Return to Video

Tim Minchin - "Storm": Bir çizgi film.

  • 0:15 - 0:17
    Kuzey Londra'nın içinde bir yerlerdeki çatı katı,
  • 0:17 - 0:20
    Duvarlar, halılar hatta kedi bile kar beyazı.
  • 0:20 - 0:22
    Ev kağıttan paravanlarla bezeli,
  • 0:22 - 0:24
    iddialı mı iddialı,
  • 0:24 - 0:25
    Ev sahibi bir doktor, oldukça da akıllı.
  • 0:25 - 0:27
    Kendi muayenehanesinde çalışıyor,
  • 0:27 - 0:28
    Kız arkadaşı da tiyatroda sahneye çıkıyor.
  • 0:28 - 0:29
    Onunla taa Avustralya'da tanışıyoruz,
  • 0:29 - 0:31
    Ne zaman bir araya gelsek çok eğleniyoruz.
  • 0:31 - 0:33
    O akşam da yemeğe davetliydik...
  • 0:35 - 0:37
    Gelen beşinci misafiri tanımıyoruz,
  • 0:37 - 0:39
    Ev sahipleri onu nezaketen çağırmışlar,
  • 0:39 - 0:41
    Çünkü, kızcağız Avustralya'dan daha yeni gelmiş,
  • 0:41 - 0:43
    Kuzey Londra'ya yeni yerleşmiş,
  • 0:43 - 0:44
    Bir tanıdığın tanıdığının kızkardeşiymiş,
  • 0:44 - 0:46
    Ya da işe öyle birşeymiş.
  • 0:46 - 0:48
    Tanışma faslı geldiğinde,
  • 0:48 - 0:50
    Gözlerimi alamıyorum kızın güzelliğinden.
  • 0:50 - 0:51
    Bembeyaz bir teni var,
  • 0:51 - 0:53
    Kapkara gözleri ve saçları.
  • 0:53 - 0:55
    Ama itiraf etmeliyim ki,
  • 0:55 - 0:57
    beni en tırstıranı
  • 0:57 - 0:59
    Kalçasının üstündeki dövmenin
  • 0:59 - 1:01
    azıcık görünen kısmı:
  • 1:01 - 1:03
    Bir melek kanadı.
  • 1:03 - 1:05
    "Ben Yay burcuyum..." dediği anda
  • 1:05 - 1:08
    onu kafamda kategorize etmeye başladım,
  • 1:08 - 1:10
    ve itiraf edeyim ki adım "Storm" (Fırtına) der demez
  • 1:10 - 1:14
    ona yakıştırdığım kategoriye cuk diye oturdu.
  • 1:15 - 1:18
    En başta muhabbet yüzeyel ve keyifliydi,
  • 1:18 - 1:20
    Ama çok geçmeden Storm döktürüverdi:
  • 1:20 - 1:22
    "Hiçbirşeyi tam olarak bilemeyiz,
  • 1:22 - 1:24
    bilgi aslında bir nevi fikirdir."
  • 1:24 - 1:27
    Elindeki kırmızı şarabının ardından fikrini belirtti
  • 1:27 - 1:28
    Benden de hemen karşılık olarak
  • 1:28 - 1:29
    pek hippivari olmayan
  • 1:29 - 1:32
    bir başka yorum geldi.
  • 1:32 - 1:33
    "Muhabbete pek de iyi başlamadık" diye düşündüm,
  • 1:33 - 1:35
    Hem de daha ilk kadehlerdeyiz.
  • 1:35 - 1:36
    Derken odanın öbür ucundaki karımın,
  • 1:36 - 1:38
    Bana kaş göz edişini gördüm.
  • 1:38 - 1:40
    Sessizce "Kibar ol" diyordu.
  • 1:40 - 1:41
    Siz de bilirsiniz karınızdan gelen uyarı,
  • 1:41 - 1:42
    pek de ihmal etmeye gelmez.
  • 1:42 - 1:44
    Ben de kendimi tuttum,
  • 1:44 - 1:46
    İçime attım soruları.
  • 1:46 - 1:47
    Madem bildiği hiçbir şeyi
  • 1:47 - 1:49
    Kesin biliyorum diyemiyor Storm,
  • 1:49 - 1:51
    Sormadım evden çıkarken sabahları,
  • 1:51 - 1:54
    Pencereden mi çıkar, yoksa kapıdan mı?
  • 1:55 - 1:57
    Yemekler çok lezizdi, ama Storm,
  • 1:57 - 1:58
    Etleri eliyle bir kenara itti,
  • 1:58 - 2:00
    O mutlu mutlu tabağını didiklerken, ev sahibi
  • 2:00 - 2:02
    Tıp tarihinden epey kızdığı
  • 2:02 - 2:07
    saçmasapan bir olayı anlatmaya girişti.
  • 2:07 - 2:10
    Storm birden atıldı:
  • 2:10 - 2:11
    "Ama insan vücudu çok gizemli!
  • 2:11 - 2:13
    Bilim, ne kadar uğraşsa da açıklayamıyor ki
  • 2:13 - 2:17
    insan ruhunun niteliğini."
  • 2:17 - 2:19
    Ev sahibemiz bana bir bakış attı.
  • 2:19 - 2:21
    Eşim gibi o da iyi tanıyor beni,
  • 2:21 - 2:24
    Böyle giderse biliyor ki tutamam ben dilimi.
  • 2:24 - 2:25
    Ama yapmayacağım. Dudaklarımı sımsıkı kenetledim,
  • 2:25 - 2:27
    Yemeğimi yemeye giriştim.
  • 2:27 - 2:30
    Storm beni kışkırtadursun,
  • 2:30 - 2:32
    İstemiyordum sofranın huzuru bozulsun.
  • 2:32 - 2:34
    Ama sabrımın da sınırındaydım ufaktan,
  • 2:34 - 2:36
    Storm adı gibi, bir fırtınaya dönüştü sofrada,
  • 2:36 - 2:39
    Döktürmeye başladı ne varsa aklında.
  • 2:39 - 2:41
    "İlaç firmaları hepimize düşman,
  • 2:41 - 2:43
    doğal maddeler dururken
  • 2:43 - 2:45
    bizi ilaçlara bağımlı hale getiriyorlar.
  • 2:45 - 2:47
    Aslında tek ihtiyacımız doğal ilaçlar.
  • 2:47 - 2:49
    İlaç firmalarının gözünü para bürümüş, ahlaksızlar.
  • 2:49 - 2:50
    Bitkiler iyileştirecekse beni,
  • 2:50 - 2:51
    Neden ilaç içeyim ki?
  • 2:51 - 2:53
    Homeopatik çözelti iyi geliyorsa bana,
  • 2:53 - 2:54
    Neden muhtaç olayım
  • 2:54 - 2:55
    kimyasal ilaçlara?
  • 2:55 - 2:57
    Artık hepimiz için,
  • 2:57 - 2:58
    Geri dönüş vakti geldi doğaya."
  • 2:58 - 3:01
    İşte o anda,
  • 3:01 - 3:03
    Ne kadar tutmaya çalışıssam da kendimi,
  • 3:03 - 3:04
    Bir çatlak oluştu kibarlık zırhımda.
  • 3:06 - 3:08
    "Tanım itibariyle..." diya başladım,
  • 3:08 - 3:10
    "Alternatif tıp..." diye devam ettim,
  • 3:10 - 3:12
    "Ya işe yaramadığı kanıtlanmış,
  • 3:12 - 3:15
    Ya da işe yaradığı kanıtlanamamış tedavileri içerir.
  • 3:15 - 3:17
    Biliyor musun işe yaradığı kanıtlanan
  • 3:17 - 3:19
    'alternatif tıp' nedir?
  • 3:19 - 3:21
    Ona 'TIP' denir."
  • 3:22 - 3:23
    "Yani sen, doğal maddelerin
  • 3:23 - 3:24
    şifa verdiğine inanmıyor musun?"
  • 3:24 - 3:25
    "Tam tersi, Storm,
  • 3:25 - 3:27
    Buraya gelmeden önce, çay vaktinde
  • 3:27 - 3:28
    bir doğal ilaç aldım,
  • 3:28 - 3:30
    Söğüt ağacının kabuğundan çıkarılan,
  • 3:30 - 3:33
    Neredeyse hiçbir yan etkisi olmayan.
  • 3:33 - 3:34
    Adı aklımda kalmadı,
  • 3:34 - 3:36
    Ben anımsayamadım, sevgilim neydi adı?
  • 3:36 - 3:37
    Maspirin?
  • 3:37 - 3:38
    Baspirin?
  • 3:38 - 3:39
    Ah, tamam hatırladım, Aspirin!
  • 3:39 - 3:40
    Tam buraya gelirken,
  • 3:40 - 3:43
    Ucuza aldım bizim mahalledeki eczaneden."
  • 3:43 - 3:44
    Evsahibimiz tabakları toplarken,
  • 3:44 - 3:46
    tartışma biraz kesilir gibi oldu.
  • 3:46 - 3:47
    Ama tatlı servisi yapılırken,
  • 3:47 - 3:49
    Storm döndü dolandı, konuya daldı:
  • 3:49 - 3:50
    "Shakespeare demiş ki:
  • 3:50 - 3:52
    'Yeryüzünde ve göklerde bulunan şeyler
  • 3:52 - 3:54
    senin felsefeyle bulabileceğinden çok daha fazla...'
  • 3:54 - 3:57
    Bilim sadece gerçekliğe nasıl bakılabileceğini bize öğreten yöntemdir.
  • 3:57 - 4:01
    ne aşkı ne de ruhani değerleri açıklayabilir.
  • 4:01 - 4:03
    Bilim medyumları nasıl açıklayabiliyor?
  • 4:03 - 4:06
    Auralar, ölümden sonraki yaşam, duanın gücüne ne diyor?"
  • 4:06 - 4:07
    Birden fark ettim ki,
  • 4:07 - 4:08
    Ondan yayılan saçmalıklar beni,
  • 4:08 - 4:10
    sanki ışık görmüş tavşan gibi
  • 4:10 - 4:13
    öylece köşeye sıkıştırdı.
  • 4:13 - 4:16
    Belki nedeni yanlış aktardığı Hamlet'ten olan alıntı,
  • 4:16 - 4:18
    ya da fondiplediğim sekizinci kadehteki şaraptı.
  • 4:18 - 4:20
    Ama kibarlık zırhım iyice çatırdamaya başladı,
  • 4:20 - 4:23
    Ve zaptetmeye çalıştığı hayvan serbest kalıp
  • 4:23 - 4:24
    Dışarı çıktı:
  • 4:24 - 4:26
    "Bak Storm, canını çok sıkmak istemiyorum ama,
  • 4:26 - 4:28
    Aura diye bir şey yok ya!
  • 4:28 - 4:30
    Aura görmek, düşünce okumak gibi bişey,
  • 4:30 - 4:34
    Ya da kahve falı bakmakla, yıldız falıyla aynı şey.
  • 4:34 - 4:35
    Bunu yapan insanların yok özel bir yeteneği,
  • 4:35 - 4:37
    Hepsi ya yalancı, ya da bildiğin deli.
  • 4:37 - 4:41
    Bazıları etrafta dolanıyor, göya Tanrı'yla konuşabiliyorlarmış,
  • 4:41 - 4:44
    Ya da göya sihirli elleri varmış, şifa dağıtıyorlarmış.
  • 4:44 - 4:45
    Bu arada aklımdayken,
  • 4:45 - 4:46
    Ölülerle konuştuğunu iddia eden insanları
  • 4:46 - 4:47
    Nasıl oluyor da ciddiye alıyoruz?
  • 4:47 - 4:50
    Keçileri tamamen kaçırdıklarını neden düşünmüyoruz?
  • 4:50 - 4:54
    Çocuğu yeni ölmüş gözü yaşlı bir anneye yalan söylemek,
  • 4:54 - 4:56
    Ve öbür dünya ile konuştuğunu iddia etmek?
  • 4:56 - 4:58
    Bu düpedüz manyaklık ve dolandırıcılık.
  • 4:58 - 5:02
    Medyum diye birşey olmadığını tekrar mı anımsatmalı?
  • 5:02 - 5:04
    2 yaşında değiliz ki biz!
  • 5:04 - 5:06
    Horton Kimi Duyuyor filminin masal olduğunu bilmeliyiz.
  • 5:06 - 5:09
    İnanıyor muyuz hala Noel Baba'nın hediye getirdiğine,
  • 5:09 - 5:11
    Ya da Michael Jackson 'ben estetik olmadım' dediğinde?
  • 5:11 - 5:13
    Hala inanıyor muyuz bu soytarılıklara,
  • 5:13 - 5:15
    Ölülerin geri gelip
  • 5:15 - 5:16
    John Edwards gibi
  • 5:16 - 5:18
    Hıyarlarla konuştuğuna?"
  • 5:19 - 5:21
    Benim bu söylediklerim Storm'un hızını dindirmedi,
  • 5:21 - 5:24
    Birbiri ardına beylik iddiaları sıralamaya devam etti.
  • 5:24 - 5:27
    Mermi olarak saçmalıkları kullanan keskin nişancı gibiydi:
  • 5:27 - 5:30
    "Kendinden çok emin konuşuyorsun,
  • 5:30 - 5:32
    Öyle değil mi?
  • 5:32 - 5:33
    Ama bence sen değilsin hiç açık fikirli.
  • 5:33 - 5:35
    Bilime ve testlere olan şu kör inancın,
  • 5:35 - 5:36
    Bir köktendincinin kör inanışının,
  • 5:36 - 5:39
    İkizi gibi sanki."
  • 5:40 - 5:42
    "Bu gerçekten çok iyi bir saptama galiba, dur bir düşüneyim,
  • 5:42 - 5:45
    Yok ya, alakası yok, alenen saçmalık, hala aynı fikirdeyim.
  • 5:46 - 5:51
    Bilim, gözlemler çerçevesinde görüşlerini değiştirir,
  • 5:51 - 5:55
    Oysa inanç, gözlemleri red eder, kendini ancak öyle muhafaza ettirir.
  • 5:55 - 5:56
    Eğer bana ispatlarsan
  • 5:56 - 5:58
    işe yaradığını Homeopati'nin
  • 5:58 - 6:00
    Ben de fikrimi değiştirebilirim.
  • 6:00 - 6:02
    Her ne kadar deli gibi utansam da,
  • 6:02 - 6:03
    Etrafımda yüzseksen derece dönerim,
  • 6:03 - 6:05
    Hatta sokaklarda koşarak bağırırım, derim:
  • 6:05 - 6:08
    "Bu bir mucize! Fizik bilimini atmalı çöpe!
  • 6:08 - 6:10
    Suyun hafızası varmış!
  • 6:10 - 6:14
    Her ne kadar içine damlatılan bir damlacık soğan suyunu hiç unutmasa da
  • 6:14 - 6:16
    İçinde daha önce yüzen bokları unutuyormuş!
  • 6:16 - 6:19
    Bana bunun işe yaradığını, gerçekten çalıştığını ispat et,
  • 6:19 - 6:20
    hayret etmem geçince, sana söz veriyorum,
  • 6:20 - 6:23
    ilk iş gidip s....kime "vay be" diye dövme yaptırıyorum.
  • 6:25 - 6:27
    Herkes durmuş bana bakıyordu,
  • 6:27 - 6:29
    Ama artık iyice çileden çıkmıştım, konu buraya vardığına göre,
  • 6:29 - 6:32
    Dedim ki, nasılsa artık ok yaydan çıktı:
  • 6:32 - 6:35
    "Evet, hayat gizemlerle dolu, doğru,
  • 6:35 - 6:37
    Ama bu gizemlerin bir yerlerde cevapları var.
  • 6:37 - 6:39
    Bu cevapları bulacak ınsanlar
  • 6:39 - 6:40
    oturduğu yerde durup düşünen
  • 6:40 - 6:41
    Her gördüğüne şaşırıp
  • 6:41 - 6:43
    "Yaşam ne kadar gizemli değil mi?" diyenler olmayacak.
  • 6:43 - 6:44
    Hadi burada oturup öylece şaşıralım,
  • 6:44 - 6:46
    Hatta Papa'yı arayalım.
  • 6:46 - 6:47
    Gidip seyredelim Oprah'ı
  • 6:47 - 6:49
    O konuk ederken Deepak Chopra'yı.
  • 6:49 - 6:53
    Eğer televizyon izleyeceksen önerim, Scooby Doo'yu izle.
  • 6:53 - 6:54
    O çizgi film ne kadar da güzeldi,
  • 6:54 - 6:57
    Ne zaman hortlaklı bir kilise olsa,
  • 6:57 - 6:58
    Ya da bir hayaletli bir okul
  • 6:58 - 7:02
    Ne çıkardı dersin altından düşünce hayaletin maskesi?
  • 7:02 - 7:05
    Ya lunapark bekçisi, ya da okul temizlikçisi.
  • 7:05 - 7:07
    Çünkü tarihler boyunca
  • 7:07 - 7:09
    Çözülmüş olan her tür gizemin aslında
  • 7:09 - 7:13
    Büyülü birşey olmadığı
  • 7:13 - 7:15
    Çıktı ortaya.
  • 7:15 - 7:17
    Gerçekte "bilgi" diyebildiğimiz bir şeylerin olması
  • 7:17 - 7:18
    Seni ürkütüyor mu?
  • 7:18 - 7:20
    Ya da bir akşamüstünü bilgisayar başında,
  • 7:20 - 7:22
    Wikipedia ile aydınlanarak geçirmek
  • 7:22 - 7:23
    Seni korkutuyor mu?
  • 7:23 - 7:25
    Doğaüstü birşeylerin aslında var olmama ihtimali
  • 7:25 - 7:27
    Senin hippi felsefeni darmadağan ettiğinden,
  • 7:27 - 7:29
    Google bile kullanmakta aciz bir şekilde
  • 7:29 - 7:31
    Karanlıkta öylece oturuyor musun?
  • 7:32 - 7:34
    Bu yetmez mi?
  • 7:35 - 7:39
    Sadece bu dünya?
  • 7:41 - 7:47
    Bu güzel, karmaşık,
  • 7:47 - 7:50
    İnanılmaz derecede uçcuz bucaksız, doğal dünya
  • 7:52 - 7:55
    Bizim merakımızı nasıl cezbetmiyor da,
  • 7:55 - 7:57
    onu basit, insan uydurması hurafelerle ve yaratıklarla
  • 7:57 - 8:00
    Olduğundan daha değersiz hale getiriyoruz?
  • 8:01 - 8:03
    Meraklıysan eğer o kadar Shakespeare'e
  • 8:03 - 8:06
    Kulak ver bana söylediklerimi dinle:
  • 8:08 - 8:12
    "Saf altını dövmek, zambakları yeniden boyamak,
  • 8:12 - 8:18
    Ya da menekşelere parfüm dökmek... sadece salaklık..."
  • 8:18 - 8:20
    ya da buna benzer bir şey işte....
  • 8:20 - 8:21
    Ya da Louis Armstrong'a ne dersin?
  • 8:21 - 8:23
    'Yemyeşil ağaçlar görüyorum,
  • 8:23 - 8:25
    Ve kıpkırmızı güller...'
  • 8:25 - 8:26
    Ve sen eğer Krishna veya Vishnu'yu
  • 8:26 - 8:28
    Modern, güncel bir şekilde paketleyip
  • 8:28 - 8:30
    Etiketleyip yüceltmek istiyorsan,
  • 8:30 - 8:32
    O da tamam.
  • 8:32 - 8:33
    Ona da razıyım.
  • 8:33 - 8:36
    Ama beni heyecanladıran şey şu:
  • 8:37 - 8:42
    Ben minicik, önemsiz, mütevazi bir karbon yığınıyım.
  • 8:42 - 8:46
    Tek bir hayatım var, o da kısacık.
  • 8:46 - 8:47
    Ve oldukça da önemsiz...
  • 8:48 - 8:51
    Ama bilimsel gelişmeler sağolsun
  • 8:51 - 8:58
    Büyük büyük büyük amcalarım ve teyzelerimden iki kat daha uzun yaşayabileceğim.
  • 8:59 - 9:03
    İki kat daha uzun süre yaşamın keyfini çıkarabileceğim,
  • 9:03 - 9:07
    Eşimi iki kat daha uzun bir süre sevebileceğim.
  • 9:07 - 9:11
    Arkadaşlarımla iki kat daha uzun süre
  • 9:11 - 9:15
    Şarap içip köri yerken,
  • 9:15 - 9:16
    Memesinde kelebekleri, kalçasında perileri
  • 9:16 - 9:18
    Olan güzel hippileri
  • 9:18 - 9:19
    Gıcık etmeye devam edebileceğim.
  • 9:22 - 9:26
    Eğer istemeden de olsa seni kırdıysam,
  • 9:26 - 9:29
    Şöyle düşünün, barışalım.
  • 9:29 - 9:32
    Zamanda 10 dakika geri gitmiş olalım,
  • 9:32 - 9:34
    Bu konuda fikrin değişti mi bir bakalım.
  • 9:38 - 9:43
    Yazan ve söyleyen: Tim Minchin
  • 9:44 - 9:48
    Yöneten: DC Turner
  • 9:48 - 9:51
    Prodüktör: Tracy King
  • 9:51 - 9:53
    Karakter tasarım ve animasyon: DC Turner
  • 9:53 - 9:58
    Kamera ve Efektler: Ricky Earl, Fraser Davidson, DC Turner, Andrew Flatt
  • 9:58 - 10:03
    Yardımcı Karakter Animasyon: Ricky Earl, Kei Phillips, Ash Collins, Valentina Grasso, Betty Le Bon, Fraser Davidson
  • 10:03 - 10:07
    Yardımcı Karakter Artwork: Kei Phillips, Ricky Earl, Diego Garcia, Betty Le Bon, Fraiser Davidson, Rachael King, Stuart Mason, Manu Roig
  • 10:07 - 10:12
    Ses: Milton Mermikedes, Bridget Merkimedes, Holley Gray, Matthias Simmons, Pete Clements
  • 10:12 - 10:16
    Storyboard: Tracy King, Fraser Davidson, Ricky Earl, Joe Pavlo
  • 10:16 - 10:21
    Sid Rodrigues, Rebecca Watson, Jane Goldman and family, Chris Blohm, Loretta King, Susan Turner'e özel teşekkürlerimizle...
  • 10:21 - 10:26
    Lyndsey Brown, Shella Livingston, Helen Jack, Chris Cox, Tom Milsom, Robin Ince 'ye teşekkürlerimizle.
  • 10:26 - 10:36
    © Storm Movie 2011 Tüm hakları saklıdır. stormmovie.net, timminchin.com, kershoot.com
Title:
Tim Minchin - "Storm": Bir çizgi film.
Description:

Tim Minchin'in 9 dakikalık beat şiiri 'Storm'un animasyonu. Yazan ve söyleyen: Tim Minchin. Yöneten ve Animasyon: DC Turner. Prodüktör:Tracy King.
www.stormmovie.net www.timminchin.com www.kershoot.com

more » « less
Video Language:
English
Duration:
10:39
isil.arican added a translation

Turkish subtitles

Revisions