Return to Video

Kuzey Kore'den kaçtıktan sonra özgürlük hakkında ne öğrendim

  • 0:02 - 0:07
    1993'te Kuzey Kore'nin kuzey kesiminde
  • 0:07 - 0:09
    Çin sınırındaki
  • 0:09 - 0:12
    Hyesan adlı bir kasabada doğdum.
  • 0:13 - 0:15
    Sevgi dolu ebeveynlerim
  • 0:16 - 0:18
    ve bir ablam vardı.
  • 0:19 - 0:22
    Ben daha 10 yaşında bile değilken
  • 0:23 - 0:25
    babam yasa dışı ticaret yapmaktan
  • 0:25 - 0:28
    çalışma kampına gönderildi.
  • 0:29 - 0:32
    Yasa dışı ticaret derken
  • 0:34 - 0:40
    terlik, şeker, pirinç ve
    sonrasında bakır satıyordu.
  • 0:40 - 0:41
    Bizi beslemek için.
  • 0:43 - 0:50
    2007 yılında kardeşim ve ben
    kaçmaya karar verdik.
  • 0:50 - 0:53
    O, 16 yaşındaydı
  • 0:53 - 0:55
    ve ben 13 yaşındaydım.
  • 0:57 - 1:02
    ''Kaçmak'' kelimesinin Kuzey Kore
    şartlarında ne anlama geldiğini
  • 1:02 - 1:05
    anlamanızı istiyorum.
  • 1:06 - 1:08
    Hepimiz çok açtık
  • 1:08 - 1:13
    ve açlık Kuzey Kore'de
    ölüm anlamına geliyor.
  • 1:14 - 1:17
    Bu yüzden bizim için tek seçenek buydu.
  • 1:18 - 1:22
    Kaçmak kavramını bile anlamamıştım
  • 1:22 - 1:25
    ama geceleri Çin'den gelen
    ışıkları görebiliyordum
  • 1:26 - 1:31
    ve ışığın olduğu yere gidersem
  • 1:31 - 1:35
    bir kâse pirinç bulabilir miyim
    diye merak ettim.
  • 1:37 - 1:40
    Büyük bir planımız
    veya haritalarımız yoktu.
  • 1:40 - 1:44
    Ne olacağı hakkında
    hiçbir şey bilmiyorduk.
  • 1:45 - 1:48
    Binanızın yandığını hayal edin.
  • 1:49 - 1:51
    Ne yapardınız?
  • 1:51 - 1:53
    Yanmak için orada mı kalırsınız
  • 1:53 - 1:56
    yoksa pencereden atlayıp
  • 1:56 - 1:57
    neler olacağına mı bakarsınız?
  • 1:58 - 1:59
    Biz de bunu yaptık.
  • 1:59 - 2:02
    Evden atladık,
  • 2:02 - 2:04
    yangın yerine.
  • 2:06 - 2:10
    Kuzey Kore hayal edilemez.
  • 2:11 - 2:13
    Benim için çok zor,
  • 2:13 - 2:17
    insanlar orada yaşamanın nasıl
    bir his olduğunu sorduğunda.
  • 2:19 - 2:21
    Dürüst olmak gerekirse,
  • 2:21 - 2:22
    size söylüyorum,
  • 2:22 - 2:24
    hayal bile edemezsiniz.
  • 2:27 - 2:32
    Herhangi bir dildeki
    kelimeler tanımlayamaz
  • 2:32 - 2:34
    çünkü bu tamamen farklı bir gezegen,
  • 2:35 - 2:40
    şu an Mars'taki hayatınızı
    hayal edemediğiniz gibi.
  • 2:41 - 2:47
    Örneğin "aşk" kelimesinin
    tek bir anlamı var;
  • 2:47 - 2:49
    Lider'e olan aşk.
  • 2:52 - 2:56
    Kuzey Kore'de romantik aşk kavramı yok.
  • 2:57 - 3:00
    Eğer kelimeleri bilmiyorsanız
  • 3:00 - 3:04
    bu, kavramı anlamadığınız anlamına gelir
  • 3:06 - 3:12
    ve bu nedenle kavramın bile bir olasılık
    olduğunu anlamazsınız.
  • 3:13 - 3:16
    Başka bir örnek vereyim.
  • 3:17 - 3:19
    Kuzey Kore'de büyürken
  • 3:19 - 3:25
    gerçekten liderimizin
    düşünceleri bile okuyabilen
  • 3:25 - 3:28
    yüce bir tanrı olduğuna inanırdık.
  • 3:28 - 3:32
    Kuzey Kore'de düşünmekten
    bile korkuyordum.
  • 3:34 - 3:36
    Onun, bizim için aç kaldığı
  • 3:36 - 3:38
    ve bizim için yorulmadan
    çalıştığı söylendi
  • 3:38 - 3:41
    ve kalbim onun için kırıktı.
  • 3:42 - 3:45
    Güney Kore'ye kaçtığımda
  • 3:45 - 3:49
    insanlar bana onun aslında
    bir diktatör olduğunu,
  • 3:49 - 3:50
    arabaları,
  • 3:50 - 3:52
    bir sürü tatil yeri
  • 3:52 - 3:55
    ve aşırı lüks bir hayatı olduğunu söyledi.
  • 3:57 - 4:01
    Onun resmine baktığımı
  • 4:01 - 4:08
    ve onun, resimdeki en büyük adam olduğunu
    ilk defa fark ettiğimi hatırlıyorum.
  • 4:08 - 4:10
    (Gülüşmeler)
  • 4:10 - 4:12
    Kafama dank etti.
  • 4:12 - 4:17
    Sonunda aç olmadığını fark ettim.
  • 4:18 - 4:21
    Fakat bunu daha önce göremedim,
  • 4:21 - 4:25
    birisi bana onun kilolu
    olduğunu söyleyene kadar.
  • 4:25 - 4:26
    (Gülüşmeler)
  • 4:26 - 4:29
    Gerçekten, birisi bana onun kilolu
    olduğunu öğretmek zorundaydı.
  • 4:30 - 4:34
    Eğer hiç eleştirel düşünme yapmadıysanız
  • 4:34 - 4:38
    size ne söylendiyse onu görüyorsunuz.
  • 4:40 - 4:43
    İnsanların çok sorduğu diğer soru;
  • 4:43 - 4:47
    "Kuzey Kore'de neden devrim yok?
  • 4:47 - 4:48
    Aptal mıyız?
  • 4:49 - 4:54
    Neden bu 70 yıllık zulme
    bir devrim yok?''
  • 4:56 - 4:57
    Ben de diyorum ki
  • 4:58 - 5:00
    eğer köle olduğunu bilmiyorsan
  • 5:01 - 5:05
    izole edildiğini veya ezilen
    olduğunu bilmiyorsan
  • 5:06 - 5:08
    özgür olmak için nasıl savaşacaksın?
  • 5:11 - 5:14
    İzole olduğunu biliyorsan
  • 5:14 - 5:16
    bu, izole edilmediğin anlamına geliyor.
  • 5:17 - 5:22
    İzolasyonun gerçek tanımı,
    bunu hiç bilmemek
  • 5:22 - 5:27
    ve bu yüzden, Kuzey Kore'deyken
    izole edildiğimi ben hiç bilmedim.
  • 5:28 - 5:31
    Kelimenin tam anlamıyla evrenin
    merkezinde olduğumu sanıyordum.
  • 5:34 - 5:39
    Benim yaymaya değer fikrim:
  • 5:41 - 5:42
    Birçok insan,
  • 5:42 - 5:47
    insanların doğal olarak neyin
    doğru neyin yanlış olduğunu,
  • 5:47 - 5:50
    adalet ile adaletsizlik arasındaki farkı,
  • 5:51 - 5:54
    neyi hak ettiğimizi ve neyi
    hak etmediğimizi bildiğini sanıyor.
  • 5:56 - 5:58
    Onlara ''Saçmalık.'' diyorum.
  • 5:58 - 6:00
    (Gülüşmeler)
  • 6:00 - 6:05
    (Alkışlar)
  • 6:06 - 6:08
    Her şey,
  • 6:09 - 6:11
    öğretilmeli,
  • 6:12 - 6:14
    şefkat da dahil.
  • 6:16 - 6:22
    Şu an sokakta ölmek üzere olan
    birisini görsem
  • 6:22 - 6:25
    o kişiyi kurtarmak için her şeyi yaparım.
  • 6:27 - 6:29
    Fakat Kuzey Kore'deyken
  • 6:30 - 6:34
    sokakta ölmek üzere olan
    ve ölen insanlar gördüm.
  • 6:35 - 6:37
    Hiçbir şey hissetmedim.
  • 6:38 - 6:39
    Psikopat olduğum için değil,
  • 6:40 - 6:44
    merhamet kavramını hiç öğrenmediğim için.
  • 6:45 - 6:50
    "Şefkat" kelimesini
    ve kavramı öğrendikten sonra
  • 6:50 - 6:54
    kalbimde şefkat, empati
    ve sempati hissettim
  • 6:54 - 6:55
    ve şimdi onları hissediyorum.
  • 6:58 - 7:05
    Şimdi Amerika'da özgür
    biri olarak yaşıyorum.
  • 7:05 - 7:06
    (Alkışlar)
  • 7:06 - 7:07
    Teşekkür ederim.
  • 7:07 - 7:11
    (Alkışlar)
  • 7:12 - 7:14
    Son günlerde,
  • 7:14 - 7:18
    özgür ülkenin lideri, Başkan Trump,
  • 7:18 - 7:21
    eski tanrım ile bir araya geldi.
  • 7:23 - 7:25
    İnsan haklarının,
  • 7:25 - 7:31
    ajandalarına ekleyecek kadar
    önemli olmadığına karar verdi
  • 7:31 - 7:33
    ve bunun hakkında konuşmadı.
  • 7:35 - 7:38
    Bu beni korkutuyor.
  • 7:39 - 7:44
    Şu anda bir diktatörün,
  • 7:44 - 7:48
    amcasını idam ettiği için,
  • 7:48 - 7:51
    üvey kardeşini öldürdüğü için,
  • 7:51 - 7:54
    binlerce Kuzey Koreliyi öldürdüğü için
    övülebileceği bir dünyada yaşıyoruz;
  • 7:54 - 7:57
    bunun, övgüye layık olduğu bir dünyada.
  • 7:59 - 8:01
    Bu ayrıca beni düşündürdü;
  • 8:02 - 8:09
    belki de şimdi hepimize özgürlükle
    ilgili yeni bir şey öğretilmeli.
  • 8:13 - 8:16
    Özgürlük kırılgan.
  • 8:17 - 8:20
    Sizi telaşlandırmak istemiyorum ama öyle.
  • 8:21 - 8:26
    Kuzey Kore'yi George Orwell'in
    "1984"ü hâline getirmek
  • 8:26 - 8:31
    sadece üç kuşak sürdü,
  • 8:31 - 8:33
    Sadece üç kuşak sürdü.
  • 8:36 - 8:41
    Şu anda özgür insanlar olarak
  • 8:41 - 8:45
    ezilen, sesi olmayan insanların
  • 8:45 - 8:47
    insan hakları için savaşmazsak
  • 8:48 - 8:51
    biz özgür değilken bizim
    için kim savaşacak?
  • 8:53 - 8:57
    Makineler? Hayvanlar? Bilmiyorum.
  • 9:00 - 9:05
    İklim değişikliğine,
  • 9:05 - 9:08
    hayvan haklarına, cinsiyet eşitliğine,
  • 9:08 - 9:10
    tüm bunlara önem vermemiz harika.
  • 9:10 - 9:13
    Hayvanların haklarını önemsememiz
  • 9:13 - 9:16
    kalbimizin ne kadar güzel
    olduğu anlamına geliyor.
  • 9:16 - 9:20
    Kendileri için konuşamayan
    birini önemsiyoruz.
  • 9:21 - 9:26
    Kuzey Koreliler şu anda
    kendileri için konuşamıyor.
  • 9:27 - 9:31
    21. yüzyılda internetleri yok.
  • 9:31 - 9:33
    Elektriğimiz yok
  • 9:33 - 9:37
    ve şu anda dünyadaki
    en karanlık yer orası.
  • 9:39 - 9:42
    Şimdi o karanlıkta yaşayan
    Kuzey Koreli dostlarıma
  • 9:42 - 9:45
    bir şey söylemek istiyorum.
  • 9:46 - 9:48
    Buna inanmayabilirler
  • 9:48 - 9:53
    fakat onlara alternatif bir yaşamın
    mümkün olduğunu söylemek istiyorum.
  • 9:53 - 9:54
    Özgür olun.
  • 9:56 - 9:59
    Tecrübelerime göre
  • 9:59 - 10:03
    kelimenin tam anlamıyla her şey mümkün.
  • 10:04 - 10:06
    Ben satın alındım,
  • 10:06 - 10:08
    köle olarak satıldım.
  • 10:08 - 10:10
    Fakat şu an buradayım
  • 10:10 - 10:14
    ve bu yüzden mucizelere inanıyorum.
  • 10:15 - 10:19
    Tarihten öğrendiğim tek şey
  • 10:19 - 10:24
    bu dünyada hiçbir şeyin
    sonsuza dek olmadığı.
  • 10:24 - 10:29
    Bu yüzden umutlu olmak için
    her türlü nedenimiz var.
  • 10:29 - 10:31
    Teşekkür ederim.
  • 10:31 - 10:35
    (Alkışlar)
Title:
Kuzey Kore'den kaçtıktan sonra özgürlük hakkında ne öğrendim
Speaker:
Yeonmi Park
Description:

“Kuzey Kore hayal edilemez” diyor 10 yaşında ülkeden kaçan, insan hakları aktivisti Yeonmi Park. Çocukluğunun yürek burkan hikâyesini paylaşarak özgürlüğün kırılganlığını ve dünyanın en karanlık yerlerinde bile değişimin nasıl sağlanabileceğini gösteriyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
10:48

Turkish subtitles

Revisions