Daha iyi sağlık bakımı için mantıksızlığı benimsemek
-
0:00 - 0:02Tarih 2007, Nisan.
-
0:02 - 0:07New Jersey Eyaleti Valisi Jon Corzine,
-
0:07 - 0:09korkunç bir trafik kazası geçirir.
-
0:09 - 0:12Araba Garden State Bulvarı'nda çarptığında
-
0:12 - 0:14arabanın sağ ön koltuğunda oturmaktadır.
-
0:14 - 0:17Birkaç kırık kemik ve birden fazla kesikle
-
0:17 - 0:19New Jersey travma merkezine sevk edilir.
-
0:20 - 0:22Acilen ameliyata, 7 ünite kana,
-
0:22 - 0:24nefes almasına yardım edecek
bir solunum cihazına -
0:24 - 0:28ve bütün bunlara ek olarak birkaç
operasyona daha ihtiyacı vardır. -
0:28 - 0:29Hayatta kalması inanılmaz.
-
0:30 - 0:32Belki de daha şaşırtıcı olan
-
0:32 - 0:34emniyet kemerini takmıyor olmasıydı.
-
0:34 - 0:36Aslında hiç emniyet kemeri takmazdı.
-
0:36 - 0:40Vali Corzine'ın şoförlüğünü
yapan New Jersey eyalet askerleri -
0:40 - 0:42emniyet kemeri takması
için ona yalvarırdı -
0:42 - 0:43ama o asla takmazdı.
-
0:43 - 0:45Corzine New Jersey valisi olmadan önce
-
0:45 - 0:47New Jersey'den ABD senatörüydü.
-
0:48 - 0:51Ondan öncesinde yüz
milyonlarca dolar kazanarak -
0:51 - 0:53halka açmakla sorumlu olduğu
-
0:53 - 0:55Goldman Sachs'in CEO'suydu.
-
0:56 - 0:59Jon Corzine hakkında politik olarak
veya nasıl para kazandığıyla ilgili -
0:59 - 1:00ne düşünürseniz düşünün
-
1:00 - 1:02kimse onun aptal olduğunu söylemezdi.
-
1:02 - 1:04Ama işte orada, trafik kazasında,
-
1:04 - 1:08her Amerikalının emniyet kemerinin
hayat kurtardığını bildiği bir anda -
1:08 - 1:11o, kontrolsüz bir yolcuydu.
-
1:12 - 1:15Bu, bizim sağlık tutumumuzu
geliştirmeye olan yaklaşımımızdaki -
1:15 - 1:17temel bir zayıflığı yansıtıyor.
-
1:18 - 1:20Doktorlara ve hastalara anlattığımız
-
1:20 - 1:25neredeyse her şey mantıksal
davrandığımız fikrine dayalı. -
1:25 - 1:29Eğer bana bir bilgi verirseniz
bu bilgiyi önce beynimde işleyeceğim -
1:29 - 1:32ve sonuç olarak tutumum değişecek.
-
1:32 - 1:35Jon Corzine, emniyet kemerinin
hayat kurtardığını bilmiyor muydu? -
1:35 - 1:37Yoksa, bildiri ona ulaşmamış mıydı?
-
1:37 - 1:38(Kahkaha)
-
1:39 - 1:41Jon Corzine'ın bilgi eksikliği yoktu,
-
1:41 - 1:43davranış eksikliği vardı.
-
1:43 - 1:45Daha iyisini bilmiyor değildi.
-
1:45 - 1:46Daha iyisini biliyordu.
-
1:46 - 1:49Ama daha iyisini yapmadı.
-
1:50 - 1:55Bence, aksine, zihin
yüksek dirençli bir yol. -
1:56 - 1:59Bilgiyle birinin fikrini
değiştirmek yeterince zor. -
1:59 - 2:02Bilgiyle davranışlarını değiştirmekse
-
2:02 - 2:03daha da zor.
-
2:04 - 2:06Sağlık ve sağlık hizmetleri alanında
-
2:06 - 2:09önemli gelişmeler yapabileceğimiz tek yol
-
2:09 - 2:13bu alanlardaki davranışlarda
önemli gelişmeler yapmaktır. -
2:14 - 2:17Eğer diz kapağı tendonuma
bir refleks çekici ile vurursanız -
2:17 - 2:19bacağım öne doğru fırlar.
-
2:19 - 2:22Bu, kendim düşündüğümde yapabileceğimden
-
2:22 - 2:25çok daha hızlı ve çok daha
öngörülebilir bir şekilde olur. -
2:25 - 2:27Bu bir refleks.
-
2:27 - 2:30Eşdeğer davranış refleksleri bulmalıyız.
-
2:30 - 2:33Sağlık hizmetleri vagonumuzu
bunlara bağlamalıyız. -
2:34 - 2:35Fakat görülüyor ki
-
2:35 - 2:38insan davranışlarına yönelik
çoğu geleneksel yaklaşım -
2:38 - 2:41eğitim fikrine dayalı.
-
2:41 - 2:44İnsanların davranmaları gerektiği gibi
davranmamalarının sebebinin -
2:44 - 2:47daha iyisini bilmemeleri
olduğunu varsayıyoruz. -
2:47 - 2:50"İnsanlar, sigaranın zararlı
olduğunu bilseler onu kullanmaz." -
2:50 - 2:52Ya da ekonomiyi düşünelim.
-
2:52 - 2:55Varsayıma göre hepimiz sürekli
-
2:55 - 2:57yaptıklarımızın maliyetini
ve yararlarını hesaplıyoruz. -
2:57 - 3:01Bunları mükemmel doğru ve mantıklı karara
dönüştürmek için kullanıyoruz. -
3:02 - 3:04Eğer bu doğru olsaydı tek yapmamız gereken
-
3:04 - 3:05doktorlar için en iyi ödeme sistemini
-
3:05 - 3:09ya da hastalar için en iyi katkı payını
ve kesinti sistemini bulmak olurdu. -
3:09 - 3:10Böylece her şey çözülür.
-
3:10 - 3:14Daha iyi bir yaklaşım,
davranışsal ekonomide yatıyor. -
3:14 - 3:17Davranışsal ekonomistler
mantıksız olduğumuzu kabul ediyor. -
3:18 - 3:19Kararlarımız duygularımıza, çevremize
-
3:20 - 3:22ya da bakış açımıza bağlı.
-
3:22 - 3:26Her zaman kendi uzun vadeli
çıkarlarımıza uygun olanı yapmıyoruz. -
3:27 - 3:29Fakat davranışsal iktisadın
en önemli katkısı -
3:29 - 3:32mantıksız olduğumuzu tanımak değil;
-
3:32 - 3:37son derece öngörülebilir şekillerde
mantıksız olduğumuzu kabul etmesi. -
3:37 - 3:40Hatta üstesinden gelmek için
stratejiler planlamamıza olanak tanıyan, -
3:40 - 3:43psikolojik zaaflarımızın
öngörülebilirliğinin kendisi. -
3:43 - 3:46Erken uyarılan erken önlem alır.
-
3:46 - 3:48Aslında, davranışsal ekonomistler
-
3:48 - 3:52bizi belaya sokan davranışsal kodların
tam da aynısını sıkça kullanır. -
3:52 - 3:54Onları bizi incitmek yerine
-
3:54 - 3:56bize yardım etmeleri için
tepetaklak ederler. -
3:57 - 4:01“Mevcut önyargı” denilen şeyde
maktıksızlık ortaya çıkıyor. -
4:01 - 4:05O anki sonuçların, gelecekteki
çok daha önemli sonuçlardan -
4:05 - 4:09daha motive edici olması.
-
4:10 - 4:13Diyet yapıyorsam --
ki her zaman diyetteyim -- -
4:13 - 4:14(Kahkaha)
-
4:14 - 4:19Birisi bana nefis görünümlü
bir parça çikolatalı kek sunarsa -
4:19 - 4:22onu yememem gerektiğini bilirim.
-
4:22 - 4:26Bu çikolatalı kek,
vücudumda -- kalıcı olarak -- -
4:26 - 4:30bu tür yiyeceklerin doğal olarak
yerleştiği kısma inecek. -
4:30 - 4:32Ama çikolatalı kek çok güzel
ve lezzetli görünüyor. -
4:32 - 4:33Tam da önümde duruyor.
-
4:34 - 4:36Diyet yarına kadar bekleyebilir.
-
4:36 - 4:38Komedyen Steven Wright'ı severdim.
-
4:38 - 4:40Zen tarzı esprilere sahip.
-
4:40 - 4:42En sevdiğim şuydu:
-
4:42 - 4:44"Zor iş gelecekte işe yarar
-
4:44 - 4:47ama tembellik karşılığını şu anda verir."
-
4:47 - 4:48(Kahkaha)
-
4:48 - 4:51Hastaların da mevcut önyargısı vardır.
-
4:51 - 4:53Yüksek tansiyonunuz varsa,
-
4:53 - 4:55hatta inmeden kaçınmak istersiniz,
-
4:55 - 4:58antihipertansif ilaçlarınızı almanın
-
4:58 - 5:01bu riski azaltmanın en iyi yollarından
biri olduğunu bilirsiniz. -
5:01 - 5:06Kaçınacağınız inme çok uzak gelecekte
ve ilaç almanın vakti tam da şimdi. -
5:06 - 5:11Yüksek tansiyon hapı kullanan
hastaların neredeyse yarısı, -
5:11 - 5:12bir yıl içinde bunları almayı bırakır.
-
5:13 - 5:15Sadece bu tek problemi çözerek
-
5:15 - 5:18kaç hayat kurtarabileceğimizi düşünün.
-
5:20 - 5:24Küçük olasılıkların
değerini abartma eğilimindeyiz. -
5:24 - 5:27Bu aslında devlet piyangolarının
-
5:27 - 5:30neden bu kadar popüler olduğunu açıklıyor.
-
5:30 - 5:32Bazılarınız piyango bileti satın alabilir
-
5:32 - 5:35Eğlenceli, zengin olma şansınız var...
-
5:35 - 5:36Ama yüzleşelim:
-
5:36 - 5:39Bu, emeklilik tasarruflarınıza yatırım
yapmanın korkunç bir yolu olacaktır. -
5:40 - 5:43Bir keresinde bir tampon çıkartması
gördüm, uydurmuyorum -- diyordu ki: -
5:43 - 5:48"Devlet piyangoları matematik
bilmeyen insanlara özel bir vergi." -
5:48 - 5:50(Kahkaha)
-
5:50 - 5:52Matematiği bilmememizden değil,
-
5:52 - 5:54matematiği hissedemediğimizden.
-
5:55 - 5:57Ayrıca pişmanlığa fazla önem veriyoruz.
-
5:58 - 6:01Hepimiz kaçırma hissinden nefret ediyoruz.
-
6:01 - 6:03Yakın zamanda
-
6:03 - 6:04büyük getirisi olan
-
6:04 - 6:07bir milyar dolarlık
ikramiye piyangosu var. -
6:07 - 6:10Ofisimdeki herkes piyango
bileti almak için para biriktiriyor. -
6:10 - 6:12Ben bunlardan biri değilim.
-
6:12 - 6:15Orada, ofisin etrafında
hava atarcasına dolaşıyorum. -
6:15 - 6:18"Devlet piyangoları matematik
bilmeyen insanlara özel bir vergi." -
6:18 - 6:19(Kahkaha)
-
6:19 - 6:20Sonra kafama dank ediyor.
-
6:20 - 6:21Hay aksi.
-
6:21 - 6:23Ya kazanırlarsa?
-
6:23 - 6:25(Kahkaha)
-
6:25 - 6:27Ertesi gün işe gelen tek kişi benim.
-
6:27 - 6:28(Kahkaha)
-
6:28 - 6:31Meslektaşlarımın kazanmasını
istemediğimden değil. -
6:31 - 6:33Yalnızca bensiz kazanmalarını istemedim.
-
6:34 - 6:37Yirmi dolarımı alıp ofisteki kağıt
öğütücüsüne koymam -
6:37 - 6:39daha kolay olurdu.
-
6:39 - 6:41Sonuç da değişmezdi.
-
6:41 - 6:43Katılmamam gerektiğini bilsem de,
-
6:43 - 6:46yirmi dolarımı teslim ettim
-
6:46 - 6:48ve bir daha asla görmedim.
-
6:48 - 6:49(Kahkaha)
-
6:49 - 6:53Hastalara bu elektronik
hap şişelerini verdiğimiz -
6:53 - 6:55bir sürü deney yaptık,
-
6:55 - 6:59Böylece ilaçlarını alıp
almadıklarını söyleyebilirdik. -
6:59 - 7:02Onları bir piyango ile ödüllendiriyoruz.
-
7:02 - 7:03Ödül alıyorlar.
-
7:03 - 7:06Ödül almalarının tek koşulu
-
7:06 - 7:08ilaçlarını önceki gün almaları.
-
7:08 - 7:11Almazlarsa, şöyle bir mesaj alırlar:
-
7:11 - 7:13"Yüzlerce dolar kazanabilirdin,
-
7:13 - 7:16ama dün ilacını almadın,
bu yüzden kaybettin." -
7:16 - 7:19Görünen o ki, hastalar
bundan nefret ediyor. -
7:19 - 7:21Kaçırma hissinden nefret ediyorlar.
-
7:21 - 7:23Pişmanlık duyacaklarını öngörebiliyorlar.
-
7:23 - 7:25Bundan kaçmak istiyorlar.
-
7:25 - 7:28İlaçlarını alma olasılıkları
bu şekilde çok daha fazla. -
7:28 - 7:32Pişmanlıktan nefret etme
duygusunu kullanmak işe yarıyor. -
7:32 - 7:35Bu daha genel bir noktaya götürür.
-
7:35 - 7:38İnsanların nasıl mantıksız
olduklarını fark ettikten sonra, -
7:38 - 7:42onlara yardım etmek için
çok daha iyi bir konumda olursunuz. -
7:42 - 7:47Bu tür bir mantıksızlık
erkek tuvaletlerinde bile işe yarıyor. -
7:47 - 7:51Tuvalete sık çıkmayanlar için
-
7:51 - 7:54bunu açıklamama izin verin.
-
7:54 - 7:55(Kahkaha)
-
7:55 - 7:56Zeminin her yerinde idrar var.
-
7:56 - 7:59(Kahkaha)
-
7:59 - 8:02Bu sorunu, pisuvarın arkasına
-
8:02 - 8:05bir sinek görüntüsü yerleştirerek
çözebileceğiniz ortaya çıkıyor. -
8:06 - 8:09(Kahkaha) (Alkışlar)
-
8:09 - 8:11Bu çok mantıklı.
-
8:11 - 8:12(Kahkaha)
-
8:12 - 8:14Eğer bir sinek görürsem,
-
8:14 - 8:15o sineği alacağım.
-
8:15 - 8:19(Kahkaha)
-
8:19 - 8:21O sinek aşağıya kayıyor.
-
8:21 - 8:23(Kahkaha)
-
8:23 - 8:25Aklımıza şu taklıyor:
-
8:25 - 8:29Erkekler bunu kendileri doğal olarak
tutturabiliyorsa neden yere işiyor? -
8:29 - 8:31Aslında, yere işeyeceklerse
-
8:31 - 8:32neden pisuvarın önünde işesinler ki?
-
8:32 - 8:34Her yere işeyebilirsiniz.
-
8:34 - 8:35(Kahkaha)
-
8:35 - 8:38Aynı şey sağlık hizmetleri
için de geçerlidir. -
8:39 - 8:41Hastanemizde, doktorların
-
8:41 - 8:45genel bir ilaç mevcut olduğu halde
-
8:45 - 8:48marka ilaçları reçetelere
yazdığı bir sorun yaşadık. -
8:48 - 8:51Bu grafikteki çizgilerin her biri
farklı bir ilacı temsil ediyor. -
8:51 - 8:56Genel ilaçlar olarak ne sıklıkla
reçete edildiklerine göre listelenirler. -
8:56 - 8:59Bunlar en üstte olanların
yüzde yüzünde genel olarak reçete edilir. -
8:59 - 9:01Altta olanlar, zamanın yüzde yirmisinden
-
9:01 - 9:03daha az normal olarak reçete edilir.
-
9:03 - 9:07Klinisyenlerle görüşmelerimiz
ve eğitim toplantılarımız olurdu. -
9:07 - 9:08Hiçbir şey işe yaramadı.
-
9:08 - 9:10Tüm çizgiler hemen hemen yatay.
-
9:11 - 9:14Ta ki birisi elektronik sağlık kaydına,
-
9:14 - 9:16markalı ilaçlar yerine genel ilaçların
-
9:16 - 9:20reçetelere varsayılan olarak
yazılmasını ayarlayan -
9:20 - 9:22küçük bir yazılım yükleyene kadar.
-
9:22 - 9:25Artık bu sorunun bir gecede
çözüldüğünü görmek için -
9:25 - 9:27bir istatistikçi gerekmiyor.
-
9:27 - 9:29O zamandan beri sorun çözüldü.
-
9:29 - 9:33Hatta, bu programın başlamasından
bu yana geçen iki buçuk yıl içinde -
9:33 - 9:36hastanemiz 32 milyon
dolar tasarruf sağladı. -
9:36 - 9:39Tekrar söyleyeyim: 32 milyon dolar.
-
9:39 - 9:42Tüm yaptığımız, doktorların
başından beri yapmak istediklerini -
9:42 - 9:48yapmasını kolaylaştırmak oldu.
-
9:49 - 9:53Aynı zamanda insanların kayıp
kavramlarıyla oynamak için de çalışır. -
9:54 - 9:58Bunu insanların daha fazla yürümesine
yardımcı olacak bir yarışma ile yaptık. -
9:59 - 10:02Herkesten en az 7 bin
adım atmasını istedik. -
10:03 - 10:05Adım sayısını
-
10:05 - 10:07cep telefonlarındaki adımsayarla ölçtük.
-
10:07 - 10:11A grubu, kontrol grubu,
-
10:11 - 10:137 bin adım atıp atmadıklarını söylediler.
-
10:13 - 10:16B grubu mali teşvik aldı.
-
10:16 - 10:217 bin adım attıkları her gün
için 1,40 dolar verdik. -
10:21 - 10:23C Grubu aynı finansal teşviki aldı.
-
10:23 - 10:27Kazançtan ziyade kayıp olarak ele alındı:
-
10:27 - 10:30Günde 1,40 dolar; ayda 42 dolar.
-
10:30 - 10:34Bu katılımcılara her ayın başında
-
10:34 - 10:36görebilecekleri bir sanal
hesapta 42 dolar verdik. -
10:36 - 10:407 bin adım atmadıkları
her gün için 1,40 dolar aldık. -
10:41 - 10:44Bir iktisatçı bu iki mali teşvikin
-
10:44 - 10:45aynı olduğunu söyler.
-
10:45 - 10:497 bin adım attığınız her gün
1,40 dolar daha zenginizsiniz. -
10:50 - 10:53Ancak davranışsal bir ekonomist,
bunun farklı olduğunu söyler. -
10:53 - 10:56Çünkü 1,40 dolarlık zararı
önlemek daha motive edici. -
10:56 - 11:001,40 dolarlık kazanç elde etmek için
olduğumuz motiveden çok daha fazla. -
11:00 - 11:02Olan tam da bu.
-
11:03 - 11:06Grupta 7 bin adım attıkları
her gün için 1,40 dolar alanların -
11:06 - 11:10hedeflerine ulaşma olasılıkları
kontrol grubundakinden daha fazla değildi. -
11:10 - 11:12Finansal teşvik işe yaramadı.
-
11:12 - 11:15Ancak, zarar bazlı teşvike sahip olanlar
-
11:15 - 11:18hedeflerine yüzde elli daha fazla ulaştı.
-
11:18 - 11:21Ekonomik olarak mantıklı değil
ama psikolojik olarak mantıklı. -
11:21 - 11:24Kayıplar kazançlardan
çok daha büyük görünür. -
11:24 - 11:27Hastaların daha fazla
yürümesine, kilo vermesine -
11:27 - 11:29ve ilaçlarını almasına yardımcı olmak için
-
11:29 - 11:31kayıp bazlı teşvikler kullanıyoruz.
-
11:32 - 11:34Para bir motivasyon aracı olabilir.
-
11:34 - 11:35Hepimiz bunu biliyoruz.
-
11:35 - 11:40Ancak psikoloji ile eşleştirildiğinde
bu çok daha etkili. -
11:41 - 11:43Elbette paranın kendi dezavantajları var.
-
11:43 - 11:47Bunun en sevdiğim örneği
bir kreş programını içeriyor. -
11:47 - 11:52Kreşte yapabileceğiniz en büyük suç
çocuklarınızı geç almak. -
11:52 - 11:54Hiç kimse mutlu değil.
-
11:54 - 11:56Çocuklarınız ağlıyor çünkü
onları sevmiyorsunuz. -
11:56 - 11:57(Kahkaha)
-
11:57 - 12:00Öğretmenler mutsuz çünkü
işten geç ayrılıyorlar. -
12:00 - 12:02Kendinizi çok suçlu hissediyorsunuz.
-
12:02 - 12:06İsrail'deki bir kreş, bu sorunu
durdurmak istediklerine karar verdi. -
12:06 - 12:09ABD'deki birçok kreşin
yaptığı şeyi yaptılar. -
12:09 - 12:12Çocuklarını geç teslim
alanlar için para cezası. -
12:12 - 12:15Seçtikleri para cezası 10 şekeldi.
-
12:15 - 12:17Bu yaklaşık üç dolar yapar.
-
12:17 - 12:19Tahmin edin ne oldu?
-
12:19 - 12:21Geç teslim almalar arttı.
-
12:22 - 12:25Düşünürseniz aslında mantıklı.
-
12:25 - 12:26Ne anlaşma ama!
-
12:26 - 12:2810 şekelle --
-
12:28 - 12:29(Kahkaha)
-
12:29 - 12:31Çocuklarımı bütün gece alabilirsin!
-
12:31 - 12:33(Kahkaha)
-
12:33 - 12:37Geç kalmamak için çok güçlü
bir içsel motivasyon aldılar -
12:37 - 12:39ve onu ucuzlattılar.
-
12:39 - 12:42Daha kötüsü, hatalarını fark ettiklerinde
-
12:42 - 12:44ve mali teşviki kaldırdıklarında,
-
12:44 - 12:47geç alışlar yine de yüksek
seviyelerde kaldı. -
12:47 - 12:50Sosyal sözleşmeyi çoktan zehirlemişlerdi.
-
12:50 - 12:54Sağlık hizmetleri, güçlü
içsel motivasyonlarla dolu. -
12:54 - 12:58Doğru olanı yapmak isteyen
doktorlarımız ve hastalarımız var. -
12:58 - 13:01Mali teşviklerin yardımı olabilir,
-
13:01 - 13:03ancak sağlık hizmetlerinde paranın
-
13:03 - 13:05tüm ağır yükü kaldırmasını beklememeliyiz.
-
13:06 - 13:11Bunun yerine, belki de sağlık
davranışının en güçlü etkenleri -
13:11 - 13:12sosyal etkileşimlerimizdir.
-
13:13 - 13:15Sağlık hizmetlerinde
sosyal katılım çalışmaları -
13:15 - 13:17iki yönde çalışır.
-
13:18 - 13:23İlk olarak, başkalarının bizim hakkımızda
ne düşündüğüne önem veriyoruz. -
13:23 - 13:26Davranışımızı değiştirmenin
en güçlü yollarından biri de -
13:26 - 13:29faaliyetlerimizi başkalarına göstermek.
-
13:30 - 13:32İzlendiğimizde, normal halimizden
-
13:32 - 13:34farklı davranırız.
-
13:34 - 13:37Tuvaletlerinde lavabo olmayan
bazı restoranlara gittim. -
13:37 - 13:39Bunun yerine, dışarı çıktığınızda
-
13:39 - 13:41lavabo restoranın ana bölümünde dışarıda,
-
13:41 - 13:43burada herkes ellerinizi
yıkayıp yıkamadığınızı görebilir. -
13:43 - 13:45Tam olarak bilmiyorum,
-
13:45 - 13:47ancak bu belirli alanlarda el yıkamanın
-
13:47 - 13:49çok daha fazla olduğuna inanıyorum.
-
13:49 - 13:52Gözlemlenirken her zaman
en iyi şekilde davranırız. -
13:52 - 13:54Aslında, bir Florida hastanesindeki
-
13:54 - 13:57yoğun bakım ünitesinde yapılan
bu şaşırtıcı çalışma vardı. -
13:58 - 14:01El yıkama oranları çok düşük
ve tabii ki bu çok tehlikeli. -
14:01 - 14:03Enfeksiyonu yayabilir.
-
14:03 - 14:08Araştırmacılar, lavaboların üstüne bir
insanın gözlerinin resmini koydular. -
14:08 - 14:11Gerçek değildi, sadece bir fotoğraftı.
-
14:11 - 14:14Bütün bir yüz bile değil.
sadece bakan bir çift göz. -
14:14 - 14:16(Kahkaha)
-
14:16 - 14:18El yıkama oranları
iki katından fazla arttı. -
14:18 - 14:20Anlaşılıyor ki başkalarının
hakkımızda düşündüklerini -
14:20 - 14:22o kadar önemsiyoruz ki,
-
14:22 - 14:25izlendiğimizi düşünmek bile
davranışlarımızı geliştiriyor. -
14:26 - 14:29Sadece insanların bizim hakkımızda
ne düşündüklerini önemsemiyoruz, -
14:29 - 14:33biz esasında davranışlarımızı insanlarda
gördüklerimize göre modelliyoruz. -
14:34 - 14:36Hepsi emniyet kemerine geri geliyor.
-
14:37 - 14:42Çocukken Adam West' in oynadığı
Batman dizisini çok severdim. -
14:42 - 14:45Batman'in ve Robin'in
yaptığı her şey çok havalıydı. -
14:45 - 14:48Tabii ki Batmobil de en havalı şeydi.
-
14:48 - 14:52Bu şov, 1966'dan 1968'e kadar yayınlandı.
-
14:53 - 14:56O zamanlar, emniyet kemerleri,
arabalarda isteğe bağlı aksesuarlardı. -
14:57 - 15:00Bu şovun yapımcıları,
gerçekten önemli bir şey yaptı. -
15:00 - 15:03Batman ve Robin Batmobile'e bindiğinde,
-
15:03 - 15:04kamera kucaklarına odaklanıyordu.
-
15:05 - 15:07Oların emniyet kemerlerini
bağladığını görebiliyordunuz. -
15:07 - 15:10Eğer Batman ve Robin
emniyet kemerlerini bağlarlarsa, -
15:10 - 15:12benim de bağlayacağıma
bahse girebilirsiniz. -
15:12 - 15:15Bahse girerim o şov,
binlerce hayat kurtardı. -
15:15 - 15:18Bu, sağlık hizmetlerinde de işe yarıyor.
-
15:18 - 15:22Diğer doktorların uygulamalarını görünce
antibiyotikleri daha uygun kullanıyorlar. -
15:23 - 15:28Sağlık hizmetlerindeki birçok aktivite,
gizli ve tanıklık edilemez -
15:28 - 15:30ama doktorlar sosyal hayvanlar.
-
15:30 - 15:35Diğer doktorların ne yaptıklarını görünce
daha iyi performans gösteriyorlar. -
15:35 - 15:38Yani sosyal etki, sağlık
hizmetlerinde işe yarıyor. -
15:38 - 15:41Pişmanlık ya da nefret
kayıplarına bağlamak da öyle. -
15:42 - 15:47Eğer herkesin her zaman
mantıklı olduğunu düşünseydik, -
15:47 - 15:49bu araçları kullanmayı düşünmezdik.
-
15:49 - 15:52Açık konuşmak gerekirse:
Ben rasyonaliteyi suçlamıyorum. -
15:52 - 15:54Bu gerçekten mantıksız olurdu,
-
15:55 - 15:59ama hepimiz biliyoruz ki bu,
zihnimizin cesareti, ilhamı, -
15:59 - 16:03yaratıcılığı ve tutkuyu
alevlendiren diğer her şeyi aldığı -
16:03 - 16:05akılcı olmayan kısmı.
-
16:05 - 16:07Bir şey daha biliyoruz.
-
16:07 - 16:11Eğer doğanın mantıksız yanlarını görmezden
gelmek veya onlarla savaşmak yerine -
16:12 - 16:16birlikte çalışırsak
-
16:16 - 16:19sağlık tutumlarını geliştirmede
çok daha etkili olabiliriz. -
16:19 - 16:21Sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda,
-
16:21 - 16:26mantıksızlığımızı anlamak
araç kutumuzdaki başka bir araçtır. -
16:26 - 16:28Bu mantıksızlıktan yararlanmak
-
16:29 - 16:32en rasyonel hareket olabilir.
-
16:32 - 16:34Teşekkür ederim.
-
16:34 - 16:39(Alkış)
- Title:
- Daha iyi sağlık bakımı için mantıksızlığı benimsemek
- Speaker:
- David Asch
- Description:
-
Neden sağlığımız için kötü olduğunu bildiğimiz kötü kararlar alıyoruz? Bu açık sözlü, komik konuşmada, davranışçı ekonomist ve sağlık politikası uzmanı David Asch, davranışlarımızın neden genellikle mantıksız olduğunu -- oldukça öngörülebilir yollarla -- açıklıyor ve genel olarak daha iyi kararlar almak, genel sağlık sistemimizi geliştirmek için bu mantıksızlığı nasıl kullanabileceğimizi bize gösteriyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 16:53
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for Why it's so hard to make healthy decisions | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Why it's so hard to make healthy decisions | ||
Ezgisu Karakaya accepted Turkish subtitles for Why it's so hard to make healthy decisions | ||
Ezgisu Karakaya edited Turkish subtitles for Why it's so hard to make healthy decisions | ||
Giray Başbuğ edited Turkish subtitles for Why it's so hard to make healthy decisions | ||
Giray Başbuğ edited Turkish subtitles for Why it's so hard to make healthy decisions | ||
Giray Başbuğ edited Turkish subtitles for Why it's so hard to make healthy decisions | ||
Giray Başbuğ edited Turkish subtitles for Why it's so hard to make healthy decisions |