Return to Video

Jack Whitten: An Artist's Life | Art21 "Extended Play"

  • 0:06 - 0:09
    [araç bileme sesleri]
  • 0:15 - 0:19
    ["Jack Whitten: Bir Sanatçının Hayatı"]
  • 0:23 - 0:30
    Kendimi, dokunmamı gerektirmeyen bir tür
    resim yaparken buldum.
  • 0:32 - 0:37
    Bu sanatçı paletinin bir uyarlaması.
  • 0:52 - 0:53
    Tamam.
  • 0:56 - 0:58
    Neredeyse hazır.
  • 1:04 - 1:07
    Bunların her biri içine sıkıştırılmış--
  • 1:08 - 1:10
    bilgiler taşıyor--
  • 1:12 - 1:15
    çünkü modern teknolojide
    olan bitenle çok alakalı.
  • 1:15 - 1:18
    Biliyorsunuz, bilgi parçacıkları.
    "Bit"ler.
  • 1:18 - 1:19
    O tür bir şey.
  • 1:23 - 1:25
    İstediğim her şeyi yaratabilirim.
  • 1:27 - 1:28
    Ben öyküleyici bir ressam değilim.
  • 1:30 - 1:36
    Ben bir fikri ortaya çıkarmıyorum,
    ya da bir fikri resmeden bir resim yapmıyorum,
  • 1:36 - 1:37
    Bunu yapmıyorum.
  • 1:38 - 1:41
    Tamamen boyanın maddeselliğiyle alakalı.
  • 1:55 - 1:57
    Bessemer, Alabama'da büyüdüm.
  • 1:58 - 2:02
    Ayrımcılık her yerdeydi--
    ulaşım, otobüsler.
  • 2:02 - 2:04
    Benim "Amerikan ırk ayrımı" dediğim şey.
  • 2:06 - 2:10
    Ben hep sanat yaptım.
    Çocukluğumdan beri resim yaptım.
  • 2:10 - 2:12
    Ama bu pek teşvik edilmezdi,
  • 2:13 - 2:19
    bir hobi olarak iyiydi
    ama bununla geçinemezdiniz.
  • 2:24 - 2:28
    Şanslıydım ki iyi notlarla mezun oldum.
  • 2:28 - 2:30
    Tuskegee'ye gittim.
  • 2:30 - 2:35
    Amerikan Hava Kuvvetleri'nde bir doktor ve
    pilot olacağım gibi görünüyordu.
  • 2:35 - 2:39
    Ama kafamda bana sürekli bir sanatçı
    olduğumu söyleyen bir ses vardı.
  • 2:39 - 2:42
    Yapmak istediğim buydu,
    sanatla uğraşmak istiyordum.
  • 2:46 - 2:49
    Tuskegee'de bir sanat programı yoktu,
  • 2:49 - 2:53
    bu yüzden Southern University'de sanat
    okumak üzere Tuskegee'den ayrıldım.
  • 2:54 - 2:58
    Ve iyi gitti, en azından bir süreliğine,
  • 2:58 - 3:02
    fakat politik gösterilere katıldım.
  • 3:02 - 3:06
    Büyük insan hakları yürüyüşleri düzenledik
  • 3:06 - 3:10
    Baton Rouge'dan resmi devlet binalarına.
  • 3:11 - 3:16
    Beni güneyden uzaklaştıran da
    bu yürüştü.
  • 3:16 - 3:19
    Berbat ve şiddet dolu bir hale gelen
    bu yürüyüş,
  • 3:20 - 3:23
    beni siyasi anlamda sonsuza dek
    değiştirdi.
  • 3:30 - 3:35
    1960 sonbaharında,
    Cooper Union'da bir sınava girmek için...
  • 3:35 - 3:37
    New Orleans'tan kalkan bir otobüse bindim.
  • 3:37 - 3:38
    Ve kabul edildim.
  • 3:39 - 3:41
    Resim okudum.
  • 3:41 - 3:44
    Güzel bir şeydi
    ve eğitim ücretsizd.
  • 3:44 - 3:48
    New York'a ilk geldiğimde,
    tanıştığım ilk insanlardan bazıları
  • 3:48 - 3:49
    Romare Bearden,
  • 3:50 - 3:51
    Norman Lewis,
  • 3:52 - 3:54
    ve Jacob Lawrence'dı.
  • 3:55 - 3:59
    Ve 1960 yılında New York camiası
    oldukça haraketliydi.
  • 3:59 - 4:01
    Bill de Kooning sizinle konuşurdu!
  • 4:02 - 4:06
    Benim "ayrımın her iki yüzünde" diye
    adlandırdığım bir diyalog olmuştu.
  • 4:06 - 4:10
    Siyah, beyaz ya da vb. olmakla
    alakalı bir ayrım yapmıyorum.
  • 4:10 - 4:11
    Gerçekten.
  • 4:11 - 4:14
    Onlar bilgi sahibiyse,
    ve iç güdülerim bana,
  • 4:14 - 4:16
    "Dostum, onunla tanışmalısın"
  • 4:16 - 4:19
    "Neler yaptıklarını öğrenmelisin,"
    "Bunları anlamalısın" diyorsa,
  • 4:19 - 4:20
    Onlara ulaşırım.
  • 4:21 - 4:25
    Genç bir sanatçının tepki vereceği
    bir şeyler olmalı.
  • 4:27 - 4:30
    Beni ilk etkileyen Arshile Gorky idi.
  • 4:32 - 4:34
    Kimse Zeus'un kafasından doğmuyor!*
  • 4:35 - 4:36
    Bu beni etkileyen ilk şeydi.
  • 4:37 - 4:39
    Erken gerçeküstücülük.
  • 4:39 - 4:41
    Figüratif dışavurumculuk.
  • 4:42 - 4:47
    Ama yaşadığım esas değişim,
    60'ların sonundaydı.
  • 4:47 - 4:52
    Boyanın maddeselliğiyle ilgili daha
    kavramsal fikirlere yöneldim.
  • 4:54 - 4:57
    Spektrum renklerinin
    hepsini kaldırdım.
  • 4:57 - 5:00
    Akrilik boyaya geçtim.
  • 5:00 - 5:01
    Atölyeyi yeniden düzenledim.
  • 5:01 - 5:04
    Resimle alakalı düşüncelerimi
    yeniden düzenledim.
  • 5:05 - 5:07
    Bir alet yarattım.
  • 5:07 - 5:09
    Adını "Geliştirici" koydum.
  • 5:10 - 5:12
    Bu aletle,
  • 5:12 - 5:19
    büyük miktarlarda akrilik boyayı
    tuval üzerinde taşıyabiliyordum.
  • 5:19 - 5:23
    Onlara "levha" resimleri diyorum.
  • 5:23 - 5:25
    Bir levha haline geldi.
  • 5:26 - 5:30
    Sadece tek bir çizgi halinde
    var olan bir resim istedim--
  • 5:30 - 5:33
    tek hareket, üç saniye.
  • 5:33 - 5:35
    Bu yüzden o büyük aleti yaptım.
  • 5:37 - 5:41
    O çizim tahtasında on senemi geçirdim.
  • 5:43 - 5:46
    10 yıl boyuna eğilmiş ve yere çökmüş
    bir biçimde.
  • 5:46 - 5:48
    Artık yapamıyorum.
  • 5:49 - 5:54
    Öyle bir zaman geliyor ki vücudunuz
    bu kötü kullanımı kabul etmiyor.
  • 5:54 - 5:55
    Gerçekten de kötü kullanım.
  • 5:55 - 5:59
    "Levha" beni tesseraya götüren şeydi.
  • 6:01 - 6:06
    Büyük bir akrilik levhasından kesilen
    bir akrilik parçası.
  • 6:07 - 6:12
    Benim derdim tabii ki bunu ışığı doğru
    yansıtmak için nasıl kullanabileceğimdi.
  • 6:13 - 6:18
    Bu yüzeylerle,
    onları nasıl yerleştirdiğime bağlı olarak,
  • 6:18 - 6:20
    ışığı yönlendirebilirim.
  • 6:20 - 6:21
    Nasıl değiştiğini görüyor
    musunuz?
  • 6:33 - 6:35
    Bu resim büyük acıların sonucunda
    ortaya çıktı.
  • 6:36 - 6:40
    Resme başladım ve sonrasında
    ciddi rahatsızlıklarım ortaya çıktı.
  • 6:43 - 6:45
    Hastanede bir ay geçirdim.
  • 6:47 - 6:49
    Bu benim canıma okudu.
  • 6:50 - 6:54
    Ve bu resim benim için bir geri
    dönüş yolu oldu.
  • 6:54 - 6:55
    [GÜLÜŞMELER]
  • 6:56 - 6:59
    Bu lanet şeyin beni alt etmesine
    izin vermeyeceğim, anlarsın ya?
  • 7:02 - 7:04
    "Siyah Yekpareler"den biri.
  • 7:05 - 7:11
    Adı "Altı Dolaşık Tel: Chuck Berry için."
  • 7:12 - 7:15
    Bu isim şöyle bir yerden geliyor ki,
  • 7:15 - 7:19
    Chuck Berry'yi tanıyanlar bilir,
    garip şeyler yapmıştır.
  • 7:25 - 7:29
    "Siyah Yekpare" bir süredir üzerinde
    uğraştığım bir resim serisi.
  • 7:30 - 7:33
    80lerin başında başladı.
  • 7:35 - 7:39
    Topluma büyük katkıları olmuş
    siyahi bir kişi.
  • 7:41 - 7:45
    Ben de bu insanları anılaştırmayı
    kendime iş edindim.
  • 7:48 - 7:53
    Her birinde,
    o kişinin kişiliğinin özünü bulmam gerekiyor.
  • 7:53 - 7:54
    O kişi bir sembol haline gelir
  • 7:56 - 7:59
    ve ben onu boyayla inşa ederim.
  • 8:16 - 8:20
    Gerçekten ortalama bir insan olarak
    hatırlanmak istiyorum.
  • 8:20 - 8:23
    Kendi içinde kalmış biri.
  • 8:23 - 8:24
    [GÜLÜŞMELER]
  • 8:30 - 8:33
    Adanmış bir emekçi.
    Ama hepsinden öte...
  • 8:33 - 8:38
    Count Basie'ye günün birinde sormuşlar,
  • 8:38 - 8:41
    demiş ki "herhangi biri gibi,
    yerin dibine gitmek istiyorum."
  • 8:42 - 8:45
    Bunda hep hayran olduğum bir
    alçak gönüllülük var.
  • 8:45 - 8:48
    Şaşalı değil,
    herhangi biri gibi.
  • 8:49 - 8:51
    Bu hoşuma gidiyor.
  • 8:53 - 8:58
    ["Kuantum Duvarı, VIII
    (Arshile Gorky için, Resimdeki ilk aşkım)"]
  • 8:59 - 9:05
    [Jack Whitten anısına, (1939-2018)]
Title:
Jack Whitten: An Artist's Life | Art21 "Extended Play"
Description:

more » « less
Video Language:
English
Team:
Art21
Project:
"Extended Play" series
Duration:
09:19

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions