Return to Video

Neden hepimizin duygusal sağlık bilgisi uygulamalarına ihtiyacı var

  • 0:03 - 0:07
    İkiz kardeşimle beraber büyüdüm,
  • 0:07 - 0:10
    inanılmaz derecede sevecen bir kardeşti.
  • 0:10 - 0:14
    İkiz olmak sizi bir konuda uzman yapar;
  • 0:14 - 0:17
    iltiması tespit etme.
  • 0:17 - 0:23
    Onun kurabiyesi benimkinden
    azıcık olsun büyükse, kuşkulanırdım.
  • 0:24 - 0:27
    Açlıktan ölmediğim ortada.
  • 0:27 - 0:29
    (Gülme sesleri)
  • 0:29 - 0:34
    Psikolog olunca farklı tür bir
    iltimas fark ettim.
  • 0:34 - 0:40
    O da vücuda akıldan daha çok
    değer veriyor olmamızdı.
  • 0:40 - 0:46
    Psikoloji doktoramı hak etmek için
    üniversitede 9 sene geçirdim.
  • 0:46 - 0:51
    Kaç insanın kartvizitime bakıp
    şöyle dediğini anlatamam:
  • 0:51 - 0:53
    "Ha, psikolog.
  • 0:53 - 0:56
    Yani gerçek doktor değilsin!"
  • 0:56 - 0:59
    adeta kartımda belirtilmesi gerekmiş gibi.
  • 0:59 - 1:02
    (Gülme sesleri)
  • 1:03 - 1:09
    Vücudu akıldan üstün tutan bu iltiması,
    her yerde görüyorum.
  • 1:10 - 1:11
    Geçenlerde bir arkadaşımın evindeydim.
  • 1:11 - 1:14
    Beş yaşındaki çocuğu yatmaya
    hazırlanıyordu.
  • 1:14 - 1:18
    Tabureye çıkmış lavaboda
    dişlerini fırçalarken
  • 1:18 - 1:22
    kaydı ve düşerken bacağını
    tabureye sürterek çizdi.
  • 1:22 - 1:24
    Bir dakika kadar ağladı.
    Sonra yerinden kalktı,
  • 1:24 - 1:29
    tekrar tabureye çıktı ve
    yara bandı kutusuna uzandı,
  • 1:29 - 1:32
    yarasının üzerine bir bant
    yapıştırmak için.
  • 1:32 - 1:35
    Bu çocuk daha ayakkabısını bile
    zor bağlarken,
  • 1:35 - 1:40
    yarasını kapatması gerektiğini,
    böylece iltihaplanmayacağını
  • 1:40 - 1:43
    ve dişlerine bakmak için günde
    iki kere fırçalaması gerektiğini biliyor.
  • 1:43 - 1:47
    Hepimiz bedensel sağlığımızı
    ve diş sağlığımızı
  • 1:47 - 1:49

    nasıl koruyucağımızı biliyoruz, değil mi?
  • 1:49 - 1:53
    Beş yaşından beri biliyoruz.
  • 1:53 - 1:57
    Peki, zihinsel sağlığımızı korumak
    için ne yapıyoruz?
  • 1:58 - 1:59
    Doğrusu hiçbir şey.
  • 2:00 - 2:04
    Çocuklarımıza duygusal sağlık bilgisi
    hakkında ne öğretiyoruz?
  • 2:05 - 2:06
    Hiçbir şey.
  • 2:07 - 2:10
    Nasıl olur da dişlerimize
  • 2:10 - 2:14
    aklımızdan daha çok zaman ayırırız?
  • 2:14 - 2:19
    Zihinsel sağlığımız,
    bedensel sağlığımızdan
  • 2:19 - 2:21
    neden çok daha önemlidir?
  • 2:21 - 2:27
    Oysa psikolojik yaralanmalar, bedensel
    yaralanmalardan daha sık başımıza gelir.
  • 2:27 - 2:31
    Başarısızlık, reddedilme veya yalnızlık
    gibi yaralanmalar.
  • 2:31 - 2:34
    Ve onlar da durumu görmezden
    gelirsek kötüleşebilir,
  • 2:34 - 2:37
    hayatlarımızı derinden
    etkileyebilir.
  • 2:37 - 2:41
    Psikolojik yaralanmalardan korunmak
    amacıyla kullanabileceğimiz,
  • 2:41 - 2:46
    bilimsel olarak kanıtlanmış teknikler
    olmasına rağmen
  • 2:46 - 2:47
    kullanmıyoruz.
  • 2:47 - 2:50
    Kullanmamız gerektiği
    aklımıza bile gelmiyor.
  • 2:50 - 2:55
    "Aa, canın mı sıkkın?
    Salla gitsin! İş kafanda bitiyor "
  • 2:55 - 2:58
    Bunu ayağı kırık birine
    söylediğinizi düşünebiliyor musunuz?
  • 2:58 - 3:01
    " Yürü git ya! Altı üstü bacak !"
  • 3:01 - 3:03
    (Gülme sesleri)
  • 3:03 - 3:09
    Bedensel ve psikolojik sağlımız
    arasındaki boşluğu doldurma zamanı geldi.
  • 3:09 - 3:12
    Şimdi ikisinede daha eşit davranma zamanı,
  • 3:12 - 3:15
    tıpkı ikiz kardeşler gibi.
  • 3:15 - 3:19
    Hazır ikiz demişken,
    kardeşim de benim gibi psikolog.
  • 3:19 - 3:22
    Yani o da gerçek bir doktor değil.
  • 3:22 - 3:24
    (Gülme sesleri)
  • 3:24 - 3:26
    Gerçi, onunla birlikte okumadık.
  • 3:26 - 3:30
    Aslında, hayatımda yaptığım
    en zor şey
  • 3:30 - 3:33
    psikoloji doktoramı almak için
  • 3:33 - 3:36
    Atlantik'i aşıp
    New York'a gitmekti.
  • 3:36 - 3:39
    Hayatımızda ilk defa
    birbirimizden ayrı düşmüştük
  • 3:39 - 3:42
    ve ayrılık ikimiz için de katlanılmazdı.
  • 3:42 - 3:45
    Fakat o, aile ve arkadaşlarımızla
    birlikteyken
  • 3:45 - 3:49
    ben yepyeni bir ülkede tek başımaydım.
  • 3:49 - 3:50
    Birbirimizi korkunç derecede
    özlüyorduk.
  • 3:50 - 3:53
    Ama o dönemde uluslararası telefon
    görüşmeleri çok pahalıydı.
  • 3:53 - 3:58
    Paramız ancak haftada beş dakika
    konuşmaya yetiyordu.
  • 3:58 - 4:00
    Doğum günümüz geldiğinde
  • 4:00 - 4:03
    bu bir ilkti ve birlikte olamayacaktık.
  • 4:03 - 4:07
    Savurganlık yapıp, o hafta on dakika
    konuşmaya karar verdik.
  • 4:07 - 4:11
    Sabah boyunca odamda volta atarak
    aramasını bekledim
  • 4:11 - 4:17
    ve bekledim ve bekledim
    ama telefon çalmadı.
  • 4:17 - 4:20
    Saat farkına vererek:
    " Tamam şimdi arkadaşlarıyla
  • 4:20 - 4:23
    dışarıdadır sonra arayacaktır."
    diye düşündüm.
  • 4:23 - 4:25
    O dönemde cep telefonları yoktu.
  • 4:25 - 4:27
    Ama aramadı.
  • 4:27 - 4:32
    Ayrı geçen on ayın sonunda
    fark etmeye başadım ki
  • 4:32 - 4:36
    artık beni, benim onu özlediğim
    şekilde özlemiyordu.
  • 4:36 - 4:38
    Sabah olunca arayacağını biliyordum
  • 4:38 - 4:44
    ama o gece hayatımda geçirdiğim
    en üzgün ve en uzun gecelerden biriydi.
  • 4:45 - 4:47
    Ertesi sabah kalktım.
  • 4:47 - 4:51
    Yerdeki telefona baktım ve
    fark ettim ki bir önceki gün ortalıkta
  • 4:51 - 4:55
    dolanırken ahizeyi yerinden oynatmışım.
  • 4:55 - 4:56
    Yataktan fırladım.
  • 4:56 - 5:00
    Ahizeyi yerine koydum ve
    koyduğum an telefon çaldı.
  • 5:00 - 5:04
    Arayan kardeşimdi ve of, çok sinirliydi.
  • 5:04 - 5:05
    (Gülme sesleri)
  • 5:05 - 5:09
    Onun da hayatının en üzgün ve
    en uzun gecesiymiş meğer.
  • 5:09 - 5:12
    Neler olduğunu açıklamaya çalışıyordum.
  • 5:12 - 5:15
    Ama o: "Anlamıyorum, aramadığımı
    gördüğünde neden
  • 5:15 - 5:19
    telefonu eline alıp da sen aramadın?" dedi
  • 5:19 - 5:24
    Haklıydı da, neden aramamıştım ki?
  • 5:24 - 5:27
    O zaman verilecek bir cevabım yoktu
    ama bugün var.
  • 5:27 - 5:32
    Ve cevap çok basit: Yanlızlık.
  • 5:32 - 5:36
    Yalnızlık psikolojimizde oldukça derin
    bir yara açar.
  • 5:36 - 5:40
    Öyle ki, algılarımızı bozar ve
    aklımızı karıştırır.
  • 5:40 - 5:43
    Çevremizdekilerin bizi
    gerçekte olduğundan
  • 5:43 - 5:46
    daha az önemsediklerini düşündürtür.
  • 5:46 - 5:49
    Bizi, insanlara temasa geçmekten
    korkar hale getirir.
  • 5:49 - 5:52
    Kalbin halihazırda dayanılmaz
    bir şekilde acıyorken
  • 5:52 - 5:55
    kendini reddedilme ve kalp kırıklığı
    olasılığına neden açasın ki?
  • 5:56 - 6:00
    O sıralar gerçekten yalnızlığın
    pençesindeydim.
  • 6:00 - 6:04
    Bütün gün insanlarla iç içe olduğum
    hiç aklıma gelmedi.
  • 6:04 - 6:09
    Yalnızlık kavramı, tamamen,
    kişisel olarak tanımlanır.
  • 6:09 - 6:12
    Kişisel olarak kendinizi,
    sosyal veya duygusal anlamda
  • 6:12 - 6:15
    etrafınızdaki insanlardan kopuk
    hissedip hissetmediğinize bağlıdır.
  • 6:15 - 6:17
    Ben öyle hissediyordum.
  • 6:17 - 6:23
    Yalnızlık üzerine yapılan pek çok
    araştırma var ve hepsi korkutucu.
  • 6:23 - 6:28
    Yalnızlık sizi yalnızca perişan etmez,
    öldürür de.
  • 6:28 - 6:29
    Şaka yapmıyorum.
  • 6:29 - 6:33
    Kronik yalnızlık, erken yaşta ölme
    ihtimalinizi
  • 6:33 - 6:35
    % 14 arttırır.
  • 6:35 - 6:37
    % 14 arttırır!
  • 6:37 - 6:41
    Yalnızlık, yüksek kan basıncına ve
    yüksek kolesterole neden olur.
  • 6:41 - 6:45
    Bağışıklık sisteminizin çalışmasını
    baskılar,
  • 6:45 - 6:49
    sizi her türlü rahatsızlık ve hastalığa
    karşı savunmasız hale getirir.
  • 6:49 - 6:52
    Dahası bilim adamları,
    kronik yalnızlığın,
  • 6:52 - 6:57
    uzun vadede sağlık ve yaşam süresini,
    en az sigara kadar çarpıcı ölçüde
  • 6:57 - 7:00
    tehlikeye soktuğu konusunda
    fikir birliğine vardılar.
  • 7:00 - 7:05
    Bugün sigara paketlerinin üzerinde
    "Sigara sizi öldürebilir" uyarısı var.
  • 7:05 - 7:07
    Ama yalnızlık için uyarı yok.
  • 7:07 - 7:12
    Bu yüzden duygusal sağlık bilgisini
    uygularken
  • 7:12 - 7:15
    duygusal sağlığa öncelik vermemiz önemli.
  • 7:15 - 7:18
    Eğer yaralandığınızın farkında değiseniz,
  • 7:18 - 7:20
    psikolojik yaraları tedavi edemezsiniz.
  • 7:21 - 7:22
    [Duygusal Acıya Dikkat Edin]
  • 7:22 - 7:25
    Algılarımızı bozan ve bizi yanlış
    yönlendiren tek şey
  • 7:25 - 7:28
    yalnızlık değildir.
  • 7:28 - 7:32
    Başarısızlık da aynı şeyi yapar.
  • 7:32 - 7:34
    Bir keresinde bir anaokulunu
    ziyaret etmiştim.
  • 7:34 - 7:38
    Üç küçük çocuk, birbiriyle tıpatıp aynı
    oyuncaklarla oynuyorlardı.
  • 7:38 - 7:43
    Kırmızı düğmeyi kaydırırsanız içinden
    sevimli bir köpek çıkıyordu.
  • 7:43 - 7:48
    Küçük bir kız, mor düğmeyi çekmeyi denedi
    sonra da itmeyi.
  • 7:48 - 7:53
    Olmayınca arkasına yasladı ve
    titreyen alt dudağıyla kutuya baktı.
  • 7:53 - 7:56
    Yanındaki küçük oğlan
    olanları izledi sonra
  • 7:56 - 8:01
    kendi kutusuna döndü daha kutuya
    dokunmadan gözyaşlarına boğuldu.
  • 8:01 - 8:04
    Bu esnada başka bir kız,
    kırmızı düğmeyi kaydırana kadar
  • 8:04 - 8:07
    aklına gelen her şeyi denedi
  • 8:07 - 8:11
    sevimli köpek dışarı çıktı
    ve kız sevinçle bağırdı.
  • 8:11 - 8:14
    Tıpatıp aynı oyuncağa sahip
    üç küçük çocuk,
  • 8:14 - 8:18
    ama başarısızlığa karşı
    bambaşka tepkileri var.
  • 8:18 - 8:22
    İlk ikisi de pekala kırmızı düğmeyi
    kaydırabilecek yetenekteydi.
  • 8:22 - 8:26
    Başarılı olmalarına mani olan tek şey
  • 8:26 - 8:30
    onları yanıltan ve yapamayacaklarına
    inandıran akıllarıydı.
  • 8:30 - 8:34
    Yetişkinler de aynı bu şekilde,
    sürekli yanılıyorlar.
  • 8:34 - 8:40
    Aslında hepimizin, ne zaman bir
    düş kırıklığına ve başarısızlığa uğrasak
  • 8:40 - 8:44
    hazırda bekleyen ve tetiklenen bir takım
    duyguları ve inançları var.
  • 8:44 - 8:47
    Aklınızın, başarısızlığa nasıl tepki
    gösterdiğinden haberdar mısınız ?
  • 8:47 - 8:48
    Olmalısınız.
  • 8:48 - 8:52
    Çünkü eğer aklınız sizi bir şeyi
    yapamayacağınız konusunda ikna ederse
  • 8:52 - 8:54
    ve siz de inanırsanız,
  • 8:54 - 8:57
    aynı o iki çocuk gibi siz de
    çaresiz hissetmeye başlar,
  • 8:57 - 9:01
    ya çok çabuk pes eder
    ya da denemezsiniz bile.
  • 9:01 - 9:04
    Sonra da başaramayacağınıza
    daha da ikna olursunuz.
  • 9:04 - 9:09
    Bu yüzden pek çok insan gerçek
    potansiyellerinin altında kalıyor.
  • 9:09 - 9:12
    Çünkü hayatlarının bir yerinde
    bazen tek bir başarısızlık,
  • 9:12 - 9:16
    onları başaramayacaklarına ikna ediyor
    ve onlar da inanıyor.
  • 9:16 - 9:22
    Bir şeye ikna olduktan sonra
    fikrimizi değiştirmek çok zor.
  • 9:22 - 9:26
    Ben bu dersi zor yoldan, kardeşimle,
    ergen bir çocukken öğrendim.
  • 9:26 - 9:29
    Arkadaşlarımızla, gece karanlık bir yolda
    araba ile geziniyorduk.
  • 9:29 - 9:31
    Polis arabası bizi durdurdu.
  • 9:31 - 9:34
    Dolaştığımız bölgede bir soygun olmuştu
    ve şüphelileri arıyorlardı.
  • 9:34 - 9:41
    Polis arabanın yanına geldi, fenerini önce
    sürücü koltuğundaki kardeşime
  • 9:41 - 9:43
    sonra da bana tuttu.
  • 9:43 - 9:45
    Gözleri kocaman açıldı ve
  • 9:45 - 9:47
    "Senin suratını daha önce de gördüm" dedi.
  • 9:47 - 9:50
    (Gülme sesleri)
  • 9:50 - 9:54
    Ben de "ön koltukta" dedim.
  • 9:54 - 9:56
    (Gülme sesleri)
  • 9:56 - 9:59
    Ama her nedense bu ona
    bir şey ifade etmedi.
  • 9:59 - 10:01
    Şimdi de uyuşturucu etkisinde
    olduğumu düşünüyordu.
  • 10:01 - 10:02
    (Gülme sesleri)
  • 10:02 - 10:05
    Beni arabadan çıkardı, üzerimi aradı,
  • 10:05 - 10:07
    polis arabasının yanına götürdü
  • 10:07 - 10:10
    ancak sabıkam olmadığını teyit
    ettikten sonra
  • 10:10 - 10:14
    ön koltukta oturan kişinin
    ikizim olduğunu gösterebildim.
  • 10:14 - 10:18
    Arabayla uzaklaşırken bile
    bende yanlış bir şey olduğunu
  • 10:18 - 10:23
    düşündüğü suratından okunuyordu.
  • 10:23 - 10:27
    Bir kez ikna olduk mu
    fikrimizi değiştirmek zordur.
  • 10:27 - 10:31
    Dolayısıyla başarısız olduktan sonra
    cesaretinizin kırılması çok doğal olabilir.
  • 10:31 - 10:36
    Ama başaramayacağınıza ikna olmaya
    izin veremezsiniz.
  • 10:36 - 10:39
    Çaresizliklik duygusuyla
    savaşmak zorundasınız.
  • 10:39 - 10:42
    Durumun kontrolünü elinize almalısınız
  • 10:42 - 10:46
    ve daha başlamadan bu olumsuz
    döngüyü kırmalısınız.
  • 10:46 - 10:48
    [Duygusal Kanamayı Durdurun]
  • 10:48 - 10:51
    Aklımız ve duygularımız,
  • 10:51 - 10:54
    düşündüğümüz kadar güvenilir
    arkadaşlar değil.
  • 10:54 - 10:56
    Daha çok dengesiz bir
    arkadaşa benziyorlar.
  • 10:56 - 11:02
    Son derece destekleyici olabilirken
    aniden gerçekten sevimsizleşebiliyor.
  • 11:02 - 11:04
    Bir kadın hastam olmuştu.
  • 11:04 - 11:08
    20 yıllık evlilikten sonra çok
    çirkin bir boşanma süreci yaşamıştı
  • 11:08 - 11:10
    ve nihayet ilk buluşmasına hazırdı.
  • 11:10 - 11:15
    İnternetten bir adamla tanıştı.
    Adam iyi, başarılı ve en önemlisi
  • 11:15 - 11:19
    onunla gerçekten ilgileniyor
    görünüyordu.
  • 11:19 - 11:22
    Kadın çok heyecanlıydı,
    yeni bir elbise aldı ve
  • 11:22 - 11:26
    şık bir New York barında
    buluştular.
  • 11:26 - 11:29
    Buluşmadan on dakika sonra
    adam ayağa kalkıp
  • 11:29 - 11:33
    "senle ilgilenmiyorum" diyor ve gidiyor.
  • 11:33 - 11:38
    Rededilmek son derece acı vericidir.
  • 11:38 - 11:40
    Kadın o kadar incindi ki
    olduğu yerde kalakaldı.
  • 11:40 - 11:43
    Tek yapabildiği bir arkadaşını
    aramak oldu.
  • 11:43 - 11:46
    Arkadaşı şöyle dedi:
    " İyi de ne bekliyordun?
  • 11:46 - 11:50
    Kocaman kalçaların var, söyleyecek
    ilginç hiçbir şeyin yok,
  • 11:50 - 11:53
    neden yakışıklı, başarılı bir adam
  • 11:53 - 11:57
    senin gibi bir ezikle çıksın?"
  • 11:57 - 12:00
    Sarsıcı değil mi?
    Nasıl bir arkadaş bu kadar acımasız olabilir?
  • 12:00 - 12:03
    Ama bunların bir arkadaşın
  • 12:03 - 12:06
    lafları olmadığını söylesem bu
    kadar çarpıcı olmazdı.
  • 12:06 - 12:09
    Bunları söyleyen kadının kendisiydi.
  • 12:09 - 12:13
    Bu hepimizin yaptığı bir şey,
    özellikle de reddedilmenin ardından.
  • 12:13 - 12:17
    Hepimiz hatalarımızı ve eksiklerimizi,
  • 12:17 - 12:19
    ne istediğimizi, ne yapamadığımızı
    düşünmeye başlar,
  • 12:19 - 12:20
    kendimize isimler takarız.
  • 12:20 - 12:24
    Belki bu kadar sert değil ama
    hepimiz yapıyoruz.
  • 12:24 - 12:28
    İlginç, çünkü özsaygımız zaten
    yara almış durumda.
  • 12:28 - 12:31
    Neden daha da ileri gidip
    yaraya tuz basıyoruz?
  • 12:31 - 12:34
    Oysa bedensel bir yaraya kasten
    tuz basmayız.
  • 12:34 - 12:37
    "Tamam! Bakalım, bıçağı ne kadar
    derine sokabileceğim." diye,
  • 12:37 - 12:41
    kolunuza kesik atmayı düşünmezsiniz.
  • 12:41 - 12:44
    Ama ruhsal yaralanmalarda
    bunu her zaman yapıyoruz.
  • 12:44 - 12:48
    Peki neden? Yetersiz duygusal
    sağlık bilgisinden.
  • 12:48 - 12:50
    Psikolojik sağlığımıza öncelik
    vermediğimizden.
  • 12:50 - 12:54
    Yapılan onlarca çalışmadan biliyoruz ki
    özsaygınız düşükken
  • 12:54 - 12:58
    baskı ve gerilime karşı daha
    kırılgan oluyor,
  • 12:58 - 13:03
    başarısızlıklar ve reddedilme daha
    dayanılmaz oluyor ve iyileşmeniz uzuyor.
  • 13:03 - 13:06
    Yani reddedildiğinizde ilk yapmanız
    gereken şey
  • 13:06 - 13:09
    özsaygınızı canladırmak,
  • 13:09 - 13:13
    Dövüş Klubü'ne
    katılıp haşatınızı çıkarmak değil.
  • 13:13 - 13:15
    Duygusal olarak yaralandığınızda
    kendinize
  • 13:15 - 13:20
    gerçek bir dostan beklediğiniz
    şevkatle yaklaşın.
  • 13:21 - 13:23
    [Özsaygını Koru]
  • 13:24 - 13:28
    Sağlıksız psikolojik alışkanlıklarımızı
    fark etmeli ve değiştirmeliyiz.
  • 13:28 - 13:32
    Bunlardan en sağlıksızı ve en yaygını;
    geviş getirmek.
  • 13:32 - 13:35
    Geviş getirmek, tekraren çiğnemek demek.
  • 13:35 - 13:39
    Patronunuz size bağırdığında, hocanız
    sınıfta sizi aptal durumuna düşürdüğünde
  • 13:39 - 13:42
    veya arkadaşınızla kavga ettiğinizde,
  • 13:42 - 13:46
    kafanızda günlerce bazen haftalarca
    dönüp duran
  • 13:46 - 13:48
    ve durduramadığız sahnedir.
  • 13:48 - 13:54
    Üzücü olay hakkındaki düşüncelerinizi,
    geviş getirmek
  • 13:54 - 13:56
    kolaylıkla bir alışkanlığa
    dönüşebilir ve bedeli ağırdır.
  • 13:56 - 14:00
    Üzücü ve olumsuz düşüncelere
    odaklanıp zamanını harcarken
  • 14:00 - 14:03
    kendinizi gerçekten önemli
    bir riske atıyorsunuz:
  • 14:03 - 14:07
    klinik depresyon, alkolizm, yeme
    bozukluğu ve
  • 14:07 - 14:10
    hatta kalp hastalıkları.
  • 14:10 - 14:16
    Esas sorun geviş getirmekte ısrar etmek.
    O kadar güçlü ve baskın bir his ki
  • 14:16 - 14:18
    bu alışkanığı durdurmak çok zor
  • 14:18 - 14:22
    Biliyorum çünkü bir seneyi biraz
    aşkın bir süre evvel
  • 14:22 - 14:24
    kendim de bu alışkanlığı edindim.
  • 14:24 - 14:31
    Kardeşime üçüncü evre, Hodgkin dışı
    lenfoma teşhisi kondu.
  • 14:31 - 14:33
    Kanseri ileri derecede saldırgandı.
  • 14:33 - 14:37
    Tüm vücudunda görülebilir urlar vardı.
  • 14:37 - 14:42
    Sarsıcı bir kemoterapi
    sürecine girdi.
  • 14:42 - 14:46
    Kendimi, onun neler yaşadığını
    düşünmekten alıkoyamıyordum.
  • 14:46 - 14:50
    Tek bir kez bile şikayet etmemiş olsa da,
  • 14:50 - 14:54
    kendimi, onun nasıl acı çektiğini
    düşünmekten alamıyordum.
  • 14:54 - 14:57
    İnanılmaz olumlu bir tutumu vardı.
  • 14:57 - 15:00
    Psikolojik sağlığı fevkaledeydi.
  • 15:00 - 15:05
    Ben bedensel olarak sağlıklıydım
    ama psikolojik olarak tam bir enkazdım.
  • 15:05 - 15:07
    Yine de ne yapacağımı biliyordum.
  • 15:07 - 15:11
    Çalışmalar, geviş getirme isteğini
    engellemekte iki dakikalık bir
  • 15:11 - 15:14
    dikkat dağıtımının bile
    yeterli olduğunu gösteriyor.
  • 15:14 - 15:17
    Ne zaman endişelensem, üzülsem,
    olumsuz bir düşünsem olsa
  • 15:17 - 15:22
    bu baskıdan kurtulmak için kendimi, başka
    bir şeye konsantre olmaya zorluyordum.
  • 15:22 - 15:27
    Bir hafta içinde tüm görünüşüm değişti.
  • 15:27 - 15:30
    Daha olumlu ve umutlu bir hale geldim.
  • 15:30 - 15:31
    [Olumsuz Düşünceyle Savaş]
  • 15:31 - 15:36
    Kemoterapi başladıktan dokuz hafta sonra
    kardeşimin CAT tarama sonuçları geldiğinde
  • 15:36 - 15:39
    yanındaydım ve elini tutuyordum.
  • 15:39 - 15:42
    Tüm urlar yok olmuştu.
  • 15:42 - 15:45
    Daha bir kaç defa kemoterapi
    görmesi gerekiyordu
  • 15:45 - 15:48
    ama iyileşeceğini biliyorduk.
  • 15:48 - 15:52
    Bu fotoğraf bir kaç hafta önce çekildi.
  • 15:54 - 15:57
    Yalnızken eyleme geçerek,
  • 15:57 - 16:00
    başarısızlık karşısındaki
    tepkinizi değiştirerek
  • 16:00 - 16:03
    özsaygınızı koruyarak,
  • 16:03 - 16:05
    olumsuz düşüncelerle savaşarak,
  • 16:05 - 16:08
    sadece psikolojik yaralarınızı
    iyileştirmeyeceksiniz,
  • 16:08 - 16:13
    duygusal esneklik kazanacak,
    serpilip gelişeceksiniz.
  • 16:13 - 16:17
    Yüzyıl önce insanlar, kişisel sağlık bilgisi
    üzerinde çalışmaya başladığından beri
  • 16:17 - 16:21
    yaşam beklentileri %50'nin
    üzerinde arttı.
  • 16:21 - 16:24
    Birkaç on yıl kadar kısa bir sürede.
  • 16:24 - 16:28
    İnanıyorum ki hepimiz duygusal
    sağlık bilgisi üzerinde çalışırsak
  • 16:28 - 16:32
    yaşam kalitemiz de bu kadar
    çarpıcı şekilde değişecektir.
  • 16:32 - 16:34
    Herkesin psikolojik sağlığının
    daha iyi olduğu
  • 16:34 - 16:37
    bir dünyanın nasıl olabileceğini
    hayal edebilir misiniz?
  • 16:37 - 16:40
    Daha az yalnızlık ve
    daha az depresyon olsa.
  • 16:40 - 16:43
    İnsanlar başarısızlıklarının üstesinden
    nasıl geleceklerini bilseler.
  • 16:43 - 16:46
    Kendilerini daha iyi
    ve daha güçlü hissetseler.
  • 16:46 - 16:50
    Daha mutlu ve daha başarılı
    olsalar.
  • 16:50 - 16:54
    Ben hayal edebiliyorum çünkü bu
    benim yaşamak istediğim dünya.
  • 16:54 - 16:58
    Keza bu dünya, kardeşimin de
    yaşamak istediği dünya.
  • 16:58 - 17:02
    Sadece bilgilenir ve basit bir kaç
    alışkanlığı değiştirebilirseniz,
  • 17:02 - 17:06
    bu dünya, hepimizin
    yaşayabileceği dünya olur.
  • 17:06 - 17:08
    Çok teşekkür ederim.
  • 17:08 - 17:11
    (Alkış sesleri)
Title:
Neden hepimizin duygusal sağlık bilgisi uygulamalarına ihtiyacı var
Speaker:
Guy Winch
Description:

Biraz kırıklık hissetsek, hafif bir sızımız olsa dahi doktora gideriz. Peki neden suçluluk, kayıp, yalnızlık gibi duygusal acılarımız için sağlık uzmanlarına gitmiyoruz? Guy Winch, çok sayıda insanın psikolojik sağlık meseleleriyle kendi kendilerine uğraştıklarını söylüyor. Ama böyle olmak zorunda değil. Winch, çarpıcı bir dille, duygusal hijyen uygulamalarını savunuyor- tıpkı vücudumuza baktığımız gibi, duygularımız ve zihnimize de bakabiliriz.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
17:24

Turkish subtitles

Revisions