-
1. Bilgi Arayan Çocuklar Çalıştayına
hoş geldiniz.
-
Keshe Vakfı ve Uzay gemisi Enstitüsü'nün
katkılarıyla hazırlanmıştır.
-
İsmim Rick Crammond,
-
ve bu haftanın bölümünü
Keyvan Devani ile sunacağız,
-
ve Keyvan Çocuklar çalıştaylarını
organize ediyor
-
şimdi, kısa bir giriş yapacak;
-
Sonra, Keshe Bey evrenin nasıl işlediğini
-
hepimizin içindeki çocuğun anlayabileceği
şekilde anlatacak.
-
Daha sonra Keshe Bey çeşitli yaşta çocukların sorularını
cevaplayacak.
-
Kevin, sen devam edebilir misin?
-
Evet, teşekkürler Rick.
-
Benim adım Keyvan Devani
-
çocukken, altı yedi yaşlarımdayken
-
babama çeşitli yaratıcı sorular
sorduğumu hatırlıyorum.
-
ve o zamanlarda,
-
aradığım cevapların çoğunu bulamıyordum.
-
Bu yüzden Çocuklar için çalıştayın tüm amacı
-
belirli bir kavrayışa sahip olabilmek
-
birçok çocuğun aklında olabilecek konulara dair
-
bir anlayış sahibi olmak,
-
gençken okulda fizik, biyoloji, kimya
öğrenirken
-
oluşan sorular belki de.
-
Sanıyorum ki Keshe Bey çocukken babasına
-
mutlaka benim de kendi babama sorduğum soruyu sormuştur,
-
bilirsiniz, evren hakkında,
-
galaksiler, gezegenler, yıldızlar ve Ay,
neden yapıldığımız hakkında,
-
Gezegenimiz olan Dünya'mızı bilirsiniz,
-
onların nasıl oluştuğu konusunda...
-
okulda öğrendiğimiz onca şey
tamamen yanlış olmayabilir,
-
ama Keshe Beyi takip edip kitaplarını
okumaya başladığım birkaç yıldan beri,
-
bağlantıları daha iyi anlamaya başladım.
-
Sayın Keshe, sahneyi size bırakıyorum,
teşekkürler.
-
ve... kendinizi tüm yeni dinleyicilerimize
tanıtmalısınız belki de.
-
Teşekkür ederim.
-
Çok teşekkürler Keyvan, ve hepiniz hoş geldiniz
çocuklar, özellikle ben.
-
Yaşça büyük olabilirim ama hala bir çocuk kalbine sahibim.
-
Oğlum önümde oturuyor ve kafasını sallıyor.
-
X-ışınlarını ve radyasyonu öğrenmeye başladığımda
-
onun yaşlarındaydım, sekiz yaş falan,
-
Daha sonra çok genç yaşta insanoğlunun Ay'a
-
ayak basışını izledim
-
ve o geceyi çok net hatırlıyorum
-
yere uzanmış bir şekilde TV izlerken
-
adamın Ay'a inişini görmeyi umuyordum.
-
O gün hiç aklımdan çıkmıyor;
yaz mevsiminde,
-
Temmuz ayıydı
-
ve benim için ilk defa böylesi
geniş bir kavramı anlamlanmıştı.
-
Ve dünya ve galaksiler ve bu alan hakkındaki
-
daha fazla bilgi birikimi asla durmadı.
-
Genç dinleyicilerin veya çocukların
-
anlaması gereken
en önemli şeylerden biri bence
-
insanoğlunun biz dedik diye burada olduğu değil,
-
insanoğlu burada çünkü
topluluk olarak, ırk olarak
-
yüz binlerce yıl içinde birbirimize
topladığımız bilgileri
-
aktardık, babadan oğula,
-
ve ondan toruna.
-
Ve şimdi bu biriken bilgileri
-
çok daha hızlı ve iyi
paylaşabiliyoruz.
-
Birçoğunuz mıknatısları biliyorsunuz
ve oynamışsınızdır.
-
Mıknatıslar ve manyetik alanlar
yaratılışın bel kemiğidir.
-
Bu Dünyadaki hiçbir şey manyetik alanlar sız değil
ve onsuz var ola bilemez.
-
Ancak, evrendeki tüm manyetik alanlar
-
buzdolabınızda olduğu gibi değildir;
-
Bunlar buzdolabınızda görebileceğiniz
mıknatıslar,
-
küçük mıknatıslar,
-
yani aslına bakarsanız çoktan yaşadınız ve mıknatıslarla
oynadınız.
-
Bu küçük mıknatıslar dolabınızın kapısına,
kapıya yapışır.
-
Ancak bunların arkasında yaratılışın tüm gizemi yatmaktadır.
-
En küçük parçaya bile gitseniz,
buna pek benzerler.
-
Onlar küçük küçük kürelerdir.
-
Ancak evrende,
küreler yerde oturmazlar;
-
dik oturur küreler,
-
ve manyetik alan küreleri
-
dik otururlarken
oldukça komik görünürler,
-
onların döndürdükleri küçük bir top gibi görünürler.
-
Ve bizim dilimizde, büyüklerin dilinde
-
buna plazma diyoruz.
-
Eğer bu topu görürseniz,
-
buna adı plazma deriz.
-
Ve bütün yaratılış
-
bu küçük dönmekte olan
manyetik alanları baz alır,
-
Ve oldukça hızlı dönerler, bundan dolayı
manyetik alanları görebiliriz.
-
Tıpkı bu teller gibi
bu tellere bakarsanız,
-
bunlar manyetik alanlar dediklerimiz.
-
Bu topların tepesindeki alanlardan
ortaya çıkan şey budur.
-
Ve sonra, farklı yerlere ve farklı yönlere giderler,
-
ve dönmeye devam ederler, gördüğünüz gibi,
-
bu alanların nasıl yayıldığına ve onlara eşit
-
olan arkadaşın nerede olduğuna bağlı olarak değişir.
-
Elinizdeki bu mıknatıslara bakarsanız,
tıpkı bu minik balık gibi,
-
içinden bunun gibi milyon milyon
alan çıkıyor ve
-
bir eş arıyorlar,
beraber oynayacak yada birleşecek bir arkadaş.
-
Ve birleştikten sonra birbirine yapışırlar.
-
Ve sonra biz buna mıknatıs deriz.
-
Kolay yolla,
-
anlamanızı istediğimiz çok basit bir şey var;
-
mıknatıslar dünyası içinde
-
vücudunuzdaki mıknatısa benzer şeyler
vücut hücreleriniz düz değildir.
-
Her zaman bir top şeklindedir.
-
Ve bu büyük bir uzaklaşmadır,
şimdiye kadarki düşünce birikimine göre
-
en az 100 yıl sürmüştür.
-
Bu yüzden, küçük mıknatısları ve manyetik alanları
-
göstermek yerine size
-
en başından, yani plazmadan başlayarak
anlatacağız.
-
Çünkü, size düz bir şekilde olan mıknatısın
-
dönerek yuvarlak bir hal aldığını anlatmaya
gerek yok.
-
İşte bu tam bir mıknatıs şeklinde,
-
manyetik alanlar oluşur ve burada gördüğünüz gibi
-
plazma bu şekilde görünmektedir,
-
diğer taraftan da manyetik alanlar bu yöne gider.
-
Yani olay şu ki, bir taraftan çıkan
diğer taraftan girmek durumundadır.
-
Fakat, bu süreç sırasında,
-
içeride manyetik alanlara katılabilecek
daha başka bazı manyetik alanlar da var,
-
bunlar dışarı çıkanlar.
-
Bu tıpkı bir tünele girdiğinizde olduğu gibidir.
-
Tünelin bir ucundan giren bir şey
diğer ucundan çıkmak durumundadır.
-
Ancak bu süreçte, biz buna manyetik alanlar diyoruz.
-
Bu küçük saçaklar,
bunlar manyetik alanlardır.
-
Yani, bu saçaklar bir yöne gitmeli
ve bir şeye katılmalıdır.
-
Ve sonra bir şeye katıldıklarında
genelde başka bir plazma olur.
-
Yani elinizde iki plazma olur.
-
Ve, birinden çıkan alan
başka birine gitmelidir,
-
yani, dolabın üstündeki mıknatısa bakarsanız
-
bunun gibi küçük bir örgü şeklinde.
-
Yani, küçük kızlı yapışkana
bakıyor olsanız bile,
-
buzdolabı üzerindeki mıknatıslı olana,
-
küçük bir balık veya her neyse,
aralarında bunun gibi hareket eden
-
birinden çıkan diğerine giren ve geriye seyahat eden
çok sayıda alanlar vardır.
-
Ve bu manyetik alanlar dediğimiz,
-
ışın demetleri dışarı çıkar ama aslında
onlar küçük toplardır.
-
Ama fark şu, gerçek hayatta,
-
bir toptan çıkan manyetik alan
bir yumurta gibi görünebilir.
-
Ancak biliyoruz ki aslında yumurta
içi oldukça yumuşak ve narindir.
-
Mıknatısın ve plazmanın içinde
olan da böyledir.
-
Yani kabuk haline gelince
plazmayı görürüz.
-
Kabuk değilken ise,
-
çok çok yumuşak olan bir maddenin,
-
yumuşak plazma şeklindedir.
-
Yani, bu yumurtayı kırarsam,
-
masanın üzerinden yere dökülecektir.
-
Ancak narin bir şekilde
kabuğunu çıkarırsam,
-
zıplayan bir top halindedir.
-
Bu yumurtanın içinde olan şey de aynen bu.
-
Yani bu hissedebildiğimiz ve
madde diye adlandırdığımız şey ile
-
kabuğu soyulduğunda ortaya çıkan plazma dediğimiz
şeyin farkıdır.
-
Çok güzel değil mi.
-
Bu plazma denen zıplayan toplardan birçoğunu
bir araya getirirseniz,
-
onların alanları birbirlerine katılır,
ve sonra ne elde edersiniz?
-
Plazmalar, aşağı yukarı zıplayan
küçük toplar,
-
böyle salladıktan sonra görüyorsunuz
plazmalar ne kadar güzel bir hal alıyor.
-
Bunlardan milyon milyon tanesi bir araya gelip
küçük tırnaklarınızı oluşturuyor,
-
milyon milyar tanesi bir araya gelip
-
kalbinizi oluşturuyor.
-
Yani sert bir kalbiniz yok, bu tıpkı yumurta
gibi, onu duyabilirsiniz;
-
Bu bir toptur, zıplayan bir top.
-
Her yerde zıplar.
-
Ve bu, böyle kıracak olursam, yumurtanın
sarısını ve beyazını görebilirsiniz.
-
Bunu evde kendi başınıza da yapabilirsiniz.
-
Plazma ve madde arasındaki farkı görebilirsiniz.
-
Madde sert olan halidir.
-
Plazma ise daha yumuşak ve
zıplayabilen hali.
-
Madde ve plazma arasındaki farkı
-
görebilmek için
-
evde yapabileceğiniz şey şudur;
-
bir yumurta edinin, üç gün sirkede bekletin ve
-
geri döndüğünüzde
sihri göreceksiniz;
-
kabuk yok olur. Geriye sadece plazma kalır.
-
Ve sonra yumurtayı kırarsanız içinin
aynı olduğunu görürsünüz.
-
İlk gün kabuğu kırınca beyazını görürsünüz,
-
içindeki her şeyi görebilirsiniz.
-
Mesela yumurtanın üzerinde
bir kaç gündür oturan bir tavuk varsa,
-
ve kabuğunu soyarsanız,
içindeki civcivi görebilirsiniz.
-
Yani durum şu ki;
bu topun içinden küçük bir
-
köpeği görebilirsiniz,
-
küçük köpek plazmanın içindedir.
-
Size göstermeye çalışacağım.
-
İşte gördüğünüz gibi bu plazma,
hareketli, plazma böyle bir şeydir.
-
İşte plazma budur.
-
Plazma manyetik alan yükleridir
etrafa yayılırlar,
-
plazmayı meydana getirirler,
-
sonra plazma dışarı çıkmak zorundadır,
dışarı çıkınca da
-
başkalarıyla birleşmek zorundadır.
-
Bu tıpkı evden çıkışınıza benzer.
-
Arkadaşlarla oynamak için çıkarsınız,
iki arkadaş veya daha fazla arkadaş vardır.
-
Ancak ufak bir tırnak, oyuncak veya
bu mıknatısı yapmak için bile
-
bu küçük toplardan milyonlarcasının
bir araya gelmesi gerekir.
-
Yani şimdi bir adımla evrenin
nasıl çalıştığını gördünüz.
-
Küçük bir plazma ise,
-
buna atom yada proton deriz;
-
ama söz konusu daha büyük bir plazma olduğunda,
Dünya gibi isimler veririz.
-
Eğer daha büyük bir plazma haline gelirse,
buna güneş sistemi deriz,
-
çok daha büyük bir plazma ise
buna da evren deriz.
-
Yani basit olarak eğer
bu plazmayı kullanabiliyorsanız,
-
nasıl işlediğini anlayabiliyorsanız,
-
bunların hareketlerini toplarız,
-
Sanki sizden yüzlercesi
yol boyunca,
-
sonra ne isterseniz veya
hayallerinizi gerçeğe dönüştürebilirsiniz.
-
Burada plazmanın hareketlerini
göstermeye başlıyoruz,
-
enerjisini topladığımızda,
çünkü hareket ediyor ve yorulduğunda,
-
buna ışık diyoruz.
Bir fener yakın örneğin.
-
Bu fener görebiliyorsanız
ışık kaynağıdır.
-
Kelimenin tam anlamıyla yüzlerce plazmanın
toplanıp bir araya gelmesi,
-
ve pili şarj etmesi demektir.
-
Fiziği bu şekilde eğlenceli hale
getirebiliyoruz.
-
Fiziği anlayabilirseniz, gerçekliğini kavrayabilirseniz oldukça
kolay bir konu haline gelir,
-
eminim öğretmenlerinize bile
bir şeyler öğretebilirsiniz.
-
Ve sonra, plazmalar
-
her zaman ve daima bir araya
gelmek zorundadır ve gelirler.
-
Dediğim gibi, eğer bir arkadaş bulursanız
ona katılırsınız ve oyunlar oynarsınız;
-
şu mıknatısları göstereyim size,
küresel bir şekildeler,
-
gördüğünüz gibi mıknatıslar
birbirlerini kovalar.
-
Kamerayı ayarlayayım ki
görebilesiniz;
-
birini hareket ettirince
diğerleri de hareket eder.
-
Gördüğünüz gibi karşılıklı olarak
hareket ediyorlar
-
çünkü mıknatısın birinden çıkan şey
-
diğerini etkiler.
-
Yani, bu mıknatıstan çıkan
diğer tarafa etki eder.
-
Dışarı çıkmakta olan tüm manyetik alanları
kendisi içine geri çekemezsin.
-
Böylece, başka mıknatısın içine gider
ve olan budur.
-
Bu mesafeyi koruyor, görüyorsanız;
birbirlerinin yakınına gelmiyorlar hiç.
-
Mesafelerini korumak zorundalar.
-
Ve, yaratılışın özü de budur,
-
evrendeki plazmalar birbirlerinin
yanına gelip oturamadıklarında.
-
O yüzden, araların bir boşluk var ve bu
serbestçe hareket etmelerine olanak sağlıyor.
-
Arkadaşınızla sınıfta
aynı sıraya oturmanız gibi.
-
ama aranızda küçük bir boşluk var ve
bu boşlukta hareket edebiliriz,
-
içe veya dışa doğru.
-
Plazma da tam olarak böyle.
-
Yani, oyun oynamaya başlayabilirsiniz.
-
Onlara katılabilirsiniz, az sayıda olanlara
katılabilirsiniz, ya da herhangi birine.
-
Ve, aynı zamanda, onlara iki farklı şey
yaptırabilirsiniz.
-
Eğer daha da fazla mıknatısı
bir araya getirirseniz,
-
farklı oyunlar oynayabilirsiniz.
-
Bunlar farklı şekil ve biçimde
bazı mıknatıslar.
-
Eğer bakarsanız,
-
çok kolay bir şekilde mıknatısların
nasıl çalıştığını anlayabilirsiniz.
-
Birbirlerine dokunmak
zorunda değiller,
-
alanları birbirlerine erişiyor
ve biz buna plazma diyoruz.
-
Aynı mıknatısların ikisini döndürünce,
görüyorsanız. Masanın üstüne koydum
-
eğer öbürünü görebiliyorsanız.
-
takırdıyorlar çünkü birbirlerine katılabilirler,
alanlar birbirine katılıyor.
-
Ama, mıknatısların ya da
-
plazmaların temasa geçmek için birbirlerinin
yanında olmalarına gerek yok.
-
Yani, eğer bunu döndürürsem,
o da döner.
-
Diğerini döndürürsem,
öbürü de döner.
-
Olan şey şu ki,
-
bundaki alanlar
-
plazma etrafından giderek buradan
içeri gidecek,
-
ve bundan ki alan gelip buna
katılmak zorunda.
-
Ama olan şey tam olarak bu,
bağlantıya ihtiyacınız yok.
-
Görüyorsunuz, uzaktan mıknatıslarla
oynayabilirsiniz.
-
Ve plazma dediğimiz şey de
hemen hemen bu.
-
Düz değil, top şeklinde
-
ve eğer bu topu çok gererseniz,
-
böyle, ışık dediğimiz şey ortaya çıkar.
-
Fenerde gördüğünüz ışık,
-
bu mıknatısı görmenizi sağlayan ışık,
-
gerildiği zamanki aynı toptur.
-
Ağzınızda eğer bir sakız varsa ve çiğneyip
bir top haline getirirseniz,
-
sonra da çıkartıp gerebildiğiniz kadar
gererseniz.
-
Ağzınızda yuvarlakken, bir toptur
bir plazmadır.
-
Ve gerdiğiniz zaman, hala aynı şey
-
ama çok uzun ve bu yüzden ona
ışık diyoruz,
-
Evrendeki her şey de böyle işler.
-
Gerilirsiniz, ışık olursunuz,
-
küresel kalırsınız ve bir top olursunuz,
bir plazma.
-
Yani, çok basit bir açıdan,
-
plazma yapmak için
-
bir sürü alanın bir araya
gelmesine ihtiyaç vardır,
-
ve dönerler, dönerler, dönerler.
-
Sonra da plazma olurlar.
-
Yani, eğer düşündüyseniz,
-
Kendi zamanınızda, sınıfınızda ya da evinizde
onu gördüğünüzden eminim.
-
Genelde mıknatıslarınızla
böyle oynuyorsunuz,
-
çok düz, çok, çok, çok düz.
-
Yani, görüyorsunuz, bu bir mıknatıs.
-
Ama evrende,
hiç böyle bir şey görmüyoruz.
-
Ve işte bu yüzden evrende
her şeyi böyle görüyoruz.
-
Ve buna plazma diyoruz çünkü alanlar
döner, birbirlerini kovalarlar.
-
Yani, artık anlayacaksınız ki
-
Hayatınızda hiç dikdörtgen
bir yıldız gördünüz mü
-
gökyüzüne baktığınızda? Hayır.
-
Ama gördüğümüz bütün yıldızlar yuvarlak,
-
plazma şeklinde, çünkü Güneş bile çok,
çok büyük bir plazma.
-
Bu öğretime başlamama sebebimiz
-
size başlangıçtan itibaren
-
evrendeki yaşam gerçekliğinin
ne olduğu öğretmektir.
-
Düz değil;
-
evrendeki her şey,
-
tırnağınızdaki en küçük atom bile,
küresel bir şekilde.
-
Vücudunuz içindeki kan
-
milyonlarca hatta milyarlarca küresel
şekillerin bir araya gelmesiyle oluşur.
-
Ve birbirleriyle nasıl etkileşime geçtikleri de
bize gördüğümüz renkleri verir.
-
Eğer beyaz bir gömleğiniz varsa,
-
o gömlekteki plazma
diğer renkler tarafından emilmeyendir.
-
Eğer yeşilse, bazı ışıkları
emilemiyor demektir bu,
-
ve bu denge sonunda yeşile dönüşür.
-
Ama ışık çok basit bir şeydir.
-
Işık çok, çok basit
bir şekilde oluşur.
-
Eğer iki topu, plazmayı
birbirine sürterseniz,
-
plazmaların dışarıya çıkan alanları ve
-
içeriye giren alanları vardır
-
birbirlerine yakınken onları
birbirine sürttüğünüz zaman,
-
içeriğe girenler dışarıya çıkanlarla
çarpışacaktır,
-
dışarıya çıkanlar da
-
diğerinde içeriye girenlerle
çarpışacaktır ve
-
tam olarak elinizle yaptığınız gibi.
-
Eğer ellerinizi ovalarsanız,
ısı ortaya çıkar
-
ve ısınır.
-
Ama, görüyorsunuz, eğer çok,
çok karanlık bir ortamdaysanız
-
ellerinizin de ışık yarattığını görebilirsiniz.
-
Yani evrende olan budur.
-
Manyetik alanlar birbirlerine
sürtündüklerinde,
-
plazmadan çıkanlar,
-
ve plazmanın içine girenler
-
birinden ve diğerinden,
-
, küçük küçük plazmaların
dışarı çıktığını görürsünüz.
-
Derinizi ovaladığınızda ya da kaşıdığınızda
kıvrılan küçük deri parçacıkları
-
gibi, ve bu küçük ışıklar
-
uzamış bir hale geliyor ve sonra
-
ışık olarak gördüğümüz şey oluyorlar.
-
Yani, bu kısmın sonuna geliyoruz,
-
ve sonra bir dahaki sefere plazma ile
-
öğrenebileceğimiz daha güzel şeylerden
bahsedeceğiz.
-
Cisimleri aydınlatmak için plazmayı
nasıl kullanabileceğinizi,
-
ve nasıl anlatmamızı istediğinizi
bize söyleyeceksiniz.
-
Çok teşekkürler.
-
Sorusu olan var mı?
-
Çocuklardan.
-
Oğlum kafasını sallıyor ve
'hayır, hayır benim yok' diyor.
-
Hayır, şimdi değil, teşekkürler.
-
Şimdi mıknatısları sürttürüyoruz...
-
İyi bir açıklama mıydı, ona sor?
-
Evet.
-
O ‘evet’ diyor. Ya seninki?
-
Plazmalarla ilgili, plazmanın tanımını
tam olarak
-
çok iyi anlamadık.
-
Biz nasıl...
-
çocuklar; plazma tam olarak nedir?
-
Plazma, merkezinde şey olan
-
manyetik alanlardan yapılma bir toptur;
-
Tamam, bir şey söyleyeyim, oğlum bildiği için,
belki çocuklar açıklayabilir.
-
Hadi, gelmen lazım.
-
"Evet açıkla."...
(arka plan konuşması MT. Keshe ve oğlu)
-
İyi akşamlar, benim adım Ruben,
-
MT. Keshe arka planda oğluna açıklıyor
-
biliyorum ki plazma
bir enerji alanı ve
-
içindeki küçük manyetik şeyler
tarafından oluşturulur.
-
Plazmaya sahip olmaya dair sizin çocuğunuzdan
anlayabileceğimiz bir şey var mı?
-
Ona ne ekleyebileceğimizi biliyor mu?
-
Evet
-
Evet, bunlar Dünyanın çocukları,
-
bariyer yok, sınır yok,
renk yok ve ırk yok.
-
Bize bizden daha basit bir şekilde
öğretebilirler.
-
Bakalım ne anlamış.
-
O, plazmadan ne anladığını
açıklayacak şimdi.
-
Bekliyoruz.
-
A, benim çocuğum mu?
-
Evet.
-
Tamam. Çevirmem gerekecek...
-
Bu çocukların programı, bizim değil.
-
Tamam, dedi ki, onun...
-
Kulaklığı ona ver, konuşsun.
-
Evet ama çok iyi İngilizce bilmiyor,
-
o yüzden her şeyi çevirmem gerek...
Fark etmez;
-
sorun yok, sesi duyulsun.
-
Hangi dili konuşuyor?
-
Yalnızca Almanca biliyor ve,
-
şu anda mıknatıslar onu
büyülemiş durumda.
-
Yani şimdi de etrafta buzdolabı
mıknatıslarıyla oynuyor ve
-
bu yüzden de, bence,
plazma kısmını kaçırdı,
-
yani yalnızca manyetik alanları
keşfetmeye çalışıyor,
-
ve birbirlerine ne tepki verdiğini
öğrenmeye çalışıyor, yani,
-
evet, etrafta oynuyor ve bu
-
manyetik alanların nasıl çalıştığını
anlamaya çalışıyor.
-
Aha. Bence, çocuklarımızı
eğitmek için,
-
onları özellikle mıknatıslardan ve manyetikten,
bunun gibi düz manyetikten uzak tuttuk;
-
çünkü anladık ki, o zaman onları
mıknatısları
-
anlayabilmeleri için tekrar
eğitmeniz gerekecek.
-
ya da hayatı
-
veya evrendeki yapının birbirimizle
paylaştığımız, plazma dediğimiz
-
bir alanlar topu olduğu gerçeğini.
-
Merkezden başlıyor, ortadan, sarısından,
bu bir yumurtanın tam bir kopyası,
-
merkez, sarı bütün alanların ışık saçtığı yer,
ve sonra, saçılan her neyse,
-
buna geçiş noktası diyoruz,
-
ve, ya da yayılma geçiş alanı diyoruz,
-
zamandan, mekandan, sarıdan beyazına
ya da yumurtanın kabuğuna geliyoruz,
-
buna geçiş noktası diyoruz,
-
ve, ya da buna geçişin taşınma alanı deriz,
-
sonra da, üstte, bize gelince görüyoruz onu,
-
ona madde diyoruz,
-
ya da buradaki gibi ismiyle
andığımız şeyler,
-
buradaki gibi, bu bir yumurta kabuğu,
-
yani, bir plazma bir kopyadır,
bir yumurtadan farksız;
-
ama bir kaynağı var,
cisimler serbest olamaz.
-
Yani, o kaynak, eğer yumurtaya bakarsanız,
-
bir sarıdır ve bütün bu alanları
dışarıya doğru saçar
-
ve zaman zaman sarının üstündeki yer,
-
beyazın başladığı, yumurtanın kabuğu
olarak gördüğümüz
-
yere geçiş diyoruz, o yüzden yumurtanın
beyazına geçiş diyoruz.
-
Geçmesi vakit alıyor,
sarıdan kabuğa kadar gidene kadar.
-
Yani, plazmayı böyle anlıyoruz:
-
Bir kaynak,
-
beyaz kısmı,
-
sonra kaynağı bıraktıktan sonra
bize bir yumurta gibi görülebilir olan
-
ana kadar bir geçiş dönemi
olan beyaz kısmı.
-
Plazmaya başka kolay bir örnek, ki bu da
gerçek plazma, plazmanın gerçek anlamı
-
bizim Güneş Sistemi'mizdir.
-
Güneş bütün alanların çıktığı kaynaktır.
-
Ve, sonra örneğin, bizim durumumuzda,
-
Güneş'in yüzeyinden
-
Dünya'nın en üst tabakasına gitmek
8 dakikadan fazla alıyor.
-
Yani, Güneş'in yüzeyinden atmosferin
en üst kademesine
-
alanın transferine geçiş diyoruz ki
o da geçiş aşamasında zaten.
-
Ve, sonra,
-
o noktada
-
Dünya'nın manyetik ve yerçekimsel
alanına sürtününce,
-
kendini bir ışık olarak dışa vuruyor
ya da değişip madde oluyor.
-
Madde hali diyoruz,
çünkü artık bize görünebilir.
-
İşte bu da çocuklara plazma
konusunu açıklamanın en kolay yolu,
-
evrende hiç bir yer yok ve
öğretmedeki en büyük sorunlardan birisi
-
plazma teknolojisi hakkında
ve onun evrendeki varlığıyla ilgili
-
çocuklara mıknatısı düz halde
öğretmeye çalışıyoruz,
-
böyle, ya da bunun gibi mıknatıslarla.
-
Evet, böyleler çünkü bu topları
birbirlerine itiyoruz,
-
böyle, yumurta dediğiniz
-
şeye ya da plazma dediğimiz şeye,
-
sonra da çocuklara şunu öğretmek çok zor oluyor
-
Hayır, gördüğün şey ezip bir araya
getirdiğimiz şu şeylerin bir karışımı.
-
Ama eğer çocuklara en baştan şunu söylerseniz:
plazma bir toptur
-
ve evrendeki bütün alanlar büyük bir toptan,
evrenin merkezinden
-
çıkar sonra da daha küçük parçalara
bölünürler
-
ve sonra da galaksileri oluştururlar
-
daha küçük olanlar da Güneş Sistemi'ni oluşturur,
-
daha da küçük olanlar iste Güneş'i oluşturur,
-
ve daha da küçük olanı da Dünya'yı oluşturur,
-
sonra da bu alanlar daha da küçülürler
bu küçük manyetik alanlardan oluşan toplar,
-
sonra da vücudumuzun parçası haline gelirler.
-
Ve çocuklara düz mıknatıslar hakkında bir şeyler
öğretmek sonra da değiştirmeye
-
çalışmak bugün bilim dünyasındaki
en büyük sorunumuz.
-
Bu yüzden ilk oturumdan itibaren
plazmayı anlatmaya çalıştık.
-
Plazma bir kaynağı olan kocaman bir
manyetik alanlar topu,
-
kaynaktan
-
madde olarak kendini dışarı vurana
-
kadar geçen sürede,
-
ve kabuktayken,
-
merkezdeki bütün alanlarla bütünlük içinde,
buna plazma diyoruz.
-
Ve bunu değiştirebilirsiniz,
onunla oynayabilirsiniz,
-
onu çok basit bir şekilde anlayabilirsiniz,
-
çünkü, plazmayken bile yumuşaktır,
sert değil.
-
Plazmanın sertliği,
bunda gördüğümüz gibi,
-
bu kabuksuz yumurta olacak,
-
yani elastiki,
-
ve sert olması için, bu aynı yumurta,
aynı tavuktan başka bir tane,
-
tavuklarımızı evde tutmamız
gerektiğinden,
-
yumurtalarımızın nerden geldiğini biliyoruz,
-
yani, yumuşak bir pozisyondayken, sert olursa,
-
diğerlerine nazaran canlı ve yumuşak olur,
-
ama bizim için tutabilecek kadar
algılanabilir olduğunda,
-
o zaman kabuklu yumurta haline geliyor
ama içi aynı kalıyor.
-
Yani, bir kaynak,
-
tespit edebileceğimiz yere kadar
-
zamanda yolculuk,
-
başka bir yandan çocuklar için
en basit en kolay yol.
-
bir okul var,
-
kaynak, yer de ev, orası merkez
-
ve sonra sizi alıyor
-
arabaya giriyorsunuz ve birkaç dakika
boyunca gidiyorsunuz,
-
okula on dakika sürüyor gitmeniz.
-
bu geçiş süresi, geçişteyken
-
ve sonra da okula gittiğinizde, orası da okul,
orada görünüyorsunuz.
-
herkesin, arkadaşlarınızın olduğu yer orası,
ve burada da aynı ilke geçerli.
-
Yani, yaratılışın temel taşı manyetik alanlar değil,
bir plazmadır.
-
Manyetik alanlar plazmadan çıkarlar ve
diğer plazmalara katılırlar.
-
Yani, bu çocuklar için son derece açık ve
net olmalı.
-
Dediğim gibi, plazma bükülmüştür
aynı böyle.
-
Dalgalar, manyetik alanlar var ve
-
sonra da, burası alanın merkezi,
-
beyaz arka planda gösterebilirsem.
-
Burası alanın merkezi,
-
görebilirsiniz.
-
Ve sonra da alan açılıyor ve
-
bir yerde kendini gösteriyor, son buluyor.
-
O son da madde olduğunda,
göründüğünde,
-
yani plazmanın içi böyle gözüküyor.
-
Merkezden milyon milyon alanlar başlıyor.
-
Merkez aynı böyle, gördüğünüz gibi.
-
Ve bu alanlar açıldıkça, bir noktada,
-
onları tespit edebileceğimiz
noktaya erişiyorlar.
-
Merkez ev,
-
etrafında giderek seyahat etmek de
okula giderken arabada geçirdiğimiz süre,
-
ve sona erdiği noktada
madde olduğu nokta,
-
o da okul.
-
Ama bu durumda, alanlar her yöne doğru
gidiyorlar ve
-
birbirlerine yapışık değiller,
serbestler ve hareket ediyorlar ve
-
eğer birbirlerini çekerlerse,
-
bir dahaki programda konuşacağımız üzere,
-
yerçekimi olur, ve birbirlerini iterler,
manyetik alan veya atmosfer diyoruz,
-
bir daha ki oturumun konuları bunlar.
-
Şimdi çok daha açık mı yoksa
başka bir yol deneyelim mi?
-
Evet, daha açık.
-
Evet, açık.
-
Çok teşekkürler. Açık mı
-
Oğluma, …
-
Evet. Plazmanın tam olarak ne olduğunu
biraz anladı.
-
Aha, bir fikri var yani...
-
Ve ?
-
Tabi ki bu çocukların gerçekten
-
dokunamayacağı, temasa
geçemeyeceği bir şey,
-
yani evet, hala oynanabilecek bir şey.
-
Eğer onlara yüzük mıknatıs bulabilirseniz,
-
düz mıknatıs almayın onlara.
-
Bunlara yüzük mıknatıs diyoruz, evet mi?
-
Merkez gene alanların olduğu,
-
yere bırakacağım ve sonra yanlarının
üstünde onu dikelleyim.
-
Sonra da, bu aşağı yukarı
bir plazmanın şekli.
-
Sonra da mıknatısın ne olduğunu
anlıyorlar,
-
döndürebilirsiniz, böyle dönüyor.
-
Yani, çok kolaylıkla ona plazmanın
ne olduğunu anlatabilirsiniz.
-
Bütün bu olaya başladığımızda amacımız
-
alanı göstermek değildi, mıknatıslar
böyledir,
-
bunlar mıknatıslar gördüğünüz gibi,
onlarla oynayabilirsiniz,
-
hareket ederler, zıplarlar ve yakalarlar.
-
Ama, evrende düz mıknatıslar görmeyiz.
-
Her şey plazmadır,
-
ve bence çocuklarına en baştan
öğretmeye çalışan ebeveynler için,
-
yaratılıştaki
-
yeni anlayış,
-
çocuklara en baştan gerçek
gerçekliği anlatmak,
-
sonradan ekleyebilecekleri
bir şey değil.
-
Bu yüzük mıknatıs.
-
Eğer ihtiyacınız olursa, alamazsanız, biz size
nereden alabileceğinize dair
-
bir link gönderebiliriz her zaman,
-
çünkü asıl o şekildelerken
onları görebilirsiniz.
-
Elimdeki mıknatıs yaklaşık
20 cm ötede.
-
Hareket ettiriyorum ve o da ediyor.
-
Yani, bu şekilde, hareket etmiyor,
düzken sadece zıplıyor.
-
Ama gevşekken,
-
küresel bir şekildeyken,
-
değişiyor, görüyorsunuz, sadece biraz
oynatıyorum.
-
Sonra, görebilirsiniz, bu yaklaşık
10 cm, 7 cm belki de.
-
Yani çocuklara küresel şekiller
hakkındaki gerçeği öğretmekte fayda var,
-
bu da plazma
-
zaten ve düz mıknatıslarla olmaz bu iş,
-
dairesel mıknatıs dediğimiz şeyler
olmadan yapılamaz.
-
böyle, çünkü o zaman anlamazlar.
-
Eğer halkalı mıknatıs
bulabilirseniz onlara verin
-
oynasınlar.
-
Sonra, anladıkları sürece,
-
tam olarak bunun gibi.
-
Mıknatıs ve yumurta yanyana,
birebir aynı şeyler.
-
Yumurtanın merkezinde sarısı var,
kaynak.
-
Yüzüğün merkezinde ise manyetik alanın
merkezi var,
-
ve merkezden buraya yolculuk ettiğinde,
-
alanın aktardığı ve geçirdiği zaman,
-
ve madde halindeyken, bir yüzük olarak görünüyor.
-
Yani yumurta ile aynı işlem.
Merkezde sarısı var.
-
Sarısı ile arasında bir boşluk var yumurtanın
size doğru olan tarafında,
-
bu geçiştir, ve katıyken madde halindedir çünkü
-
yüzükte böyle bir düz mıknatısı
-
açıklayamazsınız, olmaz.
-
Ve eğer çocuklar bunu en baştan
anlarlarsa,
-
içinde ne olduğunu yani,
-
o zaman nesil öğretiminin
-
veya anlayışının ne olduğunu anlarsınız,
ben de bu nesle uzay nesli diyorum.
-
O zaman, evrenin çalıştığı gibi
yaşadıklarını düşünüyorlar.
-
Ve, mıknatısın düz olmasına dair
-
inançları olmak üzere büyütülen yetişkinlerde
gördüğümüz gibi,
-
profesörlerimizin, doktorlarımızın ve üniversite
mezunlarımızın çoğunda olduğu gibi,
-
şimdi onlara öğretmede sıkıntı yaşıyoruz
aslında,
-
plazma bu biçimde,
bu şekilde davranıyor
-
ve eğitimli insanlar buna çok direnç
gösteriyor
-
çünkü şimdiye kadar inandıkları şey yanlıştı,
yanlış bilgiyle yaşadılar,
-
bunu da savunma ihtiyacı hissediyorlar.
-
Aksi takdirde, kendi bilgilerinin
geçerliliğini sorguluyorlar.
-
Ve bu da gördüğümüz sorunlardan biri,
-
çok sayıda plazma fizikçisi,
şuandaki en iyilerin
-
bütün her şeyi bir top, bir küre
-
olduğu gerçeğini kabul etmede
zorlandığını görüyoruz.
-
Ve anlayanlarda, özellikle
genç yaştakiler,
-
öğretilerimizin çok kolaylaştığını
görüyorsunuz,
-
o zaman da kendi öğretmenlerine basit
bir şekilde öğretmeleri gayet mantıklı.
-
Üniversitede verdiğim bir derste
bir profesörün söylediği gibi,
-
öğrenciler oradayken,
-
dedi ki: 'Size yalan söyleyemem,
her şeyi duydunuz benim gibi,
-
Ben de kendim yeni en baştan öğrendim',
ve o bir fizik profesörü.
-
İşte bu yüzden manyetik alanları
göstermek için
-
hiç düz mıknatıs kullanmıyorum.
-
ve plazma ile en baştan başlıyoruz
-
ki o da yaratılışın özü zaten.
-
Sonra, ilk birkaç dakikası çok zor
-
çünkü mıknatısların bu şekilde olmasına alışmışlar,
-
sonra anlıyorlar ama,
tek yapmaları gereken ayakta tutup
-
döndürmek.
-
O zaman, gerçek plazmayı görüyorsunuz
-
çünkü bir mıknatısın
buzdolabına yapışması için
-
bazı alanlar dışarı çıkmalı bazıları
da içeri girmeli,
-
ve sonra, dinamik hale geliyor,
-
yani aslında, bu maddenin alanı
yaklaşık olarak bu şekilde.
-
Ve birçok açıdan,
-
eğer merkezi dışa çıkarırsam,
-
bu aşk simgesi gibi, bir kalp ama
merkezi ortada
-
duruyor ve yayılıyor sonra da sona geliyor,
görebilirsiniz.
-
Yani, Keshe Vakfı öğretilerinin
bütün amacı
-
geçen haftadan itibaren, yedi ay boyunca
-
dünyanın her yerinden insanlarla plazma hakkında
-
konuşmaya ve onlara
-
plazmayı öğretmeye çalışıyoruz
ve anlayamıyorlar,
-
çünkü öğreti düz bir mıknatıs temelinde
oldu hep.
-
Şimdi onlara mıknatısın küresel şekilde
olduğunu anlatmaya çalışmak,
-
yedi aydır bizim için bir mücadele haline geldi,
-
o yüzden en başından
çocuklara öğretmeye karar verdik.
-
Gelecekte, düz mıknatıslarla oynamak
istediklerinde,
-
sorun yok, çünkü biz dediğim gibi,
-
hiç düz bir yıldız görmüyoruz,
hiç düz bir gezegen görmüyoruz,
-
yani çünkü insan maddeyi istediği şekli vererek
kullanmak zorundaydı
-
ve her zaman dikdörtgen oldu ya da
at nalı şeklinde,
-
sorunun yarısı buydu
-
insanı uzay teknolojisinden uzay gemisi
teknolojisine taşımaya çalışmak.
-
Yani, iyi olan şey şu ki onlara gösterebiliriz,
-
belki bir daha ki sefere küresel bir
manyetik alan oluşturan reaktörleri getiririz
-
ve çocukların bunu ebeveynlerinden
daha iyi anlayacaklar,
-
çünkü onlara göre yeni, dolambaçsız
anlaşılır bilgi,
-
ama onu duvarlardaki mıknatıslardan
uzak tutun
-
ve küresel şekil bir mıknatıs,
yüzük mıknatıs alın.
-
Ve o zaman, uçtuklarını anlarsınız çünkü,
-
vücutları düz bir mıknatısla yapamaz öyle,
bakarsanız,
-
yaptığım yüzüklerle böyle değişik
-
oyunlar oynayabilirsiniz
hayal gücü yerine gerçeklikle
-
çünkü, bunları buraya koyarsam
-
görüyorsunuz, bu bir mıknatıs, küresel
ve döndürüldü.
-
Buraya koyarsam, bu da düz mıknatısın
kesin bir davranışı,
-
işte, bir fark görmeyeceksiniz yani
gerçeklik değil aslında,
-
aynı mıknatıs,
aynı uzaklık
-
çünkü sonra çocuğun kafası karışıyor.
-
Ama, bunu kenara koyayım ve gerçek bir
mıknatıs koyayım, o da bunun yanına,
-
bakalım ne oluyor.
-
Değişikliği görüyorsunuz.
-
Yani, alanlar birbirlerini etkiliyorlar,
dönüş, hareket, dönüş hızı.
-
Yani, çocuklarla mıknatıslarla ilgili
kötü bir başlangıç yapacağımıza,
-
plazmadan bahsediyoruz
-
çünkü çocuğun nasıl böyle
hareket edip
-
böyle etmediğini anlaması
gerçekten çok zor.
-
Bakın, olmuyor.
-
Yani, bu bir sahte fiziktir.
-
Şimdi, tekrar değiştir.
-
Bir ışık gibi olan bir mıknatıs koyalım.
Bakın
-
Bakın. Hareket ediyor, davranıyor,
tepki veriyor.
-
Gezegenler ve yıldızlar da
böyle tepki veriyor.
-
Ve bu yüzden biz plazma bakış açısından
öğretmeye başladık,
-
insan bakış açısından değil.
-
Her zaman derim, düz mıknatıslar madde hali,
ve o da insanın hali.
-
Evrende, her şey dinamiktir.
-
Çok basit. Bunlara takırdayan mıknatıslar denir.
-
Çift olarak satın alabilirsiniz bunları
çünkü diğer her şey gibi
-
onların da hareket ettiğini öğrenirsiniz,
etkileşimi görebilirsiniz.
-
Bunu mıknatıs olmadan yapamazsınız.
-
Bir plazma hareket eder.
-
Eğer daha da sık yapabilirseniz,
-
o zaman, işin güzel tarafı, neden
takırdayan mıknatıs diyoruz bunlara,
-
manyetik alanlar ses çıkarmaz,
-
ama etkileşime geçtiklerinde,
-
gürültü ortaya çıkar, manyetik gürültü veya
plazmatik manyetik gürültü yaparlar,
-
ama ışık yaratırlar, böylece o takırdama sesindeki
ışığı gösterebilirsiniz.
-
Takırdıyorlar.
-
Yani, bu plazma davranışı
-
ve bu bir sahte fizik,
biz de bunu kabul ettik,
-
fizikte gerçeklik böyle
var oluyor.
-
Yani, her zaman mıknatıslarla oynayabilirsiniz,
-
ama evrenin nasıl çalıştığını anlamak istiyorsanız,
-
ve yaptığımız şeyden bizim neslimiz
ve gelecek nesli göreceksek,
-
ki o da ergenlerden oluşuyor,
-
gençlerin en baştan öğrenmeleri gerek
doğru şekilde,
-
sonra da onlara iki kere öğretmek zorunda kalmayacağız,
-
yanlış yolu öğrendikleri zaman doğrusunu
anlamak onlar için çok zor.
-
Yani, 8 yaşında birini plazma fizikçisi yapmak
18 veya 80 yaşında yapmaktan daha kolaydır.
-
Ve bizim yapmaya çalıştığımız da bu.
-
Çocukları gerçekliğe tanıştırmaya çalışmak,
-
sadece kestirmeden gitmek değil,
ve geldiği yer de burası.
-
Evrende, plazma dışarı çıkan bir kaynaktır.
-
Bu şekilde bakarsanız, yukardan, düz ama
-
tümüne birden bakarsanız,
-
uzatılmış bir küresel şekil oluyor ve plazma
dediğimiz şey haline geliyor.
-
Yani, lütfen, eğer anne babaysanız
-
ve çocuğunuzu uzay gemisi programı
ile yetiştirmeye çalışıyorsanız,
-
ben onlara yaşamın yaratılma gerçeğini
ya da gerçekliğini öğretmeye çalışıyorum,
-
bu seviyede çalışan bir bilim adamı olarak
-
bana göre, çocuklara bu mıknatısı öğrettiğinizde,
-
bu Dünya'nın düz ve evrenin merkezi
olduğunu söyleyen
-
adamın zihniyetinden çok da uzak değil.
-
Mıknatıs, uzaklaşmamız gereken şey bu.
-
Şimdi plazmayı görüyor
ve anlıyor olduğumuza göre,
-
çocuklara gerçekliğinin ne olduğunu gösterme zamanı geldi.
-
Görüyorsunuz, iki mıknatıs yanyana.
-
Düz olandan diğerini oynatarak
bir reaksiyon alamıyorsunuz,
-
dönmüyor çünkü başka bir mıknatısı
-
hareket ettiriyorsunuz.
-
Yani, bu oluyor.
-
Bir plazma başka bir plazmaya tepki veriyor
çünkü dinamik.
-
Burada düz.
-
Tam olarak söylediğimiz şey.
-
Bu tür mıknatıslar,
fizik öğretmeye başladığınızda,
-
yaratılış hakkında,
uzay teknolojisi hakkında,
-
bu ilerde çocuklar için çok ikilem yaratıyor.
-
Bu yüzden, en baştan görebilecekleri
-
yeterli gerçekliklerle başlamakta fayda var ve
-
o zaman çok fazla bir şey yapmadan
uzay konusunda
-
dahileştiklerini göreceksiniz.
-
Sorusu olan var mı?
-
Bunlara takırdayan mıknatıslar deniyor,
satın alabilirsiniz.
-
Bunlar yüzük mıknatıslar.
-
Bunlar da düz mıknatıslar.
-
Ve hepsi tamamen farklı şekilde davranıyor.
-
Sorusu olan...?
-
Evet, budur. Neredeyse geldik.
-
Evet, pardon.
-
Bu tür öğretilerle devam edeceğiz
bundan sonra
-
hatta yetişkin kısmında bile
ya da perşembe günleri
-
çünkü fark etik ki birçok ebeveyn anlamıyor.
-
Bu öğretimi başlattık bu hafta laboratuvarda
-
burada ve çocuklarla öğretime devam ediyoruz şimdi de.
-
Hayır, aslında en başıyla ilgili birçok şeyi
-
sanki ben bir çocukmuşum gibi netleştiriyor.
-
Belki bir dahaki sefere zaman olur
-
sormak istediğim birkaç soru için,
biliyorsunuz, ben çocukken,
-
sizden öğrendiğim için Keshe Bey, sizin kitaplarınızdan,
-
büyük patlama (big bang) diye bir şeyin
olmadığını yani,
-
böylece belki bir dahaki sefere neden öyle
olduğunun detaylarına girebiliriz,
-
çünkü her zaman kaynaktan ve evrenden
bahsediyorsunuz ve
-
şimdi sadece bir değil birden fazla
evren olduğunu öğrendim.
-
Yani, ben...
-
Evet.
-
Detaya girebilsek çok güzel olurdu
-
çünkü bu beni çocukken hep büyülemiş olan bir soru.
-
Evet.
-
o zaman evrenin gerçek kaynağı ne?
-
Bir dahaki sefere konuşacağız.
-
Teşekkürler.
-
Çok teşekkürler.
-
Büyük çocuklardan ya da küçük çocuklardan bir soru var mı?
-
Benim bir sorum yok, teşekkürler, bunları bize
öğrettiğiniz için teşekkür ederiz,
-
bence hepimiz için gerçekten çok ilginç şeyler.
-
Çok teşekkür ederim, umarım daha fazla çocuk gelir,
yetişkin çocuk yani
-
bu yayını dinlemek için ve belki de bu yetişkin oturumlarımız
için işlerimizi bile kolaylaştırabilir.
-
Doğru.
-
Çok teşekkürler gerçekten,
Zamanınız için teşekkür ederiz.
-
Teşekkürler.
-
Teşekkürler, Keshe Bey ve siz oradakiler,
Hepinize teşekkürler.
-
Teşekkürler, güle güle, güle güle
-
Teşekkürler gerçekten
-
Güle güle. Yeni hayatınız hayırlı olsun.
-
Güle güle, güle güle.