Eşsizliği inşa etmek
-
0:01 - 0:05Burada anlatmak istediğim şey şu,
-
0:05 - 0:07bu Kahn'ın da yüreğinin bir parçasıydı;
-
0:07 - 0:10bir projede asıl önemli olanı
nasıl keşfederiz? -
0:10 - 0:16Tıpkı bir insanda olduğu gibi,
bir projenin eşsizliğini nasıl keşfederiz? -
0:16 - 0:19Çünkü bana öyle geliyor ki,
-
0:19 - 0:29bu eşsizliği keşfetmek
küreselleşmenin tüm gücüyle alakalı. -
0:29 - 0:38Bir yerin ve bir binadaki programın
eşsizliğini bulmak, buradaki ana nokta. -
0:38 - 0:42Şimdi sizi Wichita, Kansas'a götüreyim.
-
0:42 - 0:45Birkaç yıl önce, bu şehrin
yanındaki bir alana -
0:45 - 0:50bir bilim müzesi yapmam istenmişti.
-
0:50 - 0:56Bu alanın sırrının binayı nehrin bir
parçası olarak yapmak olduğunu düşündüm. -
0:56 - 1:01Ne yazık ki alan nehirden McLean
bulvarıyla ayrılmıştı. -
1:01 - 1:04O zaman şunu önerdim:
"Haydi McLean'ın yönünü değiştirelim." -
1:04 - 1:08ve bu durum, aniden McLean
savunucularını ortaya çıkardı. -
1:08 - 1:13(Gülüşmeler)
-
1:13 - 1:16Bu yön değiştirme altı ay sürdü.
-
1:16 - 1:22İnşaat komitesine gösterdiğim ilk görsel
-
1:22 - 1:27Jaipur'daki bu Jantar Mantar gözlemeviydi.
-
1:27 - 1:33Çünkü bir binayı,
bilim binası yapan şeyden bahsettim. -
1:33 - 1:39Bu karmaşık, zengin
ama yine de makul olan yapı -
1:39 - 1:42bana bilimle bağlantılı göründü
-
1:42 - 1:47ve bir şekilde bilim inşa etmek,
farklı ve eşsiz olmalı ve konuşulmalı. -
1:47 - 1:49Ayrıldıktan sonra yaptığım ilk taslak
-
1:49 - 1:55"Şu kanalı keselim, bir ada oluşturalım
ve bir ada binası yapalım." -
1:55 - 1:58Çok heyecanlanarak geri döndüm.
-
1:58 - 2:01Bana bir tür umutsuzlukla bakıp
dediler ki; "Ada mı?" -
2:01 - 2:03Bu bir adaydı eskiden,
yani Ackerman Adası, -
2:03 - 2:07biz büyük buhran sırasında o kanalı
iş sahası yaratmak için doldurmuştuk" -
2:07 - 2:09(Gülüşmeler)
-
2:09 - 2:12Sonrasında süreç başladı ve dediler ki;
-
2:12 - 2:14"Her şeyi adaya taşıyamazsın,
-
2:14 - 2:16bazı kısımlar ana karada kalmalı
-
2:16 - 2:19çünkü toplumumuza
sırt çevirmek istemiyoruz." -
2:19 - 2:23Sonra bir tasarım oluşturdular,
bir ada şekillendiren geçitler, -
2:23 - 2:26geçitlerin kenarlarından
veya üstlerinden yürüyebilirdiniz. -
2:26 - 2:29Pek çok heyecan verici özelliği vardı.
-
2:29 - 2:32Binalara kara tarafından girebilir,
-
2:32 - 2:35geçitlerden manzaradaki
oyun alanlarına geçebilirdiniz. -
2:35 - 2:39Eğer ucuza bir şey yapmak isterseniz
köprüden geçitlerin üstüne çıkabilir, -
2:39 - 2:42sergileri izleyip mest olabilir,
-
2:42 - 2:44geri dönüp girişe
beş dolar ödeyebilirdiniz. -
2:44 - 2:45(Gülüşmeler)
-
2:45 - 2:48Müşteri de mutlu olurdu,
yani çoğunlukla mutlu olurdu. -
2:48 - 2:52çünkü bütçeyi 4 milyon dolar aşmıştık
ama sonuçta mutluyduk. -
2:52 - 2:58Ancak benim işler hala kötüydü,
öyleydi çünkü bu durum çok değişkendi. -
2:58 - 3:03Karmaşıktı ama bu karmaşıklıkta
fazla değişken bir şeyler vardı. -
3:03 - 3:06Yani, bileşimsel bir karmaşıklık vardı.
-
3:06 - 3:11Eğer söylediğimi yapmak zorunda olsaydım,
örneğin, bir bilim binası, -
3:11 - 3:14kendi kendini üreten bir tür
fikir de olmak zorundaydı. -
3:14 - 3:17Bir tür kendi kendini üreten geometri.
-
3:17 - 3:22Bu bana bir fikir verdi,
toroid şekilli geometri. -
3:22 - 3:26Karadaki binası için
merkezi yer altında olan, -
3:26 - 3:32ada binası için de,
gökyüzündeki merkezinde bir toroid. -
3:32 - 3:34Bilmeyenler için bir toroid,
-
3:34 - 3:38bir donat veya anlayacağımız şekilde,
simit şeklindedir. -
3:38 - 3:42Bu fikirden pek çok ama pek çok,
-
3:42 - 3:47farklı plan ve olasılıklar ortaya çıktı,
-
3:47 - 3:51planın kendisi sergilerle
alakalı hale geldi. -
3:51 - 3:57Plan ile toroidal geometrinin
kesişimini görüyorsunuz. -
3:57 - 4:00İşte sonunda bina, model bu.
-
4:00 - 4:02Bütçe hakkında şikayetler
olduğunda, dedim ki: -
4:02 - 4:07"Bu adayı yapmaya değer çünkü parayı
yansımalarla ikiye katlayacaksınız." -
4:08 - 4:11İşte açıldığı şekliyle merkezi gören
-
4:11 - 4:16ve merkezden de görülebilen haliyle bina.
-
4:16 - 4:19Bisiklet yolları, binanın hemen
yanından geçiyor. -
4:19 - 4:25Böylece nehri gezmeye gelenler de,
sergiyi görüp binaya yakın olabilir. -
4:28 - 4:31Torodial geometri
binada oldukça etkili oldu. -
4:31 - 4:36Binadaki tüm kirişler, tüm tabakalı ahşap
ve aynı yarıçapa sahip. -
4:36 - 4:42Tüm beton duvarlar, kuvvete dayanıyor
ve binayı destekliyor. -
4:42 - 4:45Binanın her bir parçası çalışıyor.
-
4:45 - 4:49Hem gece hem de açılış gününde,
-
4:50 - 4:54tepe camından gelen ışıkla
aydınlatılan sergiler var. -
4:56 - 4:591976'ya dönüyorum.
-
4:59 - 5:04(Alkış)
-
5:04 - 5:131976'da burada kampüste gördüğünüz
Kudüs'te Yad Vashem'deki Holokost müzesine -
5:13 - 5:16bir çocuk anıtı müzesi
tasarlama teklifi aldım. -
5:16 - 5:18Bir bina yapmam istendi benden.
-
5:18 - 5:24Bina için gereken tüm giydirme
ve çizimle alakalı eserler bana verildi -
5:24 - 5:26ve çok rahatsız hissettim.
-
5:26 - 5:28Aylarca üstünde çalıştım ama başaramadım.
-
5:28 - 5:31Çünkü insanların tarihi müzelerden
sıkılmış olduklarını düşündüm. -
5:31 - 5:34Bilgiye ve doğal olarak
-
5:34 - 5:37bilgiyle dolu müzelere doymuşlardı.
-
5:37 - 5:41Bu, onların durumu sindirememesine
sebep olabilirdi. -
5:41 - 5:43Bu yüzden karşı bir teklif yaptım.
-
5:43 - 5:50Dedim ki," Bina yok."
orada bir mağara vardı. -
5:50 - 5:56Tepenin içine kaya boyunca inip,
bir yeraltı odasına inen bir tünel açarız. -
5:56 - 6:00Zavallı çocuklarının fotoğraflarıyla
dolu bir giriş salonu -
6:00 - 6:03ve daha sonra geniş bir alana girersiniz.
-
6:04 - 6:08Ortada yanan tek bir mum var.
-
6:08 - 6:15Yansıtıcı gözlükler sayesinde,
sonsuzluk tüm yönlere yansır. -
6:15 - 6:19Alan boyunca yürürsünüz,
-
6:19 - 6:22bir ses çocukların isimlerini, yaşlarını
ve doğum yerlerini okur. -
6:22 - 6:25Bu ses altı ay boyunca tekrar etmez.
-
6:25 - 6:29Sonra ışığa doğru, kuzeye
ve hayata inersiniz. -
6:29 - 6:31Dediler ki, " İnsanlar bundan anlamaz,
-
6:31 - 6:34bunun bir disko olduğunu düşünürler.
Bunu yapamazsın." -
6:34 - 6:38Projeyi rafa kaldırdılar.
10 yıl boyunca öylece durdu. -
6:38 - 6:42Bir gün Los Angeles'tan
-
6:42 - 6:453 yaşındaki oğlunu Auschwitz'de
kaybeden Abe Spiegel, -
6:45 - 6:49geldi, modeli gördü, bir çek yazdı
ve 10 yıl sonra projeyi yaptırdı. -
6:51 - 6:551998'den yıllar sonra
-
6:55 - 6:59Kudüs'teki aylık gezilerimden birindeydim.
-
6:59 - 7:02Dış işleri Bakanlığından
bir telefon aldım, -
7:02 - 7:08diyorlardı ki; Punjab Valisi geldi,
resmi bir gezi yapıyor. -
7:08 - 7:14Onu Yad Vashem'e
çocukların anıtına götürdük, -
7:14 - 7:17çok etkilendi.
-
7:17 - 7:20Mimarıyla tanışmak istiyor.
Tel Aviv'e gelip onunla tanışır mısınız? -
7:20 - 7:25Gittim ve Vali Badal dedi ki;
-
7:25 - 7:30Tıpkı siz Yahudiler gibi,
biz Sihler de çok acılar çektik. -
7:30 - 7:33Bugün gördüğüm şeyden çok etkilendim.
-
7:33 - 7:37Ulusal müzemizi halkımızın hikâyesini
anlatacak şekilde inşa edeceğiz. -
7:37 - 7:39Buna başlamak üzereyiz.
-
7:39 - 7:41Gelip sizin tasarlamanızı arzu ederim."
-
7:41 - 7:47Çok da ciddiye almadığınız
şeylerden biri. -
7:47 - 7:52Ancak iki hafta sonra,
-
7:52 - 7:56Punjab'ın başkenti Chandigarh'ın
hemen dışındaki bu kasabada, -
7:56 - 8:01kutsal kitapları Halsa'yı yazan
-
8:01 - 8:06ve Sihlerin son gurusu olan
Guru Gobind'in öldüğü kale -
8:06 - 8:11ve mabedin bulunduğu
Anandpur Sahib'teydim. -
8:11 - 8:15Çalışmam lazımdı,
-
8:15 - 8:18beni kasaba ve mabetten
9 kilometre uzakta bir yere götürdüler. -
8:18 - 8:21Ve dediler ki; "Seçtiğimiz yer burası."
-
8:21 - 8:25Ben de "Bu hiç mantıklı değil.
-
8:25 - 8:28Ziyaretçiler yüz binlerce,
-
8:28 - 8:31kamyonlara ve otobüslere binmeyecekler.
-
8:31 - 8:34Haydi kasabaya dönelim
ve alana yürüyelim." dedim. -
8:34 - 8:37Ben tam şuraya, şu tepeye ve bu tepeye
-
8:37 - 8:41inşaat ve kasabanın bütününe
köprü yapmayı tavsiye ettim. -
8:41 - 8:47Yani işler Hindistan'da biraz daha kolay
olduğundan, alan bir haftada satın alındı -
8:47 - 8:49ve çalışmaya başlamış olduk.
-
8:49 - 8:50(Gülüşmeler)
-
8:50 - 8:54Benim teklifim, su bahçelerinin akını
-
8:54 - 8:59ve tümünü hisardan merkeze bağlamak için
-
8:59 - 9:01müzeyi ikiye bölüp
-
9:01 - 9:05bir tarafı geçici sergiler
ile salon ve kütüphaneye, -
9:05 - 9:09diğer tarafı da sürekli
değişen sergilere ayırmaktı. -
9:09 - 9:13Kumlu yamaçlarda yükselen yapılar da
-
9:13 - 9:18beton ve kum taşından yapıldılar,
tavanları ise paslanmaz çelik. -
9:18 - 9:23Güneye bakıyorlar ve mabedin
gün ışığıyla aydınlanmasını sağlıyorlar. -
9:23 - 9:26Yayalar, bir taraftan diğerine
çarprazlama gidiyorlar. -
9:26 - 9:32Ve siz, Himalayalar'dan gelip kalenin
geleneğini uyandırırken, -
9:32 - 9:38kuzey taraftan geldiğinizde, kum
yamaçlardaki taş işçiliğini görüyorsunuz. -
9:38 - 9:40Sonra oradan dört aylığına uzaklaştım.
-
9:40 - 9:42Çığır açıcı bir şey olacaktı.
-
9:42 - 9:45Geri döndüm, bak şu işe!
Arkamda bıraktığım küçük model -
9:45 - 9:49alandaki halka açık sergi için
on kat büyük olarak inşa edilmişti. -
9:49 - 9:52Hatta köprü de yapılmıştı.
-
9:52 - 9:59(Gülüşmeler)
-
9:59 - 10:01Çalışmanın çizimleriyle hem de!
-
10:02 - 10:06Kutlamalar için yarım
milyon kişi toplanmıştı, -
10:08 - 10:12Temel atma başlarken
alanın içinde onları görebilirsiniz. -
10:12 - 10:17Bana Safdie Singh adı verildi.
İşte bu da yapım aşaması. -
10:17 - 10:221800 işçi çalışıyor
ve iki yıl içinde bitecek. -
10:22 - 10:27Üç yıl önceki Yad Vashem'e geri dönüyorum,
tüm bunlardan sonra, -
10:27 - 10:30Yad Vashem, tarihi müzeyi baştan aşağıya
tekrar inşa etmeye karar verdi. -
10:30 - 10:34Çünkü Washington'daki
katliam müzesi artık inşa edilmişti -
10:34 - 10:39ve bu müze bilgi açısından oldukça zengin.
-
10:39 - 10:43Yad Vashem, bu noktada yılda 3 milyon
ziyaretçiyle baş etmek zorunda. -
10:43 - 10:45Onlar dediler ki; "haydi müzeyi
yeniden yapalım." -
10:45 - 10:48Ama tabii ki, Sihler size işi
altın tabakta sunabilir. -
10:48 - 10:51Yahudiler ise biraz daha zor,
uluslararası yarış, -
10:51 - 10:54evre bir, evre iki ve evre üç.
-
10:54 - 10:56(Gülüşmeler)
-
10:56 - 11:00Sonra yine, Washington binası boyutunda
bir bina inşa etme görevi, -
11:00 - 11:05beni bir açıdan rahatsız etti.
-
11:05 - 11:094645 metrekare alan,
hassas bir tepede olacak. -
11:09 - 11:13Biz de katliamın hikâyesini anlatmak için
kapılarla dolu odalarla -
11:13 - 11:17biraz da benzer odaları olan
galerilere de gideceğiz. -
11:17 - 11:22Teklifim dağ boyunca keserek ilerlemekti,
bu benim ilk taslağımdı. -
11:22 - 11:24Tüm müzeyi dağ boyunca kesmek
-
11:24 - 11:26dağın bir tarafından girip
-
11:26 - 11:28diğer tarafından çıkmak
-
11:28 - 11:32ve odalara dağ boyunca ışığı ulaştırmak.
-
11:32 - 11:35İşte modeli görüyorsunuz:
-
11:35 - 11:38bir resepsiyon binası
ve yeraltı park yeri. -
11:38 - 11:44Bir köprü geçiyorsunuz,
bu 18 metre yüksekliğindeki tepeyi -
11:44 - 11:46tam ortadan kesen ve kuzeye gittikçe
-
11:46 - 11:51sağa doğru genişleyen odaya giriyorsunuz.
-
11:51 - 11:54Bütün galeriler yer altında
-
11:54 - 11:57ve giriş ışıklarını görüyorsunuz.
-
11:57 - 12:00Gece vakti, sadece bu
üçgenin üstünde bulunan -
12:00 - 12:04bir tepe camındaki bir sıra
ışık dağı kesiyor. -
12:04 - 12:08Gezdiğiniz tüm galeriler,
-
12:08 - 12:11yer altında kalıyor.
-
12:11 - 12:16Kayalara gömülü odalar da bulunuyor.
-
12:16 - 12:20Beton duvarlar, taşlar, olanak halinde de
ışıklı bacaları olan doğal kayalar. -
12:20 - 12:26Bu aslında bir İspanyol madeni.
-
12:26 - 12:29Ve bu maden, bir şekilde
buradaki galerilere ilham kaynağı oldu. -
12:29 - 12:32Sonra, kuzeye doğru giderken açılıyor,
-
12:32 - 12:38dağdan, ışıkların, şehrin
-
12:38 - 12:41ve Kudüs'ün tepelerine haykırıyor.
-
12:43 - 12:48İki aylığına çalıştığım bir projeyle
konuşmamı bitirmek isterim. -
12:48 - 12:54Washington Barış Enstitüsünün,
yani Amerikan Barış Enstitüsünün -
12:54 - 12:56karargâhından söz ediyorum.
-
12:56 - 13:01Bu alan Lincoln Anıtı'nın
etrafından seçildi. -
13:01 - 13:05Bunu, direkt olarak Virginia'dan gelen
Roosevelt Köprüsü'nün girişinde -
13:05 - 13:09son bina olan alışveriş merkezinden
görebilirsiniz. -
13:10 - 13:16Bu da bir yarışmaydı ve benim
daha yeni başladığım bir şey. -
13:18 - 13:21Ancak biri, alanın eşsiz olduğunu
fark etti. -
13:21 - 13:24Eğer Washington'da herhangi bir
yerde olsaydı, -
13:24 - 13:28bir ofis binası, bir konferans salonu,
barış müzakerelerinin yapıldığı bir yer -
13:28 - 13:31ve böyle şeyler, bu binanın
olduğu her şey olurdu. -
13:31 - 13:35Ama onu alışveriş merkezi ve Lincoln
Anıtı'nın yakınlarına koyma erdemiyle -
13:35 - 13:40bu yapı alışveriş merkezinde
barışın sembolü haline geliyor. -
13:40 - 13:45Bu da mücadele edilecek pek çok
kızışmayı beraberinde getirdi. -
13:45 - 13:49İlk taslak, binanın araştırmalarının
yapılacağı konferans salonlarının -
13:49 - 13:54ve halka açık binanın
olduğu pek çok alanı olduğunu gösterdi -
13:54 - 13:58çünkü bu müze barışı yaratmaya adanacak.
-
13:58 - 14:02Bunlar yarışma için
sunduğumuz çizimler. -
14:02 - 14:07Girişten itibaren ışık saçan alanları
gösteren planlar. -
14:07 - 14:11Yapının, alışveriş merkezindeki
yapılar dizisinde -
14:11 - 14:15oldukça saydam, davetkâr olduğunu
görüyor ve içeri bakıyorsunuz. -
14:15 - 14:20Yeniden girdiğinizde, tüm yönlerden
şehre bakıyorsunuz. -
14:20 - 14:24Bu binada hissettiğim şey,
-Kundera'dan alıntılayarak- -
14:24 - 14:27var olmanın dayanılmaz hafifliği
-
14:27 - 14:33ve hafiflik ile bir alakasının
bulunduğudur. -
14:33 - 14:39Belirli bir dinamizm ve iyimserlik ile
alakasının da bulunduğunu hissediyorum. -
14:39 - 14:44O olduğu yerde gelişmekte.
-
14:44 - 14:48Belki de yeni malzemeler gerektiren,
-
14:48 - 14:49tavanın nasıl hafif yapılacağı,
-
14:49 - 14:52nasıl yarı saydam yapılacağı,
-
14:52 - 14:54nasıl parlak olacağı,
-
14:54 - 14:55ve nasıl değişken olmayacağı
-
14:56 - 14:58ile ilgili çalışmalar,
-
15:00 - 15:03işte burada bir yapıya
nasıl bir düzen uygulanacağının -
15:03 - 15:09üç boyutta çalışılması demek.
-
15:09 - 15:11Öylece değiştirebileceğiniz
bir şey değil. -
15:11 - 15:14Çünkü belli bir tasarım sürecini
durdurmuş olursunuz. -
15:19 - 15:21Ve öyle devam eder.
-
15:25 - 15:27Bir şey söyleyerek bitirmek istiyorum.
-
15:27 - 15:35(Alkış)
-
15:35 - 15:41Söylediğim her şeyi "güzellik" kavramına
bağlayarak bitirmek istiyorum. -
15:41 - 15:44Biliyorum, bugünlerde
pek moda bir terim değil bu. -
15:44 - 15:48Mimarlık okullarında söylem
olarak hiç moda değil. -
15:48 - 15:54Fakat tüm bunlar, bana o veya bu
şekilde bir güzellik arayışı gibi geliyor. -
15:54 - 15:57Güzellik en temel uygunluk algısıdır.
-
15:57 - 16:061917 yılından, sevdiğim bir morfolog
olan Theodore Cook'tan bir alıntım var. -
16:06 - 16:10"Güzellik insanlık demektir.
-
16:10 - 16:13Doğal bir nesneye güzel deriz
-
16:13 - 16:16çünkü o nesnenin şekil olarak
birbirine uygunluğu -
16:16 - 16:19ile işlevin mükemmel
gerçekleştirilmesini görürüz." -
16:19 - 16:23Ben buna amacın mükemmel
gerçekleştirilmesi derdim. -
16:23 - 16:28Ancak, bir uygunluk türü olarak güzellik,
-
16:28 - 16:32bize doğal ortamımızla alakalı tüm
kuvvetler ile bizim insani çevremizin -
16:32 - 16:36bunun için gerçekleştirildiğini
söyleyen bir şeydir. -
16:36 - 16:41Yirmi yıl önce, Richard ve benim beraber
bulunduğumuz bir konferansta, -
16:41 - 16:46beni bugün bile etkileyen bir şiir yazdım.
-
16:46 - 16:53"Gerçeği arayan güzelliği bulur.
Güzelliği arayan kibri bulur. -
16:53 - 16:57Düzeni arayan tatmini bulur.
-
16:57 - 17:01Tatmini arayan hayal kırıklığına uğrar.
-
17:01 - 17:04Kendini emsallerinin hizmetkârı
olarak gören, -
17:04 - 17:07kendini ifadenin neşesini bulur.
-
17:08 - 17:12Kendini ifade etmeyi arayan
kibrin çukuruna düşer. -
17:12 - 17:15Kibir doğaya uymaz.
-
17:15 - 17:19Doğa, evrenin doğası ve insanın doğası
sayesinde gerçeği arayacağız. -
17:19 - 17:22Gerçeği ararsak güzelliği bulacağız."
-
17:22 - 17:23Çok teşekkür ederim.
-
17:23 - 17:24(Alkış)
- Title:
- Eşsizliği inşa etmek
- Speaker:
- Moshe Safdie
- Description:
-
Gerideki uzun kariyerine bakınca, mimar Moshe Sofdie kendi tasarım projelerinden dördünü inceliyor ve alanı ve kullanıcıları için bütünüyle eşsiz yapmak amacıyla her biri için nasıl uğraştığını açıklıyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 17:23
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for Building uniqueness | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Building uniqueness | ||
Can Boysan accepted Turkish subtitles for Building uniqueness | ||
Can Boysan edited Turkish subtitles for Building uniqueness | ||
Can Boysan edited Turkish subtitles for Building uniqueness | ||
Sevgül Demir edited Turkish subtitles for Building uniqueness | ||
Figen Ergürbüz declined Turkish subtitles for Building uniqueness | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Building uniqueness |