Müzeler sadece sıra dışı zamanlarda değil her gün onurlandırılmalı
-
0:02 - 0:04Temsil önemlidir.
-
0:05 - 0:08Kadınların özgün temsilleri önemlidir.
-
0:09 - 0:13Bunu sık sık düşünüyorum,
genel kadın temsilleri, -
0:13 - 0:16olağan dışının diliyle kuşatılmıştır.
-
0:17 - 0:20Kendi kendine milyoner olan
ilk Amerikalı kadın: -
0:20 - 0:22Madam C.J. Walker.
-
0:23 - 0:25Birleşik Devletler başkanlarının
eşlerinin giysileri. -
0:27 - 0:30Shirley Chisholm, ABD Demokrat
partiden başkan adaylığı -
0:30 - 0:33isteyen ilk kadın.
-
0:33 - 0:34(Alkış)
-
0:36 - 0:37Müze yöneticisi olarak
-
0:37 - 0:39bu hikayelerin neden çok çekici
olduğunu anlıyorum. -
0:40 - 0:43İstisnai kadınlar
ilham verici ve istek uyandırıcı. -
0:45 - 0:47Fakat bu hikayeler kısıtlıdır.
-
0:47 - 0:51Tanım olarak, olağan dışı olmak
temsil edilemez. -
0:51 - 0:52Başkadır.
-
0:53 - 0:57Bu hikayeler kadınların tarihini kapsamak
için geniş bir taban yaratmıyorlar -
0:57 - 0:59ve günlük gerçeklerimizi yansıtmıyorlar.
-
1:00 - 1:04Kadınların da insanlar olduğunu
ifade eden radikal kavramını -
1:04 - 1:06kitlesel olarak uygulayabilirsek,
-
1:06 - 1:08kadınları da insanlar olarak
göstermek kolaylaşır: -
1:09 - 1:13tanıdık, çeşitli, hazır.
-
1:13 - 1:16Tarih boyunca herkesin her gününde,
-
1:17 - 1:20kadınlar olumlu olarak varlar
-
1:20 - 1:23bir yorumlama konusu olarak değil,
bir olgu olarak. -
1:24 - 1:28Daha kesin bir insan
hayatı temsilinin ötesinde, -
1:28 - 1:31kadınlar dahil, neredeyse
3,8 milyar insanın günlük tecrübeleri -
1:31 - 1:35bu gezegende dişi olarak tanımlanıyor.
-
1:37 - 1:41"Black Panther" filminden
kötü şöhretli bu müze sahnesinde, -
1:41 - 1:44beyaz bir yönetici şurada görünen
Michael B. Jordan'ın karakterine -
1:44 - 1:46bir eseri hatalı biçimde açıklıyor,
-
1:46 - 1:48kendi kültürüne ait bir eser.
-
1:49 - 1:53Bu kurgusal sahne, müze topluluklarında
gerçek tartışmalara neden oldu, -
1:53 - 1:57anlatıları kimin şekillendirdiği
ve bu anlatılardaki ön yargılar konusunda. -
1:59 - 2:01Birleşik Devletler'de
-
2:01 - 2:05müzeler aslında en güvenilir
bilgi kaynaklarından birisi -
2:05 - 2:08ve dünyanın her yerinden gelen
yüz milyonlarca ziyaretçi ile -
2:08 - 2:11doğru tarihler anlatmamız gerek,
-
2:11 - 2:12fakat yapmıyoruz.
-
2:13 - 2:16Müzelerde bu ön yargıyla
savaşmaya yardımcı olmak için -
2:16 - 2:18bir hareket başladı.
-
2:18 - 2:22Müzelerin tarafsız olmadığına
dair basit ön yargı. -
2:23 - 2:25Müzeler eğiticidir.
-
2:25 - 2:28Sanat ve eserlerin teşhiri aracılığıyla
-
2:28 - 2:31yaratıcılığa sevk edebilir
ve dahil olmaya teşvik edebilir, -
2:31 - 2:34fakat tarihsel yanlış temsillerden
bizler suçluyuz. -
2:34 - 2:38Erkek merkezli tarihlerimiz,
kadın tarihimizi gizli kıldı. -
2:40 - 2:45Bir kadın olmakla ilgili de
acı gerçekler vardır, -
2:45 - 2:48özellikle bu sektörde
beyaz olmayan bir kadınsanız -
2:48 - 2:51bu gerçekler kadınların hayatlarındaki
kapsayıcı örneklere odaklanmamızı önler. -
2:53 - 2:54Müze liderliği:
-
2:54 - 2:57müze kadrosunun yüzde 60'ını
kadınlar oluşturmasına rağmen -
2:57 - 3:01kadro, ağırlıklı olarak
beyaz insan ve erkekten oluşur. -
3:01 - 3:04Kadınlar için liderlik yolu
iç karartıcıdır, -
3:04 - 3:06beyaz olmayan kadınlar içinse
en iç karartıcı. -
3:07 - 3:10Kadınların varlığı da, kadınların
genel temsilinde bir yükselişi -
3:10 - 3:12hiçbir şekilde garanti edemez.
-
3:13 - 3:15Her kadın, cinsiyet eşitliği dostu değil.
-
3:16 - 3:19Feminist teorisyenlerin
çan kancası ise şu sözdür, -
3:19 - 3:20"Ataerkilliğin cinsiyeti yoktur. "
-
3:21 - 3:23Kadınlar ataerkilliği destekleyebilirler,
-
3:23 - 3:26tıpkı erkeklerin cinsiyet eşitliği için
savaşabileceği gibi. -
3:27 - 3:30Ve biz sıklıkla kesişimselliğin
önemini küçümsüyoruz. -
3:32 - 3:37Marian Anderson 20.yy'ın en ünlü
seslerinden biriydi -
3:37 - 3:40ve Smithsonian 1939 yılında
kendi kıyafetlerini derledi. -
3:40 - 3:43Daha sonra beyaz
Amerikan Devriminin Kızları onun -
3:43 - 3:47Anayasa Salonunda söylemek için
girişini reddettiler, çünkü siyahtı, -
3:47 - 3:50Lincoln Anıtı'nın basamakları yerine
çok ünlü bir şekilde -
3:50 - 3:5375.000 üzerinde bir topluluğa
karşı söyledi. -
3:56 - 3:58Ve her yerdeki kütüphanelerde,
müzeler dahil, -
3:58 - 4:02hala çığır açan
-
4:02 - 4:05"Bütün kadınlar beyazdır,
-
4:05 - 4:07Bütün siyahlar erkektir,
-
4:07 - 4:10Ama bazılarımız cesurdur." isimli
1982 antolojisini bulabilirsiniz. -
4:10 - 4:13Kadınların temsilinin
yükseliş talebi -
4:13 - 4:16benim gibi Afrika-Latin kökenlileri
otomatik olarak kapsamaz -
4:16 - 4:19ya da göçmen kadınları, Asyalı kadınları,
-
4:19 - 4:22yerli kadınları, cinsiyet değiştirmiş
kadınları ya da kayıtsız kadınları, -
4:22 - 4:2565 yaş üstü kadınları
ya da kız çocuklarını -
4:25 - 4:27bu sıralama uzar, uzar da uzar.
-
4:28 - 4:29Peki ne yapıyoruz?
-
4:31 - 4:34Hedeflenen girişimler zaten dahil
olması gereken bakış açılarını -
4:34 - 4:36birleştirmeye yardım etti.
-
4:37 - 4:40Bir Latin küratöryal girişimiyle
Smithsonian'a geldim, -
4:40 - 4:42Latin bir müze müdürünü
işe alanlara, -
4:42 - 4:44çoğunlukla kadınlar, bu arada,
-
4:44 - 4:48kurumumuz genelinde Latin
anlatılarının görünüşü yükseldi. -
4:49 - 4:50Ve bu bir kalıp olarak görev yaptı.
-
4:50 - 4:55Smithsonian Amerikalı
Kadınlar Tarihi Girişimi'nden daha çok, -
4:55 - 4:58kadın temsilciliğinde çeşitliliğin
büyümesini arzulayarak, -
4:58 - 5:00olası her şekilde,
-
5:00 - 5:02sadece çağdaş gerçeklerdeki
bir görüntü olarak değil, -
5:02 - 5:05tarihsel bir sunumla da,
-
5:05 - 5:07kadınlar ortaya çıksın.
-
5:07 - 5:09çünkü biz her zaman buradaydık.
-
5:11 - 5:15Şu anda 2018 de olmamıza rağmen
ben bu mesleki alanda -
5:15 - 5:1740 yaşının altındaki tek insan,
tek siyahi insan, -
5:17 - 5:20tek siyahi kadın ve tek
Latin kökenli, -
5:20 - 5:22bazen, tek kadın olarak
-
5:22 - 5:23tek başıma yürüyorum,
-
5:24 - 5:27Annem Afrika-Amerika kökenli ve
babam Afrika-Panama kökenli. -
5:28 - 5:31Ben çok gururlu ve ayrılmaz şekilde
her ikisindenim. -
5:31 - 5:34Bir Afrikalı Latin olarak,
milyonlarca insandan bir tanesiyim. -
5:35 - 5:38Bir Afrikalı Latin müze müdürü
olarak birkaç taneden birisiyim. -
5:39 - 5:42Ve kendimi bütünüyle mesleki
alanıma adamak, -
5:42 - 5:44bir cesaret eylemi gibi hissedilebilir.
-
5:45 - 5:48Ayrıca itiraf ediyorum ki her zaman meydan
okumaya hazır değildim, -
5:48 - 5:51reddedilme korkusu ya da
kendini koruma sebebiyle. -
5:51 - 5:54Toplantılarda, sadece tamamıyla
hakim olduğum konularda -
5:54 - 5:57yorum yapmak için konuşurdum.
-
5:57 - 6:00Sesli bir beyin fırtınası yok ya da iş
arkadaşlarına sataşmak yok. -
6:01 - 6:02Uzun bir zaman için,
-
6:02 - 6:06kendime sevdiğim halka küpeleri
takmanın verdiği zevki reddettim -
6:06 - 6:07ya da çalışmak için isim levhası,
-
6:07 - 6:11çok gürültülü, cahilce ya da profesyonelce
olmadığını düşünerek. -
6:12 - 6:13(Gülüşmeler)
-
6:13 - 6:17İnsanların benim doğal saçıma ne
tepki vereceğini merak ettim, -
6:17 - 6:21ya beni daha kabul edilebilir gördülerse
ya da daha az saçımı düzleştirdiğimde. -
6:22 - 6:25Ve ana temsillerin dışında kalan kimseler
-
6:25 - 6:29günümüzde yaşanılan ve insanları
huzursuz edebilen -
6:29 - 6:31birkaç temel şeyin olduğunu
anlayabilirler. -
6:33 - 6:34Ama ben tutkuluyum,
-
6:34 - 6:38her gün bizim gibi kadınların sunumunu
yapmak için, -
6:38 - 6:43özgün olmayan sunuları kendi işimde
temsil etmeyi bıraktım. -
6:44 - 6:45Ve test ettim.
-
6:46 - 6:48Bu benim,
ofisimdeki halka küpeleri gösterirken-- -
6:48 - 6:49(Gülüşmeler)
-
6:50 - 6:53Geçtiğimiz ay, Latin Mirası Ay'ı
etkinliğine davet edildim. -
6:54 - 6:57Sunum haftası topluluk
kaygılarını dile getirdi. -
6:58 - 7:00Benim slaytlarıma "eylemci" dediler
-
7:00 - 7:03ve bunu olumsuz anlamda söylediler.
-
7:03 - 7:06(Gülüşmeler)
-
7:06 - 7:10(Alkış)
-
7:11 - 7:12Sunumdan iki gün önce,
-
7:12 - 7:17topluluk benden doğal saçımın görünmediği
iki dakikalık bir video istedi, -
7:17 - 7:20Çünkü bu öğrenme sürecinde
katılımcılarımızın bazıları için -
7:20 - 7:21bir duvar yaratabilirdi.
-
7:22 - 7:23(Gülüşmeler)
-
7:23 - 7:28"Saç" adlı şiir Elizabeth Acevedo
tarafından yazıldı ve okundu. -
7:28 - 7:31O, Dominikli ve Amerikalı,
2018 Ulusal Kitap Ödülü kazanan biri -
7:31 - 7:35ve benim müdürlüğümde ödüllü bir
Smithsonian sergisinde görüldü. -
7:35 - 7:38Konuşmayı, onlara benim ve yaptığım
işle ilgili olan sansürün -
7:38 - 7:42beni rahatsız ettiğini
açıklayarak iptal ettim, -
7:42 - 7:49(Alkış ve tezahürat)
-
7:52 - 7:55Saygınlık politikası,
idealleştirilmiş feminenlik -
7:55 - 7:57kadınları nasıl gösterdiğimizi
-
7:57 - 8:00ve hangi kadınları göstereceğimizi
seçmemizi etkiliyor. -
8:00 - 8:04Bu gösteri başarıya ve sıradışılığa
saygınlık ve arzulanan -
8:04 - 8:07olana doğru eğrildi.
-
8:07 - 8:09Gündelik, düzenli, az temsil edilen
-
8:09 - 8:13ve genellikle beyaz olmayanların
sistemik dışlanması ve -
8:13 - 8:15marjinalleşmesini sağlar.
-
8:16 - 8:19Müze müdürü olarak, bu anlatıyı
değiştirmek için yetkiliyim. -
8:20 - 8:23Önemli çizimleri ve nesneleri
değerlendirerek araştırır ve toplarım. -
8:24 - 8:26Celia Cruz, Salsa kraliçesi--
-
8:26 - 8:27(Tezahüratlar)
-
8:27 - 8:29evet-- önemlidir.
-
8:29 - 8:31Ve bir Afrikalı Latindir.
-
8:31 - 8:35Smithsonian onun kostumlerini,
ayakkabılarını, -
8:35 - 8:37portrelerini, posta pullarını
topladı -
8:37 - 8:39ve bu yeni tasarım
-
8:40 - 8:42sanatçı Tony Peralta'nın eseri.
-
8:42 - 8:44Koleksiyonu topladığım ve sergilediğimde,
-
8:44 - 8:47bu bir simgesel çelişkiler zaferiydi.
-
8:48 - 8:50Koyu tenli bir Latina sergilemenin gururu,
-
8:50 - 8:52bir siyahi kadın,
-
8:52 - 8:54saçını düzleştirdiğin büyük bigudili
saçlarla, -
8:54 - 8:57belki bu beyaz güzellik ölçütlerine
bir selam. -
8:57 - 9:01Rafine, büyük beden harika
bir kadın, koca altın takılarla. -
9:01 - 9:02Bu çalışma göründüğünde,
-
9:02 - 9:05bizim instagramda en ilgi
çeken parçalarımızdan biriydi, -
9:05 - 9:08ziyaretçiler bana onun
günlük elementleri olan koyu teni, -
9:08 - 9:11bigudileri ve takılarıyla
bağlantı kurduklarını söylediler. -
9:12 - 9:14Koleksiyonumuz Celia Cruz'u barındırıyor
-
9:15 - 9:18ve genç Harriet Tubman'ın nadir
bir portresini, -
9:20 - 9:23eşsiz Oprah Winfrey'in
ikonik giysisini. -
9:23 - 9:26Ama müzeler yüzlerce milyon
insanın kadınları nasıl gördüğünü -
9:26 - 9:29ve hangi kadınları gördüğünü
-
9:29 - 9:31değiştirebilir.
-
9:31 - 9:35Her zaman ilk ya da ünlü olandansa,
cumartesi günleri güzellik salonlarının -
9:35 - 9:39sıradan yoğunluğunu göstermekte
bizim sorumluluğumuz, -
9:41 - 9:43kapı tokmağı küpe sanatını...
-
9:43 - 9:44(Gülüşmeler)
-
9:44 - 9:46Şık kızkardeşliği...
-
9:46 - 9:47(Gülüşmeler)
-
9:47 - 9:49ve her yaştaki kültürel gururu.
-
9:49 - 9:51Her günkü kadınların hikayeleri
-
9:51 - 9:55Küresel ve ulusal hikayelerimizdeki
bilerek ihmal edilen hikayeler. -
9:55 - 9:59Ve müzelerde çoğu zaman,
kıyafetlerle, portrelerle -
9:59 - 10:02ya da fotoğraflarla temsil edilen
kadınları görürsünüz... -
10:03 - 10:06Hergünkü kadınların etkileyici,
hayat değiştirici hikayeleri -
10:06 - 10:09Bu Esmeraldalı oturak gibi de
görünebilir. -
10:09 - 10:12Esmeraldalılar, Ekvatorda dünya ile
ilişkisini kesmiş bir topluluktur. -
10:13 - 10:16Bu sık yağmur ormanları
yerli Afrika topluluğunu -
10:16 - 10:18İspanyol kolonicilerinden korumuştur.
-
10:18 - 10:19Şimdi yollar var,
-
10:19 - 10:23ama iç kısımlarda hâlâ sadece kano
ile erişilebilen kısımlar var. -
10:23 - 10:27Débora Nazareno bu Ekvator sularında
kanoyla seyahat eder. -
10:27 - 10:30Bu yüzden kendine ait
bir tekne oturağı var. -
10:30 - 10:32Onu bir örümcek ağı ve örümcek
ile kişiselleştirmiş, -
10:32 - 10:36Anansi'yi temsil eden bu desen,
Batı Afrika kültürüne ait bir karakter. -
10:37 - 10:41Débora bu oturağa evinde torunu
Juan'a hikaye anlatırken de otururdu. -
10:42 - 10:44Sevginin elle tutulamaz ritueli
-
10:44 - 10:47kuşaklar arası hikaye anlatma sanatı
-
10:47 - 10:49Afrika diyasporasındaki topluluklarda
yaygındır. -
10:50 - 10:54Ve bu günlük davranış Juan'da
Hint-Afrika kültürüyle ilgili elli binden -
10:54 - 10:58fazla belge toplamasını muhafaza
etmesini sağlayan tutkuyu ateşledi. -
11:00 - 11:032005'te, Juan García Salazar,
Débora'nın torunu, -
11:04 - 11:07ve şu anda dünyaca ünlü
Afrika-Ekvatorlu bir bilgin, -
11:07 - 11:09Washington'a seyahat etti.
-
11:10 - 11:13Lonnie Bunch'la tanıştı,
çalıştığım müzenin müdürü, -
11:13 - 11:15sohbetlerinin sonuna doğru,
-
11:15 - 11:19Juan çantasına uzandı ve
"Size bir hediye vermek istiyorum." dedi. -
11:21 - 11:23O gün, Débora Nazareno'nun
mütevazı ahşap tekne oturağı -
11:23 - 11:26Smithsonian Ulusal Müzesine
Afrika-Amerikalı tarihin ve kültürünün -
11:26 - 11:30bağışlanan ilk nesnesi oldu.
-
11:31 - 11:35Korundu, sergilendi ve dünyanın
her yerinden gelen -
11:35 - 11:38neredeyse 5 milyon ziyaretçi
tarafından görüldü. -
11:39 - 11:42Sıra dışı tarihi nesneleri
toplamaya devam edeceğim. -
11:42 - 11:44Onların hikayeleri önemli.
-
11:45 - 11:49Bugün ve her gün beni
göstermeye iten şey -
11:49 - 11:52isimlerimizi tarihe yazdırmaya
dair basit bir tutku, -
11:52 - 11:55onları milyonların görmesi için
açıkça sergilemek -
11:55 - 11:58ve ışığın altında yürüyenler
olarak kadınlar. -
11:59 - 12:00Teşekkür ederim.
-
12:00 - 12:06(Alkış ve tezahürat)
- Title:
- Müzeler sadece sıra dışı zamanlarda değil her gün onurlandırılmalı
- Speaker:
- Ariana Curtis
- Description:
-
Müzede olmalı kim hak ediyor? Uzun zamandır bunun cevabı "sıra dışı olan"-- Bunlar bize başarılarıyla ilham veren arzulanan tarihi unsurlar. Ama bu hikayeler sınırlı, diyor müze organizatörü olan Ariana Curtis. Hayalindeki konuşmada o müzelerin tarihi daha doğru nasıl sunabileceğini her günkü ve sıra dışı olan insanlar tarafından belirgin ve gizli şekilde nasıl onurlandırılacağını ve her zaman sahip olunan farklı bakış açılarının nasıl yükseltileceğini sunuyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 12:19
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for Museums should honor the everyday, not just the extraordinary | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Museums should honor the everyday, not just the extraordinary | ||
Sevgül Demir accepted Turkish subtitles for Museums should honor the everyday, not just the extraordinary | ||
Sevgül Demir edited Turkish subtitles for Museums should honor the everyday, not just the extraordinary | ||
Cihan Ekmekçi rejected Turkish subtitles for Museums should honor the everyday, not just the extraordinary | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Museums should honor the everyday, not just the extraordinary | ||
Sevgül Demir accepted Turkish subtitles for Museums should honor the everyday, not just the extraordinary | ||
Sevgül Demir edited Turkish subtitles for Museums should honor the everyday, not just the extraordinary |