Return to Video

Bir şirket (neredeyse) kuralsız nasıl yönetilir

  • 0:01 - 0:03
    Pazartesi ve Perşembe günleri
  • 0:03 - 0:05
    ölmeyi öğreniyorum.
  • 0:05 - 0:07
    Onlara nihai günlerim diyorum.
  • 0:07 - 0:10
    Eşim Fernanda bu ifadeyi sevmiyor;
  • 0:10 - 0:10
    fakat
  • 0:11 - 0:14
    ailemden birçok kişi
    melanom kanserinden öldü.
  • 0:14 - 0:17
    Ebeveynlerimde ve onların
    ebeveynlerinde vardı.
  • 0:17 - 0:20
    Bu yüzden hep bir gün doktorun
    karşısında oturduğumu,
  • 0:21 - 0:23
    onun tahlil sonuçlarıma bakıp bana
  • 0:23 - 0:25
    ''Ricardo, sonuçlar pek iyi gözükmüyor.
  • 0:25 - 0:26
    6 ay ila 1 yıllık ömrün kaldı.''
  • 0:26 - 0:28

    diyeceğini düşünürdüm.
  • 0:28 - 0:30
    Böyle olunca, kalan zamanınızda
  • 0:30 - 0:32
    ne yapacağınızı düşünmeye başlıyorsunuz.
  • 0:32 - 0:34
    ''Çocuklarla daha çok vakit geçireceğim.
  • 0:34 - 0:35
    Şu yerleri gezeceğim.
  • 0:35 - 0:37
    Dağlara çıkıp ineceğim, dolaşacağım
  • 0:37 - 0:41
    ve daha önce vaktim olmasına rağmen
    yapmadığım her şeyi yapacağım.'' dersiniz.
  • 0:43 - 0:43
    Ama tabii
  • 0:43 - 0:47
    hepimizin bildiği gibi, bunlar
    acı tatlı yaşanan anlardır.
  • 0:47 - 0:48
    Yaşaması çok zor.
  • 0:48 - 0:51
    Vaktin büyük bir kısmını
    muhtemelen ağlayarak geçirirsiniz.
  • 0:52 - 0:54
    O yüzden ben başka bir şey
    yapacağım dedim.
  • 0:54 - 0:59
    Her Pazartesi ve Perşembe günü,
    bu nihai günlerimi kullanacağım.
  • 0:59 - 1:01
    O günlerde, kötü haberi alsaydım
  • 1:01 - 1:05
    yapmak isteyeceğim ne varsa
    onları yapacağım.
  • 1:05 - 1:06
    (Kahkahalar)
  • 1:06 - 1:08
    Düşündüğünüzde --
  • 1:08 - 1:11
    (Alkışlar)
  • 1:12 - 1:15
    Çalışmanın tersi nedir diye
    düşündüğünüzde,
  • 1:15 - 1:17
    çoğu zaman keyif yapmak
    olduğunu zannederiz.
  • 1:17 - 1:20
    ''Keyif yapmaya ihtiyacım var''
    gibi şeyler söylersiniz.
  • 1:20 - 1:24
    Fakat aslına bakarsanız keyif
    fazlasıyla yoğun bir uğraştır.
  • 1:24 - 1:25
    Golf ve tenis oynarsınız,
  • 1:25 - 1:27
    insanlarla buluşursunuz,
  • 1:27 - 1:29
    öğle yemeğine gidersiniz,
    sinemaya geç kalırsınız.
  • 1:29 - 1:32
    Çok sıkışık bir şeydir keyif yapmak.
  • 1:32 - 1:34
    Çalışmanın tersi, boşluktur.
  • 1:35 - 1:38
    Ama çok azımız boşluk ile ne
    yapacağını bilir.
  • 1:38 - 1:41
    Hayatımızın genel dağılımına baktığınızda,
  • 1:42 - 1:45
    fark ederiz ki çok paramız olan dönemlerde
  • 1:46 - 1:48
    çok az zamanımız olur.
  • 1:48 - 1:50
    Sonunda zamanımız olduğunda ise,
  • 1:50 - 1:53
    ne paramız, ne de sağlığımız kalmıştır.
  • 1:54 - 1:58
    30 yıl önce biz şirket olarak
    bunu düşünmeye başladık.
  • 1:58 - 2:01
    Bu, binlerce çalışanı olan
    karmaşık bir şirket.
  • 2:01 - 2:02
    Yüz milyonlarca dolarlık
  • 2:02 - 2:06
    roket yakıtı itici sistemleri işi yapan,
  • 2:07 - 2:10

    Brezilya'da 4.000 ATM işleten,
  • 2:10 - 2:14
    binlerce düzine gelir vergisi
    düzenleyen bir şirket.
  • 2:14 - 2:17
    Yani basit bir iş değil.
  • 2:17 - 2:18
    Şirkete baktık ve dedik ki,
  • 2:18 - 2:21
    hadi bu insanlara
    gücü havale edelim.
  • 2:21 - 2:23
    Hadi bu insanlara
  • 2:23 - 2:25
    yatılı okul zihniyetini
  • 2:25 - 2:27
    kaldırdığımız bir şirket verelim;
  • 2:27 - 2:28
    işe bu saatte gelir,
  • 2:28 - 2:29
    bu şekilde giyinirsiniz,
  • 2:29 - 2:31
    bu şekilde toplantıya gider,
  • 2:31 - 2:33
    şunları söyleyip
    bunları söylemezsiniz
  • 2:33 - 2:35
    ve geriye ne kaldı bir bakalım.
  • 2:35 - 2:37
    Buna yaklaşık 30 yıl önce başladık
  • 2:37 - 2:39
    ve tam da bu sorunla uğraşmaya başladık.
  • 2:39 - 2:40
    Dedik ki bakın,
  • 2:41 - 2:42
    emeklilik ve hayatınızın
  • 2:42 - 2:44
    yıllara göre dağılımı sorunu.
  • 2:44 - 2:47
    Dağ tırmanmaya 82 yaşında gideceğinize,
  • 2:47 - 2:49
    neden önümüzdeki hafta yapmıyorsunuz?
  • 2:49 - 2:51
    Şöyle yapacağız:
  • 2:51 - 2:54
    Size Çarşamba günlerinizi, maaşınızın
    yüzde 10'u karşılığında geri satacağız.
  • 2:55 - 2:57
    Şimdi, eğer hep kemancı olmak
    istiyorsaydınız,
  • 2:57 - 2:59
    ki muhtemelen olmayacaktınız,
  • 2:59 - 3:02
    gidin ve bunu Çarşamba günü yapın.
  • 3:02 - 3:03
    Gördük ki --
  • 3:03 - 3:07
    bu programı yaşlılar tercih
    eder diye düşünmüştük.
  • 3:07 - 3:10
    Programa ilk yazılan
    kişilerin yaş ortalaması ise
  • 3:10 - 3:12
    elbette 29 çıktı.
  • 3:12 - 3:14
    Böylece bakmaya başladık.
  • 3:14 - 3:16
    İşleri daha farklı yapmalıyız dedik.
  • 3:16 - 3:18
    Şöyle şeyler söylemeye başladık:
  • 3:18 - 3:20
    Ne zaman geldiğinizi, ne zaman
    gittiğinizi falan
  • 3:20 - 3:21
    niye bilmek isteyelim?
  • 3:21 - 3:23
    Bunu sizden bir şey alabileceğimiz,
  • 3:23 - 3:27
    bir çeşit iş alabileceğimiz şekilde
    sözleşmeye bağlayamaz mıyız?
  • 3:27 - 3:29
    Neden bu merkez binalarını inşa ediyoruz?
  • 3:29 - 3:31
    Bu sağlam, önemli ve büyük
    görünme ile ilgili
  • 3:31 - 3:34
    bir ego sorunu değil mi?
  • 3:34 - 3:37
    Ama sırf bu yüzden mi sizi şehrin
    öteki ucundan buraya sürüklüyoruz?
  • 3:37 - 3:40
    Bu yüzden soruları teker teker
    sormaya başladık.
  • 3:41 - 3:42
    Şöyle söylerdik:
  • 3:42 - 3:44
    Bir: İnsanları nasıl buluruz?
  • 3:44 - 3:47
    Dışarı çıkıp çalışanları işe
    almayı denerdik.
  • 3:47 - 3:49
    Onlara ''Bak, bize geleceğin zaman
  • 3:49 - 3:51
    2-3 mülakattan sonra
  • 3:51 - 3:53
    sonsuza dek bizimle
    evli kalmayacaksın.
  • 3:53 - 3:55
    Hayatımızın geri kalanı böyle olmayacak.
  • 3:55 - 3:55
    O yüzden,
  • 3:56 - 3:58
    gel, mülakatlara gir.
  • 3:58 - 4:01
    Seninle görüşmek isteyen
    kim varsa gelecek.
  • 4:01 - 4:03
    Senin doğru kişi olduğunu
  • 4:03 - 4:06
    küçük maddeleri işaretleyerek
    anlamak yerine,
  • 4:06 - 4:09
    görüşmedeki sezgilerimizin
    neler doğuracağını izleyelim.
  • 4:09 - 4:10
    Ve sonra,
  • 4:10 - 4:11
    geri gel.
  • 4:11 - 4:12
    Bir öğleden sonranı,
  • 4:12 - 4:13
    bir gününü burada geçir.
  • 4:13 - 4:15
    Kiminle konuşmak istiyorsan konuş.
  • 4:15 - 4:18
    Bizim kendi reklamlarımızda yazdığımız
    saçmalıklar yerine,
  • 4:18 - 4:21
    düşündüğün gelinin
    olduğumuzdan emin ol.
  • 4:21 - 4:22
    (Kahkahalar)
  • 4:23 - 4:26
    Yavaş yavaş şu tarz şeyler
    söylediğimiz bir sürece girdik.
  • 4:26 - 4:29
    Şirkette, gelecekteki
    çalışanları tarafından
  • 4:29 - 4:31
    görüşmeye alınmamış ve
    onaylanmamış kimsenin
  • 4:31 - 4:34
    lider olmasını istemiyoruz.
  • 4:34 - 4:39
    Altı ayda bir, herkes anonim şekilde
    bir lider olarak değerlendirilir.
  • 4:40 - 4:43
    Sonuçlar kişinin o konumda devam
    edip etmemesi gerektiğini belirler,
  • 4:43 - 4:46
    ki bu bildiğiniz gibi, çoğunlukla
    duruma bağlıdır.
  • 4:47 - 4:50
    Yani yüzde 70-80 puanları yoksa
  • 4:50 - 4:52
    konumlarını koruyamazlar,
  • 4:52 - 4:57
    ki muhtemelen 10 yıldan fazla
    genel müdür olmamamın sebebi bu.
  • 4:57 - 5:01
    Zamanla başka sorular da
    sormaya başladık.
  • 5:01 - 5:02
    Şöyle şeyler söyledik:
  • 5:02 - 5:05
    Neden insanlar kendi
    maaşlarını belirleyemez?
  • 5:05 - 5:07
    Bunun için ne bilmeleri gerekiyor?
  • 5:07 - 5:09
    Sadece üç şey bilmeniz gerekir:
  • 5:09 - 5:10
    Şirkette çalışan kişiler
  • 5:10 - 5:11
    ne kadar maaş alır,
  • 5:11 - 5:13
    benzer işler için
  • 5:13 - 5:13
    diğer şirketlerde
  • 5:13 - 5:15
    kişiler ne kadar maaş alır
  • 5:15 - 5:17
    ve gücümüzün neye
    yeteceğini anlamak için
  • 5:17 - 5:19
    şirket genel olarak
    ne kadar kazanır?
  • 5:19 - 5:20
    Hadi insanlara bu
    üç parça bilgiyi verelim.
  • 5:20 - 5:22
    Yemekhaneye bir bilgisayar koyduk
  • 5:22 - 5:25
    ve buradan kişiler şu bilgileri
    öğrenebiliyordu;
  • 5:25 - 5:27
    bir kişi ne kadar harcamış,
    ne kadar kazanmış,
  • 5:27 - 5:29
    ne kadar yan ödeme almış,
    şirketi ne kadar kazanmış,
  • 5:29 - 5:32
    kâr marjı neymiş, gibi.
  • 5:32 - 5:35
    Bu, 25 yıl önceydi.
  • 5:35 - 5:37
    İnsanlara bu bilgiler aktıkça,
  • 5:37 - 5:39
    şöyle şeyler demeye başladık;
  • 5:39 - 5:41
    senin harcama raporunu görmek istemiyoruz,
  • 5:41 - 5:44
    kaç gün izin aldığını bilmek istemiyoruz,
  • 5:44 - 5:46
    nereden çalıştığını bilmek istemiyoruz.
  • 5:46 - 5:49
    Bir ara şehrin 14 farklı
    yerinde ofisimiz vardı.
  • 5:49 - 5:51
    Evinize, görüşeceğiniz müşterinize
  • 5:51 - 5:54
    hangisi yakınsa ona gidin derdik.
  • 5:54 - 5:57
    Bize nerede olduğunuzu söylemeyin.
  • 5:57 - 5:58
    Dahası
  • 5:58 - 6:00
    binlerce çalışanımız varken bile,
  • 6:00 - 6:01
    5.000 kişi
  • 6:01 - 6:03
    İnsan Kaynakları birimimizde
  • 6:03 - 6:04
    iki kişi vardı
  • 6:04 - 6:05
    ve şükürler olsun ki
  • 6:05 - 6:07
    biri emekliye ayrıldı.
  • 6:07 - 6:09
    (Kahkahalar)
  • 6:09 - 6:10
    Sorduğumuz soru şuydu:
  • 6:10 - 6:13
    Nasıl insanlarla ilgilenebiliriz?
  • 6:13 - 6:14
    İnsanlar sahip olduğumuz tek kaynak!
  • 6:14 - 6:16
    İnsanların peşinden koşup
  • 6:16 - 6:18
    göz kulak olan bir bölümümüz olamaz.
  • 6:18 - 6:19
    Zamanla
  • 6:19 - 6:21
    yöntemimizin çalıştığını gördükçe,
  • 6:21 - 6:23
    aradığımız şeyin şu olduğunu söyledik --
  • 6:23 - 6:26
    bu sanırım benim nihai günlerde ve
  • 6:26 - 6:28
    şirkette aradığım temel şeydi --
  • 6:28 - 6:31
    Bilgelik için nasıl hazırlanırsınız?
  • 6:31 - 6:33
    Biz devrimler çağından geldik,
  • 6:33 - 6:35
    sanayi devrimi,
  • 6:35 - 6:38
    malumat çağı, bilgi çağı;
  • 6:38 - 6:41
    ama bilgelik devrine daha yakın değiliz.
  • 6:41 - 6:43
    Daha çok bilgelik için
  • 6:43 - 6:44
    nasıl tasarlamalı,
  • 6:44 - 6:45
    nasıl organize etmeliyiz?
  • 6:45 - 6:46
    Mesela, çoğu zaman
  • 6:46 - 6:48
    en akıllıca
  • 6:48 - 6:49
    ve zeki kararlar
  • 6:49 - 6:50
    harikalar yaratmaz.
  • 6:50 - 6:52
    Şöyle şeyler derdik,
  • 6:53 - 6:56
    hadi haftada 57 cihaz satacağın
    konusunda anlaşalım.
  • 6:57 - 6:59
    Eğer Çarşamba'ya kadar satarsan,
  • 6:59 - 7:00
    lütfen kumsala git.
  • 7:00 - 7:02
    Bize sorun çıkarma.
  • 7:02 - 7:03
    Bize, üretime, uygulamaya.
  • 7:03 - 7:05
    Sonra yeni şirketleri,
  • 7:05 - 7:06
    rakiplerimizi almak zorunda kalacağız.
  • 7:06 - 7:08
    Sırf çok fazla cihaz sattın diye
  • 7:08 - 7:09
    bir sürü iş çıkacak.
  • 7:09 - 7:11
    Bu yüzden kumsala git
  • 7:11 - 7:12
    ve Pazartesi yeniden başla.
  • 7:12 - 7:15
    (Kahkahalar) (Alkışlar)
  • 7:16 - 7:18
    Yani süreç bilgeliği arıyor.
  • 7:18 - 7:20
    Süreçte tabii ki,
  • 7:20 - 7:22
    herkesin her şeyi bilmesini istedik
  • 7:22 - 7:24
    ve tam anlamıyla demokratik
  • 7:24 - 7:25
    şekilde işleri yürütmek istedik.
  • 7:26 - 7:28
    Yönetim kurulumuzun iki koltuğu,
  • 7:28 - 7:30
    tüm üye oy hakları ile
  • 7:30 - 7:33
    ilk gelen iki kişi için boş bırakıldı.
    (Kahkahalar)
  • 7:35 - 7:38
    Böylece, çok önemli birçok takım elbiseli
    ve kravatlı kişinin de
  • 7:38 - 7:42
    bulunduğu yönetim kurulumuzda temizlik
    görevlisi bayanlar oy kullandı.
  • 7:43 - 7:46
    Gerçek şu ki bizim dürüst
    kalmamızı sağladılar.
  • 7:46 - 7:50
    Bu süreçte bize gelen
    kişilere bakmaya başlayınca,
  • 7:51 - 7:53
    bir saniye bekle dedik,
    insanlar bize gelip şöyle dediler:
  • 7:53 - 7:54
    ''Nereye oturmalıyım?''
  • 7:54 - 7:56
    ''Nasıl çalışmalıyım?''
  • 7:56 - 7:58
    ''Beş yıl sonra nerede olacağım?''
  • 7:58 - 7:59
    Onlara baktık ve dedik ki,
  • 7:59 - 8:01
    ''Çok daha erken başlamalıyız.''
  • 8:01 - 8:02
    Nereden başlamalıyız?
  • 8:02 - 8:05
    Dedik ki ''Ana okulu başlamak
    için iyi bir yer gibi''.
  • 8:05 - 8:07
    Böylece bir vakıf kurduk.
    Bu vakfın 11 yıldır
  • 8:07 - 8:12
    üç okulu var, burada aynı
    soruları sormaya başladık;
  • 8:12 - 8:14
    bilgelik için okulu
    nasıl yeniden tasarlarsın?
  • 8:15 - 8:17
    Öğretmenleri daha dönüşümlü kullanmalı,
  • 8:17 - 8:18
    yöneticiler daha çok şey yapmalı,
  • 8:18 - 8:20
    demek bir yöntem.
  • 8:20 - 8:21
    Ama gerçek şu ki
  • 8:22 - 8:25
    şu an eğitim ile yaptıklarımız
    tamamen çağ dışı.
  • 8:25 - 8:28
    Öğretmenlerin rolü tamamen çağ dışı.
  • 8:28 - 8:30
    Matematik dersinden
    biyolojiye,
  • 8:30 - 8:32
    biyolojiden 14. yüzyıl
    Fransa'sına gitmek
  • 8:32 - 8:34
    çok aptalca.
  • 8:34 - 8:36
    (Alkışlar)
  • 8:38 - 8:40
    Nasıl olmalı diye düşünmeye başladık.
  • 8:41 - 8:43
    İnsanları bir araya getirmeye başladık.
  • 8:43 - 8:44
    Bunlara, eğitimi seven kişileri,
  • 8:44 - 8:45
    Paulo Freire gibi,
  • 8:45 - 8:47
    Brezilya'da Eğitim Bakanlığı
    yapmış iki kişi
  • 8:47 - 8:49
    dâhildi
  • 8:49 - 8:50
    ve şöyle dedik:
  • 8:50 - 8:52
    Bir okulu sıfırdan tasarlasaydık
  • 8:52 - 8:53
    neye benzerdi?
  • 8:54 - 8:57
    Böylece Lumiar isimli okulu kurduk
  • 8:58 - 8:59
    ve Lumiar,
  • 8:59 - 9:00
    ki bir tanesi devlet okuludur,
  • 9:01 - 9:02
    Lumiar şöyle der:
  • 9:02 - 9:03
    Hadi öğretmen dediğimiz rolü
  • 9:04 - 9:05
    ikiye bölelim.
  • 9:06 - 9:08
    Birine ''özel öğretmen'' diyeceğiz.
  • 9:08 - 9:11
    Eski Yunan ''paideia'' kavramındaki
    özel öğretmen:
  • 9:11 - 9:13
    Çocuğa göz kulak olsun.
  • 9:13 - 9:15
    Evinde neler oluyor,
  • 9:15 - 9:17
    şu an hayatında nerede gibi;
  • 9:17 - 9:18
    ama lütfen öğretme.
  • 9:18 - 9:20
    Çünkü Google'a kıyasla
  • 9:20 - 9:22
    ne kadar az bildiğini
    bilmek istemiyoruz.
  • 9:22 - 9:23
    Bunu kendine sakla.
  • 9:23 - 9:24
    (Kahkahalar)
  • 9:25 - 9:28
    Şimdi iki özelliğe
    sahip kişileri getireceğiz:
  • 9:28 - 9:30
    Tutku ve uzmanlık.
  • 9:30 - 9:32
    Kendi mesleklerinde
    olabilir de, olmayabilir de.
  • 9:32 - 9:34
    Emekli vatandaşları kullanıyoruz,
  • 9:34 - 9:39
    toplumun yüzde 25'ini oluşturup, kimsenin
    artık istemediği bilgiye sahip olanlar.
  • 9:39 - 9:41
    Onları okula getirip
  • 9:41 - 9:42
    diyoruz ki,
  • 9:42 - 9:45
    bu çocuklara gerçekten
    neye inanıyorsanız onu öğretin.
  • 9:45 - 9:48
    Bu şekilde matematik öğreten
    kemancılarımız var.
  • 9:48 - 9:50
    Birçok farklı şeyimiz var, diyoruz ki
  • 9:51 - 9:53
    ders materyallerini artık düşünmeyin.
  • 9:53 - 9:56
    2'den 17'ye giden
  • 9:56 - 9:58
    yaklaşık on büyük alanımız var.
  • 9:58 - 10:00
    Şöyle şeyler,
  • 10:00 - 10:02
    ''İnsan olarak kendimizi nasıl ölçeriz?''
  • 10:03 - 10:05
    Matematik, fizik ve diğer
    her şeyin de yeri var elbet.
  • 10:07 - 10:09
    ''Kendimizi nasıl ifade ederiz?''
  • 10:09 - 10:11
    Müzik ve edebiyat için de yer var,
  • 10:11 - 10:12
    dilbilgisi için de.
  • 10:12 - 10:15
    Sonra herkesin unuttuğu konular var,
  • 10:15 - 10:17
    belki de hayatta en önemli olan konular.
  • 10:17 - 10:19
    Hayatta en önemli olan şeyler hakkında
  • 10:19 - 10:21
    hiçbir şey bilmiyoruz.
  • 10:21 - 10:23
    Sevgi hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
  • 10:23 - 10:25
    Ölüm hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
  • 10:25 - 10:28
    Neden burada olduğumuza dair
    hiçbir şey bilmiyoruz.
  • 10:28 - 10:30
    Okulda bilmediğimiz her şey hakkında
  • 10:30 - 10:33
    konuşabilecek alanlara ihtiyacımız var.
  • 10:33 - 10:35
    Bu yaptıklarımızın büyük bir
    kısmını oluşturuyor.
  • 10:35 - 10:39
    (Alkışlar)
  • 10:40 - 10:43
    Yıllar içerisinde başka
    şeylere de girmeye başladık.
  • 10:43 - 10:44
    Dedik ki,
  • 10:44 - 10:46
    neden çocukları azarlayarak
  • 10:46 - 10:48
    onlara otur, buraya gel, onu yap,
    bunu yap demek zorundayız?
  • 10:49 - 10:51
    Hadi çocuklara,
    daire dediğimiz şeyi yaptıralım.
  • 10:51 - 10:53
    Daire haftada bir toplanıyor.
  • 10:53 - 10:55
    Çocuklara "Kuralları siz
    birlikte koyun
  • 10:55 - 10:58
    ve kurallarla ne yapacağınıza
    siz karar verin" dedik.
  • 10:58 - 11:00
    Birbirinizin kafasına mı
    vurmak istiyorsunuz?
  • 11:00 - 11:01
    Tamam, bir hafta deneyin.
  • 11:02 - 11:03
    Buldukları kurallar
  • 11:03 - 11:05
    bizdeki kurallar ile aynıydı;
  • 11:05 - 11:06
    ama bu kurallar onlarındı.
  • 11:07 - 11:08
    Böylece güç onlardaydı.
  • 11:09 - 11:10
    Yani onlar bir çocuğu
  • 11:10 - 11:12
    okuldan uzaklaştırma veya atma
  • 11:12 - 11:14
    yetkisine sahipler ve kullanıyorlar.
  • 11:14 - 11:17
    Yani okulculuk oynamıyorsunuz.
  • 11:18 - 11:19
    Gerçekten de karar veriyorlar.
  • 11:20 - 11:22
    Aynı şekilde
  • 11:23 - 11:24
    sayısal bir mozaik tutuyoruz.
  • 11:24 - 11:27
    Çünkü bu, yapılandırıcı
    veya Montessori veya
  • 11:27 - 11:29
    herhangi başka eğitim sistemi değil,
  • 11:29 - 11:31
    içinde Brezilya müfredatını tuttuğumuz
  • 11:32 - 11:35
    ve çocuklar 17 olmadan onları
  • 11:35 - 11:37
    maruz bırakmak istediğimiz 600
    parçalı bir mozaik.
  • 11:38 - 11:39
    Bu mozaiği sürekli takip ediyoruz
  • 11:39 - 11:41
    ve çocukların durumunu
    biliyoruz.
  • 11:41 - 11:42
    Diyoruz ki:
  • 11:42 - 11:44
    ''Bu konu şimdi ilgini çekmedi.
    Hadi bir yıl bekleyelim.''
  • 11:44 - 11:46
    Çocuklar gruplar hâlinde,
  • 11:46 - 11:49
    ama yaşlarına göre
    sınıflandırılmıyorlar.
  • 11:49 - 11:51
    Yani konusuna hazır
    6 yaşında bir çocuk
  • 11:51 - 11:53
    11 yaşında bir çocuk ile birlikte.
  • 11:53 - 11:55
    Bu da okullarda gördüğümüz çeteleşme
  • 11:55 - 11:58
    ve kutuplaşma gibi sorunları
    çoğunlukla ortadan kaldırıyor.
  • 11:59 - 12:01
    0-100 arası notlandırılıyorlar.
  • 12:01 - 12:03
    Notlandırma kendileri tarafından,
  • 12:03 - 12:04
    bir uygulama aracılığı ile
  • 12:04 - 12:05
    birkaç saatte bir gerçekleştiriliyor.
  • 12:05 - 12:07
    Bu süreç onların bir konuda bilmelerini
  • 12:07 - 12:09
    istediğimizin yüzde 37'sine
    ulaştıklarından
  • 12:09 - 12:11
    emin olana kadar devam ediyor.
  • 12:11 - 12:12
    Böylece onları yeteri kadar
  • 12:12 - 12:15
    bilerek hayata gönderebiliyoruz.
  • 12:16 - 12:17
    Ders konuları ise,
  • 12:17 - 12:19
    ''Dünya Futbol Kupası''
  • 12:19 - 12:20
    veya ''Nasıl Bisiklet Yaparız''.
  • 12:20 - 12:22
    Öğrenciler 45 günlük
  • 12:22 - 12:24
    ''Nasıl Bisiklet Yaparız'' dersine
    kayıt oluyorlar.
  • 12:25 - 12:28
    Hadi pi'nin 3,1416 olduğunu
    bilmeden bisiklet yapmaya çalışın.
  • 12:29 - 12:30
    Yapamazsınız.
  • 12:31 - 12:32
    Hadi herhangi biriniz
  • 12:32 - 12:34
    3,1416'yı bir şey için
    kullanmayı deneyin.
  • 12:35 - 12:37
    Daha fazla bilmiyorsunuz.
  • 12:37 - 12:38
    Yani bu kayıp
  • 12:38 - 12:40
    ve bizim okulda yapmaya
    çalıştığımız da bu:
  • 12:40 - 12:41
    Okulda bilgelik arıyoruz.
  • 12:42 - 12:45
    Bu da bizi hayatımızın dağılımını
    gösteren grafiğe geri getiriyor.
  • 12:47 - 12:49
    Düşündüğümde, ben bayağı para kazandım.
  • 12:51 - 12:51
    Düşünüp
  • 12:51 - 12:54
    ''artık geri verme
    zamanı'' dediğinizde --
  • 12:54 - 12:55
    yani, eğer geri veriyorsan,
  • 12:55 - 12:57
    fazla almışsındır.
  • 12:57 - 13:01
    (Kahkahalar) (Alkışlar)
  • 13:06 - 13:09
    Hep Warren Buffet'ın bir sabah uyanıp,
    sandığından 30 milyar dolar
  • 13:09 - 13:11
    fazlasına sahip olduğunu
    fark ettiğini düşünüyorum.
  • 13:11 - 13:12
    Bakıyor ve şöyle diyor,
  • 13:12 - 13:13
    ''Bununla ne yapacağım ki?''
  • 13:13 - 13:16
    ''Bunu gerçekten ihtiyacı olan
    birine vereyim.''
  • 13:16 - 13:17
    ''Bill Gates'e vereyim.''
  • 13:17 - 13:19
    (Kahkahalar)
  • 13:20 - 13:22
    Benim adamım da,
  • 13:22 - 13:24
    kendisi New York'taki
    finans danışmanım,
  • 13:24 - 13:25
    bana diyor ki,
  • 13:25 - 13:26
    ''Aptal bir adamsın,
  • 13:26 - 13:29
    çünkü eğer hayatın boyunca
    paylaşmak yerine,
  • 13:29 - 13:30
    paradan para kazansaydın
  • 13:30 - 13:32
    bugün sahip olduğunun 4,1 katı daha
    fazla paran olurdu.
  • 13:32 - 13:35
    Ama ben hayat devam ederken
    paylaşmayı daha çok seviyorum.
  • 13:35 - 13:37
    (Alkışlar)
  • 13:38 - 13:42
    Bir süre MIT'de MBA programında
    ders verdim.
  • 13:42 - 13:44
    O dönem bir gün Mount Auburn
    mezarlığına rastladım.
  • 13:44 - 13:46
    Cambridge'de çok güzel bir mezarlık.
  • 13:46 - 13:49
    Etrafında yürüyordum. Doğum günümdü
    ve düşünüyordum.
  • 13:50 - 13:52
    Etrafından ilk geçişimde, mezar
    taşlarını gördüm.
  • 13:52 - 13:54
    Büyük şeyler yapmış güzel
    insanların mezarları
  • 13:55 - 13:56
    ve düşündüm:
  • 13:56 - 13:58
    Ben neyle hatırlanmak istiyorum?
  • 13:59 - 14:00
    Mezarlığı tekrar turladım.
  • 14:00 - 14:02
    İkinci turda aklıma başka
    bir soru geldi,
  • 14:03 - 14:05
    ki bu soru bana daha iyi geldi:
  • 14:05 - 14:07
    Neden hatırlanmak istiyorum ki?
  • 14:08 - 14:09
    (Kahkahalar)
  • 14:10 - 14:12
    Bence bu soru beni
    başka yerlere götürdü.
  • 14:13 - 14:17
    50 yaşımdayken, eşim Fernanda ve ben
    bir öğleden sonra boyunca oturduk,
  • 14:17 - 14:19
    büyük bir ateş yaktık
  • 14:19 - 14:23
    ve ben bu ateşin içine o zamana
    kadar yaptığım her şeyi attım.
  • 14:23 - 14:25
    38 dile çevrilmiş şu kitap,
  • 14:25 - 14:27
    yüzlerce ve yüzlerce yazılmış makale,
  • 14:27 - 14:27
    DVD'ler,
  • 14:28 - 14:29
    olan her şeyi.
  • 14:29 - 14:30
    Bu iki şeyi sağladı.
  • 14:30 - 14:31
    Birincisi,
  • 14:31 - 14:35
    beş çocuğumuzu adımlarımızı, gölgemizi
    takip etmekten özgürleştirdi.
  • 14:35 - 14:37
    Benim ne işle uğraştığımı bilmiyorlar.
  • 14:38 - 14:38
    (Kahkahalar)
  • 14:38 - 14:40
    Bu da iyi bir şey.
  • 14:40 - 14:42
    Onları bir yere götürüp, onlara
  • 14:42 - 14:44
    "Bir gün, bunların hepsi sizin
    olacak" demeyeceğim.
  • 14:44 - 14:45
    (Kahkahalar)
  • 14:46 - 14:47
    Beş çocuk hiçbir şey bilmiyor
  • 14:47 - 14:48
    ve bu iyi.
  • 14:49 - 14:50
    İkincisi ise,
  • 14:51 - 14:55
    kendimi geçmişin başarılarının
    çapasından kurtardım.
  • 14:56 - 14:59
    Nihai günlerimin bir kısmında,
    her seferinde yeniden
  • 14:59 - 15:01
    başlamakta ve sıfırdan
    karar almakta özgürüm.
  • 15:02 - 15:04
    Bazı kişiler şöyle diyebilir:
  • 15:04 - 15:06
    "Tabii şimdi senin
    zamanın, nihai günlerin var,
  • 15:06 - 15:08
    çıkıp her şeyi yapıyorsundur."
  • 15:08 - 15:08
    Hayır,
  • 15:09 - 15:10
    kumsallara gittik,
  • 15:10 - 15:12
    Samoa, Maldivler ve
    Mozambik'e gittik.
  • 15:13 - 15:14
    Yani bunlar yapıldı.
  • 15:14 - 15:16
    Himalayalar'da dağa tırmandım.
  • 15:16 - 15:20
    Çekiç köpek balıklarını görmek için
    60 metre derinliğe indim.
  • 15:20 - 15:24
    Çad'dan Timbuktu'ya deve
    üstünde 59 gün geçirdim.
  • 15:25 - 15:28
    Manyetik Kuzey Kutbu'na, köpek
    kızakları üstünde gittim.
  • 15:29 - 15:31
    Yani biraz meşgulduk.
  • 15:33 - 15:34
    Buna da,
  • 15:34 - 15:36
    benim boşalan "ölmeden
    yapacaklarım" listem diyorum.
  • 15:39 - 15:41
    (Kahkahalar)
    Bu mantık ile
  • 15:41 - 15:43
    o günlere bakıyorum ve
    düşünüyorum ki
  • 15:43 - 15:44
    ben emekli değilim.
  • 15:44 - 15:46
    Ben kesinlikle kendimi
    emekli hissetmiyorum.
  • 15:46 - 15:48
    Yeni bir kitap yazıyorum.
  • 15:48 - 15:50
    Son iki senede
  • 15:50 - 15:51
    üç yeni şirket kurduk.
  • 15:51 - 15:57
    Şimdi bu okul sistemini ücretsiz
    olarak dünyaya yaymak için çalışıyorum
  • 15:57 - 16:00
    ve fark ettim ki çok ilginçtir,
    kimse bunu bedavaya istemiyor.
  • 16:00 - 16:04
    10 yıldır kamu sisteminin, bizim
    devlet okulumuz gibi
  • 16:04 - 16:07
    bu yeni okul mantığını
    devralması için uğraşıyorum.
  • 16:07 - 16:09
    Bizim devlet okulumuz,
  • 16:09 - 16:12
    sıralama notlarında
    100 üzerinden 43 yerine
  • 16:12 - 16:15
    100 üzerinden 91 alıyor.
  • 16:16 - 16:18
    Ama ücretsiz olunca kimse istemiyor.
  • 16:18 - 16:21
    Yani belki parayla vermeye
    başlarsak bir yerlere varabiliriz.
  • 16:22 - 16:25
    Ama bu yapıyı yaygınlaştırmak
    yapmak istediklerimizden sadece biri.
  • 16:25 - 16:28
    Bence bu durumun bizden
    hepinize bıraktığı mesaj,
  • 16:28 - 16:30
    sanırım şöyle bir şey:
  • 16:30 - 16:33
    Hepimiz Pazar akşamı nasıl evden
  • 16:33 - 16:35
    e-postalar gönderileceğini ve evden
    çalışılacağını öğrendik.
  • 16:35 - 16:38
    Ama çok azımız Pazartesi öğleden sonraları
  • 16:38 - 16:39
    sinemaya gidebilmeyi öğrendi.
  • 16:41 - 16:42
    Eğer bilgelik arıyorsak,
  • 16:42 - 16:44
    bunu da nasıl yapacağımızı
    öğrenmemiz gerekiyor.
  • 16:45 - 16:48
    Yani bunca yıldır yaptıklarımız
    aslında çok basit,
  • 16:48 - 16:50
    ufak bir araç kullanıyoruz:
  • 16:50 - 16:52
    Üç kere arka arkaya neden sorusunu sormak.
  • 16:52 - 16:54
    Çünkü ilk neden için her zaman
    iyi bir cevabın olur.
  • 16:54 - 16:56
    İkinci neden, biraz daha zorlaşır.
  • 16:56 - 16:57
    Üçüncüsüne geldiğinde,
  • 16:57 - 17:00
    yaptığın şeyi gerçekten neden
    yaptığını bilmezsin.
  • 17:00 - 17:02
    Sonuç olarak sizi
  • 17:02 - 17:04
    bırakmak istediğim tohum ve düşünce,
  • 17:05 - 17:07
    eğer bunu yaparsanız,
  • 17:07 - 17:09
    "ne için" sorusuna gelecek misiniz?
  • 17:09 - 17:11
    Bunu ne için yapıyorum?
  • 17:11 - 17:13
    Umarım bunun sonucu olarak
  • 17:13 - 17:14
    ve zamanla, umarım bununla,
  • 17:15 - 17:17
    bu benim sizin için dilediğim şey
  • 17:18 - 17:19
    daha bilge bir geleceğiniz olur.
  • 17:19 - 17:21
    Çok teşekkürler.
  • 17:21 - 17:25
    (Alkışlar)
  • 17:30 - 17:31
    (Bu inanılmaz)
  • 17:34 - 17:36
    Chris Anderson: Ricardo, görünen o ki
  • 17:38 - 17:39
    biraz çılgınsın.
  • 17:39 - 17:40
    (Kahkahalar)
  • 17:40 - 17:43
    Çoğu kişi için bu çılgın görünüyor.
  • 17:44 - 17:47
    Ama bununla birlikte
    derinlemesine bilgece.
  • 17:48 - 17:50
    Birleştirmeye çalıştığım parçalar şunlar:
  • 17:50 - 17:52
    Fikirlerin çok radikal.
  • 17:52 - 17:53
    Nasıl oluyor da,
  • 17:54 - 17:55
    iş yerinde mesela,
  • 17:56 - 17:57
    bu fikirler bir süredir var.
  • 17:59 - 18:01
    Bu fikirlerini uygulayanların sayısı
  • 18:01 - 18:03
    muhtemelen hâlen düşük değil mi?
  • 18:05 - 18:07
    Hiç büyük bir şirketin bu
    fikirlerinden birini uyguladığı
  • 18:07 - 18:09
    ve senin de "Evet!" dediğin oldu mu?
  • 18:10 - 18:12
    Ricardo Semler: Oluyor.
    İki hafta önce oldu,
  • 18:13 - 18:15
    Richard Branson ve adamları
    "Artık tatillerinizi
  • 18:15 - 18:17
    kontrol etmek istemiyoruz" dediler.
  • 18:17 - 18:19
    Netflix biraz şunu bunu uyguluyor;
  • 18:19 - 18:21
    ama çok önemli olduğunu düşünmüyorum.
  • 18:22 - 18:23
    Ben bunun belki biraz misyonerin hevesi
  • 18:23 - 18:25
    gibi olduğunu görmek istiyorum;
  • 18:26 - 18:27
    ama bu çok kişisel bir istek.
  • 18:27 - 18:31
    Gerçek şu ki biraz kontrolü
    kaybetmek inanç gerektiriyor
  • 18:32 - 18:34
    ve kontrole sahip neredeyse kimse
    buna inanmaya hazır değil.
  • 18:35 - 18:37
    Bunun çocuklardan ve şirketleri
    farklı şekilde kuran
  • 18:37 - 18:39
    diğer kişilerden gelmesi gerekecek.
  • 18:39 - 18:41
    CA: Yani kilit nokta bu.
  • 18:41 - 18:43
    Senin bakış açından, kanıt orada,
  • 18:43 - 18:44
    şirketler açısından bu çalışıyor,
  • 18:44 - 18:47
    ama insanların yalnızca cesaretleri yok.
  • 18:48 - 18:49
    RS: Niyetleri dahi yok.
  • 18:49 - 18:52
    Şirketi 90-günlük emirlerle yönetiyorsun.
  • 18:53 - 18:54
    Çeyrek dönem raporu var.
  • 18:54 - 18:56
    90 günde iyi değilsen, dışarıdasın.
  • 18:56 - 18:58
    Sonra bu kişilere diyorsun ki,
  • 18:58 - 19:02
    "Harika bir program var,
    bir nesilden daha kısa bir sürede..."
  • 19:02 - 19:03
    Ve adam "Çık buradan dışarı" diyor.
  • 19:03 - 19:04
    Yani sorun bu.
  • 19:04 - 19:07
    (Kahkahalar)
  • 19:09 - 19:13
    CA: Eğitim ile yapmaya çalıştığınız şey
    bana inanılmaz derecede derin geliyor.
  • 19:14 - 19:17
    Herkes kendi ülkesinin eğitim
    sisteminden şikayetçi.
  • 19:17 - 19:20
    Kimse Google ve bu kadar teknolojik
    çeşidin olduğu bir
  • 19:20 - 19:22
    dünyaya henüz yetiştiğini düşünmüyor.
  • 19:23 - 19:24
    Diğer yandan sizin bu sistemden
  • 19:24 - 19:27
    geçen çocukların performanslarında çarpıcı
  • 19:27 - 19:29
    artışları olduğuna ilişkin
    gerçek kanıtlarınız var.
  • 19:30 - 19:32
    Bu fikirleri ilerletmeniz için
    biz ne yapabiliriz?
  • 19:32 - 19:36
    RS: Bence bu "zamanı gelen
    fikirler" sorunu
  • 19:36 - 19:40
    ve bu konularda hiç bir zaman
    çok istekli olmadım.
  • 19:40 - 19:41
    Dışarıya koyuyoruz.
  • 19:41 - 19:43
    Sonra bir bakıyorsun birileri var --
  • 19:43 - 19:46
    mesela Japonya'da bir grup var, ki
    beni fazlasıyla korkutuyor.
  • 19:46 - 19:49
    Kendilerine Semlerist'ler diyorlar ve 120
    tane şirketleri var.
  • 19:50 - 19:52
    Beni çağırdılar ve hep gitmeye korktum.
  • 19:54 - 19:55
    Hollanda'da bir grup var,
  • 19:55 - 19:57
    600 Hollandalı küçük şirket.
  • 19:59 - 20:01
    Bu kendi kendine büyüyecek bir şey.
  • 20:01 - 20:04
    Bir kısmı hatalı gidecek
    ve bu önemli değil.
  • 20:04 - 20:05
    Kendi yerini bulacak.
  • 20:06 - 20:08
    Benim korktuğum şey diğeri, şöyle diyor,
  • 20:08 - 20:10
    "Bu o kadar güzel ki yapmalısınız.
  • 20:10 - 20:13
    Hadi bir sistem geliştirelim,
    bir sürü para yatıralım
  • 20:13 - 20:15
    ve insanlar bunu ne olursa olsun yapsın."
  • 20:16 - 20:18
    CA: Tüm hayatın boyunca
    sıra dışı sorular sordun.
  • 20:18 - 20:21
    Bana öyle geliyor ki bunların bir
    çoğunu körükleyen onlar oldu.
  • 20:21 - 20:26
    Daha başka soruların var mı, bize,
    TED'e, buradaki gruba?
  • 20:28 - 20:32
    RS: Dönüp dolaşıp hep aynı sorunun
    farklı türlerine geliyorum,
  • 20:32 - 20:35
    bu soruyu oğlum bana
    üç yaşındayken sormuştu.
  • 20:35 - 20:37
    Jakuzide oturuyorduk ve dedi ki,
  • 20:37 - 20:39
    "Baba, biz neden varız?"
  • 20:39 - 20:40
    Başka bir soru yok.
  • 20:40 - 20:42
    Kimsenin başka sorusu yok.
  • 20:42 - 20:46
    Hepimizde, üç yaşımızdan itibaren,
    bu sorunun değişik şekilleri var.
  • 20:47 - 20:52
    Bir şirkette, bürokraside,
    bir kurumda zaman harcadığınızda,
  • 20:52 - 20:54
    diyorsunuz ki "Tanrım..." --
  • 20:54 - 20:55
    kaç kişinin ölüm döşeğinde
  • 20:55 - 20:57
    "Ah keşke ofiste biraz daha
  • 20:57 - 20:59
    zaman geçirseydim."
    dediğini duydunuz.
  • 20:59 - 21:03
    Yani asıl konu, cesaretimizin
    şimdi olması,
  • 21:04 - 21:05
    bir haftaya değil, iki ay sonra değil,
  • 21:05 - 21:08
    bir şeyinizin olduğunu
    öğrendiğinizde değil --
  • 21:08 - 21:10
    "Hayır, bunu ne için yapıyorum?"
    demek için.
  • 21:10 - 21:11
    Her şeyi durdurup,
  • 21:11 - 21:13
    "Hadi başka bir şey yapayım." diyebilmek
  • 21:13 - 21:14
    ve sonunda iyi olacak.
  • 21:14 - 21:17
    Şu an yapmakta olduğunuzdan
    çok daha iyi olacak,
  • 21:17 - 21:18
    eğer bir süreçte tıkandıysanız.
  • 21:19 - 21:22
    CA: Bana öyle geldi ki TED'in
    sondan bir önceki
  • 21:22 - 21:24
    gününü tamamlamak için bu
    derin ve çok güzel bir yol.
  • 21:24 - 21:26
    Ricardo Semler, çok teşekkürler.
  • 21:26 - 21:27
    RS: Çok teşekkür ederim.
  • 21:27 - 21:29
    (Alkışlar)
Title:
Bir şirket (neredeyse) kuralsız nasıl yönetilir
Speaker:
Ricardo Semler
Description:

Ya işiniz hayatınızı yönetmeseydi? Brezilyalı CEO Ricardo Semler, kurumsal demokrasinin sıra dışı bir türünü uygulayarak, yönetim kurulu toplantılarından, çalışanların tatil günlerini bildirme sürecine (bildirmek zorunda değiller) kadar her şeyi yeniden düşünüyor. Bu vizyon, çalışanların bilgeliklerini ödüllendiriyor, iş-yaşam dengesini destekliyor ve hayat ile iş gerçekte nedir sorusunu derinlemesine aydınlatıyor. İlave soru: Ya okullar da böyle olsaydı?

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
21:42

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions