Return to Video

Yaratıcı olmak için kendinize fırsat verin

  • 0:01 - 0:05
    Bugün yaratıcılık hakkında
    biraz konuşmayı umuyordum.
  • 0:05 - 0:07
    Birçok insan yaratıcı olmak adına
  • 0:07 - 0:10
    kendilerine izin vermek için
    çok mücadele ediyor.
  • 0:10 - 0:11
    Makul derecede böyleler.
  • 0:11 - 0:14
    Hepimiz kendi yeteneklerimizden
    biraz şüphe duyarız.
  • 0:14 - 0:17
    20'li yaşlarımın başlarında denk geldiğim
  • 0:17 - 0:20
    ve benim için bir şekilde çok anlamlı
    olan bir hikâye hatırlıyorum.
  • 0:20 - 0:22
    Allen Ginsberg'den çok hoşlanıyordum,
  • 0:22 - 0:23
    onun şiirlerini okuyordum,
  • 0:23 - 0:26
    çok okuyordum -- çok röportaj veriyordu --
  • 0:26 - 0:28
    ve bir kez de William F. Buckley'in
  • 0:28 - 0:33
    "Firing Line" adındaki televizyon
    programına Ginsberg çıkmıştı
  • 0:33 - 0:35
    ve orada mızıka çalıp
  • 0:35 - 0:37
    bir Hare Krishna şarkısı söylemişti.
  • 0:37 - 0:40
    Sonra New York'taki tüm
    entelektüel arkadaşlarına geri döndü
  • 0:40 - 0:42
    ve o arkadaşları ona şöyle dedi:
  • 0:42 - 0:44
    "Herkesin senin aptal olduğunu düşündüğünü
  • 0:44 - 0:46
    ve bütün ülkenin seninle
    dalga geçtiğini bilmiyor musun?"
  • 0:47 - 0:50
    O şöyle dedi: "Bu benim işim,
  • 0:51 - 0:53
    ben bir şairim ve aptalmış gibi yapacağım.
  • 0:53 - 0:56
    Çoğu insan bütün gün işe gitmek zorunda
  • 0:56 - 0:58
    ve eve gelip eşleriyle kavga ediyorlar,
  • 0:58 - 1:00
    sonra yemek yiyorlar
    ve eski televizyonu açıyorlar
  • 1:00 - 1:02
    ve bazı insanlar onlara
    bir şeyler satmak istiyor
  • 1:02 - 1:04
    ve bunların hepsini berbat ettim.
  • 1:04 - 1:06
    Devam edip Krishna şarkısı söyledim
  • 1:06 - 1:09
    ve onlar şimdi yatakta
    oturup şöyle diyorlar:
  • 1:09 - 1:10
    "Kim bu aptal şair?
  • 1:10 - 1:12
    Sonra da uyuyamıyorlar, değil mi?
  • 1:12 - 1:14
    Bu, şairin işi
  • 1:14 - 1:16
    ve ben de bunu çok
    özgürleştirici buluyorum
  • 1:16 - 1:18
    çünkü bence çoğumuz,
  • 1:18 - 1:22
    dünyaya kaliteli bir şeyler
    vermeyi çok istiyoruz,
  • 1:22 - 1:25
    dünyanın iyi veya önemli olarak
    addettiği şeyler bunlar.
  • 1:25 - 1:28
    Bu, gerçek bir düşman
  • 1:28 - 1:33
    çünkü yaptığımızın iyi olup
    olmadığı bize bağlı değil
  • 1:33 - 1:35
    ve tarih bize bir şey öğrettiyse
  • 1:35 - 1:38
    o da şu ki dünya, son derece
    güvenilmez bir eleştirmen.
  • 1:39 - 1:41
    Kendinize şunu sormalısınız:
  • 1:42 - 1:46
    İnsanın yaratıcılığının önemli
    olduğunu düşünüyor musunuz?
  • 1:49 - 1:53
    Çoğu insan şiir üzerine düşünmek için
    çok fazla zaman harcamıyor, değil mi?
  • 1:53 - 1:54
    Yaşayacakları bir hayatları var
  • 1:54 - 1:57
    ve Allen Ginsberg'ün
    ya da başkalarının şiirleriyle
  • 1:57 - 1:59
    o kadar da çok ilgilenmiyorlar,
  • 1:59 - 2:02
    babaları öldüğünde cenazeye gidene dek
  • 2:02 - 2:04
    ya da çocuklarını kaybedince,
  • 2:04 - 2:07
    birisi sizin kalbinizi kırdığında
    ve sizi artık sevmediğinde
  • 2:07 - 2:12
    birdenbire yaşamdan bir anlam
    çıkarmada umutsuz oluyorsunuz
  • 2:12 - 2:14
    ve "hiç kimse hayatında hiç
    böylesine kötü hissetti mi?
  • 2:14 - 2:17
    Bu kara bulutlardan nasıl
    çıkabildiler?" diye soruyorsunuz.
  • 2:17 - 2:20
    Ya da tam tersini
    -- harika bir şey yaşıyorsunuz.
  • 2:20 - 2:22
    Biriyle tanışınca sanki kalbiniz patlıyor.
  • 2:22 - 2:24
    Onları o kadar çok
    seviyorsunuz ki kafanız bulanıyor.
  • 2:24 - 2:25
    Başınız dönüyor.
  • 2:25 - 2:28
    "Daha önce hiç kimse böyle hissetti mi?
    Bana neler oluyor?" diyorsunuz.
  • 2:28 - 2:33
    İşte bu, sanat bir lüks değil
    bir gereklilik olduğunda gerçekleşir.
  • 2:33 - 2:34
    Buna ihtiyacımız var.
  • 2:34 - 2:36
    Pekâlâ, bu nedir?
  • 2:36 - 2:42
    İnsanın yaratıcılığı, içimizdeki
    doğanın dışa vurumu.
  • 2:42 - 2:44
    Şuraya bakıyoruz,
  • 2:45 - 2:47
    kuzey ışıklarına bakıyoruz, değil mi?
  • 2:47 - 2:49
    Çocukken "Beyaz Diş" filminde oynamıştım,
  • 2:49 - 2:51
    film Alaska'da çekilmişti
  • 2:51 - 2:52
    ve gece dışarı çıktığımda
  • 2:52 - 2:55
    gökyüzü mor, pembe ve beyaz
    ışıklarla dalgalanıyordu
  • 2:55 - 2:58
    ve bu gördüğüm en güzel şeydi.
  • 2:58 - 3:00
    Gökyüzü sanki oyun oynuyor gibiydi.
  • 3:00 - 3:01
    Çok güzeldi.
  • 3:01 - 3:02
    Gün batımında Büyük Kanyon'a gidin.
  • 3:02 - 3:03
    Orası da çok güzel.
  • 3:03 - 3:05
    Güzel olduğunu biliyoruz.
  • 3:05 - 3:07
    Peki ya aşık olmak?
  • 3:07 - 3:08
    Sevdiğiniz çok güzel.
  • 3:08 - 3:10
    Benim dört çocuğum var.
  • 3:10 - 3:11
    Onları oynarken izlemek
  • 3:11 - 3:14
    ya da kelebekmiş gibi yapıp
    evin etrafında koşturmalarını
  • 3:14 - 3:18
    ve herhangi bir şey
    yapmalarını izlemek çok güzel.
  • 3:18 - 3:21
    İnanıyorum ki uzayda bu yıldızın içinde
  • 3:21 - 3:25
    birbirimize yardım etmeye
    çalışmak için varız, değil mi?
  • 3:25 - 3:27
    İlk olarak hayatta kalmak zorundayız,
  • 3:27 - 3:29
    sonra da gelişmeliyiz.
  • 3:29 - 3:32
    Gelişirken kendimizi ifade etmeliyiz.
  • 3:32 - 3:35
    Sıkıntı şu ki, kendimizi
    tanımak zorundayız.
  • 3:35 - 3:36
    Neyi seviyorsunuz?
  • 3:37 - 3:39
    Eğer sevdiğinize yaklaşırsanız
  • 3:39 - 3:43
    kim olduğunuz su yüzüne çıkar ve gelişir.
  • 3:43 - 3:44
    Benim için bu çok kolaydı.
  • 3:44 - 3:47
    İlk profesyonel tiyatro oyununa
    12 yaşındayken çıktım.
  • 3:47 - 3:50
    George Bernard Shaw'ın
    "Saint Joan" adlı bir oyunuydu
  • 3:50 - 3:51
    ve McCarter tiyatrosundaydı.
  • 3:51 - 3:53
    Sonra güm! Aşık oldum.
  • 3:54 - 3:56
    Dünyam genişledi.
  • 3:56 - 3:59
    Bu meslek -- şu an neredeyse
    50 yaşındayım --
  • 3:59 - 4:01
    bu meslek bana karşılık
    vermeyi hiç bırakmadı
  • 4:01 - 4:03
    ve bana daha da çok karşılık verdi,
  • 4:03 - 4:08
    tuhaftır ki bu çoğunlukla
    oynadığım karakterler yoluyla oldu.
  • 4:08 - 4:11
    Polisi oynadım, suçluyu oynadım,
  • 4:11 - 4:14
    papazı oynadım, günahkârı oynadım
  • 4:14 - 4:18
    ve 30 yıl boyunca bu işi yapmakta
    ve bunun yaşam boyu sürmesindeki sihir,
  • 4:18 - 4:22
    benim, Ethan'ın deneyimlerini
    görmeye başlıyorsunuz
  • 4:22 - 4:26
    ve ben sandığım kadar eşsiz biri değilim.
  • 4:26 - 4:29
    Bu insanların hepsiyle ortak bir yanım var
  • 4:29 - 4:32
    ve onların da benimle ortak yanları var.
  • 4:32 - 4:37
    Hepimizin nasıl birbirimize bağlı
    olduğunu anlamaya başlıyorsunuz.
  • 4:37 - 4:42
    Büyükannem Della Hall Walker Green
    ölüm döşeğindeyken
  • 4:42 - 4:46
    kısa bir yaşam öyküsünü hastanede yazdı
  • 4:46 - 4:49
    ve sadece 36 sayfaydı,
  • 4:49 - 4:52
    bunun yaklaşık beş sayfasını
  • 4:52 - 4:55
    bir oyun için bir kez kostüm
    yaptığını yazmakla harcamıştı.
  • 4:55 - 4:58
    İlk eşiyle ilgili olanlar bir paragraftı.
  • 4:58 - 5:03
    50 yıl boyunca yaptığı
    pamuk çiftçiliğinden bahsetmişti.
  • 5:03 - 5:06
    Kostümlerle ilgili beş sayfa yazmıştı.
  • 5:06 - 5:10
    Bakıyorum da -- annem, yaptığı
    yatak örtülerinden birini bana bıraktı,
  • 5:10 - 5:11
    siz de onu hissedebilirsiniz.
  • 5:11 - 5:13
    O kendini ifade ediyordu
  • 5:13 - 5:15
    ve gerçek olan bir gücü vardı.
  • 5:15 - 5:16
    Üvey erkek kardeşimle birlikte
  • 5:16 - 5:19
    Top Gun filmini izlemeye
    gittiğimizi hatırlıyorum,
  • 5:19 - 5:20
    hangi yıl çıkmıştı bilmiyorum.
  • 5:20 - 5:24
    Alışveriş merkezinden çıktığımızı da
    hatırlıyorum, hava aşırı sıcaktı,
  • 5:24 - 5:29
    ona baktım, ikimiz de filmin
    Tanrı'dan bir çağrı olduğunu hissetmiştik.
  • 5:29 - 5:30
    Öyle bir şeydi ki,
  • 5:31 - 5:32
    çok farklıydı.
  • 5:32 - 5:33
    Aktör olmak istemiştim.
  • 5:33 - 5:35
    İnsanları hislendiren
    bir şeyler yapmalıydım,
  • 5:35 - 5:36
    bunun bir parçası olmak istiyordum.
  • 5:36 - 5:38
    Üvey kardeşim de asker olmak istiyordu.
  • 5:38 - 5:42
    Tek yaptığımız polisçilik,
    askercilik oynamak,
  • 5:42 - 5:45
    şövalye olup kılıç sallamaktı.
  • 5:45 - 5:46
    Kardeşim, oku ağaca saplanabilen,
  • 5:46 - 5:48
    çalışan bir yaylı tüfek yapacaktı.
  • 5:48 - 5:50
    Sonunda asker oldu.
  • 5:50 - 5:53
    ABD Ordusu Özel Harekât Kuvvetleri'nden
    albay olarak emekli oldu.
  • 5:53 - 5:57
    Çok arma sahibi oldu ve Afganistan
    ile Irak'ta savaşıp emekli oldu.
  • 5:57 - 6:01
    Şu sıralar, şehit askerlerin çocuklarına
    bir yelken kampında öğretmenlik yapıyor.
  • 6:01 - 6:02
    Hayatını tutkusuna verdi.
  • 6:02 - 6:04
    Onun yaratıcılığı liderlikti,
  • 6:04 - 6:07
    diğer insanlara cesaretiyle
    liderlik ve yardım etmekti.
  • 6:07 - 6:09
    Bu onun çağrıldığını hissettiği bir şeydi
  • 6:10 - 6:11
    ve bu, ona geri döndü.
  • 6:11 - 6:13
    Şunu biliyoruz ki hayatımız
  • 6:13 - 6:16
    ve onu nasıl harcadığımız
    çok kısa bir süreyi kapsıyor --
  • 6:16 - 6:19
    hayatımızı bizim için önemli
    olan şeylerle mi harcıyoruz?
  • 6:19 - 6:20
    Çoğumuz böyle yapmıyoruz.
  • 6:20 - 6:22
    Bunu yapmak zor.
  • 6:22 - 6:25
    Alışkanlığın çekimi muazzam
  • 6:25 - 6:27
    ve çocukları çok yaratıcı yapan da bu.
  • 6:27 - 6:29
    Bu yüzden onların hiç alışkanlıkları yok
  • 6:29 - 6:32
    ve iyi ya da kötü olduklarıyla
    ilgilenmiyorlar, değil mi?
  • 6:32 - 6:34
    Kumdan kale yapınca şöyle demiyorlar:
  • 6:34 - 6:37
    "Bence ben çok iyi bir
    kumdan kale inşaatçısı olacağım."
  • 6:37 - 6:41
    Onlara verdiğiniz her projeye
    sadece kendilerini veriyorlar --
  • 6:41 - 6:43
    dans etmek, resim yapmak,
  • 6:43 - 6:44
    bir şeyler inşa etmek.
  • 6:44 - 6:46
    Ellerindeki her fırsatı
  • 6:46 - 6:51
    bireysellikleriyle sizi etkilemek için
    kullanmaya çabalıyorlar.
  • 6:51 - 6:52
    Bu çok güzel bir şey.
  • 6:53 - 6:57
    Yaratıcılık hakkında ne zaman konuşulsa
    beni bazen endişelendiren bir şey bu.
  • 6:57 - 7:00
    Çünkü hoş olduğuna dair bir his olabilir
  • 7:00 - 7:03
    ya da sıcak ve zevkli bir şey olabilir.
  • 7:03 - 7:04
    Fakat öyle değil.
  • 7:04 - 7:06
    Bu hayati bir şey.
  • 7:06 - 7:09
    Bu birbirimizi iyileştirme biçimimiz.
  • 7:09 - 7:11
    Şarkımızı söylerken,
  • 7:11 - 7:12
    hikâyemizi anlatırken,
  • 7:12 - 7:14
    sizi anlatmaya davet ederken
  • 7:14 - 7:16
    "Hey, beni dinleyin,
    ben de sizi dinleyeceğim,"
  • 7:16 - 7:19
    bir diyalog kuruyoruz.
  • 7:19 - 7:22
    Siz bunu yaptığınızda iyileşme oluşur,
  • 7:22 - 7:23
    köşelerimizden çıkarız
  • 7:23 - 7:26
    ve birbirimizin ortak insanlığına
    şahitlik etmeye başlarız.
  • 7:26 - 7:28
    Bunu ortaya koymaya başlarız
  • 7:28 - 7:31
    ve bunu yaptığımızda
    çok güzel şeyler olur.
  • 7:31 - 7:33
    Yani, topluluğunuza, ailenize
  • 7:33 - 7:36
    ve arkadaşlarınıza
    yardım etmek istiyorsanız
  • 7:36 - 7:38
    kendinizi ifade etmek zorundasınız
  • 7:38 - 7:41
    ve kendinizi ifade etmek için de
    kendinizi tanımak zorundasınız.
  • 7:42 - 7:43
    Aslında bu çok kolay bir şey.
  • 7:44 - 7:46
    Sadece sevdiğiniz şeyi
    takip etmek zorundasınız.
  • 7:46 - 7:48
    Bir yol yok.
  • 7:49 - 7:52
    Siz yürümedikçe bir yol yok
  • 7:52 - 7:54
    ve aptalmış gibi yapmaya
    gönüllü olmak zorundasınız.
  • 7:54 - 7:58
    Okumanız gereken kitabı okumayın,
  • 7:58 - 7:59
    istediğiniz kitabı okuyun.
  • 7:59 - 8:03
    Eskiden sevdiğiniz müzikleri dinlemeyin.
  • 8:03 - 8:05
    Yeni müzikler dinlemeye
    biraz zaman ayırın.
  • 8:05 - 8:09
    Normalde konuşmadığınız birisiyle
    konuşmaya biraz zaman ayırın.
  • 8:09 - 8:10
    Bunu yaparsanız
  • 8:10 - 8:12
    sizi temin ederim kendinizi
    aptal hissedeceksiniz.
  • 8:13 - 8:14
    İşte mesele bu!
  • 8:14 - 8:16
    Aptalmış gibi yapın.
  • 8:38 - 8:41
    (Gitar çalıyor)
  • 8:43 - 8:46
    (Söylüyor) Austin'e gitmek istiyorum,
    evde kalmak istiyorum.
  • 8:46 - 8:50
    Arkadaşlarımızı davet edelim
    ama yine yalnız olalım.
  • 8:50 - 8:51
    Tehlike içinde yaşayalım.
  • 8:51 - 8:53
    Sakin kalalım.
  • 8:53 - 8:57
    Aptal olduğum için herkesin
    bana saygı göstermesini sağlayalım.
Title:
Yaratıcı olmak için kendinize fırsat verin
Speaker:
Ethan Hawke
Description:

Yaşamını şekillendiren anları derinlemesine düşünen aktör Ethan Hawke, cesur sözlerin birbirimizi iyileştirme ve iletişim kurmayı nasıl geliştirdiğini irdeliyor ve kendi arsız yaratıcılığınızı keşfetmeye davet ediyor. Ethan Hawke, siz yürümedikçe ortada yol olmayacak," diyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
09:16

Turkish subtitles

Revisions