Saf, garip sihrini kucakla
-
0:00 - 0:04[Bu konuşma içeriği
yetişkinlere yöneliktir.] -
0:05 - 0:10Annem bu yaz, bir ikna konuşması
yapmak için beni aradı. -
0:11 - 0:16Kitabımdan birkaç kısım bulmuş,
-
0:17 - 0:18üstelik o zaman daha çıkmamıştı
-
0:18 - 0:19ve endişelenmişti.
-
0:21 - 0:23Endişesi kitaptaki cinsellik değildi.
-
0:23 - 0:25(Kahkaha)
-
0:25 - 0:28Onu rahatsız eden şey kitabın üslubuydu.
-
0:29 - 0:30Mesela,
-
0:32 - 0:34"İlginç yolculuğum boyunca,
-
0:34 - 0:36bana pek çok isim takıldı:
-
0:37 - 0:39zavallı çocuk, zenci,
-
0:39 - 0:42Yale'lı adam, Harvard'lı adam,
-
0:42 - 0:45ibne, Hristiyan,
-
0:45 - 0:47madde bağımlısı annenin çocuğu, suçlu,
-
0:47 - 0:50Şeytanın oğlu, İkinci Geliş,
-
0:50 - 0:51Casey."
-
0:52 - 0:53Henüz altıncı sayfadayız.
-
0:53 - 0:55(Kahkaha)
-
0:55 - 0:57Yani, annemin endişesini anlayabilirsiniz.
-
0:59 - 1:04O sadece küçük bir değişiklik
yapmak istedi. -
1:04 - 1:06Beni aradı ve dedi ki,
-
1:08 - 1:11"Hey, sen bir erkeksin.
-
1:12 - 1:15Sen ibne değilsin, serseri de değilsin,
-
1:15 - 1:16sana aradaki farkı söyleyeyim.
-
1:16 - 1:19Sen seçkin birisin. Akıllısın.
-
1:19 - 1:21İyi giyiniyorsun. Konuşmayı biliyorsun.
-
1:21 - 1:22İnsanlar seni seviyor.
-
1:22 - 1:25Ellerini bir serseri gibi oynatarak
etrafta dolaşmıyorsun. -
1:25 - 1:28Sen, sokaktaki bir berduş değilsin.
-
1:28 - 1:30Sen sadece eşcinsel olan
-
1:30 - 1:32asil bir insansın.
-
1:33 - 1:36Aslında buradayken
-
1:36 - 1:38kendini oraya koyma."
-
1:39 - 1:41Bana bir iyilik yaptığını düşündü,
-
1:42 - 1:44bir bakıma yaptı da.
-
1:45 - 1:51Onun araması,
hayatımda ve bir yazar olarak kitabımda -
1:51 - 1:54neler yapmaya çalıştığımı netleştirdi.
-
1:54 - 1:57Çalışmamın amacı tek bir mesaj göndermek:
-
1:58 - 2:01Yaşamak için bize öğretilen yolun
değişmesi gerekiyor. -
2:02 - 2:04Ben bunu zor şekilde öğrendim.
-
2:04 - 2:06Yalnızca yolun yanlış tarafında değil,
-
2:06 - 2:08tüm nehrin yanlış tarafında doğdum.
-
2:08 - 2:12Teksas, Oak Cliff'in aşağısındaki
Trinity Nehri. -
2:12 - 2:14Orada beni,
-
2:14 - 2:15hizmetçi olan büyükannem
-
2:15 - 2:18ve ruhsal hastalığıyla
mücadele eden annemin -
2:18 - 2:21kayboluşundan sonra
-
2:21 - 2:23bana bakan
-
2:23 - 2:25ablam büyüttü.
-
2:25 - 2:28Kişiliğimi şekillendiren, sonrasında da
-
2:28 - 2:30beni eski halime dönmek
zorunda bırakan olay, -
2:31 - 2:32annemin, ben on üç yaşındayken olan
-
2:33 - 2:36ve beş yıl süren bu kayboluşuydu.
-
2:37 - 2:41O gitmeden önce, benim insanlardan
saklanma yerim annemdi. -
2:41 - 2:46O, benim kadar tuhaf olan tek insandı.
Tuhaf derken, demek istediğim, -
2:46 - 2:47hoş bir tuhaflık.
-
2:47 - 2:51İhtiras Tramvayı'ndaki Blanche DuBois ile
-
2:51 - 2:53ile 1980'lerin
Whitney Houston'ı karışımı gibi. -
2:53 - 2:56(Kahkaha)
-
2:56 - 2:58Tabii kusursuz değildi,
-
2:59 - 3:02kusurlarının bana faydası vardı sadece.
-
3:02 - 3:05Sihir dediğimiz şey budur belki de:
-
3:05 - 3:06Faydalı bir hata.
-
3:07 - 3:10Yani, günlerce ortadan
kaybolmaya başladığında -
3:10 - 3:12ben de kendi sihrime döndüm.
-
3:12 - 3:14Kafama dank etti,
-
3:14 - 3:18yalnızca dik bir tepenin
üzerindeki ilkokulumdan -
3:18 - 3:22büyükannemlerin evine
kusursuz bir şekilde, -
3:22 - 3:26her bir kareye bir ayağım
denk gelecek şekilde yürüyerek -
3:26 - 3:29annemi hayalimde canlandırabilirim.
-
3:30 - 3:33Çimenliğimizi araba yolundan
ayıran son çimdeki -
3:33 - 3:35son kareye kadar,
-
3:35 - 3:38kareler arasındaki hiçbir çizgiye değemez,
-
3:38 - 3:41hiçbir kareyi atlayamazdım.
-
3:41 - 3:45Ve saçmalamıyorum, işe yaradı.
-
3:45 - 3:46Ama yalnızca bir kez.
-
3:47 - 3:51Bu kusursuz yürüyüşüm
annemi geri getirmese de -
3:51 - 3:54bu yaklaşımın
başka yararları olduğunu gördüm. -
3:55 - 3:59Etrafımdaki kimsenin mükemmellik,
itaat ve boyun eğmekten -
3:59 - 4:02daha fazla sevdiği bir şey
-
4:02 - 4:03olmadığını anladım.
-
4:03 - 4:06En azından boyun eğseydim,
beni pek rahatsız etmezlerdi. -
4:06 - 4:09Daha sonra bir hapishanede,
-
4:09 - 4:13Berlin'deki bir Stasi hapishanesinde,
bir teklife denk geldim. -
4:13 - 4:15Tabelada,
-
4:15 - 4:18"Uyum sağlayanlar
hoşgörüyle yaşayabilir" yazıyordu. -
4:19 - 4:21Barınabileceğim ve yemek yiyebileceğim
-
4:21 - 4:25bir yer sağlayan bir teklifti,
-
4:25 - 4:29öğretmenlerin, akrabalarımın, yabancıların
bana saygı duymasını sağlayan, -
4:29 - 4:32zamanla büyük fayda sağlayan bir teklif.
-
4:32 - 4:3517 yaşındayken, Yale'dan bir adam
okuluma geldi -
4:35 - 4:37ve beni Yale futbol takımına almak istedi.
-
4:38 - 4:42O zamanlar bu benim için beklenmedikti,
tıpkı şu an sizin için olduğu gibi. -
4:42 - 4:45Yale'li adam, aslında herkes,
-
4:45 - 4:47bunun benim başıma,
-
4:47 - 4:51hatta bütün topluluğun başına gelebilecek
en güzel şey olduğunu söyledi. -
4:51 - 4:54"Bu fırsatı kaçırma oğlum," dediler.
-
4:55 - 4:56Ben pek emin değildim.
-
4:57 - 5:00Yale tamamen başka bir dünyaymış
gibi geliyordu, -
5:00 - 5:03soğuk, yabancı, düşmanca bir yer.
-
5:04 - 5:06İlk ziyaret günümde,
-
5:06 - 5:08gitmemek için kardeşime
bir bahane uydurdum. -
5:08 - 5:10"Buradaki insanlar çok garip."
-
5:11 - 5:14"O zaman hemen uyum sağlarsın"
diye cevap verdi. -
5:14 - 5:17(Kahkaha)
-
5:18 - 5:20Fırsatı yakaladım
-
5:20 - 5:22ve uyum sağlamak için delicesine çalıştım.
-
5:22 - 5:26Birinci sınıf danışmanım kampüste şapka
takmamam konusunda beni uyarırken dedi ki: -
5:26 - 5:30"Artık Yale'desin.
Bunu yapmana gerek yok." -
5:31 - 5:34Bunun, başarabilmek için
ödenmesi gereken küçük bedellerin -
5:34 - 5:36yalnızca bir tanesi olduğunu anladım.
-
5:37 - 5:40Tüm bedelleri ödedim
ya da ödemeye çalıştım -
5:40 - 5:43ve karşılığını aldım gibi görünüyor.
-
5:43 - 5:46Üniversitenin futbol takım kaptanlığı,
-
5:46 - 5:49çok da gizli olmayan bir topluluğa giriş,
-
5:49 - 5:51Wall Street'te, daha sonra da
Washington'da bir iş. -
5:51 - 5:55İşler o kadar iyi gitti ki,
doğal olarak bunun sonunda -
5:55 - 5:57ABD balkanı olmalıyım diye düşündüm.
-
5:57 - 6:01(Kahkaha)
-
6:01 - 6:03Ama daha 24 yaşında olduğumdan
-
6:03 - 6:06ve başkanların bile bir yerden
başlaması gerektiğinden, -
6:06 - 6:09kongre için aday olmaya karar verdim.
-
6:09 - 6:14Bu, o büyük 2008 seçimlerinin hala
etkisinde olduğumuz o dönemde oldu. -
6:14 - 6:19Ciddi, ılımlı bir senatör
şunu vurgulamıştı: -
6:19 - 6:23"Vermem gereken en önemli mesaj,
-
6:23 - 6:26Barack Obama'nın da
bizden biri olduğudur." -
6:27 - 6:28Bu mesajı o kadar iyi verdiler ki
-
6:28 - 6:32kampanyaları modern siyasetin
altın kuralı haline geldi. -
6:32 - 6:35En sonunda, huzur ve tatminle,
-
6:35 - 6:40"Ben de herkes gibiydim" demek için
-
6:40 - 6:44elimizden geleni yapmamızı isteyen
bu modern hayat düzeni olmasaydı -
6:44 - 6:47benim mesajım da bu olacaktı.
-
6:48 - 6:54Bir gece, aday kampanya
yöneticimi son kez aradım. -
6:55 - 7:00Kazanmak için ne yapmamız gerekiyorsa
yapacaktık ama önce, son bir sorusu vardı: -
7:01 - 7:03"Bilmem gereken bir şey var mı?"
-
7:04 - 7:08Durakladım ve sonunda dedim ki,
-
7:08 - 7:10"Eşcinsel olduğumu bilmelisin."
-
7:12 - 7:13Sessizlik.
-
7:15 - 7:19Neredeyse fısıldayarak "Anlıyorum" dedi.
-
7:19 - 7:22Parlak bir kuruş ya da
ölü bir yavru kuş bulmuş gibiydi. -
7:22 - 7:23(Kahkaha)
-
7:23 - 7:26"Bana söylediğine sevindim," dedi.
-
7:26 - 7:27"İşimi kesinlikle kolaylaştırmadın.
-
7:27 - 7:30Demek istediğim, sen Teksas'tasın.
-
7:30 - 7:34Ama imkansız değil, imkansız değil.
-
7:34 - 7:36Ama Casey, sana bir şey soracağım:
-
7:37 - 7:43Biri miting esnasında sana
ibne dediğinde ne hissedeceksin? -
7:44 - 7:46Gerçekçi ol, tamam mı?
-
7:46 - 7:49Birinin fiziksel olarak sana zarar vermek
isteyebileceğini biliyorsun. -
7:50 - 7:53Sadece bilmek istiyorum.
-
7:53 - 7:54Buna gerçekten hazır mısın?"
-
7:56 - 7:58Değildim.
-
7:58 - 8:01Ve anlayamıyordum.
-
8:01 - 8:04Zar zor nefes alıyor,
-
8:04 - 8:06zar zor düşünüyor ve konuşuyordum.
-
8:08 - 8:11Ama dürüst olmam gerekirse,
o zamanlar olduğum çocuk, -
8:11 - 8:13bir amaç uğruna zarar görmeyi göze alır,
-
8:13 - 8:16her şeyi ve hatta
hayatını bile feda ederdi. -
8:17 - 8:21Ama, yalnızca kendisi olduğu için bile
zarar görebileceği gibi -
8:21 - 8:23şok edici bir gerçek vardı.
-
8:23 - 8:28Olmamalıydı, ama vardı.
-
8:28 - 8:31Ki başlarda kendi gibi olmayı
denemeyi hiç düşünmemişti bile. -
8:31 - 8:35Onun denediği, benim denediğim,
-
8:36 - 8:39benden beklenildiğini düşündüğüm şeyi
yapmak ve öyle olmaktı. -
8:39 - 8:4224 yaşındaki birine göre seçkin biriydim:
-
8:42 - 8:46zekiydim, iyi konuşuyordum,
iyi giyiniyordum. Asil bir vatandaştım. -
8:47 - 8:54Ama başta kabul ettiğim teklif
beni kurtaramadı. -
8:54 - 8:56Sizi de kurtaramaz.
-
8:56 - 9:00Belki de bunu
cinsel yöneliminiz fark etmeksizin -
9:00 - 9:02çoktan öğrenmişsinizdir
ya da öğreneceksinizdir. -
9:02 - 9:06Şüphesiz ki bir eşcinsel,
baskıdan çok yoğun bir doz alır. -
9:06 - 9:11Ancak aslında baskı,
hepimize sunulan acı bir haptır. -
9:12 - 9:16Kim olduğumuzun ve yaşadıklarımızın
çok büyük bir kısmını saklamayı öğrendik. -
9:16 - 9:19Aşkımızı, acımızı,
bazılarımız için inançlarımızı. -
9:20 - 9:22Bu yüzden dünyaya gelmek bile zorken,
-
9:23 - 9:27kendimize ait bütün o saf, tuhaf sihri
kucaklamak çok daha zor olabilir. -
9:27 - 9:31Miles Davis'in de dediği gibi, "Sesinin
kendisi gibi duyulması uzun zaman alır." -
9:33 - 9:35Bu, kesinlikle benim için geçerliydi.
-
9:35 - 9:38Hakkımdaki gerçeği, 24 yaşındayken,
o gece ortaya döktüm -
9:38 - 9:40ama hayatım boyunca devam etti.
-
9:40 - 9:44Harvard İşletme Okulu'na gittim, kâr amacı
gütmeyen başarılı bir girişim başlattım, -
9:44 - 9:47bir magazin dergisinin kapağında
yer aldım, TED sahnesine çıktım. -
9:47 - 9:48(Kahkahalar)
-
9:49 - 9:5120'li yaşlarımın sonlarında,
-
9:51 - 9:55bir çocuğun başarması
gereken her şeyi başardım. -
9:55 - 9:56Ama gerçekten paramparça olmuştum.
-
9:58 - 10:01Tam olarak sinirsel çöküş yaşamıyordum
ama buna çok da uzak değildim. -
10:02 - 10:05Her iki şekilde de çok üzücü bir durumdu.
-
10:05 - 10:07Bir yazar olmayı hiç düşünmemiştim,
-
10:07 - 10:1123 yaşıma gelene kadar
istekle kitap okumamıştım bile. -
10:11 - 10:15Ama kitap sektörü,
kendi sorunlarınızı araştırmanız için -
10:15 - 10:17size ödeme yapan tek sektördür.
-
10:17 - 10:19(Kahkaha)
-
10:24 - 10:28Bu yüzden, çatlaklarımı
-
10:28 - 10:31kelimelerle doldurmaya karar verdim.
-
10:31 - 10:35Sayfada ortaya çıkan şey,
o sırada hissettiğim kadar tuhaftı, -
10:35 - 10:38bu da ilk başta
bazı insanları harekete geçirdi. -
10:38 - 10:42Saygın bir yazar,
birkaç bölüm okuduktan sonra -
10:42 - 10:44araya girdi
-
10:44 - 10:47ve annem gibi konuştu.
-
10:48 - 10:50"Hey, dinle.
-
10:51 - 10:53Bir otobiyografi için işe alındın.
-
10:54 - 10:55Bu, net bir şey.
-
10:55 - 10:57Başı, ortası ve sonu var
-
10:57 - 11:00ve yaşadığın şeylerden oluşuyor.
-
11:00 - 11:03Ve bu arada bu ülkede, varoluşlarını
savunmak için yazan toplumdan -
11:03 - 11:08dışlanmış insanlar tarafından yönetilen
büyük bir otobiyografi geleneği var. -
11:09 - 11:12Git bu kitaplardan birini al da öğren.
-
11:12 - 11:15Yanlış yoldan gidiyorsun."
-
11:16 - 11:18Ama artık bize öğretildiği gibi,
-
11:18 - 11:21doğru yolun güvenli yol
olduğuna inanmıyordum. -
11:21 - 11:26Artık bize öğretildiği gibi eşcinsellerin,
siyahilerin, fakirlerin hayatlarının -
11:26 - 11:28sıra dışı hayatlar olduğuna inanmıyordum.
-
11:28 - 11:31Artık, Kendrick Lamar'ın ''Section.80.''de
söylediğine inanıyordum: -
11:32 - 11:35"Dışarıdan içeriye bakmıyorum.
-
11:35 - 11:37İçeriden dışarıya da bakmıyorum.
-
11:37 - 11:40Lanet orta noktadayım
ve etrafıma bakıyorum." -
11:40 - 11:41(Kahkaha)
-
11:42 - 11:44Burası,
-
11:44 - 11:45üzerinde çalışmayı umduğum yerdi.
-
11:45 - 11:49İlerlemeye değer tek yön, kendi yönümdü.
-
11:49 - 11:51Kabul etmemizin öğretildiği
o tüm berbat teklifleri -
11:51 - 11:55reddetmemize yardımcı olacak olan yerdi.
-
11:55 - 11:58Kendimizi ve yaptığımız işi,
kolayca sindirilebilen -
11:58 - 12:01küçük parçalar haline
getirmemiz öğretildi. -
12:01 - 12:06Başkalarına anlamlı gelelim diye kendimize
yabancı olmamız öğretildi. -
12:06 - 12:08Belki doğru insanlar arkadaşımız olur,
-
12:08 - 12:11doğru okullar bizi kabul eder,
doğru patronlar bizi işe alır, -
12:11 - 12:13doğru partilere davet ediliriz diye
-
12:13 - 12:16ve bir gün doğru Tanrı,
bizi doğru cennetine kabul eder -
12:16 - 12:19ve o ışıltılı kapılarını
ardımızdan kapatır, -
12:19 - 12:22böylece onun önünde
ilelebet diz çökebilelim diye. -
12:22 - 12:22Derler ki,
-
12:22 - 12:26boyun eğmemizin ödülleri bunlar olur.
-
12:26 - 12:29Çok sevilen yüce,
sindirilebilir bir parça olmak -
12:29 - 12:31ya da ölü olmak.
-
12:31 - 12:35Ben de dünyaya ve anneme
-
12:35 - 12:39"Hayır, teşekkürler" diye
karşılık veriyorum. -
12:40 - 12:41Aslında sadece,
-
12:41 - 12:43"Tamam anne, sonra konuşuruz" dedim.
-
12:43 - 12:44(Kahkaha)
-
12:45 - 12:48Ama içimden "Hayır teşekkürler" dedim.
-
12:48 - 12:52Annemin teklifini de kabul edemedim.
-
12:52 - 12:55Siz de etmemelisiniz.
-
12:55 - 12:57Böyle odalarda
kendimizi güvende hissetmek, -
12:57 - 13:00kendimizi burada güvende tutmak
-
13:00 - 13:04çoğumuz için kolay olurdu.
-
13:06 - 13:08Güzel konuşuyoruz, güzel giyiniyoruz,
-
13:08 - 13:12zekiyiz, insanlar bizi seviyorlar,
en azından seviyormuş gibi davranıyorlar. -
13:14 - 13:18Ama bunun yerine, Lut'un karısını
hatırlayalım derim. -
13:19 - 13:22Nazaretli İsa, bunu ilk kez
müritlerine söyledi: -
13:22 - 13:25"Lut'un karısını hatırlayın."
-
13:26 - 13:30Eğer yakın zamanda İncil'i
okumadıysanız söyleyeyim, -
13:30 - 13:33Lut, ailesini Sodom'a,
Tanrı'nın yok etmesi gerektiğine -
13:33 - 13:38karar verdiği kötü bir toplumun
ortasında bırakan bir adamdı. -
13:38 - 13:40Zalim olmasına rağmen
bazen yumuşayan Tanrı, -
13:40 - 13:43iki meleği, halkını toplayıp
Dodge’dan çıkmaları için -
13:43 - 13:46Lut'u uyarsın diye Sodom’a gönderdi.
-
13:47 - 13:50Lut, meleklerin uyarısını duydu ama geç.
-
13:50 - 13:52Melekler tüm gün bekleyemezdi,
-
13:52 - 13:56Lut'un, iki kızının
ve karısının ellerini tuttular -
13:56 - 13:59ve onları Sodom'ın dışına doğru
aceleyle götürdüler. -
13:59 - 14:01Ve melekler bağırdı,
-
14:01 - 14:04"Dağlara kaçın, ne yaparsanız yapın
ama asla arkanıza bakmayın." -
14:04 - 14:08Tam bu sırada, Tanrı Sodom ve Gomora
üstüne ateşler yağdırmaya başladı. -
14:08 - 14:11Gomora'nın, bu duruma
nasıl geldiğini anlayamıyorum. -
14:12 - 14:14Ama, Lut ve halkı koşuyor,
-
14:14 - 14:16tüm bu yıkımdan kaçıyor,
-
14:16 - 14:19Tanrı ölüm yağdırırken
onlar tozu dumana katıyor -
14:19 - 14:24ve sonra her nedense
Lut'un karısı arkasına bakıyor. -
14:25 - 14:29Tanrı, onu tuzdan bir sütun
hâline getiriyor. -
14:29 - 14:33İsa der ki, "Lut'un karısını hatırlayın."
-
14:34 - 14:37Ama, bir şey soracağım:
-
14:37 - 14:40Neden arkasına baktı?
-
14:40 - 14:43Kargaşayı kaçırmamak
-
14:43 - 14:47ve ateşler içindeki şehre son
bir kez bakmak istediği için mi? -
14:47 - 14:50Yanındakilerin biraz daha
rahat nefes alabilmesi için -
14:50 - 14:53tehlikeden yeterince uzakta
olduklarından emin olmak için mi? -
14:53 - 14:57Bazen, çok meraklı ve bencil olabiliyorum,
eğer onun yerinde olsaydım, -
14:57 - 14:59bunlar benim arkama bakma
sebeplerim olurdu. -
14:59 - 15:05Ama ya Lut'un karısına
başka bir şey olduysa? -
15:06 - 15:10Bu insanları, yalnız başlarına
canlı canlı yanarken -
15:10 - 15:14geride bıraktıkları
düşüncesine katlanamadıysa? -
15:14 - 15:17Doğruluğuna rağmen?
-
15:17 - 15:20Bu mümkün değil mi?
-
15:20 - 15:25Eğer mümkünse,
itaatsiz bir kadının arkasına bakışı -
15:25 - 15:28bize ders veren bir hikâye olmayabilir.
-
15:28 - 15:30Belki bu, İncil'deki
en cesur davranış olabilir, -
15:30 - 15:33hatta belki de
tüm İncil'i ayakta tutan olay olan -
15:33 - 15:36İsa'nın çarmıha gerilmesinden
daha cesurca bir hareket. -
15:36 - 15:40Calvary'de,
eski ve engebeli bir haç üzerinde -
15:40 - 15:42İsa'nın herkesi kurtarmak için
yaşamını yitirdiği söylendi, -
15:42 - 15:45yaşayacak olan milyarca
ve milyarlarca insan için. -
15:46 - 15:47Hoş bir hareket.
-
15:47 - 15:50Bu hareket onu ünlü yaptı. Orası kesin.
-
15:50 - 15:52(Kahkaha)
-
15:52 - 15:54Ama Lut'un karısı öldürüldü,
-
15:54 - 15:57tuzdan bir sütuna dönüştürüldü,
-
15:57 - 16:02arkadaşlarına arkasını dönemediği için,
-
16:02 - 16:05Sodom'ın hain adamlarına.
-
16:05 - 16:09Ve kadının ismini kimse yazmadı bile.
-
16:09 - 16:12Lut'un karısının cesaretine sahip olmak,
-
16:13 - 16:17bugün ihtiyacımız olan şey
işte böyle bir cesaret. -
16:17 - 16:20Kendimizi oraya koyma cesareti.
-
16:20 - 16:24Herhangi birimizin özgür olabilmesi için
ya hepimizin ibne olması -
16:24 - 16:28ya da hiçbirimizin özgür olmaması
gerektiğini söyleyen bir cesaret. -
16:28 - 16:32Sokaktaki diğer serserilerle,
-
16:32 - 16:35dünyanın tüm zavallılarıyla
beraber durmak için, -
16:35 - 16:38bunların en azıyla
ordu kurmak için bir cesaret. -
16:38 - 16:41Hepimizin çıplak kabuğundaki o inançla
-
16:41 - 16:45daha iyi bir dünya yaratabiliriz.
-
16:45 - 16:47Teşekkürler.
-
16:47 - 16:51(Alkışlar)
- Title:
- Saf, garip sihrini kucakla
- Speaker:
- Casey Gerald
- Description:
-
Yazar Casey Gerald, yaşamayı öğrendiğimiz yolun değişmesi gerektiğini söylüyor. Çok sık olarak, uyum sağlamak, övgü kazanmak, kabul görmek için kendimize ait parçaları gizleriz. Ama ne uğruna? Gerald, bu ilham verici konuşmada, Amerikan toplumunun üst kademelerinde başarı elde etmek için yaptığı kişisel fedakârlıkları paylaşıyor ve neden kendimizin saf, garip sihrinde yaşama cesaretine sahip olmamız gerektiğini anlatıyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 17:03
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for Embrace your raw, strange magic | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Embrace your raw, strange magic | ||
Figen Ergürbüz accepted Turkish subtitles for Embrace your raw, strange magic | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Embrace your raw, strange magic | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Embrace your raw, strange magic | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Embrace your raw, strange magic | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Embrace your raw, strange magic | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Embrace your raw, strange magic |