Neil Pasricha: Muhteşemliğin 3 Aşaması
-
0:00 - 0:02Muhteşem hikaye:
-
0:02 - 0:04Her şey bundan 40 yıl kadar önce,
-
0:04 - 0:07annem ve babam Canada'ya geldiğinde başladı.
-
0:07 - 0:09Annem Nairobi, Kenya'dan ayrıldı.
-
0:09 - 0:12Babam Amritsar, Hindistan'ın dışında bir köyden ayrıldı.
-
0:12 - 0:15Ve buraya 1960ların sonunda geldiler.
-
0:15 - 0:18Toronto'nun yaklaşık 1 saat doğusunda kötü bir banliyöye yerleştiler.
-
0:18 - 0:20Ve yeni bir hayata başladılar.
-
0:20 - 0:22İlk kez bir dişçiye gittiler,
-
0:22 - 0:24ilk hamburgerlerini yediler,
-
0:24 - 0:26ve ilk çocukları dünyaya geldi.
-
0:26 - 0:28Kız kardeşim ve ben
-
0:28 - 0:30burada büyüdük,
-
0:30 - 0:33ve sakin, mutlu birer çocukluk geçirdik.
-
0:33 - 0:35Yakın ailemiz
-
0:35 - 0:37iyi arkadaşlarımız, sakin bir mahallemiz vardı.
-
0:37 - 0:39Ebeveynlerimizin büyürken
-
0:39 - 0:41kıymetini iyi bildiği bir çok şeyin
-
0:41 - 0:43kıymetini bilmeden yaşadık
-
0:43 - 0:45Evimizde sürekli elektrik
-
0:45 - 0:47olması gibi,
-
0:47 - 0:49Yolun karşısında okullar
-
0:49 - 0:51caddenin sonunda hastaneler
-
0:51 - 0:53ve arka bahçede buzlu şekerlemeler gibi.
-
0:53 - 0:55Büyüdük ve yaşlandık.
-
0:55 - 0:57Liseye gittim.
-
0:57 - 0:59Mezun oldum.
-
0:59 - 1:01Kendi evime çıktım, bir işe girdim.
-
1:01 - 1:04Birini buldum, evlendim --
-
1:04 - 1:07Kulağa kötü bir sitcom ya da Cat Stevens şarkısı gibi geldiğini biliyorum.
-
1:07 - 1:09(Gülüşmeler)
-
1:09 - 1:11Ama hayat gayet güzeldi.
-
1:11 - 1:13Hayat gayet güzeldi.
-
1:13 - 1:162006 çok güzel bir yıldı.
-
1:16 - 1:19Ontario'nun üzüm bağlarında haziran ayında açık mavi gökyüzünün altında,
-
1:19 - 1:21150 aile ve arkadaş ile çevrili halde,
-
1:21 - 1:24evlendim.
-
1:25 - 1:282007 çok güzel bir yıldı.
-
1:28 - 1:30Okuldan mezun oldum,
-
1:30 - 1:33ve en yakın iki arkadaşımla bir yolculuğa çıktım.
-
1:33 - 1:36Pasifik Okyanusu sahilinde,
-
1:36 - 1:38benim ve arkadaşım Chris'in bir fotoğrafı.
-
1:38 - 1:40Arabamızın camından fok balıkları gördük
-
1:40 - 1:42Hemen bir fotoğraflarını çekmek için kenara çektik
-
1:42 - 1:45ve sonra da onları koca kafalarımızla bloke ettik.
-
1:45 - 1:47(Gülüşmeler)
-
1:47 - 1:49Yani aslında onları göremiyorsunuz,
-
1:49 - 1:51ama inanın ki,
-
1:51 - 1:53nefes kesiciydi.
-
1:53 - 1:55(Gülüşmeler)
-
1:55 - 1:582008 ve 2009 biraz daha zorluydu.
-
1:58 - 2:00Sadece benim için değil,
-
2:00 - 2:02bir çok insan için zorlayıcı olduklarını biliyorum
-
2:02 - 2:04Her şeyden önce haberler çok kötüydü.
-
2:04 - 2:07Hala da kötü, ve ondan önce de kötüydü,
-
2:07 - 2:10ama ne zaman bir gazeteyi açsanız, televizyonu açsanız
-
2:10 - 2:12dünyanın her yerinde devam eden,
-
2:12 - 2:14buzulların erimesi hakkındaydı
-
2:14 - 2:17depremler, kasırgalar
-
2:17 - 2:20ve çöküşün eşiğinde sallanan bir ekonomi,
-
2:20 - 2:23ve nihayetinde de çöktü,
-
2:23 - 2:25ve bir çoğumuz evlerimizi,
-
2:25 - 2:27veya işlerimizi,
-
2:27 - 2:29veya emeklilik planlarımızı,
-
2:29 - 2:31ya da geçim kaynaklarımızı kaybettik.
-
2:31 - 2:342008, 2009 benim için başka bir sebepten dolayı da kötü yıllardılar.
-
2:34 - 2:37O dönemde bir çok kişisel problemlerle boğuşuyordum.
-
2:38 - 2:41Evliliğim iyi gitmiyordu,
-
2:41 - 2:45ve gittikçe birbirimizden uzaklaşıyorduk.
-
2:45 - 2:47Bir gün eşim işten geldi
-
2:47 - 2:50ve dürüst bir konuşma yapabilmek için
-
2:50 - 2:53gözyaşlarıyla, cesaretini topladı
-
2:53 - 2:56Ve "Artık seni sevmiyorum." dedi
-
2:56 - 3:00Bu hayatımda duyduğum en acı verici şeylerden biriydi
-
3:00 - 3:03ki sadece 1 ay sonrasına dek de
-
3:03 - 3:05kesinlikle duyduğum en yürek parçalayıcı şeydi,
-
3:05 - 3:08ama sonra daha da yürek parçalayıcı bir şey duydum.
-
3:08 - 3:10Size az önce bir fotoğrafını gösterdiğim arkadaşım Chris,
-
3:10 - 3:12bir süredir akıl hastalığıyla savaş veriyordu.
-
3:12 - 3:14Ve hayatlarına
-
3:14 - 3:16akıl hastalığı bir şekilde girmiş olanlar
-
3:16 - 3:19bunun ne kadar zorlayıcı olabileceğini bilirler.
-
3:19 - 3:21Onunla bir pazar akşamı
-
3:21 - 3:23saat 10 buçukta telefonda konuştum
-
3:23 - 3:26O akşam izlediğimiz televizyon programı hakkında konuştuk.
-
3:26 - 3:29Ve pazartesi sabahı, kaybolduğu haberini aldım.
-
3:29 - 3:32Çok üzücü bir şekilde, kendi canına kıymıştı.
-
3:33 - 3:36Ve gerçekten çok zor bir dönemdi.
-
3:36 - 3:38Bütün bu kara bulutlar tepemde dolaşmaktaydılar,
-
3:38 - 3:41ve iyi bir şey düşünebilmeyi
-
3:41 - 3:43çok, çok zor bulmaktaydım,
-
3:43 - 3:46Kendime, pozitif olana odaklanmamın
-
3:46 - 3:49gerçekten bir yolunu bulmam gerektiğini söyledim.
-
3:49 - 3:51Böylece bir gün işten eve geldim,
-
3:51 - 3:53ve bilgisayarı açtım,
-
3:53 - 3:55ve 1000awesomethings.com adında (1000muhteşemşey.com)
-
3:55 - 3:58küçük bir internet sitesi açtım.
-
3:59 - 4:01Kendime, hepimizin sevdiği,
-
4:01 - 4:03basit, evrensel, küçük ama hakkında yeterinde konuşmadığımız zevkleri
-
4:03 - 4:05hatırlatmaya çalışıyordum --
-
4:05 - 4:07siz sormadan bardağınızı yeniden dolduran
-
4:07 - 4:09garsonlar gibi,
-
4:09 - 4:11bir düğünde açık büfeye
-
4:11 - 4:13ilk çağırılan olmak gibi,
-
4:13 - 4:15kurutma makinesinden yeni çıkmış sıcak iç çamaşırlarını giymek gibi
-
4:15 - 4:17ya da markette kasiyerlerin yeni bir kasa açması
-
4:17 - 4:19ve ilk sıra sizindir
-
4:19 - 4:22diğer sırada en sonra bile olsanız, hemen kaynayın.
-
4:22 - 4:25(Gülüşmeler)
-
4:25 - 4:27Ve yavaş yavaş zamanla,
-
4:27 - 4:30Kendimi daha iyi bir ruh haline getirmeye başladım.
-
4:30 - 4:33Yani günde
-
4:33 - 4:3650000 blog yayın yapmaya başlıyor.
-
4:36 - 4:39Ve benim blogum da o 50000 den biriydi.
-
4:39 - 4:42Ve annem hariç kimse okumuyordu.
-
4:42 - 4:44Ama şunu söylemem gerekir ki
-
4:44 - 4:46sitenin trafiği, linki babama yolladığında
-
4:46 - 4:48yüzde yüz arttı.
-
4:48 - 4:50(Gülüşmeler)
-
4:50 - 4:52Ve onlarca hit almaya başladığımda
-
4:52 - 4:54heyecanlandım.
-
4:54 - 4:57Ve sonra düzenelerce hit almaya başladığında daha çok heyecanlanmaya başladım
-
4:57 - 5:00ve sonra yüzlerce ve binlerce
-
5:00 - 5:02ve sonra milyonlarca.
-
5:02 - 5:04Gittikçe büyümeye ve büyümeye ve büyümeye başladı.
-
5:04 - 5:06Ve sonrasında telefonum çaldı,
-
5:06 - 5:08ve hattın ucundaki diğer ses şöyle dedi,
-
5:08 - 5:12"Az önce dünyadaki en iyi blog ödülünü kazandınız"
-
5:12 - 5:14Kesinlikle kandırıldığımı düşündüm.
-
5:14 - 5:17(Gülüşmeler)
-
5:17 - 5:22(Alkışlar)
-
5:22 - 5:25Hangi Afrikan ülkesine tüm paramı yollamamı istiyorsunuz?
-
5:25 - 5:28(Gülüşmeler)
-
5:28 - 5:30Ama sonuçta bir uçağa atladım
-
5:30 - 5:32ve Sarah Silverman ve Jimmy Fallon ve Martha Stewart'la beraber
-
5:32 - 5:35kırmızı halıda yürüdüm.
-
5:35 - 5:38Ve En İyi Blog adına bir Webby ödülünü kabul etmek için sahneye çıktım.
-
5:38 - 5:40Ve bunun sürprizi ve şaşkınlığı
-
5:40 - 5:42Torontoya dönüşümle
-
5:42 - 5:45inboxumda 10 editörün
-
5:45 - 5:47bunu bir kitap haline getirmek için
-
5:47 - 5:49konuşmak istediklerine dair mesajlarıyla
-
5:49 - 5:52gölgede kaldı.
-
5:52 - 5:54Ertesi yıla hızla bir göz atalım
-
5:54 - 5:56ve "Muhteşemliğin Kitabı" 20 haftadır
-
5:56 - 5:58çok satanlar listesinde 1 numarada.
-
5:58 - 6:06(Alkışlar)
-
6:06 - 6:08Ama bakın, bugün size 3 şey yapmak istediğimi söyledim.
-
6:08 - 6:10Size Muhteşem Hikayeyi anlatmak istediğimi,
-
6:10 - 6:12sizinle Muhteşemliğin 3 Aşamasını paylaşmak istediğimi
-
6:12 - 6:14ve sizi son bir düşünceyle başbaşa bırakmak istediğimi söyledim.
-
6:14 - 6:16Öyleyse şu 3 aşamadan bahsedelim.
-
6:16 - 6:18Geçen son yıllarda,
-
6:18 - 6:20gerçekten düşünmek için fazla zamanım olmadı.
-
6:20 - 6:23Ama son zamanlarda biraz geri çekilip
-
6:23 - 6:26kendime sorabilme fırsatım oldu: bu son senelerde
-
6:26 - 6:28hem websitemin ama aynı zamanda kendimin de
-
6:28 - 6:30gelişmesini sağlayan şey neydi?
-
6:30 - 6:32Ve benim için,
-
6:32 - 6:34bu şeyleri 3 aşamada özetledim.
-
6:34 - 6:37Bunlar tutum, farkındalık
-
6:37 - 6:39ve özgünlüktür.
-
6:39 - 6:42Her birinden tek tek kısaca söz etmek istiyorum
-
6:43 - 6:45Tutum,
-
6:45 - 6:47Bakın, hepimizin hayatında pürüzler olacak,
-
6:47 - 6:49ve hepimizin darbe alacağı günler olacak.
-
6:49 - 6:52Hiçbirimiz geleceği tahmin edemeyiz, ama hakkında bir şey biliyoruz
-
6:52 - 6:55ve bu da plana göre gitmeyeceği.
-
6:55 - 6:57Hepimizin çok iyi zamanları
-
6:57 - 6:59önemli günleri ve gurur verici anları olacak
-
6:59 - 7:01mezuniyet aşamalarındaki gülümsemelerden
-
7:01 - 7:03düğünlerdeki baba-kız danslarına
-
7:03 - 7:06ve doğumhaneyi çığlıklarıyla birbirine katan sağlıklı bebeklere,
-
7:06 - 7:08ama bu çok güzel zamanların arasında,
-
7:08 - 7:11bazı darbeler alabilir, bazı problemler yaşayabiliriz de.
-
7:11 - 7:14Üzücü ve hakkında konuşması eğlenceli olan bir şey değil,
-
7:14 - 7:17ama eşiniz sizi terkedebilir,
-
7:17 - 7:19kız arkadaşınız sizi aldatabilir,
-
7:19 - 7:22baş ağrılarınız sandığınızdan daha ciddi olabilir,
-
7:22 - 7:26ya da köpeğinize sokakta bir araba çarpabilir.
-
7:26 - 7:28Mutluluk verici bir düşünce değil,
-
7:28 - 7:31ama çocuklarınız çetelere
-
7:31 - 7:33ya da kötü gruplara katılabilirler.
-
7:33 - 7:35Anneniz kanser olabilir,
-
7:35 - 7:37babanız kötü davranabilir.
-
7:37 - 7:39Ve hayatta öyle anlar olur ki
-
7:39 - 7:41dibe vurursunuz, içiniz buruk
-
7:41 - 7:43ve kalbiniz paramparça.
-
7:43 - 7:45Ve ne zaman kötü haberle dünya başınıza yıkıldığında
-
7:45 - 7:48acı hazmedilip her yanınızı sardığında
-
7:48 - 7:50umarım her zaman
-
7:50 - 7:52iki seçeneğiniz varmış gibi davranırsınız.
-
7:52 - 7:54Bir, yana yakıla acılar içinde
-
7:54 - 7:56sonsuza dek yas tutabilirsiniz,
-
7:56 - 7:58ya da ikinci olarak, önce yas tutabilir
-
7:58 - 8:00sonra da yeni ayılmış gözlerle
-
8:00 - 8:02geleceği göğüsleyebilirsiniz.
-
8:02 - 8:05Harika bir tutum içerisinde olmak, ikinci seçeneği seçmektir,
-
8:05 - 8:07ve ilerlemeyi seçmektir,
-
8:07 - 8:09geleceğe doğru minik adımlarla
-
8:09 - 8:11ne kadar zor olursa olsa da
-
8:11 - 8:13size ne kadar acı gelse de.
-
8:16 - 8:19İkinci aşama, farkındalıktır.
-
8:20 - 8:23Üç yaşındaki çocuklarla zaman geçirmeyi seviyorum.
-
8:23 - 8:25Dünyaya bakış açılarını seviyorum,
-
8:25 - 8:27çünkü dünyayı hayatlarında ilk kez görüyorlar.
-
8:27 - 8:30Karşıdan karşıya geçen bir böceği seyredebilmelerini seviyorum.
-
8:30 - 8:32İlk beysbol maçlarını
-
8:32 - 8:34ağızları açık bir şekilde izlemelerini seviyorum
-
8:34 - 8:36gözleri kocaman açılmış ve ellerinde bir beysbol eldiveni
-
8:36 - 8:38yerfıstığı sesleri ve beysbol sopası çatırtıları
-
8:38 - 8:40ve sosisli sandviç kokularına bulanmış halde.
-
8:40 - 8:43Arka bahçede karahindiba toplayarak saatler geçirebilmelerini seviyorum
-
8:43 - 8:45ve Şükran Günü yemeği için
-
8:45 - 8:47onları masanın ortasına güzelce yerleştirebilmelerini.
-
8:47 - 8:49Dünyayı algılama şekilleri hoşuma gidiyor
-
8:49 - 8:51çünkü dünyayı
-
8:51 - 8:53hayatlarında ilk kez görüyorlar.
-
8:54 - 8:56Farkındalık duygusuna sahip olmak
-
8:56 - 8:59aslında sadece içinizdeki üç yaşındaki çocuğa sahip çıkmaktır.
-
8:59 - 9:01Çünkü hepiniz bir zamanlar üç yaşındaydınız.
-
9:01 - 9:03O üç yaşındaki çocuk hala sizin bir parçanız.
-
9:03 - 9:05O üç yaşındaki kız hala sizin bir parçanız.
-
9:05 - 9:07Orada bir yerlerdeler.
-
9:07 - 9:10Ve farkında olmak, aslında başınıza gelen her şeyin
-
9:10 - 9:12bir seferinde hayatınızda ilk kez
-
9:12 - 9:14başınıza geldiğini hatırlamakla ilgili.
-
9:14 - 9:17Yani bir zamanlar hayatınızda ilk kez
-
9:17 - 9:19işten eve gelirken sürekli yeşil ışıga denk geldiniz.
-
9:19 - 9:22Hayatınızda bir sefer ilk kez bir fırından içeri girdiniz
-
9:22 - 9:24ve fırın kokusunu içinize çektiniz,
-
9:24 - 9:27ya da ilk kez eski bir ceketin cebinden 20 liralık bir banknot çıkarttınız
-
9:27 - 9:30ve "Para buldum" dediniz.
-
9:31 - 9:34Son aşama özgünlüktür.
-
9:34 - 9:37Ve bunun için, size kısa bir hikaye anlatmak istiyorum.
-
9:38 - 9:401932'ye kadar geriye dönelim
-
9:40 - 9:43Georgia'da bir fıstık çiftliğinde
-
9:43 - 9:46Roosevelt Grier adında küçük bir erkek bebeğin doğduğu yıllara.
-
9:47 - 9:50Roosevelt Grier ya da insanların genellikle hitap ettiği adıyla Rosey Grier,
-
9:50 - 9:52büyüdü ve NFL'de (Amerikan Ulusal Futbol Ligi)
-
9:52 - 9:56136 kilo 195 cm lik bir savunma oyuncusu oldu.
-
9:56 - 9:59Kendisi fotoğrafta numara 76.
-
9:59 - 10:02Burada "Korkulu Dörtlü" ile aynı karede.
-
10:02 - 10:04Bunlar 1960larda L.A. Rams'de oynayan
-
10:04 - 10:06karşılarına çıkmak istemeyeceğiniz dört oyuncuydu.
-
10:06 - 10:09Onlar sevdikleri işi yapan sert futbol oyuncularıydılar
-
10:09 - 10:11ki bu da futbol sahasında kafa kırmak
-
10:11 - 10:13ve omuz çıkartmaktı.
-
10:13 - 10:15Ama Rosey Grier'in
-
10:15 - 10:17başka bir tutkusu daha vardı.
-
10:17 - 10:20Kendine has mizahına uygun bir şekilde
-
10:20 - 10:23aynı zamanda oya işi yapmayı seviyordu.
-
10:24 - 10:26Örgü örmeyi seviyordu.
-
10:26 - 10:28Onu sakinleştirdiğini, rahatlattığını,
-
10:28 - 10:31uçma korkusunu yenmesine ve kızlarla tanışmasına yardım ettiğini söylemişti.
-
10:31 - 10:33Aynen böyle dedi.
-
10:34 - 10:36Yani o kadar sevmişti ki, NFL den emekli olduktan sonra,
-
10:36 - 10:38kulüplere katılmaya başladı.
-
10:38 - 10:40"Rosey Grier'den Erkekler için Oya İşi" adında
-
10:40 - 10:42bir kitap bile çıkardı.
-
10:42 - 10:44(Gülüşmeler)
-
10:44 - 10:47(Alkışlar)
-
10:47 - 10:49Harika bir kapak.
-
10:49 - 10:52Ve eğer dikkat ettiyseniz, aslında kendi suratını işliyor.
-
10:52 - 10:54(Gülüşmeler)
-
10:54 - 10:57Ve aslında bu öyküde en sevdiğim şey
-
10:57 - 10:59Rosey Grier'in
-
10:59 - 11:01tamamen kendine özgü bir insan olması.
-
11:01 - 11:03Ve özgünlük tamamen bunun hakkında.
-
11:03 - 11:06Sadece kendin olmak ve kendin olurken rahat olmakla ilgili.
-
11:06 - 11:08Ve bence özgün olduğunuz zaman,
-
11:08 - 11:10kendinizi kalbinizin sesini dinlerken bulursunuz,
-
11:10 - 11:12ve kendinizi, sevdiğiniz ve zevk aldığınız
-
11:12 - 11:14yerlere, durumlara, konuşmalara
-
11:14 - 11:16götürürsünüz.
-
11:16 - 11:18Konuşmaktan hoşlandığınız insanlarla tanışırsınız.
-
11:18 - 11:20Hayallerini kurduğunuz yerlere gidersiniz.
-
11:20 - 11:22Ve kalbinizin sesini dinlemiş olursunuz
-
11:22 - 11:25ve bir şeyleri başarmış hissiyle dolarsınız.
-
11:25 - 11:28İşte bunlar o üç aşamadır.
-
11:28 - 11:30Kapanış için, sizleri ailemin Kanada'ya gelişine
-
11:30 - 11:33geri götürmek istiyorum.
-
11:33 - 11:3520li yaşlarında yeni bir ülkeye gelmek
-
11:35 - 11:38nasıl bir histir bilmiyorum.
-
11:38 - 11:40Bilmiyorum, çünkü hiç yapmadım.
-
11:40 - 11:43Sanıyorum ki çok iyi bir tutum gerektirir.
-
11:43 - 11:46Sanıyorum ki etrafınızda olup bitenlerin gayet farkında olmanız gerekir.
-
11:46 - 11:48ve yeni dünyanızda görmeye başladığınız küçük mucizelerin
-
11:48 - 11:51kıymetini bilebilmeniz gerekir.
-
11:51 - 11:53Ve sanıyorum ki gerçekten özgün olmanız gerekir,
-
11:53 - 11:55kendinize karşı dürüst olmanız gerekir
-
11:55 - 11:58maruz kaldıklarınızı aşabilmek için.
-
11:59 - 12:01TEDTalk'umu burada duraklatmak istiyorum
-
12:01 - 12:0310 saniye kadar,
-
12:03 - 12:05çünkü hayatta böyle bir şey yapabilmek için elinize fazla fırsat geçmez,
-
12:05 - 12:07ve ebeveynlerim en önde oturuyorlar.
-
12:07 - 12:09Onlardan, eğer bir sorun olmazsa, ayağa kalkmalarını rica etmek istemiştim.
-
12:09 - 12:11Ve sadece size teşekkür etmek istedim.
-
12:11 - 12:30(Alkışlar)
-
12:30 - 12:33Ben büyürken, babam Kanadadaki ilk gününün hikayesini
-
12:33 - 12:35anlatmaya bayılırdı.
-
12:35 - 12:38Ve çok güzel bir hikaye, şöyle ki
-
12:38 - 12:41Toronto Havaalanında uçaktan indi
-
12:41 - 12:43ve kar amacı gütmeyen bir grup tarafından karşılandı
-
12:43 - 12:45ki eminim bu salondaki biri o grubun başındadır.
-
12:45 - 12:47(Gülüşmeler)
-
12:47 - 12:50Ve bu kar amacı gütmeyen grup, Kanadaya gelen
-
12:50 - 12:53tüm yeni göçmenler için büyük bir yemek düzenlemişti
-
12:53 - 12:56Ve babamın anlattığına göre uçaktan inmiş ve bu yemeğe gitmiş
-
12:56 - 12:58ve orada bu inanılmaz ziyafet varmış.
-
12:58 - 13:01Ekmek varmış, şu küçük turşulardan varmış,
-
13:01 - 13:03zeytinler varmış, şu küçük beyaz soğanlardan varmış.
-
13:03 - 13:05Rulo yapılmış hindi salamları varmış,
-
13:05 - 13:07rulo yapılmış domuz salamları, rulo yapılmış sığır eti
-
13:07 - 13:09ve minik küpler halinde peynir.
-
13:09 - 13:12Ton balıklı salatalı sandviçler varmış ve yumurta salatalı sandviçler,
-
13:12 - 13:14ve somon salatalı sandviçler.
-
13:14 - 13:16Lasanya varmış, güveç varmış,
-
13:16 - 13:19çikolatalı kek varmış, tereyağlı tartlar,
-
13:19 - 13:22ve turtalar varmış, bir sürü turtalar.
-
13:22 - 13:24Ve babam hikayeyi anlatırken der ki,
-
13:24 - 13:28"En çılgın olanı, ekmek dışında, diğer yiyecekleri daha önce hiç görmemiştim."
-
13:28 - 13:30(Gülüşmeler)
-
13:30 - 13:32"Neyin et, neyin sebzeli olduğunu bilmiyordum;
-
13:32 - 13:34turtayla zeytinleri birlikte yiyordum."
-
13:34 - 13:37(Gülüşmeler)
-
13:37 - 13:40"Buraya bu kadar çok şey getirtilebileceğine inanamadım bir türlü."
-
13:40 - 13:42(Gülüşmeler)
-
13:42 - 13:44Ben beş yaşındayken,
-
13:44 - 13:46babam beni market alışverişlerine yanında götürürdü.
-
13:46 - 13:48Ve meyve ve sebzelerin üzerindeki küçük etiketlere
-
13:48 - 13:51şaşkınlıkla bakardı.
-
13:51 - 13:54"Bak, burada Meksika'dan bir mango olduğuna inanabiliyor musun?" derdi.
-
13:54 - 13:57burada Güney Afrika'dan bir elma var.
-
13:57 - 14:00"burada Fas'tan bir hurma olduğuna inanabiliyor musun?"
-
14:00 - 14:03"Fas'ın nerede olduğunu biliyor musun ki?" derdi
-
14:03 - 14:06ve ben de "ben 5 yaşındayım. Nerede olduğumu bile bilmiyorum" derdim.
-
14:06 - 14:09"Burası A&P mi?"
-
14:09 - 14:12Ve babam derdi ki, "Ben de Fas'ın nerede olduğunu bilmiyorum, ama haydi öğrenelim"
-
14:12 - 14:14Ve hurmayı alırdık, ve eve gelirdik.
-
14:14 - 14:16Ve gerçekten de raftan bir atlas alırdık,
-
14:16 - 14:19ve bu gizemli ülkeyi bulana dek sayfaları çevirirdik.
-
14:19 - 14:21Ve bulduğumuzda, babam derdi ki,
-
14:21 - 14:23"İnanabiliyor musun, birileri orada bir ağaca tırmanmış,
-
14:23 - 14:25bu şeyi toplamış, bir kamyona koymuş,
-
14:25 - 14:28limana kadar getirmiş,
-
14:28 - 14:30ve sonra da Atlantik Okyanusuna
-
14:30 - 14:32yelken açmış
-
14:32 - 14:34ve sonra başka bir kamyona koymuş
-
14:34 - 14:37ve evimizin hemen yakınındaki küçücük bir markete kadar getirmiş,
-
14:37 - 14:40ve böylece bize 25 cente satabiliyorlar?"
-
14:40 - 14:42Ve ben de derdim ki "Buna inanmıyorum"
-
14:42 - 14:44ve babam da "Ben de inanmıyorum" derdi.
-
14:44 - 14:47"Bazı şeyler inanılmaz. Mutlu olunacak o kadar çok şey var ki."
-
14:47 - 14:49Durup düşündüğümde, kesinlikle haklı;
-
14:49 - 14:51Mutlu olunacak o kadar çok şey var ki.
-
14:51 - 14:54Bizler,
-
14:54 - 14:57şimdiye kadar gördüğümüz tek evrende,
-
14:57 - 15:00tek hayat veren kaya parçası üzerinde,
-
15:00 - 15:02bunun gibi bir çok şeyi deneyimleyebilecek
-
15:02 - 15:04tek türüz.
-
15:04 - 15:07Demek istiyorum ki, mimariye ve tarıma sahip bir tek biziz.
-
15:07 - 15:10Mücevherlere ve demokrasiye bir tek biz sahibiz.
-
15:10 - 15:13Uçaklarımız, karayollarımız var,
-
15:13 - 15:15iç mimarimiz ve burçlarımız var.
-
15:15 - 15:18Moda dergilerimiz, elektronik müzik partilerimiz var.
-
15:18 - 15:20İçinde canavarlar olan bir korku filmi izleyebilirsiniz.
-
15:20 - 15:23Bir konsere gidip, gitarların döktürmesini dinleyebilirsiniz.
-
15:23 - 15:25Kitaplarımız, açık büfelerimiz ve radyo dalgalarımız var,
-
15:25 - 15:27gelinlerimiz ve lunapark trenlerimiz.
-
15:27 - 15:29Temiz çarşaflarda uyuyabilirsiniz.
-
15:29 - 15:31Sinemaya gidip güzel bir yerden izleyebilirsiniz.
-
15:31 - 15:34Fırın kokusunu koklayabilirsiniz, yağmurda ıslanmış saçlarla yürüyebilirsiniz,
-
15:34 - 15:37sakızdan balon yapıp patlatabilir, kaçak bir şekerleme yapabilirsiniz.
-
15:37 - 15:39Biz bütün bu şeylere sahibiz,
-
15:39 - 15:42ama tadını çıkartabilmek için sadece 100 yılımız var.
-
15:43 - 15:45Ve bu da işin üzücü kısmı.
-
15:47 - 15:50Marketteki kasiyerler,
-
15:50 - 15:53fabrikanızdaki işçiler,
-
15:53 - 15:56otobanda arabanızı sıkıştıran adam,
-
15:56 - 15:59akşam yemeğinde sizi arayan telesatıcılar,
-
15:59 - 16:01tüm öğretmenleriniz,
-
16:01 - 16:04sizin yanınızda uyanmış herkes,
-
16:04 - 16:06her ülkedeki her politikacı,
-
16:06 - 16:08her filmdeki her aktör,
-
16:08 - 16:11ailenizdeki herkes, sevdiğiniz herkes,
-
16:11 - 16:14bu salondaki herkes ve siz
-
16:14 - 16:17yüz yıl içerisinde ölmüş olacaksınız.
-
16:17 - 16:20Hayat o kadar güzel ki,
-
16:20 - 16:22onu o kadar tatlı hale getiren küçücük anları yaşamak
-
16:22 - 16:24ve tadını çıkartmak için çok kısa bir süremiz var.
-
16:24 - 16:26Ve o an hemen şimdi,
-
16:26 - 16:29ve o anlar geriye sayıyor,
-
16:29 - 16:32ve o anlar sürekli sürekli, sürekli, kaçıp gidiyor.
-
16:34 - 16:38Asla şimdiki kadar genç olmayacaksınız.
-
16:39 - 16:42Ve işte bu yüzden inanıyorum ki,
-
16:42 - 16:44eğer hayatınızı çok harika bir tutumla yaşarsanız
-
16:44 - 16:46hayat önünüze bir engel koyduğunda,
-
16:46 - 16:48hep ilerlemeyi ve devam etmeyi seçerseniz
-
16:48 - 16:51etrafınızda olup bitenlerin farkında olarak yaşarsanız
-
16:51 - 16:53içinizdeki üç yaşındaki çocuğu kucaklayarak
-
16:53 - 16:56ve hayatı çok tatlı hale getiren küçük mutluluk kaynaklarını görerek
-
16:56 - 16:58ve kendinize özgün davranırsanız,
-
16:58 - 17:00kendin olmak ve bununla rahat olmak,
-
17:00 - 17:03kalbininizin sizi yönetmesine izin vererek ve sizi memnun edecek tecrübeler edinerek
-
17:03 - 17:05işte o zaman bence zengin ve tatmin edici
-
17:05 - 17:07bir hayatınız olacak
-
17:07 - 17:09ve bence gerçekten muhteşem bir hayatınız olacak.
-
17:09 - 17:11Teşekkürler.
- Title:
- Neil Pasricha: Muhteşemliğin 3 Aşaması
- Speaker:
- Neil Pasricha
- Description:
-
Neil Pasricha'nın blogu 1000 Tane Muhteşem Şey, temiz çarşaflardan ücretsiz içeceklere hayatın küçük zevklerinin tadını çıkartıyor. TEDxToronto'dan alınmış bu yürekten konuşmasında muhteşem bir hayata giden (hepsi de orijinalinde aynı harfle "A" başlayan) 3 sırrı açıklıyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 17:12