Return to Video

Öğretmenlik; geleceğe şekil veren meslek | Ezo Sunal | TEDxYouth@Kaleiçi

  • 0:30 - 0:34
    Öğretmenlik hayatımın 15. yılına girdim
  • 0:34 - 0:36
    ve bu beni çok heyecanlandırıyor.
  • 0:37 - 0:40
    On beş yıldır, on sekiz aydan itibaren
  • 0:40 - 0:43
    bütün yaş gruplarıyla
    çalışma şansım oldu
  • 0:43 - 0:45
    ve umuyorum ki daha uzun yıllar
  • 0:45 - 0:48
    bu alandaki çalışmalarıma devam edeceğim.
  • 0:48 - 0:49
    Ama şimdi,
  • 0:50 - 0:52
    biraz geriye gitmek istiyorum.
  • 0:52 - 0:55
    Tam 35 yıl kadar geriye.
  • 0:56 - 1:00
    35 yıl öncesi şurası olsun mesela.
  • 1:01 - 1:03
    Fotoğrafta gördüğünüz gibi
  • 1:03 - 1:07
    ben, Kemal Sunal'ın kızı olarak
    dünyaya geldim
  • 1:07 - 1:17
    (Alkış)
  • 1:18 - 1:20
    Bu alkışlar, bir kere daha
  • 1:20 - 1:25
    az sonra anlatacağım konuyu
    çok güzel özetledi, doğruladı.
  • 1:26 - 1:30
    Tabii ki din, dil, ırk, cinsiyet
    meslek ayrımı olmadan
  • 1:30 - 1:34
    Türkiye'nin bu kadar çok
    sevdiği bir insanın
  • 1:34 - 1:35
    sadece sanatçı demiyorum,
  • 1:35 - 1:36
    "bir insanın"
  • 1:36 - 1:38
    çocuğu olarak dünyaya gelmek
  • 1:38 - 1:40
    muhteşem bir şey.
  • 1:40 - 1:43
    Bunu tabii ki kabul ediyorum
  • 1:43 - 1:45
    ve çok gurur duyarak
  • 1:46 - 1:49
    küçüklüğümden beri yaşıyorum.
  • 1:49 - 1:50
    Fakat
  • 1:50 - 1:52
    tabii ki siz de takdir edersiniz ki
  • 1:52 - 1:55
    bunun yanında getirdiği
    bazı sorumluluklar,
  • 1:55 - 1:59
    bazı zorluklar ve bazı dezantajlar da var.
  • 1:59 - 2:03
    Bunlardan en bariz olanı
  • 2:03 - 2:06
    ve paylaşmak istediğim şu:
  • 2:06 - 2:10
    Belki ailemden değil,
    yakın çevrem veya akrabalarımdan değil
  • 2:10 - 2:11
    ama
  • 2:11 - 2:14
    Kemal Sunal'ın sevenlerinden
  • 2:14 - 2:16
    çok beklentiler oldu.
  • 2:16 - 2:18
    Küçüklüğümden beri, hâlâ da oluyor.
  • 2:19 - 2:22
    Bir çeşit psikolojik baskı da diyebiliriz.
  • 2:23 - 2:25
    Yaptığın bir hareketle
  • 2:25 - 2:27
    babana layık oldun, olmadın.
  • 2:28 - 2:28
    Bir yere gittin,
  • 2:28 - 2:30
    babasına layık oldu, olmadı.
  • 2:30 - 2:32
    Bir şey söyledi,
    layık oldu, olmadı.
  • 2:32 - 2:34
    Bunun dışında bir de
    meslek seçimi var tabii.
  • 2:35 - 2:35
    Herkes
  • 2:36 - 2:37
    genlerden dolayı sanırım
  • 2:37 - 2:39
    oyuncu olmamı bekledi.
  • 2:39 - 2:42
    Ya da sinemayla alakalı,
    veya sanatla alakalı
  • 2:42 - 2:46
    bir alanda çalışmamı bekledi,
    diye düşünüyorum.
  • 2:46 - 2:48
    Hâlâ bir mesleğimi sorduğunda
  • 2:49 - 2:51
    "Eğitimciyim" veya "Öğretmenim" dediğimde,
  • 2:52 - 2:54
    yüzünde bir hayal kırıklığı.
  • 2:55 - 2:58
    Hele ilk mezun olup
    geldiğim zamanlarda keşke görseydiniz.
  • 2:58 - 3:00
    "Ezo sen ne yaptın?"
  • 3:00 - 3:02
    "Neler yapıyorsun?"
  • 3:02 - 3:04
    Ben de heyecanla "Öğretmenim" diyorum,
  • 3:04 - 3:05
    gururla, gözlerimin içi parlıyor.
  • 3:05 - 3:08
    Çünkü zannediyorum ki öğretmenlik
    kutsal bir meslek,
  • 3:08 - 3:12
    herkes benimle gurur duyacak,
    çok hoşlarına gidecek.
  • 3:12 - 3:16
    (Alkış)
  • 3:17 - 3:19
    Fakat benim için hiç de öyle olmadı.
  • 3:19 - 3:23
    Normal bir ailede
    biri öğretmen çıktığında müthiş bir şey.
  • 3:23 - 3:24
    Ben...
  • 3:24 - 3:25
    Asla.
  • 3:25 - 3:28
    Şöyle bir hayal kırıklığı suratı
  • 3:28 - 3:29
    [Gösteriyor]
  • 3:29 - 3:30
    Ve şunu diyen oldu
  • 3:30 - 3:31
    "Olsun."
  • 3:32 - 3:33
    [Gülüyor]
  • 3:34 - 3:35
    Bunu dediler.
  • 3:35 - 3:37
    Gözümün içine baka baka dediler.
  • 3:38 - 3:40
    O zamanlar 20-21 yaşlarındayım.
  • 3:42 - 3:45
    En çarpıcı başka bir örneği
    daha vermek istiyorum
  • 3:45 - 3:48
    "Ezo sen ne yapıyorsun?
    "Nasıl gidiyor?"
  • 3:48 - 3:50
    Bir ilkokul arkadaşıma karşılaşmıştım.
  • 3:50 - 3:52
    Anlatıyorum heyecanlı heyecanlı
  • 3:52 - 3:54
    "Çocuk atölyem var"
    "Böyle çalışıyorum, şöyle yapıyorum"
  • 3:54 - 3:56
    "Çocuklar harika, çok mutluyum." falan
  • 3:56 - 3:59
    Durdu durdu,
    o da yine hayal kırıklığı ifadesiyle
  • 3:59 - 4:03
    "Ezo ya, çocuklarla nereye kadar"
    dedi bana.
  • 4:05 - 4:06
    Bunu dedi.
  • 4:07 - 4:09
    Ve en son yaşadığım olaya geliyorum.
  • 4:09 - 4:12
    Hâlâ kabullenemedi insanlar,
  • 4:12 - 4:13
    bakın on beş yıl diyorum.
  • 4:13 - 4:18
    Belli ki kararlıyım artık,
    istikrarlı gidiyorum, değil mi?
  • 4:18 - 4:21
    Geçen hafta olan bir şeyi
    söylemek istiyorum şimdi
  • 4:23 - 4:25
    Bir gazeteci fotoğrafımı yayınladı.
  • 4:25 - 4:26
    Altında şu yazıyor:
  • 4:27 - 4:31
    "Ezo Sunal: Oyunculuğa mesafeli eğitimci"
  • 4:31 - 4:33
    (Gülüşmeler)
  • 4:34 - 4:36
    Bakın, herkes eğitimci olabilir
  • 4:36 - 4:39
    ama oyunculuğa mesafeli eğitimci
    olmayı hak etmek için
  • 4:39 - 4:42
    ne yaptım inanın hiç haberim yok.
  • 4:42 - 4:44
    Bunu bir gazeteci yazdı,
  • 4:45 - 4:47
    aile dostu falan değil.
  • 4:47 - 4:49
    Her neyse,
  • 4:49 - 4:52
    dedim ya, ailemle hep gurur duydum.
  • 4:52 - 4:54
    Çünkü çok sevgi dolu bir ortamda büyüdüm
  • 4:54 - 4:56
    ve bu baskının yarısını bile
  • 4:56 - 4:59
    ailemden, yakın çevremden
    ve akrabalarımdan görmedim.
  • 5:00 - 5:02
    Onlar benim hep hayatta mutlu olmamı,
  • 5:02 - 5:03
    kendi istediğim işi yapmamı
  • 5:03 - 5:05
    ve en önemlisi de
  • 5:05 - 5:06
    kendi tutkumu,
  • 5:07 - 5:10
    vatana millete hayırlı olacağım
    işi bulmamı istediler
  • 5:10 - 5:11
    ve hep desteklediler.
  • 5:12 - 5:14
    Ben de şuna karar verdim:
  • 5:14 - 5:17
    "Benim, kendi oyun alanımı bulmam lazım."
  • 5:17 - 5:19
    İşte benim oyun alanım burası olsun.
  • 5:19 - 5:21
    [Durduğu yeri gösteriyor]
  • 5:21 - 5:23
    Kendim tutkuyla yapacağım
    bir iş bulmam lazım
  • 5:23 - 5:27
    Kendimi en iyi ifade edeceğim
    alanı bulmam lazım.
  • 5:27 - 5:29
    Ve bu, öğretmenlik oluverdi.
  • 5:29 - 5:32
    '98 yılında annemin açtığı
    anaokulu sayesinde
  • 5:32 - 5:36
    ben çocukları çok sevdiğimi,
    onlarla bir ömür
  • 5:36 - 5:40
    hiç yaşlanmayarak, hep mutlu olarak
    yaşayabileceğimi gördüm.
  • 5:40 - 5:43
    İlk gün bir sınıfın kapısını çaldım,
    okul açıldıktan sonra.
  • 5:44 - 5:45
    İçeri girdim
  • 5:45 - 5:47
    "Şişt" dedi bir çocuk bana
  • 5:48 - 5:49
    "Noldu?" dedim
  • 5:49 - 5:51
    Korktum yani bir an
    yanlış bir şey yapmışım gibi.
  • 5:52 - 5:53
    Kucağında bir bebek sallıyor
  • 5:53 - 5:55
    "Bebek uyuyor" dedi.
  • 5:56 - 5:59
    Bebek falan yok tabii
    ama var aslında.
  • 6:00 - 6:01
    "Peki, pardon." dedim
  • 6:01 - 6:03
    Devam edemedim orda,
    daha ben de çocuğum
  • 6:03 - 6:04
    ne yapacağımı bilmiyorum, çıktım.
  • 6:04 - 6:06
    Bir sonraki sınıfa gittim
  • 6:06 - 6:09
    Tık tık tık, kapıyı tıkladım,
    girdim başka bir çocuk
  • 6:09 - 6:12
    pelerin gibi bir şey bağlamış sırtına
    ama pelerin değil.
  • 6:12 - 6:15
    Artık materyel çok kullanıyoruz okulda.
  • 6:15 - 6:18
    Böyle bir ispanyol etek gibi,
  • 6:18 - 6:19
    kırmızı,
  • 6:20 - 6:23
    yoğun dalgalı falan bir şey
    boynunda bağlı.
  • 6:23 - 6:24
    Zıplıyor zıplıyor duruyor.
  • 6:25 - 6:26
    "Peki..." dedim
  • 6:26 - 6:27
    muhabbet de etmek istiyorum
  • 6:27 - 6:29
    "Sen ne yapıyorsun?" dedim.
  • 6:29 - 6:30
    "Ben Süperman'im" dedi
  • 6:30 - 6:34
    Gayet böyle gururlu
    ve kendinden emin bir tavırla.
  • 6:34 - 6:37
    "Çok güzel peki uçabiliyor musun" dedim
  • 6:37 - 6:41
    Böyle bir sıkıntılandı, sıkıntı çöktü
  • 6:41 - 6:43
    "Ya uçuyorum ama hemen düşüyorum." dedi
  • 6:46 - 6:49
    Bu bakış açısı beni tavladı o an.
  • 6:50 - 6:54
    Dedim ki "Ben hayatımın geri kalanında
    böyle devam etmek istiyorum"
  • 6:55 - 6:57
    Çünkü "Uçamam" demedi,
  • 6:57 - 7:01
    "Uçuyorum" dedi
    "Sadece biraz daha çalışmam gerekiyor."
  • 7:02 - 7:03
    İşte bu bakış açısı aslında,
  • 7:04 - 7:07
    büyürken unuttuğumuz şeyleri hatırlatan
  • 7:07 - 7:10
    çok çarpıcı bir tokat gibi geldi bana.
  • 7:10 - 7:11
    Ve sonra
  • 7:12 - 7:14
    kendimi bu işe adadım.
  • 7:15 - 7:17
    Birçok okula gittim,
    farklı ülkelerde keşfettim
  • 7:17 - 7:19
    kendi öğretmenlerimi düşündüm
  • 7:19 - 7:22
    Bazıları bana nasıl öğretmen olunmaması
    gerektiğini gösterdi
  • 7:22 - 7:25
    Bazıları da tam olarak
    bu mesleği seçmeme sebep oldu.
  • 7:27 - 7:31
    Bunlardan en önemlisi de,
    benim için en değerlisi
  • 7:31 - 7:32
    Doug Goodkin isimli bir ustamdır.
  • 7:32 - 7:36
    Onun sayesinde ben
    "Orff Schulwerk" eğitimini keşfettim.
  • 7:36 - 7:37
    Orff Schulwerk
  • 7:38 - 7:42
    Ünlü Alman besteci Carl Orff'un
    eğitime kazandırdığı bir yaklaşım.
  • 7:42 - 7:45
    Temelinde hareketi ritm ve müzik,
    en önemlisi de oyun var.
  • 7:45 - 7:47
    Bu beni çok cezbetti.
  • 7:47 - 7:50
    Çünkü ben öğretmenleri gözlemlerken
    hep şunu fark ettim.
  • 7:50 - 7:54
    Öğretmenlik, aslında tembelleşmeye
    en müsait meslek.
  • 7:54 - 7:56
    Ne kadar ironik değil mi?
  • 7:56 - 7:57
    Yani, öğretmenlik diyoruz.
  • 7:57 - 7:59
    Öğretmen deyince akla ne gelir?
  • 7:59 - 8:02
    "Çalışkan, öğrencilerini seven,
    öğretmeyi seven"
  • 8:02 - 8:06
    Ama bir o kadar da
    tembelleşmeye en, en, en müsait meslek
  • 8:07 - 8:09
    Çünkü bir alan seçiyorsunuz
  • 8:09 - 8:13
    o bölümü kazandığınız için
    veya aile zorladığı için
  • 8:13 - 8:16
    veya ilginiz olduğu için -şanslıysanız-
  • 8:16 - 8:18
    O bölümde öğretmen oluyorsunuz.
  • 8:18 - 8:22
    Sonra her yıl aynı şeyi
    aynı yaş grubuna öğrete öğrete...
  • 8:22 - 8:24
    aslında bir tembellik çöküyor.
  • 8:24 - 8:25
    Bu bana olsun istemedim,
  • 8:25 - 8:28
    çünkü bu beni tatmin etmeyecek
    bir öğretmen olarak.
  • 8:28 - 8:31
    Ben daha fazlasını nasıl yapablirim
    diye araştırdım.
  • 8:31 - 8:34
    Ve Orff Schulwerk beni bu yüzden
    hep cezbetti.
  • 8:34 - 8:37
    Çünkü müzik, çok kuvvetli bir araç.
  • 8:37 - 8:40
    Müzik, evrensel olarak herkesin sevdiği
  • 8:42 - 8:45
    aynı dili konuşmasak bile,
    aynı yaşta olmasak bile
  • 8:45 - 8:48
    aynı deneyimleri yaşamamış olsak bile
  • 8:48 - 8:52
    hepimizi ortak noktada buluşturabilen
    en güçlü araçlardan biri.
  • 8:52 - 8:54
    O yüzden de kendime müziği seçtim.
  • 8:54 - 8:56
    Ama bir sorun vardı
  • 8:56 - 8:59
    Ben ortaokulda müzikte hiç iyi değildim,
  • 8:59 - 9:02
    yani hep zayıf notlar gelirdi
    hatta 1 bile aldım
  • 9:02 - 9:04
    Müzikten 1 alan kaç kişi
    vardır ortaokulda?
  • 9:04 - 9:05
    Aldım.
  • 9:05 - 9:07
    Onu da başardım.
  • 9:08 - 9:10
    Ama sonra bu beni yıldırmadı
  • 9:10 - 9:13
    dediğim gibi Orff Schulwerk eğitimlerine
    gitmeye başladım,
  • 9:13 - 9:15
    "Orff Yaklaşımları" olarak
    çevriliyor Türkçesi
  • 9:16 - 9:17
    ve şunu gördüm.
  • 9:17 - 9:21
    Herkesin kendini sanatsal olarak
    ifade etme becerisi var.
  • 9:22 - 9:23
    Sadece büyürken,
  • 9:23 - 9:27
    eğitim yaklaşımları ve karşılaştığımız
    öğretmenler, okullar
  • 9:27 - 9:30
    bunu biraz geri planda bıraktığı için
  • 9:30 - 9:33
    oyun oynamayı ve sanatın içinde olmayı
  • 9:33 - 9:37
    kendimizi ifade etme yolları araştırmayı
    unutuyoruz ve bırakıyoruz.
  • 9:39 - 9:40
    Ben unutmak istemedim,
  • 9:40 - 9:41
    unutturmak istemedim
  • 9:41 - 9:44
    ve öğretmen olarak en büyük
    görevlerimizden birinin de
  • 9:44 - 9:45
    bu olduğunu düşünüyorum.
  • 9:46 - 9:47
    Şimdi size
  • 9:47 - 9:50
    bir dersimden fotoğraf
    göstermek istiyorum.
  • 9:51 - 9:53
    Bir tane davul var ortada,
  • 9:53 - 9:55
    değil mi ne kadar basit bir araç?
  • 9:56 - 9:58
    Ve elimizde de birer tane baget var.
  • 9:59 - 10:02
    Bilmiyorum, yüz ifademi
    seçebiliyor musunuz uzaktan?
  • 10:02 - 10:03
    Çok heyecanlıyım.
  • 10:04 - 10:08
    Çok çok heyecanlıyım,
    çünkü bütün çocuklar da öyle.
  • 10:08 - 10:11
    Siz neye inanırsanız
    onlar da hemen inanıyor.
  • 10:12 - 10:15
    Ve dünden razılar
    eğlenmeye, iyi vakit geçirmeye,
  • 10:15 - 10:17
    oyun oynamaya dünden razılar.
  • 10:18 - 10:22
    Ama yetişkinleri biraz daha
    ikna etmek gerekiyor, o ayrı.
  • 10:23 - 10:24
    Burada şunu gördüm ben
  • 10:24 - 10:28
    "Tamam, tutkumu buldum.
    Ben bu işi yaparım"
  • 10:28 - 10:30
    İlk önce sevdiğim bir şey buldum
  • 10:30 - 10:32
    Sonra bunu yapabiliyor muyum?
    Tabii bu da önemli.
  • 10:32 - 10:34
    Her şeyi çok severiz ama yapamayabiliriz.
  • 10:34 - 10:37
    İyi yapıyor olabileceğim şeyi
    seçtiğimden emin oldum.
  • 10:38 - 10:39
    Ve bir öğretmen olarak
  • 10:39 - 10:42
    şuna hep dikkat etmek
    gerektiğini düşündüm.
  • 10:44 - 10:45
    Bakın.
  • 10:46 - 10:49
    Mesela bu bizim orkestramız
  • 10:49 - 10:52
    Orff aletleri dediğimiz
    ksilofon, metalofon
  • 10:52 - 10:55
    beden yakın vurmalı çalgıları kullanıyoruz
    ki ilk önce
  • 10:56 - 11:00
    keman, piyano veya gitar gibi
    eline aldığında ses çıkarmaktan
  • 11:00 - 11:03
    korkmadıkları enstrümanlar olsun
    ilk karşılaştıkları.
  • 11:03 - 11:05
    Hemen ses çıkarsın,
  • 11:05 - 11:08
    kendini ifade etme aracı
    olarak kullansın müzik aletini.
  • 11:08 - 11:09
    O yüzden de bu şekilde
  • 11:09 - 11:12
    bedene yakın vurmalı çalgılarla
    başlamak en güzeli.
  • 11:13 - 11:14
    Ve gördüğünüz gibi
  • 11:16 - 11:20
    biz öğretmenler de, yetişkinler de
    orkestranın bir parçasıyız.
  • 11:21 - 11:22
    Bütünün bir parçasıyız.
  • 11:22 - 11:23
    Onların önünde değiliz,
  • 11:23 - 11:25
    ne yapmaları gerektiğini söylemiyoruz.
  • 11:26 - 11:27
    Biz de o orkestranın bir parçasıyız.
  • 11:27 - 11:31
    Bizim de bir bölümümüz var
    ve herkes kendi bölümünü çalıyor.
  • 11:31 - 11:32
    Bu neden önemli?
  • 11:32 - 11:35
    Çünkü, bu orkestra kurulana kadar,
  • 11:36 - 11:37
    bu bir süreç,
  • 11:37 - 11:40
    ilk önce dans ederek başlıyoruz,
    bedenimizi keşfediyoruz.
  • 11:40 - 11:43
    Daha sonra müziği dinlemeyi öğreniyoruz.
  • 11:43 - 11:46
    Daha sonra müzik aletleriyle tanışıyoruz
    ve o da bir süreç.
  • 11:46 - 11:50
    Müzik aletlerine saygı duymayı ve
    onları nasıl kullanacağımızı öğreniyoruz.
  • 11:50 - 11:52
    Bu bir kaynaşma süreci.
  • 11:52 - 11:55
    Daha sonra çocuklara bir şarkı öğretiliyor
  • 11:55 - 11:57
    ve müziğin istedikleri bölümlerinde
  • 11:58 - 12:00
    çalmaları için teşvik ediyoruz.
  • 12:00 - 12:02
    Bu tabii ki bir günde olmuyor.
  • 12:02 - 12:04
    Bazen bir ay, bazen iki ay,
    bazen üç ay.
  • 12:04 - 12:06
    Her çocukta farklı.
  • 12:06 - 12:09
    Ama ben bu güne kadar hiçbir çocuğu
    zorlamadım enstrüman başına oturtmak için.
  • 12:09 - 12:11
    Önemli olan ayrıntı da bu.
  • 12:11 - 12:14
    Zaten siz bir şeyi
    çok severek yaptığınızda
  • 12:15 - 12:16
    çocuklar için önemli olan o,
  • 12:16 - 12:18
    yetişkinler için
    hep deriz ya "Rol model"--
  • 12:18 - 12:22
    tutkuyla bir şeyi yaptığınızda
    o ilgi çekiyor.
  • 12:23 - 12:24
    O diyor ki çocuğa,
  • 12:24 - 12:27
    "Bak ne kadar keyif alıyor bu işten,
    ben de bir deneyeyim."
  • 12:27 - 12:29
    "Ben de keyif alabilirim belki."
  • 12:30 - 12:33
    Onu aşıladıktan sonrası zaten
    inanın akıyor.
  • 12:33 - 12:36
    Ve hepsini böyle ders aralarında
    çalışırken buluyorum.
  • 12:36 - 12:39
    Bu yaş grubu mesela 5 yaşında.
  • 12:41 - 12:42
    Daha sonra kendi bölümlerini seçiyorlar,
  • 12:42 - 12:44
    ve artık bir orkestrayız.
  • 12:44 - 12:49
    Ondan sonra artık zaten benim
    müdahale etmeme hiç gerek bile kalmıyor.
  • 12:49 - 12:51
    Bu örneği neden göstermek istedim?
  • 12:51 - 12:56
    Hani diyorum ya,
    "Öğretmenlik, geleceğe şekil veren meslek"
  • 12:56 - 13:01
    Bir çocuğa, bir şeyi başarmanın,
    tamamlamanın hazzını
  • 13:01 - 13:03
    yaşatmazsak eğer
  • 13:03 - 13:06
    ilerde aslında hayatından çok
    keyif almayı bilmeyen
  • 13:06 - 13:09
    bir bireye dönüşme ihtimali çok yüksek.
  • 13:10 - 13:11
    Bu yüzden de
  • 13:11 - 13:14
    bir şey için çalışıp, uğraşıp
    ona zaman ayırıp
  • 13:15 - 13:16
    başarıp
  • 13:17 - 13:19
    bunu başkalarıyla paylaşması
  • 13:19 - 13:22
    ilerde yapacağı herhangi bir şeyde
  • 13:22 - 13:25
    aslında her şeyde o hazzı
    arayacak demek.
  • 13:25 - 13:28
    Bence öğretmenlerin
    ilk hedefi bu olmalı.
  • 13:28 - 13:31
    O hazzı öğrencilerine yaşatmak.
  • 13:31 - 13:33
    Coğrafya, matematik, müzik, İngilizce...
  • 13:34 - 13:36
    Konular, araç olduğunu düşünüyorum.
  • 13:36 - 13:38
    Bizim temel hedefimizin öğretmen olarak
  • 13:38 - 13:40
    kesinlikle insanlara
  • 13:40 - 13:44
    bir işi başarmak için
    önce çalışmamız gerekiyor,
  • 13:44 - 13:48
    motive olmamız gerekiyor
    ve bunu yaptığımızda da
  • 13:48 - 13:50
    mutlaka bu işten keyif alacağız.
  • 13:50 - 13:51
    Başkalarını etkilemek için değil.
  • 13:51 - 13:53
    Önce kendimiz için.
  • 13:53 - 13:56
    Bunu deneyimleyen bir çocuk
    zaten ilerdeki yaşantısında
  • 13:56 - 13:59
    hem özel hayatında
  • 13:59 - 14:01
    hem de bence iş hayatında
  • 14:01 - 14:03
    mutlu olacaktır.
  • 14:03 - 14:05
    Ve mutluluk en büyük başarıdır
    diye düşünüyorum.
  • 14:08 - 14:11
    Burada da minik bir video örneği var.
  • 14:11 - 14:13
    Bakın, dikkatli bakarsanız benim...
  • 14:13 - 14:15
    küçük köpeğim Samba da
    onların arasında.
  • 14:16 - 14:18
    İşte böyle olmalı
    bence öğrenme ortamı.
  • 14:18 - 14:20
    Köpek, çocuk, çoluk...
  • 14:20 - 14:22
    Öğretmen yanlarında.
  • 14:24 - 14:27
    Dinleyelim, bakalım
    ne çalıyorlar, nasıl çalıyorlar.
  • 14:27 - 14:30
    Yüz ifadelerine de dikkat ederek
    dinlemenizi öneriyorum.
  • 14:37 - 14:59
    [Müzik çalıyor]
  • 15:01 - 15:02
    Evet
  • 15:03 - 15:04
    Gördüğünüz gibi
  • 15:04 - 15:06
    işlerini çok ciddiye alıyorlar.
  • 15:07 - 15:09
    Yüz ifadelerine bakarsanız
  • 15:10 - 15:11
    Hiçbirine "Dur" "Sus" diyen yok
  • 15:11 - 15:14
    veya "Öyle değil, böyle yapacaksın!"
  • 15:14 - 15:16
    Bazı öğretmenler yıl sonu gösterileri--
  • 15:16 - 15:19
    o da başka bir konu
    başka zaman konuşuruz--
  • 15:19 - 15:22
    o yıl sonu gösterileri güzel çıksın diye
    çocukları çok mutsuz ediyorlar.
  • 15:22 - 15:24
    Aslında bakın, hiç gerek yok.
  • 15:24 - 15:27
    Sadece sevdirmek,
    ciddiye aldırmak yeterli.
  • 15:27 - 15:30
    Ve bu da ancak
    eğer siz yaptığınız şeye inanırsanız
  • 15:30 - 15:32
    karşı tarafa geçiyor diye düşünüyorum.
  • 15:33 - 15:36
    Şimdi diğer Ezo'ya geçecek olursak
  • 15:37 - 15:41
    dediğim gibi ailenin desteği
    birinci sırada yer alıyor.
  • 15:42 - 15:45
    Alienin repütasyonu
    iyi de olabilir, kötü de
  • 15:46 - 15:48
    ama bu bizim bahanemiz olmamalı.
  • 15:48 - 15:50
    En büyük görevimiz bu hayatta
  • 15:50 - 15:53
    kendi yolculuğumuzu bulmamız
    diye düşünüyorum.
  • 15:53 - 15:54
    Bunun dışında
  • 15:55 - 15:57
    dediğim gibi ben
    kendi tutkumu buldum
  • 15:57 - 16:00
    bu alanda çalışmayı çok seviyorum
  • 16:00 - 16:02
    ve bu alandaki çalışmalarımı
    diğer kişilerle
  • 16:02 - 16:05
    öğretmenlerle ve çocuklarla
    paylaşmayı çok seviyorum.
  • 16:05 - 16:06
    Çünkü
  • 16:06 - 16:08
    çocukların gözünde siz
  • 16:09 - 16:11
    hiç kimsesiniz aslında ilk bakışta.
  • 16:11 - 16:12
    Ön yargıları yok.
  • 16:13 - 16:14
    Beklentileri yok.
  • 16:15 - 16:17
    Herhangi bir yargılama
  • 16:17 - 16:19
    veya eleştirme durumları yok.
  • 16:19 - 16:22
    Sadece onları sevmeniz
    ve orada olmak istemeniz
  • 16:22 - 16:24
    çocuklar için yeterli.
  • 16:24 - 16:27
    Sizi sevmeleri ve
    kabul etmeleri için yeterli.
  • 16:27 - 16:29
    Ve bu beni çok büyüleyen bir şey.
  • 16:29 - 16:32
    O yüzden de onlardan kopamıyorum sanırım.
  • 16:36 - 16:38
    Dediğim gibi
  • 16:38 - 16:40
    bütün öğretmenlerin ilk hedefi
  • 16:41 - 16:44
    geleceğe şekil verdiklerini unutmamaları
  • 16:44 - 16:46
    en önemlisi de
  • 16:46 - 16:49
    çocuklara ilk sırada sevgiyi,
  • 16:49 - 16:53
    ondan sonra da bir işi başarmanın hazzını
    yaşatmaları gerektiğini düşünüyorum.
  • 16:53 - 16:57
    Ve bunu ancak hep birlikte
    hep bareber
  • 16:57 - 16:59
    aynı dili konuşarak yapabiliriz
    diye düşünüyorum.
  • 16:59 - 17:00
    Teşekkür ederim.
  • 17:00 - 17:02
    (Alkış)
Title:
Öğretmenlik; geleceğe şekil veren meslek | Ezo Sunal | TEDxYouth@Kaleiçi
Description:

Ezo Sunal, Salzburg Mozarteum Üniversitesi, Madrid ve San Francisco’da Orff-Schulwerk ' tamamladıktan sonra Orff- Schulwerk eğitmenlik sertifikası aldı. Bir dönem editörlük de yapan Ezo Sunal, Okan Universitesi Çocuk Gelişimi bölümünde Çocuk ve Müzik alanında dersler verdi. 2015 yılında Ömer Öztüyen ile birlikte çocuklar için müzikli oyunlar ve etkinlikler içeren bir kitap yayımladı. Ayrıca bununla ilgili mobil uygulama kurmuştur. "Güldüy Güldüy Show Çocuk" programının sunuculuğunu yapmıştır. Atölye ve beden perküsyonu alanındaki çalışmalarının yanı sıra, öğretmenlik seminerleri düzenlemekte, çeşitli çocuk atölyelerinde ve kurucusu olduğu Ezo Sunal Çocuk Atölyesi’nde eğitmen olarak görev almaktadır.

Bu konuşma TEDx Etkinliğinde TED konferans formatları kullanılarak verilmiştir fakat bağımsız olarak lokal topluluk tarafından organize edilmiştir. Daha fazla öğrenmek için: http://ted.com/tedx.

more » « less
Video Language:
Turkish
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
17:02

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions