-
Title:
Hip-Hop & Shakespeare?: Akala TEDxAldeburgh'da.
-
Description:
Hip hop sanatçısı Akala bir plak şirketi sahibi ve rap/rock/electro-punk'ı güçlü sözsel hikaye anlamıyla birleştiren bir sosyal girişimci. Bu konuşmada, Akala Shakespeare, Hip-Hop ve dil ile onun gücü etrafındaki daha geniş bir kültürel tartışma arasındaki bağlantıları kanıtlıyor ve bunları keşfe çıkıyor.
-
Tünaydın hanımlar ve beyler.
-
Saati sıfırlayabilir misiniz?
Şu an dört dakikayı gösteriyor,
-
sanırım son konuşmadan kalmış... Harika!
-
Pekâlâ! Benim adım Akala,
-
Hip Hop Shakespeare Topluluğu'ndanım.
-
Çalışmamızın felsefesine, anlamına,
-
arkasındaki amaca değinmeden önce
-
sizi ufak bir sınava davet edeceğim.
-
Bu sınavı birkaç kez yaptık,
-
bunu sınavdan sonra konuşuruz.
-
Size bazı alıntılar söyleyeceğim.
-
Sevdiğim hip hop şarkıları
ya da sevdiğim Shakespeare oyunları
-
veya şiirleri arasından seçilen
tek satırlık alıntılar.
-
Siz de elinizi kaldırıp bunun hip hop mı
-
yoksa Shakespeare mi olduğunu
söyleceksiniz.
-
(Gülüşmeler)
-
Anlaşılır oldu mu? Peki.
-
İlki şu:
-
"Kendini oluşturan güzelliği yok etmek."
-
"Kendini oluşturan güzelliği yok etmek."
-
Hip hop olduğunu düşünüyorsanız
el kaldırın lütfen.
-
Shakespeare ise el kaldırın.
-
Güzel, yüzde 70 Shakespeare yönünde.
-
Bu Sean Carter isimli,
daha çok Jay-Z olarak tanınan bir beyden,
-
"Can I Live?" parçasından alıntı.
-
Diğerine geçelim.
-
"Belki bu kustuğum bir kin,
belki ruhun gıdası.
-
"Belki bu kustuğum bir kin,
belki ruhun gıdası.
-
Hip hop?
-
Shakespeare?
-
Büyük çoğunlukla
Shakespeare yönünde. İlginç.
-
Eminem diye bir beyi duyan oldu mu?
-
(Gülüşmeler)
-
Kendisi Shakespeare değil.
-
Bu da Eminem'in Jay-Z ile yaptığı
"Renegade" adlı bir parçadan.
-
Birkaç tane daha yapalım.
-
"Ellerini kullanmaktansa
bozuk silahlar kullanmak daha iyi."
-
"Ellerini kullanmaktansa
bozuk silahlar kullanmak daha iyi."
-
Hip hop?
-
Shakespeare?
-
Belirgin şekilde Shakespeare yönünde.
-
Bu alıntı Shakespeare'den.
"Othello" isimli oyundan.
-
Sıradaki:
-
"Kafiyelerle aram iyi değil."
-
"Kafiyelerle aram iyi değil."
-
Hip hop?
-
Shakespeare?
-
Bu da Shakespeare'den.
"Kuru Gürültü"den alıntı.
-
İki tane daha var.
-
Sıradaki:
-
"Sizinle rüyalarınız yoluyla
iletişim kuran o en cömert kral."
-
"Sizinle rüyalarınız yoluyla
iletişim kuran o en cömert kral."
-
Hip hop?
-
Shakespeare?
-
Elli-elli gibi.
-
Wu-Tang Clan'in lideri,
RZA olarak bilinen bir bey.
-
Wu-Tang'e tekrar döneceğiz,
RZA'dan çok bahsedeceğiz.
-
Hip hop felsefesinin ana simgelerinden,
-
üstümde büyük etkisi olan biri
veya bir topluluk.
-
Ona tekrar döneceğim.
-
Günün son alıntısı.
Şuna geçelim...
-
"Sokratesler, felsefeler
ve hipotezler açıklayamaz."
-
"Sokratesler, felsefeler
ve hipotezler açıklayamaz."
-
Hip hop?
-
Shakespeare?
-
Büyük çoğunlukla hip hop yönünde.
Bu da hip hop.
-
Yine Wu-Tang,
Inspectah Deck adlı birinden.
-
İlginç biçimde, bu alıntı
"Wu-Tang Forever" albümündeki
-
"Triumph" isimli bir parçadan.
-
"Wu-Tang Forever" bu ülkede birinci sıraya
çıkan ilk hip hop albümüydü.
-
Bu tür sözsel tarzla hip hop'ın
ileri bir seviyeye geçmesini sağladı,
-
buna birazdan tekrar döneceğiz,
Wu-Tang'ten tekrar bahsedeğiz.
-
Görüyorsunuz, bu muhtemelen birçoğumuzun
sandığı gibi keskin bir biçimde olmadı.
-
Bağlamlar, algımız elimizden alındığında
-
kullanılan dil, bahsedilen konular,
çeşitli şeyler
-
bunu çok zor hâle getiriyor
-
ve bu iki sanat biçiminin ham hâldeki
diline bakmak zorunda kalıyoruz.
-
Merak etmeyin, bu çalışmayı
400'den fazla kez yaptık ve şimdiye dek
-
kimse tamamını doğru biçimde anlamadı.
-
Bazı en saygın
Shakespeare kuruluşlarındaki
-
kimi üst düzey profesörler bile.
-
İsim vermeyeceğim.
-
Şunu söylemeye bile gerek yok:
bu birçok insanın algısına meydan okudu
-
ve bunu genişletirsek,
hip hop ve Shakespeare
-
arasındaki diğer bazı benzerlikleri,
-
paylaştıkları diğer şeyleri görüyoruz.
-
Paylaştıkları başlıca şeylerden biri de
elbette ki ritim.
-
Beşli ölçü -- dee-dum, dee-dum,
dee-dum, dee-dum, dee-dum.
-
Beş set, iki vuruş, aslında bu
hip hop müzikte kullanmak için
-
harika bir ritim
ve bunu bugünün söz yazarlarına bile
-
zor gelecek bir şekilde aktarıyor.
-
Bununla ne kastediyorum?
-
Bunu kullanmak profesyonel bir rapçi için
bile çok zor, grime tarzı bir altyapı
-
üstüne yazılmış sözler.
-
Grime dakikada 140 vuruştur.
Bu çok çok hızlı bir tempo.
-
Aynı sözleri alıp geleneksel bir hip hop
-
altyapısı kabul ettiğimiz
dakikada 70-80 vuruş üstüne ekleyin.
-
Çok çok zor bir beceri.
Hazır olan müzikle,
-
şu an yazarken bile zor.
-
Yine de beşli ölçü
bize bunu yapma olanağı sağlıyor.
-
Söylemek istediğim şeyi anlatmaktansa
doğrudan göstereyim. Kulak verin.
-
Müzik gelsin lütfen.
-
(Müzik)
-
Birazdan duyacağınız şeyi
bazılarınız bilip
-
bazılarınız bilmeyebilir.
-
Bu Shakespeare'in en ünlü şiiri, 18. Sone.
-
Ritme uysun diye herhangi bir uyarlama
yapmadım, iyi kulak verin.
-
Pekala.
-
"Seni bir yaz gününe
benzetmek mi, ne gezer?
-
Çok daha güzelsin sen,
çok daha cana yakın:
-
Taze tomurcukları sert rüzgarlar örseler,
-
Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın:
-
Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak,
-
Ve sık sık kararır da
yaldız düşer yüzünden;
-
Her güzel
er geç yoksun kalacak güzellikten,
-
Kader ya da varlığın bozulması yüzünden;
-
Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz,
-
Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda;
-
Gölgesindesin diye ecel caka satamaz,
-
Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:
-
İnsanlar nefes alsın,
gözler görsün elverir,
-
Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
-
İnsanlar nefes alsın,
gözler görsün elverir,
-
Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir."
-
(Alkışlar)
-
Gördüğünüz gibi,
ritme tam olarak uyuyor.
-
Altyapıyla uyum içinde.
-
Şimdi tamamen farklı tarz altyapı
deneyeceğiz, farklı tempoda bir altyapı.
-
Bu uyumlu ritim sayesinde
yine aynı sözleri göreceksiniz.
-
Deneyelim.
-
(Müzik)
-
"Seni bir yaz gününe
benzetmek mi, ne gezer?
-
Çok daha güzelsin sen,
çok daha cana yakın:
-
Taze tomurcukları sert rüzgarlar örseler,
-
Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın:
-
Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak,
-
Ve sık sık kararır da
yaldız düşer yüzünden;
-
Her güzel
er geç yoksun kalacak güzellikten,
-
Kader ya da varlığın bozulması yüzünden;
-
Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz,
-
Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda;
-
Gölgesindesin diye ecel caka satamaz,
-
Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:
-
İnsanlar nefes alsın,
gözler görsün elverir,
-
Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
-
İnsanlar nefes alsın,
gözler görsün elverir,
-
Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir."
-
(Alkışlar)
-
Herkesin bir saniyeliğine
elini kalbine koymasını istiyorum.
-
Kalbinizi hissediyorsanız, öyle umuyorum,
-
kalbiniz ikili setler şeklinde
atıyor olmalı,
-
bir kuvvetli, bir zayıf, dee-dum
veya diğer adıyla iki tempolu.
-
Öyle değilse en kısa sürede bir doktora
danışmanızı öneririm.
-
Bundan dolayı
-elinizi kalpten çekebilirsiniz-
-
Bundan dolayı
bu ritim bizim için çok özsel,
-
müzik yaşamın ritmini,
yaşamın seslerini taklit ediyor
-
Yaşamın kalp atışını.
-
Bu ritim, beşli ölçü, basit bir ritim
olsa bile müziğin birçok tarzı için
-
oldukça özsel nitelikte.
-
Dünyadaki diğer yerlerde
farklı ritimler var.
-
Batı Afrika ritimleri gibi,
-
insanlar temelde üçlü biçimde konuşuyor.
-
Ritmin, gençlerin sözleri
ezberlemesi açısından
-
bellek destekleyici bir araç
olduğunu gördük.
-
Ayrıca söylenen bazı şeyleri
kavramak için de bir yol.
-
Ritim bunu anlamamıza yardım ediyor.
-
Duyguyu aktarmamıza yardım ediyor.
-
Tabii ki hip hop'ta da tonlama,
-
söylediğini söyleme şeklin,
-
hangi ruh hâliyle söylediğin,
-
hangi ritimle söylediğin
-
söylediğinin ne olduğu kadar önemli.
-
Bu iki sanat biçiminin felsefelerine,
-
algılarına veya anlayışlarına,
hakkında çok şey bildiğimizi
-
sandığımız bu iki şeye geri dönersek,
-
buna Shakespeare ile başlayalım.
-
Geçen üç veya dört yıl boyunca,
-
yüzlerce uygulama atölyesinde yüzlerce,
binlerce gençle
-
çalıştıktan sonra,
-
insanların Shakespeare algısıyla ilgili
-
çok ilginç şeyler keşfettik.
-
Kim olduğunu,
-
içinde yaşadığı dönemin
kökleşmiş inançlarının neler olduğunu,
-
etrafındaki insanların, geçmişinin
nasıl olduğunu sandıkları hakkında.
-
Tabii ki bir kısmı hip hop'ta da
olduğu gibi tamamen anlamsızdı.
-
Örneğin Shakespeare'in,
onların dediği şekilde,
-
"üst düzey" veya Kraliyet İngilizcesi
konuştuğu fikri.
-
Geçerli telaffuz.
-
Geçerli telaffuz Shakespeare'in ölümünden
-
100 yıl sonra bile henüz icat edilmemişti.
-
Bugün Kraliyet İngilizcesi ile
kastettiğimiz dili hiç duymadı.
-
O hayattayken insanlar biraz Yorkshire
-
ve Cornwall karışımı şeklinde konuşuyordu.
-
Örneğin, "hours" (saatler)
"urrs" diye söyleniyordu.
-
"Urrs ve urrs ve urrs."
-
Veya: "mood" (hâl)
ve "blood" (kan)... kafiyeliydi!
-
İnsanlar "mu:dd" ve "blu:dd" olarak
telaffuz ediyordu.
-
Onun yaşadığı dönemde
-
zengin ve fakir arasındaki uçurum
bugünkünden fazlaydı,
-
gerçi bu uçurumu tekrar oluşturmak için
elimizden geleni yapıyor gibiyiz.
-
Çok fırtınalı, çok zorlu zamanlarda
yaşıyordu ve biz o zorluğun
-
hemen hemen temizlenmiş olan
görünümüne maruz kalıyoruz,
-
geçmişin manzarasını
renklendiriyoruz.
-
Shakespeare'in izleyicilerinin
yüzde doksanından fazlası
-
okuyup yazamazdı.
-
Nasıl oldu da 21. yüzyılda Britanya'da
-
neredeyse seçkinciliğin simgesi
durumuna geldi
-
ve hatta biz şu tartışmayı duyabiliyoruz:
-
Kendi oyunlarını yazan o muydu?
-
Çünkü elbette ki bu, bilgiyi elinde
-
bulundurma iznine kimin sahip olup
kimin olmadığına indirgeniyor.
-
Shakespeare üniversiteye
gitmemiş biriydi.
-
Oxford veya Cambridge'li değildi.
O -bazılarınca- -öyle görmüş olmalılar-
-
bilgiyi bulundurma hakkı olmayan biri
olarak görülüyordu.
-
Zekâsını bir gerçeklik olarak
kabullenmektense
-
onun zekâsına
bir açıklama getirmek zorundayız.
-
Bu da beni hip hop'a götürdü.
-
Birçok kişinin hip hop'a dair fikri var --
-
tabii ki basının da hip hop'a dair yüksek
sesle belirttiği fikirleri var.
-
Binlerce kişiyle olan,
yüzlerce atölyedeki çalışmamda
-
ve kurumlardaki etkileşimlerde
-
tekrar keşfettim ki
-
hip hop'a dair fikri olan birçok kişi
-
onunla ilgili hiçbir şey bilmiyor.
-
Sıfır. Hiç. Bununla kastettiğim ne?
-
Sözcüklerin kendisi, "hip hop",
-
buradaki "hip" bir Wolof sözcüğü olan
"hipi"den geliyor.
-
Wolof bir Senegal dili,
-
bir aydınlanma terimi anlamında,
"gözünü açıp görmek" demek.
-
"Hop" sözcüğü de
İngilizcedeki belirtme hareketinden.
-
Yani "hip hop" "zeki hareket" demek.
-
Hip hop New York'taki
-
kurucuları tarafından sistemleştirilen
beş unsur içerir.
-
Beş unsur.
-
Dj'lik, rap yapma,
break dans, grafiti sanatı
-
ve bugün bahsetmek istediğim
beşinci unsur:
-
Bilgi.
-
Belki televizyon veya radyoda
pek görmediğimiz bir unsur.
-
Tabii ki bu kültürü kuranlar
bu kültürün bugünkü simgelerinin
-
oluşturan kişiler değil.
-
Bu anlaşıldıktan sonra,
-
ortaçağdaki Batı-Afrika imparatorlukları
-
Mali, Songhay, Gao,
antik Gana'ya dönersek,
-
Malililerin griot dediği
bir niteliğiniz var.
-
Bu griotlar bugün hâlâ var, griot kimdi?
-
Griot ritmik, sözsel şair, ozan, müzisyen,
-
tarih ile ruhsal geleneğin
ve benzer şeylerin, o imparatorluğun,
-
o kültürün bilgisini taşıyan kişiydi.
-
Amerika bölgesinde bu müzikal,
-
sözsel, kültürel geleneklerin birçok
karmaşık biçimde nasıl ortaya konduğunu
-
ve caz, blues, funk'tan hip hop'a dek
ilham olmaya nasıl yardım ettiğini
-
anlamaya başladığımızda,
-
kurucular Afrika Bambaataa, Kool DJ Herc
-
ve Grandmaster Flash'in bu kültürü
bu şekilde sistemleştirdiğinde,
-
aslında ne yapmaya çalıştığına dair
-
çok daha güçlü bir kanıya varırız.
-
Onu bu bağlamda kavradığımızda,
yetmişlerin sonu
-
ve seksenlerin başında New York'ta
neler olduğunu anladığımızda,
-
çoğunlukla temsil edildiği şekle kıyasla,
-
hip hop çok farklı bir mesele
hâline gelir.
-
Sivil haklar dönemi sonrasından
çıkan insanlar,
-
Amiri Baraka veya James Baldwin
edebiyatının estetik etkisi,
-
Muhammed Ali'nin kişiliğinin etkisi,
-
James Brown'ın funk müziğinin etkisi,
-
bu arada, James Brown tarihteki
en çok örneklenen bateristtir.
-
Döngü tarzındaki ünlü parçaları
tüm hip hop müziğinin temelini oluşturur.
-
Bu hip hop'ı bir kültür olarak
-
içine ekleyebileceğimiz tek hakiki ortam.
-
Ben bunun içinde büyüdüm sayılır.
-
Büyük oranda bundan ilham aldım.
-
Şöyle oldu... doksanların ortalarına dek
ticari anlamda
-
en başarılı olan rapçilerin kadar zeki
oldukları hakkında övünmesi olağandı.
-
Bilime hakim olmaktan bahsetmek,
bilgi sunmak,
-
yaşamın New York'tan bakıldığında
-
nasıl olduğunu anlatırken
aynı anda matematiğini konuşturmak.
-
Bu iki unsur arasında bir çelişki yoktu
-
ve yine aynı şekilde,
mesele bilgiyi bulunduranın kim olduğuydu.
-
Kimin meşaleyi alıp ileriye taşıdığı.
-
Hip hop'a dair ilham verici olan
şeylerden biri de
-
bunu yapmak zorunda olmadıkları
söylenen insanlardı,
-
olmadıkları bir şey olmaya çalışmadan,
-
farklı biçimde giyinmeden,
-
farklı şekilde konuşmadan,
-
karar verdiler, kararı veren onlardı:
-
"Bu bilgiyi bulunduran biz olacağız.
-
Kendimizi eğiteceğiz
-
ve bu bilgiyi müzik yoluyla aktaracağız."
-
Yaşamımda bunun temel simgesi,
üstümdeki asıl etki
-
size bahsettiğim bu gruptu, Wu-Tang Clan.
-
"Wu-Tang Forever" yayınlandığında,
okul çağındayken,
-
bambaşka tarzlar dinleyen insanları
bir araya getiren ilk albümdü.
-
O zamana dek, hip hop Londra'da hâlâ
belirli bir kesimdekilere hitap ediyordu,
-
benim okulumda öyleydi.
-
Sonra "Wu-Tang Forever" çıktı
-
ve birdenbire Heavy Metal dinleyen,
-
Blur ve Oasis seven çocuklar,
-
herkes o tarzdaki albüm
etrafında birleşmişti.
-
Peki bu neydi?
-
Açık bir şekilde gururlu, zekice olan
bu söylem öylesine yadsınamazdı ki,
-
bana göre, herkesin ilgilisini uyandırıp
-
insanları içine çekti.
-
Size bir şiir örneği göstereceğim,
-
ben ona şiir diyorum ama bazıları
rap diyebilir,
-
bu grubun başındaki isim,
RZA olarak bilinen bir beye ait,
-
Az önce ondan bahsettim.
-
"Kill Bill" filmi için de müzik yapmıştı,
-
belki daha çok bu niteliğiyle
tanıyanlar vardır.
-
Onun yazdığı, "Twelve Jewels"
-
adlı bir şiir vardı, bu size zamanının
-
en başarılı rapçilerinden biri olmasına,
-
zekâyla övünmenin o dönemde ne kadar
normal olduğuna dair bir fikir verecektir.
-
"Twelve Jewels" adlı bir parça,
internetten bakabilirsiniz.
-
Birazını paylaşacağım.
-
Şöyle:
-
"Matematiksel, biyokimyasal
denklikler öncesindeki
-
taş, hava, ateş ve suyun görünümleri,
-
temel oluşumları katı, sıvı
ve gazlar olmadan,
-
ki onlardır kara parçalarını,
uzay katalizörlerini
-
ve tüm maddeleri doğuran,
bu yoğun hâldeki üçüncü boyut
-
somut bir kavrayışı gözlemlemeli.
-
Siniri bozmak için önce sinir gerekli.
-
Bilgelik bilge olanın kendisi.
Şair uykudaki aptal uyansın diye söyledi.
-
Zaman dördüncü boyut, giriverir zihnine.
-
Çakralar omurganın gerisine doğru
hareketlendiğinde.
-
Çi enerjimin yaşamsal noktama
temasını gözlemle.
-
Dilin tek hareketi
kılıcın ciğere yaptığı gibi delip geçer.
-
Duymadın mı şunu?
Sözcükler kurşun gibi hızlı yok eder.
-
Olumsuz fikirleri zihninin
odacıklarına yüklediğinde
-
ve ağzın cehennemden gelen
kötülüğü taşıyan tetiği çekince.
-
Olumsuzluğun barındığı yerden,
midenin derinliklerinden.
-
RZA'nın "Twelve Jewels"undan
küçük bir parça bu.
-
Bir taraftan da ilginç.
-
Bu türdeki sözsel tarzı kavradığınızda,
-
hip hop'ın Shakespeare ile aynı gücü
taşıdığını fark edersiniz.
-
Dönüştürme felsefesi,
herhangi bir yüce sanattaki gibi,
-
çevremizdeki dünyayı sorgulamak.
-
Bu bizi tiyatrodan
eğitim prodüksiyonlarımıza,
-
üstünde çalıştığımız film
ve televizyon yapımlarına kadar
-
Hip Hop Shakespeare Topluluğu ile
neye dair bir çalışma
-
yaptığımız hakkında bir sonuca götürüyor.
-
Tüm bunların ne olduğu.
-
Bu, bilgiyi elinde bulunduranın
kim olacağıyla ilgili.
-
21. yüzyılda, özellikle de
işçi kitlelerine gerek duymadığımız
-
sanayi sonrası toplumlara doğru geçerken,
-
artık fabrikalarda çalışmaları için
işçi kitleleri yetiştirmiyoruz,
-
bunlar oldukça önemli sorular.
-
Bugün eğitimin amacı ne?
-
Gençlere ne öğretiyoruz?
-
Sonraki nesli neyi yapması ve
biçimlendirmesi için eğitiyoruz?
-
Toplumun başarı ve başarısızlığın
-
gitgide o toplum içindeki
insanların zihnine
-
veya fikirlerine bağlı olduğu
bir toplumdaki her bireyi eğitiyor muyuz?
-
İnsanları yapabileceğinin en iyisini
isteyecek şekilde eğitiyor muyuz?
-
Tam potansiyeline ulaşacak şekilde.
-
Toplumda ne konumda doğarsa doğsun.
-
Yoksa hâlâ eski, katmanlı, insanların
zorunlu konum ve yerlerinin olduğu
-
zihniyet içinde mi çalışıyoruz,
yoksa onları olabildiğince
-
büyük düşünmesi için destekliyor muyuz?
-
Shakespeare'in yaşamında kimin onu
-
bilgiye sahip biri olması için
desteklediğini bilmiyorum
-
ama bunu yapamamış olsaydı
onun eserlerinden mahrum olurduk,
-
tıpkı hip hop'taki gibi.
-
Üstüne düşünmek istediğimiz şey de bu.
-
Eğitim, onun kime ait olup
kime ait olmadığı.
-
İnsan kültüründeki birliği,
insanların takip ettiği
-
fikir ve eylemlerdeki birliği
-
kendimize kanıtlamak için
-
görünüşte apayrı olan
bu sanat biçimlerini,
-
görünüşte apayrı olan
bu iki dünyayı kullanıp
-
onları bir araya getirerek.
-
İnsanları kendi sanatsal, edebi, kültürel
-
ve toplumsal nitelik tarzlarına
doğru ateşlemek için.
-
Sizinle ufak bir...
son bir parça paylaşacağım
-
Biraz daha...
"eğlenceli" demek istemiyorum
-
ama biraz daha oyun
ve meydan okuma tarzında.
-
Bir radyodan ortaya çıktı,
Radio 1Xtra'daki "Freestyles"dan,
-
yaklaşık iki buçuk veya üç sene önce.
-
Biraz şakasına gibiydi. DJ bana,
-
"Burada 27 Shakespeare oyunun listesi var,
-
onları serbest stile
uydurmaya çalış." dedi.
-
Şans eseri, başardık.
Nasıl oldu bilmiyorum, gerçi yaklaşık
-
on dakikamız vardı,
gerçek anlamda bir serbest stil değildi
-
ama yaptık ve sonrasında
albüme eklediğimiz bir parça oldu.
-
İlk bölüm 27 Shakespeare oyunu,
-
sonraki bölüm
-
Shakespeare'den 16 ünlü alıntı içeriyor.
-
İsmi "Komedi, Trajedi, Tarih",
-
internetten bakabilirsiniz, şu şekilde.
-
Şimdi söyleyeceğim, şöyle başlıyor:
-
"Bu Akala bir elmas gibi.
-
Siz ufaklıklarsa Yanlışlıklar Komedisi.
-
Bağırsanız da sizi çalarlar çello gibi.
-
İşime bakıyorum,
Othello gibi kıskançsınız.
-
Kimsin? Ne yapacaksın?
Hırçın Kız gibi susturuldun.
-
Yaz Gecesi Rüyasındasın.
Müziğin yavan.
-
Ben Capulet, sen Montague, acımam.
Ben Sezar'ım, duydun mu?
-
Venedik Taciri satamaz CD'ni.
Benim için işin sonu hep iyi.
-
Macbeth gibisin, cehenneme gideceksin.
Kısasa Kısas, en iyisi benim.
-
Windsor'un Şen Kadınlarısınız,
Kral Lear değil.
-
Timon'u bilmem, Atina'daydı o.
-
Hamlet gibi döndüğümde bedeli ödersin.
-
Ben Akala,
Sana Nasıl Geliyorsa öyle olsun.
-
Kuru Gürültüsün. Tek işin çalmak.
-
Harikayım, 12 Gece gerekmez.
Siz ufak Fırtınalar sahnede yok olur.
-
Güncel olan benim.
Sen tarih oldun 4. Henry gibi.
-
Alevim ben, işler kötü.
İyisi mi sen kaç Perikles gibi.
-
Standart ötesi, Kış Masalı gibi soğuk.
Titus Andronicus çuvallamaya mahkum."
-
27 oyun.
-
(Gülüşmeler) (Alkışlar)
Kulak verin.
-
Son bir kısım var,
Shakespeare'den 16 ünlü alıntı içeriyor.
-
"Bilge adam aptal olduğunu bilendir.
Kışkırtma umutsuz ama değerli adamı.
-
Peter'dan alıp Paul'a ödemek niye?
Biri günahla yükselir, biri erdemle düşer.
-
Ruhunu inci pahasına satıp
dünyayı kazansan da ne olur?
-
Dünya istiridyem ama açım ben.
İstediğim fazlası kuruş ya da metelikten.
-
Şaka değil, umarım gülmezsiniz.
Şair veya yoksul, hangisi dersiniz?
-
Düzgünce konuşurum, kenar
mahalledenim gerçi, aslında yok ilgisi.
-
Şehirli de, sokaktan de. Gül yine güzel
kokmaz mı, adı başka olsa bile?
-
Sertçe söylüyorum, bir ozan kadar akıllı.
Elimde bahçeye dikilecek Krallık Bayrağı.
-
Akala, Akala, niye Akalasın sen?
-
Rap'im Shakespeare mısrasıyla,
sırrım ortada.
-
Ben şansla yükselmedim, kader bu.
Konuşsanız da şaşkınım ben hâlâ.
-
Saniyede binlerce korkağı bitirdim.
Kralın adı bile bir kale değil mi?
-
Bundan bahsetme, sır değil ki.
Tez dersi veririm Antik Yunan'daki gibi.
-
Ya da Mısıroloji, dilemem özür.
Zihin gözüm her şeyi net görür.
-
Beni durdurmak değil olası.
Yaşamım büyülü, büyük olasılıkla.
-
Acımasızca konuşuyorum adeta.
Bir son vereceğim neşeli zamanlarına.
-
Ne dersen de işe yaramaz.
Kartallar yoksa çalıkuşu av olmaz.
-
Konu sözcüklerse en fenasıyım,
küfürlü tüm yüklemlerim.
-
Yanında hemşire olan ilk rapçi.
-
Kafayı sıyıran ilk ahmak için
cenaze aracı hazır, kullanamaz zihnini.
-
Şahlan Akala'yla, resmen delilik.
Sebepsiz bir çılgınlık, yalnızca üzüntü.
-
Sözlerim hırsın hançeri
ve çekici gibi, bir saldırı hâli.
-
Askeri tarzda rap'imin mevzisi,
konuşarak bulamazsın yerini.
-
Satürn'den hızlı geride bırakırım seni.
Mahveder sözlerim bu koca çocukları.
-
Bu Akala, rap Shakespeare'i.
Geçen yıl dedim, istemedin dinlemeyi.
-
Etiyopyalı kulağındaki taş gibi değerli.
Yine söyle duymayanlar için."
-
Benim için zevkti.
-
(Alkışlar)