Ekonomik krizler için neden bireyleri suçluyoruz?
-
0:01 - 0:05Soğuk, güneşli bir Mart günüydü.
-
0:05 - 0:08Riga'da cadde boyunca yürüyordum.
-
0:09 - 0:12Kış mevsiminin yavaş yavaş
bittiğini hatırlıyorum. -
0:12 - 0:15Hâlâ etrafta biraz kar vardı
-
0:15 - 0:18ama kaldırım temiz ve kuruydu.
-
0:18 - 0:19Eğer Riga'da yaşadıysanız
-
0:19 - 0:25baharın getirdiği ilk işaretlerin
verdiği rahatlık hissini bilirsiniz -
0:25 - 0:28ve o, vıcık vıcık kar
ve çamur karışımından -
0:28 - 0:30güçlükle yürümek
zorunda değilsinizdir. -
0:30 - 0:33Orada gezintimin tadını çıkarırken
-
0:33 - 0:39aniden önümdeki kaldırıma basılmış,
-
0:39 - 0:41koyu gri tuğlaların üstüne yazılmış
-
0:41 - 0:45beyaz harflerden oluşan
bir duvar yazısı fark ettim. -
0:45 - 0:51"Sorumluluğunuz nerede?" diyordu.
-
0:53 - 0:55Bu soru beni olduğum yerde durdurdu.
-
0:56 - 1:00Orada durup anlamını düşünürken
-
1:00 - 1:05Riga Belediyesi Sosyal Yardım
Bakanlığı'nın önünde durduğumu fark ettim. -
1:06 - 1:09Demek ki bu duvar yazısının
sahibi her kimse, -
1:10 - 1:14bu soruyu sosyal yardıma başvurmaya
gelen insanlara soruyordu. -
1:16 - 1:17O kış,
-
1:17 - 1:23Letonya'daki finansal krizin sonuçları
hakkında araştırma yapıyordum. -
1:23 - 1:27Küresel Mali Kriz 2008 yılında
patlak verdiğinde -
1:27 - 1:30Letonya'nın küçük ve açık ekonomisi
çok zarar gördü. -
1:30 - 1:32Bilanço defterlerini dengelemek için
-
1:32 - 1:35Letonya hükûmeti, bir iç devalüasyon
stratejisi edindi. -
1:35 - 1:40Esasında bu, sert bir biçimde kamu
bütçesinin harcamalarını azaltmak demekti. -
1:40 - 1:43Yani kamu çalışanlarının
maaşlarını kesmek, -
1:43 - 1:45sivil kamu hizmetlerini azaltmak,
-
1:45 - 1:47işssizlik parasını ve diğer
sosyal yardımları kesmek -
1:47 - 1:49ve vergileri arttırmak demekti.
-
1:50 - 1:53Annem, hayatı boyunca bir
tarih öğretmeni olarak çalışmıştı. -
1:54 - 1:59Tasarruf etmek, onun için
aniden maaşının %30'unun -
1:59 - 2:01kesilmesini görmek demekti.
-
2:01 - 2:04Annemin bulunduğu ya da daha kötü durumda
olan birçok insan vardı. -
2:04 - 2:09Bu krizin bedeli, sıradan Letonyalıların
omuzlarına bindirilmişti. -
2:10 - 2:13Krizin ve tasarruf etmenin sonucunda
-
2:13 - 2:18Letonya ekonomisi iki yıllık
bir dönemde %25 küçüldü. -
2:18 - 2:21Sadece Yunanistan,
karşılaştırılabilir bir ölçekte -
2:21 - 2:22ekonomik daralmadan muzdarip olmuştu.
-
2:24 - 2:27Ama Yunanlar, Atina'da
sürekli ve sıklıkla şiddetli -
2:27 - 2:31prostestolar yaparak
aylarca sokaktaydılar. -
2:31 - 2:34Riga'daki herkes ise sessizdi.
-
2:36 - 2:39Önde gelen ekonomistler "The New York
Times" gazetesinin köşe yazılarında -
2:39 - 2:43tasarruf etme rejiminin bu ilginç ve aşırı
-
2:43 - 2:45Letonyalı tecrübesi hakkında
kavga ediyorlardı -
2:45 - 2:47ve Letonyalı toplumun buna
-
2:47 - 2:50nasıl katlandığına inanamayarak
olanı izliyorlardı. -
2:51 - 2:52O zamanlar Londra'da okuyordum
-
2:52 - 2:55ve oradaki işgal hareketini,
-
2:55 - 2:58şehirden şehire nasıl
yayıldığını hatırlıyorum. -
2:58 - 3:00Madrid'den New York'a oradan Londra'ya.
-
3:00 - 3:02%99'a karşı %1.
-
3:02 - 3:04Hikâyeyi biliyorsunuz.
-
3:05 - 3:07Ama Riga'ya vardığımda
-
3:07 - 3:09işgalin yankıları yoktu.
-
3:10 - 3:12Letonyalılar sadece buna katlanıyorlardı.
-
3:13 - 3:17Yerel bir tabirle, istemeden yapılması
gerekeni yapıyorlardı. -
3:18 - 3:20Doktora araştırmam için
-
3:20 - 3:24Sovyet öncesi dönemde devlet-vatandaş
ilişkisinin Letonya'da nasıl değiştiği -
3:25 - 3:26üzerine çalışmak istedim.
-
3:26 - 3:29Araştırma yeri olarak da
-
3:29 - 3:30işsizlik ofisini seçtim.
-
3:31 - 3:342011'in sonbaharında oraya gittiğimde
-
3:34 - 3:38"Aslında krizlerin etkilerinin
nasıl vuku bulduğuna -
3:38 - 3:41ve krizden en kötü şekilde etkilenen,
işlerini kaybeden insanların -
3:41 - 3:47nasıl tepki verdiğine ilk elden
şahit oluyorum." dedim. -
3:48 - 3:53İşsizlik ofisinde tanıştığım insanlarla
röportaj yapmaya başladım. -
3:54 - 3:59Hepsi iş arayan olarak kayıt olmuşlardı
ve devletten biraz yardım bekliyorlardı. -
3:59 - 4:03Ama çok geçmeden bu yardımın belirli
bir türde olduğunu keşfediyordum. -
4:03 - 4:05Biraz nakit para yardımı vardı
-
4:05 - 4:09ama çoğunlukla devlet yardımı çeşitli
sosyal programlar biçiminde oluyordu -
4:09 - 4:12ve bu programların en büyüğü
-
4:12 - 4:15"Rekabeti Arttıran Aktiviteler"
olarak adlandırılıyordu. -
4:15 - 4:18Esasında işsizlerin katılmaya
teşvik edildiği -
4:18 - 4:20bir dizi seminerden oluşan bir programdı.
-
4:20 - 4:23Ben de onlarla bu seminerlere
katılmaya başladım -
4:24 - 4:27ve birkaç paradoks dikkatimi çekti.
-
4:27 - 4:29Hayal edin:
-
4:29 - 4:32Kriz hâlâ sürüyor,
-
4:32 - 4:34Letonya'nın ekonomisi daralıyor,
-
4:34 - 4:37neredeyse kimseyi işe almıyorlar
-
4:37 - 4:38ve biz orada
-
4:38 - 4:41küçük, iyi aydınlatılmış o sınıfta
-
4:41 - 4:4315 kişilik bir grup olarak,
iş piyasasında -
4:43 - 4:48başarılı olmamızı engellediği
söylenen kişisel güçlü yanlarımızın, -
4:48 - 4:51zayıflıklarımızın ve içimizdeki
uğursuzlukların olduğu listeler -
4:51 - 4:53üzerinde çalışıyoruz.
-
4:54 - 4:57En büyük yerel banka kurtarılırken
-
4:57 - 5:01ve bu kurtarmanın bedeli
nüfusun omuzlarına yüklenirken -
5:01 - 5:07bir daire içinde oturuyor
ve stresli hissettiğimizde -
5:07 - 5:09derin bir nefes almayı öğreniyoruz.
-
5:09 - 5:11(Derin bir nefes alır)
-
5:13 - 5:16İpotekli evlere el konulurken
-
5:16 - 5:18ve binlerce insan göç ederken
-
5:18 - 5:22bize büyük hayaller kurmamız
ve hayallerimizi takip etmemiz söylendi. -
5:24 - 5:25Bir sosyolog olarak
-
5:25 - 5:29sosyal politikaların devlet ve vatandaş
arasındaki iletişimin -
5:29 - 5:31önemli bir biçimi olduğunu biliyorum.
-
5:32 - 5:33Bu programda verilen mesaj,
-
5:34 - 5:36eğitimcilerden birinin sözlerini
dile getirmek gerekirse, -
5:36 - 5:37"Sadece yap."
-
5:37 - 5:39Tabii ki de Nike'dan alıntı yapıyordu.
-
5:39 - 5:44Devlet sembolik olarak işsiz insanlara
bir mesaj gönderiyordu; -
5:44 - 5:47daha aktif olmalısınız,
daha çok çalışmalısınız, -
5:47 - 5:51kendinizi geliştirmelisiniz,
içinizdeki uğursuzlukları yenmelisiniz, -
5:51 - 5:53kendinize daha fazla güvenmelisiniz.
-
5:53 - 5:56Sanki işsiz olmak onların
kişisel başarısızlıklarıymış gibi. -
5:57 - 6:00Krizin ızdırapları,
-
6:00 - 6:03derin ve düşünceli nefes almakla
-
6:03 - 6:05birisinin vücudunda üstesinden gelinen
-
6:05 - 6:08bireysel bir stres tecrübesi
olarak muamele gördü. -
6:10 - 6:14Bireylerin sorumluluğuna
vurgu yapan bu tarz programlar -
6:14 - 6:17gitgide dünya genelinde yaygınlaştı.
-
6:17 - 6:21Sosyolog Loic Wacquant'ın
"Neoliberal İnsan Başlı At Devleti" -
6:21 - 6:24olarak adlandırdığı
bir yükselişin parçasılar. -
6:24 - 6:26Sizin de anımsayacağınız üzere
insan başlı at, -
6:26 - 6:28Antik Yunan kültüründeki
mitolojik bir yaratık. -
6:28 - 6:30Yarı insan yarı canavar.
-
6:30 - 6:35Üst bedeni bir insan bedeniyken
alt bedeni bir atın gövdesinden oluşuyor. -
6:35 - 6:37İnsan Başlı At Devleti,
-
6:37 - 6:42alt tabakadakiler hor görülüp kaçışırken
-
6:42 - 6:45insan yüzünü üst tabakaya dönen
-
6:46 - 6:47bir devlet demek.
-
6:47 - 6:49Yani zirvedeki yüksek gelirliler
ve büyük işletmeler -
6:49 - 6:53vergi indirimi ve diğer destekleyici
politikalardan yararlanırken -
6:53 - 6:55işsizlerden ve yoksullardan
-
6:55 - 6:59devletin yardımı için
değerli olduklarını kanıtlamaları, -
6:59 - 7:01ahlaki anlamda
disiplinli olmaları isteniyor, -
7:01 - 7:04sorumsuz, pasif ya da tembel
olarak damgalanıyor -
7:04 - 7:06ya da sıklıkla suçlu muamelesi görüyorlar.
-
7:07 - 7:11Letonya'da 90'lardan beri kesin olarak
-
7:11 - 7:13mevcut olan bir
İnsan Başlı At devletimiz var. -
7:13 - 7:17Örneğin, bu yıla kadar yürürlükte olan
sabit gelir vergisini düşünelim. -
7:17 - 7:20Bu vergi, en çok kazanan
insanların yararınayken -
7:20 - 7:23nüfusun dörtte biri yoksulluk içinde
yaşamaya devam ediyor. -
7:24 - 7:29Kriz ve tasarruf etme bu tarz sosyal
eşitsizlikleri daha da kötü hâle getirdi. -
7:29 - 7:34Bankaların başkenti ve varlıklı
insanlar korunurken -
7:34 - 7:35en çok kaybeden insanlara
-
7:35 - 7:39bireysel sorumlulukla ilgili
dersler öğretiliyordu. -
7:40 - 7:44O seminerlerde tanıştığım
insanlarla konuşurken -
7:44 - 7:47sinirli olmalarını bekliyordum.
-
7:47 - 7:48Bireysel sorumlulukla ilgili
-
7:48 - 7:51olan bu derslere
karşı çıkmalarını bekliyordum. -
7:51 - 7:56Ne de olsa kriz onların suçu değildi
yine de yüküne katlanıyorlardı. -
7:56 - 8:00Ama insanlar benimle
hikâyelerini paylaştıkça -
8:00 - 8:02sorumluluk fikrinin gücü
-
8:02 - 8:06tekrar tekrar dikkatimi çekti.
-
8:08 - 8:10Tanıştığım insanlardan
bir tanesi Žanete'ydi. -
8:11 - 8:1423 yıl çalışmıştı,
-
8:14 - 8:19Riga'daki meslek okulunda dikiş
ve diğer el işlerini öğretmişti. -
8:19 - 8:21Şimdi ise kriz ortaya çıktı
-
8:21 - 8:24ve okul, tasarruf etme
tedbiri olarak kapatıldı. -
8:24 - 8:30Eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması
kamu parasını korumanın bir yoluydu. -
8:30 - 8:33Ülke genelinde 10.000
öğretmen işini kaybetti -
8:33 - 8:35ve Žanete de onlardan biri.
-
8:35 - 8:38İşini kaybetmenin onu çaresiz bir duruma
-
8:38 - 8:41soktuğunu bana
anlattıklarından biliyorum. -
8:41 - 8:45Boşanmış ve ihtiyaçlarını karşılaması
gereken 2 genç çocuğu var. -
8:45 - 8:47Yine de konuşurken
-
8:47 - 8:52krizin gerçekten bir fırsat
olduğunu söyledi. -
8:53 - 8:56"Bu sene 50 yaşına giriyorum,
-
8:56 - 9:01sanırım hayat bana bu şansı etrafıma
bakmam ve durmam için verdi. -
9:01 - 9:03Çünkü bunca yıl aralıksız çalıştım,
-
9:03 - 9:05durmak için zamanım yoktu.
-
9:05 - 9:07Şimdi durdum
-
9:07 - 9:11ve her şeye bakmam,
-
9:11 - 9:13neyi isteyip neyi istemediğime
-
9:13 - 9:15karar vermem için bir fırsat verildi.
-
9:15 - 9:19Bunca zaman dikiş dikmek
bir tür yorgunluktu." dedi. -
9:20 - 9:24Žanete 23 yıl sonra işten çıkarıldı.
-
9:24 - 9:26Ama protesto etmeyi düşünmüyor.
-
9:26 - 9:30%99'a karşı %1 hakkında konuşmuyor.
-
9:30 - 9:32Kendini inceliyor
-
9:32 - 9:35ve pragmatik olarak yatak odasının dışında
-
9:35 - 9:37turistlere satmak için
-
9:37 - 9:40küçük hediyelik bebekler yaparak
küçük bir işletme kurmayı düşünüyordu. -
9:40 - 9:43İşsizlik ofisinde Aivars'la da tanıştım.
-
9:43 - 9:45Aivars 40'lı yaşlarının sonlarındaydı,
-
9:45 - 9:50devlet kurumundaki yol inşaatını
yönettiği işini kaybetmişti. -
9:50 - 9:54Aivars, toplantılarımızın birine okumakta
olduğu bir kitap getirdi. -
9:54 - 10:01Kitabın adı "Strese Karşı Aşılama
ya da Psiko-Enerjik Aikido." -
10:02 - 10:05Aikido'nun bir çeşit dövüş sanatını
olduğunu bilirsiniz. -
10:05 - 10:08Yani psiko-enerjik aikido.
-
10:09 - 10:12Aivars, işten uzaktayken birkaç aylık
-
10:12 - 10:15okumadan, düşünmeden ve yansımadan sonra
-
10:15 - 10:21mevcut olan zorluklarının gerçekten
kendi işi olduğunu anladığını söyledi. -
10:21 - 10:23"Bunu kendim yarattım.
-
10:23 - 10:25Benim için iyi olmayan
-
10:25 - 10:28psikolojik bir durumdaydım.
-
10:28 - 10:31Eğer bir insan parasını, işini
kaybetmekten korkuyorsa -
10:31 - 10:34daha çok stresli, istikarsız
ve korkak olmaya başlıyor. -
10:34 - 10:37Karşılaştıkları sonuç da bu." dedi.
-
10:37 - 10:38Dediklerini açıklamasını istediğimde
-
10:38 - 10:43düşüncelerini şairane bir şekilde
her yöne koşturan vahşi atlarla kıyasladı -
10:43 - 10:46ve "Düşüncelerinin çobanı olmalısın,
-
10:47 - 10:49maddi dünyada bir şeyleri
düzene koymak için -
10:49 - 10:51düşüncelerinin çobanı olmalısın,
-
10:51 - 10:54çünkü her şey senin
düşüncelerinle düzene girer." -
10:55 - 10:57"Son zamanlarda açıkça anladım ki
-
10:57 - 10:59etrafımdaki dünya, bana ne olduğu
-
10:59 - 11:03ve hayatıma giren insanlar
doğrudan bana bağlı." dedi. -
11:03 - 11:08Yani Letonya bu aşırı ekonomik
tecrübeyi yaşarken -
11:08 - 11:11Aivars, kendi düşünce tarzının
değişmesi gerektiğini söyledi. -
11:11 - 11:16Şu anda başına gelen şeyler
için kendisini suçluyor. -
11:17 - 11:22Sorumluluk almak tabii ki
iyi bir şey, değil mi? -
11:22 - 11:24Özellikle Sovyet öncesi toplumda,
-
11:24 - 11:26devlete güvenmenin Sovyet geçmişinin
-
11:26 - 11:30talihsiz bir mirası olarak
görüldüğü zamanda -
11:30 - 11:33anlamlı ve ahlaki bir şekilde
sorumlu olmak iyi bir şey. -
11:33 - 11:35Ama Žanete, Aivars
ve diğerlerini dinlediğimde -
11:35 - 11:38bu sorunun ne kadar acımasız,
ne kadar cezalandırıcı -
11:39 - 11:40olduğunu düşündüm:
-
11:40 - 11:42"Sorumluluğunuz nerede?"
-
11:42 - 11:46Çünkü krizden en kötü
şekilde etkilenen insanları -
11:46 - 11:48suçlama ve yatıştırma
yöntemi olarak çalışıyordu. -
11:48 - 11:52Yani Yunanlar sokaklara dökülmüşken
Letonyalılar yapılması gerekeni yaptılar -
11:52 - 11:55ve başka bir sorumluluk alma
yöntemi olarak -
11:55 - 11:58on binlercesi göç etti.
-
12:00 - 12:03Bireysel sorumluluğun dili,
-
12:03 - 12:06toplu bir inkâr biçimine dönüştü.
-
12:06 - 12:09İşsizlere bireysel başarısızlık
olarak muamele eden -
12:09 - 12:11sosyal politikalarımız oldukça
-
12:11 - 12:15ama insanların yeteneğini geliştiren
ya da iş yerleri yaratan -
12:15 - 12:18programlar için yeterince
kaynağımız olmadıkça -
12:18 - 12:20politika üreticilerinin
sorumluluğunu göremeyeceğiz. -
12:20 - 12:24Her nedense yoksulları pasif
ya da tembel olarak damgaladıkça -
12:24 - 12:26ama insanlara yoksulluktan
çıkmaları için göç dışında -
12:27 - 12:28gerçek bir çare vermedikçe
-
12:28 - 12:32yoksulluğun gerçek
sebeplerini inkâr edeceğiz. -
12:32 - 12:34Bu süre içinde
-
12:34 - 12:35hepimiz muzdarip oluyoruz,
-
12:36 - 12:40çünkü sosyal bilimciler
detaylı istatiksel veriyle -
12:40 - 12:45ekonomik eşitsizliği yüksek olan
toplumlarda daha çok insanın -
12:45 - 12:49hem akli hem de fiziki sağlık
sorunları olduğunu gösterdi. -
12:49 - 12:55Yani açıkça sosyal eşitsizlik sadece
en az kaynaklara sahip olanlar için değil, -
12:55 - 12:56hepimiz için kötü bir şey,
-
12:56 - 12:58çünkü eşitsizliğin fazla olduğu
bir toplumda yaşamak -
12:58 - 13:02düşük sosyal güvenin ve yüksek endişenin
olduğu bir toplumda yaşamak demek. -
13:03 - 13:04İşte buradayız,
-
13:04 - 13:06hepimiz kişisel gelişim
kitapları okuyoruz, -
13:06 - 13:08alışkanlıklarımızı bırakmaya çalışıyoruz,
-
13:08 - 13:10beynimizi yeniden
yapılandırmaya çalışıyoruz, -
13:10 - 13:12meditasyon yapıyoruz.
-
13:12 - 13:14Tabii ki bir şekilde bunlar
yardımcı oluyor. -
13:14 - 13:18Kişisel gelişim kitapları daha neşeli
hissetmemize yardım ediyor, -
13:18 - 13:22meditasyon diğerlerine ruhsal olarak
daha bağlı olduğumuzu hissettiriyor. -
13:23 - 13:25Bence ihtiyacımız olan şey
-
13:25 - 13:30bizi sosyal olarak diğerine bağlayan şey
hakkında daha farkında olmamız, -
13:30 - 13:33çünkü sosyal eşitsizlik
hepimize zarar veriyor. -
13:33 - 13:36Yani daha az ahlaki dersi
-
13:36 - 13:40ve daha çok sosyal adaleti ve eşitliği
-
13:40 - 13:44hedefleyen daha merhametli
sosyal politikalara ihtiyacımız var. -
13:44 - 13:45Teşekkür ederim.
-
13:45 - 13:48(Alkış)
- Title:
- Ekonomik krizler için neden bireyleri suçluyoruz?
- Speaker:
- Liene Ozolina
- Description:
-
2008'de küresel mali kriz Letonya'yı önemli ölçüde yok etti. İşsizlik oranları yükselirken devlet varlıklılara ve büyük işletmelere rahatlık sağlayarak kamu kaynaklarını kesti ve vergileri arttırdı. Krizle mücadele eden vatandaşlar karşı çıkmadı ya da protesto etmedi. Sosyolog Liene Ozolina, Letonyalı yetkililerin, insanlarına ülkenin başarısız ekonomisinden onların sorumlu olduğunu nasıl kabul ettirdiğini inceliyor ve dünya çapında eşitsizliği savunan benzer sosyal politikaların yükselişine ışık tutuyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 14:02
Eren Gokce approved Turkish subtitles for Why do we blame individuals for economic crises? | ||
Eren Gokce edited Turkish subtitles for Why do we blame individuals for economic crises? | ||
Ufuk Elif Rodoplu accepted Turkish subtitles for Why do we blame individuals for economic crises? | ||
Ufuk Elif Rodoplu edited Turkish subtitles for Why do we blame individuals for economic crises? | ||
Sara Ozturk edited Turkish subtitles for Why do we blame individuals for economic crises? | ||
Sara Ozturk edited Turkish subtitles for Why do we blame individuals for economic crises? | ||
Sara Ozturk edited Turkish subtitles for Why do we blame individuals for economic crises? | ||
Sara Ozturk edited Turkish subtitles for Why do we blame individuals for economic crises? |