Bilirsin, güzel ve dikkatli bir şekilde, sadece şu soruyu sorarak insanları kolay bir şekilde sinirlendirebilirsin: "Neyi unuttun?" Şey.. Bilmiyorum. Hatırlamam mı gerekiyordu? Ah, gerçekten seni yönlendirmeye çalışmıyorum, yani bu zor değil. Bu aslında tamamen bariz olan ama senin unuttuğun bir şey. Sen bunu kolayca hatırlarsın çünkü çok açık. Bu, dünyada hatırlanabilecek en zor şey. Benim unuttuğum, en bariz şey ne? Kahretsin, ne bu? Sence sen kimsin? Bu soruyu nasıl cevaplarsın? Sen kimsin? Bir isim verebilir misin? "Ben Joe Doakes, ben Alan Watts." Bu doğru değil. Bu insanların sana kim olduğunu söylediği sen. Sana bu ismi koydular ve seni onunla teşhis etmek için ve bu yapılması beklenen şey olduğu için damgaladılar seni. Ama sen de çok iyi biliyorsun ki, bu sen değilsin. Zihninde geri git, sana tüm bu şeyler söylenmeye başlanmadan öncesine, bebekliğine geri git. Kimsin sen? Ve eğer bunu başarabilirsen kim olduğunu çok iyi bileceksin. Temelde sen, çok çok derinlerde, ta içinde, yalnızca varoluşun kendisinin yapısı ve sistemisin fakat bunu açıklamaman ile ilgili bir komplo var. Çünkü herkes öyle. Eğer biri bunu fark ederse, diğeri biraz mağdur hisseder. Ve derler ki: "Şey, nasıl oldu da sen bu kadar asilsin?" Bu yüzden, gerçekte kim olduklarını kavrayan herkes ve onlar şayet Hristiyan bir toplumda ortaya çıkarlarsa, insanlar der ki: "Sen kim olduğunu sanıyorsun? Sen İsa mısın?" Ya da sen diyebilirsin ki: "İsa, İsa olduğunu söyledi ve bu yüzden herkes onu susturdu ve sizin de bana yaptığınız budur." Ruhun, zihnin geri çekilmesi gibi bir şey var.. Herkes çok iyi biliyor ki, sen bu dünyaya atılmış, sorumsuz küçük bir fare değilsin. Ama sen gerçekten bu işi yapıyorsun.. Bunu sen çalıştırıyorsun. Fakat kendi kalbinin atış biçiminden sorumlu olduğunu kabul edemediğin gibi, bunu da kabul edemiyorsun. Diyorsun ki: "Bu benim yaptığım bir şey değil. Kalbim üzerinde bir kontrolüm yok benim." Bilinçli olmak üzerinde bir kontrolün var mı? Bu kontrole nasıl sahip olacağını biliyor musun?