Return to Video

Açık su yüzücülüğünün zorlukları yenmek hakkında bana öğrettikleri

  • 0:00 - 0:03
    Shah Rukh Khan: Cesaret, kararlılık, tek
    amaca odaklanmışlık.
  • 0:03 - 0:06
    Bunlar başarılı insanların ortak
    özellikleri.
  • 0:06 - 0:11
    Cesaret dolu bu yürekler için başarısızlık
    bir seçenek değil.
  • 0:11 - 0:13
    Denizler bize göre zapt edilemez yerlerken
  • 0:13 - 0:18
    konuşmacımıza göre performansını
    sergilemek için doğduğu bir sahne.
  • 0:18 - 0:21
    Hadi korkusuz konuşmacımızın
    hikâyesine dalalım.
  • 0:21 - 0:22
    Bhakti Sharma,
  • 0:22 - 0:25
    dünyada dalgalar yaratan
    uzun mesafe yüzücüsü.
  • 0:26 - 0:27
    Bhakti Sharma.
  • 0:27 - 0:34
    (Alkışlar)
  • 0:40 - 0:43
    Bhakti Sharma: Kavurucu Rajasthan
    sıcağında,
  • 0:43 - 0:45
    bir yaz günü öğleden sonra,
  • 0:45 - 0:49
    annesinin motosikletinin arkasında,
    nereye gittiklerini bilmeyen
  • 0:49 - 0:51
    iki buçuk yaşında bir kız çocuğu
    hayal edin.
  • 0:51 - 0:53
    Yirmi dakika sonra ise
  • 0:53 - 0:55
    iki buçuk yaşındaki bu kız çocuğu
  • 0:55 - 0:58
    kendini tamamen suya batmış
    bir hâlde buluyor.
  • 0:58 - 0:59
    Ne olduğunu anlamadan
  • 0:59 - 1:02
    çırpınıyor, bağırıyor,
  • 1:02 - 1:04
    su yutuyor,
  • 1:04 - 1:06
    hayatta kalabilmek için anneme
    tutunuyordum.
  • 1:06 - 1:08
    İşte yüzmeyi böyle öğrendim.
  • 1:08 - 1:11
    İki buçuk yaşındayken havuzda yüzmeye,
  • 1:11 - 1:13
    14 yaşındayken de açık denizde
    yüzmeye başladım.
  • 1:14 - 1:19
    Hayatımın yaklaşık yirmi beş yılını
    bu spora adadım.
  • 1:19 - 1:22
    Bu dönem boyunca beş okyanusta da yüzdüm.
  • 1:24 - 1:25
    Yüzücülerin Everest’i olan
  • 1:25 - 1:29
    Manş Denizi'ni yüzerek geçtim.
  • 1:29 - 1:33
    Antarktika Okyanusu'nda
    dünya rekoru kırdım.
  • 1:33 - 1:36
    (Alkışlar)
  • 1:36 - 1:39
    Bir spor dalıyla uzun zaman uğraştığınızda
  • 1:39 - 1:41
    sadece bir spor olmaktan çıkıp
  • 1:41 - 1:43
    sizi yansıtan bir aynaya dönüşüyor,
  • 1:43 - 1:45
    aslında kim olduğunuzu gösteriyor.
  • 1:46 - 1:50
    Bir atlet olarak adanmışlığınız
    sadece yarış günü değil
  • 1:50 - 1:52
    her gün sınanır.
  • 1:52 - 1:56
    Bu spor sabah saat 4:30'da kalkmayı,
  • 1:56 - 1:58
    iki saat yüzmeyi,
  • 1:58 - 2:00
    okula gidip, dönüp, üç saat daha yüzmeyi,
  • 2:01 - 2:03
    eve gidip, yemek yiyip uyumayı gerektirir.
  • 2:03 - 2:06
    Bir madalya kazandığınızda ya da dünya
    rekoru kırdığınızda,
  • 2:06 - 2:10
    o aynada sevdiklerinizin ve kendinizin
    mutluluğunun yanında
  • 2:10 - 2:16
    suda tek başınızayken akıttığınız
    gözyaşlarınızı görürsünüz.
  • 2:17 - 2:20
    Açık deniz yüzücülüğü yalnız bir spordur.
  • 2:20 - 2:21
    Altımda uzanan kusursuz,
  • 2:21 - 2:24
    sonsuz derinlikteki okyanusa bakarak
  • 2:24 - 2:29
    sadece düşüncelerimin bana yoldaş olduğu
    saatler geçirdim.
  • 2:30 - 2:33
    Böylece sadece bir yüzücü olarak değil
  • 2:33 - 2:37
    aynı zamanda düşünen, hisseden, düşleyen
    bir insan olarak da sınandım.
  • 2:38 - 2:40
    Yüzme havuzunda on iki saat boyunca
    durmadan yüzmeye
  • 2:40 - 2:45
    ya da Manş Denizi'ni 13 saat 55 dakikada
    geçmeye karar verdiğimde olduğu gibi
  • 2:45 - 2:49
    bir maraton yüzücüsü olarak da
    sınandım.
  • 2:50 - 2:52
    Yüzerken konuşmazsınız,
  • 2:52 - 2:54
    pek iyi duymazsınız
  • 2:54 - 2:57
    ve görüşünüz tam önünüzde olanla
  • 2:57 - 2:59
    ya da altınızdakiyle sınırlıdır.
  • 2:59 - 3:03
    Bu soyutlanma hali yaptığım sporun
    bana en büyük armağanı oldu.
  • 3:03 - 3:05
    Açık denizde yüzdüğüm süre boyunca
  • 3:05 - 3:09
    hiç tahmin etmediğim yönlerimi tanıdım.
  • 3:10 - 3:12
    On dört yaşımdayken
  • 3:12 - 3:15
    yüzmek için okyanusa ilk atladığımda
  • 3:15 - 3:17
    ve o süre boyunca,
  • 3:17 - 3:20
    dalgalar beni bir oraya bir buraya
    savururken
  • 3:20 - 3:24
    içimdeki çocuğun o tarz maceralardan
    ne kadar keyif aldığını gördüm.
  • 3:24 - 3:26
    Manş Denizi'ni geçerken
  • 3:26 - 3:29
    yaklaşık on saat yüzdükten sonra
  • 3:29 - 3:33
    bir yerde akıntı nedeniyle bir buçuk
    saatliğine mahsur kaldım.
  • 3:33 - 3:36
    O sırada, ailesini ve ülkesini
    hayal kırıklığına uğratmak istemeyen,
  • 3:36 - 3:40
    içimdeki o güçlü ve kendini adamış
    sporcuyu gördüm.
  • 3:40 - 3:43
    İsviçre'de düzenlenen
    açık deniz maratonunda
  • 3:43 - 3:46
    Hindistan adına ilk altın madalyamı
    kazandığımda
  • 3:46 - 3:51
    (Alkışlar)
  • 3:51 - 3:53
    içimdeki o gururlu Hindistanlıyı gördüm.
  • 3:54 - 3:56
    Manş Denizi'ni bir sonraki geçişimde,
  • 3:56 - 3:58
    annemle katıldığımız bayrak yarışında,
  • 3:58 - 4:01
    tarih yazdığımızı bilmeden,
  • 4:01 - 4:04
    annesinin hayallerini
    gerçekleştirdiğini görmek isteyen
  • 4:04 - 4:07
    ve O'nu koruyan kız evladı gördüm.
  • 4:07 - 4:08
    Dört yıl önce
  • 4:08 - 4:11
    Antartika Okyanusu'na atladığımda
  • 4:11 - 4:14
    üstümde mayo, bone ve gözlüğümden başka
    bir şey yokken
  • 4:14 - 4:17
    başarmanın sarsılmaz inancı vardı.
  • 4:17 - 4:19
    İçimdeki savaşçıyı gördüm.
  • 4:19 - 4:23
    Sıfır ila bir santigrat derece arasındaki
    suya atladığımda
  • 4:23 - 4:27
    vücudumu ve zihnimi soğuğa hazırlamış
    olduğumu fark ettim.
  • 4:27 - 4:31
    Ancak hazır olmadığım şey
    suyun yoğunluğuydu.
  • 4:32 - 4:35
    Sanki her kulacı yağın içine atıyordum.
  • 4:35 - 4:36
    Beşinci dakikada
  • 4:36 - 4:39
    karşı konulamaz şekilde sadece bırakmayı
    düşünebiliyordum.
  • 4:40 - 4:43
    Her şeyi öylece bırakıp gitmek
    ne kadar da güzel olurdu.
  • 4:43 - 4:44
    Bota atlamak,
  • 4:44 - 4:46
    sıcak suyun altında duş almak
  • 4:46 - 4:49
    ya da sıcacık bir battaniyeye sarılmak.
  • 4:49 - 4:50
    Ama bu düşüncenin yanında
  • 4:50 - 4:55
    derinlerden gelen, inatçı ve güçlü bir ses
    şöyle diyordu:
  • 4:55 - 4:58
    “Bir kulaç daha atacak güce sahip
    olduğunun farkındasın.”
  • 4:58 - 5:01
    Böylece kolumu kaldırdım
    ve bir kulaç attım.
  • 5:01 - 5:02
    “Şimdi bir tane daha.”
  • 5:02 - 5:05
    İkinci ve üçüncü kulacı attım.
  • 5:05 - 5:07
    Dördüncü kulacı attığım sırada
  • 5:07 - 5:10
    tam karnımın altında bir penguenin
    yüzdüğünü gördüm.
  • 5:10 - 5:13
    Sol tarafıma geçip benimle birlikte
    yüzmeye başladı.
  • 5:13 - 5:17
    “Bak gördün mü, penguen seni destekliyor.”
    dedi içimdeki o ses.
  • 5:17 - 5:20
    (Alkışlar ve tezahürat)
  • 5:20 - 5:23
    Botun içindeki takımıma baktım.
  • 5:23 - 5:27
    Yüzümdeki gülümsemenin aynısı onlarda da
    vardı.
  • 5:27 - 5:29
    Zor durumda kaldığımız anlarda,
  • 5:29 - 5:33
    bir umut ışığı gördüğümüzde
    oluşan o aynı gülümseme.
  • 5:34 - 5:36
    Bunun bir işaret olduğunu düşünüp
  • 5:36 - 5:38
    ilerlemeye devam ettik.
  • 5:38 - 5:39
    İlerlemeye devam ettiğimde,
  • 5:39 - 5:41
    41 dakika sonra,
  • 5:41 - 5:44
    Antarktika Okyanusu'nda
    en uzun mesafe yüzmede
  • 5:44 - 5:45
    dünya rekorunu kırdım.
  • 5:45 - 5:49
    (Alkışlar)
  • 5:49 - 5:52
    Düşünsenize, Rajastan'da kar yağmaz bile.
  • 5:52 - 5:54
    (Kahkahalar)
  • 5:54 - 5:57
    Tüm zor zamanlarımda
    ve yüzdüğüm anlar boyunca
  • 5:57 - 5:59
    bana eşlik eden o ses,
  • 5:59 - 6:00
    kendini hiç göstermeyecekti.
  • 6:00 - 6:03
    Eğer kendi başıma o kadar çok vakit
    geçirmeseydim
  • 6:03 - 6:07
    ve aklımdan geçen her bir düşünceye
    kulak vermeseydim.
  • 6:08 - 6:13
    Okyanusun ortasındayken
    düşüncelerinizle baş başa kaldığınızda,
  • 6:13 - 6:16
    karşı karşıya kaldığınız tehlikeler,
  • 6:16 - 6:18
    balinalar, köpek balıkları, deniz anaları
  • 6:18 - 6:21
    ve hatta hevesinizi kıran insanlar gibi
    dış tehlikeler değildir.
  • 6:21 - 6:24
    Yüzleştiğiniz en tehlikeli şeytanlar,
  • 6:24 - 6:27
    içinizdeki olumsuzluk ve korkudur.
  • 6:27 - 6:29
    Size, "Yeterince iyi değilsin.
  • 6:29 - 6:31
    Karşı kıyıya asla varamayacaksın.
  • 6:31 - 6:33
    Yeterince çalışmadın.
  • 6:33 - 6:36
    Ya başarısız olursan? İnsanlar ne düşünür?
  • 6:36 - 6:39
    Eminim herkes ne kadar
    yavaş olduğunu düşünüyor." derler.
  • 6:39 - 6:42
    Hepimizin içinde böyle şeytanlar yok mu?
  • 6:42 - 6:45
    Gündelik hayatınızda onlardan
    saklanabilirsiniz.
  • 6:45 - 6:48
    Çalışabilir ya da dikkatinizi dağıtacak
    işlerle uğraşırsınız.
  • 6:49 - 6:51
    Ama dediğim gibi,
  • 6:51 - 6:54
    okyanusun ortasında
    saklanacak bir yer yok.
  • 6:54 - 6:57
    İçimdeki şeytanlarla yüzleşmek zorundayım,
  • 6:57 - 7:00
    denizdeki tuzu tatmak zorunda
    olduğum kadar,
  • 7:00 - 7:02
    cildimdeki aşınmayı hissettiğim kadar
  • 7:02 - 7:05
    ve balinaların yanımda yüzdüklerinin
    bilincinde olduğum kadar.
  • 7:05 - 7:08
    Bu spordan hem nefret ediyor
    hem de onu seviyorum.
  • 7:09 - 7:13
    Nefret ediyorum çünkü
    bu spor bana
  • 7:13 - 7:16
    var olduğuna inanmak istemediğim
    tarafımı gösterdi.
  • 7:16 - 7:19
    İnsan olan ve pek de mükemmel
    olmayan tarafımı.
  • 7:19 - 7:21
    Sabah yataktan kalkamayan
  • 7:21 - 7:24
    ve idmana zorlayamadığım yanım gibi.
  • 7:24 - 7:28
    Çok yıpranmış, çok yorulmuş olduğu için
  • 7:28 - 7:30
    sadece yüzmeyi bırakmak isteyen tarafım.
  • 7:30 - 7:32
    Ama aynı zamanda bu sporu seviyorum,
  • 7:32 - 7:36
    çünkü bu spor bana motivasyonumu
    kaybettiğim zamanlarımda
  • 7:36 - 7:38
    dönüp bakabileceğim anlar verdi.
  • 7:39 - 7:40
    O anlar için şükrediyorum
  • 7:40 - 7:42
    ve minnettarım.
  • 7:43 - 7:48
    Çoğunuz hiç durmadan yüzerek saatler
    geçiremeyebilirsiniz.
  • 7:48 - 7:52
    Peki, vaktinizin çoğunu kiminle
    geçiriyorsunuz?
  • 7:53 - 7:56
    Dış dünyadaki hayatınızı bir çok kişiyle
    paylaşıyor olabilirsiniz
  • 7:56 - 8:00
    ama sahip olduğunuz tek bir daimi
    yoldaşınız var,
  • 8:00 - 8:01
    o da sizsiniz.
  • 8:02 - 8:06
    Yine de birçoğumuz henüz gerçekten kim
    olduğumuzun farkında değiliz.
  • 8:07 - 8:10
    Ben annemin kızıyım, bir Hindistanlıyım,
    bir yüzücüyüm, bir öğrenciyim.
  • 8:11 - 8:12
    Ama bundan daha fazlasıyım.
  • 8:13 - 8:16
    Eğer kendinize yatırım yapmıyorsanız,
  • 8:16 - 8:20
    sizi size yaklaştıracak bir yol
    belirlemiyorsanız,
  • 8:20 - 8:25
    hiçbir başarı size kalıcı sevinç
    ya da tatmin getiremez.
  • 8:25 - 8:27
    Bugün bile,
  • 8:27 - 8:30
    yaptığım iş için hevesim kalmadığında
    ya da motivasyonumu kaybettiğimde
  • 8:30 - 8:32
    kendime sorduğum tek soru,
  • 8:32 - 8:34
    "Şu an yapabileceğimin en iyisini bu mu?"
  • 8:35 - 8:37
    Bana göre "en iyi"nin anlamı hep değişir.
  • 8:37 - 8:40
    Bazı günler pes etmemek,
  • 8:40 - 8:43
    dondurucu suda yüzmeye devam edip
    dünya rekoru kırmaktır.
  • 8:44 - 8:45
    Ama diğer günlerin çoğunda,
  • 8:45 - 8:48
    depresif düşüncelerimin üstesinden
    gelmektir.
  • 8:48 - 8:49
    Evden dışarı çıkıp
  • 8:49 - 8:52
    gündelik işlerimi yapmak.
  • 8:52 - 8:55
    Değişmeyen ise içerideki o sestir.
  • 8:55 - 8:57
    İçimdeki o pusula,
  • 8:57 - 8:59
    daha iyi bir ben için
    her gün bana yol gösterir.
  • 9:00 - 9:02
    Başarılı bir hayatın,
  • 9:02 - 9:05
    son nefesinizde bile kendinizi
  • 9:05 - 9:11
    mümkün olan en iyi versiyonunuz olma
    yolunda harcadığınız hayat olduğuna
  • 9:11 - 9:13
    inanıyorum.
  • 9:13 - 9:14
    Teşekkürler.
  • 9:14 - 9:21
    (Alkışlar)
  • 9:22 - 9:25
    SRK: Sanırım benim yapamayacağım
    tek spor yüzme.
  • 9:25 - 9:26
    Bir kaya gibi batarım.
  • 9:26 - 9:29
    Dünyanın en iyi yüzücüsünün yanında olmak
  • 9:29 - 9:30
    bana sanki,
  • 9:30 - 9:32
    nasıl desem bilemedim,
  • 9:32 - 9:33
    denizde batmışım gibi hissettiriyor.
  • 9:33 - 9:34
    Ama.
  • 9:34 - 9:37
    BS: (Gülüyor) Batmak değil yüzmek
    diyelim.
  • 9:37 - 9:39
    SRK: Peki, bir yüzücü olarak sonraki
    hedefin nedir?
  • 9:39 - 9:41
    BS: Yarışmaktan çok korkuyorum.
  • 9:41 - 9:44
    Bu yüzden Olimpiyatlardan daha iyi
    bir hedef olabilir mi?
  • 9:44 - 9:47
    Çünkü açık su yüzücülüğü artık
    Olimpiyat sporu olarak kabul ediliyor.
  • 9:47 - 9:49
    (Alkışlar)
  • 9:49 - 9:52
    Bunu yüksek sesle söylemek bile
    ürpermeme sebep oluyor,
  • 9:52 - 9:53
    çünkü bu öyle büyük bir hedef ki
  • 9:53 - 9:56
    bu hedefi koyduğumu
    kabul etmek bile istemiyorum.
  • 9:56 - 9:58
    Ama heyecanı da burada,
    bu işin bir parçası.
  • 9:58 - 10:03
    Bence Olimpiyatlar'da başarılı
    olsam da olmasam da
  • 10:03 - 10:04
    bir önemi yok.
  • 10:04 - 10:05
    Önemli olan hazırlanma süreci.
  • 10:05 - 10:09
    Bu süreç beni daha iyi bir yüzücü
    ve daha iyi bir insan yapacak.
  • 10:09 - 10:11
    SEK: İnşallah Olimpiyatlarda
    başarılı olursun.
  • 10:11 - 10:12
    Sana şunu söylemek istiyorum.
  • 10:12 - 10:15
    Bu programı evinde izleyen birçok kişi
  • 10:15 - 10:18
    senin için çok olumlu düşüncelere sahip.
  • 10:18 - 10:20
    Bu yüzden, Olimpiyatlara gittiğinde
  • 10:20 - 10:23
    hepimizin penguen mayosu giyip
    senin yanında yüzdüğümüzü
  • 10:23 - 10:26
    ve “Hadi Bhakti, devam et, devam et.”
    dediğimizi hayal et.
  • 10:26 - 10:28
    BS: Benim şahsi penguenim olur musun?
  • 10:28 - 10:29
    SRK: Artık senin pengueninim.
  • 10:30 - 10:33
    Köpek balığı ya da başka bir şey
    deseydin daha havalı olurdu,
  • 10:33 - 10:34
    ama penguen.
  • 10:34 - 10:37
    BA: Katil balinalar ruh eşim.
    Sen de benim katil balinam olabilirsin.
  • 10:37 - 10:38
    (Alkışlar)
  • 10:38 - 10:39
    SRK: Hanımlar ve beyler, Bhakti.
  • 10:39 - 10:41
    BS: Teşekkürler.
  • 10:41 - 10:43
    ( Alkışlar )
Title:
Açık su yüzücülüğünün zorlukları yenmek hakkında bana öğrettikleri
Speaker:
Bhakti Sharma
Description:

Açık su yüzücüsü Bahakti Sharma'nın hikâyesine dalalım. Hindistan'ın Rajasthan kentinin kavurucu sıcağından, Antarktik Okyanusu'nun kemikleri sızlatan soğuk sularında kırdığı rekora giden yolculuğu boyunca zorlukları yenmek hakkında öğrendiklerini ve cesaret isteyen Manş Deniz'ini geçişini bizimle paylaşıyor. Sharma diyor ki, "Okyanusun ortasında saklanacak hiçbir yer yok."

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
10:56

Turkish subtitles

Revisions