Return to Video

Edith Widder: Sualtındaki ışıltılı yaşam

  • 0:00 - 0:03
    "İnsanlar, sevdikleri şeyleri korurlar."
  • 0:03 - 0:05
    diyen Jaques Cousteau'nun anısına
  • 0:05 - 0:08
    bugün sizle okyanusta en sevdiğim şeyi paylaşmak istiyorum,
  • 0:08 - 0:11
    inanılmaz sayı ve çeşitliliğe sahip
  • 0:11 - 0:14
    ışık saçan canlılar.
  • 0:14 - 0:17
    Bu konuya olan tutkum, Wasp (eşekarısı) denen acaip görünüşlü bu dalış elbisesi ile başladı.
  • 0:17 - 0:20
    Wasp bir kısaltma değil -- biri elbisenin arıya benzediğini düşünmüş olmalı.
  • 0:20 - 0:23
    Aslında, derin deniz petrol arama endüstrisi tarafından
  • 0:23 - 0:26
    600 metreye kadar olan dalışlarda kullanılmak üzere tasarlanmış.
  • 0:26 - 0:28
    Doktoramı tamamladıktan hemen sonra
  • 0:28 - 0:31
    bu cihazı okyanus araştırması için ilk defa kullanacak olan
  • 0:31 - 0:33
    bir grup bilimadamından biri olma ayrıcalığına
  • 0:33 - 0:35
    sahip oldum.
  • 0:35 - 0:37
    Hueneme Limanı'ndaki bir su tankının içinde eğitildik.
  • 0:37 - 0:39
    İlk açık okyanus dalışımı
  • 0:39 - 0:41
    Santa Barbara Kanalı'nda yaptım.
  • 0:41 - 0:43
    Gece dalışıydı.
  • 0:43 - 0:46
    Yaklaşık 260 metreye indim
  • 0:46 - 0:48
    ve ışıkları kapattım.
  • 0:48 - 0:50
    Işıkları kapattım, çünkü bunu yaparsam biyolümünesans denen
  • 0:50 - 0:52
    fenomeni, hayvanların ışık üretmesini
  • 0:52 - 0:54
    gözleyebileceğimi biliyordum.
  • 0:54 - 0:56
    Ama gördüğüm şeyin ne kadar çok olduğu ve
  • 0:56 - 0:58
    ne kadar müthüş olduğu konusunda
  • 0:58 - 1:01
    tamamen hazırlıksızdım.
  • 1:01 - 1:04
    Bu odadan daha uzun ve zincirler halinde dolanan
  • 1:04 - 1:06
    sifonofor denen dev denizanaları gördüm.
  • 1:06 - 1:08
    O kadar çok ışık saçıyorlardı ki
  • 1:08 - 1:10
    dalış elbisesinin içindeyken ilave ışık olmadan
  • 1:10 - 1:12
    düğmeleri ve göstergeleri okuyabiliyordum.
  • 1:12 - 1:14
    Işıldatan mavi duman kitlelerine benzeyen
  • 1:14 - 1:17
    baloncuklar ve dumanlar gördüm,
  • 1:17 - 1:19
    itici motorların etrafında kıvrılan
  • 1:19 - 1:21
    kıvılcım patlamaları gördüm,
  • 1:21 - 1:24
    hani kamp ateşine yeni bir odun atınca ateşteki közlerden kıvılcım çıkar ya, onun gibi.
  • 1:24 - 1:26
    Ama bunlar soğuk, mavi kıvılcımlardı.
  • 1:26 - 1:28
    Nefes kesiciydiler.
  • 1:28 - 1:31
    Genelde insanlar eğer biyolüminesans kavramını duydularsa
  • 1:31 - 1:33
    bunu ateşböcekleri nedeniyle duymuşlardır.
  • 1:33 - 1:35
    Karada yaşayan ve ışık çıkaran birkaç canlı daha var,
  • 1:35 - 1:37
    bazı böcekler, solucanlar, mantarlar.
  • 1:37 - 1:40
    Ama genelde bu durum, karada oldukça nadir.
  • 1:40 - 1:42
    Oysa okyanusta,nadir bir olay değil,
  • 1:42 - 1:44
    adeta genel kural.
  • 1:44 - 1:46
    Eğer denize açılır ve açık bir okyanusa giderseniz
  • 1:46 - 1:48
    dünyanın neresi olursanız olun,
  • 1:48 - 1:51
    ve 900 metreden yüzeye bir ağ çekecek olsanız
  • 1:51 - 1:53
    ağa takılan hayvanların
  • 1:53 - 1:55
    çoğu yerde yüzde 80'i, hatta %90'ı
  • 1:55 - 1:58
    ışık yapan hayvanlar
  • 1:58 - 2:00
    olacaktır.
  • 2:00 - 2:02
    Bu durum, epey etkileyici ışık gösterileri oluşmasına neden olur.
  • 2:02 - 2:05
    Şimdi size denizaltındayken çektiğim
  • 2:05 - 2:07
    kısa bir film göstermek istiyorum.
  • 2:07 - 2:09
    Bu tekniği ilk defa tek kişilik bir denizaltı olan
  • 2:09 - 2:12
    Deep Rover'da çalışırken geliştirdim
  • 2:12 - 2:14
    daha sonra burada gördüğünüz Johnson Sea-Link denizaltısında
  • 2:14 - 2:16
    kullanmak için uyarladım.
  • 2:16 - 2:18
    Gözlem küresinin ön tarafına
  • 2:18 - 2:21
    yaklaşık bir metre çapında bir halka monte ettim
  • 2:21 - 2:23
    önüne de bir ekran gerdim.
  • 2:23 - 2:25
    Gözlem küresinin içine girerken yanıma karanlığa
  • 2:25 - 2:28
    tamamen adapte olmuş insan gözü kadar hassas bir kamera da aldım.
  • 2:28 - 2:30
    Biraz bulanık ama olsun.
  • 2:30 - 2:32
    Sonra kamerayı çalıştırıp ışıkları kapatıyorsunuz.
  • 2:32 - 2:34
    Bu gördüğünüz kıvılcım biyolüminesans değil,
  • 2:34 - 2:36
    sadece bu tip yoğun
  • 2:36 - 2:38
    kameralarda görülen bir parazit.
  • 2:38 - 2:40
    Büyolüminesans'ı denizlatı suyun içinde
  • 2:40 - 2:42
    hareket etmeye başlamadan göremiyorsunuz,
  • 2:42 - 2:44
    Hareket etmeye başlayınca ise öndeki ekrana çarpan
  • 2:44 - 2:46
    canlılar uyarılarak biyolümünesans gösteriyorlar.
  • 2:46 - 2:48
    Bunu ilk yaptığımda
  • 2:48 - 2:50
    etraftaki ışık kaynaklarını saymaya çalışıyordum.
  • 2:50 - 2:52
    Hareket hızımı biliyorsum, içinde bulunduğum suyu da tanıyordum
  • 2:52 - 2:54
    Bu nedenle her bir metreküpte yaklaşık kaç tane
  • 2:54 - 2:56
    ışık yayan canlı olduğunu hesaplayabilirdim.
  • 2:56 - 2:58
    Ancak bir süre sonra aslında ışık saçan hayvanları saçtıkları
  • 2:58 - 3:00
    ışığın şeklinden tanıyabildiğimi fark ettim.
  • 3:00 - 3:03
    İşte burada, Maine körfezinde
  • 3:03 - 3:05
    225 metre derinlikte
  • 3:05 - 3:08
    gördüğünüz hemen hemen tümışıltıların hangi canlıdan geldiğini sayabilirim,
  • 3:08 - 3:10
    örneğin bu dev kıvılcımlar, patlamalar
  • 3:10 - 3:12
    bir tür taraklı denizanasından geliyor.
  • 3:12 - 3:15
    Burada kriller, diğer kabuklular ve
  • 3:15 - 3:17
    denizanaları var.
  • 3:17 - 3:19
    Bu da o taraklı denizanalarından biri.
  • 3:19 - 3:22
    Bilgisayar görüntüleme analiz mühendisleri ile birlikte çalışarak
  • 3:22 - 3:25
    bu canlıları tanımlayarak, onlarla çarpışma noktasının
  • 3:25 - 3:27
    X,Y,Z koordinatlarını hesaplayabilmek için
  • 3:27 - 3:30
    otomatik tanıma sistemleri geliştirmeye çalıştık.
  • 3:30 - 3:33
    Böylece ekolojistlerin karada yaptığı bazı şeyleri
  • 3:33 - 3:35
    en azından yakın mesafeden yapabileceğiz.
  • 3:36 - 3:38
    Ama böyle bir gösteriye şahit olmak için her zaman okyanusun
  • 3:38 - 3:40
    derinliklerine inmeniz gerekmez.
  • 3:40 - 3:42
    Aslında yüzeyde de bunlardan görebilirsiniz.
  • 3:42 - 3:45
    Bu video, biyolüminesans bir plankton sürüsünün içinde yüzen
  • 3:45 - 3:47
    bir yunusa ait, Scripps Enstitüsünden Dr. Mike Latz kaydetmiş.
  • 3:47 - 3:49
    Çekildiği yer de öyle sıradışı bir yer değil,
  • 3:49 - 3:52
    şu Porto Rico'daki meşhur biyolüminesans körfezlerden biri değil burası.
  • 3:52 - 3:54
    Aslında San Diego limanında çekilmiş.
  • 3:54 - 3:57
    Bazen bu parıltıyı çok daha yakından görebilirsiniz.
  • 3:57 - 3:59
    Çünkü gemilerdeki başaltı-
  • 3:59 - 4:02
    karadan adımını denize atmayanlar varsa bu tuvaletlerin bulunduğu yer-
  • 4:02 - 4:05
    sifon suyu olarak filtre edilmemiş deniz suyu kullanır,
  • 4:05 - 4:07
    genelde bu suyun içinde biyolüminesans planktonlar vardır.
  • 4:07 - 4:09
    Yani gecenin bir vakti başaltına gider,
  • 4:09 - 4:11
    ve bu sırada ışığı yakamayacak kadar da
  • 4:11 - 4:13
    sıkışmış durumda olursanız,
  • 4:13 - 4:15
    bir an dini bir deneyim yaşamakta olduğunuzu zanabilirsiniz.
  • 4:16 - 4:18
    Peki, yaşayan bir canlı nasıl ışık üretir?
  • 4:18 - 4:20
    Bu soruyu ilk defa 19 yüzyılda,
  • 4:20 - 4:22
    Fransız bir biyolog olan Raphael Dubois
  • 4:22 - 4:24
    bu biyolüminesans midye için sormuştu.
  • 4:24 - 4:27
    Midyeyi öğüttü ve ondan bazı kimyasal maddeler elde etmeyi başardı,
  • 4:27 - 4:30
    bulduğu maddelerden biri enzim idi, ona Lüsiferaz dedi,
  • 4:30 - 4:32
    diğer maddeye de Lüsüferin adını verdi.
  • 4:32 - 4:34
    İsimleri Lusifer'den geliyor, yani ışık taşıyan demek.
  • 4:34 - 4:37
    Bu terminoloji öylece kaldı, ama aslında lzel kimyasallara işaret etmiyor bu isimler,
  • 4:37 - 4:40
    çünkü bu kimyasallar çok farklı biçim ve yapıda olabilirler.
  • 4:40 - 4:42
    Aslında, günümüzde biyolümünesansla
  • 4:42 - 4:44
    ilgilenen insanların pekçoğu
  • 4:44 - 4:46
    bu maddelerin kimyasal yapısına eğilmiş durumda,
  • 4:46 - 4:48
    çünkü bu maddeler antibakteriyel madde geliştirmeden
  • 4:48 - 4:51
    tutun da kanser ilaçları geliştirmeye,
  • 4:51 - 4:53
    hatta Mars'ta yaşam olup olmadığını
  • 4:53 - 4:55
    test etmeye, bizim ORCA'da kullandığımız
  • 4:55 - 4:57
    gibi sularımızdaki kirli maddelerin tesbitine
  • 4:57 - 4:59
    kadar pekçok yerde kullanılıyor.
  • 4:59 - 5:01
    2008 yılında
  • 5:01 - 5:03
    Nobel Kimya ödülü
  • 5:03 - 5:05
    bir tür denizanasının
  • 5:05 - 5:07
    biyolüminesans kimyasal tepkimelerinden
  • 5:07 - 5:10
    izole edilmiş yeşil florasan bir molekülün
  • 5:10 - 5:12
    icadına verildi.
  • 5:12 - 5:14
    Bu buluş mikroskobun icadı kadar önemli sayılıyor,
  • 5:14 - 5:17
    hücre biyolojisi ve genetik mühendisliğe etkisi
  • 5:17 - 5:20
    onun kadar önemli olacak.
  • 5:20 - 5:22
    Bu moleküllerin bize söylediği bir başka şey daha var,
  • 5:22 - 5:25
    görünen o ki, biyolüminesans evrim süreci
  • 5:25 - 5:28
    boyunca en az 40 defa, hatta belki de 50 defa ayr ayrı
  • 5:28 - 5:30
    evrimleşmiş bir özellik.
  • 5:30 - 5:32
    Bu da hayatta kalmak için ne kadar önemli
  • 5:32 - 5:35
    bir özellik olduğunu çok net olarak
  • 5:35 - 5:37
    gösteriyor.
  • 5:37 - 5:39
    Peki, pekçok hayvan için biyolümünesans
  • 5:39 - 5:41
    neden bu kadar önemli?
  • 5:41 - 5:44
    Kendilerini avlamaya gelen canlılardan saklanmak için
  • 5:44 - 5:47
    karanlıklara gizlenen hayvanlar için
  • 5:47 - 5:49
    ışık en temel üç faaliyeti sürdürme
  • 5:49 - 5:52
    konusunda çok faydalı olabilir.
  • 5:52 - 5:54
    Bunlar, besin bulmak,
  • 5:54 - 5:56
    çiftleşek bir eşi cezbetmek ve yem olmaktan kurtulmak.
  • 5:56 - 5:58
    Bakın, örneğin bu balığın
  • 5:58 - 6:00
    gözünün arkasında bir nevi far var,
  • 6:00 - 6:02
    yemek bulmaya da yarar,
  • 6:02 - 6:04
    karşı cinsi cezbetmeye de.
  • 6:04 - 6:07
    Bu farı kullanmadığı zaman, aynı Lamborgini arabanızın farları gibi
  • 6:07 - 6:09
    bu ışıklı organları rula yapıp ortadan kaldırabilir.
  • 6:10 - 6:13
    Bu balığın aslında uzun farları var.
  • 6:13 - 6:15
    Bu balık ise, ki benim favorilerimden biri,
  • 6:15 - 6:18
    kafasının iki yanında üçer tane farı var.
  • 6:18 - 6:20
    Bundaki ışıklar mavi.
  • 6:20 - 6:22
    genelde okyanustaki biyolüminesans bu renktir,
  • 6:22 - 6:24
    çünkü evrim, iletişimi en etkin hale getirmek için
  • 6:24 - 6:26
    deniz suyunda en uzağa yayılabilen
  • 6:26 - 6:28
    rengi seçmiş.
  • 6:28 - 6:30
    Bu nedenle çoğu canlı mavi ışık saçar,
  • 6:30 - 6:33
    ve şoğu canlı da sadece mavi ışığı görebilir.
  • 6:33 - 6:35
    Ama bu balık gerçekten de hayret verici bir istisna
  • 6:35 - 6:38
    çünkü bakın iki tane kırmızı ışık organı var.
  • 6:38 - 6:40
    Neden iki tane olduğu hakkında hiç bir fikrim yok,
  • 6:40 - 6:42
    günün birinde cevabını bulmak istediğim bir soru bu.
  • 6:42 - 6:45
    Böylece sadece mavi ışığı değil,
  • 6:45 - 6:47
    kırmızı ışığı da görebiliyor.
  • 6:47 - 6:50
    Kırmızı ışık saçan organını gece görüş dürbünü kullanan
  • 6:50 - 6:52
    bir nişancı gibi kırmızı ışığa kör olan
  • 6:52 - 6:54
    canlılara gizlice yanaşmak için kullanıyor,
  • 6:54 - 6:56
    görülmeden onları görebiliyor.
  • 6:56 - 6:58
    Çenesinin şurasında ufak bir sakalı var,
  • 6:58 - 7:00
    ucunda mavi renkli ışıklı bir yem var
  • 7:00 - 7:03
    uzak mesafelerden bile avlarının ilgisini çekebiliyor.
  • 7:03 - 7:06
    Çoğu canlı biyolüm,nesans özelliğini yem olarak kullanır.
  • 7:07 - 7:09
    Bu favori balıklarımdan bir başkası.
  • 7:09 - 7:11
    Bu bir viperfish (engerek balığı), bol dişli
  • 7:11 - 7:13
    çenesinin üzerinde, uzun bir oltanın ucunda bir yem var
  • 7:13 - 7:15
    kocaman dişlerle dolu çenenin hemen önünde sallanıyor,
  • 7:15 - 7:18
    Balığa ismini veren bu dişler,
  • 7:18 - 7:20
    o kadar uzunlar ki
  • 7:20 - 7:22
    eğer normal şekilde ağzının içine kapansalardı
  • 7:22 - 7:25
    kendi beynini delerdi.
  • 7:25 - 7:27
    Bu nedenle ağzın dışındaki oluklarda kayarak
  • 7:27 - 7:29
    kafanın dışında kapanıyor.
  • 7:29 - 7:31
    Bu gördüğünüz yılbaşı ağacının balık versiyonu.
  • 7:31 - 7:33
    üzerindeki herşey ışıldıyor.
  • 7:33 - 7:35
    Sadece yemi değil,
  • 7:35 - 7:37
    farları var,
  • 7:37 - 7:39
    göbeğinde mücevher gibi duran iki ışık organı daha var
  • 7:39 - 7:42
    ve bunu kendi gögesini aydınlatarak
  • 7:42 - 7:45
    kamuflaj amaçlı kullanıyor.
  • 7:45 - 7:48
    yani ortalıkta yüzerken aşağıdan bir avcı yukarı bakarsa
  • 7:48 - 7:50
    kendisini görünmez hale getirebiliyor.
  • 7:50 - 7:52
    Ağzında ışık organları var,
  • 7:52 - 7:54
    her bir pulunda, yüzgeçlerinde, sırtındaki
  • 7:54 - 7:56
    sümüksü tabakada ve göbeğinde ışık organları var,
  • 7:56 - 7:58
    her birini farklı şekilde kullanıyor.
  • 7:58 - 8:00
    bazılarının ne işe yaradığını biliyoruz, bazılarının bilmiyoruz.
  • 8:00 - 8:03
    Pixar sayesinde artık biyolümünesans hakkında biraz daha bilgi sahibiyiz,
  • 8:03 - 8:05
    en sevdiğim konuyu daha fazla insanla
  • 8:05 - 8:07
    paylaştığı için Pixar'a minnetarım.
  • 8:07 - 8:09
    Ama gene de, bütçelerinden
  • 8:09 - 8:12
    biraz daha fazla para ayırıp, parasız ve aç bir doktora
  • 8:12 - 8:15
    öğrencisine danışmanlık ücreti verselerdi, o öğrenci onlara
  • 8:15 - 8:17
    bu gözlerin aslında formalin içinde saklanan
  • 8:17 - 8:20
    ölü bir balığın gözleri olduğunu söyleyebilirdi.
  • 8:20 - 8:22
    Bu gördükleriniz canlı bir fener balığının gözleri.
  • 8:22 - 8:24
    Bakın, adeta bir kapan gibi olan
  • 8:24 - 8:26
    sipsivri dişlerin önünde sallanan
  • 8:26 - 8:28
    yalancı bir yeme sahip,
  • 8:28 - 8:31
    bununla hiç bir şeyden habersiz balıkları yakalıyor.
  • 8:31 - 8:33
    Bu gördüğünüzün yeminde
  • 8:33 - 8:36
    acaip bir sürü iplikçikler var.
  • 8:36 - 8:39
    En başta yemin şeklinin farklı olmasının
  • 8:39 - 8:41
    farklı balıkları avlamaya yaradığını sanıyorduk,
  • 8:41 - 8:44
    ama sonra bilim adamlar, ya da daha doğrusu onların
  • 8:44 - 8:47
    doktora öğrencileri bu balıkların mide içeriklerini incelediler,
  • 8:47 - 8:49
    ve gördüler ki
  • 8:49 - 8:51
    hemen hemen aynı şeyleri yiyorlar.
  • 8:51 - 8:53
    Bu nedenle fener balıkları dünyasında, farklı yem şekillerinin
  • 8:53 - 8:55
    aslında erkeklerin dişileri tanımasına yaradığına
  • 8:55 - 8:57
    inanıyoruz artık.
  • 8:57 - 8:59
    Bu erkeklerin çoğunluğu
  • 8:59 - 9:01
    cüce erkekler diye bilinirler.
  • 9:01 - 9:03
    Bu ufaklık
  • 9:03 - 9:06
    kendi başının çaresine bakacak özelliklere sahip değil.
  • 9:06 - 9:08
    Yemek yakalamak için yemi yok,
  • 9:08 - 9:10
    yakalasa bile yiyecek dişleri yok.
  • 9:10 - 9:13
    Bu dünyada var olabilmesinin tek yolu
  • 9:13 - 9:15
    jıgolo olmak.
  • 9:15 - 9:17
    Kendine bir fıstık bulması
  • 9:17 - 9:20
    ve ona ömür boyu yapışması lazım.
  • 9:20 - 9:22
    Bu nedenle bu ufalık,
  • 9:22 - 9:24
    kendine bir fıstık bulmuş,
  • 9:24 - 9:26
    ama fark ettiğiniz gibi, yeterince sağduyu sahibi ki,
  • 9:26 - 9:29
    dişisinin suratını göremeyeceğ bir yere tuturmayı da akıl etmiş.
  • 9:29 - 9:31
    (Kahkahalar)
  • 9:31 - 9:33
    Ama iyi bir kısmet bulunca kaçırmamayı da biliyor ki,
  • 9:33 - 9:36
    bu beraberliği sonsuz bir öpücükle damgalamış
  • 9:36 - 9:38
    Eti, dişisinin eti ile kaynaşıyor,
  • 9:38 - 9:40
    dişinin kan dolaşımı erkeğin vücuduna geçiyor,
  • 9:40 - 9:43
    zamanla, bir sperm kesesinden farksız hale geliyor.
  • 9:43 - 9:45
    (Gülüşmeler)
  • 9:45 - 9:47
    Bu, kadınlar özgürlük hareketinin derin deniz versiyonu.
  • 9:47 - 9:49
    Dişi, erkeğinin nerede olduğunu her zaman biliyor,
  • 9:49 - 9:51
    tek eşli olmak zorunda da değil,
  • 9:51 - 9:53
    çünkü bu dişilerin bazıları
  • 9:53 - 9:55
    bedenlerine asılmış birden fazla erkekle de dolanırlar.
  • 9:55 - 9:58
    Demek ki, bunları yemek bulmak, erkekleri cezbetmek
  • 9:58 - 10:01
    kendini savunmak ve farklı başka şekiller için kullanabiliyorlar.
  • 10:01 - 10:04
    Çoğu lüsiferin ve lüsiferazlarını suya bırakır,
  • 10:04 - 10:06
    aynı bir mürekkep balığı ya da ahtapotun mürekkep fışkırtması gibi.
  • 10:06 - 10:08
    Bu karides aslında
  • 10:08 - 10:10
    ağzından ışık saçıyor
  • 10:10 - 10:12
    alev püsküren bir ejderha gibi aynı.
  • 10:12 - 10:14
    Bunu, fenerbalığını kör etmek ya da dikkatini dağıtmak
  • 10:14 - 10:16
    için kullanıyor, böylece karanlıklara kaçıp saklanabiliyor.
  • 10:16 - 10:19
    Bunu yapabilen çok farklı canlılar mevcut.
  • 10:19 - 10:21
    Denizanası, mürekkep balığı
  • 10:21 - 10:23
    ve farklı kabukluklar.
  • 10:23 - 10:25
    Bazı balıklar bile yapabiliyor bunu.
  • 10:25 - 10:28
    Bu balığın adı "ışıklı omuz"
  • 10:28 - 10:30
    çünkü gerçekten de sırtında ışık püskürtebilen
  • 10:30 - 10:32
    bir tüp var.
  • 10:32 - 10:34
    Bunlar bir tanesini yakalama şansım oldu,
  • 10:34 - 10:36
    "Mavi Gezegen" serisi, bu serinin derin deniz ile
  • 10:36 - 10:39
    ilgili kısımları için Afrika'nın kuzeybatı sahiline
  • 10:39 - 10:41
    gitmiştik. Özel bir keşif gezisindeydik.
  • 10:41 - 10:43
    Bu hayvanları su yüzeyine canlı olarak
  • 10:43 - 10:45
    çıkarabilmek için özel bir trol ağı kullanıyorduk.
  • 10:45 - 10:48
    Böylece bu balıklardan birini yakaldık ve laboratuvara getirdik.
  • 10:48 - 10:50
    Burada balığı tutuyorum,
  • 10:50 - 10:52
    şimdi de sırtındaki tüpe dokunuyorum,
  • 10:52 - 10:55
    dokunur dokunmaz biyolüminesans maddenin fışkırdığını göreceksiniz.
  • 10:56 - 10:58
    Ama benim için esas şaşırtıcı olan
  • 10:58 - 11:00
    çıkan ışığın miktarı değil,
  • 11:00 - 11:02
    ışığın sadece lüsiferin ve lüsiferaz karışımından ibaret olmaması.
  • 11:02 - 11:04
    Bu balık için, bu ışık aslında bütün haldeki
  • 11:04 - 11:06
    hücrelerden oluşuyor, çekirdekleri ve zarları da dahil.
  • 11:06 - 11:08
    Enerji açısından, bunu iretmek balık için çok maliyetli.
  • 11:08 - 11:11
    neden yaptığı konusunda ise hiç bir fikrimiz yok.
  • 11:11 - 11:14
    Bu, çözülmesi gereken büyük gizemlerden biri.
  • 11:16 - 11:18
    Şimdi bir başka savunma şekline bakalım
  • 11:18 - 11:20
    buna hırsız alarmı diyoruz.
  • 11:20 - 11:22
    Arabanıza alarm taktırmanızla aynı şey.
  • 11:22 - 11:24
    Çalan korna ve yanıp sönen ışıklar
  • 11:24 - 11:26
    aslında polisin dikkatini çekmek ve şanslıysanız
  • 11:26 - 11:28
    hırsızı kaçırmak için.
  • 11:28 - 11:30
    Bir avcının pençesine düşen bir hayvan için ise
  • 11:30 - 11:32
    bazen tek kaçış yolu
  • 11:32 - 11:34
    daha büyük ve korkunç bir canlının dikkatini çekmek,
  • 11:34 - 11:36
    böylece gelen yeni canlı onlara saldırana
  • 11:36 - 11:39
    musallat olacağından kaçma fırsatı bulabiliyorlar.
  • 11:39 - 11:41
    Örneğin bu denizanası,
  • 11:41 - 11:43
    müthiş bir biyolümüninesans gösteri sergiliyor.
  • 11:43 - 11:45
    Biz de onu denizaltıyla takip ediyoruz.
  • 11:45 - 11:48
    Bu biyolümünesans değil, salgı bezlerinden yansıyan ışık sadece
  • 11:48 - 11:51
    Onu denizaltının ön kısmındaki özel bir aletle yakaladık,
  • 11:51 - 11:54
    ki bu cihaz hiç zarar vermeden denizanasını gemideki
  • 11:54 - 11:56
    laboratuvara getirmemizi sağlıyor.
  • 11:56 - 11:58
    Birazdan izleyeceğiniz gösteriyi ortaya çıkarmak için
  • 11:58 - 12:00
    onun sinir halkasına bir balığın
  • 12:00 - 12:02
    keskin dişlerini andıran sivri bir cisimle
  • 12:02 - 12:04
    bir defalığına dokunmam yetti.
  • 12:04 - 12:07
    Gösteri bir defa başladıktan sonra ona bir daha dokunmadım.
  • 12:07 - 12:10
    Bu inanılmaz bir ışık gösterisi.
  • 12:10 - 12:12
    Işıktan oluşmuş bir fırıldak gibi.
  • 12:12 - 12:14
    Hesaplamalarımıza göre, bu ışık gösterisi
  • 12:14 - 12:17
    avcı türeler tarafından 90 metre uzaktan bile seçilebiliyor.
  • 12:17 - 12:19
    Ve şunu düşündüm,
  • 12:19 - 12:21
    bu ışık epey iyi bir tuzak olabilir.
  • 12:21 - 12:24
    Çünkü beni, bir derin deniz araştırmacısı olarak
  • 12:24 - 12:26
    Çünkü
  • 12:26 - 12:29
    okyanusu araştırma şeklimiz nedeniyle hala okyanusta hakkında hiçbir şey
  • 12:29 - 12:32
    bilmediğimiz pek çok canlı olması.
  • 12:32 - 12:35
    Okyanuslar hakkında bilgi edinme yöntemlerimizin başında
  • 12:35 - 12:38
    gemilerle denize açılıp ağ atmak geliyor.
  • 12:38 - 12:40
    Lütfen bana söyleyin, başka hangi bilim dalı
  • 12:40 - 12:43
    hala yüzlerce yıllık bir teknolojiye bel bağlamış durumda?
  • 12:43 - 12:45
    Başvurduğumuz bir diğer yöntem ise
  • 12:45 - 12:47
    denizaltı veya uzaktan kumandalı cihazlarla su altına inmek.
  • 12:47 - 12:50
    Denizaltıların içince yüzlerce dalış yaptım
  • 12:50 - 12:52
    Ama denizaltının içinde otururken şunu biliyorum ki
  • 12:52 - 12:55
    çevreye epey sıkıntı veriyorum.
  • 12:55 - 12:57
    Parlak ışıkların ve gürültülü motorlarım var,
  • 12:57 - 13:00
    birazcık aklı olan her canlı çoktan kaçmış olur.
  • 13:00 - 13:03
    Bu nedenle epey bir zamandır
  • 13:03 - 13:05
    farklı bir araştırma yolu bulmaya çalışıyordum.
  • 13:05 - 13:08
    Böylece bir süre önce, bir kamera sistemi ile ilgili bir fikir belirdi aklımda.
  • 13:08 - 13:11
    O kadar zor ve anlaşılmaz bir şey değil. Biz buna Denizdeki-Göz adını verdik.
  • 13:11 - 13:13
    Aslında bilimadamları bunu yıllardır karada yapıyorlar,
  • 13:13 - 13:16
    Hayvanların göremediği bir ışık kullanıyor ve
  • 13:16 - 13:18
    o ışığa duyarlı bir kamera ile de görüntüleri kaydediyoruz.
  • 13:18 - 13:20
    Denizde kızılötesi kullanamazsınız.
  • 13:20 - 13:22
    Bazen uzak-kızıl kullanıyoruz, ama o bile sorun oluyor
  • 13:22 - 13:24
    çünkü çok hızlı soğruluyor.
  • 13:24 - 13:26
    Biz de gelişmiş bir kamera yaptık,
  • 13:26 - 13:28
    bir nevi elektronik denizanası yapmak istedik.
  • 13:28 - 13:31
    Sorun şu ki, bilim için
  • 13:31 - 13:34
    ödenek bulabilmek için, size para verecek mercilere ne keşfedeceğinizi
  • 13:34 - 13:36
    önceden söylemeniz lazım.
  • 13:36 - 13:38
    Ben ne keşfedeceğimi bilmiyordum ki,
  • 13:38 - 13:40
    bu nedenle bu proje için ödenek bulamadım.
  • 13:40 - 13:43
    Ben de bir sürü yerden ufak katıkıları birleştirdim, başlangıçta lisan öğrencileri
  • 13:43 - 13:46
    için proje olmak üzere Harvey Mudd Mühendislik Kliniğiinde destek aldım
  • 13:46 - 13:49
    daha sonra bir sürü başka kaynaktan topladığım paraları birleştirdim.
  • 13:49 - 13:51
    Monterey Körfezi Akvaryumu ve Araştırma Enstitüsü
  • 13:51 - 13:54
    bana istediğim zamanı ve uzaktan kumandalı aracı sağladı.
  • 13:54 - 13:56
    Böylece elektronik denizlatımızı çalıştırırken
  • 13:56 - 13:59
    hangi kırmızı ışık tonlarını kullanarak denizaltı canlıları bizi görmeden,
  • 13:59 - 14:02
    bizim onları görebileceğimizi deneyerek
  • 14:02 - 14:05
    bulmaya çalıştık.
  • 14:05 - 14:08
    Bunun ne kadar düşük bitçeli bir proje olduğunu şuradan anlayabilirsiniz
  • 14:08 - 14:11
    16 adet LED lambasını bu epoksi kalıbın içine gömdüm-
  • 14:11 - 14:13
    kullandığımız epoksi kalıba bakarsanız tabanında
  • 14:13 - 14:16
    hala Ziploc yazısının olduğunu göreceksiniz.
  • 14:16 - 14:19
    Söylememe gerek bile yok, biliyorsunuz ki
  • 14:19 - 14:22
    böyle parça parça bir araya gelen bir çalışmada epey uğraşmamız gerekti.
  • 14:22 - 14:24
    Ama bir an geldi ki, bir araya koyduğumuz herşey
  • 14:24 - 14:26
    düzgün bir şekilde çalışmaya başladı,
  • 14:26 - 14:28
    ve fotoğrafçı Mark Richards bu eşsiz anı
  • 14:28 - 14:30
    görüntülemeyi başardı,
  • 14:30 - 14:32
    çünkü her parçanın bir araya gelip
  • 14:32 - 14:35
    düzgün çalıştığı o anda yanımızdaydı.
  • 14:35 - 14:37
    Soldaki benim,
  • 14:37 - 14:39
    sağdaki doktora öğrencim Erica Raymond,
  • 14:39 - 14:42
    ortadaki de proje mühendisi Lee Fry.
  • 14:42 - 14:45
    Bu fotoğrafı laboratuvardaki şeref köşesine astık
  • 14:45 - 14:48
    altına da "Mühendis, iki kadını aynı anda mutlu ediyor." yazdık.
  • 14:49 - 14:51
    Gerçekten de çok ama çok mutluyduk.
  • 14:51 - 14:53
    Şimdi elimizde,
  • 14:53 - 14:55
    devasa yaratıkların cirit attığı yerlere,
  • 14:55 - 14:57
    okyanus dibine gerçekten de indirebileceğimiz
  • 14:57 - 15:00
    bir sistem vardı artık.
  • 15:01 - 15:03
    Biz de cihazımızı Meksika Körfezinin
  • 15:03 - 15:05
    kuzay kısmında bulunan -Tuzlu Su Gölü-
  • 15:05 - 15:07
    adı verilen yere götürdük.
  • 15:07 - 15:09
    Gerçekten de büyülü bir yer.
  • 15:09 - 15:11
    Bu çekimin size çok birşey ifade etmeyeceğini biliyorum --
  • 15:11 - 15:13
    çünkü o sırada elimizdeki kamera çok iyi değildi
  • 15:13 - 15:15
    ama ben mest olmuştum.
  • 15:15 - 15:17
    Burada tuzlu su gölünün hemen dibindeyiz
  • 15:17 - 15:20
    kameraya doğru yüzen bir balık görüyorsunuz.
  • 15:20 - 15:22
    Bizim varlığımızın onu rahatsız etmediği ortada.
  • 15:22 - 15:25
    İlk defa derin denize açılan bir pencereden
  • 15:25 - 15:28
    oradaki yaratıkların neler yaptığını, onları bir şekilde
  • 15:28 - 15:31
    rahatsız etmeden izleme şansına sahip oluyordum.
  • 15:32 - 15:34
    Elektronik denizanasını, sistemi kurduktan
  • 15:34 - 15:36
    dört saat sonra devreye girecek şekilde
  • 15:36 - 15:38
    programladık.
  • 15:38 - 15:40
    Fırıldak görüntüsü
  • 15:40 - 15:42
    devreye girdikten 86 saniye sonra
  • 15:42 - 15:44
    bunu kaydettik.
  • 15:45 - 15:47
    Bu 2 metreye yakın bşir mürekkep balığı,
  • 15:47 - 15:49
    o kadar yeni bir tür ki
  • 15:49 - 15:52
    bilimsel olarak soyağacında bir yere yerleştirilemedi.
  • 15:53 - 15:56
    Daha iyi bir ispat yöntemi isteyemezdim.
  • 15:56 - 15:58
    Bunun üzerine Ulusal Bilim Vakfına tekrar gittim ve
  • 15:58 - 16:01
    dedim ki "Keşfedeceğimiz şey bu işte."
  • 16:01 - 16:03
    onlar da bana bunu düzgün yapmam için yeterli parayı verdiler,
  • 16:03 - 16:06
    bununla dünyanın ilk derin deniz web-kamerasını geliştirdik
  • 16:06 - 16:08
    ve geçen yıl Monterey Kanyonuna
  • 16:08 - 16:10
    yerleştirdik, bir yıldır orada.
  • 16:10 - 16:12
    Şimdi, daha yakın zamanda ise
  • 16:12 - 16:14
    bu sistemin modüler ve
  • 16:14 - 16:16
    çok daha hareketli bir versiyonunu geliştirdik,
  • 16:16 - 16:18
    yerleştirmesi ve toplaması çok daha kolay,
  • 16:18 - 16:21
    Umarım bu cihazı Sylvia'nın umut noktalarında,
  • 16:21 - 16:23
    bu bölgeleri korumak ve
  • 16:23 - 16:25
    onlar hakkında daha çok şey
  • 16:25 - 16:27
    öğrenebilmek için, bu sıcak bögelerdeki
  • 16:27 - 16:30
    biyolüminesans aktiviteyi izlemek için kullanabileceğiz.
  • 16:30 - 16:33
    Bu konuşmadan çıkaracağınız ama mesaj şu olmalı,
  • 16:33 - 16:36
    okyanuslarda hala keşfedilecek çok çey var,
  • 16:36 - 16:38
    ve Sylvia'nın dediği gibi
  • 16:38 - 16:41
    daha okyanusların içindekileri öğrenmeden onları yok ediyoruz,
  • 16:41 - 16:43
    bu konuda çok haklı.
  • 16:43 - 16:45
    Bu nedenle, olur da da eğer
  • 16:45 - 16:47
    bir denizlatı ile damla şansını yakalarsanız
  • 16:47 - 16:50
    kesinlikle kabul edin,
  • 16:50 - 16:52
    ve ışıkları kapamayı unutmayın.
  • 16:52 - 16:54
    Size söz veriyorum, buna bayılacaksınız.
  • 16:54 - 16:56
    Teşekkürler.
  • 16:56 - 16:58
    (Alkışlar)
Title:
Edith Widder: Sualtındaki ışıltılı yaşam
Speaker:
Edith Widder
Description:

Deniz canlılarının yüzde 80 ile doksanı ışık üretir -- neden veya nasıl bunu yaptıklarını bilmiyoruz. Biyolüminesans uzmanı Edith Wider, bu ışıldayan parıltılı dünyayı araştırıyor ve okyanusun görülmeyen derinliklerinden ve ışıltılarından gelen muhteşem görüntüleri paylaşıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:59
Isil Arican added a translation

Turkish subtitles

Revisions