-
Title:
Beynimiz konuşmayı nasıl işler? - Gareth Gaskell
-
Description:
Tam dersi görüntülemek için: https://ed.ted.com/lessons/how-do-our-brains-process-speech-gareth-gaskell
20 yaşındaki biri ortalama 27.000 ile 52.000 arasında farklı kelime bilir. Yüksek sesle söylenen bu kelimelerin çoğu bir saniyeden az sürer. Her kelimede, beyin hızlı bir karar alır: Bu binlerce seçenekten hangisi sinyale uyuyor? Zamanın %98'inde, beyin doğru kelimeyi seçer. Bu nasıl mümkün olabilir? Gareth Gaskell konuşmayı anlamanın karmaşıklıklarını ortaya çıkartıyor.
Ders Gareth Gaskell, animasyon Art Shot tarafından yapılmıştır.
-
Speaker:
Gareth Gaskell
-
20 yaşındaki biri 27.000
ile 52.000 farklı kelime bilir.
-
60 yaşına geldiğinde, bu sayı
35.000 ile 56.000 arasındadır.
-
Yüksek sesle söylenen bu kelimelerin
çoğu bir saniyeden az sürer.
-
Yani her kelimede beyin
hızlı bir karar alır:
-
bu binlerce seçenekten
hangisi sinyale uyuyor?
-
Beyin, %98 oranında doğru kelimeyi seçer.
-
-
Konuşulan kelime tanımanın işaret dilinden
-
daha fazla incelenmesine rağmen
konuşma anlama,
-
okuduğunu anlamadan farklıdır,
ancak işaret dili kavrayışına benzer.
-
Konuşmayı anlama yeteneğimizin anahtarı
-
beynin paralel bir işlemcisi
olarak rol oynar,
-
yani aynı anda birden fazla
farklı şey yapabilir.
-
Çoğu teori, bildiğimiz her kelimenin
sadece bir işi olan
-
ayrı bir işlem birimi tarafından
temsil edildiğini varsayar:
-
söz konusu sözcükle eşleşen yeni
konuşma olasılığını değerlendirmek.
-
Beyin bağlamında, bir kelimeyi temsil eden
¶
-
işlem birimi muhtemelen
beynin korteksindeki
-
bir grup nörondaki bir ateşleme
aktivitesi modelidir.
-
Bir kelimenin başlangıcını duyduğumuzda,
-
bu tür binlerce birim
aktif hale gelebilir,
-
çünkü bir kelimenin başlangıcında
-
birçok olası eşleşme vardır.
-
Daha sonra, kelime ilerledikçe
giderek daha fazla birim
-
bazı hayati bilgilerin eksik olduğunu
ve aktivitesini kaybettiğini gösterir.
-
Kelimenin sonundan çok önce,
-
sadece bir ateşleme kalıbı aktif kalır,
bir kelimeye karşılık gelir.
-
Buna "tanıma noktası" denir.
-
Tek bir kelimeye odaklanma sürecinde,
-
aktif birimler başkalarının
aktivitesini baskılayarak
-
önemli milisaniyeler kazandırır.
-
Çoğu insan saniyede yaklaşık
8 heceyi kavrayabilir.
-
Ancak, amaç sadece kelimeyi
tanımakla kalmayıp
¶
-
aynı zamanda kayıtlı anlamına erişmektir.
-
Beyin, kelimenin tam olarak
tanımlanmasından önce,
-
birçok olası anlama ulaşır.
-
Bunu, "kap-" gibi bir kelime
parçasını duyduktan sonra bile,
-
dinleyenlerin tam kelimenin
ortaya çıkmasından önce
-
kaptan veya kapital gibi
birden fazla olası anlamı kaydetmeye
-
başlayacağını gösteren
çalışmalardan biliyoruz.
-
Bu, her kelimeyi duyduğumuzda aklımızda
¶
-
kısa bir anlam patlaması olduğunu
ve tanıma noktasında
-
beynin bir yoruma ayak
uydurduğunu gösterir.
-
Tanıma süreci, bize rastgele
bir kelime dizisinden ziyade
-
bağlam veren bir cümle ile
daha hızlı hareket eder.
-
Bağlam ayrıca "bat" veya "crane" gibi
birden fazla yorum içeren kelimelerin
-
amaçlanan anlamında
veya "no" ya da "know" gibi
-
sesteş sözcüklerde bizi
yönlendirmeye yardımcı olur.
-
Çok dilli insanlar için dinledikleri dil,
dil içeriğiyle eşleşmeyen
-
potansiyel kelimeleri ortadan kaldırmak
için kullanılan başka bir ipucudur.
-
Peki, bu sisteme tamamen yeni kelimeler
eklemeye ne dersiniz?
¶
-
Yetişkin olarak bile, birkaç günde bir
yeni bir kelimeyle karşılaşabiliriz.
-
Ancak, her kelime birçok nöron
üzerine dağıtılmış ince ayarlanmış
-
bir aktivite modeli olarak
temsil edilirse,
-
yeni kelimelerin eskilerinin üzerine
yazılmasını nasıl önleyebiliriz?
-
Bu problemden kaçınmak için,
-
yeni kelimelerin başlangıçta beynin
hipokampus adı verilen bir bölümünde,
-
korteksteki ana kelime deposundan
çok uzakta saklandığını,
-
böylece nöronları başka kelimelerle
paylaşmadıklarını düşünüyoruz.
-
Ardından, birden fazla gece uykusunda,
¶
-
yeni kelimeler yavaş yavaş aktarılır
ve eskileriyle iç içe geçer.
-
Araştırmacılar, bu kademeli
edinim sürecinin
-
mevcut kelimeleri bozmamaya
yardımcı olduğunu düşünüyor.
-
-
bilinçsiz aktivite, sohbet ederken
anlam patlamaları yaratır.
-
Geceleri dinleniriz, ama beynimiz
yeni bilgiyi kelime ağına
-
entegre etmekle meşgul olur.
-
Uyandığımızda, bu süreç sürekli değişen
-
dil dünyasına hazır olmamızı sağlar.