Return to Video

Filipinler'de cinsiyet ayrımının tarihi

  • 0:01 - 0:04
    1990'ların ortasında
    sekiz yaşında bir çocuktum.
  • 0:04 - 0:06
    Filipinler'in güneyinde büyüdüm.
  • 0:06 - 0:10
    O yaşlarda, toplumun bizden
    beklentilerini anlamayacak kadar küçük
  • 0:10 - 0:14
    fakat etrafta neler olduğunu
    anlayacak kadar büyüktük.
  • 0:14 - 0:16
    Beş kişilik bir aile olarak
  • 0:16 - 0:18
    tek yatak odalı bir evde yaşadık.
  • 0:18 - 0:20
    Evimiz, çoğunlukla odun
  • 0:20 - 0:24
    ve oluklu metal saclardan
    yapılmış site evlerin içindeydi.
  • 0:24 - 0:27
    Bu evler asfaltsız yollar boyunca
  • 0:27 - 0:29
    birbirlerine çok yakın inşa edilmişti.
  • 0:29 - 0:32
    Mahremiyetle alakalı
    en ufak bir beklenti yoktu.
  • 0:32 - 0:36
    Yan komşuda ne zaman bir tartışma çıksa
  • 0:36 - 0:37
    her şeyi duyuyordunuz.
  • 0:37 - 0:41
    Ya da birazcık işi pişirseler
    bile duyuyordunuz.
  • 0:41 - 0:43
    (Kahkaha)
  • 0:44 - 0:46
    Bunu muhtemelen siz de duyardınız.
  • 0:46 - 0:48
    (Kahkaha)
  • 0:48 - 0:51
    Her çocuk gibi, bir ailenin
    neye benzediğini öğrendim.
  • 0:52 - 0:55
    Bir adam, kadın, çocuk ya da çocuklar.
  • 0:55 - 0:58
    Fakat bunun her zaman
    böyle olmadığını da öğrendim.
  • 0:58 - 1:00
    Aynı şekilde çalışan başka
    kombinasyonlar da var.
  • 1:01 - 1:03
    Sokağın aşağısında yaşayan
    üç kişilik bir aile vardı.
  • 1:03 - 1:06
    Evin hanımının adı Lenie'ydi.
  • 1:06 - 1:09
    Lenie'nin genellikle at kuyruğu
    yaptığı uzun siyah saçları
  • 1:09 - 1:11
    ve manikür yapılmış tırnakları vardı.
  • 1:11 - 1:13
    Dışarı her seferinde hafif makyaj
  • 1:13 - 1:15
    ve imzası niteliğindeki
    kırmızı rujuyla çıkardı.
  • 1:16 - 1:19
    Lenie'nin eşi hakkında
    pek bir şey hatırlamasam da
  • 1:19 - 1:21
    beyaz kolsuz tişörtler giydiğini
  • 1:21 - 1:23
    ve altın zincir taktığını hatırlıyorum.
  • 1:24 - 1:26
    Kızları benden birkaç yaş küçüktü.
  • 1:27 - 1:30
    Köydeki herkes Lenie'yi tanırdı.
  • 1:30 - 1:32
    Kasabanın bizim tarafındaki
  • 1:32 - 1:35
    en popüler güzellik salonunun
    sahibi ve işletmecisiydi.
  • 1:35 - 1:37
    Ne zaman ailesi yoldan geçse
  • 1:37 - 1:40
    her zaman gülümsemelerle selamlanırlardı
  • 1:40 - 1:43
    ve bazen, ayaküstü
    sohbetler için dururlardı.
  • 1:45 - 1:47
    Lenie'yle ilgili enteresan olan,
  • 1:47 - 1:51
    ayrıca transeksüel bir kadın olmasıydı.
  • 1:51 - 1:55
    Filipinler'in cinsiyet
    çeşitliliğiyle alakalı
  • 1:55 - 1:58
    köklü hikâyelerinden birine örnek oldu.
  • 1:59 - 2:04
    Lenie, sırf aşina olmadığımız için
  • 2:04 - 2:07
    veya anlamak için
    vakit ayırmamamızdan kaynaklı
  • 2:07 - 2:10
    çoğunlukla bize yabancı
    gelen şeylerin kanıtıydı.
  • 2:12 - 2:14
    Dünyadaki çoğu kültürde,
  • 2:14 - 2:17
    cinsiyet erkek-kadın ayrımıdır.
  • 2:17 - 2:23
    Bu sarsılmaz, tartışılmaz şekilde
    bireylerin sınıf ayrımıdır.
  • 2:24 - 2:27
    Birinin biyolojik cinsiyeti
    belirlendiğinde
  • 2:27 - 2:30
    onun karakterine ve beklentilerimize
    karar veriyoruz.
  • 2:31 - 2:33
    Fakat bütün kültürler öyle değil.
  • 2:33 - 2:35
    Bütün kültürler böyle sabit değil.
  • 2:36 - 2:39
    Birçok kültür cinsiyet
    farkını oluşturmak için
  • 2:39 - 2:41
    ilk olarak genital bölgeye bakmıyor.
  • 2:41 - 2:47
    Kuzey Amerika, Afrika, Hint Yarımadası
  • 2:47 - 2:50
    ve Filipinler de dahil Pasifik Adaları'nda
  • 2:50 - 2:53
    bazı cemiyetlerin kültürel serbestlik
  • 2:53 - 2:55
    ve cinsiyet çeşitliliğiyle alakalı
    uzun hikâyeleri var.
  • 2:56 - 2:58
    Belki bilirsiniz,
  • 2:58 - 3:02
    Filipin halkı 300 yıldan uzun bir süre
    İspanyol hükmü altındaydı.
  • 3:02 - 3:05
    1565 yılından 1898 yılına kadar.
  • 3:06 - 3:08
    Bu, günlük hayattaki Filipince sohbetlerin
  • 3:08 - 3:11
    neden İspanyolca
    kelimelerle harmanlandığının
  • 3:11 - 3:16
    ve benimki de dahil, soyadlarımızın
    kulağa İspanyolca gelmesinin sebebi.
  • 3:17 - 3:21
    Bu ayrıca Katolikliğin oldukça
    değişmez etkisini de açıklıyor.
  • 3:22 - 3:24
    Sömürgecilik öncesi dönemde,
  • 3:24 - 3:27
    Filipin halkları çoğunlukla animistikti.
  • 3:28 - 3:33
    Onlar her şeyde belirgin ruhsal
    esasının olduğuna inanıyordu;
  • 3:33 - 3:35
    bitkiler, hayvanlar,
  • 3:35 - 3:37
    taşlar, nehirler, mekânlar.
  • 3:39 - 3:40
    Güç, ruhta ikamet ediyordu.
  • 3:41 - 3:46
    Her kim o ruhsal güce
    bir koşum takabilirse çok saygı görürdü.
  • 3:47 - 3:51
    Şimdi, İspanyol sömürgecilik arşivlerinde
    çalışmalar yapan bilim insanları,
  • 3:51 - 3:55
    bu eski toplulukların ayrıca
    eşitlik taraftarı olduğunu ortaya çıkardı.
  • 3:56 - 3:59
    Erkeklerin kadınlardan
    fazla avantajı yoktu.
  • 4:00 - 4:04
    Kadın eşlere bir köle gibi değil,
    dost gibi davranılırdı.
  • 4:04 - 4:07
    Aile mukaveleleri onların varlığı
    ve onayı olmadan yapılmazdı.
  • 4:08 - 4:11
    Bazı kısımlarda kadınlar daha üstündü.
  • 4:12 - 4:14
    Bir kadın boşanabilirdi
  • 4:14 - 4:16
    ve boşandıktan sonra bile
    elinde tutabileceği
  • 4:16 - 4:19
    kendi toprağının sahibi olabilirdi.
  • 4:19 - 4:22
    Bir bebek sahibi olma
    ya da olmama imtiyazına sahipti
  • 4:22 - 4:24
    ve bebeğin adına karar verebilirdi.
  • 4:25 - 4:29
    Fakat sömürgecilik öncesi
    Filipin kadınlarının asıl gücü,
  • 4:29 - 4:34
    farklı etnik gruplardan şamanlar için
    kullanılan ortak bir terim olan
  • 4:34 - 4:38
    ''babaylan'' rolünden gelmekteydi.
  • 4:38 - 4:41
    Bitkilerde ve ilahi irfanda uzmanlaşmış
  • 4:41 - 4:43
    toplum şifacılarıydılar.
  • 4:44 - 4:45
    Bebek doğurtuyorlar
  • 4:45 - 4:48
    ve ruh âlemiyle iletişim kuruyorlardı.
  • 4:49 - 4:50
    Şeytan çıkarma yapıyorlardı
  • 4:51 - 4:55
    ve sıklıkla toplumu korumak adına
  • 4:56 - 4:57
    kıç tekmeliyorlardı.
  • 4:58 - 4:59
    (Kahkaha)
  • 5:00 - 5:03
    Babaylan bir kadın rolü olmasına rağmen,
  • 5:03 - 5:06
    ayrıca ruhsal âlemde
    pratik yapan erkekler de vardı.
  • 5:07 - 5:11
    Eski İspanyol kolonisinden raporlarda
    erkek şamanların,
  • 5:11 - 5:17
    normal Batı erkeklerinin standartlarına
    uymadığını gösteren referanslar var.
  • 5:17 - 5:19
    Çapraz giyinimli
  • 5:19 - 5:21
    ve kadınsı görünüyorlardı
  • 5:21 - 5:23
    ya da cinsiyet anlamında belirsizdiler.
  • 5:23 - 5:26
    Francisco Alcina adındaki
    cizvit misyonerin dediğine göre,
  • 5:26 - 5:29
    şaman olduğunu düşündüğü bir adam,
  • 5:29 - 5:30
    ''O kadar kadınsıydı ki
  • 5:31 - 5:34
    varlığı her açıdan
    bir erkekten çok, bir kadındı.
  • 5:35 - 5:37
    Kadınların yaptığı her şeyi;
  • 5:38 - 5:40
    battaniye dokumak,
  • 5:40 - 5:41
    kıyafetleri dikmek ve çömlek yapmak gibi
  • 5:41 - 5:44
    her şeyi o da yapıyordu.
  • 5:45 - 5:47
    Ayrıca kadın gibi dans ediyordu,
  • 5:48 - 5:50
    hiçbir zaman dansları farklı olan
  • 5:50 - 5:52
    erkekler gibi değildi.
  • 5:53 - 5:57
    Genel olarak erkekten
    çok kadına benziyordu.''
  • 5:58 - 6:03
    Peki, sömürgecilik arşivlerinde
    başka ilginç detay var mı?
  • 6:04 - 6:05
    Hiç sormayacaksınız sandım.
  • 6:05 - 6:07
    (Kahkaha)
  • 6:08 - 6:10
    Şu ana kadar çıkarabildiğiniz kadarıyla,
  • 6:10 - 6:12
    bu sömürgecilik öncesi toplumlarda
  • 6:12 - 6:15
    kendini idare etme olayı pek iyi gitmedi.
  • 6:15 - 6:18
    Bütün bu özgür, sevgi dolu,
    cinsiyet çeşitliliği oluru,
  • 6:18 - 6:20
    cinsiyet eşitliği aydınlığı
  • 6:20 - 6:24
    zamanla Avrupalıların
    duyarlılığıyla çarpıştı
  • 6:24 - 6:29
    ve İspanyol misyonerler gelecek 300 yılı
  • 6:29 - 6:32
    iki cinsiyet ayrımı modellerini
    empoze etmeye çalıştılar.
  • 6:33 - 6:34
    Ayrıca birçok İspanyol keşişi,
  • 6:34 - 6:37
    çapraz giyimli babaylanların
  • 6:37 - 6:41
    ya kendileri gibi
    dini nedenlerle evlenmediğini
  • 6:41 - 6:44
    ya da yetersiz veya kusurlu üreme
    organlarına sahip olduklarını düşündüler.
  • 6:44 - 6:46
    Fakat bu tamamen tahminden ibaretti.
  • 6:47 - 6:53
    1679 ve 1685 yılında derlenen
    "Bolinao El Yazması" adındaki dosyalarda
  • 6:53 - 6:55
    erkek şamanların kadınlarla
    evlendiğinden bahsediyor.
  • 6:56 - 7:00
    Tahminen 1590 yıllarında Boksor Kodeksi,
  • 7:00 - 7:04
    bize doğal erkek babaylan cinsellik
    eğilimiyle alakalı ipuçları sağlıyor.
  • 7:05 - 7:09
    ''Normalde kadın gibi giyinirler,
  • 7:10 - 7:12
    aşırı iffetli davranırlar
  • 7:12 - 7:14
    ve o kadar kadınsılardı ki
  • 7:14 - 7:17
    erkek olduğunu bilmeyene
    kadın olduğunu inandırabilirdiniz.
  • 7:18 - 7:21
    Neredeyse hepsi
    üreme konusunda iktidarsızdı
  • 7:21 - 7:27
    ve nitekim başka erkeklerle evlenip
    karı koca olarak birlikte yattılar
  • 7:27 - 7:29
    ve bedensel bilgiye sahiptiler.''
  • 7:30 - 7:34
    Bedensel bilgi, tabii ki seks anlamında.
  • 7:35 - 7:38
    Şimdilerde çağdaş toplumlarda,
  • 7:38 - 7:40
    cinsiyet nedir
    ve nasıl tanımlanmalı şeklinde
  • 7:40 - 7:42
    süregelen bir tartışma var.
  • 7:42 - 7:43
    Benim ülkem de istisna değil.
  • 7:44 - 7:47
    Avustralya, Yeni Zelanda, Pakistan,
  • 7:47 - 7:49
    Nepal ve Kanada gibi bazı ülkeler
  • 7:49 - 7:52
    resmi evraklarda cinsiyet ayrımı olmayan
    seçenekleri sunmaya başladılar.
  • 7:53 - 7:55
    Bu evraklar pasaport
    ve kimlik kartı gibi şeyler.
  • 7:56 - 7:59
    Bütün bu cinsiyetle alakalı tartışmalarda,
  • 7:59 - 8:01
    bence kadın ve erkek cinsiyetiyle
    alakalı hakim kavramların
  • 8:01 - 8:05
    katıca biyolojik cinsiyetimize bağlı
  • 8:05 - 8:08
    sosyal yapılar olduğunu
  • 8:08 - 8:10
    aklımızda bulundurmakta fayda var.
  • 8:10 - 8:15
    Halkım için bu sosyal yapı
    dayatmadan geliyor.
  • 8:16 - 8:21
    Yüzyıllarca onların düşünce şekillerinin
  • 8:21 - 8:23
    yanlış olduğuna inandırılana kadar
  • 8:23 - 8:25
    kafalarına sokuldu.
  • 8:27 - 8:30
    Sosyal düzenle alakalı iyi olan şey,
  • 8:30 - 8:33
    zamana ve çağa uymak ayak uydurmak için
  • 8:33 - 8:35
    yeniden inşa edilebilir oluşu.
  • 8:35 - 8:39
    Toplumların daha çeşitli
    olmasına cevap verebilecek şekilde
  • 8:39 - 8:40
    yeniden inşa edilebilir.
  • 8:41 - 8:44
    Birbirimizin farklarından öğrenip
  • 8:44 - 8:48
    onlar için çalışabileceğimizi
    fark etmeye başlayan bir dünya
  • 8:48 - 8:52
    yeniden inşa edilebilir.
  • 8:52 - 8:54
    Bu konu hakkında düşündüğümde
  • 8:55 - 8:58
    Filipin halkını, cinsiyet eşitliği
  • 8:58 - 9:00
    ve kapsayıcılığıyla alakalı
    unutulmak üzere olan
  • 9:00 - 9:03
    çok önemli bir mirası düşünüyorum.
  • 9:03 - 9:08
    Bildiğim en nazik ruhlara sahip olup da
  • 9:08 - 9:11
    aşklarını tam olarak
    açamayanları düşünüyorum.
  • 9:12 - 9:17
    Bana karakterdeki dürüstlüğün,
    nazikliğin ve gücün
  • 9:17 - 9:23
    yargıdan daha önemli ölçüleri olduğunu;
  • 9:23 - 9:26
    insanların ten rengi, yaşı
    ya da cinsiyeti gibi
  • 9:26 - 9:29
    kontrol sahibi olmadıkları şeylerden
    daha önemli ölçüler olduğunu gösterip
  • 9:29 - 9:31
    hayatımda etki sahibi
    olanları düşünüyorum.
  • 9:33 - 9:37
    Lenie gibi insanların arkasında olup
    burada dururken
  • 9:38 - 9:42
    benden önce yaşamış olup
    hayatlarını kendi istediği gibi yaşamış
  • 9:43 - 9:45
    ve kendilerini ortaya koyup
  • 9:45 - 9:50
    bugün kendi hayatlarını istediği gibi
    yaşayabilen insanlara kolaylık oluşturmuş
  • 9:50 - 9:54
    insanlara inanılmaz minnettarım.
  • 9:56 - 10:00
    Çünkü kendiniz olmak devrimseldir.
  • 10:01 - 10:04
    Pes ettirmek amacıyla
    herhangi birini çile çektirerek
  • 10:05 - 10:10
    bu muntazam kutulara sizi
    tıkan insanlar sizin yerinize karar verdi:
  • 10:10 - 10:12
    Pes etmeyin.
  • 10:12 - 10:13
    Sizi görüyorum.
  • 10:14 - 10:16
    Atalarım sizi görüyor.
  • 10:16 - 10:21
    Onların kanı, bir çoğumuzda
    gezdiği gibi bende de geziyor.
  • 10:21 - 10:26
    Siz doğrusunuz ve diğer herkes gibi
  • 10:27 - 10:31
    haklarınızı ve tanınmayı hak ediyorsunuz.
  • 10:32 - 10:34
    Teşekkür ederim.
  • 10:34 - 10:35
    (Alkış)
Title:
Filipinler'de cinsiyet ayrımının tarihi
Speaker:
France Villarta
Description:

Dünyanın çoğunda, cinsiyet ikili olarak görülür:; erkek veya kadın, her birine biyolojik cinsiyet tarafından karakteristik ve kişisel özellikler belirlenir. Ancak France Villarta, her yerde böyle olmadığını söylüyor. Biraz kültürel aşk betimlemesi, biraz tarih dersi olan bir konuşmada, Filipin yerli halkının cinsiyet akışkanlığını ve kapsayıcılığının mirasını detaylandırıyor. Ne olursa olsun toplumsal etiketlerinden bağımsız olarak tüm insanların evrensel güzelliğinin üzerinde duruyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
10:51

Turkish subtitles

Revisions