Return to Video

Yalnızca bir hikâye | Daniel Sloss | TEDxEaling

  • 0:13 - 0:15
    Tünaydın, her şey yolunda mı?
  • 0:15 - 0:16
    (İzleyiciler) Evet!
  • 0:16 - 0:17
    Güzel.
  • 0:17 - 0:20
    Yaşamımızın farklı yerlerinde hepimiz
    birer hikâye anlatıcısıyız.
  • 0:20 - 0:23
    Hepimiz farklı şekillerde
    ve farklı kurgularda hikâyeler anlattık.
  • 0:23 - 0:27
    İster umutsuz bir çabayla bir çocuğa
    onu uyutmak için masal anlatan bir ebeveyn
  • 0:27 - 0:29
    ister daha az mahcup görünmek için
  • 0:29 - 0:32
    bir arkadaşınıza başka bir arkadaşınızın
  • 0:32 - 0:34
    hafta sonunda sarhoş olduğundaki
  • 0:34 - 0:36
    soytarılıklarını anlatan bir dost olun.
  • 0:36 - 0:39
    Ya da bir partide köşedeki kızıl saçlıyı
  • 0:39 - 0:41
    etkilemek için bir hikâye anlatıyor
  • 0:41 - 0:45
    ve ne kadar hazırcevap olduğunuzu,
    başka biriyle yaşadığınız
  • 0:45 - 0:48
    sözlü atışmayı içeren
    bir öykü canlandırıyor olun.
  • 0:48 - 0:50
    Ama gerçekte o kadar da komik
    ve hazırcevap değildiniz,
  • 0:50 - 0:52
    sadece o cevapları
    eve dönerken düşündünüz,
  • 0:52 - 0:54
    yine de onun bunu bilmesi gerekmiyor.
  • 0:54 - 0:57
    Üçüncü martinisini içiyor,
    oradan ayrılmaya hazır.
  • 0:57 - 0:59
    Hepimiz farklı şekilde
    hikâyeler anlatıyoruz.
  • 0:59 - 1:02
    Babam bir hikâye anlatırken
    hemen sadede gelir.
  • 1:02 - 1:04
    Asıl olayı anlatır, süsleme yapmaz.
  • 1:04 - 1:06
    Bunlar, bunlar ve sonra bunlar oldu,
  • 1:06 - 1:07
    bu yüzden de bu oldu.
  • 1:07 - 1:08
    Hikâyeden çıkan sonuç:
  • 1:08 - 1:11
    Annenle tekila içme
    yoksa ortaya sen çıkarsın.
  • 1:11 - 1:13
    (Gülüşmeler)
  • 1:13 - 1:18
    Annem hikâye anlatırken
    tüm ayrıntıları belirtmeye bayılır,
  • 1:18 - 1:20
    bağlantılı tüm hikâyeler,
    tüm karakter biyografileri,
  • 1:20 - 1:24
    sonunda çıkansa, Başlangıç filminin
    dokuz saatlik hâli gibi olur.
  • 1:24 - 1:25
    Neler olduğunu kestiremezsin,
  • 1:25 - 1:29
    belli ki annenin birlikte çalıştığı
    birinin biraz pislik olduğunu anlarsın.
  • 1:29 - 1:31
    (Gülüşmeler)
  • 1:31 - 1:33
    Büyükanne veya büyükbabamsa
  • 1:33 - 1:36
    yaşlıların anlattığı biçimde
    hikâye anlatırlar.
  • 1:36 - 1:38
    Çok alçakgönüllüler,
    övünmeyi sevmezler.
  • 1:38 - 1:40
    Hep şöyledir:
    "Sonra tüm o yetimleri kurtardığım için
  • 1:40 - 1:42
    Winston Churchill'den
  • 1:42 - 1:45
    madalyamı aldım ama benden
    yeterince bahsettik, okul nasıl?"
  • 1:45 - 1:47
    Çocuklarsa tam tersidir.
  • 1:47 - 1:50
    Erkek kardeşim hikâye anlattığında
    tüm çocukların yaptığı
  • 1:50 - 1:52
    şeyi yapıyor, o kadar istekli
    ve heyecanlılar ki
  • 1:52 - 1:56
    asla oluşturdukları beklentiyi
    karşılamayacak bir hikâye vaat ediyorlar.
  • 1:56 - 1:59
    "Sonra ne oldu?"
    "Sonra dışarı çıktık."
  • 1:59 - 2:01
    "Sonra ne oldu?"
    "Sonra Matthew geldi."
  • 2:01 - 2:03
    "Sonra ne oldu?"
    "Sonra da osurdu."
  • 2:03 - 2:03
    "Harika."
  • 2:03 - 2:05
    Kardeşimin anlattığı hikâyelerin %90'ı
  • 2:05 - 2:08
    daima sevimsiz bir bedensel işlevle biter.
  • 2:08 - 2:11
    Basında bile herkes
    bir hikâye anlatıcısıdır:
  • 2:11 - 2:14
    televizyon, gazeteler, gazete ekleri,
    podcast yayınları, müzik, sanatçılar.
  • 2:14 - 2:16
    Her şey hikâye anlatmanın
    farklı bir biçimidir.
  • 2:16 - 2:18
    Ben de farklı biçimde hikâye anlatıyorum.
  • 2:18 - 2:19
    Bir komedyenim.
  • 2:19 - 2:23
    Tüm o zaman içinde, seyircilerin
    gittikçe azalan dikkat sürelerini
  • 2:23 - 2:27
    kendime odaklamak için
    vurucu, muzip hikâyeler anlatıyorum.
  • 2:27 - 2:30
    Gerçek hikâyeler de
    abartılı hikâyeler de anlatıyorum.
  • 2:30 - 2:33
    Tamamen uydurulmuş hikâyeler anlatıyorum.
    Bütünüyle yalan olan.
  • 2:33 - 2:36
    Arkadaşlarımla oturup
    bir şeyler içerken içlerinden
  • 2:36 - 2:38
    birinin şöyle bir şey demesi gibi:
  • 2:38 - 2:40
    "Böyle olsaydı çok komik olmaz mıydı?"
  • 2:40 - 2:42
    Ben de şöyle düşünüyorum:
  • 2:42 - 2:43
    "Komik olurdu, evet."
  • 2:43 - 2:47
    Sonra hiç utanmadan
    onu iPhone'uma not ediyorum.
  • 2:47 - 2:51
    Eve götürüp yazıya döküyorum. Kendimi
    bir şekilde o hikâyeye dahil ediyorum
  • 2:51 - 2:52
    ve kahramanı ben oluyorum,
  • 2:52 - 2:54
    sonra kendimi onlara sevdirmek için
  • 2:54 - 2:55
    umutsuzca bir çabayla yabancılarla
  • 2:55 - 2:58
    dolu bir salonun önünde sahneye çıkıyorum.
  • 2:58 - 2:58
    (Gülüşmeler)
  • 2:58 - 3:00
    Çünkü komedyen budur.
  • 3:00 - 3:02
    Umutsuz hikâye anlatıcılarıyız.
  • 3:02 - 3:05
    Tek yaptığımız hiç tanışmadığımız
    insanlarla dolu bir salonun
  • 3:05 - 3:07
    karşısına çıkıp
    bizi sevmelerini rica etmek.
  • 3:07 - 3:10
    Eğer bir ara bu konuşmayı yapmayı
    neden kabul ettiğimi merak ederseniz,
  • 3:11 - 3:12
    işte bu yüzden.
  • 3:12 - 3:13
    (Gülüşmeler)
  • 3:13 - 3:15
    Ayrıca annem
  • 3:15 - 3:17
    eğer bir TED konuşması yapma
    fırsatını geri çevirirsem
  • 3:17 - 3:19
    beni evlatlık vereceğini söyledi.
  • 3:20 - 3:22
    22 yaşındayım,
    bunu nasıl yapacak bilmiyorum
  • 3:22 - 3:25
    ama içtiği sırada
    onunla tartışmamak en iyisi.
  • 3:26 - 3:26
    Gördünüz mü?
  • 3:26 - 3:29
    Bu harika bir örnekti.
    Bunu tamamen uydurdum,
  • 3:29 - 3:32
    sırf yarınız "Hah" desin diye.
  • 3:32 - 3:34
    (Gülüşmeler)
  • 3:34 - 3:38
    Sadece aranızdan 50 kişi
    "Çok iyiymiş." desin diye
  • 3:38 - 3:40
    annemin duygusal sorunları olan,
    beni bir insan olarak
  • 3:40 - 3:43
    reddeden bir alkolik olmasıyla ilgili
  • 3:43 - 3:46
    bir hikâye uydurmak istedim.
  • 3:46 - 3:48
    (Gülüşmeler)
  • 3:48 - 3:51
    "Umutsuz bir hikâye anlatıcısı"
    ile bunu kastediyorum.
  • 3:51 - 3:54
    Mesele şu ki,
    biz sadece hikâye anlatıcısıyız,
  • 3:54 - 3:56
    başımız hikâyelerimiz yüzünden
    derde girse bile.
  • 3:56 - 3:59
    Gazetede her birkaç haftada bir
  • 3:59 - 4:01
    seyircilerden birini gücendiren
    berbat veya kırıcı
  • 4:01 - 4:04
    bir söz eden bir komedyenle
    ilgili bir şey var,
  • 4:04 - 4:06
    bu arada, o seyirci
    onda dokuz olasılıkla aptalın teki.
  • 4:07 - 4:09
    Sonra da bununla ilgili haberlerde
    ve her yerde konuşurlar.
  • 4:09 - 4:13
    Espriyi değerlendirmesi için
    bilim insanları ve doktorları çağırır,
  • 4:13 - 4:17
    sarsılan izleyici ile röportaj yaparlar,
    sonra da hepsi oturup ayrıntılı olarak
  • 4:17 - 4:20
    gösterideki bir saatlik bölüm içinde
  • 4:20 - 4:22
    bir dakika alan o şakayı tartışırlar.
  • 4:22 - 4:23
    Bir de sabırla oturup
  • 4:23 - 4:27
    yetkililerin gücenip gücenmediğimizi
    söylemesini bekleriz.
  • 4:27 - 4:29
    Bunun sonunda da
    gücendiğimize karar verirler.
  • 4:29 - 4:32
    Belki de komedyenler sahnede
    tecavüz, cinayet
  • 4:32 - 4:34
    ve bu tür şeyler hakkında konuşmamalı,
  • 4:34 - 4:36
    ev içinde izlenmemeli,
  • 4:36 - 4:38
    böylece biz de kendimizi iyi hissederiz.
  • 4:38 - 4:40
    Sonra da cinayet, cinsel aşırılık,
  • 4:40 - 4:44
    madde bağımlılığı, belli bir ırkın
    işlediği suç sahnelerinin olduğu
  • 4:44 - 4:48
    Eastenders ya da True Blood'ı açar
    ve "Harika bu!" deriz.
  • 4:48 - 4:50
    Bu neden farklı ki?
  • 4:50 - 4:53
    Nasıl oluyor da bir komedyen
    bir şeyi espri olarak söylediğinde
  • 4:53 - 4:54
    bu kırıcı olabiliyor?
  • 4:54 - 4:57
    Ama bu önünüzde canlandırıldığında
  • 4:57 - 4:59
    ilgi çekici ve şaşırtıcı oluyor.
  • 5:00 - 5:03
    Oyuncular asla filmlerdeki rolleri
    yüzünden yerilmez veya eleştirilmez.
  • 5:04 - 5:06
    Kimse "Soysuzlar Çetesi"ni
    izleyip şöyle demedi:
  • 5:06 - 5:09
    "Christopher Waltz'ın tüm o Yahudileri
    öldürdüğüne inanamıyorum.
  • 5:09 - 5:10
    Ne korkunç bir adam!"
  • 5:11 - 5:14
    Kimse Harry Potter'dan
    "Snape'e hiç güvenmemiştim.
  • 5:14 - 5:15
    Berbat Alman aksanından
  • 5:15 - 5:19
    ve John McClane'i öldürmeye çalıştığından
    beri güvenmedim." diye düşünerek çıkmadı.
  • 5:19 - 5:21
    (Gülüşmeler)
  • 5:21 - 5:22
    İşte böyle.
  • 5:23 - 5:25
    İnsanlar kızmaz
    çünkü onun sahte olduğunu bilirler.
  • 5:25 - 5:28
    Sahnedeki oyuncuların karakter
    canlandırdıklarını bilirler.
  • 5:29 - 5:30
    Komedyenler de öyle.
  • 5:30 - 5:31
    İşimiz bu.
  • 5:31 - 5:33
    Hikâye anlatıcısıyız
    ama öyle kibirliyiz ki
  • 5:33 - 5:35
    kendimizi hikâyelere eklemeyi seviyoruz.
  • 5:35 - 5:38
    Kendimizin abartılı
    bir parodisini oynadığımız
  • 5:38 - 5:41
    kendi gösterimizin yazarı,
    yönetmeni ve yıldızıyız.
  • 5:41 - 5:43
    Çünkü sahnede kendimiz olmayacağız ki.
  • 5:43 - 5:47
    Kendimizin bir versiyonunu oynayabiliriz.
    Ama asıl kendimiz olamayız.
  • 5:47 - 5:50
    Sahneye çıkıp sizinle mantıklı,
    iyice düşünülmüş amaçları olan
  • 5:50 - 5:53
    fikirlerimizi paylaşacak olsaydık
    komedyen olmazdık,
  • 5:53 - 5:56
    siyasetçi olurduk ve bizden
    daha da fazla nefret edersiniz.
  • 5:56 - 5:57
    Değil mi?
  • 5:57 - 6:00
    Sahneye çıktığımızda
    sizi güldürme yolları bulmak zorundayız
  • 6:00 - 6:02
    ve bunu yapma şeklimiz de
  • 6:02 - 6:04
    sizi güldürmek için çıkıp
    tamamen aptalca ve gülünç
  • 6:04 - 6:05
    bir şey söylemek.
  • 6:05 - 6:08
    Bunu yapmanın başka bir yolu da kimsenin
  • 6:08 - 6:10
    hiçbir şekilde katılmayacağı
    bir ana fikre,
  • 6:10 - 6:12
    çok muğlak ve açıkça
    yanlış bir şeye varmak
  • 6:12 - 6:15
    ve etrafından dolanacak bir yol bulup
  • 6:15 - 6:17
    onun bir saniyeliğine mantıklı
    görünmesini sağlamak.
  • 6:17 - 6:19
    Örneğin,
    "Çocuklar sigara içmemeli."
  • 6:19 - 6:20
    diye bir görüşte bulunsam
  • 6:21 - 6:23
    bu salondaki herkes katılır, değil mi?
  • 6:23 - 6:25
    Ama sahneye gelip
  • 6:25 - 6:28
    "Bence 13 yaşın altındaki tüm çocuklar
  • 6:28 - 6:31
    günde dört paket sigara içmeye zorlanmalı
  • 6:31 - 6:33
    çünkü kardeşlerim büyüdükçe
  • 6:33 - 6:37
    beni koşu yarışında yenme
    şansları da artıyor." desem.
  • 6:37 - 6:39
    Bu da konunun etrafında
    dolanmanın bir yolu.
  • 6:39 - 6:43
    Kardeşlerimi öldürmeye çalıştığım
    gerçeğine gülmüyorsunuz.
  • 6:43 - 6:46
    Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünen
    bir aptal olduğum için bana gülüyorsunuz.
  • 6:46 - 6:48
    Komedide yaptığımız şey de bu.
  • 6:48 - 6:51
    Kendimizin aptal versiyonlarını
    canlandırıyoruz. Örneğin,
  • 6:51 - 6:53
    Ricky Gervais, Frankie Boyle
    veya Jimmy Carr gerçekten
  • 6:53 - 6:55
    Daily Mail'in onları gösterdiği kadar
  • 6:55 - 6:58
    dar kafalı, ırkçı, faşist, homofobik,
  • 6:58 - 7:00
    cinsiyetçi kişiler olsalardı,
  • 7:00 - 7:03
    muhtemelen Daily Mail'de
    çalışıyor olurlardı.
  • 7:03 - 7:04
    (Gülüşmeler)
  • 7:05 - 7:08
    Sizden bir tepki alabilmek için
    konuyu abartıyorlar.
  • 7:08 - 7:12
    Bu isimlerden bahsetmemin nedeni
    -Frankie Boyle, Ricky Gervais, Jimmy Carr-
  • 7:12 - 7:15
    bu isimlerin genellikle
    "saldırgan komedi" ile ilişkilendirilmesi.
  • 7:15 - 7:18
    Saldırgan komediyi tırnak içine
    almamın nedeni genç
  • 7:18 - 7:19
    ve modaya uyan biri olmam değil,
  • 7:19 - 7:23
    aslında bunun nedeni
    "saldırgan komedi" terimini anlamamam.
  • 7:24 - 7:27
    Hiçbir komedyen sizi gücendirmek istemez,
    bizim işimiz bu değil.
  • 7:27 - 7:28
    İşimiz sizi güldürmek,
  • 7:28 - 7:30
    düşündürmek,
  • 7:30 - 7:32
    gülümsetmek, otel odasındaki gecemiz
  • 7:32 - 7:35
    daha az bunaltıcı olsun diye
    bizimle yatmanızı sağlamak.
  • 7:35 - 7:36
    (Gülüşmeler)
  • 7:36 - 7:39
    Sizi herhangi bir biçimde,
    şekilde, türde kızdırmak değil.
  • 7:39 - 7:43
    Çünkü komedyenlerin bu hikâyeleri
    anlatmasındaki asıl nokta
  • 7:43 - 7:47
    sizden herhangi bir türde
    geri dönüş almak.
  • 7:47 - 7:49
    Geçenlerde meşhur Jimmy Carr'ın
    başı derde girdi.
  • 7:49 - 7:51
    Engelli Olimpiyatları'yla
    ilgili bir şaka yaptı.
  • 7:51 - 7:54
    Irak'taki birliklerimiz sakatlanıyor
    ama bu en azından
  • 7:54 - 7:57
    iyi bir Engelli takımımız olmasını sağlar
    diye bir espri yaptı.
  • 7:57 - 7:58
    İnsanlar çıldırdı.
  • 7:58 - 8:00
    Çok sinirlendiler.
  • 8:00 - 8:04
    Gazete eklerine inanacak olsaydınız,
  • 8:04 - 8:07
    trenler bu şakadan iğrenen
    yolcular inip kusabilsin diye
  • 8:07 - 8:09
    yolda duraklamıştı.
  • 8:09 - 8:12
    Söylediği şeyden o kadar iğrendiler ki
    kendilerini öldürdüler.
  • 8:12 - 8:14
    Durum bu değil.
  • 8:14 - 8:16
    Bu şakaya alınmayan tek grup kimdi?
  • 8:16 - 8:17
    Savaş gazileri,
  • 8:17 - 8:20
    onlar çok komik buldu.
  • 8:20 - 8:23
    Harika olduğunu düşündüler.
    Birbirlerine tekrardan anlattılar.
  • 8:23 - 8:25
    Onlar bu şakadan alınmamışsa
  • 8:26 - 8:28
    başka kimin alınma hakkı var ki?
  • 8:28 - 8:31
    İnsanlar son zamanlarda
    inanılmaz bir beceri geliştirdi.
  • 8:31 - 8:34
    İnsanlar başkaları yerine alınabiliyor.
  • 8:35 - 8:37
    Başka biri yerine alınamazsın.
  • 8:37 - 8:39
    Duygular aktarılabilir şeyler değil.
  • 8:39 - 8:42
    Doğum yapan eşinin yanında durup,
    "Merak etme, tatlım.
  • 8:42 - 8:46
    Ben acıyı senin yerine hissediyorum."
    diyen bir koca olamazsın.
  • 8:46 - 8:48
    Kadın seni ölümüne pataklar.
  • 8:48 - 8:49
    (Gülüşmeler)
  • 8:49 - 8:52
    Kimse bu insanlardan
    kendileri yerine alınmalarını istemedi.
  • 8:52 - 8:54
    Kendi kendilerine yaptılar.
  • 8:54 - 8:57
    Ağaca doğru giden bir
    merminin önüne atladılar.
  • 8:57 - 9:00
    Bu yapmalarına gerek olmayan
    adeta aptalca bir fedakarlıktı.
  • 9:01 - 9:01
    İnanılmaz.
  • 9:01 - 9:05
    Geçen seneki tartışmalı konulardan biri de
  • 9:05 - 9:06
    Frankie Boyle'ın
  • 9:06 - 9:09
    Katie Price ve ailesi
    hakkında yaptığı yorumdu.
  • 9:09 - 9:13
    Şakaya dair fikrinizden bağımsız olarak,
    ki herkes bunda ikiye bölünecek.
  • 9:13 - 9:15
    Bunu içerik olarak düşünmeyin,
    şunu anlamalısınız,
  • 9:15 - 9:16
    Frankie Boyle bu şakayı
  • 9:16 - 9:19
    Katie Price hakkında yaptı.
  • 9:19 - 9:20
    Ona değil.
  • 9:20 - 9:21
    Onun hakkında.
  • 9:21 - 9:24
    Bu şakayı sahnede, ondan
    bu türde bir yorum bekleyen
  • 9:24 - 9:27
    insanlarla dolu bir salonun önünde yaptı.
  • 9:27 - 9:30
    Gazeteler ondan bir tepki
    almak için Katie Price'ı arayana
  • 9:30 - 9:33
    ve bu şakayı ona
    defalarca tekrarlayana kadar
  • 9:33 - 9:35
    bir sorun yoktu.
  • 9:35 - 9:37
    O zaman bundan haberi oldu.
  • 9:37 - 9:38
    Dünyada beni sevmeyen,
  • 9:38 - 9:40
    her gün hakkımda kötü şeyler söyleyen
  • 9:40 - 9:42
    birçok insan olduğunu
  • 9:42 - 9:45
    tamamen farkındayım
  • 9:45 - 9:46
    ama bilmemeyi tercih ediyorum.
  • 9:46 - 9:47
    Anlatabiliyor muyum?
  • 9:47 - 9:51
    Eğer bana gelip hiç tanışmadığım
    ve hakkımda korkunç şeyler söyleyen
  • 9:51 - 9:53
    bir adam olduğunu söyleyip
  • 9:53 - 9:57
    benimle ilgili dediği berbat şeyleri
    yüzüme karşı sıralasaydınız,
  • 9:57 - 9:59
    burada kötü adam siz olurdunuz.
  • 9:59 - 10:02
    Onun benimle ilgili
    istediğini söyleme hakkı var.
  • 10:02 - 10:05
    Onunla hiç tanışmadım ama
    istediğini söyleyebilir, bu onun hakkı.
  • 10:05 - 10:08
    Bunun olduğunu
    bana söyleyene kadar sorun yoktu.
  • 10:08 - 10:10
    Sen bunu kişisel
    bir saldırıya dönüştürdün.
  • 10:10 - 10:13
    Komedyenler ünlüler
    ve onların kültürüyle ilgili
  • 10:13 - 10:15
    espriler yaptığında, bu çoğu zaman
  • 10:15 - 10:17
    arkadaşlarınızdan duyduğunuz
    şeylerden farklı değil.
  • 10:17 - 10:19
    Televizyondaki sevmediğimiz
    bir ünlüyle ilgili
  • 10:19 - 10:23
    arkadaşlarımızla yaptığımız
    her günkü şakalar.
  • 10:23 - 10:25
    Ünlülerin halkın onlarla dalga geçtiğini
  • 10:25 - 10:27
    bilmediklerini mi
    öne sürmeye çalışıyorsunuz?
  • 10:27 - 10:30
    Katie Price'ın yaşamındaki
    seçimlere saygı duymayan
  • 10:30 - 10:33
    tek komedyenin Frankie Boyle olduğunu
    düşündüğünü mü söylüyorsunuz?
  • 10:33 - 10:35
    Tabii ki öyle değil.
  • 10:35 - 10:38
    Sadece bir cuma gecesinde
    bardaki herkesin söylediği şeyleri
  • 10:38 - 10:41
    söyleyerek sahneye çıkma şansımızı
    riske atmaya hazır kişileriz.
  • 10:41 - 10:44
    Halk ünlülerle ilgili istediği şeyi
    söyleyebilir ama komedyenler
  • 10:44 - 10:46
    söyleyemez gibi duruyor, ikiyüzlülük bu.
  • 10:46 - 10:47
    Adil değil.
  • 10:48 - 10:50
    Şok mizah için bir talep var.
  • 10:50 - 10:52
    Koca bir talep.
  • 10:52 - 10:55
    Ama tayt sadomazoşizmi
    ve Justin Bieber için de talep var.
  • 10:56 - 10:59
    Muhtemelen tüm bunlar herkesin
    söylediği her şeyden daha kırıcı.
  • 10:59 - 11:03
    Herhangi bir şeye gücenip kızmamanız
    gerektiğini söylemiyorum.
  • 11:03 - 11:06
    Sizi neyin kızdırıp neyin kızdırmaması
    gerektiğini söyleyecek konumda değilim.
  • 11:06 - 11:08
    İstediğiniz gibi tepki vermek hakkınız.
  • 11:09 - 11:10
    Ama
  • 11:10 - 11:12
    komedyenlerin de bu hakkı var;
  • 11:12 - 11:15
    izleyicimizi güldürmek için
    istediğimizi söyleme
  • 11:15 - 11:16
    ve istediğimiz
    geri dönüşü alma hakkı.
  • 11:16 - 11:18
    Şanslıyız ki günümüzde çokça komedinin
  • 11:18 - 11:20
    olduğu bir toplumda yaşıyoruz.
  • 11:20 - 11:22
    Komedi şimdiye dek olduğundan daha büyük.
  • 11:22 - 11:25
    Bu yüzden komedinin bir türünü sevmiyorsan
    diğerine bakabilirsin.
  • 11:26 - 11:27
    Her olanak sağlanıyor.
  • 11:27 - 11:31
    Ama bize de izleyicimizi güldürmek için
    ne gerekiyorsa yapma olanağı verilmeli.
  • 11:31 - 11:32
    Orada olmayan kişileri değil,
  • 11:32 - 11:35
    bizi görmek için para veren izleyicileri,
  • 11:35 - 11:38
    seyircilerden birinin
    bir şakamızı çarpıtmasından
  • 11:38 - 11:41
    ve bunu tekrarlamasından
    endişelenmek zorunda kalmadan
  • 11:41 - 11:44
    yaptığımız şeyi görmek için kimi zaman
    dünyayı ve ülkeleri aşıp gelenleri.
  • 11:45 - 11:47
    Çünkü çoğu kez şakalar çarpıtılıyor.
  • 11:47 - 11:50
    Sana yalnızca can alıcı
    son cümleyi aktarıyorlar.
  • 11:50 - 11:53
    Somurtkan suratıyla bir haber sunucusu
  • 11:53 - 11:55
    sana şakayı tekrarlayarak söylüyor.
  • 11:55 - 11:56
    Oysa şaka öyle sunulmamıştı.
  • 11:56 - 11:58
    İçeriği sana verilmedi,
  • 11:58 - 11:59
    hikâye kurgusu verilmedi,
  • 11:59 - 12:01
    o atmosfer verilmedi,
  • 12:01 - 12:03
    sana izleyicinin tepkisi verilmedi.
  • 12:03 - 12:06
    Adil değil bu. Başka hikâye
    anlatıcılarının öyküsünü çarpıtamazsın.
  • 12:06 - 12:09
    Size şunu anlatayım, beş yaşındayken
  • 12:09 - 12:12
    babam bana genç bir kıza yaklaşmak
    ve onu ikna etmek için
  • 12:12 - 12:14
    kendini yakın bir akraba kılığına sokan
  • 12:14 - 12:18
    bir katliamcıyla ilgili
    bir hikâye anlatırdı,
  • 12:18 - 12:21
    bunu yapmadan hemen önce de
    vahşice öldürülmüştü.
  • 12:21 - 12:23
    Herkes babamın korkunç
    bir adam olduğu fikrine katılır.
  • 12:24 - 12:25
    Peki ya bunun,
  • 12:25 - 12:28
    'Kırmızı Başlıklı Kız'ın olay örgüsü
    olduğuna dikkat çekseydim,
  • 12:28 - 12:32
    o zaman çocuk koruma hizmetlerini arayan
    çok daha az kişi olurdu, değil mi?
  • 12:32 - 12:35
    Bunun nasıl sunulmak istendiğini
    biliyorsunuz ve böyle olmasını beklediniz.
  • 12:35 - 12:36
    Değil mi?
  • 12:36 - 12:39
    Hikâye yalnızca hikâye,
    şaka da yalnızca şakadır.
  • 12:40 - 12:43
    Çocukken duyduğunuz öykülerin
    gerçek olmadığını biliyordunuz, değil mi?
  • 12:43 - 12:46
    Yatağın altında canavar veya
    köşede bir yerde bir öcü yok.
  • 12:46 - 12:49
    Dedeniz aslında başparmağını koparmıyor
  • 12:49 - 12:51
    ve bu acıya son derece sağlam
    biçimde katlanmıyordu.
  • 12:51 - 12:52
    Sadece numarayı yapıyordu.
  • 12:52 - 12:55
    Lütfen aynı mantığı
    bizim hikâyelerimize de uygulayın.
  • 12:55 - 12:57
    Bu esprileri birer espri olarak yapıyoruz.
  • 12:57 - 13:01
    Arkasında çok nadiren kötü bir niyet var.
  • 13:01 - 13:05
    Sevdiğiniz şakalar olmayabilir
    ama bizim yaptığımız bir kavramı alıp
  • 13:05 - 13:06
    onu abartmak,
  • 13:06 - 13:08
    onunla ilgili yalan söylemek,
  • 13:08 - 13:10
    onu beklemeyeceğiniz
    bir biçimde dönüştürmek.
  • 13:10 - 13:13
    Bazen de onu hoşlanmayacağınız
    bir biçimde dönüştürüyoruz.
  • 13:13 - 13:14
    Ama bu sizin sorununuz.
  • 13:14 - 13:16
    Dünya sizin etrafınızda dönmüyor.
  • 13:16 - 13:17
    Görmezden gelin.
  • 13:17 - 13:18
    Devam edin.
  • 13:18 - 13:19
    Unutun gitsin.
  • 13:19 - 13:20
    Olur mu?
  • 13:20 - 13:23
    Komedyenlerin hiçbir zorluk
    yaşamadığını sanıyor gibisiniz.
  • 13:23 - 13:27
    Oysa ki çoğu zaman bizi komediye
    iten şey de bir zorluk.
  • 13:27 - 13:30
    Sıkıntılarımıza karşı tepkimiz
    ülkeyi dolaşıp kimsenin
  • 13:30 - 13:33
    hassas ruhumu yaralamak için
    o şeyden bahsetmediğine
  • 13:33 - 13:36
    emin olmanın aksine
    durumu hafife alıp onu aşmak.
  • 13:36 - 13:39
    Söylediğim nokta,
    temas etmeye çalıştığım nokta bu.
  • 13:39 - 13:42
    Söylediğim herhangi bir şeyle ilgili
    katılmadığınız bir nokta varsa
  • 13:42 - 13:44
    merak etmeyin, yalnızca bir hikâyeydi,
    ben uydurdum.
  • 13:44 - 13:45
    Çok teşekkürler.
  • 13:45 - 13:49
    (Alkışlar)
Title:
Yalnızca bir hikâye | Daniel Sloss | TEDxEaling
Description:

İskoçyalı Daniel Sloss son zamanlarda Birleşik Krallık komedisinin en hızlı yükselen yıldızlarından biri. Stand-up yapmaya 16 yaşında başladı, "Michael McIntyre's Comedy Roadshow" ve kendi BBC programı "The Adventures of Daniel" dahil birçok TV programında yer aldı. Birleşik Krallık'ın birçok yerinde ve uluslararası olarak kapsamlı bir şekilde turneler yapıyor. Bu konuşmada bize komedinin bir dizi kısa ve gerçek hikâyelerden oluştuğunu anlatıyor.

Bu konuşma bir TEDx organizasyonunda, TED konferans formatı kullanılarak ve yerel bir topluluk tarafından bağımsız olarak düzenlenmiştir. Daha fazla bilgi için: http://ted.com/tedx

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
14:02

Turkish subtitles

Revisions