Return to Video

re:retail: SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ile Hızlanan Dijital Dönüşümü Konuştuk!

  • 0:06 - 0:08
    Herkese merhaba.
  • 0:08 - 0:10
    Vispera olarak hızlı tüketim
    ve perakende sektörlerinde
  • 0:10 - 0:13
    yaşanan değişimi ele almak
    amacıyla hazırladığımız
  • 0:13 - 0:15
    Re:retail programımızda
    bugünkü konuğumuz
  • 0:15 - 0:17
    SAP Genel Müdürü Uğur Candan.
  • 0:17 - 0:19
    Uğur hoş geldin.
  • 0:19 - 0:21
    Gökhan çok teşekkür ediyorum,
  • 0:21 - 0:23
    sağ olasın böyle bir
    fırsat verdiğin için.
  • 0:23 - 0:27
    SAP benim de profesyonel kariyerimde
    iyi arkadaşlar kazandığım,
  • 0:27 - 0:29
    çalışması keyifli bir dönemdi;
  • 0:29 - 0:33
    beraber çalıştığımız dönemde
    hızlı tüketim, perakende olmasa da
  • 0:33 - 0:37
    başarılı projelere
    farklı konularda imza attık.
  • 0:38 - 0:41
    2001 yılında SAP
    Türkiye'de kurulduğundan beri
  • 0:41 - 0:44
    ekibin içinde farklı rollerde
    yer aldın.
  • 0:44 - 0:46
    Ve farklı müşteri deneyimlerine
    tanıklık ettin.
  • 0:47 - 0:50
    Sohbetimiz içerisinde
    bu konudaki görüşlerini dinlemeyi
  • 0:50 - 0:51
    heyecanla bekliyoruz.
  • 0:51 - 0:55
    Ancak sohbetimize geçmeden,
    bu konudaki,
  • 0:55 - 0:56
    asıl konuya gelmeden önce
  • 0:56 - 0:59
    biraz içinde bulunduğumuz
    dönemle ilgili de
  • 0:59 - 1:02
    bir soru yönlendirmek istiyorum.
  • 1:03 - 1:06
    Dijital dönüş uzunca bir süredir
    kurumların gündemindeydi.
  • 1:07 - 1:08
    Şimdi şirketler COVID nedeniyle
  • 1:08 - 1:11
    hızlandırılmış bir dönüşüm
    sürecinden geçiyorlar.
  • 1:12 - 1:16
    Dünyanın önde gelen
    teknoloji şirketlerinden biri olarak SAP,
  • 1:16 - 1:20
    180'den fazla ülkede, 440 bin müşteri ile
  • 1:20 - 1:23
    şirketlerin gerçekten
    dijital dönüşümlerine
  • 1:23 - 1:26
    çok büyük bir katkı sağlıyor,
    önemli bir yerde bulunuyor.
  • 1:27 - 1:31
    Gözlemlediğin kadarıyla şirketlerin
    hızlandırılmış dijital dönüşümünde
  • 1:32 - 1:36
    başarılı olmalarını sağlayacak
    üç etkeni bizimle paylaşabilir misin?
  • 1:37 - 1:39
    Çok teşekkür ediyorum Gökhan.
  • 1:39 - 1:42
    Buradan tüm dinleyenlere de
    selamlarımızı iletelim.
  • 1:42 - 1:46
    İçinde çalıştığım kurumun
    gönlümdeki yeri bambaşka.
  • 1:46 - 1:49
    Hocamıza da çok selamımızı
    iletelim buradan, Aytül Hanım'a.
  • 1:49 - 1:55
    Şimdi şöyle söyleyeyim,
    bu çok sorusunu aldığımız bir konu.
  • 1:55 - 2:00
    Benim açımdan da çok sıcak
    takip ettiğim bir yapı.
  • 2:00 - 2:03
    Çünkü bizim 180 ülkede faaliyetimiz var.
  • 2:03 - 2:07
    Bunun ilk çıktığı Çin’den
    ya da Uzak Doğu diyelim,
  • 2:07 - 2:11
    bu tarafa doğru konuyu izleme,
    etkilerini ölçme şansımız oldu bir nevi.
  • 2:11 - 2:14
    Onun için sıcak sıcak
    biraz istatistik de verebilirim.
  • 2:14 - 2:15
    - Çok iyi olur.
    - Onu da vereceğim.
  • 2:15 - 2:19
    İlk önce bir;
    tüm IT şirketlerinde olduğu gibi
  • 2:19 - 2:22
    bütün müşterilerimizin de
    içinde olduğu projeler “remote”a döndü.
  • 2:22 - 2:29
    İki; istatistikliği,
    yine bu kadar istatistik biliminde
  • 2:29 - 2:31
    uzman arkadaşların çalıştığı
    bir kurumda çalışıyorum.
  • 2:31 - 2:34
    Şöyle söyleyeyim, 4 büyük projesi varken
  • 2:34 - 2:36
    şirketin aynı dönemde
    5 büyük projesi oldu.
  • 2:36 - 2:39
    %24 büyük proje kazanımında artış oldu.
  • 2:39 - 2:44
    Şimdi bunun nedenini anlayabilmek,
    tabii çok kolay değil.
  • 2:44 - 2:46
    Ama şunu çok kolay tespit edebiliyoruz:
  • 2:46 - 2:51
    Yeni başlayan projelerin tamamındaki
    ana unsur uzunca zamandır,
  • 2:51 - 2:54
    "ya nasıl yapayım nasıl edeyim"
    denilen işlerin hazır
  • 2:54 - 2:58
    etkileri de, dışarıdan etkileşimde
    düştüğü dönemde başlamak kolaylaştı.
  • 2:58 - 3:03
    Birtakım kurumlar vardır ya;
    evinizde bir yeri düzelteceksinizdir,
  • 3:03 - 3:06
    bir süre zaman bulamazsınız
    konuya eğilmek için,
  • 3:06 - 3:08
    biraz iş güçten kopunca
    oralarla uğraşırsınız.
  • 3:08 - 3:10
    Onun gibi kurumların
    içinde de durum aynısı oldu.
  • 3:11 - 3:13
    Mesela ben hep şunu söylüyorum,
  • 3:13 - 3:17
    üretim planlamadan sorumlu arkadaşlar
    varsa bizi dinleyen, onlar bilirler,
  • 3:17 - 3:20
    üretimin sektiği yerde hemen
    tezgahlar bakıma alınır mesela.
  • 3:20 - 3:22
    Hiçbir şey yoksa
    tezgah temizliği yaparsınız,
  • 3:22 - 3:23
    yağlamaya girersiniz.
  • 3:23 - 3:28
    "Bu vardiya ne yapalım abi?" derler mesela,
    "hatları bir temizleyelim" dersiniz.
  • 3:28 - 3:30
    Hiçbir iş yaptırmazsan
    temizlik ve bakım yaptırırsın.
  • 3:30 - 3:35
    Bu da onun gibi, böyle önemli olan
    konuları hızlıca yapma şansı bulduk.
  • 3:35 - 3:39
    Bir grup müşterimiz böyleyken
    bir grup müşterimizde de
  • 3:39 - 3:42
    yeni iş fırsatlarını
    yakalayabilmek için yeni şeyler yaptık.
  • 3:42 - 3:46
    İlk akla gelen; daha demin de mesela
    basın mensuplarıyla bir toplantıdaydım,
  • 3:46 - 3:50
    orada da ilk genellikle ortaya koyulan
    elektronik satış senaryolarıdır.
  • 3:50 - 3:53
    "Ben online mağazamda,
    normal mağazam kapandı,
  • 3:53 - 3:54
    online mağazamdan satayım."
  • 3:54 - 3:56
    İşte bunlar son derece arttı.
  • 3:56 - 4:01
    Ama bunlar madalyonun,
    buzdağının üstte kalan kısmı.
  • 4:01 - 4:04
    Esasen altta görünmeyen
    kısmını biraz açmak isterim.
  • 4:04 - 4:06
    Size de çok önemli
    ipuçları vereceğini düşünüyorum.
  • 4:09 - 4:13
    Birincisi, SAP olarak biz pazara
    şunu dedik, demeye de devam ediyoruz.
  • 4:13 - 4:16
    Bu arada benim şahsen de inandığım
    ve altını çizdiğim bir konu.
  • 4:16 - 4:20
    İçinde bulunduğumuz durumun
    bir çözüm kitabı yok.
  • 4:20 - 4:25
    Bir Readbook’u, bir doktrini yok
    şöyle çözülür diyen.
  • 4:25 - 4:27
    Dolayısıyla kim kazanacak?
  • 4:27 - 4:29
    Çok basit, satıcısına yani müşterisine,
  • 4:29 - 4:33
    iş ortağına ve çalışanına
    "Ne yapabilirim?" diye soran.
  • 4:34 - 4:37
    Türkiye'de de dünyada da
    en iyi örneklere bakıyorum.
  • 4:37 - 4:39
    Biraz böyle sayfayı çevir
    altına kazı konuyu,
  • 4:39 - 4:44
    adam ya iş ortağına dönmüş sormuş
    sana ne lazım diye, ya müşterisine sormuş.
  • 4:44 - 4:47
    Mesela bizim kendi ofislerimizden
    örnek vereyeyim,
  • 4:47 - 4:49
    aynı şeyi sende de vardır,
    sana da gelecektir
  • 4:49 - 4:51
    ya da gelmiştir Gökhan Bey.
  • 4:51 - 4:52
    Nedir o?
  • 4:52 - 4:55
    Çalışanlarımız ne diyor mesela
    “Ya kapalı gıda verin bize.
  • 4:55 - 4:58
    Ben gidip de alttaki restorandan
  • 4:58 - 5:00
    ya da işte yemekhaneden
    yemek istemiyorum,
  • 5:00 - 5:02
    kapalı ufacık bir paket
    sandviç bile versen
  • 5:02 - 5:04
    ben onunla günümü geçireceğim."
    demeye herkes mesela şu anda razı.
  • 5:04 - 5:06
    - Değil mi?
    - Evet.
  • 5:06 - 5:08
    Amerika'da bir tane şirket çıkıyor
    diyor ki "Ya ben
  • 5:08 - 5:14
    bütün şirketlere otomasyon vereceğim,
    paketli gıda için."
  • 5:14 - 5:16
    Fotoğrafını gönderdiler
    bizim Amerika'daki ofisten.
  • 5:16 - 5:20
    Hem de reklamları görsen
    diyor ki çevre sağlığı,
  • 5:20 - 5:22
    işte "sustainable",
    adam şöyle yapmış;
  • 5:22 - 5:25
    bir tane tahtadan raf çakmış,
    üzerinde logosu var,
  • 5:25 - 5:28
    ürünleri oraya koymuş,
    yanına da kumbara koymuş.
  • 5:29 - 5:33
    Elektrik tüketmiyor ve insan diyor ki
    "Ben sana güveniyorum kardeşim."
  • 5:33 - 5:38
    Sen ofis de açsan gelip buradan atıyorum,
    bir paketli gıda alıyorsan,
  • 5:38 - 5:43
    bu gıdaların hepsi de yeşil gıdalar,
    çevre sağlığı,
  • 5:43 - 5:47
    iş güvenliğine uygun,
    en üst markaların en çevreci
  • 5:47 - 5:49
    ve sertifikalı ürünlerini koymuş adam.
  • 5:49 - 5:53
    Onu da söylüyor zaten, "Ben bu kritere göre
    seçiyorum buradaki ürünü," diye.
  • 5:53 - 5:56
    Millet çünkü "Bisküvi koysana,
    niye kola koymuyorsun?" diyor,
  • 5:56 - 5:57
    adam diyor ki "Koymam ben,"
  • 5:57 - 6:00
    böyle psikopat bir firma,
    ismi şimdi lazım değil.
  • 6:00 - 6:03
    Ama güzellik ne?
    Milyar dolarlık iş pazarı.
  • 6:03 - 6:05
    Bu adam bunu nasıl buldu?
  • 6:05 - 6:09
    Dönüp ATM, otomat
    hizmeti verdiği kurumlara
  • 6:09 - 6:12
    size ne lazım demiş, ortaya çıkmış.
  • 6:12 - 6:15
    Ama ne oluyor, çalışan mesela
    "replenishment" için
  • 6:15 - 6:16
    gün içinde girmiyor.
  • 6:16 - 6:20
    Adam personelini oraya gönderiyor,
    oradaki kutu bile olsa tahta kutu,
  • 6:20 - 6:23
    ahşap kutu bile olsa
    kasayı boşaltmak için,
  • 6:23 - 6:27
    akşam saati, gece yarısı
    birde gidiyor mesela.
  • 6:27 - 6:31
    Hiç kimse görmüyor, o kutu
    her zaman dolu ve kimse görmüyor.
  • 6:32 - 6:35
    Şimdi, bu ve bunun gibi yapılarda
    iş fırsatlarını,
  • 6:36 - 6:39
    SAP olarak biliyorsun,
    bu 3 şeye sor, bunu sormak için,
  • 6:39 - 6:42
    bu arada çözümleri de ücretsiz verdik,
    Qualtrics dediğimiz yazılımı.
  • 6:43 - 6:46
    Bu ürün grubunda mesela
    1 satıyorduk, 2 satıyoruz şimdi.
  • 6:46 - 6:48
    Tam iki misli talep.
  • 6:48 - 6:50
    Buluttan bunun talebi arttı,
  • 6:50 - 6:53
    çünkü herkes birbirine
    soru sorup etkileşmek istiyor.
  • 6:53 - 6:56
    Geçen gün yine söylediler,
    en büyük zorluk ne biliyor musun?
  • 6:56 - 6:58
    Ben Gökhan Arıksoy’u tanıyorsam açıp
  • 6:58 - 7:01
    “Gökhan sen bu işi bilirsin,
    bu iş nasıl olur?” diyorum.
  • 7:01 - 7:03
    Ama ya bilmiyorsan kurum içini?
  • 7:03 - 7:06
    Eskiden en basitinden ne yapıyorduk
    biz; ofiste bağırıyorduk,
  • 7:06 - 7:09
    "Yardıma düştüm arkadaş,
    bana kim yardım eder?" diye soruyorduk.
  • 7:09 - 7:11
    Hadi şimdi sorsana,
    yok işte "blog olarak yazarım".
  • 7:11 - 7:14
    Nereye blog olarak yazıyorsun,
    kim okuyacak o yazını?
  • 7:14 - 7:19
    Dolayısıyla insanların o yetkinlik,
    entelektüel sermayelerinin ne olduğu,
  • 7:19 - 7:23
    o yetkinliğin ne olduğunu
    kim bilir sorusu, apayrı bir soru oldu.
  • 7:23 - 7:27
    Dolayısıyla bir, reaksiyon,
    iki, insan kaynaklarındaki güç.
  • 7:28 - 7:31
    Açın dergileri bundan sonra
    CEO’lar röportaj verirken,
  • 7:31 - 7:34
    kalıbımı basıyorum
    şunu klişe olarak duyacaksınız:
  • 7:34 - 7:39
    “Biz artık tecrübeye bakarak personel
    istihdamını kaldırmak istiyoruz.”
  • 7:39 - 7:41
    Niye?
    Çünkü adam gördü,
  • 7:41 - 7:45
    en tecrübeli personeli bile bir çözüm
    bulamayacağı bir problemle karşı karşıya.
  • 7:45 - 7:46
    Kim çözüm buluyor?
  • 7:46 - 7:49
    Kıvrak zekası fazla olan,
    sanatla ilgilenen, spor yapan,
  • 7:49 - 7:53
    dünya görüşü açık,
    zihni sinir proje üretebilen.
  • 7:54 - 7:57
    Bunu ölçmüyorduk ki biz.
  • 7:57 - 7:59
    "Sen ne yaparsın, bunu yaparım,
    ha iyi yapar mısın, yaparım,
  • 7:59 - 8:01
    kaç senedir, on beş senedir, gel."
  • 8:01 - 8:02
    O da bitti.
  • 8:02 - 8:05
    Dolayısıyla insan kaynakları
    çok talep görüyor.
  • 8:06 - 8:08
    Efendime söyleyeyim,
    bu yaratıcı çözümleri algılayan,
  • 8:08 - 8:10
    biz deneyim ekonomisi diyoruz,
  • 8:10 - 8:13
    deneyim ekonomisi çözümlerimiz
    inanılmaz talep görüyor,
  • 8:13 - 8:16
    artık satış, servis,
    pazarlama fonksiyonlarını saymıyorum.
  • 8:16 - 8:20
    O yoksa zaten malı satamadı millet.
    O zaten olmazsa olmaz.
  • 8:20 - 8:23
    Ama önemli olan ne? "Geleyim,
  • 8:23 - 8:25
    seni dinleyeyim, bir proje
    yapayım," dönemi bitti.
  • 8:25 - 8:26
    Bunlar da bitti.
  • 8:26 - 8:28
    Şu ortamda, biz ikimiziz şu anda,
  • 8:28 - 8:31
    kaç kişi dinleyecek,
    seyredecek bilmiyorum
  • 8:31 - 8:33
    ama etkileşemiyoruz ya o yüzden.
  • 8:33 - 8:35
    Cem Yılmaz espri yapıyor ya
    “Yapılmışı var.”
  • 8:35 - 8:40
    "Yapılmışını getir
    ve hızlı devreye alayım,
  • 8:40 - 8:45
    her şeyi yapmasın ama bir şeyleri,
    hızlı değer üretmeye başlasın,"
  • 8:45 - 8:47
    inanılmaz talep görmeye başladı.
  • 8:47 - 8:52
    Toparlayacak olursam hızlandırılmış
    çözümlerle doğru soruyu sorarak
  • 8:53 - 8:56
    doğru cevapları alanlar
    kazanmaya başladı.
  • 8:56 - 8:59
    Bunu da çok net
    gördüğümüzü, yaşadığımızı,
  • 9:00 - 9:04
    sadece Türkiye’de değil,
    Uzak Doğu’daki bizden faz farkı ile
  • 9:04 - 9:07
    ben diyeyim bir ay, sen de 3 hafta
    önde olduklarını düşünürsen,
  • 9:07 - 9:11
    baktığın zaman aynı istatistikler
    böyle yavaş yavaş işte İtalya'ya geldi.
  • 9:12 - 9:14
    Şimdi, mesela Türkiye'ye
    birkaç hafta sonra gelmesini
  • 9:14 - 9:16
    açıkçası ben de bekliyorum.
  • 9:16 - 9:19
    Kesinlikle öyle, biz de
    Brezilya'dan Hindistan'a
  • 9:19 - 9:22
    farklı coğrafyada
    müşterilerle çalışıyoruz.
  • 9:22 - 9:27
    Hepsinde belli bir faz farkı ile
    aynı şeyler yaşandı.
  • 9:27 - 9:31
    Dolayısıyla gözlemlediğimiz
    ülkeler farklı bile olsa,
  • 9:31 - 9:35
    insanların reaksiyonları
    birbirlerine benziyor.
  • 9:35 - 9:39
    Dolayısıyla müşterileri,
    çalışanları, pazarı iyi okuyabilmek,
  • 9:40 - 9:43
    doğru çözümler
    geliştirebilmek için önemli oluyor.
  • 9:44 - 9:47
    COVID-19 süreci ile hayatımıza
    "yeni normal" girdi.
  • 9:48 - 9:52
    Tabi Türkiye'deki "yeni normal"
    eski normale ne kadar yakın,
  • 9:52 - 9:56
    hani gerçekten "yeni normal" mi orası
    konuşulabilir bir konu.
  • 9:56 - 10:01
    Ama "yeni normal" öyle
    ya da böyle gerçekten hayatımızda var.
  • 10:02 - 10:04
    Bu dönemde hızlı tüketim
    ve perakende alanında
  • 10:04 - 10:08
    SAP müşterilerinin
    iş süreçlerini destekleyecek
  • 10:08 - 10:13
    3 teknolojiyi "yeni normal" kavramı
    altında özetleyebilir misin?
  • 10:13 - 10:17
    Süper. Ben sizin açınızdan önemi
    olduğunu düşündüğümden başlayayım.
  • 10:19 - 10:23
    Şimdi, problem değişince cevap
    bulmanın cevap anahtarı da değişiyor,
  • 10:23 - 10:25
    metotları da değişiyor,
    her şeyi değişiyor.
  • 10:25 - 10:28
    Güzel, şimdi, perakendeden
    bir örnek verelim.
  • 10:29 - 10:31
    Meşhur perakendeci işini yönetiyor.
  • 10:31 - 10:33
    Bir tane, adamın tabiri caizse
  • 10:33 - 10:38
    böyle rapor bile değil
    görselledikleri formatları var.
  • 10:38 - 10:41
    O da genellikle belli seviyeye
    "online" bile çıkmıyor.
  • 10:41 - 10:43
    Demin gösterdiğim gibi
    "print-out"ta çıkıyor.
  • 10:43 - 10:45
    En iyi ihtimalle
    yönetim kurulu demeyelim
  • 10:45 - 10:49
    ama yöneticilerin olduğu yerde
    PowerPoint’lerde tartışılıyor.
  • 10:49 - 10:53
    Şimdi, haydi gel bu ortamda
    veriyi analiz ederek,
  • 10:53 - 10:56
    orada iş problemlerini
    çözerek bunu söyle.
  • 10:56 - 11:00
    Dolayısıyla problemin olduğu yerle
    bunun raporlandığı yer arasındaki
  • 11:00 - 11:03
    tüm duvarların yıkılması lazım.
  • 11:03 - 11:05
    SAP dünyası olarak da yine,
  • 11:05 - 11:07
    SAP’yi benim kadar sen de
    tanıyan bir arkadaşımızsın,
  • 11:07 - 11:10
    dolayısıyla "O veri ambarı ne,
    analitik çözüm ne?"
  • 11:10 - 11:14
    öğrenen, algoritma ile
    hisseden veri akışında
  • 11:15 - 11:19
    gerçek zamanlı akan veriden
    analiz yapan araç gereçler de,
  • 11:19 - 11:24
    bunların talebi uzaya doğru fırladı
    ve güzel olan nokta ne?
  • 11:24 - 11:26
    Nerede size bağlanıyor?
  • 11:26 - 11:29
    Sizin varoluş sebebinizi
    SAP size şöyle söylüyor;
  • 11:29 - 11:32
    diyor ki "Dünyada
    gerçekte olan bir olayla
  • 11:32 - 11:35
    sistemin arasındaki boşlukları
    kapatmamız lazım."
  • 11:35 - 11:37
    "IOT, IOT." Kardeşim, IOT
    onun bir tane köprüsü.
  • 11:37 - 11:40
    Ama o köprüyü kurmakla
    iş başlıyor, bitmiyor.
  • 11:40 - 11:44
    Ondan sonra anlamlandırmak,
    görsel olarak onu süzebilmek,
  • 11:44 - 11:48
    o görsellik içindeki ilişkiyi
    “transaction” olarak “book” edebilmek,
  • 11:49 - 11:51
    “transaction” olarak
    “book” ettiğin ilişkiyi de
  • 11:51 - 11:54
    “transaction” olarak “book” etmediğin
    başka ilişkileri,
  • 11:54 - 11:58
    "Evet 3 tane sattım ama bunlarla
    yan yana dururken 3 satıyorum,
  • 11:58 - 12:01
    bunlarla yan yana
    dururken 5 satıyorum"un
  • 12:01 - 12:04
    sen “transaction” sistemde izini,
    olay olduktan sonra bulabilirsin.
  • 12:04 - 12:08
    Biz raftaki ürünün stokta olup
    rafta olmadığını nasıl anlıyoruz?
  • 12:09 - 12:11
    Koltuk stokunda var
    ya da mağazada var, satmıyor.
  • 12:11 - 12:14
    "Demek ki her yerde satarken
    rafa mı dizmemeliyim?"
  • 12:14 - 12:17
    Olay olduktan sonra
    öğrenen algoritmayı koysan ne olur?
  • 12:17 - 12:22
    Adamın öğreneceği şey bu olur, ancak
    "Üç saattir satmıyor der," en iyi ihtimalle.
  • 12:22 - 12:25
    Dolayısıyla gerçek dünyadaki olanlarla
  • 12:25 - 12:28
    gerçek dünyada oluş şeklinin
    evlenmesi lazım.
  • 12:28 - 12:31
    Bunu evlendirmek için devasa
    bir çabaya insanlar girecek.
  • 12:31 - 12:35
    Çünkü fiziksel stokla
    .com stokunu da evlendirmek
  • 12:35 - 12:38
    devasa bir iş problemi haline dönüştü.
  • 12:38 - 12:43
    İşin içinde %5’ken sorun yok,
    %10’ken idare edersin,
  • 12:43 - 12:45
    %20'de "Allah canını alsın,
    tamam," dersin.
  • 12:45 - 12:48
    %100 olunca ne yapacaksın? Haydi!
  • 12:48 - 12:52
    Ya bazı insanların
    şu anda cirosunun %100’ü .com.
  • 12:53 - 13:00
    O zaman demek ki... Şimdi mesela,
    direkt deminki senaryodan girelim;
  • 13:00 - 13:03
    raftaki ürünü adamın
    online’dan satması gerekecek.
  • 13:03 - 13:04
    Eskiden "Stokta var rafa koymadım,
  • 13:04 - 13:08
    satmadım vah vah,"
    şimdi konu ondan da çıkıyor.
  • 13:09 - 13:10
    Her şey birbirine çok yaklaşıyor.
  • 13:10 - 13:14
    Mesela ”click and collect” gibi
    yeni kavramlar var.
  • 13:14 - 13:18
    Normal “brick and mortar”
    perakendeci aynı zamanda
  • 13:19 - 13:25
    online ama kendi lokasyonunda teslim
    ettiği bazı iş modelleri kurguluyor.
  • 13:26 - 13:30
    Ablam Amerika’da yaşıyor,
    bütün alışverişi,
  • 13:30 - 13:34
    ömrü hayatındaki bütün alışverişi
    “click and collect”e dönüşmüş.
  • 13:34 - 13:36
    Siparişini veriyor, arabayla gidiyor,
  • 13:36 - 13:39
    "Bilmem ne hanımefendi
    hoş geldiniz," arabaya langırt koy.
  • 13:39 - 13:42
    Şimdi düşünebiliyor musun bunun etkisini?
  • 13:42 - 13:45
    Dolayısıyla bunlar inanılmaz yürüdü,
    yürüyecektir de.
  • 13:45 - 13:47
    Birincisi bu.
    İkincisi de karlılık.
  • 13:48 - 13:53
    İlk etapta kutuyu açtığın zaman
    bir karlılık analizinin yaptığı işle
  • 13:53 - 13:57
    direkt ilgisi yokmuş gibi
    görünse bile bilmenizi isterim ki,
  • 13:57 - 14:00
    o deminki raf senaryosundan
    ben devam ediyorum,
  • 14:00 - 14:02
    daha tonla senaryonuz var biliyorum
  • 14:02 - 14:04
    ama oradan başladık
    oradan devam edelim,
  • 14:04 - 14:08
    o raf senaryosundaki her milimetre
    karenin ayrı bir karlılık “impact”i var
  • 14:08 - 14:10
    ve karlılık yaklaşımı değişti.
  • 14:10 - 14:13
    Çünkü o rafları biz diziyorduk.
    Daha basit anlatalım;
  • 14:13 - 14:15
    o rafları biz diziyorduk,
    bir doktrini vardı,
  • 14:15 - 14:18
    normal yaşantı doktrini vardı.
    Şimdi yok ki.
  • 14:18 - 14:22
    Acaba yeni Uğur Candan,
    düne kadar gitmiyordum da
  • 14:22 - 14:26
    15-20 gündür 2-3 haftadır örneğin
    Migros’a gidiyoruz değil mi biz?
  • 14:26 - 14:29
    Migros’taki deneyimim;
    aynı kafayla mı giriyorum?
  • 14:29 - 14:31
    Ben size söyleyeyim;
    aynı kafayla girmiyorum.
  • 14:31 - 14:33
    Kendim söyleyeyim;
    aynı kafayla girmiyorum.
  • 14:33 - 14:36
    Size İspanya’nın
    en büyüğünden örnek vereyim;
  • 14:36 - 14:38
    İspanya’nın en büyük
    perakendesi aradı, SAP, dedi ki:
  • 14:38 - 14:44
    "Rafta bulunan
    ürünlerin sayısını..."
  • 14:44 - 14:47
    Önüne koyuyor adam
    5 paketlik yeri var mesela.
  • 14:47 - 14:51
    "Bunu yarı yarıya kısmam lazım,
    5’ken 3’e ya da 2’ye düşürmem lazım."
  • 14:51 - 14:54
    Dedik ki "Neyin peşindesin?
    Tamam indirelim, indirelim de
  • 14:54 - 14:56
    her şeyin de artık bir sınırı var."
  • 14:56 - 14:59
    Bir süre sonra o reklamasyon
    gelirini de kısmaya başlıyorsun.
  • 15:00 - 15:03
    Dedi ki, "Mağazada yer açmam lazım."
  • 15:03 - 15:05
    Adamın iş problemini tarif edişine bak.
  • 15:05 - 15:08
    Mağazada başka kategoriye
    yer açabilmesi için
  • 15:08 - 15:12
    diğer kategorileri reklam alsa,
    reklamasyon yapsa, geliri olsa,
  • 15:12 - 15:15
    onu oraya koyduğu için
    üretici ona para veriyor olsa bile
  • 15:15 - 15:16
    "İstemiyorum," diyor adam.
  • 15:16 - 15:20
    "Çünkü yepyeni bir kategori var,
    o kategoriyi oraya sıkıştırmam lazım,
  • 15:20 - 15:22
    benim de gidip yandaki duvarı yıkıp
  • 15:22 - 15:24
    yandaki mağazayı
    kiralayacak halim yok,"
  • 15:24 - 15:26
    yer açma projesi diye başladı.
  • 15:26 - 15:29
    Projenin ana teması:
    "'Supply chain'i sıkıştıralım,
  • 15:29 - 15:33
    gerçek zamanlı teknolojilerle
    planlamayı iyileştirelim ki
  • 15:33 - 15:36
    mağazada metrekare açılsın."
    Haydi bakalım.
  • 15:36 - 15:39
    Kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek
    bir iş problemi.
  • 15:40 - 15:42
    Dolayısıyla özetleyecek olursam,
  • 15:42 - 15:45
    bu gibi konuların sizin yolunuzu
    çok açacağını düşünüyorum.
  • 15:45 - 15:48
    Hazır paketli bir şeyleri
    dünya pazarına anlatabilmek için
  • 15:48 - 15:51
    ne ödev veriyorsan;
    Gökhan senin ekip,
  • 15:51 - 15:55
    benim ekip otursunlar yalvarıyorum
    bir anlam çıkaralım, herkese anlatalım.
  • 15:56 - 15:58
    Ama "Diğerleri nedir?" derseniz,
    tabii ki insan kaynakları.
  • 15:58 - 16:00
    Çok talep görmeye başladı.
  • 16:01 - 16:06
    Çünkü gerçekten, entelektüel
    sermayenin ne olduğunu
  • 16:06 - 16:09
    roman olacak öykülerle
    anlatabilmem mümkün oluyor.
  • 16:09 - 16:14
    Dolayısıyla kimse artık uzmanlığa,
    iş tecrübesine bakmadan iş yapacak.
  • 16:14 - 16:17
    Bir diğer, üçüncü başlık da seçiyor olsam
    tedarik zinciri derdim.
  • 16:17 - 16:19
    Zaten kırılan tedarik zincirini onarmak,
  • 16:19 - 16:22
    önümüzdeki belki de bir senenin
    faaliyet alanı dünyada.
  • 16:23 - 16:26
    Uğur, eskiden hatırladığım
    bir şey var,
  • 16:26 - 16:28
    aslında bir ara soru olacak bu.
  • 16:28 - 16:31
    SAP büyük dönüşüm
    projelerini tetiklerken
  • 16:31 - 16:34
    genelde iki tane
    önemli başlığı oluyordu.
  • 16:34 - 16:38
    Bir tanesi finans, “digital finance”,
  • 16:38 - 16:43
    diğeri de “supply chain management”,
    “digital supplier network”.
  • 16:43 - 16:45
    Bu hala böyle midir "yeni normal"de?
  • 16:45 - 16:46
    Şimdi...
  • 16:46 - 16:48
    Ya da başkaları var mı?
  • 16:48 - 16:52
    Şimdi tedarik zinciri aldı yürüdü,
    çünkü gerçekten bozuldu.
  • 16:52 - 16:54
    Örnek söyleyeyim, Türkiye’deki
  • 16:54 - 16:56
    ve dünyadaki birçok şirketinin
    tedarik zincirini,
  • 16:56 - 16:58
    birçoğunu ben gençliğimde yaptım.
  • 16:58 - 17:00
    Bizim işte 3000 tane tedarikçimiz var,
  • 17:00 - 17:03
    bunları biz 300’e indireceğiz
    sonra da 40-50’ye indireceğiz,
  • 17:03 - 17:06
    “bulk buying”in gücü, daha da
    yakın çalışacağız, entegre olacağız.
  • 17:06 - 17:07
    Şimdi bunu yapanlar ne oldu?
  • 17:07 - 17:10
    O otuz tane tedarikçiden
    birinde COVID olduğu için
  • 17:10 - 17:12
    dükkan kapandı.
    Şimdi onu yapmayan
  • 17:12 - 17:15
    üç bin tedarikçiyle hala
    bir gerilla savaşı veren öne geçti.
  • 17:16 - 17:20
    Gerilla savaşının coğrafyası Türkiye, dünya
    tedarik zincirinden pay çalacaktır.
  • 17:20 - 17:22
    Alın size doktrin cümle.
  • 17:22 - 17:27
    Buna inanarak söylüyorum,
    neden? “lot size”ımız küçük, çok esneğiz,
  • 17:27 - 17:30
    Çin gibi büyük “lot size”larla
    iş vermesi gerekmeyen bir coğrafya.
  • 17:30 - 17:34
    Ne olacak? Ne zaman olacak?
    Haberin varsa olacak.
  • 17:35 - 17:38
    Kırılan, tedarik zincirinde
    damlayan bir şey mi var?
  • 17:38 - 17:41
    "Benim bu çözümüm var," diye
    gidebilen üretici kazanacak,
  • 17:41 - 17:43
    gidebilen perakendeci kazanacak.
  • 17:43 - 17:47
    O çatlaklardan sızan suyu
    fark eden üretici kazanacak.
  • 17:47 - 17:51
    Şu anda her şey aynıymış gibi
    dengelemeye çalışan
  • 17:51 - 17:53
    bir oyun oynuyoruz bütün dünyada.
  • 17:53 - 17:55
    Yeni oyun başlamadı.
  • 17:55 - 17:59
    Bu yeni oyuna başlayabilmek için
    deminki soruna; evet finans,
  • 18:00 - 18:02
    finansa da bir cümle söyleyeyim.
  • 18:02 - 18:05
    Kırılan tedarik zinciri kesin bir oyun,
  • 18:05 - 18:07
    çevre sağlığı ve iş güvenliği
    kesin bir oyun
  • 18:07 - 18:09
    ve karlılık kesin bir oyun.
  • 18:09 - 18:12
    Türkiye’nin en büyük üreticilerinden
    bir tanesi kolonya satıyor.
  • 18:12 - 18:15
    Toplantıya gittim satış raporu geldi,
    yüzleri düştü bunların.
  • 18:15 - 18:18
    "Niye, nasıl olabilir?" diyorum.
  • 18:18 - 18:20
    Daha da COVID’in ilk günleri.
  • 18:20 - 18:22
    Fabrika bir şey olursa
    COVID’den nasıl çıkarlar,
  • 18:22 - 18:24
    nasıl dezenfekte ederler
    o bile belli değil.
  • 18:24 - 18:27
    Garantiye gitmek için
    bütün vardiyaları pompalamışlar,
  • 18:27 - 18:29
    sırf şubat ayı ürün üretiyorlar.
  • 18:29 - 18:31
    Neredeyse çalışanları
    eve göndermeyecekler.
  • 18:31 - 18:34
    Espri olsun diye söylüyorum ama
    full vardiya çalıştırıyorlar.
  • 18:34 - 18:37
    Dedim "Nasıl sizin yüzünüz düşebilir?"
    "Ya sorma, Uğur," dediler.
  • 18:38 - 18:41
    "Biz beş gündür, satış raporu geldi,
    İngiltere’de bir numaraymışız."
  • 18:41 - 18:43
    - "Nasıl oluyor?"
    - "Beş gündür bir numarayız."
  • 18:43 - 18:47
    Dedim "Neden yüzünüz düştü,"
    "Malı yurt içine verdik," dediler.
  • 18:48 - 18:51
    Şimdi bir; hissedersen kazanırsın.
  • 18:51 - 18:55
    İki; o histen sonra esnek bir şekilde
    manevra edebilirsen kazanırsın.
  • 18:55 - 19:01
    Üç, karlılık analizine dikkat ederek
    üretim yaparsan kazanırsın.
  • 19:01 - 19:04
    Sadece satacağım diye değil.
  • 19:04 - 19:06
    Belki o ürettiğinin yarısı kadar üretip
  • 19:06 - 19:09
    ama o ürettiğinin tamamını
    o X pazarına veriyor olsaydı,
  • 19:10 - 19:13
    ki o X pazarında bir numara olduğu
    en ufak perakendeci de
  • 19:13 - 19:16
    bir mağazaya girin,
    oraya 10 kilometredir.
  • 19:17 - 19:20
    Tüketici kozmetiği reyonuna
    girin bakalım,
  • 19:20 - 19:24
    en küçük “Sainsbury”de ne kadarmış
    İngiltere’de reyonun büyüklüğü.
  • 19:24 - 19:26
    Orada bir numara olmak imkansız.
  • 19:27 - 19:31
    Dolayısıyla bunlar önemli,
  • 19:31 - 19:35
    önem derecesi artan
    ama cevap aranan soruların
  • 19:35 - 19:40
    tamamının değiştiği
    cepheler oldu bize.
  • 19:40 - 19:43
    Bizim problemimiz
    ne biliyor musun Gökhan?
  • 19:43 - 19:46
    Bu anlattığımız şeyi anlayan,
  • 19:46 - 19:48
    çok hızlı idrak edebilecek müşterilerin,
  • 19:49 - 19:51
    çok hızlı dertlerine
    deva olacak çözümleri
  • 19:51 - 19:54
    "oynanmışı var" diye
    koyabilme sendromumuz.
  • 19:55 - 19:59
    Bir süre sonra bizim şu konuştuğumuz
    şeyin herkes farkındalığını yaşayacak.
  • 19:59 - 20:03
    Onlar yaşadı çünkü en çok
    patlayan üründe o ilk hafta yaşadı.
  • 20:03 - 20:07
    Ürünü şu anda satmayan, duralayan,
    şimdi çıkmaya başlayanlar
  • 20:07 - 20:09
    2 ay faz farkıyla yaşayacak aynı şeyi.
  • 20:09 - 20:11
    Tekrarlamış olayım, yeri gelmişken.
  • 20:11 - 20:13
    Son bir sorum olacak.
  • 20:13 - 20:19
    O da; 2021 yılının sonuna kadar,
    önümüzdeki bir buçuk yıllık dönemde
  • 20:20 - 20:24
    aralarında yapay zeka,
    yapay görme, nesnelerin interneti,
  • 20:24 - 20:29
    blok zinciri gibi yükselen
    teknolojilerin hızlı tüketim
  • 20:29 - 20:33
    ve perakende alanına getireceği
    en önemli 3 uygulama ne olabilir?
  • 20:35 - 20:38
    “Short term”de dağıtım, satış, servis.
  • 20:39 - 20:42
    Bir tık “long term”de
    buna üretimi de eklerim.
  • 20:42 - 20:45
    Ama lojistik
    söylediğim gibi kırıldı.
  • 20:45 - 20:49
    Orada oyuncağımızı kırdılar,
    işin kötüsü elimizden de aldılar.
  • 20:49 - 20:52
    Adam kırdı verdi,
    yapıştırıcıyla yapıştır kullan değil,
  • 20:52 - 20:55
    yok yok, vallahi kırdılar,
    kırıp attı.
  • 20:55 - 20:57
    Onun için yepyeni bir şey yapmak lazım.
  • 20:57 - 21:01
    Zaten kim ki eski sistemini
    tamir etmeye çalışacak,
  • 21:01 - 21:02
    bil ki oradan kaçacağız biz.
  • 21:03 - 21:06
    Bizim onlarla işimiz yok,
    vallahi yok, oralara gitmeyelim biz.
  • 21:06 - 21:11
    Kim yeniden tasarlamak istiyor,
    kim yeniden, sıfırdan "Bu problemler
  • 21:11 - 21:14
    bir daha olduğu zaman
    bunları yaşamak istemiyorum," diyor.
  • 21:14 - 21:15
    Bak kilit kelimeyi de söylüyorum.
  • 21:15 - 21:19
    “Bir daha olduğu zaman ben böyle
    bir şeyle yüzleşmek istemiyorum.”
  • 21:19 - 21:22
    Bir daha olacak,
    dinleyenler için söylüyorum.
  • 21:22 - 21:27
    185 ülkede ya da 180
    ülkede faaliyetimiz var, görüyorum.
  • 21:27 - 21:28
    Tekrar olacak.
  • 21:29 - 21:33
    Ama ismine COVID-19 deriz,
    COVID-21 deriz, COVID-99 deriz,
  • 21:33 - 21:36
    Cavit deriz ne deriz
    bilmiyorum onun ismine,
  • 21:36 - 21:38
    ama bir şeyler olacak yine.
  • 21:38 - 21:41
    Sanmayın, bu toplum topun
    sekip sekip durması gibi zeminde duracak.
  • 21:41 - 21:44
    Duracak ama çok iyimser oluruz,
  • 21:44 - 21:47
    bunu böyle bırakacağız
    cok diye zemine oturacak.
  • 21:48 - 21:49
    Yok böyle bir dünya.
  • 21:49 - 21:53
    Dolayısıyla kim "Bunu tekrar yaşamak
    istemiyorum," kilit kelimesiyle
  • 21:53 - 21:56
    sana bana gelirse
    onu sırtımızda taşıyacağız,
  • 21:56 - 21:59
    her derdine de çare bulmak için
    seferberlik ilan edeceğiz.
  • 21:59 - 22:01
    Ve Türkiye pazarı içinde
    güzel olan nokta şu;
  • 22:01 - 22:03
    gelişmiş pazarlar içindeyiz.
  • 22:03 - 22:05
    Türkiye’de birçok IT şirketi
    "Siz gelişmektesiniz," der,
  • 22:05 - 22:08
    bakarsınız mesela Afrika ile
    yan yana koyar,
  • 22:08 - 22:10
    bakarsınız mesela Dubai ile
    yan yana koyar.
  • 22:10 - 22:13
    Tırnak içinde "gelişmekte olan",
    yani "sen gelişmemişsin".
  • 22:13 - 22:16
    Türkiye kiminle beraber?
    Avrupa ile beraber,
  • 22:16 - 22:17
    Güney Avrupa’nın parçası.
    Niye?
  • 22:17 - 22:20
    Çünkü bu pazarın olgunluğu,
    kimse kusura bakmasın,
  • 22:20 - 22:23
    beni ancak İspanya ile,
    İtalya ile “range mark” edebilirler.
  • 22:23 - 22:26
    Bazen onlar benim elimi büker,
    bazen ben onların elini bükerim.
  • 22:26 - 22:29
    Hepimizin de birbirine saygısı sonsuzdur.
  • 22:29 - 22:31
    Ve bunların içinde
    en küçük olan benim, yanlış anlamayın.
  • 22:32 - 22:37
    İtalya benden 2,5x, İspanya benden
    2x büyüktür baktığın zaman.
  • 22:37 - 22:40
    Ona rağmen bu mühendislik kadroları,
    sizin sayenizde,
  • 22:40 - 22:42
    ben bunu sadece
    kendim için söylemiyorum,
  • 22:42 - 22:48
    sizin gibi, pırlanta gibi iş kadroları
    sayesinde dize getirmemizle olmuştur.
  • 22:48 - 22:51
    Daha da güzellerini
    paraya dönecek şekliyle
  • 22:51 - 22:53
    hazıra getirmemiz lazım, bu kadar.
  • 22:54 - 22:58
    Tedarik zinciri açısından,
    üretim açısından Türkiye’de
  • 22:58 - 23:01
    yerleşik şirketler için
    özellikle "yeni normal"de
  • 23:01 - 23:04
    çok ciddi şeyler getirebilir,
    avantajlar getirebilir.
  • 23:04 - 23:06
    Kesinlikle getireceğine inanıyorum.
  • 23:06 - 23:08
    Ama bundan sonraki oyunun kuralı,
    milyar dolarlık,
  • 23:08 - 23:12
    milyarlarca dolarlık soru: "Para nerede?"
  • 23:13 - 23:15
    Çünkü para bir yerlere kaçtı.
  • 23:15 - 23:19
    Şimdi bu saklambaç oyunu
    gibi bir şey oldu.
  • 23:19 - 23:23
    Bir anda hop saklandı bir yere,
    şimdi herkes onu arıyor ya;
  • 23:23 - 23:25
    esnek olan, çok çabalayan bulacak.
  • 23:25 - 23:28
    Ve illa ki denklem değişecek.
  • 23:28 - 23:31
    Burada avantajlarımızı
    öne koymamız lazım.
  • 23:31 - 23:34
    Aynen öyle. Uğur,
    re:retail’e katılarak
  • 23:34 - 23:36
    bizlere vakit ayırdığın için
    çok teşekkür ederiz,
  • 23:37 - 23:38
    çok keyifli bir sohbet oldu.
  • 23:38 - 23:42
    Usta sen sağ ol, böyle bir fırsat verdin,
    dinleyen herkese buradan,
  • 23:42 - 23:44
    etkileşemedik bu seferlik.
  • 23:44 - 23:47
    Bir dahakinde daha etkileşimli
    bir ortamı kurgularız hep beraber.
  • 23:48 - 23:52
    İnşallah ilk fırsatta da yüz yüze,
    yan yana, fiziksel bir ortamda;
  • 23:52 - 23:57
    onun keyfi hala başka,
    bir araya gelir, sohbetimize devam ederiz.
  • 23:57 - 23:59
    Çok çok teşekkürler Uğur.
Title:
re:retail: SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ile Hızlanan Dijital Dönüşümü Konuştuk!
Description:

Hızlı tüketim ve perakende sektöründe yaşanan dönüşümü değerlendirdiğimiz re:retail programının sekizinci bölümünde, SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ile hızlandırılmış dijital dönüşüm yolculuklarında başarılı olabilmek için dikkat edilmesi gereken alanları ele aldık!

COVID-19, şirketlerin yaklaşımlarını nasıl değiştiriyor?

COVID-19’la birlikte şirketlerin öncelik sıralarında nasıl bir değişim oldu?

Dünya tedarik zincirinde Türkiye nasıl bir konumda olacak?

Her Perşembe günü, saat 09:00’dan itibaren YouTube kanalımızda yayınlanan re:retail programını takip etmek için kanalımıza abone olmayı unutmayın:

https://www.youtube.com/c/vispera

Çözümlerimiz hakkında bilgi almak için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz:

https://vispera.co/solutions

more » « less
Video Language:
Turkish
Duration:
24:04

Turkish subtitles

Revisions