Return to Video

Arama sonuçlarınızdaki ahlaki önyargı

  • 0:01 - 0:04
    Ne zaman bir okula gidip,
    öğrencilerle konuşsam,
  • 0:04 - 0:06
    onlara hep aynı şeyi sorarım:
  • 0:07 - 0:08
    neden Google-larsınız?
  • 0:09 - 0:12
    Arama motoru olarak tercihiniz
    neden Google'dır?
  • 0:13 - 0:15
    Garip belki ama sürekli
    aynı üç cevap verilir.
  • 0:15 - 0:17
    İlki, “işe yarıyor”,
  • 0:17 - 0:20
    güzel bir cevap,
    benim de Google’ı tercih sebebim.
  • 0:20 - 0:22
    İkincisi, bazıları,
  • 0:22 - 0:25
    “gerçekten alternatifini bilmiyorum.” der.
  • 0:26 - 0:29
    Bu o kadar güzel bir cevap sayılmaz,
    onlara genellikle cevabım
  • 0:29 - 0:31
    "Google’a 'arama motoru'
    yazmayı denersen,
  • 0:31 - 0:33
    birkaç ilginç
    alternatif bulabilirsin.” olur.
  • 0:33 - 0:35
    Sonuncusu ise,
  • 0:35 - 0:39
    kaçınılmaz bir şekilde, bir öğrenci
    parmak kaldırıp
  • 0:39 - 0:45
    “Google'la kesin olarak, hep en iyi ve
    önyargısız arama sonucuna ulaşırım.” der.
  • 0:45 - 0:52
    En iyi ve önyargısız arama sonucuna
    kesin olarak, hep ulaşmak.
  • 0:53 - 0:55
    Bir beşeri bilim insanı olarak,
  • 0:56 - 0:58
    hatta dijital insani bilim insanı olarak,
  • 0:58 - 0:59
    bu durum beni ürpertiyor,
  • 0:59 - 1:04
    bu önyargısız arama sonucuna güvenin,
    Google’a olan ortak sevgimizin ve
  • 1:04 - 1:08
    ve Google'ı takdirimizin
    köşetaşı olmasını anlayabilsem bile.
  • 1:09 - 1:13
    Size bunun felsefi açıdan neden
    neredeyse imkansız olduğunu göstereceğim.
  • 1:13 - 1:16
    Ancak ilkin, her sorgumuzun ardındaki,
    bazen görmeyi unuttuğumuz
  • 1:16 - 1:19
    temel kuralı kısaca açıklamama izin verin.
  • 1:20 - 1:22
    Google’a bir şey yazdığınız zaman,
  • 1:22 - 1:26
    kendinize şunu sorun:
    “kesin bir gerçekliği mi arıyorum?"
  • 1:26 - 1:29
    Fransa’nın başkenti neresidir?
  • 1:30 - 1:32
    Su molekülünün yapıtaşları nelerdir?
  • 1:32 - 1:34
    Harika, hemen Google-layın.
  • 1:34 - 1:37
    Cevapların Londra ve H3O olduğunu
  • 1:37 - 1:39
    ispatlamaya çalışan
    bilim insanları yoktur.
  • 1:39 - 1:42
    Bu tür şeylerde büyük
    komplolara rastlamazsınız.
  • 1:42 - 1:43
    Küresel ölçekli
  • 1:43 - 1:46
    kesin gerçekliklerin cevabı ne ise ,
    hepimiz kabul ederiz.
  • 1:46 - 1:52
    Ancak sorunuzu biraz daha
    karmaşıklaştırırsanız:
  • 1:52 - 1:55
    “Neden İsrail – Filistin
    çatışması var?” gibi,
  • 1:55 - 1:58
    artık kesin kabul görmüş
    bir gerçeklik aramıyorsunuz,
  • 1:58 - 1:59
    bir bilgiyi araştırıyorsunuz,
  • 1:59 - 2:02
    ki bu daha karmaşık
    ve hassas bir şeydir.
  • 2:03 - 2:04
    Bu bilgiye ulaşmak için,
  • 2:04 - 2:07
    masaya 10 veya 20
    veya 100 gerçeklik getirmek,
  • 2:07 - 2:10
    onları kabul etmek ve
    “Bunların hepsi doğru.” demelisiniz.
  • 2:10 - 2:12
    Fakat kim olduğuma göre,
  • 2:12 - 2:14
    genç, yaşlı, siyah,
    beyaz, eşcinsel ya da değil,
  • 2:14 - 2:16
    her birini farklı değerlendireceğim.
  • 2:16 - 2:18
    “Evet bu doğru, ancak
  • 2:18 - 2:20
    diğeri benim için
    daha önemli.” diyeceğim.
  • 2:20 - 2:22
    İşin ilginç tarafı tam burası,
  • 2:22 - 2:24
    çünkü bizi insan yapan şey de bu.
  • 2:24 - 2:27
    Toplumu şekillendirmek için
    tartışmaya başladığımız yer burası.
  • 2:27 - 2:30
    Bir yerlere varmak için
    gerçeklerimizi filtrelememiz gerekir.
  • 2:30 - 2:33
    Arkadaşlar, komşular,
    aileler, çocuklar,
  • 2:33 - 2:35
    iş arkadaşları, gazeteler,
    dergiler yardımıyla.
  • 2:35 - 2:38
    Sonuçta gerçek bilgiye ulaşmak için,
  • 2:38 - 2:42
    bir arama motorunun bunu başarmanızda
    çok az yardımı olabilecektir.
  • 2:43 - 2:50
    Doğru, açık ve tarafsız bilgiyi
    elde etmenin neden
  • 2:50 - 2:53
    bu kadar zor olduğunu
    bir örnekle size göstermek istiyorum.
  • 2:53 - 2:55
    Konu üzerinde düşünmek için.
  • 2:55 - 2:58
    Bazı basit arama sorguları
    yapacağım.
  • 2:58 - 3:03
    "Michelle Obama" ile başlayacağız.
  • 3:03 - 3:04
    ABD'nin first lady’si.
  • 3:04 - 3:06
    Görsellere tıklayacağız.
  • 3:07 - 3:09
    Gördüğünüz üzere oldukça iyi çalışıyor.
  • 3:09 - 3:12
    Neredeyse mükemmel bir arama sonucu.
  • 3:12 - 3:15
    Resimde sadece o var,
    başkan bile yok.
  • 3:16 - 3:17
    Nasıl çalışıyor?
  • 3:18 - 3:19
    Oldukça basit.
  • 3:19 - 3:23
    Bir çok akıllıca yöntem kullanılıyor,
    ama basitleştirirsek,
  • 3:23 - 3:25
    iki şeye diğerlerinden daha çok bakıyor.
  • 3:25 - 3:30
    İlki, her bir internet sitesinde
    resmin altında ne yazdığı.
  • 3:30 - 3:32
    Resmin altında
    "Michelle Obama" mı yazıyor?
  • 3:32 - 3:34
    Gerçekten onun olduğuna dair
    iyi bir gösterge.
  • 3:34 - 3:37
    İkinci olarak Google internet sitesine
  • 3:37 - 3:40
    yüklenen resim dosyasının
    adına bakıyor.
  • 3:40 - 3:42
    "Michelle Obama.jpeg” mi denmiş?
  • 3:43 - 3:46
    Resimde Clint Eastwood olmadığına dair
    iyi bir gösterge.
  • 3:46 - 3:50
    Böylece bu iki yöntemle böyle bir
    arama sonucuna ulaştınız -- neredeyse.
  • 3:50 - 3:55
    Michelle Obama 2009 yılında
    arama sonuçları üzerinden
  • 3:55 - 4:01
    ona hakaret etmek üzere ayarlanmış
    ırkçı bir kampanyanın mağduruydu.
  • 4:01 - 4:04
    İnternette yaygın olarak paylaşılan,
  • 4:04 - 4:07
    yüzünün maymuna benzetildiği,
    oynanmış bir resim vardı.
  • 4:07 - 4:10
    Bu resim her yerde yayınlandı.
  • 4:10 - 4:13
    İnsanlar bilinçli bir şekilde,
  • 4:13 - 4:16
    o resmin arama sonuçlarında
    çıkması için uğraştılar.
  • 4:16 - 4:19
    Resmin başlığına
    “Michelle Obama” yazdılar
  • 4:19 - 4:23
    ve resmi "MichelleObama.jpeg” veya benzer
    bir dosya adıyla yüklediler.
  • 4:23 - 4:25
    Neden olduğunu anladınız,
    arama sonuçlarını manipüle etmek için.
  • 4:25 - 4:27
    İşe de yaradı.
  • 4:27 - 4:30
    2009'da Google görsellerinde
    “Michelle Obama” aratıldığında,
  • 4:30 - 4:33
    üzerinde oynanmış o maymun resmi
    ilk sonuçlar arasında çıkıyordu.
  • 4:33 - 4:36
    Sonuçlar kendini yeniliyor
  • 4:36 - 4:38
    ve bu işin güzel tarafı,
  • 4:38 - 4:42
    çünkü Google her saat, her gün
    sonuçların uygunluğunu ölçmektedir.
  • 4:42 - 4:44
    Ancak bu sefer Google bununla yetinmedi,
  • 4:44 - 4:47
    şöyle düşündüler;
    “bu ırkçı ve kötü bir arama sonucu,
  • 4:48 - 4:51
    geriye dönüp bunu elle düzelteceğiz.
  • 4:51 - 4:54
    Bazı kodlar yazıp bunu düzelteceğiz.”,
  • 4:54 - 4:55
    ki yaptılar da.
  • 4:55 - 4:59
    Salonda hiç kimsenin bunun kötü bir fikir
    olduğunu düşündüğünü sanmıyorum.
  • 5:00 - 5:01
    Ben de dahil.
  • 5:03 - 5:06
    Ancak birkaç yıl sonra,
  • 5:06 - 5:09
    dünyanın en çok Google-lanan Anders’i,
  • 5:09 - 5:11
    Anders Behring Breivik,
  • 5:11 - 5:13
    yapacağını yaptı.
  • 5:13 - 5:15
    22 Temmuz 2011’de
  • 5:15 - 5:18
    Norveç tarihinin korkunç günlerinden biri.
  • 5:18 - 5:21
    Terörist olan bu adam Oslo, Norveç'te
    şu an bulunduğumuz yere
  • 5:21 - 5:24
    yürüme mesafesinde olan bazı
    devlet binalarını havaya uçurdu;
  • 5:24 - 5:26
    ve sonra Utøya Adasına gitti,
  • 5:26 - 5:29
    bir grup çocuğa ateş etti
    ve onları öldürdü.
  • 5:29 - 5:31
    80'e yakın kişi o gün öldü.
  • 5:32 - 5:37
    Birçok insan bu terör hadisesini
    iki aşamalı tasvir ediyor,
  • 5:37 - 5:40
    binaları patlattı ve o çocukları öldürdü.
  • 5:40 - 5:42
    Bu doğru değil.
  • 5:42 - 5:44
    Üç aşamalı idi.
  • 5:44 - 5:47
    O binaları patlattı, o çocukları öldürdü
  • 5:47 - 5:50
    ve oturup dünyanın
    onu Google-lamasını bekledi.
  • 5:51 - 5:54
    Üç aşamayı da oldukça iyi hazırladı.
  • 5:55 - 5:57
    Eğer bunu hemen anlayan biri varsa,
  • 5:57 - 5:59
    o da İsveçli
    internet tasarımcısı,
  • 5:59 - 6:03
    Stockholm’de arama motoru optimizasyonu
    uzmanı olan Nikke Lindqvist'tir.
  • 6:03 - 6:04
    Aynı zamanda oldukça
    siyasi birisiydi.
  • 6:04 - 6:07
    sosyal medyada bloğunu ve
    Facebook'u aktif kullanan biriydi.
  • 6:07 - 6:09
    Herkese şunu dedi:
  • 6:09 - 6:11
    “Şu anda bu adamın
    yapmak istediği bir şey varsa,
  • 6:11 - 6:14
    o da kendi imajını kontrol etmektir.
  • 6:15 - 6:17
    Bunu değiştirebilecek miyiz görelim.
  • 6:17 - 6:21
    Bakalım yaptığı eylemi medeni dünya olarak
    kendi arama sonuçlarında
  • 6:21 - 6:25
    ona hakaret ederek
    protesto edebilecek miyiz?”
  • 6:25 - 6:26
    Peki nasıl?
  • 6:27 - 6:29
    Tüm okurlarına şunları dedi,
  • 6:29 - 6:31
    “İnternete girin,
  • 6:31 - 6:34
    kaldırım üzerinde
    köpek dışkısı resimleri bulun --
  • 6:34 - 6:37
    kaldırım üzerinde
    köpek dışkısı resimleri bulun --
  • 6:37 - 6:40
    yayınlarınızda, internet sitelerinizde ve
    bloglarınızda bunu yayınlayın.
  • 6:40 - 6:43
    Resmin altına teröristin ismini
    yazdığınızdan emin olun,
  • 6:43 - 6:48
    resim dosyasının adının
    “Breivik.jpeg” olduğundan emin olun.
  • 6:48 - 6:52
    Google’a teröristin yüzünün
    bu olduğunu öğretelim.”
  • 6:54 - 6:55
    Ve işe yaradı.
  • 6:56 - 6:59
    Michelle Obama’ya karşı yürütülen
    kampanyadan iki yıl sonra,
  • 6:59 - 7:02
    Anders Behring Breivik'e karşı
    manipülasyon kampanyası işe yaradı.
  • 7:02 - 7:07
    22 Temmuz'dan bir süre sonra İsveç’ten
    Google görsellerinde onu aratsaydınız,
  • 7:07 - 7:11
    arama sonuçlarının üst kısımlarında
    köpek dışkısı resmini görebilirdiniz,
  • 7:11 - 7:12
    küçük bir protesto olarak.
  • 7:13 - 7:18
    Garip bir şekilde
    Google bu kez müdahale etmedi.
  • 7:18 - 7:23
    Devreye girip arama sonuçlarını
    elle düzeltmediler.
  • 7:24 - 7:26
    Şimdi milyon dolarlık soru,
  • 7:26 - 7:29
    bu iki hadise arasında fark var mı?
  • 7:29 - 7:32
    Michelle Obama’ya yapılan ile
    Anders Behring Breivik’e yapılan
  • 7:32 - 7:34
    eylem arasında bir fark var mı?
  • 7:34 - 7:36
    Elbetteki yok.
  • 7:37 - 7:38
    Kesinlikle aynı şey
  • 7:38 - 7:41
    ama bir durumda Google müdahale etti,
    diğerinde ise etmedi.
  • 7:41 - 7:42
    Neden?
  • 7:43 - 7:47
    Çünkü Michelle Obama
    saygıdeğer bir insan, sebep bu
  • 7:47 - 7:50
    ve Anders Breivik ise aşağılık bir insan.
  • 7:50 - 7:52
    Ne olduğunu anlıyor musunuz?
  • 7:52 - 7:55
    Bir kişi değerlendiriliyor
  • 7:55 - 7:59
    ve dünya üzerinde kimin kim olduğunu
  • 7:59 - 8:01
    söyleme otoritesine sahip
    tek bir güç var.
  • 8:02 - 8:04
    "Seni seviyoruz. Seni sevmiyoruz.
  • 8:04 - 8:06
    Sana inanıyoruz. Sana inanmıyoruz.
  • 8:06 - 8:08
    Haklısın. Haksızsın.
    Doğrusun. Yanlışsın.
  • 8:08 - 8:10
    Obama'sın. Breivik'sin.”
  • 8:11 - 8:13
    Bu, eğer şu ana kadar
    gördüysem, gücün kendisidir.
  • 8:15 - 8:19
    Sizden şunu hatırlamanızı rica ediyorum:
    her algoritmanın ardında
  • 8:19 - 8:21
    her zaman bir insan vardır.
  • 8:21 - 8:23
    Hiçbir kodun tamamen yok edemeyeceği
  • 8:23 - 8:26
    bir takım kişisel değerleri olan birisi.
  • 8:26 - 8:28
    Mesajım sadece Google’a değil,
  • 8:28 - 8:31
    aynı zamanda kodların
    doğruluğuna inananlaradır.
  • 8:31 - 8:34
    Kişisel önyargılarınızı
    belirlemek zorundasınız.
  • 8:34 - 8:36
    İnsan olduğunuzu anlamanız
  • 8:36 - 8:39
    ve sorumluluğu ona göre almanız
    gerekiyor.
  • 8:40 - 8:43
    Bunu şunun için söylüyorum:
    öyle bir noktaya geldik ki
  • 8:43 - 8:44
    kesinlikle şu iki şeyi
  • 8:44 - 8:48
    sıkı bir şekilde tekrar bağlamak
    zorundayız, daha sıkı bir şekilde:
  • 8:48 - 8:50
    beşeri bilim ve teknolojiyi.
  • 8:50 - 8:52
    Şimdiye kadarkinden
    daha da sıkı.
  • 8:52 - 8:56
    Bir de muhteşem bir şekilde
    cezbediciliği olan
  • 8:56 - 8:58
    önyargısız, temiz arama sonucu
    fikrinin bir efsane olduğunu
  • 8:58 - 9:01
    hatırlatmak istiyorum.
  • 9:01 - 9:03
    Zamanınızı ayırdığınız
    için teşekkürler.
  • 9:03 - 9:06
    (Alkış)
Title:
Arama sonuçlarınızdaki ahlaki önyargı
Speaker:
Andreas Ekström
Description:

Arama motorları en çok güvendiğimiz gerçeklik kaynağı ve hakemi haline geldi. Peki önyargısız bir arama sonucuna ulaşabilir miyiz? İsveçli yazar ve gazeteci Andreas Ekström bunun felsefi olarak imkansız olduğunu iddia ediyor. Bu düşündürücü konuşmada bizi teknoloji ve insani bilimler arasındaki bağı kuvvetlendirmeye çağırıyor ve bize her algoritmanın arkasında hiçbir kodun, hiçbir zaman yok edemeyeceği kişisel inançların olduğunu hatırlatıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
09:18

Turkish subtitles

Revisions