Return to Video

Hayatımızın en kötü anları nasıl kim olacağımızı belirler

  • 0:01 - 0:04
    Zor durumların öğrencisi olarak
  • 0:04 - 0:06
    yıllar boyunca,
  • 0:06 - 0:08
    bazı insanların
  • 0:08 - 0:09
    büyük zorluklardan
  • 0:09 - 0:12
    güçlü çıkmalarına hayran kaldım ve
  • 0:12 - 0:14
    bunun hayatın anlamını bulmakla
  • 0:14 - 0:16
    bir ilgisi olduğunu duydum.
  • 0:16 - 0:18
    Uzun zaman boyunca,
  • 0:18 - 0:21
    anlamın oralarda bir yerlerde olduğunu
  • 0:21 - 0:24
    muhteşem bir gerçeğin bulunmayı
    beklediğini sandım.
  • 0:24 - 0:26
    Ancak zamanla gerçekle
    alakasının olmadığını
  • 0:26 - 0:28
    düşünmeye başladım.
  • 0:28 - 0:31
    Anlamı bulmak da diyebiliriz,
  • 0:31 - 0:35
    ama anlamı yaratmak demek daha doğru olur.
  • 0:35 - 0:37
    Son kitabım zor durumlarla ya da
  • 0:37 - 0:40
    normal dışı doğumlarla mücadele
  • 0:40 - 0:42
    eden ailelerle ilgiliydi.
  • 0:42 - 0:44
    Görüştüğüm kişilerden
  • 0:44 - 0:47
    ağır engelli iki çocuk annesi
  • 0:47 - 0:50
    ''İnsanlar bize sürekli olarak
  • 0:50 - 0:52
    'Tanrı kaldırabileceğinizden
  • 0:52 - 0:55
    daha ağır bir yük vermez'
    gibi sözler söylerler,
  • 0:55 - 0:57
    ama bizimkiler gibi çocuklar
  • 0:57 - 1:01
    kader sonucu hediye edilmediler.
  • 1:01 - 1:06
    Onlar hediyeler, çünkü biz bunu seçtik.
  • 1:06 - 1:11
    Bu seçimleri yaşantımız boyunca yaparız.
  • 1:11 - 1:13
    İkinci sınıftayken
  • 1:13 - 1:16
    Bobby Finkel doğumgünü partisine
  • 1:16 - 1:20
    ben hariç herkesi çağırmıştı.
  • 1:20 - 1:23
    Annem ortada bir yanlış
    olduğunu düşündü ve
  • 1:23 - 1:24
    Bobby'nin annesini aradı.
  • 1:24 - 1:27
    O da Bobby'nin beni sevmediğini
  • 1:27 - 1:30
    ve partisinde istemediğini söyledi.
  • 1:30 - 1:33
    O gün annem beni
    hayvanat bahçesine götürdü ve
  • 1:33 - 1:36
    dondurma aldı.
  • 1:36 - 1:38
    Yedinci sınıftayken
  • 1:38 - 1:40
    okul servisindeki çocuklardan biri
  • 1:40 - 1:42
    tavırlarımın bir özeti olarak
  • 1:42 - 1:45
    beni ''Penis'' diye lakap taktı.
  • 1:45 - 1:48
    Bazen o ve arkadaş grubu
  • 1:48 - 1:50
    tüm okul servisi yolculuğu boyunca
  • 1:50 - 1:52
    koro halinde söylüyorlardı
  • 1:52 - 1:56
    gidişte 45, dönüşte 45 dakika boyunca
  • 1:56 - 2:00
    ''Penis! Penis! Penis! Penis!''
  • 2:00 - 2:02
    Sekizinci sınıftayken
  • 2:02 - 2:05
    fen öğretmenimiz
  • 2:05 - 2:06
    bütün erkek eşcinsellerin
  • 2:06 - 2:09
    anüs kaslarının travması sonucu
  • 2:09 - 2:13
    dışkılarını tutamadıklarını söyledi.
  • 2:13 - 2:15
    Neredeyse hiç kafeteryaya gidemeden
  • 2:15 - 2:18
    okuldan mezun oldum;
  • 2:18 - 2:19
    kızlarla oturduğumda güldüler,
  • 2:19 - 2:22
    erkeklerle oturduğumda da
  • 2:22 - 2:23
    kızlarla oturması
  • 2:23 - 2:25
    gereken bir erkek çocuk
  • 2:25 - 2:28
    olduğumu söyleyerek güldüler.
  • 2:28 - 2:31
    Çocukluğumu kaçış ve tahammülün
  • 2:31 - 2:33
    bir karışımı olarak geçirdim.
  • 2:33 - 2:35
    O zaman bilmeyip de
  • 2:35 - 2:37
    şimdi bildiğim şey
  • 2:37 - 2:39
    kaçış ve tahammülün anlam yaratmak için
  • 2:39 - 2:44
    fırsat olduğuydu.
  • 2:44 - 2:46
    Anlamı yarattıktan sonra
  • 2:46 - 2:48
    bu anlamı yeni bir kimlikle
  • 2:48 - 2:51
    birleştirmeniz gerekir.
  • 2:51 - 2:54
    Yaşadığınız sarsıntıları olmak istediğiniz
    kişiliğin
  • 2:54 - 2:56
    bir parçası yapmalı ve
  • 2:56 - 2:59
    hayatınızın en kötü olaylarını
  • 2:59 - 3:01
    bir zafer hikayesine dönüştürmeli,
  • 3:01 - 3:03
    acı veren olaylara karşı
  • 3:03 - 3:06
    daha iyi olduğunuzu ispat etmelisiniz.
  • 3:06 - 3:08
    Kitabım üzerinde çalışırken
  • 3:08 - 3:10
    görüştüğüm annelerden biri
  • 3:10 - 3:13
    yetişkinken tecavüze uğramış
  • 3:13 - 3:16
    ve bunun sonucunda
    bir çocuk sahibi olmuştu.
  • 3:16 - 3:19
    Bu yüzden kariyer planları suya düşmüş
  • 3:19 - 3:23
    ve bütün duygusal ilişkileri zedelenmişti.
  • 3:23 - 3:26
    Onunla tanıştığımda 50 yaşındaydı.
  • 3:26 - 3:27
    Ona dedim ki
  • 3:27 - 3:30
    ''Sana tecavüz eden adamı
    sık düşünür müsün?
  • 3:30 - 3:34
    Dedi ki '' Eskiden düşündüğümde
  • 3:34 - 3:37
    öfkelenirdim ama
    şimdi sadece acıyorum.''
  • 3:37 - 3:39
    Bu kadar korkunç şeyi yapabilecek kadar
  • 3:39 - 3:43
    ilkel biri olduğu için acımak dediğini
    düşünmüştüm.
  • 3:43 - 3:44
    ''Acımak?'' dedim.
  • 3:44 - 3:46
    Evet dedi.
  • 3:46 - 3:48
    Çünkü güzel bir kızı ve
  • 3:48 - 3:51
    iki güzel torunu var
  • 3:51 - 3:54
    ve bunu bilmiyor ama ben biliyorum.
  • 3:54 - 4:00
    Yani şanslı olan benim.
  • 4:00 - 4:04
    Bazı mücadelelerimiz doğuştan gelen
    özelliklerimizledir:
  • 4:04 - 4:09
    cinsiyetimiz, ırkımız, cinsel tercihimiz,
    engellerimiz gibi.
  • 4:09 - 4:11
    Bazı şeyler de başımıza gelenlerdir:
  • 4:11 - 4:15
    Siyasi mahkum olmak, tecavüze uğramak,
  • 4:15 - 4:17
    Katrina (fırtına felaketi) yaşamak.
  • 4:17 - 4:21
    Kimlik, bir topluma girip
  • 4:21 - 4:23
    o toplumdan güç alma ve
  • 4:23 - 4:25
    topluma güç vermeyi kapsar.
  • 4:25 - 4:30
    ''Ama'' yerine ''ve'' koymayı kapsar.
  • 4:30 - 4:34
    ''Burdayım ama kanserim'' yerine,
  • 4:34 - 4:40
    ''Kanserim ve burdayım.''
  • 4:40 - 4:41
    Utandığımız zaman
  • 4:41 - 4:43
    hikayelerimizi anlatamayız
  • 4:43 - 4:48
    ama hikayelerimiz kimliğimizin temelidir.
  • 4:48 - 4:52
    Anlamı yarat, kimliğini inşa et,
  • 4:52 - 4:56
    anlamı yarat ve kimliğini inşa et.
  • 4:56 - 4:58
    Bu benim mantram oldu.
  • 4:58 - 5:02
    Anlamı yaratmak kendinizi değiştirmektir.
  • 5:02 - 5:05
    Kimliğinizi inşa etmek dünyayı
    değiştirmektir.
  • 5:05 - 5:08
    Hepimiz damgalanmış kimliklerimizle
  • 5:08 - 5:10
    her gün şu soruyla karşılaşırız:
  • 5:10 - 5:12
    kendimizi kısıtlayarak
  • 5:12 - 5:14
    topluma uymak neye mal olur,
  • 5:14 - 5:17
    sınırları yıkarak
  • 5:17 - 5:20
    anlamlı bir hayat kurmak neye mal olur?
  • 5:20 - 5:23
    Anlamı yaratmak ve kimliği inşa etmek
  • 5:23 - 5:26
    yanlışı doğru yapmıyor.
  • 5:26 - 5:31
    Sadece yanlış olanı kıymetli yapıyor.
  • 5:31 - 5:33
    Bu yıl Ocak ayında,
  • 5:33 - 5:37
    Myanmar'a siyasi suçlularla
    görüşmeye gittim
  • 5:37 - 5:40
    ve onları beklediğimden daha az sert
  • 5:40 - 5:42
    bulduğumda şaşırdım.
  • 5:42 - 5:44
    Birçoğu onları hapse götüren
  • 5:44 - 5:46
    suçlamalara kendilerini adadıklarından
  • 5:46 - 5:49
    başları dik içeri girip
  • 5:49 - 5:52
    yıllar sonra yine
  • 5:52 - 5:56
    başları dik dışarı çıktılar.
  • 5:56 - 5:59
    İnsan hakları hareketinin liderlerinden
  • 5:59 - 6:01
    uzun yılları hücrede olmak üzere
  • 6:01 - 6:03
    neredeyse hapiste ölen Dr.Ma Thida
  • 6:03 - 6:07
    onu hapse atanlara,
  • 6:07 - 6:10
    düşünmek için zaman verdikleri,
  • 6:10 - 6:12
    dirayet kazandırdıkları ve
  • 6:12 - 6:16
    meditasyon yeteneklerini geliştirdikleri
    için minettar olduğunu söyledi.
  • 6:16 - 6:17
    Anlamı aramıştı ve
  • 6:17 - 6:21
    önemli bir kimliğin
    doğum sancılarını çekmişti.
  • 6:21 - 6:23
    Ancak tanıştıklarım
  • 6:23 - 6:25
    hapiste oldukları için daha az sertlerdi
  • 6:25 - 6:27
    aynı zamanda ülkelerinde gelişen
  • 6:27 - 6:30
    reform süreci hakkında da
  • 6:30 - 6:32
    beklediğimden
  • 6:32 - 6:33
    daha az heyecan duyuyorlardı.
  • 6:33 - 6:35
    Ma Thida: Biz Burmalı'lar
  • 6:35 - 6:36
    baskı altındaki muhteşem
  • 6:36 - 6:40
    zerafetimizle ünlüyüzdür,
  • 6:40 - 6:44
    ama aynı zamanda iyiden de şikayet ederiz.
  • 6:44 - 6:47
    Bu değişimlerin olması toplumumuzda
  • 6:47 - 6:48
    devam eden
  • 6:48 - 6:50
    sorunları çözmeyececeği
  • 6:50 - 6:52
    gerçeğini hapishanede
  • 6:52 - 6:54
    çok iyi görmeyi
  • 6:54 - 6:56
    öğrendik'' dedi.
  • 6:56 - 6:58
    Tüm insanlığın hakkettiği
  • 6:58 - 7:02
    imtiyazların küçük bir azınlığa
  • 7:02 - 7:04
    verildiği, kırıntıların,
  • 7:04 - 7:06
    masada bir yerle aynı olmadığı
  • 7:06 - 7:08
    kastettiğini anladım. Bu da,
  • 7:08 - 7:11
    anlamı işleyebileceğiniz
    ve kimlik inşa edebileceğiniz
  • 7:11 - 7:17
    ama hala çılgın olabileceğiniz demektir.
  • 7:17 - 7:19
    Hiç tecavüze uğramadım ve
  • 7:19 - 7:22
    bir Burma hapisanesinde olabilme
  • 7:22 - 7:24
    ihtimaline yaklaşmadım bile
  • 7:24 - 7:26
    ancak gey bir Amerikalı olarak
  • 7:26 - 7:30
    önyargı ve nefrete maruz kaldım ve
  • 7:30 - 7:34
    anlamı yarattım ve kimlik inşa ettim,
  • 7:34 - 7:37
    bunu da benimkinden
  • 7:37 - 7:39
    çok daha kötü sıkıntılar
  • 7:39 - 7:42
    yaşayanlardan öğrendim.
  • 7:42 - 7:43
    Ergenliğimde heteroseksüel
  • 7:43 - 7:47
    olmak için aşırı uçlara gittim.
  • 7:47 - 7:49
    Kendimi ''cinsel vekillik''
  • 7:49 - 7:51
    olarak adlandırılan bir şeye kaydettirdim.
  • 7:51 - 7:55
    Doktor demeye teşvik edildiğim
    kişilerin reçete ettiği,
  • 7:55 - 7:59
    vekil demeye teşvik edildiğim
    aslında fahişe olmayan,
  • 7:59 - 8:02
    ama aslında hiçbir şey olmayan,
  • 8:02 - 8:05
    kadınlarla, egzersiz demeye
    teşvik edildiğim
  • 8:05 - 8:08
    birşeydi.
  • 8:08 - 8:12
    (Gülüşmeler)
  • 8:12 - 8:14
    En favori olanım
  • 8:14 - 8:16
    morgda başı belaya girdikten sonra
  • 8:16 - 8:18
    bu işe girdiğini ve
  • 8:18 - 8:21
    bir nekrofil (ölüsevici) olduğunu
  • 8:21 - 8:23
    sonunda itiraf eden
  • 8:23 - 8:25
    Deep South'dan bir sarışındı.
  • 8:25 - 8:29
    (Gülüşmeler)
  • 8:31 - 8:34
    Minnettar olduğum bu deneyimler sayesinde
  • 8:34 - 8:37
    kadınlarla bazı mutlu
  • 8:37 - 8:39
    fiziksel ilişkilerim oldu ancak
  • 8:39 - 8:41
    kendimle savaş halindeydim ve
  • 8:41 - 8:46
    ruhumda derin yaralar açtım.
  • 8:46 - 8:49
    Kimliklerimizi yontan sancılı
  • 8:49 - 8:52
    deneyimleri değil,
  • 8:52 - 8:54
    sancılı deneyimler sonucu uyananan
  • 8:54 - 8:57
    kimliklerimizi ararız.
  • 8:57 - 9:00
    Amacı olmayan eziyetlere dayanamayız
  • 9:00 - 9:03
    ama bir nedeni olduğuna inandığımız
  • 9:03 - 9:06
    büyük acılara göğüs gerebiliriz.
  • 9:06 - 9:08
    Kolaylık, üzerimizde mücadeleden
  • 9:08 - 9:10
    daha az iz bırakır.
  • 9:10 - 9:12
    Hazlarımız olmadan da kendimiz
    olabilirdik ama
  • 9:12 - 9:14
    anlamı aramamızı teşvik eden
  • 9:14 - 9:17
    talihsizliklerimiz olmadan değil.
  • 9:17 - 9:21
    St.Paul'un İkinci Corinthian'larda yazdığı
    gibi
  • 9:21 - 9:23
    '' Bundan dolayıdır ki kusurlardan
  • 9:23 - 9:28
    güçsüzken daha çok zevk alıyorum.
  • 9:28 - 9:31
    1988'de Sovyet metrolarının sanatçılarıyla
  • 9:31 - 9:34
    röportaja gittiğimde eserlerinin
  • 9:34 - 9:36
    muhalif ve siyasi olmasını
  • 9:36 - 9:38
    bekliyordum.
  • 9:38 - 9:41
    İşlerindeki radikallik aslında
  • 9:41 - 9:44
    insanlığı kendi yokeden bir topluma,
  • 9:44 - 9:46
    insanlığı yeniden işlemekte yatıyordu;
  • 9:46 - 9:49
    bir anlamda Rus toplumunun
  • 9:49 - 9:51
    şimdi yeniden yaptığı gibi.
  • 9:51 - 9:54
    Tanıştığım sanatçılardan biri
  • 9:54 - 9:58
    ''Sanatçı değil, melek olmak
    için eğitiliyorduk.''
  • 9:58 - 10:01
    1991 yılında yazdığım sanatçıları
  • 10:01 - 10:03
    görmek için tekrar gittim
  • 10:03 - 10:05
    Sovyetler Birliği'ni yıkan ayaklanmada
  • 10:05 - 10:07
    onlarla birlikteydim,
  • 10:07 - 10:09
    onlar ayaklanmaya karşı
  • 10:09 - 10:12
    direnişin baş organizatörleriydiler.
  • 10:12 - 10:15
    Ayaklanmanın 3.gününde
  • 10:15 - 10:18
    içlerinden biri Smolenskaya'ya yürümeyi
    önerdi.
  • 10:18 - 10:20
    Oraya gittik ve
  • 10:20 - 10:23
    barikatlardan birinin önünde durduk
  • 10:23 - 10:25
    bir süre sonra
  • 10:25 - 10:27
    Bir dizi tank sıralandı ve
  • 10:27 - 10:29
    öndeki tanktan bir asker
  • 10:29 - 10:31
    ''Bu barikatı yoketmek için
  • 10:31 - 10:33
    mutlak emir aldık.
  • 10:33 - 10:34
    Eğer çekilirseniz
  • 10:34 - 10:36
    size zarar vermeyiz
  • 10:36 - 10:38
    aksi takdirde sizi indirmekten
  • 10:38 - 10:40
    başka seçeneğimiz kalmayacak.''
  • 10:40 - 10:41
    Yanımdaki sanatçılardan biri
  • 10:41 - 10:43
    ''Bize bir dakika verin.
  • 10:43 - 10:47
    Neden burada olduğumuzu anlatacağım.''
  • 10:47 - 10:49
    Asker kollarını kavuşturdu ve
  • 10:49 - 10:54
    sanatçı demokrasiye Jaffersonvari
    bir methiye başlattı,
  • 10:54 - 10:56
    Jefferson demokrasinde
  • 10:56 - 10:58
    yaşayan bizlerin dahi
  • 10:58 - 11:01
    sunamayacağı bir şekilde.
  • 11:01 - 11:03
    Devam ettiler ve
  • 11:03 - 11:05
    asker izledi ve
  • 11:05 - 11:06
    bittikten sonra
  • 11:06 - 11:08
    bir dakika boyunca durdu ve
  • 11:08 - 11:11
    yağmurdan perişan halde bize baktı.
  • 11:11 - 11:14
    ''Söyledikleriniz doğru ve
  • 11:14 - 11:18
    insanların isteklerine boyun eğmeliyiz.''
  • 11:18 - 11:20
    Eğer dönebilmemiz için yer açarsanız
  • 11:20 - 11:23
    geri döneceğiz.''
  • 11:23 - 11:25
    Yaptıkları buydu.
  • 11:25 - 11:27
    Bazen anlamı yaratmak
  • 11:27 - 11:30
    özgürlüğünüz için savaşmanız için
  • 11:30 - 11:33
    gereken kelimeleri verir.
  • 11:33 - 11:36
    Rusya bende limonata fikrini uyandırdı
  • 11:36 - 11:39
    yani baski ona direnmek için gereken gücü
    besler ve
  • 11:39 - 11:42
    ben bunun kimliğin mihenk taşı olduğunu
  • 11:42 - 11:44
    zamanla anladım.
  • 11:44 - 11:48
    Kimliği beni üzüntüden kurtarması için
    kullandım.
  • 11:48 - 11:51
    Eşcinsel hakları hareketi benim için
  • 11:51 - 11:53
    anormalliklerimin zafer olduğu
    bir dünya verdi.
  • 11:53 - 11:57
    Kimlik politikaları her zaman
    iki yönlüdür:
  • 11:57 - 12:00
    Özel durumu ya da özelliği
  • 12:00 - 12:02
    olan kişilere gurur verir ve
  • 12:02 - 12:03
    dış dünyanın bu kişilere daha
  • 12:03 - 12:07
    hassas ve kibar davranmasını sağlar.
  • 12:07 - 12:10
    Bu ikisi tamamen ayrı teşebbüslerdir ancak
  • 12:10 - 12:12
    bir taraftaki ilerleme
  • 12:12 - 12:14
    diğer tarafa da akseder.
  • 12:14 - 12:18
    Kimlik politikaları narsist olabilir.
  • 12:18 - 12:22
    İnsanlar bir farklılığı sadece kendileri
    ile ilgili diye övebilirler.
  • 12:22 - 12:24
    Dünyayı daraltabilir ve
  • 12:24 - 12:27
    birbirini anlamayan ayrık gruplarda
    yer alabilirler.
  • 12:27 - 12:29
    Ancak düzgün şekilde anlaşılıp
  • 12:29 - 12:31
    akıllıca uygulandğında
  • 12:31 - 12:33
    kimlik politikaları bizim
  • 12:33 - 12:36
    insan olma fikrimizi genişletebilirler.
  • 12:36 - 12:38
    Kimlik başlıbaşına
  • 12:38 - 12:40
    kendini beğenmiş bir marka
  • 12:40 - 12:42
    ya da altın madalya değil
  • 12:42 - 12:45
    bir devrim olmalıdır.
  • 12:45 - 12:48
    Eşcinsel olmasaydım yaşamım
    daha kolay olurdu
  • 12:48 - 12:50
    ama ben olmazdım.
  • 12:50 - 12:53
    Şu anda kendim olmayı
  • 12:53 - 12:55
    başkası olma fikrine tercih ederim
  • 12:55 - 12:56
    Dürüst omak gerekirse
  • 12:56 - 12:59
    olma ya da olabilme fikrini
  • 12:59 - 13:01
    düşünemeyeceğim bile birine.
  • 13:01 - 13:03
    Ejderhaları yasaklarsanız
  • 13:03 - 13:06
    kahramanları yasaklarsınız ve
  • 13:06 - 13:07
    hayatlarımızdaki
  • 13:07 - 13:10
    kahraman anlama bağlanırız.
  • 13:10 - 13:12
    Bazen bu konuşmanın da
  • 13:12 - 13:14
    bir bildirimi olan eşcinsel onurun
  • 13:14 - 13:17
    renkli şöleni olmasa bu yanındam
  • 13:17 - 13:22
    nefret etmemeyi başarabilir miydim
    diye merak ediyorum.
  • 13:22 - 13:24
    Anlam yüklemeden eşcinsel olabilseydim
  • 13:24 - 13:27
    olgun olabileceğimi sanırdım
  • 13:27 - 13:31
    ancak kendinden nefret etme süreci
  • 13:31 - 13:35
    kutlamanın doldurmak zorunda olduğu
    bir boşluk yarattı ve
  • 13:35 - 13:39
    ben kendi melankolimin borcunu ödesem de
  • 13:39 - 13:41
    dışarıda hala bitmesi yıllar sürebilecek
  • 13:41 - 13:44
    bir homofobi dünyası vardı.
  • 13:44 - 13:48
    Bir gün eşcinsel olmak
    suçlamasız ve parti şapkasız
  • 13:48 - 13:50
    sıradan bir gerçek olacak ama
  • 13:50 - 13:52

    daha değil.
  • 13:52 - 13:55
    Eşcinsel onurunun amacından
  • 13:55 - 13:57
    uzaklaştığını düşünen bir arkadaşım
  • 13:57 - 13:58
    Eşcinsel Tevazu Haftası
  • 13:58 - 14:00
    düzenlememizi önermişti.
  • 14:00 - 14:05
    (Gülüşmeler) (Alkış)
  • 14:07 - 14:09
    Harika bir fikir ancak
  • 14:09 - 14:11
    daha zaman var.
  • 14:11 - 14:13
    (Gülüşmeler)
  • 14:13 - 14:15
    Umutsuzluk ve kutlamanın
  • 14:15 - 14:18
    ortasında duruyor gibi gözüken tarafsızlık
  • 14:18 - 14:21
    aslında finaldir.
  • 14:21 - 14:24
    ABD'nin 29 eyaletinde
  • 14:24 - 14:27
    eşcinsel olduğum için
  • 14:27 - 14:29
    işten atılabilir ya da ev bulamayabilirim.
  • 14:29 - 14:32
    Rusya'da gösteri yasağı
  • 14:32 - 14:35
    insanların sokakta dövülmelerine yolaçtı.
  • 14:35 - 14:37
    27 Afrika ülkesi
  • 14:37 - 14:40
    eşcinselliğe karşı kanunlar çıkardı ve
  • 14:40 - 14:42
    Nijerya'da eşcinseller
  • 14:42 - 14:44
    taşlanarak öldürebiliyor ve
  • 14:44 - 14:46
    sıkça linç ediliyorlar.
  • 14:46 - 14:49
    Suudi Arabistan'da cinsel eylemden
  • 14:49 - 14:51
    yakalanan iki adamın
  • 14:51 - 14:56
    herbiri 7000 kırbaç cezası aldı ve
    bunun sonuncunda
  • 14:56 - 14:59
    şu anda kalıcı olarak kötürümler.
  • 14:59 - 15:01
    Kim anlamı yaratabilir ve
  • 15:01 - 15:04
    kimlik inşa edebilir.
  • 15:04 - 15:07
    Eşcinsel hakları evlilik hakkından
    ibaret değil ve
  • 15:07 - 15:10
    yoksunluk içerisinde çok kötü koşullarda
  • 15:10 - 15:12
    yaşayan milyonlar için
  • 15:12 - 15:15
    haysiyet çok uzak.
  • 15:15 - 15:18
    Ben anlamı yarattığım ve
  • 15:18 - 15:20
    kimliği inşa ettiğim için şanslıyım
  • 15:20 - 15:22
    ancak bu hala az bulunan bir imtiyaz ve
  • 15:22 - 15:25
    eşcinseller daha yaygın olarak
  • 15:25 - 15:29
    adalet kırıntılarından fazlasını
    hakediyorlar.
  • 15:29 - 15:32
    Hala her ileri adım
  • 15:32 - 15:34
    çok güzel.
  • 15:34 - 15:37
    2007'de tanıştıktan 6 yıl sonra
  • 15:37 - 15:39
    partnerim ve ben
  • 15:39 - 15:41
    evlenmeye karar verdik.
  • 15:41 - 15:43
    John ile tanışmak
  • 15:43 - 15:45
    büyük mutluluğun keşfi ve
  • 15:45 - 15:48
    büyük mutsuzluğun yok edilmesiydi.
  • 15:48 - 15:51
    Bazen onca acının yok olması
  • 15:51 - 15:53
    ile o kadar meşgul oluyorum ki
  • 15:53 - 15:56
    başta bana çok uzak olan
  • 15:56 - 15:59
    neşeyi unutuyorum.
  • 15:59 - 16:02
    Evlilik aşkımızı yokluktan çok beraberlik
  • 16:02 - 16:06
    olarak açıklamanın bir yolu.
  • 16:06 - 16:09
    Evlilikler bizi çocuklara götürür ve
  • 16:09 - 16:10
    bu da yeni anlamlar ve bizlerin,
  • 16:10 - 16:14
    onların yeni kimlikleri demektir.
  • 16:14 - 16:17
    Çocuklarımın mutlu olmasını istiyorum ve
    üzgün olduklarında
  • 16:17 - 16:21
    onalrı en ağır yürek acısıyla seviyorum.
  • 16:21 - 16:24
    Eşcinsel bir baba olarak onlara
  • 16:24 - 16:27
    yanlışları sahiplenmeyi öğretebilirim
  • 16:27 - 16:28
    ancak onları farklılıklardan
    korumayı başarırsam
  • 16:28 - 16:31
    bir ebeveyn olarak
  • 16:31 - 16:34
    başarısız olacağımı biliyorum.
  • 16:34 - 16:37
    Birzamanlar bir budist eğitmen bana
  • 16:37 - 16:39
    Batılıların, nirvanaya sadece bütün
  • 16:39 - 16:41
    kederleri uzakta olduğunda ve
  • 16:41 - 16:44
    geleceğe neşe ile baktığında
  • 16:44 - 16:47
    ulaşabileceği yanılgısında
    olduğunu söylemişti.
  • 16:47 - 16:49
    Ama bu nirvana değildir çünkü
  • 16:49 - 16:51
    geçmişteki neşeniz hep
  • 16:51 - 16:55
    şimdiki mutluluğunuzu gölgeleyecektir.
  • 16:55 - 16:57
    Dedi ki nirvanaya ancak
  • 16:57 - 17:00
    geleceğe neşeyle baktığınızda ve
  • 17:00 - 17:02
    üzüntü olarak görünende de mutluluk
  • 17:02 - 17:05
    fideleri bulduğunuzda ulaşılır.
  • 17:05 - 17:07
    Bazen merak ederim;
  • 17:07 - 17:09
    heteroseksüel bir gençlik yaşasaydım
  • 17:09 - 17:11
    ya da şimdi genç olsaydım
  • 17:11 - 17:13
    evlilik ve çocuklardan
  • 17:13 - 17:17
    bu kadar mutluluk duyabilir miydim,
  • 17:17 - 17:20
    hangisi daha kolay olurdu diye.
  • 17:20 - 17:22
    Muhtemelen evet.
  • 17:22 - 17:24
    Muhtemelen tüm karmaşık düşlemelerim
  • 17:24 - 17:26
    başka konularda da geçerlidir.
  • 17:26 - 17:28
    Ancak anlamı arama
  • 17:28 - 17:30
    anlamı bulmaktan daha önemliyse
  • 17:30 - 17:33
    soru taciz edildiğim için mi daha
    mutluyum değil
  • 17:33 - 17:35
    bu deneyimlere verdiğim
  • 17:35 - 17:36
    anlamların mı beni
  • 17:36 - 17:38
    daha iyi bir
  • 17:38 - 17:40
    baba yaptığıdır.
  • 17:40 - 17:44
    Heyecanı sıradan mutlukluklarda gizli
  • 17:44 - 17:46
    görmeye meyilliyim, çünkü bu mutluluklar
  • 17:46 - 17:49
    benim için sıradan değil
  • 17:49 - 17:51
    Eşit mutlulukta evlilik ve aileye
  • 17:51 - 17:53
    sahip heteroseksüller tanıyorum ama
  • 17:53 - 17:56
    gey evlilikleri çok daha şekilde taze ve
  • 17:56 - 17:59
    gey aileler daha yeni ve
  • 17:59 - 18:03
    anlamı bu sürprizde buldum.
  • 18:03 - 18:07
    Ekimde 50.yaşgünümü kutlayacağım
  • 18:07 - 18:10
    ailem bir parti düzenliyor ve
  • 18:10 - 18:12
    oğlum eşime benim için
  • 18:12 - 18:13
    bir konuşma
  • 18:13 - 18:15
    yapmak istediğini söylediğinde John
  • 18:15 - 18:16
    ''George sen
  • 18:16 - 18:20
    konuşma yapamazsın. 4 yaşındasın'' dedi.
  • 18:20 - 18:22
    (Gülüşmeler)
  • 18:22 - 18:24
    ''Bu gece yalnız ben, büyükbaban ve
  • 18:24 - 18:26
    David amcan konuşacak''
  • 18:26 - 18:29
    Geoerge ısrar etmeye devam etti,
  • 18:29 - 18:32
    sonunda John ona mikrofonu verdi
  • 18:32 - 18:35
    ve George yüksek sesle
  • 18:35 - 18:38
    ''Baylar bayanlar
  • 18:38 - 18:40
    bir dakikanızı alabilir miyim lütfen''
  • 18:40 - 18:43
    Herkes döndü, şaşırdı
  • 18:43 - 18:45
    George
  • 18:45 - 18:47
    ''Babamın doğumgünü olduğuna mutluyum.
  • 18:47 - 18:51
    Pasta yediğimiz için mutluyum.
  • 18:51 - 18:54
    Babacım eğer küçük olsaydın
  • 18:54 - 18:57
    ben senin arkadaşın olurdum.''
  • 18:58 - 19:01
    Ve düşündüm-Teşekkür ederim.
  • 19:01 - 19:03
    Sanırım Bobby Finkel'a bile borçluyum
  • 19:03 - 19:05
    çünkü bütün o önceki tecrübeler
  • 19:05 - 19:07
    beni bugünlere getirdi ve
  • 19:07 - 19:10
    sonunda koşulsuz olarak,
  • 19:10 - 19:12
    bir zamanlar değiştirmek için hiçbir şey
  • 19:12 - 19:16
    yapmadığım bir hayata minettarım
  • 19:16 - 19:18
    Gey aktiviste Harvey Milk'e
  • 19:18 - 19:21
    genç bir adam yardım için
  • 19:21 - 19:23
    ne yapabileceğini sorduğunda
  • 19:23 - 19:24
    Harvey Milk'in yanıtı
  • 19:24 - 19:27
    ''Dışarı çık ve birilerine anlat.'' idi.
  • 19:27 - 19:29
    İnsanlığımızı işgal etmek isteyecek
  • 19:29 - 19:31
    birileri her zaman olacaktır ve
  • 19:31 - 19:34
    herzaman iyileştiren hikayeler olacaktır.
  • 19:34 - 19:35
    Yüksek sesle yaşarsak
  • 19:35 - 19:37
    nefreti yenebilir ve
  • 19:37 - 19:40
    herkesin hayatını geliştirebiliriz.
  • 19:40 - 19:44
    Anlamı yarat. Kimlik inşa et.
  • 19:44 - 19:46
    Anlamı yarat.
  • 19:46 - 19:49
    Kimlik inşa et.
  • 19:49 - 19:51
    Sonra tüm dünyayı
  • 19:51 - 19:52
    bu neşeyi paylaşmaya davet et.
  • 19:52 - 19:56
    Teşekkürler.
  • 19:56 - 19:57
    (Alkışlar)
  • 19:57 - 20:00
    Teşekkür ederim. (Alkışlar)
  • 20:00 - 20:04
    Teşekkür ederim. (Alkışlar)
  • 20:04 - 20:08
    Teşekkür ederim. (Alkışlar)
Title:
Hayatımızın en kötü anları nasıl kim olacağımızı belirler
Speaker:
Andrew Solomon
Description:

Yazar Andrew Solomon, kariyerini başkalarının yaşadığı zorlukların öykülerini anlatarak geçirdi. Şimdi kendine dönerek, çocukluk mücadelelerini anlatırken aynı zamanda bu yıllar boyunca tanıştığı cesur insanların da hikayelerini aktarıyor. Akıcı, içten ve zaman zaman da dobra bir mizahla, Solomon en büyük mücadelelerimizden anlam yaratmak için güçlü bir çağrıda bulunuyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
20:27

Turkish subtitles

Revisions