Return to Video

Devasa depolarda işler nasıl yürüyor ?

  • 0:00 - 0:02
    Size depoların envanterlerindeki
  • 0:02 - 0:04
    eşyaların yönetimiyle
  • 0:05 - 0:07
    ilgili çığır açıcı bir yaklaşımdan
  • 0:07 - 0:10
    söz etmek istiyorum.
  • 0:10 - 0:13
    Ayıklayıp paketleyip
    göndermekten bahsediyorum
  • 0:13 - 0:16
    Bir ipucu verecek olursam
  • 0:16 - 0:20
    bu çözüm depolarımızda
    dolaşacak olan yüzlerce
  • 0:20 - 0:22
    hatta bazen binlerce mobil robot içeriyor
  • 0:22 - 0:25
    diyebilirim. Şimdi çözüme geleceğim.
  • 0:25 - 0:26
    Ama başlamadan en son
  • 0:26 - 0:29
    verdiğiniz online siparişi bir düşünün.
  • 0:29 - 0:31
    Koltuğunuzda oturuyorsunuz , bir anda
  • 0:31 - 0:35
    o kırmızı tişörtü almaya karar verdiniz,
  • 0:35 - 0:37
    tıkladınız , alışveriş
    sepetinize eklediniz
  • 0:37 - 0:39
    Ve o yeşil pantolonda gözünüze çok
  • 0:39 - 0:41
    çekici geldi. Tıkladınız!
  • 0:41 - 0:43
    Belki de mavi bir çift ayakkabı.
    Tıkladınız!
  • 0:43 - 0:45
    O anda siparişinizi tamamladınız
  • 0:45 - 0:46
    Bunun mükemmel bir kıyafet
  • 0:46 - 0:48
    olmayabileceğini düşünmek
    için durmadınız bile
  • 0:48 - 0:50
    Ama " Siparişi Tamamlaya" tıkladınız
  • 0:50 - 0:54
    İki gün sonra paket kapınıza gelir.
  • 0:54 - 0:57
    Bir bakarsınız içinde bir yapıştırıcı!
  • 0:57 - 1:00
    Daha önce hiç depo envanterindeki o
  • 1:00 - 1:05
    eşyaların o kutuya nasıl
    girdiğini düşündünüz mü?
  • 1:05 - 1:08
    O adamın bunu yaptığını
    anlatmak için buradayım.
  • 1:08 - 1:12
    Şu resimin ortasında, derinlerde
  • 1:12 - 1:14
    dağıtımda veya sipariş düzenleme bölümünde
  • 1:14 - 1:18
    çalışan klasik bir toplama-paketleme
    işçisi görüyorsunuz
  • 1:18 - 1:22
    Genelde bu ayıklama
    işçileri günlerinin
  • 1:22 - 1:24
    %60-70'ini ortalıkta
    gezinerek harcarlar.
  • 1:24 - 1:26
    Genelde envanterdeki eşyaları ararken
  • 1:26 - 1:29
    5-10 mil kadar yürürler.
  • 1:29 - 1:33
    Bu, siparişleri tamamlamak
    için sadece verimsiz değil
  • 1:33 - 1:37
    ayrıca hiç de tatmin edici
    olmayan bir yoldur
  • 1:37 - 1:41
    Size bu problemle ilk nerede
    karşılaştığımı anlatayım.
  • 1:41 - 1:45
    99-2000'lerde körfez bölgesindeydim,
    internet şirketlerinde patlama vardı
  • 1:45 - 1:49
    Webvan adında bir başarısızlık
    abidesi için çalışıyordum
  • 1:51 - 1:54
    Bu şirket online manav siparişlerinin
  • 1:54 - 1:56
    teslimatı için yüz milyonlarca
    dolar ortaya koydu
  • 1:56 - 2:01
    Ve zamanla bunu uygun maliyetle
    yapamayacağımız ortaya çıktı
  • 2:01 - 2:05
    Anlaşıldı ki e-ticaret
    çok zor ve pahalı bir şeydi.
  • 2:05 - 2:09
    Bu işte, envanterdeki 30
    eşyayı birkaç sepete toplayıp
  • 2:09 - 2:13
    kamyonetle evlere teslim
    etmeye çalışıyorduk
  • 2:13 - 2:17
    Düşününce bize 30 dolara mal oluyordu
  • 2:17 - 2:20
    Düşünün, bulunup
    paketlenmesi bize 1 dolara mal olan
  • 2:20 - 2:23
    çorba konservesinden 89 cent alıyorduk.
  • 2:23 - 2:27
    Ki bu daha eve teslim bile etmeden önceydi
  • 2:27 - 2:29
    Uzun lafın kısası, Webvan'daki bir yılımda
  • 2:29 - 2:33
    malzeme taşıma görevlileriyle
    konuşarak farkettiğim şey
  • 2:33 - 2:37
    özellikle ayrı ayrı ayıklamak için
    geliştirilmiş hiç bir çözüm yoktu
  • 2:37 - 2:41
    Kırmızı, yeşil, mavi,
    üçünü de bir kutuya koymak için.
  • 2:41 - 2:44
    Bunun için daha iyi bir
    yol olmalı diye düşündük
  • 2:44 - 2:47
    Eldeki malzeme taşıyıcılar
    paletleri ve yapıştırıcı kutularını
  • 2:47 - 2:51
    perakende dükkanlarına
    taşımak için kuruluydu
  • 2:51 - 2:54
    Webvan kuşkusuz ki battı
    ve yaklaşık bir buçuk yıl sonra
  • 2:54 - 2:58
    ben hala bu soruna kafa yoruyordum.
    Hala beni rahatsız ediyordu
  • 2:58 - 3:00
    Yeniden düşünmeye başladım.
  • 3:00 - 3:05
    ''Bir ayıklama işçisi olarak
    ne istediğime yada
  • 3:05 - 3:07
    bu işteki vizyonuma
    odaklanmalıyım'' dedim kendime
  • 3:09 - 3:11
    ''Soruna odaklanayım''
  • 3:11 - 3:14
    Elimde bir sipariş var
    ve yapmak istediğim şey
  • 3:14 - 3:17
    kırmızı, yeşil ve maviyi bu kutuya koymak.
  • 3:17 - 3:19
    İhtiyacım olansa ellerimi
    kullanmayacağım bir sistem ve
  • 3:19 - 3:22
    ürün ortaya çıkar
    ve ben onu düzene sokarım,
  • 3:22 - 3:24
    şimdi düşünüyoruz,
  • 3:24 - 3:28
    bu, sorunu çözmek için fazla
    operatör merkezli bir yaklaşım olurdu.
  • 3:28 - 3:32
    İhtiyacım olan şey bu. Bu sorunu çözmek
    için nasıl bir teknoloji mevcut?
  • 3:32 - 3:36
    Ama görebileceğiniz gibi,
    siparişlerde ürünlerde gelip geçicidir
  • 3:36 - 3:41
    Bu bizim, ayıklama işçisini
    sorunun merkezi yapmaya ve
  • 3:41 - 3:46
    ona mümkün olduğunca üretkenleşmesi için gerekli araçları vermeye odaklanmamıza olanak sağlıyor
  • 3:46 - 3:47
    Peki bu kanıya nasıl vardım ?
  • 3:47 - 3:51
    Aslında muhtemelen çoğunuzun kullandığı yöntem
  • 3:51 - 3:54
    olan beyinfırtınasından geldim bu kanıya.
  • 3:54 - 3:56
    Bu fikirlerinizi test etme yoludur
  • 3:56 - 3:58
    Boş bir kağıt alın ama sonra
  • 3:58 - 4:02
    fikirlerinizi sınırlara kadar test edin.
    Sonsuzluk , sıfır.
  • 4:02 - 4:05
    Bu durumda kendimizi şu fikirle sınadık:
  • 4:05 - 4:08
    Ya piyasanın çok ucuz olduğu Çin'de
  • 4:08 - 4:10
    bir dağıtım merkezi kurarsak ?
  • 4:10 - 4:14
    İşçilik ucuz , toprak ucuz
  • 4:14 - 4:15
    ve özellikle dedik ki:
  • 4:15 - 4:18
    Ya saatlik direkt işgücü
    maaliyeti sıfır dolar
  • 4:18 - 4:21
    olursa ve bir milyon metre karelik
    bir dağıtım merkezi inşa edersek ?
  • 4:21 - 4:23
    Doğal olarak bu fikirleri şuna yöneltti:
  • 4:23 - 4:25
    ''Bir sürü insanı depoya koyalım.''
  • 4:25 - 4:29
    Ve bende dedim ki,
    ''Durun, saatlik 0 dollarsa yapacağım şey
  • 4:29 - 4:33
    10.000 işçiyi her sabah
    8'de depoya gelip içeriye girip
  • 4:33 - 4:37
    envanterden bir eşyayı alıp
  • 4:37 - 4:39
    orada kalması için kiralamak olurdu.
  • 4:39 - 4:42
    Sen Captain Crunch'ı,
    sen Mountain Dew'ı
  • 4:42 - 4:43
    sen de Diyet Kola'yı tut.
  • 4:43 - 4:45
    İhtiyacım olursa sizi çağırırım,
    aksi durumda olduğunuz yerde kalın.
  • 4:45 - 4:49
    Ama Diyet Kola'ya ihtiyacım olduğunda
    ben seslenirim sizler aranızda konuşursunuz.
  • 4:49 - 4:53
    Diyet Kola öne gelir, alırsın, sepete koyarsın, gitmeye hazırdır.''
  • 4:53 - 4:58
    Peki ya ürünler kendi başlarına yürüyüp konuşabilirlerse?
  • 4:58 - 5:00
    Bu, potansiyel olarak bu depoyu
    organize edebilmemiz için
  • 5:00 - 5:03
    çok ilginç ve çok güçlü bir yol.
  • 5:03 - 5:05
    Elbette işçilik bedava değil
  • 5:05 - 5:08
    göze mükemmel gelmiyor da diyemem ama.
  • 5:10 - 5:13
    Biz de onları mobil raflara koyalım dedik.
  • 5:13 - 5:18
    Mobil robotlara koyar
    envanteri gezdiririz.
  • 5:18 - 5:22
    İşte girdik bu yola,
    2008 de koltuğumdayım.
  • 5:22 - 5:26
    Daha önce hiç Pekin Olimpiyatlarının
    açılışını gördünüz mü ?
  • 5:26 - 5:29
    Ben gördüğümde neredeyse
    koltuğumdan düşüyordum.
  • 5:29 - 5:31
    Olay buydu!
  • 5:35 - 5:39
    Binlerce insanı deponun
    -stadyumun- içine koyacağız
  • 5:39 - 5:43
    İlginçtir ki bu, o adamların tamamiyle bilgisayarsız
  • 5:43 - 5:48
    mükemmel güçlü ve etkileyici bir dijital sanat yaptığı
  • 5:48 - 5:50
    fikriyle bağdaşıyordu.
  • 5:50 - 5:53
    Uçtan uca koordinasyon ve iletişim vardı.
  • 5:53 - 5:54
    Sen ayağa kalkınca , ben çökücem.
  • 5:54 - 5:56
    Adamlar inanılmaz bir sanat çıkarıyorlardı ortaya.
  • 5:56 - 5:59
    Onlara konuşmalarına izin verdiğinde
  • 5:59 - 6:03
    ortaya sistemlerdeki oluşumun gücü çıkar
  • 6:03 - 6:07
    Aslında küçük bir yolculuktu bu.
  • 6:07 - 6:11
    Şimdi bu fikrin pratikte
    gerçekliği ne oldu ?
  • 6:11 - 6:12
    Elimizde bir depo var.
  • 6:12 - 6:16
    Yaklaşık 10.000 kadar farklı SKU'su
    olan bir ayıklama, paketleme ve gönderme merkezi bu.
  • 6:16 - 6:20
    Onlara kırmızı kalemler,
    yeşil kalemler ve sarı not kağıtları diyelim.
  • 6:20 - 6:24
    Küçük turuncu robotları mavi rafları
    alması için gönderiyoruz.
  • 6:24 - 6:26
    Onları binanın diğer
    ucuna yönlendiriyoruz.
  • 6:26 - 6:29
    Tüm ayıklama işçileri o uçta
    duruyorlar artık.
  • 6:29 - 6:31
    Olayımız artık rafları alıp
    yoldan geçirip
  • 6:31 - 6:35
    direkt olarak ayıklama işçisine
    ulaştırmaktan ibaret.
  • 6:35 - 6:37
    O işçinin hayatı artık komple değişti.
  • 6:37 - 6:40
    Ortalıkta dolanmaktansa
  • 6:40 - 6:42
    olduğu yerde durup
  • 6:42 - 6:46
    her ürünün ayağına gelmesini bekleyecek
  • 6:46 - 6:49
    Artık işlem oldukça üretken.
  • 6:49 - 6:53
    Elini uzat, ürünü al, barkodunu
    okut ve paketle.
  • 6:53 - 6:55
    Sen arkanı dönene kadar alınıp
  • 6:55 - 6:58
    paketlenmeye hazır bir ürün
    daha seni bekliyor olacak
  • 6:58 - 7:01
    Tüm boşa harcanan zamanı attık,
  • 7:01 - 7:04
    ürünü lazerle işaret edip
  • 7:04 - 7:08
    UPC barkodunu okutup
  • 7:08 - 7:12
    en son hangi kutuya gireceğini
    ışıkla işaret edeceğimiz
  • 7:12 - 7:14
    yüksek duyarlılıkta bir yol geliştirdik
  • 7:17 - 7:19
    Daha üretken, daha hatasız ve görünen o ki
  • 7:19 - 7:23
    işçiler için daha ilgi
    çekici bir ofis ortamı.
  • 7:23 - 7:25
    Tüm siparişleri tamamlıyorlar artık.
  • 7:25 - 7:30
    Siparişin bir kısmını değil, kırmızı,
    yeşil ve maviyi hepsini yapıyorlar.
  • 7:30 - 7:32
    Ortama biraz daha hakim hisseyorlar artık.
  • 7:32 - 7:35
    Bu yaklaşımın yan etkileriyse
  • 7:35 - 7:36
    bizi gerçekten şaşırttı.
  • 7:36 - 7:38
    Daha üretken olacağını biliyorduk.
  • 7:38 - 7:42
    Ama bunun depodaki
    diğer fonksiyonları etkileyecek
  • 7:42 - 7:47
    kadar yayılımcı olduğuna
    dikkat etmemiştik.
  • 7:47 - 7:52
    Bu yaklaşımın dagitim merkezinin
    içinde etkin olarak yaptığı şey
  • 7:52 - 7:57
    onu büyük ölçüde eşzamanlı
    işleyen bir motora çeviriyordu.
  • 7:57 - 7:59
    Yine fikirlerin çapraz
    döllenmesine geldik.
  • 7:59 - 8:01
    Elimizde bir depo var ve
  • 8:01 - 8:05
    biz eşanlı işleyen süperbilgisayar
    yapısına kafa yoruyoruz.
  • 8:05 - 8:07
    Dikkat etmeniz gereken şey
  • 8:07 - 8:10
    ekranın sağ tarafında on bağımsız
  • 8:10 - 8:14
    otonom işçiniz var.
  • 8:14 - 8:18
    Eğer üç numaralı istasyondaki
    işçi tuvalete giderse
  • 8:18 - 8:21
    diğer dokuz işçinin üretkenliğine
    hiçbir kötü etkisi olmayacak.
  • 8:21 - 8:26
    Geleneksel nakliyeci kullanma
    yöntemiyle karşılaştırın bunu.
  • 8:26 - 8:28
    Birisi siparişi sana uzattığında
  • 8:28 - 8:30
    bir şey ekleyip akışı
    devam ettiriyorsunuz.
  • 8:30 - 8:34
    Bu seri halindeki işlemin devamı
    için herkes yerinde olmalı.
  • 8:34 - 8:37
    Bu, depo hakkında düşünmek
    için daha sağlam bir hal alır
  • 8:37 - 8:41
    ve ürünlerin rağbetini takip ettiğimizden
  • 8:41 - 8:43
    iyice ilginçleşir.
  • 8:43 - 8:46
    Depo zeminini ayarlamak için
  • 8:46 - 8:50
    devimsel ve uyarlanabilir
    algoritmalar kullanıyoruz.
  • 8:50 - 8:55
    Bildiğiniz gibi
    sevgililer günü yaklaşıyor.
  • 8:55 - 8:59
    Tüm o pembemsi şekerler
    binanın önüne gittiler
  • 8:59 - 9:03
    ve siparişlere hazırlanıyorlar.
  • 9:03 - 9:07
    Sevgililer gününden
    iki gün sonra o artakalan
  • 9:07 - 9:09
    şeker, deponun arkalarına sürüklenip
  • 9:09 - 9:14
    termal haritadaki
    soğuk kısmın sahibi olacak.
  • 9:14 - 9:17
    Bu eşzamanlı işleme
    yaklaşımının diğer bir yan etkisi de
  • 9:17 - 9:20
    devasa şeyleri ölçebilmesidir.
  • 9:22 - 9:24
    İster iki, ister yirmi,
    ister iki yüz istasyon olsun
  • 9:24 - 9:28
    algoritmaların planlama işleri
  • 9:28 - 9:30
    ve tüm envanter algoritmaları
    çalışmaya devam edecek.
  • 9:30 - 9:35
    Bu örnekte envanterin,
  • 9:35 - 9:37
    toplama istasyonları orada olduğu için
  • 9:37 - 9:40
    binanın çevresini tamamiyla
    işgal ettiğini görüyorsunuz
  • 9:40 - 9:41
    Kendileri için bu işi hallettiler.
  • 9:41 - 9:44
    Bunun, işçinin
    hayatında nasıl katlanılabilir
  • 9:44 - 9:47
    bir hal aldığını gösteren
  • 9:47 - 9:50
    bir videoyla bitiricem.
  • 9:50 - 9:54
    Bahsettiğim gibi işlem
    envanteri yol boyu taşımak
  • 9:54 - 9:57
    ve bu toplama istasyonlarına
    giden yolu bulmaktan oluşuyor.
  • 9:57 - 10:00
    Arka plandaki yazılımımız
  • 10:00 - 10:02
    her istasyonda olan biteni görüyor ;
  • 10:02 - 10:05
    rafları yol boyu ilerletiyoruz
  • 10:05 - 10:08
    ve işçiye işi sunmak için
  • 10:08 - 10:11
    bir sıraya sokmaya çalışıyoruz.
  • 10:11 - 10:14
    İlginç olansa işçilerin hızını
    buna göre ayarlayabiliriz.
  • 10:14 - 10:18
    Hızlı olan çok, yavaş olan az raf alır.
  • 10:18 - 10:21
    Bu işçi daha önce bahsettiğimiz
  • 10:21 - 10:23
    şeyi yaşıyor şuan
  • 10:23 - 10:25
    Elini kaldırıyor , ürün eline geliyor.
  • 10:25 - 10:27
    Yada uzanıp alması gerekli.
  • 10:27 - 10:30
    Taratıp sepete koyuyor.
  • 10:30 - 10:34
    Geri kalan tüm teknoloji
    bir açıdan arkaplanda kalıyor.
  • 10:34 - 10:38
    Onun artık sadece ürünü alıp
    paketlemeye odaklanması gerekli
  • 10:38 - 10:41
    Ne başıboş gezecek zamanı ne de
    yerini terketme zorunluluğu var.
  • 10:41 - 10:45
    Aslında bu siparişleri tamamlamak için hem
  • 10:45 - 10:48
    daha üretken hemde daha hatasız bir yol.
  • 10:48 - 10:52
    Bence siparişleri tamamlamak için
    çok daha tatmin edici bir yol.
  • 10:52 - 10:55
    Gerçi bunun nedeni,
  • 10:55 - 10:57
    bu binalardaki işçiler artık Kiva alanında
  • 10:57 - 11:00
    çalışma hakkı kazanmak için yarışıyorlar.
  • 11:00 - 11:03
    Bazen işten sonra
    torunlarıyla oynamak için
  • 11:03 - 11:05
    daha fazla enerjileri kaldığını söyleyen
  • 11:05 - 11:09
    videolar görüyoruz.
  • 11:09 - 11:14
    Hatta birisi şöyle demişti:
    "Kiva alanı o kadar rahat ki
  • 11:14 - 11:17
    kan basıncı ilacımı kullanmayı bıraktım."
  • 11:19 - 11:23
    Bu video bir ecza deposundaydı
    bu yüzden bunu yaymamamız istendi.
  • 11:26 - 11:29
    Size anlatmak istediğim,
  • 11:29 - 11:32
    birşeylerin kendi başlarına
    düşünüp yürüyüp
  • 11:32 - 11:37
    ve konuşmalarına izin verdiğinizde
    ilginç ürünler ortaya çıkabilir
  • 11:37 - 11:40
    Bence bir daha kapınızı açıp
  • 11:40 - 11:43
    online sipariş ettiğiniz
    kutuyu alıp açtığınızda
  • 11:43 - 11:45
    yapıştırıcıyı içinde görünce,
  • 11:45 - 11:48
    acaba bir robotun
    bu siparişinde hazırlanmasında
  • 11:48 - 11:50
    yardımı dokunmuş mu
    diye merak edeceksiniz.
  • 11:50 - 11:52
    Teşekkürler.
Title:
Devasa depolarda işler nasıl yürüyor ?
Speaker:
Mick Mountz
Description:

Her gün milyonlarca online alışveriş yapıyoruz ama kim (veya ne) o ürünleri paketlere koyuyor ? Bu söyleşide Mick Mountz o depoların içinde neler olup bittiğini robotlarla dolu büyüleyici bir hikayeyle gözler önüne seriyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
12:06

Turkish subtitles

Revisions