50 - 18:55ormanda kanallar açıyorlar
ve soy içi çiftleşme azaltılıyor. -
18:55 - 18:58Yani evet, işe yaradı
ve şu an altı ülkede uygulanıyor. -
18:58 - 19:00Aynı şey.
-
19:00 - 19:07CA: Çok seyahat ediyorsun ve tüm dünyada
olağanüstü ses getirdin, -
19:07 - 19:11her yerde konuşma yapıyorsun,
insanlara ilham veriyorsun. -
19:11 - 19:17Bunun için böylesi enerjiyi
nasıl buluyorsun, -
19:17 - 19:20çünkü bu çok yorucu bir iş,
-
19:20 - 19:23bu kadar insanla toplantılar düzenlemek,
-
19:23 - 19:25fiziksel olarak da yorucu
-
19:25 - 19:28ve hâlâ bunu yapıyorsun.
-
19:28 - 19:30Bunu nasıl yapıyorsun, Jane?
-
19:31 - 19:36JG: Sanırım inatçı olduğumdan.
Pes etmek bana göre değil -
19:36 - 19:43Ormanları yok eden büyük şirketlere
izin vermeye niyetim yok -
19:43 - 19:50ya da önceki başkanlar tarafından
göreve getirilmiş yeni politikacıların -
19:50 - 19:51mevcut korumaları kaldırmasına.
-
19:51 - 19:54Kimden bahsettiğimi biliyorsun.
-
19:54 - 19:56Savaşmaya devam edeceğim.
-
19:56 - 20:00Vahşi hayatı önemsiyorum, seviyorum.
-
20:00 - 20:03Doğal dünyayı seviyorum.
-
20:03 - 20:07Ormanları seviyorum, yok edilmelerini
görmek beni çok etkiliyor. -
20:07 - 20:10Çocukları da çok önemsiyorum.
-
20:10 - 20:12Onların geleceğini çalıyoruz.
-
20:12 - 20:14Pest etmeyeceğim.
-
20:14 - 20:19Sanırım genlerim iyi. Çok şanslıyım.
-
20:19 - 20:24Farkına vardığım
diğer şansım da iletişimdi, -
20:24 - 20:27gerek yazılı gerek sözlü olsun.
-
20:27 - 20:32İzlediğim yol işe yaramıyor olsaydı...
-
20:32 - 20:35ama işe yarıyor çünkü her konuşmamda
-
20:35 - 20:36insanlar gelip şöyle diyor,
-
20:36 - 20:39''Pes etmiştim ama bana ilham verdin.
-
20:39 - 20:41Ben de üzerime düşeni yapacağım.''
-
20:41 - 20:46Artık 65 ülkede kendi gençlik
programımız var, ''Roots and Shoots'' -
20:46 - 20:49ve hızla büyüyor, her yaşa hitap ediyor,
-
20:49 - 20:52herkes kollarını sıvamış, insanlara,
hayvanlara, çevreye yardım etmek için -
20:52 - 20:55projeler seçip harekete geçiyor.
-
20:55 - 20:58Gözleri ışıldıyor,
-
20:58 - 21:02Dr. Jane'e dünyayı daha iyi yapmak için
neler yaptıklarını anlatmak istiyorlar. -
21:02 - 21:04Onları hayal kırıklığına uğratamam.
-
21:04 - 21:07CA: Gezegenin geleceğine baktığın zaman
-
21:07 - 21:09seni en çok ne endişelendiriyor?
-
21:09 - 21:12Bulunduğumuz noktada
seni en çok korkutan ne? -
21:14 - 21:19JG: Çok az bir zamanımız olduğu gerçeği,
-
21:19 - 21:23bu zaman içinde verdiğimiz zararın
bir kısmını telafi edebiliriz -
21:23 - 21:26ve iklim değişikliğini yavaşlatabiliriz.
-
21:26 - 21:28Ama zaman daralıyor.
-
21:28 - 21:35Ayrıca COVID-19 karantinalarıyla
dünyada neler olduğunu da gördük: -
21:35 - 21:37şehirlerde berrak gökyüzü,
-
21:37 - 21:41bazı insanların
hiç solumadığı kadar temiz hava, -
21:41 - 21:44gece vakti yukarı bakıp
yıldızları görebilmek -
21:44 - 21:47ki bunu da doğru düzgün göremeyenler var.
-
21:47 - 21:52Ama beni en çok endişelendiren,
-
21:52 - 21:55yeterli sayıda insana ulaşmak;
-
21:56 - 21:58insanlar anlasa da harekete geçmiyorlar.
-
21:58 - 22:00Bunu nasıl sağlarız?
-
22:00 - 22:06CA: National Geographic hakkında
olağanüstü bir film yayımladı, -
22:06 - 22:1060 yıllık çalışman anlatılıyor.
-
22:10 - 22:13Filmin adı ''Jane Goodall: The Hope.''
-
22:14 - 22:16Filmin adında geçen umut ne, Jane?
-
22:16 - 22:19JG: En büyük umudum
tüm bu genç insanlar. -
22:19 - 22:22Çin'de insanlar çıkıp diyecek ki
-
22:22 - 22:24''Tabii ki çevreyi önemsiyorum,
-
22:24 - 22:26ilkokulda 'Roots and Shoots'
programındaydım.'' -
22:26 - 22:30''Roots and Shoots''
temel değerlerin bir parçası olacak -
22:30 - 22:35ve sorunlar hakkında bilgi edindikçe
çok hırslanıyorlar -
22:35 - 22:36ve harekete geçmek için güçleniyorlar.
-
22:36 - 22:41Akarsuları temizliyorlar, invasif türleri
insani bir şekilde temizliyorlar. -
22:42 - 22:44Ve o kadar çok fikirleri var ki.
-
22:44 - 22:48Tabii bir de olağanüstü zekâmız var.
-
22:48 - 22:52Hep birlikte uyum içinde yaşamak için
-
22:52 - 22:55bu zekâyı teknolojiye uygulamaya başladık.
-
22:55 - 22:57Bireysel hayatlarımızda,
-
22:57 - 23:01her gün yaptığımız şeylerin
sonuçlarını düşünelim. -
23:01 - 23:03Neler satın alıyoruz, nereden geldi,
-
23:03 - 23:05nasıl yapıldı?
-
23:05 - 23:08Doğaya zarar verdi mi?
Hayvanlara acımasızca davranıldı mı? -
23:08 - 23:10Çocuk işçiliği
söz konusu olduğu için mi ucuz? -
23:10 - 23:12Etik kararlar verin.
-
23:12 - 23:16Ama yoksulluk içinde yaşıyorsanız
bunu yapamazsınız. -
23:16 - 23:18Sonra imkânsız görünen şeyi başaran
-
23:18 - 23:21o karşı konulmaz insanlar çıkageliyor
-
23:21 - 23:23ve pes etmiyorlar.
-
23:23 - 23:26Bunlar varlen pes edemezsiniz.
-
23:26 - 23:29Ama savaşamadığım şeyler de var.
-
23:29 - 23:32Yolsuzlukla savaşamıyorum.
-
23:33 - 23:37Askeri rejimlerle
ve diktatörlerle savaşamıyorum. -
23:39 - 23:40Yalnızca yapabildiklerimi yapıyorum.
-
23:40 - 23:44Hepimiz yapabildiğimizi yaparsak
-
23:44 - 23:48sonunda kazanabileceğimiz
bir bütün olacak. -
23:48 - 23:49CA: Son sorum, Jane.
-
23:49 - 23:56Bunu seyreden herkes için
bir fikir, bir düşünce aşılamak istesen -
23:56 - 23:58bu ne olurdu?
-
23:58 - 24:05JG: Unutmayın ki yaşadığınız her gün
gezegeni etkiliyorsunuz. -
24:05 - 24:07Etki bırakmaktan kaçınamazsınız.
-
24:07 - 24:11Aşırı yoksulluk içinde yaşamıyorsanız
-
24:11 - 24:14yaptığınız etkinin türü üzerinde
bir seçim şansınız var. -
24:14 - 24:16Hatta yoksullukta bile var
-
24:16 - 24:20ama varlık içindeyken
bu şansımız daha fazla. -
24:20 - 24:23Ve hepimiz etik seçimler yaparsak
-
24:23 - 24:31torunlarımıza çok da umutsuz olmayan
bir dünya bırakma yolunda adım atarız. -
24:31 - 24:36Bu düşünce herkese hitap ediyor.
-
24:36 - 24:39Çünkü çok insan neler olduğunun farkında
-
24:39 - 24:41ama çaresiz ve umutsuz hissediyorlar,
-
24:42 - 24:44dolayısıyla hiçbir şey yapmayıp
duyarsızlaşıyorlar. -
24:44 - 24:47Bu da büyük bir tehlike.
-
24:48 - 24:50CA: Dr. Jane Goodall, harika.
-
24:50 - 24:56Olağanüstü hayatın, yaptıkların
ve bizimle zaman geçirdiğin için -
24:56 - 24:58gerçekten çok teşekkür etmek istiyorum.
-
24:58 - 24:59Teşekkürler.
-
24:59 - 25:01JG: Teşekkürler.
- Title:
- Yaşadığınız her gün gezegeni etkiliyorsunuz
- Speaker:
- Jane Goodall, Chris Anderson
- Description:
-
Efsanevi primatolog Jane Goodall'a göre insanlığın hayatta kalması doğal yaşamın korunmasına bağlı. TED'in başı Chris Anderson'la yaptığı bu sohbette, şempanzelerle çalıştığı eğitim yıllarını, saygın bir çevreciden nasıl hırslı bir aktiviste dönüştüğünü ve doğal yaşam alanlarını korumak için tüm dünyada toplulukları nasıl cesaretlendirdiğini anlatıyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 25:14
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for Every day you live, you impact the planet | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Every day you live, you impact the planet | ||
Figen Ergürbüz accepted Turkish subtitles for Every day you live, you impact the planet | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Every day you live, you impact the planet | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Every day you live, you impact the planet | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Every day you live, you impact the planet | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Every day you live, you impact the planet | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Every day you live, you impact the planet |