Konuşmama hepinize bir fotoğraf
göstererek başlamak istiyorum
çoğunuzun muhtemelen daha önce
gördüğü bir fotoğraf.
Hepinizin bir dakika ayırmanızı
ve fotoğrafa bakmanızı
ve aklınıza gelen bazı şeylere gerçekten
odaklanmanızı istiyorum.
Bunlardan bazıları nedir, o sözler.
Şimdi, hepinizin bana
bakmasını rica edeceğim.
Bana baktığınızda aklınıza
gelen kelimeler nedir?
O adamı benden
ayıran şey nedir?
Bu fotoğraftaki adam David Kırby
ve 1990 yılında AIDS'e bağlı
hastalıktan ölmekteyken çekilmiş
daha sonra Life Dergisinde yayınlandı.
Beni Kırby'den ayıran
tek asıl gerçek,
HIV ve AIDS tedavi yöntemlerindeki
yaklaşık 30 yıllık tıbbi ilerlemeler.
Bundan sonra sormak istediğim şu:
HIV ile mücadelede bu kadar
üst düzey ilerleme
kaydettiysek
neden bununla birlikte virüsle ilgili
algılarımızı da geliştiremedik?
HIV, bu kadar kolay idare edilmesine
rağmen neden bu kadar tepki görüyor?
Damgalama ne zaman başladı
ve neden hâlâ bitmedi ?
Bunlar cevaplanması kolay
sorular değil.
Bunlar çok farklı faktör ve fikirlerin
somutlaşmasıdır.
Kırby'ninki gibi güçlü görüntüler 80'ler
90'ların AIDS krizinin yüzleriydi
ve o zaman da bu kriz damgalanmış
insanlar ve eşcinseller üzerinde
büyük bir etkiye sahipti.
Toplumun geri kalanının gördüğü ise
bu berbat şeyin zaten dışlanmış
bu grubun basına gelmesiydi.
O zamanlar medya
"Eşcinsel" ve "AIDS" sözcüklerini
birbirinin yerine kullanmaya başladı.
1984 Ulusal Cumhuriyet Kongresi'nde
konuşmacılardan biri
eşcinsellerle ilgili olan " Henüz AIDS'e
yakalanmadın mı?" şakasını yaptı.
Bu da o zamanların zihniyetiydi.
Fakat biz virüsü ve nasıl yayıldıklarını
anlamaya başlayınca, aslında riskin de
ne kadar artığını fark etmeye başladık.
1985'te hastalıklı kan tedavisi
nedeniyle kendisine
HIV bulaşan 13 yaşındaki
hemofili hastası
Ryan White'in vakası
Amerika'nın HIV algısında
derin bir manevra yarattı.
Artık sadece toplumun karanlık kesimleri,
eşcinseller ve uyuşturucu tacirleri değil
toplumun empatiye layık gördüğü
insanlar ve çocuklar da
bu hastalıktan etkileniyordu.
Ama bu hastalığa yakalanma korkusu
ve bu algı hâlâ devam ediyor.
Ben birkaç soruma
cevap vermenizi istiyorum.
Kaçınız HIV'li insanların tedaviyle
sadece AIDS'i tamamen atlatmakla
kalmayıp hayatlarına normal şekilde
devam ettiklerinin farkında?
Hepiniz eğitimlisiniz!
(Gülüşmeler)
Peki ya HIV'li insanların tedavi ile
tespit edilemeyen statüye erişebileceğini
ve bunun, onların neredeyse
bulaşıcı olmadıkları anlamına geldiği?
Daha da az.
Kaçınız mevcut hastalık öncesi ve
sonrası tedavilerin bulaşma riskini
yüzde 90'dan
fazla azalttığının farkında?
Bakın, bunlar HIV ile savaş sürecinde
elde edilen
inanılmaz gelişmeler
fakat hâlâ çoğu Amerikalının
bu virüse ve onunla yaşayan insanlarla
ilgili algısını yıkamadılar.
Virüsün tehlikesini önemsizmiş gibi
gösterdiğimi düşünmenizi istemiyorum.
AIDS salgınının ezici geçmişini
görmezden gelmiyorum.
Size HIV'liler için
hâlâ umudun olduğu
ve AIDS'in 80'lerdeki gibi idam cezası
olmadığı mesajını vermeye çalışıyorum.
Benim kendime sorduğum bu soruyu
şimdi siz sorabilirsiniz:
Nerede bu hikâyaler?
Nerede bu HIV ile yaşayan insanlar?
Neden hiç duyulmadılar?
Bu başarılara, bu istatistiklere
onları görmeden
nasıl inanabilirim?
Aslında bu benim için
çok kolay bir soru.
Korku, damgalanma ve utanç.
Bunlar HIV'lileri konuşmaktan
alıkoyan şeyler.
Cinsel hikâyelerimiz de
sağlık raporlarımız kadar özelimiz.
Ve bunlar üst üste geldiği zaman
kendinizi çok hassas bir alanda
bulabilirsiniz.
Biz dürüst olduğumuzda
başkalarının bunu nasıl
karşılayacağı korkusu bizi hayatta
bir sürü şeyi yapmaktan alıkoyar
ve HIV-pozitif popülasyonun
durumu tam olarak bu.
Şeffaflığın bedeli sosyal baskı ile
yüzleşmek ve alay edilmek.
HIV olmayan biri gibi
kabul edilebilecekken
neden mağdur olayım ? düşüncesi.
Sonuç olarak virüsü taşıdığınıza dair
fiziksel bir belirti yok.
Üzerinizde taşıdığınız bir simge yok.
Asimile olmak güvenli.
Görünmez olmak güvenli.
Biraz geriye gidip kendi öykümü
açığa çıkarıp paylaşacağım.
2014 Sonbaharı, üniversitede
ikinci yılımdayım.
Çoğu üniversite öğrencisi gibi,
cinsel hayatım aktifti
ve genellikle seksin risklerini azaltmak
için önlem alırdım.
Şimdi, "genellikle" dedim
çünkü her zaman güvende değildim.
Sadece bir yanlış adım
bizi yerle bir edebilir
ve benim yanlış adımım gayet açıktı.
Korunmasız ilişkiye girdim
ve gerisini hiç düşünmedim.
Üç hafta ileriye gidelim.
Kendimi bir antilop sürüsü altında
ezilmiş gibi hissediyordum.
Vücudumda daha önce hiç
yaşamadığım ağrılar vardı.
Ateş ve sıtma nöbetleri geçiriyordum.
Baş dönmesiyle sendeliyor
ve yürümekte zorluk çekiyordum.
Biyoloji öğrencisi olduğumdan,
hastalığı öncesinden biliyordum.
Hayli bilgili bir eşcinsel olarak,
HIV hakkında biraz okumuştum.
Bunun bir serokonversiyon
olduğu aklıma geldi
yada bazen denildiği gibi;
Akut HIV enfeksiyon.
Bu, vücudun HIV antijenlerine
karşı antikor üretme reaksiyonu.
Önemli bir not.
Herkes bu hastalık safhalarından geçmez.
Ama ben şanslılardandım ki ben geçtim.
Ben şanslıydım çünkü
böyle fiziksel belirtiler vardı
ve bana bir şeylerin
yanlış olduğunu gösterdi.
Virüsü erken saptamamı sağladı.
Sadece netleştirmek için,
tam isabet ettirmek için
kampüste test yaptırdım.
Ertesi sabah test sonuçları için
beni arayacaklarını söylediler
ve aradılar.
Fakat benim gelip
doktorla görüşmemi istediler.
Doktordan aldığım reaksiyon
beklediğim gibi değildi.
Bunun bir idam cezası olmadığını
bilmemi istedi.
Hatta bana 90'larında başından beri
HIV ile yaşayan
erkek kardeşiyle görüşmeyi teklif etti.
Teklifi reddettim ama çok duygulanmıştım.
Ben kınanmayı bekliyordum.
Acınılmayı ve hayalkırıklığı bekliyordum.
Ama ben şefkat ve sıcaklık gördüm
ve bunun için
sonsuza dek minnettarım.
Ben hâliyle birkaç hafta boyunca
fiziksel olarak yıkılmıştım.
Duygusal ve zihinsel olarak iyidim.
İyi karşılıyordum.
Ama vücudum tahrip olmuştu.
Bana yakın olanlar bundan habersizdi.
Bu yüzden ev arkadaşlarımla
oturdum ve onlara
bana HIV teşhisi konduğunu,
tedaviye başlayacağımı,
onları endişelendirmek
istemediğimi anlattım.
Yüzlerindeki o ifadeyi
hatırlıyorum.
Birbirlerine tutunup
koltukta ağlıyorlardı.
Onları ben teselli ettim.
Onları kendi kötü haberim için
teselli ettim.
Ama onların bana önem verdiklerini
görmek iç açıcıydı.
O geceden sonra
bana karşı tavırlarında
bir değişim hissettim.
Ev arkadaşlarım benim olan
hiçbir şeye dokunmuyorlardı
ve pişirdiğim hiçbir şeyi yemiyorlardı.
Güney Luisiana'da
hepimiz biliyoruz ki
yemek teklifini reddetmeyiz.
(Gülüşmeler)
Yemeklerimi beğenmediklerini düşünmeyin
çünkü ben gayet iyi bir aşçıyım.
(Gülüşmeler)
Bu ilk sessiz ipuçlarından sonra,
onların hoşnutsuzlukları
yavaş yavaş daha belirgin ve saldırgan
bir hâl almaya başladı.
Diş fırçamı banyodan kaldırmam istendi.
Aynı havluyu paylaşmamam istendi.
Hatta çamaşırlarımı daha sıcak programda
yıkamam istendi.
Bu bir saç biti değil ki arkadaşlar.
Bu uyuz da değildi. Bu HIV idi.
Kan yoluyla, cinsel sıvılar
sperm yada vajinal sıvılar
ve anne sütü ile bulaşabilir.
Ev arkadaşlarımla
ilişkiye girmediğim gibi
onları emzirmiyordum da--
(Gülüşmeler)
ve "Alacakaranlık"ı da canlandırmıyorduk.
Ben onlar için risk değildim
ve onların bunun
farkında olmalarını sağladım
ama hâlâ bu huzursuzluk devam etti.
Ta ki sonunda evden taşınmam
istenene kadar.
Evden taşınmam istenmişti.
Çünkü ev arkadaşlarımdan biri
durumumu ailesiyle paylaşmıştı.
O benim özel sağlık bilgimi
yabancılarla paylaşmıştı
ve şimdi ben aynı şeyi bir salon dolusu
300 kişinin önünde yapıyorum.
Ama o zamanlar bu konuda
bu kadar rahat değildim.
O aile kızlarının benimle yaşamasından
huzursuz olduklarını ifade etti.
Eşcinsel olmam,
inançlı bir ailede büyümem,
Güneyde yaşamam düşünüldüğünde
bu ayrımcılık benim için
yeni bir şey değildi.
Ama bu şekilde olması
büyük bir hayalkırıklığıydı.
Bu sefer beklemediğim
bir yerden geldi.
Sadece üniversite eğitimi görmüş
insanlar değil.
Sadece LGBT topluluğunun
diğer üyeleri değil.
Onlar ayrıca benim arkadaşlarımdı.
Dönemin sonunda taşındım.
Onları tatmin etmek için değil,
kendime saygı duyduğum
için taşındım.
Kendimi cehaletine
çare aramak istemeyen
insanlara maruz bırakmayacaktım.
Artık bir parçam olan şeyin
bana karşı
bir silah olarak kullanılmasına
asla izin vermeyecektim.
Kendi durumum hakkında
şeffaf olmayı seçtim
her zaman görünür olmayı.
Ben buna her daim savunucu olmak
demek istiyorum.
Şeffaf olmanın önemi,
her daim savunucu olmanın önemi
cehaleti yok etmekti.
Cehalet çok korkutucu bir kelime.
Biz cahil görünmek istemiyoruz
ve kesinlikle böyle
anılmak istemiyoruz.
Fakat cahillik aptallıkla
eş anlamlı değil.
Öğrenme kapasitesizliği de değil.
Öğrenmeden önce ki bir evre.
Bu yüzden cahil kesimden
birisini görünce
onda öğrenebilme şansı görürüm.
Ümit ediyorum ki,
eğer eğitimi yayabilirsem,
ev arkadaşlarımla aramda olanlar
gibi durumları azaltabilirim
ve küçük düşürülen insanları
kurtarabilirim.
Şimdiye kadar aldığım tepkiler
hiç pozitif değildi.
Burada, Güney kesimde
dini baskılardan,
kapsamlı cinsel eğitimin
eksikliğinden ve cinsellikle ilgili
tutucu bakış açımızdan
kaynaklanan birçok damgalama var.
Bunu bir eşcinsel hastalığı
olarak görüyoruz.
Dünya çapında, yeni HIV enfeksiyonlarının
çoğu heteroseksüel çiftler arasında.
Burada, Amerika'da ise, kadınlarda
özellikle beyaz olmayan kadınlarda
risk artmış durumda.
Bu bir eşcinsel hastalığı değil.
Hiçbir zaman olmadı.
Herkesin endişe etmesi gereken
bir hastalık.
İlk başlarda kendimi sınırlı hissettim.
Araştırmalarımı çevremin dışına
çıkarmak istedim.
Doğal olarak
karanlık, yeraltı online flört
uygulamalarına yöneldim.
Grindr gibi.
Eğer bu uygulamalara yabancı iseniz
bu flört uygulamaları
eşcinsel erkekler için.
Hesap oluşturup
resim yükleyebilirsiniz.
Bu uygulama size yakın civardaki
erkekleri gösterecek.
Büyük ihtimalle Tinder'ı
duymuşsunuzdur.
Grindr çok daha uzun
bir süredir var.
Müstakbel eşcinsel kocanızla
kilisede veya markette tanışmanız,
yada eşcinsel olmayanların
telefonlarıyla
flört etmeye başlamadan önce
kullandıkları diğer yöntemler
bizim için çok daha zor olduğundan.
(Gülüşmeler)
Grindr'da eğer okuduğunuz ya da
gördüğünüz şeyi beğenirseniz
birine mesaj gönderip
onunla tanışıp bir şeyler yapabilirsiniz.
Ben hesabımda tabii ki HIV'li olduğumu,
tespit edilemez olduğumu
ve sorulara açık olduğumu belirttim
ve bir sürü soru ve yorumla karşılaştım
hem pozitif hem negatif.
Daha önce bahsettiğim cehaleti
vurgulamak için negatif olanlarla
başlamak istiyorum.
Bu negatif yorumların
çoğu rastgele ifadeler ve varsayımlardı.
Cinsel hayatım ya da alışkanlıklarım
ile ilgili varsayımlarda bulunuyorlardı.
Kendimi yada başkalarını
riske attığım varsayılıyordu.
Ama çoğunlukla bu bahsettiğim
cehalet tepkileriyle karşılaşıyordum.
Eşcinsel toplumunda
HIV negatif olan birisi
"temiz" olarak adlandırılır.
Tabii ki öte yandan HIV'li isen
"temiz olmayan"
veya " kirli " olarak tanımlanırsın.
Ben o kadar narin değilim.
Ben gerçekten bu alana girdiğimden
beri kirliyim.
Fakat bu bizim dilimizi yaralıyor.
Bu toplum damgalaması
eşcinsel erkekleri
kendilerini açığa vurmaktan
ve yeni teşhis konulanları
çevrelerinden destek istemekten
alıkoyuyor.
Bence bu gerçekten çok stresli.
Ama pozitif cevaplar
daha çok artmaya başladı
ve bunlar genellikle meraklı kişilerden.
Bulaşma riskini merak ediyorlar yada
"tespit edilememe" nin
ne anlama geldiğini,
nerede test yaptırabileceklerini,
bazıları benim tecrübelerimi
merak ediyorlar
ve ben de hikâyemi
onlarla paylaşabiliyorum.
Fakat en önemlisi,
yeni teşhis konulmuş HIV'lilere
ulaşabiliyordum
ve onlar yalnızlar, korkuyorlar
bir sonraki aşamayı bilmiyorlardı.
Ailelerine söylemek istemiyorlardı.
Arkadaşlarına söylemek istemiyorlardı.
Kendilerini yaralanmış ve kirli
hissediyorlardı.
Onları sakinleştirmek için
elimden geleni yaptım.
Onları HIV'liler için
harika bir kaynak olan
AcadianaCares ile irtibata geçirdim.
Sonra onları şahsen tanıdığım
insanlarla tanıştırdım.
Böylece hem kendilerini tekrar insan
hissedebilecekleri bir yere
hem de tedavilerini karşılayabilmek için
kaynaklara sahip oldular.
Bu, benim şeffaflığımın
en nâçizane yönüydü.
Benim gibi acı çekenlerde
pozitif etki yapmak.
Karanlıkta kalanlara yardım edebilmek.
Daha önce bende oralardaydım ve
orası hiç iyi bir yer değil.
Bu insanların farklı geçmişleri var
ve çoğu benim kadar bile
bilgilendirilmediler
ve onlar bana korku ile geliyorlar.
Bazılarını şahsi olarak tanıyorum
ya da onlar beni tanıyor.
Ama çoğu meçhul.
Onlar yüzlerini göstermeye korkan
profil resmi
olmayan insanlar.
Şeffaflığa gelecek olursak,
sizin, hepinizin birkaç düşünceyle
buradan ayrılmanızı istiyorum.
Profilime resmimi koyarak aldığım risk
ya da oynadığım kumar
her negatif yoruma, itiraza,
ve kötü söze değer.
Çünkü ben gerçek ve somut etkiler
bıraktığımı hissediyorum.
Bu gösteriyor ki
bizim çabalarımız ses getiriyor.
İyilik için karşılaştığımız
hayatları değiştirebiliriz.
Buna karşılık onlar
güçlenerek ilerlerler.
Eğer siz ya da tanıdığız biri
HIV ile savaşıyorsa
ya da çevrenizdeki kaynakları
görmek istiyorsanız
ya da sadece kendinizi bu hastalık
konusunda eğitmek istiyorsanız.
Ulaşabileceğiniz
mükemmel ulusal siteler var
ve bu konuşmadan sonra
benimle konuşabilirsiniz
ve de istediğinizi sorabilirsiniz.
Hani bir deyiş vardır, detaylara dalıp
gerçeği görememe...
Sizden hastalıktan öte
insanları görmenizi rica ediyorum.
Rakamları ve istatistikleri görmek
algılanan tehlikeyi görmek çok kolay.
Bu rakamların arkasındaki yüzleri
görmek ise daha zor.
Kendinizi bu düşünceleri,
bu sözleri düşünürken bulduğunuzda
karşınızdakinin David Kırby olduğunu
düşünebilirsiniz.
Ama ben sizden, onun yerine
oğlunuzu düşünmenizi,
kardeşinizi düşünmenizi,
arkadaşınızı düşünmenizi,
en önemlisi insanlığı düşünmenizi
istiyorum.
Cehaletle karşılaştığınızda
eğitime başvurun.
Her zaman düşünceli
ve her zaman merhametli olun.
Teşekkürler.
(Alkışlar)